0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Ağır Ceza Mahkemesi Nedir?

Ağır ceza mahkemesi, ilk derece ceza yargılamasında kanunda öngörülen ceza miktarı bakımından en ağır suçlara bakan mahkemedir. Ağır ceza mahkemesinin görevi, 5235 Sayılı Kanun md. 12’de düzenlenmiştir.

İşlenen herhangi bir suçun ağır ceza mahkemesinin yargılama görevine giren suçlardan olup olmadığı 5235 Sayılı Kanun’un 12. maddesinin suç vasfı ve ceza miktarı yönünden getirdiği kriterleri dikkate alınarak belirlenir. Ağır ceza mahkemesinin görevi kapsamına girdiği açıkça belirtilmeyen suçlara asliye ceza mahkemesi bakmakla görevlidir. Sanık, 18 yaşından küçük ise, yargılama görevi çocuk ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Bir suç nedeniyle savcılık soruşturması aşamasında mahkeme tarafından verilmesi gereken kararlar Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilir.

Ağır Ceza Mahkemeleri Hangi Davalara Bakmakla Görevlidir?

Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlar bakımından üç temel kriter vardır. Bu kriterler şunlardır:

1-) Özel kanunlar açıkça ayrı bir suça daha bakma görevi vermediği müddetçe, ağır ceza mahkemeleri aşağıdaki suçlara bakmakla görevlidir:

2-) 5237 Sayılı TCK’nın İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlardan TCK md. 318, 319, 324, 325 ve 332 kapsamındaki suçlar, ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlardan değildir. Ancak bölümlerde yer alan aşağıdaki suçlara dair davalara bakma yetkisi ağır ceza mahkemesine aittir:

3-) Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren, yani üst sınırı 10 yıldan fazla olan tüm suçlara ilişkin davalara bakma görevi ağır ceza mahkemesine aittir (5235 Sayılı Kanun md. 12). Örneğin, TCK md. 197/1’de düzenlenen parada sahtecilik suçu (TCK md.197/1) ve uyuşturucu madde imal veya ticareti suçu (TCK md.188) ile ilgili davalarda ceza üst sınırı nedeniyle ağır ceza mahkemesi görevlidir.

Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur (5235 sayılı Kanun m.14).

Ağır Ceza Mahkemeleri Nasıl ve Nerelerde Kurulur?

Ceza mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığın tarafından kurulur (5235 sayılı Kanun md. 9).

Ağır ceza mahkemesinin yargılama yapma yetkisi diğer mahkemelerden daha geniş tutulabilir. Yani, ağır ceza mahkemesi birden fazla adliye çevresinde işlenen ağır cezalık suçlara bakabilir. Örneğin, İstanbul ili Bakırköy ilçesi ağır ceza mahkemesi yargı çevresi, Küçükçekmece ve Büyükçekmece adliyeleri çevresinde işlenen ağır cezalık suçları da kapsamaktadır.

Ağır Ceza Mahkemelerinin Soruşturma Aşamasındaki Görevleri Nelerdir?

Ağır ceza mahkemelerinin esas görevleri kovuşturma aşaması ile ilgili olmakla birlikte kişi özgürlüğünü ilgilendiren önemli konularda karar alma yetkisi de bu mahkemelere verilmiştir. Ağır ceza mahkemelerinin soruşturma aşamasındaki görevleri şunlardır:

  • Telekomünikasyon yoluyla iletişimin dinlenmesi,, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ağır ceza mahkemesi tarafından oy birliğiyle karar verilmesi halinde mümkündür. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oy birliği aranır (CMK md.135-1).

  • Ağır ceza mahkemesi tarafından bir soruşturmayla ilgili oy birliği ile gizli soruşturmacı görevlendirilebilir. İtiraz edilmesi üzerine bu soruşturma tedbirine karar verilebilmesi için de oy birliği aranır (CMK md. 139/1).

  • Ağır ceza mahkemeleri sanık veya şüphelinin teknik araçlarla izlenmesine oy birliğiyle karar verebilir. İtiraz edilmesi üzerine bu soruşturma tedbirine karar verilebilmesi için de oy birliği aranır (CMK md. 140/2).

  • Taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoymaya ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz edilmesi üzerine bu soruşturma tedbirine karar verilebilmesi için de oy birliği aranır (CMK md. 128/9).

