0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Neden Ne Demektir?

Ceza sorumluluğunu azaltan veya kaldıran nedenler; TCK m.24 ila TCK m.34 arasında düzenlenmiştir. Ceza sorumluluğunu azaltan veya kaldıran nedenler; hukuka uygunluk sebepleri ile kusurluluğu etkileyen -kusurluluğu azaltan veya ortadan kaldıran- halleri kapsamaktadır. Ceza sorumluğunun azaltan veya kaldıran hallerin varlığı durumunda işlenmiş bir suç nedeniyle faile verilecek cezada indirim yapılabilir veya faile hiç ceza verilmeyebilir.

Ceza sorumluluğunu kaldıran sebeplerin (kusurluluğu kaldıran veya hukuka uygunluk sebebinin varlığı) varlığı halinde soruşturma aşamasında savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) (CMK m.172), kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CMK m.223/3) verilmelidir. Ancak uygulamada savcılıkların soruşturma aşamasında ceza sorumluluğunu kaldıran hallerin varlığına rağmen KYOK kararı vermek yerine vakayı bir yargılama konusu yapmak üzere iddianame düzenledikleri görülmektedir.

Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler Nelerdir?

5237 sayılı TCK’da ceza sorumluluğunu azaltan veya kaldıran haller, hukuka uygunluk nedenleri ve kusurluluğu etkileyen haller olmak üzere TCK m.24 ila TCK m.34 arasında iki ana başlık altında toplanmıştır:

1. Hukuka Uygunluk Nedenleri

Hukuka uygunluk nedenlerinin varlığı halinde fiil başından beri hukuka uygun kabul edildiğinden, fail hakkında, soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK), kovuşturma aşamasında beraat kararı verilmelidir.

2. Kusurluluğu Etkileyen (Kusurluluğu Azaltan veya Ortadan Kaldıran) Haller

  • Amirin emri (TCK m.24/2-4). Hukuka aykırı ancak bağlayıcı olan amirin emrini ifa etmek kusurluluğu ortadan kaldırır.

  • Zorunluluk hâli (TCK m.25/2). Zorunluluk hali kusurluluğu ortadan kaldırır.

  • Hukuka uygunluk sebeplerinde sınırın aşılması (TCK m.27). Hukuka uygunluk sebeplerinde sınırın aşılması halinde bazı durumlarda kusurlulukta azalma söz konusu olur. Bazı durumlarda ise kusurluluk ortadan kalkar.

  • Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit (TCK m.28). Sanığın başkasının cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit fiilleri nedeniyle suç işlemiş olması halinde kusurluluğu ortadan kalkar.

  • Haksız tahrik (TCK m.29). Haksız tahrik altında suç işleyen sanığın kusurluluğu azalmış olur.

  • Kusurluluğu etkileyen sebeplerde hata (TCK m.30/3). Kusurluluğu etkileyen sebebin özelliğine göre bazı hallerde kusurluluğun azalması, bazı hallerde kusurluluğun ortadan kalkması söz konusudur.

  • Kaçınılmaz hata (TCK m.30/4). İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hata kusurluluğu tamamen ortadan kaldıran bir nedendir.

  • Yaş küçüklüğü (TCK m.31). Yaş küçüklüğü, sanığın yaş aralığına göre değişmekle birlikte kusurluluğu azaltan veya ortadan kaldıran bir haldir.

  • Akıl hastalığı (TCK m.32). Akıl hastalığı, sanığın akıl hastalığının türüne ve derecesine göre değişmekle birlikte kusurluluğu azaltan veya ortadan kaldıran bir haldir.

  • Sağır ve dilsizlik (TCK m.33). Sağır ve dilsizlik, kusurluluğu azaltan veya ortadan kaldıran bir haldir.

  • Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma (TCK m.34) kusurluluğu tamamen ortadan kaldıran bir haldir.

Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenlerin Açıklanması

Aşağıda ceza sorumluluğunu azaltan veya kaldıran nedenlerden öncelikle hukuka uygunluk nedenleri, daha sonra kusurluluğu etkileyen nedenler açıklanmıştır:

1- Hukuka Uygunluk Nedeni Olarak Meşru Savunma

Meşru savunma ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran bir nedendir. Hukuka uygunluk nedeni olarak meşru savunma, failin filinin hukuka aykırılığını ortadan kaldırarak fiili hukuka uygun hale getiren ve fail hakkında beraat kararı verilmesini sağlayan bir nedendir.

