Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Nedir? (TCK md.135)
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, kimliği belli veya belirlenebilir bir kişiye ait kişisel veri niteliğinde herhangi bir bilginin hukuka aykırı bir şekilde kaydedilmesi ile meydana gelir.
Hukuka aykırı bir şekilde kaydedilen kişisel verilerin sır olması şart değildir. Kişisel verilerin kaydedilmesi; kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı, herkes tarafından bilinmeyen veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olmayan, kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan tüm verilerin “hukuka aykırı” olarak kaydedilmesidir.
Örneğin; başka bir şahsın kimlik bilgilerini bir internet sitesine üyelik kaydı için kullanma; bir eczanenin kendisinden ilaç satın alan tüm insanlara ait kişisel bilgileri (veri niteliğinde) bilgisayara kaydetmesi; bir laboratuvarın az bulunan bir kan grubuna sahip hasta bilgilerini kaydetmesi gibi haller kişisel verilerin kaydedilmesi suçuna vücut verir.
TCK md.135’te düzenlenen kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suçu; hayatın özel alanına ilişkin değerleri koruyan özel norm niteliğinde bir suç olduğundan, benzer nitelikte fiiller içerse bile aşağıdaki suçlarla karıştırılmamalıdır:
- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu,
- Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi, Kayda Alınması ve İfşa Edilmesi Suçu,
- Haberleşmenin Gizliliğini İhlal suçu,
- Kişisel verileri ele geçirme, yayma veya başkasına verme suçu,
- Bilişim suçları.
Hangi Bilgiler Kişisel Veri Olarak Kabul Edilir?
Kişisel veri kavramının ne anlama geldiği, kişisel verilerin nasıl kaydedileceği ve korunacağı 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile belirlenmiştir. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na göre, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi kişisel veri olarak kabul edilmelidir.
“Kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir; ancak, herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler, yasal anlamda “kişisel veri” olarak değerlendirilemez (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2014/3760 karar).
Bir özel hayat fotoğrafı, görüntüsü ya da sesinin, “kişisel veri” olduğunda kuşku bulunmamakta ise de, kişinin özel hayatına ilişkin görüntüsü ya da sesinin, bilgisi dışında, resim çekme veya kaydetme özelliğine sahip aletle belli bir elektronik, dijital, manyetik yere sabitlenmesi TCK’nın 134/1. maddesinin 2. cümlesinde; rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, aleniyet kazandırılması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması TCK’nın 134/2. maddesinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında düzenlendiğinden, kişinin özel hayatına ilişkin görüntüsü ya da sesi, yasal anlamda, TCK’nın 136/1. maddesi kapsamında kişisel veri olarak değerlendirilemez.(Yarg.12CD-Karar: 2016/12504).
Hukuka uygun bir şekilde elde edilen kişisel verilerin, özel kanunlarda belirlenen sürelerin sonunda yok edilmesi gerekir. Verilerin bu süreler sonunda yok edilmemesi halinde kişisel verilerin yok edilmemesi suçu meydana gelir.
Yargısal uygulamada kişisel veri kavramı şu şekilde sistematize edilmektedir (Yarg.12CD - Karar:2012/12126).
-
Yaşam şekline ilişkin kişisel veriler: Kişilerin üçüncü kişiler tarafından ayırımcılığa uğramaması ve haysiyetinin korunmasıyla ilişkili olarak, dini inançları, cinsel tercihleri, etnik kökeni, suç geçmişi, politik eğilimleri ve kişisel özel aktivitelere ilişkin bilgiler bu bağlamda sayılabilecektir.
-
Ekonomik ve finansal kişisel veriler: Suçlular tarafından suistimale ve kimlik hırsızlığına hedef olmamak için kişinin mali varlığı, sahip olduğu hisse ve hesaplar, borçları, yaptığı alış verişler, kredi kartlarına ilişkin veriler. Ayrıca sayılan bu bilgiler ile kişinin nerede ve kimlerle bulunduğuna, sağlık bilgilerine ilişkin bilgiler de ortaya çıkarabileceğinden ve varlık bilgisinin toplumsal açıdan da özel sayılmasından dolayı önemi artmaktadır.
-
Bilişim alanına ilişkin kişisel veriler: E-postaların bizzat adresleri veya şifreleri, internet ortamında paylaşılan kişisel veriler mahrem olarak değerlendirilebilir. Bunun önemi şu bakımdan artmaktadır. İnternette gezinti yapan kişi birçok kişisel bilgileri paylaşmakta, bu bilgiler kayıt altına alınmakta, yine internet erişimine ilişkin iz kayıtlarının hizmet sağlayıcı ve sunucu sahipleri tarafından tutulabiliyor olması nedenleriyle artmaktadır.