  • Ağır ceza mahkemesinin görevi kapsamına giren önemli işlerden biri de Cumhuriyet savcılıkları arasındaki yetki uyuşmazlıklarını ela alarak çözmesidir (CMK md. 161/7)

Ağır Ceza Mahkemesinin Yapısı Nasıldır?

Ağır ceza mahkemesinde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Bu mahkeme bir başkan ve iki üye ile toplanır ve karar verir. Duruşmalara mahkeme başkanı ve iki üyeden oluşan mahkeme heyeti ile savcının katılımı zorunludur (5235 Sayılı Kanun md. 9)

Ağır ceza mahkemesinde tüm kararlar müzakere yolu ile verilmelidir. Karara katılacak üye hakimler müzakerede görüşünü söyler, mahkeme başkanı müzakereyi yöneterek oyları toplar ve kararı açıklar (CMK md. 228).

Ağır Ceza Mahkemelerinin Hangi Kararlarına İtiraz Edilebilir?

İtiraz kanun yolu, ilk derece mahkemesinin verdiği bir kararın aynı derecede yer alan bir başka mahkeme tarafından değerlendirilmesi için öngörülmüştür. Örneğin, tutuklamaya itiraz edilmesi halinde aynı derecede yer alan başka bir mahkeme, tutuklama kararının yerinde olup olmadığını denetler.

Ağır ceza mahkemelerinin davayı sonuçlandırmayan ara kararlarına karşı da itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Örneğin, tutuklama, yakalama, el koyma, tutukluluğun devamı kararları aleyhine itiraz kanun yoluna başvurulabilir.

Ağır ceza mahkemesi ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.

Ağır ceza mahkemesi kararlarına itiraz süresi tefhim (öğrenme) veya tebliğden itibaren 7 gündür (CMK md. 268/1

Ağır ceza mahkemesi tarafından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurmak mümkündür.

Ağır Ceza Mahkemelerinin Kararlarına Karşı İstinaf Başvurusu

İstinaf, ağır ceza mahkemesi kararının hem maddi olay yönünden hem hukuki yönden üst dereceli istinaf mahkemesi tarafından denetlenmesidir.

Ağır ceza mahkemelerinin davayı neticelendiren, yani hüküm niteliğindeki kararlarına karşı şartları varsa istinaf kanun yoluna başvurulabilir. 15 sene ve daha fazla hapis cezaları istinaf mahkemesi tarafından kendiliğinden temyiz incelemesine tabi tutulur.

Ağır ceza mahkemesi kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurma hakkının istisnaları şunlardır:

  • 3.000 TL veya daha az adli para cezasına ilişkin hükümler aleyhine istinaf kanun yoluna gidilemez.

  • Üst sınırı 500 günü (yaklaşık 10.000 TL) geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlar nedeniyle verilen “beraat kararları” kesindir. Bu kararlar aleyhine istinaf başvurusu yapılmaz. (CMK md. 272/3-b).

Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçların büyük bir kısmında avukat ile temsil zorunludur. Bu nedenle, davanın bir ceza avukatı aracılığıyla takip edilmesi iddia faaliyeti ve savunma hakkının sağlanması açısından yararlı olacaktır.

Ağır Ceza Mahkemesinin Görevi İle İlgili Yargıtay Kararları


Hakim ve Savcıların Ağır Ceza Mahkemesi Heyetine Dahil Olması

Uygulamada duraksamalara yol açabilecek olan “Ağır ceza mahkemesi heyetine dahil bulunmak” kavramı hâkimler ve Cumhuriyet savcıları yönünden ayrı ayrı açıklanacak olursa; Bir hâkimin ağır ceza mahkemesi heyetine dahil kabul edilebilmesi için ağır ceza mahkemesi başkan veya üyesi sıfatıyla o yere atanmış olması veya müstemir yetki ile ağır ceza mahkemesi başkan veya üyeliği görevini yapıyor bulunması gerekir. Esasen, ağır ceza mahkemesi kuruluşu bulunan yerdeki diğer mahkemelerde görevli olan, ancak ağır ceza heyetine dahil bir hâkimin izin, hastalık, emeklilik gibi nedenlerle görevinden ayrılması üzerine Adalet Komisyonu Başkanları tarafından, uhdelerindeki asıl görevlerine ek olarak geçici süreyle ağır ceza mahkemelerinde görevlendirilen hâkimler ise, salt bu görevin süresi ile sınırlı biçimde, “Ağır ceza mahkemesi heyetine dahil hâkim” olarak kabul edilmelidirler.