Meşru savunma (meşru müdafaa), 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.25/1 - Meşru Savunma

(1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

2- Hukuka Uygunluk Nedeni Olarak Kanunun Hükmünü Yerine Getirme

Kanun hükmünü yerine getirme, diğer bir deyişle görevi yerine getirme, ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran bir hukuka uygunluk nedenidir. Örneğin, bir kimseyi suçüstü halinde yakalayarak polis gelinceye kadar hareket etmesini engelleyen şahıs, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu işlemiş olmaz. Çünkü, suçüstü halinde CMK m.90 herkese yakalama yapma yetkisi vermektedir.

Kanun hükmünü yerine getirme, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.24/1 - Kanun Hükmünü Yerine Getirme

(1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.

3- Hukuka Uygunluk Nedeni Olarak Hakkın Kullanılması

Hakkın kullanılması, ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran bir hukuka uygunluk nedenidir. Örneğin, avukatlık statüsünün verdiği hakkı kullanarak insan öldüren biriyle görüşen avukatın suçu bildirmeme suçu nedeniyle yargılanması mümkün değildir. Çünkü, avukat bir hakkı kullanarak suç işleyen bir kimseyle görüştüğünce ceza sorumluluğu hukuka uygunluk nedeniyle ortadan kalkar.

Hakkın kullanılması, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.26/1 - Hakkın Kullanılması

(1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.

4- Hukuka Uygunluk Nedeni Olarak İlgilinin Rızası

İlgilinin rızası (veya mağdurun rızası), kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin ceza sorumluluğunu ortadan kaldırır. Örneğin, özgür iradesiyle kendisine basit bir tokat atılmasını isteyen mağdurun rızasıyla tokat atan kimse kasten yaralama suçu nedeniyle cezalandırılamaz.

İlgilinin rızası, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.26/2 - İlgilinin Rızası

(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.

5- Kusurluluğu Azaltan Bir Neden Olarak Haksız Tahrik

Haksız tahrik, ceza sorumluluğunu azaltan bir nedendir. Haksız tahrik, failin kusurluluk hali üzerinde etkide bulunarak kusurluluğu etkileyen bir haldir. Haksız tahrik altında suç işleyen fail hakkında ceza indirimi yapılmaktadır.

Haksız tahrik, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.29 - Haksız Tahrik

Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

Haksız tahrikin ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak unsurları Yargıtay uygulamasında şu şekildedir (CGK-K.2023/109):

Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.

Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;

a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,

b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,

c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,

d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sâdır olmalıdır.

01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanun’da, 765 sayılı Kanun’da yer alan ağır – hafif tahrik ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.

Yerleşmiş yargısal kararlarda kabul edildiği üzere, gerek fail, gerekse mağdurun karşılıklı haksız davranışlarda bulunması hâlinde, tahrik uygulamasında kural olarak, haksız bir eylem ile mağduru tahrik eden fail, karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını ileri süremez. Ancak maruz kaldığı tepki, kendi gerçekleştirdiği eylemle karşılaştırıldığında aşırı bir hâl almışsa, başka bir deyişle tepkide açık bir oransızlık varsa, bu tepkinin artık başlı başına haksız bir nitelik alması nedeniyle fail bakımından haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir.

Karşılıklı tahrik oluşturan eylemlerin varlığı hâlinde, fail ve mağdurun biri diğeri yönünden tahrik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik-sonralık durumları ile birbirlerine etki-tepki biçiminde gelişip gelişmediği göz önünde tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı, buna göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek, failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık saptanması hâlinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidilmelidir.

Evrensel bir ceza hukuku temel ilkesi olan kuşkudan sanık yararlanır prensibi uyarınca bir olayda ilk haksız hareketin sanıktan mı, yoksa maktule ya da mağdurdan mı kaynaklandığının her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamaması halinde, oluşan kuşku sanık lehine yorumlanarak sanığın TCK’nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünden yararlandırılması gerektiği hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı açık ise de bu kabulün dosya kapsamında olayın anlaşılan gerçekleşme biçimine, somut olayın özelliklerine ve hayatın olağan akışına uygun düşmesi zorunluluğu karşısında her olayın kendine özgü koşulları değerlendirilerek bir sonuca varılmalıdır.

6- Kusurluluğu Ortadan Kaldıran Bir Neden Olarak Amirin Emrini Yerine Getirme

Hukuka aykırı ancak bağlayıcı olan amirin emrini ifa etmek kusurluluğu ortadan kaldırdığından ceza sorumluluğunu da ortadan kaldırır.

Amirin emrini yerine getirme, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.TCK m.24/2-4 - Amirin Emrini Yerine Getirme

(2) Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz.

(3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.

(4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.

7- Kusurluluğu Ortadan Kaldıran Bir Neden Olarak Zorunluluk Hali

Zorunluluk hali, kusurluluğu ortadan kaldırdığından ceza sorumluluğunu da ortadan kaldırır.