-
Sağlıkla ilgili kişisel veriler: Sağlık verileri kişilerin iş güvenliğini, toplum içindeki statüsünü ve sigorta kapsamını etkileyen hassas bilgilerdir. Ayrıca sağlık verileri kişilerin sosyal yaşantısı ve psikolojik durumları hakkında bilgi edinilmesine neden olabilir. Biyometrik (Kişinin kendine özgü fiziksel veya biyolojik niteliklerine dayalı olarak insanların kimliğini tespit için dijital teknolojiden faydalanma bilimi veriler de kişisel veriler arasındadır.
-
Politik kişisel veriler: Toplum içinde yaşayan kişilerin siyasi tercihleri toplum katmanları arasında bilinme halinde ayırımcılığa maruz kalma ihtimali bulunduğundan bu bilgilerde kişisel veridir.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, özel hayata karşı suçlardan olmasına rağmen takibi şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Herhangi bir şekilde suçun işlendiği öğrenildiğinde savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatılmalıdır. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu açısından herhangi bir şikayet süresi yoktur.
Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl geçmeden mağdur aleyhine işlenen suç savcılığa bildirilmelidir. Aksi takdirde, dava zamanaşımı süresi dolacağından suç ile ilgili soruşturma yapılamayacaktır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Cezası (TCK md.135)
Hukuka aykırı olarak kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md. 135/1).
Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse de 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK md. 135/2).
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun;
- Kamu görevlisi (memur vb.) tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
- Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle
işlenmesi halinde, TCK md.136 gereği hükmedilecek hapis cezası 1/2 oranında arttırılır (TCK md. 137).
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile kişisel verilerin kaydedilmesi suçu arasında korunan hukuki değerler açısından benzerlikler vardır. Kişisel verilerin kaydedilmesi fiili, esasen bir kimsenin hayatının özel alanına ilişkin bilgilerin kaydedilmesidir. Ancak, bir kimsenin hayatının özel alanına ilişkin kaydedilen her bilgi, kişisel verilerin kaydedilmesi suçuna vücut vermez. Uygulama yapılırken her iki suç arasındaki ince çizgiye dikkat edilmesi gerekir.
Örneğin; bir kimsenin çıplak resimlerinin kaydedilmesi, çıplak görüntü kişisel veri olarak kabul edilmediği için, kişisel verilerin hukuka aykırı kaydedilmesi suçu değil, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Cezayı Arttıran Nedenler (TCK md.137)
Aşağıdaki hallerde kişisel verilerin kaydedilmesi suçu nedeniyle hükmedilen cezalar arttırılmalıdır:
-
Suçun kamu görevlisi (memur, belediye zabıtası, avukat, hakim, savcı) tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle kişisel verilerin kaydedilmesi suçu işlenirse yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar 1/2 oranında arttırılarak hükmedilmelidir.
-
Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle kişisel verilerin kaydedilmesi suçu işlenirse yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar 1/2 oranında arttırılarak hükmedilir.
Cezanın Ertelenmesi, Adli Para Cezasına Çevrilmesi veya HAGB
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydeilmesi suçunun hapis cezası, belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu nedeniyle hükmedilen ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.
Cezanın ertelenmesi, hükmedilen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi, sanığın belirlenen denetim süresini sosyal hayat içerisinde iyi halli geçirmesi halinde cezasının infaz edilmiş sayılmasını sağlayan bir bireyselleştirme kurumudur. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Yargıtay Kararları
Çıplak Görüntü ve Fotoğrafların Kaydedilmesi
Mağdur, çıplak görüntülerini internet üzerinden sanığa göndermiştir. Sanık da bu çıplak görüntüleri flash diske kaydederek, kaydettiği bu çıplak resimleri de mağdurun babasına vererek ifşa etmiştir. Bu olayda, mağdurun, cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak görüntüleri kişisel veri olarak kabul edilemeyeceğinden, kişisel verilerin hukuka aykırı bir biçimde kaydedilmesi suçu değil; TCK md. 134/1-2 belirtilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlenmiş olur (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2015/584 karar).
Kamuya Açık Alanda Kişilerin Görüntüsünün Videoya Çekilerek Kaydedilmesi
Müştekinin kendi eczanesi önünde dururken çekilen görüntüleri ile müşterilerin ve eczaneye giren çıkan kimselerin görüntülerinin çekilerek kaydedilmesi eylemi; elde edilen görüntüler kişisel veri olarak kabul edilemeyeceğinden kişisel verilerin hukuka aykırı kaydedilmesi suçu meydana gelmez. Elde edilen görüntüler özel hayatın gizli alanına ilişkin bir görüntü olmadığı için özel hayatın gizliliğini ihlal suçu da oluşmaz (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2014/3760 karar).
Kendisine Karşı İşlenen Suçun İspatı İçin Kişisel Verilerin Kaydedilmesi
Kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün değildir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2014/3723 karar).
Başkasına Ait Kişisel Verilerin İnternet Sitesine Kaydedilmesi
Diş hekimi olan sanık, diş hekimlerinin üye olduğu bir internet sitesine üyelik için başvuruda bulunduğu sırada, aynı hastanede diş hekimi olarak görev yapan arkadaşı mağdurun T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, mezun olduğu üniversite ve mezuniyet yılı, mesleği ve diploma numarası, çalıştığı kurum ve yaşadığı şehir bilgilerini sisteme kaydederek, mağdur adına profil oluşturmuştur. Mağdurun, herkes tarafından bilinmeyen veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olmayan, ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı kişisel verilerini, kimliğini ortaya koyacak biçimde internet sitesine kaydeden sanık TCK md. 135/1 gereği kişisel verilerin hukuka aykırı bir şekilde kaydedilmesi suçundan cezalandırılmalıdır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - 2013/26643 karar).
Facebook Fotoğrafının Ele Geçirilmesi ve Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu
Sanık tarafından oluşturulan sahte facebook profilinde, katılanın facebook profilinden elde edilen resimlerin yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilmesi halinde, eylemin kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu değil, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturabileceği, bahse konu resimlerin dosya kapsamında bulunmadığı, ancak;
Sanığın kovuşturma aşamasında verdiği ifadesinde “Davaya konu fotoğrafları ben facebook isimli sosyal paylaşım sitesinden aldım. Ben bu sitede kendisi ile arkadaştım. Zaten bu fotoğrafları herkese açıktı, müştekinin benim elimde herhangi bir fotoğrafı yoktur.” şeklindeki savunması, katılanın kovuşturma aşamasında verdiği ifadesinde “benim fotoğraflarım arkadaşım olmayanlara engelliydi. Sadece bir tane profil fotoğrafım herkese açıktı. Sanık büyük ihtimalle o fotoğrafımı almış olabilir.” şeklindeki beyanı dikkate alındığında, bahse konu fotoğrafın, katılanın herkese açık profilinden elde edildiği, bu fotoğraflara kolaylıkla ulaşılabildiği, fotoğrafın özel hayata ilişkin olduğuna dair bir iddiada da bulunulmadığı dikkate alındığında, özel hayata ilişkin olmayan, herkese açık facebook profilinden kolaylıkla elde edilen fotoğrafların, ilgilinin isim ve soyismi kullanılmadan, sadece başka bir facebook profilinde yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilemeyeceği, bu eylemlerin yalnızca özel hukuk yaptırımlarına konu olabileceği göz önüne alındığında mahkemece sanık hakkında beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 12.Ceza Dairesi - Karar : 2016/5349).
Bir Suçun İspatı Amacıyla Kişisel Verilerin Kaydedilmesi
Sanıkla katılanın ticari ilişki içerisinde bulundukları, bu kapsamda, sanığın, katılan lehine düzenlediği senette, katılan tarafından, senet metnin de yazan miktarın soluna “1” rakamı eklenmek suretiyle tahrifat yaptığını ileri sürerek, katılanla yaptığı yüz yüze konuşmaları gizlice kayıt altına alıp, bilahare CD ortamına aktardıktan sonra katılan hakkında suç duyurusunda bulunması şeklinde gerçekleşen eylemde,
Sanığın, katılanla yaptığı konuşma içeriğini kaydedip, bu kaydı içeren CD’yi, görülmekte olan dava dosyasına delil olarak verdiği olayda, kaydı üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, resmi belgede sahtecilik iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği atılı suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 12.Ceza Dairesi - Karar : 2015/1672).