Nitekim Ceza Genel Kurulunun 30.12.1946 tarihli ve 207-205 sayılı kararında; “Sulh hâkimlerinin ağır ceza mahkemelerinde ledelicap yetki ile üye bulunması, aslî sıfatının selbini icap ettirmeyeceğinden, aslî vazifesinden mütevellit suçlardan dolayı muhakemesi ağır ceza mahkemesinin görevi dahilinde olup, Yargıtayın hususi dairesi görevinden hariçtir.” denilmekle bu hususa işaret edilmiştir.

Cumhuriyet savcıları yönünden ise durum farklılık göstermektedir. Ağır ceza mahkemesi kuruluşu bulunan yerlerdeki Cumhuriyet başsavcıları kanundan kaynaklanan görevleri nedeniyle ağır ceza mahkemesi heyetine dahil sayılırlar. Aynı yerde görev yapan Cumhuriyet savcıları ise, ancak Cumhuriyet başsavcısının yapacağı iş bölümü gereği savcılık örgütünü ağır ceza mahkemesi nezdinde temsil edebilmektedirler. O hâlde, Cumhuriyet savcıları da ağır ceza mahkemesinin yargılama faaliyetlerinde savcılık makamını temsil ile görevlendirilmeleri durumunda ve bu görev süresi ile sınırlı olarak ağır ceza mahkemesi heyetine dahil kabul edilmelidirler. Aksinin kabulü, ağır ceza merkezlerinde görev yapan tüm Cumhuriyet savcılarının Yargıtayın görevli ceza dairesinde yargılanması sonucunu doğuracak olup bu durumun kanun koyucunun Yargıtay Dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapmalarının tali ve istisnai nitelikte olduğu yönündeki amacı ile bağdaşması mümkün değildir (Ceza Genel Kurulu-K.2019/631).

Resmi Evrakta Sahtecilik/Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda Görevli Mahkeme

Sanığın, müştekilere ait araçların muayene işlemlerini yaptıracağından bahisle araçlara ait kamu kurumlarından olan Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Büro Amirliğinin maddi varlıklarından sayılan motorlu araç trafik belgelerini alarak, 07 S 9953 plaka sayılı araca ait motorlu trafik ve tescil belgesi üzerinde sahte muayene işlemi yapmak suretiyle resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia ve kabul olunması karşısında; dolandırıcılık suçu yönünden eylemin TCK’nın 158/1-d. maddesinde öngörülen “kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık’’ suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2018/269).

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu ve Özel Belgede Sahtecilik

Sanık …‘a ait Konya İlinde faaliyet gösteren …. İletişim isimli işyerinde katılan …’a ait kimlik fotokopisini ile sahte abonelik sözleşmesi düzenleyerek …. - …. - …. numaralı hatları alındığı iddia olunan olayda bahse konu hat alınırken katılana ait Nüfus İdaresinin maddi varlığı olan nüfus cüzdanı fotokopisinin kullanılmış olması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 56/4-5 delaletiyle 63/10 2. cümleye muhalefet suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar : 2019/8759).

Nitelik Cinsel Saldırı Suçunda Görevli Mahkeme

İddianame içeriği ile kabule göre olay günü sanığın, çalışmayan CD’ler için televizyonu kontrol etmek bahanesiyle ikinci kez evine geldiği mağdureye arkadan sarılıp, eliyle ağzını kapatması üzerine yaşanan arbedede yere düşmelerinin ardından mağdurenin elinde bulunan makasla yaraladığı sanığın, cinsel saldırı eylemini tamamlayamadan evden ayrılması şeklinde gerçekleşen olayda sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 102/2. maddesinde düzenlenen nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs kapsamında kalma ihtimali bulunup, bu suç ile bağlantılı işlenen diğer suçlarla ilgili açılan davaya bakma ve bu kapsamda delilleri takdir ve değerlendirme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması bozma nedenidir ( Y14CD Esas : 2015/8059 Karar : 2019/10549).

Alacağı Tahsil Amacıyla Yağma Suçunda Görevli Mahkeme

Sanık hakkında açılan kamu davasında, alacağın tahsili amacıyla yakınana tehdit eyleminin gerçekleştiğinin belirtilmesi karşısında; sanığın eyleminin daha az cezayı gerektiren hal ve/veya yağma suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi - Karar : 2020/1259).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS