Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik veya Tercümanlık Suçu Nedir? (TCK 276)
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu, 5237 sayılı TCK’nın 276. maddesinde “Adliyeye Karşı Suçlar” bölümünde şu şekilde düzenlenmiştir:
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik veya Tercümanlık
Madde 276 - (1) Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalaada bulunması halinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada belirtilen kişi veya kurullar tarafından görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe aykırı olarak tercüme etmesi halinde, birinci fıkra hükmü uygulanır.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik veya Tercümanlık Suçunun Unsurları
Madde gerekçesine göre; madde, bilirkişi ve tercümanların kasten gerçeği yanlış olarak yansıtmalarını, yanlış tercüme yapmalarını cezalandırmaktadır. Bilirkişinin, kendi bilgi ve değerlendirmesine göre vereceği mütalâanın sadece hatalı olması, kastın bulunmaması hâlinde suç oluşturmayacaktır.
Suçun oluşması için gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlığın bazı kişi veya kurullar önünde yapılması gerekir:
-
Yargı merciileri (mahkemeler, hakimlik vb.),
-
Suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurullar. Örneğin, savcılık.
TCK.nın 276/1. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı bilirkişilik suçu, yetkili merci, kişi veya kurul tarafından bilirkişi olarak atanan kişinin, bu görevinde gerçeğe aykırı mütalaa, düşünce açıklaması ile işlenmektedir. Gerçeğe aykırı mütalaa verilmesi fiili, gerçeğin tümüyle gizlenip açıklanmaması, gerçeğin kısmen açıklanması veya gerçeğin kısmen veya tamamen değiştirilerek açıklanması suretiyle oluşur. Bilirkişinin, incelemeye konu işi gerektiği gibi incelenmeksizin yada incelemesine karşın elde ettiği bilgi ve bulguları olduğu gibi değil de farklı oran, miktar ve nitelikte göstererek gerçeğe aykırı görüş açıklaması halinde de suç oluşacaktır (Y8CD-K.2020/15622).
Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur.
Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir.
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçunun alt sınırı nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.
Uzlaşma
Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Görevli Mahkeme
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik veya Tercümanlık Suçu Yargıtay Kararları
İcra Dairesinde Bilirkişilik Görevinin Kötüye Kullanılması Suçu
Sanığa atılı “Gerçeğe aykırı bilirkişilik” suçunun oluşabilmesi için; yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapma veya yemin altında tanık dinleme yetkisine sahip kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalâada bulunması gerektiği, bunun dışındaki durumlarda ise TCK’nın 6. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kamu görevlisi sayılan bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalâada bulunması eyleminin TCK’nın 257/1. maddesinde düzenlenen “görevi kötüye kullanma” suçunu oluşturabileceği,
Somut olayda; sanığın, bilirkişi olarak görevlendirilip mütalâada bulunduğu Bodrum 1. İcra Müdürlüğünün TCK’nın 276/1. maddesinde sayılan yargı merci veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapma veya yemin altında tanık dinleme yetkisine sahip kişi veya kurul olarak değerlendirilemeyeceğinden sanığın kanıtlanan eyleminin TCK’nın 257/1. maddesi kapsamındaki suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/13377 E. , 2014/7161 K.).
Tüketici Hakem Heyetinde Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik
Tüketici hakem heyetinin yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak ya da yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurullardan olmaması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 276/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturmayacağı ancak TCK’nın 6/1-c maddesi kapsamında kamu görevlisi sayılan bilirkişi sanık …‘un görevi gereğince düzenlediği, içerik itibariyle sahte olan ve sahte alındı imzası taşıyan raporun resmi belge olarak kabulünde zorunluluk bulunduğundan sanığın eyleminin TCK’nın 38/1 ve 40/2. maddeleri delaletiyle TCK’nın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçuna temas ettiği gözetilerek, belge aslı da temin edilip iğfal kabiliyeti yönünden değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar : 2015/4222).
Akrabaları Lehine Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik Yapma
Kadastro tespit çalışmaları sırasında mahalli bilirkişi olarak görev yapan sanıkların, kadastro tutanakları düzenlendiği sırada gerçeğe aykırı bilirkişilik yapmak suretiyle köye ait meraları kendileri ve akrabalarının üzerine geçirilmesini sağladıklarının iddia olunması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK.nun 276. maddesinde öngörülen “gerçeğe aykırı bilirkişilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 21. Ceza Dairesi - Karar : 2016/2101).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.