Asliye Ceza Mahkemesi Nedir?
Asliye ceza mahkemesi, ceza yargılaması sisteminin temel mahkemelerinden biridir. Diğer ceza mahkemelerinin görevli olmadığı tüm dava ve işlere asliye ceza mahkemesi bakmakla görevlidir.
Ceza yargılamaları, ağır ceza mahkemesi, asliye ceza mahkemesi, çocuk mahkemesi, çocuk ağır ceza mahkemesi, fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi gibi mahkemelerde yapılmaktadır. Ancak, ceza yargılamalarının yapıldığı esas görevli mahkemeler asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleridir. Bu iki mahkeme dışındaki diğer tüm ceza mahkemeleri özel kanunlarla kurulmuş özel mahkemelerdir.
Bazı asliye ceza mahkemeleri de uzmanlık mahkemesi şeklinde çalışmaktadır. Örneğin, vergi suçları mahkemesi olarak uzmanlaşan asliye ceza mahkemeleri vardır.
Bir suç nedeniyle savcılık soruşturması aşamasında mahkeme tarafından verilmesi gereken kararlar Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilir.
Asliye Ceza Mahkemesinin Görevleri Nelerdir?
Hangi mahkemenin, hangi dava ve suçlara bakacağı konusundaki yasal düzenlemelere görev kuralları denilmektedir. Görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda birçok istisna olmasına rağmen temel kriter şudur:
-
10 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren dava ve işlere asliye ceza mahkemesi bakmakla görevlidir (5235 Sayılı Kanun md. 12).
-
10 yıldan fazla hapis cezası gerektiren dava ve işlere de ağır ceza mahkemesi bakmakla görevlidir.
Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur (5235 sayılı Kanun m.14).
Kanunlar özellikle bir mahkemeyi yetkili ve görevli kılmışsa yargılamayı o mahkeme yapar. Sulh ceza hakimliği, ağır ceza mahkemeleri ve diğer özel mahkemelerin görevleri dışında kalan tüm dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır. Özel veya genel kanunlar, suç vasfı ve ceza miktarına bakmaksızın asliye ceza mahkemesini özellikle görevli kılmışsa, özel düzenleme nedeniyle de asliye ceza mahkemesi görevli kabul edilir (5235 Sayılı Kanun md. 11/1).
Ayrıca, sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir (CMK m.268/2-b).
Asliye Ceza Mahkemeleri Nerelerde ve Nasıl Kurulur?
Türkiye’de idari birimler dikkate alınarak mahkemelerin kuruluşu gerçekleştirilse de ihtiyaç ve yerel koşullara göre mahkemelerin nasıl kurulacağı belirlenir. Kural olarak asliye ceza mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından kurulur.
Asliye Ceza Mahkemelerinin Yapısı Nasıldır?
Asliye ceza mahkemeleri tek hakim ile yargılama yapan mahkemelerdir. Türkiye’nin birçok ilçesinde dahi birden fazla asliye ceza mahkemesi vardır. Ceza davası sayısı ve iş durumu gerektirdiği takdirde numaralandırılarak her adliye çevresinde birden fazla asliye ceza mahkemesi kurulabilir.
Asliye ceza mahkemesi duruşmalarında, yargılama faaliyetini yapmak üzere bir hakim ve iddia faaliyetini yapmak üzere bir savcı bulunur.
Asliye Ceza Mahkemesinin Görevine Giren Suçlar ve Davalar Nelerdir?
Asliye ceza mahkemesinin hangi davalara bakmakla görevli olduğu, kanun maddesinde ilgili suç için öngörülen hapis cezasının üst sınırı dikkate alınarak belirlenmektedir. Suçun cezasının üst sınırı 10 yıldan fazla veya özel bir düzenleme ile başka bir mahkeme görevli değilse, görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur (5235 Sayılı Kanunu md. 24).
Asliye ceza mahkemeleri, TCK’da düzenlenen aşağıdaki suçlar ilgili davalara bakmakla görevlidir:
- Vergi kaçakçılığı suçları,
- İhaleye fesat karıştırma suçu,
- Uyuşturucu kullanılmasını kolaylaştırma suçu,
- Kasten adam yaralama suçu,
- Taksirle adam yaralama suçu,
- Cinsel taciz suçu,
- Cinsel saldırı suçu (TCK md.102/1),
- Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu,
- Tehdit suçu,
- Şantaj suçu,
- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu,
- Konut dokunulmazlığının ihlali suçu,
- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu,
- Israrlı takip suçu (m.123/A).
- Hakaret suçu
- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu
- Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu,
- Hırsızlık suçu
- Mala zarar verme suçu,
- Güveni kötüye kullanma suçu,
- Bedelsiz senedi kullanma suçu,
- Basit dolandırıcılık suçu (TCK md. 157),
- Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu,
- Karşılıksız yararlanma suçu,
- Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu,
- Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması suçu,
- Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu,
- Çevrenin kasten ve taksirle kirletilmesi suçu,
- Gürültüye neden olma suçu,
- İmar kirliliğine neden olma suçu,
- Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçu,
- Uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma suçu,
- Usulsüz ölü gömülmesi suçu,
- Parada sahtecilik suçu
- Mühür bozma suçu,
- Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu,
- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçu,
- Özel belgede sahtecilik suçu,
- Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu,
- Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu,
- Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçu,
- Suç işlemeye tahrik suçu,
- Suçu ve suçluyu övme suçu,
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu,
- Kanunlara uymamaya tahrik suçu,
- Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçu,
- Hayasızca hareketler suçu,
- Müstehcenlik suçu,
- Fuhuş suçu,
- Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçu,
- Dilencilik suçu,
- Aynı konutta birlikte oturduğu kişilere kötü muamele suçu,
- Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu,
- Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu,
- Tefecilik suçu,
- Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme suçu
- Bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu,
- Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu,
- Görevi kötüye kullanma suçu,
- Görevi yaptırmamak için direnme suçu,
- İftira suçu,
- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu,
- Suç üstlenme suçu,
- Suç uydurma suçu,
- Suçluyu kayırma suçu,
- Yalan tanıklık suçu,
- Yalan yere yemin suçu,
- Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu,
- Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçu,
- Suçu bildirmeme suçu,
- Soruşturmanın gizliliğini ihlal suçu,
- Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu,
- Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu,
- Başkası yerine ceza infaz kurumuna veya tutukevine girme suçu,
- Hükümlü veya tutuklunun kaçması suçu
- Hükümlü ve tutuklunun ayaklanması suçu,
- İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçu,
- Cumhurbaşkanına hakaret suçu,
- Halkı askerlikten soğutma suçu,
- Askeri yasak bölgelere girme suçu.
Asliye Ceza Mahkemesi Kararları Aleyhine İstinaf ve İtiraz Başvurusu
Asliye ceza mahkemelerinin davayı sonuçlandırmayan bazı ara kararlarına karşı itiraz yoluna başvurmak mümkündür. Örneğin, tutuklama kararı, tutukluluğun devamı kararı gibi kararlara karşı itiraz başvurusu yapmak mümkündür.
İstinaf, ceza hukuku sisteminde ikinci derece bir kanun yoludur. Asliye ceza mahkemesinin tüm hükümlerine karşı istinaf yoluna başvurmak mümkündür.
Asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı istinaf ve itiraz kanun yollarına başvurma süresi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki haftadır. Karar, sanığın yokluğunda verilmişse bu süre tebliğ ile işlemeye başlar.
İstinaf veya itiraz başvurusu kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Beyanda bulunulması halinde tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hakim onayladıktan sonra başvuru yapılmış sayılır.
Asliye ceza mahkemesi hakimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine aittir.
Asliye Ceza Mahkemelerinin Hangi Kararları İçin İstinaf Başvurusu Yapılmaz?
Asliye ceza mahkemesi tarafından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına ve itiraz kanun yoluna tabi olamayan karşı istinaf kanun yoluna başvurmak mümkündür. İstinaf kanun yoluna başvuru süresi tebliğinden itibaren iki haftadır.
Ceza davası yargılaması neticesinde verilen aşağıdaki kararlarla ilgili istinaf yoluna gidilemez, bu kararlar kesin hüküm niteliğindedir.
-
15.000 TL ve bu miktarın altındaki adli para cezasına ilişkin hükümler aleyhine istinaf başvurusu yapılamaz.
-
Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlar nedeniyle verilen “beraat kararları” kesindir. Bu kararlar aleyhine istinaf başvurusu yapılmaz.
-
Özel kanunlarda kesin olduğu yazan hükümlere karşı istinaf başvurusu yapılamaz (CMK md. 272/3-b).
Asliye Ceza Mahkemesi Yargıtay Kararları
Çocuk İle İlgili Tedbir Kararında Görevli Mahkeme
Dava, ceza sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile kovuşturulmasına yer olmadığına karar verilen çocuk hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 31/1 ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Tatvan Asliye (Aile) Mahkemesince tedbir talep edilen çocuğun, suça sürüklenen çocuk olduğunu, bu çocuklarla ilgili koruma tedbirlerinin Asliye Ceza Mahkemesince alınması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Tatvan Asliye Ceza Mahkemesi ise, Çocuk Koruma Kanununun 8. maddesi gereğince korama tedbiri almaya görevli mahkemenin Çocuk Mahkemesi olduğunu, olmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun çocukların korunmasına, hakların ve esenliklerin güvence altına alınmasına ilişkin usul ve esasların düzenlenmesini amaç eden 1. maddesi ve korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında alınacak tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerinin usûl ve esaslarını kapsamına alan 2. maddesi ile koruma ihtiyacı olan çocuklar ile suça sürüklenen çocuklar ayrı ayrı değerlendirilmiş ve aynı kanunun 3/a-1 maddesi ile “korunma ihtiyacı olan çocuk” ve 3/a-2 maddesi ile “suça sürüklenen çocuk” kavramlarının tanımları yapılmıştır.
Aynı Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ile 7/1 maddeleri uyarınca koruyucu ve destekleyici tedbirlerin “çocuk hakimi” tarafından alınacağı, görevli mahkemeler yönünden ise suça sürüklenen çocuklardan söz etmeyen geçici 1. maddesinin 4. fıkrasında, çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkeme kurulup göreve başlayıncaya kadar korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir kararlarının, görevli aile ve asliye hukuk mahkemelerince alınacağı belirtilmiştir. Görevli mahkeme yönünden 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 26. maddesinin 1, 2 ve 3. fıkrası ile bu kanunun uygulamasına ilişkin yönetmeliğin, usul ve esaslar hakkındaki 4. maddenin (I/e) fıkrası ile “mahkeme; çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini, çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde aile yada asliye hukuk mahkemeleri ile ceza mahkemelerini” şeklinde görevli mahkemeler belirlenmiştir. Bunun yanında çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde görevli mahkemelerin çocuk mahkemeleri sıfatıyla yargılama yapacaklarına dair hüküm bulunmadığından, suça sürüklenen çocuklarda ceza mahkemeleri yetkili kılınmıştır
Somut olayda, hakkında tedbir talep edilen küçüğün suça sürüklenen çocuk olduğu, hakkında yapılan kovuşturma neticesinde 12 yaşından küçük olması nedeni ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar verildiği anlaşıldığından uyuşmazlığın yetkili ve görevli Tatvan Asliye Ceza Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir (Yargıtay (Kapatılan)17. Hukuk Dairesi 2012/9996 E. , 2012/11691 K.).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.