Şirketin Ticari Bilgileri ve Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan sanığın beraatine ilişkin hükmün incelenmesinde;
Katılan firmanın satış planlama departmanında raporlama ve analiz uzmanı olarak çalışan mağdur … ve tanık …‘a yardımcı olması için işe alınan ve raporların hazırlanma ve güncellenme sürecinde adı geçen mağdurun bilgisayarından faydalanmasına izin verilen sanık …‘un izinli olduğu dönemde, sanığın kullanımına tahsis edilen firmaya ait bilgisayardaki günlük raporlara ihtiyaç duyulması nedeniyle bu raporlara erişim sağlamak için sanıktan izin alınıp şifresi temin edilerek açılan bilgisayarda araştırma yapıldığı sırada, firmaya ait detaylı mali durum raporları, aylık kanal bazında bayiler, ihracaat, ulusal zincir mağazalar, aylık cirolar, hangi ürünlerin satıldığı, ne kadar iade alındığı, yüzde kaç karlılıkla satış yapıldığı, marketlerden alınan ciro primleri, promosyon detay bilgileri, gider kalemlerinin cirolara dağıtılıp karlılığa etkileri, büyük firmalara yapılan üretimler ve buna ilişkin üretim maliyetleri, satış fiyatları arasındaki giderler düşüldükten sonraki net kar durumları ve benzeri bilgiler içeren bilgisayar dosyaları ile mağdur …‘e ait olup onun bilgisi dışında kopyalanan fotoğrafların kayıtlı olduğunun fark edilmesi üzerine katılan vekilinin şikayetine istinaden başlatılan adli soruşturma sonunda sanığın katılan firmaya ve mağdura yönelik zincirleme şekilde kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Mağdur … tarafından hükmün temyiz edilmemesi nedeniyle katılan vekilinin temyiz istemi ile sınırlı olarak yapılan incelemede:
Katılan firmaya ait şikayete konu belgeler, hukuka aykırı olarak kaydedilen gerçek kişiye ait kişisel veriler olarak kabul edilemeyeceği gibi, bilgisayar teknolojileri bölümü mezunu olduğunu beyan eden sanığın, mağdurun tatilde olduğu ve kendisine verilen işi yapmak için mağdura ait bilgisayarı kullandığı sırada, bilgisayarın çok ağır çalıştığını ve virüslü dosya bulunduğunu fark etmesinden dolayı işini daha hızlı ve eksiksiz tamamlamak amacıyla, söz konusu belgeleri, içeriğine bakmaksızın, kendi kullanımına tahsis edilen firmaya ait bilgisayara aktardığına dair savunmasının aksine, bu belgeleri hukuka aykırı olarak ele geçirdiğine, yaydığına, yetkisiz kişilere verdiğine veya ifşa ettiğine dair mahkumiyetine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil de bulunmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar : 2016/12769).
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Arasındaki Fark
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu nedeniyle sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriği, sanıkların ikrar içeren anlatımları, el koyma tutanağı, adli bilişim büro amirliği inceleme raporu ve fotoğraflara göre; sanıkların oturdukları apartman dairesinin giriş kapısı gözetleme deliğine, dış koridoru ve katılanın karşı dairesinin giriş kapısını görecek şekilde kamera taktırarak, ses ve görüntü kaydı yaptıkları olayda; sanıklar her ne kadar güvenlik amacıyla kamera taktırdıklarını savunmuş iseler de, kameranın, daire içinden yerleştirildiği ve dışarıdan farkedilemediği, katılanın evine girip çıkanları görüntüleyebildiği ve karşı daire kapısının açılmasıyla evin içini de görüntüleyebileceği, çekilen ses ve görüntülerin evin içindeki kayıt cihazı yardımı ile kayıt altına alındığı ve aynı anda da televizyon ile seyredildiği nazara alındığında ve güvenlik kamerasının karşı dairenin giriş kapısını ve kapı açıldığında içerisini görecek şekilde değil sanıkların kendi dairesinin kapı önünü görecek şekilde konumlandırılması gerektiği gözetildiğinde, savunmalara itibar edilemeyeceği, katılanın, gün içerisinde kiminle, nasıl, ne zaman görüştüğü, ne yaptığı, evine kimlerin gelip gittiği gibi hususları tespit etmek amacıyla, sürekli takip, denetim ve gözetim almak suretiyle gerçekleştirdikleri eylemin, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyet kapsamında olduğu ve TCK’nın 134/1. maddesinin 1. ve 2. cümlelerine uyan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden mahkumiyetleri yerine, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya da düşülerek dosya kapsamıyla uyuşmayan yazılı düşüncelerle beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar:2014/26247).
Teknolojinin gelişmesine paralel olarak en çok işlenen suçlardan biri olan kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun yargılaması sırasında bir avukat ile görüş alışverişinde bulunmak veya hukuki yardım almak hak kaybını engelleyecektir.
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.