Zorunluluk hali, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.TCK m.25/2 - Zorunluluk Hali

(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

8- Kusurluluğu Ortadan Kaldıran Bir Neden Olarak Cebir ve Şiddet, Korkutma ve Tehdit

Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit, kusurluluğu ortadan kaldırdığından failin ceza sorumluluğunu da ortadan kaldırır.

Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.28 - Cebir ve Şiddet, Korkutma ve Tehdit

Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.

9- Kusurluluğu Azaltan veya Ortadan Kaldıran Bir Neden Olarak Kusurluluğu Etkileyen Sebeplerde Hata

Kusurluluğu etkileyen sebeplerde hata, bazı hallerde kusurluluğu azaltarak ceza indirimi yapılmasına neden olur, bazı hallerde ise kusurluluğu ortadan kaldırdığından failin ceza sorumluluğunu da ortadan kaldırır.(TCK m.30/3). Kusurluluğu etkileyen sebebin özelliğine göre bazı hallerde kusurluluğun azalması, bazı hallerde kusurluluğun ortadan kalkması söz konusudur.

Kusurluluğu etkileyen sebeplerde hata, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.30/3 - Kusurluluğu Etkileyen Sebeplerde Hata

3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.

10- Ceza Sorumluluğunu Azaltan veya Ortadan Kaldıran Nedenlerde Hata

Ceza sorumluluğunu azaltan veya ortadan kaldıran nedenlerde hata, bazı hallerde fail hakkında ceza indirimi yapılmasına neden olur, bazı hallerde ise failin ceza sorumluluğunu da ortadan kaldırır.(TCK m.30/3). Hata sebebinin özelliğine göre bazı hallerde kusurluluğun azalması, bazı hallerde kusurluluğun ortadan kalkması söz konusudur.

Ceza sorumluluğunu azaltan veya ortadan kaldıran nedenlerde hata, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.30/3 - Kusurluluğu Etkileyen Sebeplerde Hata

3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.

11- İşlediği Fiilin Haksızlık Oluşturtuğu Hususunda Kaçınılmaz Hata

İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşülmesi kusurluluğu tamamen ortadan kaldırdığından cezayı ortadan kaldırılmaktadır.

İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz hata, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.30/4 - Kaçınılmaz Hata

4) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.

12- İşlediği Fiilin Haksızlık Oluşturtuğu Hususunda Kaçınılmaz Hata

İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşülmesi kusurluluğu tamamen ortadan kaldırdığından cezayı ortadan kaldırılmaktadır.

İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz hata, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.30/4 - Kaçınılmaz Hata

4) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.

13- Kusurluluğu Azaltan veya Ortadan Kaldıran Bir Neden Olarak Yaş Küçüklüğü

Yaş küçüklüğü, failin içinde bulunduğu yaş grubuna göre kusurluluğu azaltan veya ortadan kaldıran bir nedendir.12 yaşından küçük çocuklar işlediği filler nedeniyle kusurlu kabul edilmediklerinden cezai sorumlulukları da yoktur. 12 yaş ila 18 yaş arasındaki çocuklar açısından kusurluluk azaldığından cezai sorumluluk da azaltılarak ceza indirimi uygulanmaktadır.

Yaş küçüklüğü, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.31- Yaş Küçüklüğü

(1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.

(3) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.

14- Kusurluluğu Azaltan veya Ortadan Kaldıran Bir Neden Olarak Akıl Hastalığı

Akıl hastalığı, türüne ve derecesine göre kusurluluğu azalttığı hallerde ceza indirimi, kusurluluğu ortadan kaldırdığı hallerde ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran nedendir.

Akıl hastalığı, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.32 - Akıl Hastalığı

4) (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.

(2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.</p>

15- Kusurluluğu Azaltan veya Ortadan Kaldıran Bir Neden Olarak Sağır ve Dilsizlik

Sağır ve dilsizlik, kusurluluğu azalttığı hallerde ceza indirimi, kusurluluğu ortadan kaldırdığı hallerde ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran bir nedendir.

Sağır ve dilsizlik konusundaki ceza sorumluluğunu azaltan veya ortadan kaldıran düzenleme, yukarıda açıkladığımız çocuklara ilişkin yaş küçüklüğü nedeniyle belirlenen sorumluluk esas alınarak yapılmıştır. Sağır ve dilsizlik, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.33 - Sağır ve Dilsizlik

Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş olup da yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanır.

16- Kusurluluğu Ortadan Kaldıran Bir Neden Olarak Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma

Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma, kusurluluğu ortadan kaldırdığından ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran nedendir.

Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma, 5237 sayılı TCK’da şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.34 - Geçici nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma

(1) Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez.

(2) İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS