Karşılıksız Yararlanma Suçu Nedir? (TCK 163)
Karşılıksız yararlanma suçu; elektrik, su, doğalgaz, telefon gibi hizmetlerin sahibinin rızası dışında ve tüketim miktarının tespitini önleyecek şekilde (kaçak) kullanılması veya bedeli ödenerek otomatlar aracılığıyla yararlanılan hizmetlerden hiçbir karşılık ödenmeden (kaçak) yararlanılması halinde oluşan bir malvarlığı suçudur.
765 sayılı eski TCK döneminde “elektrik hırsızlığı” olarak bilinen suçu da bünyesinde barındıran karşılıksız yararlanma suçu, 5237 sayılı TCK m.163’te “Malvarlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Karşılıksız yararlanma suçunun unsurları şunlardır:
-
Kaçak Elektrik, Su, Doğalgaz Kullanma Suçu (TCK m.163/3): Suçun bu halinin işlenebilmesi için elektrik, su veya doğalgazın sayaçtan geçirilmeden kullanılması gerekir. Tüm bu hizmetler, bir sayaçtan geçirilerek kullanılmışsa, suçun unsurları oluşmaz. Elektrik, su ve doğalgaz abonelik esasına göre kullanılan hizmetlerdir. Kullanıcının abone olmadan bu hizmetleri kullanmasına rağmen ilk kullandığı andan itibaren bir sayaç takarak yararlanması halinde karşılıksız yararlanma suçu meydana gelmez. Çünkü, karşılıksız yararlanma suçunun en önemli unsuru, tüketim miktarının tespit edilmesini engelleyecek şekilde bu hizmetlerden faydalanılmasıdır. Tüketim miktarı, kullanıcının haricen taktığı sayaçtan kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde anlaşılıyorsa karşılıksız yararlanılan bir hizmet söz konusu olmayacaktır. Bu durumda hizmetten yararlanan kişi bedelini ilgili kuruma ödeme yükümlülüğü altına girecektir. Yani, uyuşmazlık ceza hukuku alanında değil, özel hukuk alanında gerçekleşen bir borç/alacak ilişkisine dönüşecektir.
-
Otomatlardan Karşılıksız Yararlanma Suçu (TCK m.163/1): Otomatlardan bedeli ödenerek yararlanılan hizmetlerden bedelsiz yararlanılması halinde karşılıksız yararlanma suçunun bu hali oluşur. Örneğin, metro istasyonuna konulan yiyecek-içecek otomatından tel kullanarak içeceği alıp bedelini ödemeyen kişi, karşılıksız yararlanma suçunun bu şeklini işlemiş olur.
-
Telefon Hatlarından veya Yayınlardan Karşılıksız Yararlanma (TCK m.163/2): Telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanılması suçun bu şekline vücut verir. Örneğin, dijitürk aboneliği olmadığı halde şifre kırarak futbol maçı yayını izleyen kişi suçun bu şeklini işlemiş olur.
Karşılıksız Yararlanma Suçunun Cezası (TCK 163)
Karşılıksız yararlanma suçunun cezası şu şekildedir:
-
Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanan kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK m.163/1).
-
Telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK m.163/2).
-
Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (TCK m.163/3).
Karşılıksız Yararlanma Suçunda Zararın Ödenmesi ve Etkin Pişmanlık (TCK 168/5)
Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz (TCK m.168/5).
Karşılıksız yararlanm suçunda zararın karşılanmasından kastedilen; vergilerin dahil olduğu gerçek zararın karşılanmasıdır. Failin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilmesi için kamu veya özel kurumların kaçak kullanım nedeniyle kestiği cezaları ödeme yükümlülüğü yoktur.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Karşılıksız yararlanma suçu nedeniyle TCK m.163/1-2 fıkralarından dolayı hükmedilen hapis cezaları adli para cezasına çevrilemez. Çünkü, adli para cezası bu fıkralarda seçenek yaptırım olarak düzenlendiğinden mahkemenin seçenek yaptırımlardan hapis cezasını seçtikten sonra, bu cezayı adli para cezasına çevirmesi hukuken mümkün değildir. Ancak, TCK m.163/3’te düzenlenen kaçak elektrik, su, doğalgaz kullanılması suçları nedeniyle alt sınırdan hükmedilen hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Karşılıksız yararlanma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası veya adli para cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.
Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Karşılıksız yararlanma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında erteleme hükümlerinin uygulanması mümkündür.
Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma, Görevli Mahkeme
Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Karşılıksız yararlanma suçu, TCK 167‘deki yakınlar aleyhine işlenirse uzlaşmaya tabidir.
Karşılıksız yararlanma suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Şikayet hakkı, dava zamanaşımı süresinde kullanılabilir. Şikayetten vazgeçme, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurur.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Karşılıksız yararlanma suçu yargılamalarında olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Karşılıksız Yararlanma Suçunda Görevli Mahkeme
Karşılıksız yararlanma suçu hakkında yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Karşılıksız Yararlanma Suçu Yargıtay Kararları
Elektrik Tüketiminin Belirlenmesi ve Etkin Pişmanlık Hükümleri
Sanık hakkında; abonelik sözleşmesi feshedildikten sonra yeniden sözleşme yapmadan sayaçtan geçirmek suretiyle elektrik kullandığının kaçak elektrik tespit tutanağı ile tespiti karşısında, sanığın konutta kullandığı sayacın kullanıcı tarafından her zaman değiştirilmesinin mümkün olduğu da dikkate alınarak, bozma öncesi alınan 11/03/2014 tarihli bilirkişi raporunda tüketimler arasında sağlıklı bir kıyaslama yapılamadığının belirtilmesi karşısında, sanığın konutunda kullandığı sayacın tüketimi eksik gösterip göstermediği veya sayaca tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde müdahale edilip edilmediğinin tespiti için, Ceza Genel Kurulu’nun 16/05/2006 tarih, 2006/7-137 Esas ve 142 Karar ile 13/06/2006 tarih, 2006/7-160 Esas ve 161 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, suça konu gerçek kullanım miktarını belirlemek amacıyla; sanık suça konu yerden taşındığını beyan ettiğinden;
Sanığın suç tarihinde suça konu adreste (tutanak öncesi ve sonrası) hangi tarihlerde oturduğunun, varsa kira sözleşmesinin temini veya ev sahibinin beyanının alınması suretiyle kesin olarak tespit edilerek,
-
İhtilafsız aynı dönemdeki tüketim miktarına göre,
-
Aynı yörede bulunan benzer kullanım yerlerine göre,
-
Projesinde belirtilen güce, ortalama kullanım saatlerine göre, suç tarihine kadar tüketilmesi gereken elektrik miktarının ve vergiler dahil cezasız usulsüz elektrik kullanım bedelinin tesbiti, sayaçtan geçirerek kullanım sebebiyle sayaçtan geçen miktara ilişkin endeksin belirlenen gerçek ihtiyaç ile karşılaştırılıp orantılı olup olmadığına dair yeterli içerik ve nitelikte ek bilirkişi görüşü alınması,
2) Alınacak bilirkişi raporu ile sanığın tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek bir eyleminin olmadığı, karşılıksız yararlanma kastıyla hareket etmediğinin tespiti halinde beraat kararı verilmesi gerekeceği, alınan bilirkişi raporu ile sanığın tüketim miktarının belirlenmesini engelleyerek karşılıksız yararlanma kastıyla hareket ettiğinin tesbiti durumunda; kurum zararının soruşturma aşamasında ödenmesi halinde TCK’nın 168/5. fıkrası gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekli olduğu, bu konuda soruşturma aşamasında yapılması gerekip yapılmayan usuli işlemlerin kovuşturma aşamasında tamamlanması sebebiyle bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip, verilecek makul sürede ödenmesi halinde etkin pişmanlıktan faydalanabileceği, TCK’nın 168/5. ve CMK 223/8. fıkraları uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediği için suç tarihine göre düşme kararı verileceği, ödenmediği takdirde yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı, tebliğ ve ihtar edilip yüze karşı ise talep etmesi halinde, tebligat yapılıyorsa mutlaka makul bir süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği halde eksik kovuşturma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak beraat kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 17. Ceza Dairesi - K.2017/15880).
Karşılıksız Yararlanma Suçunda Etkin Pişmanlık İçin ödenmesi Gereken Zarar
Karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK’nun 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda katılan kurumun uğradığı zararı, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarı, ödemesi halinde hakkında kamu davası açılamayacağının, ödeme süresi ve yerinin soruşturma merciince sanığa bildirilmeden, bildirime ilişkin belge denetime esas şekilde dosyaya konmadan, sanığa dava açılmasını engelleme imkanı tanınmadan kamu davası açılması karşısında; bunun iddianamenin iadesi sebebi olduğu gözetilmeden kabul edilip yapılan yargılamada, sanığın kovuşturma aşaması sonlanmadan borcu ödediği anlaşılmakla, safhadan dönülmezlik ilkesi gereği sanık hakkında düşme kararı verilerek adli sicile kaydının yapılması zorunluluğu, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/6677 E. , 2022/16053 K.).
Kaçak Su Kullanımı İddiasının Eksik Araştırılması
Sanığın yurt dışında yaşadığını belirttiği halde, bu hususta kolluk araştırması yapılarak suça konu yerde, suç tarihinde kimin oturduğu tespit edilmeden ve ayrıca eğer burada sanık oturuyorsa mahallinde keşif yapılmak suretiyle kurulu güç tespit edilip, abonesiz dönemde normal kullanıma göre tüketebileceği ortalama su miktarı bilirkişiye hesaplattırılarak, kayıtlı sayaçtan geçirilen tüketim miktarıyla uyumlu olup olmadığına dair bilirkişiden rapor alındıktan sonra, sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği değerlendirilerek sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken ve suçun sübutu halinde ise suç tarihleri de dikkate alındığında, katılan kurumun 13.06.2008 tarihli tutanak sebebiyle oluşan vergiler dahil ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılarak, sanığa “şikayetçi kurumun 13.06.2008 tarihli tutanak sebebiyle oluşan ve bilirkişi tarafından hesaplanan zararını gidermesi durumunda 6352 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” dair giderilmesi gerekli zarar miktarlarını açıkça içeren nitelikte bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre, hakkında 6352 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 17. Ceza Dairesi - Karar: 2017/1775).
Kaçak Elektrik Kullanma Suçunda Bildirim Zorunluluğu
06.09.2012 tarihinde hakkında sayacın faz giriş ve çıkışının birbirine temas ettirilmesi suretiyle elektrik kullandığına dair tutanak düzenlenen sanığın normal tarifeye göre (vergiler dahil cezasız) hesaplanan kurum zararını gidermesi halinde kendisi hakkında kamu davasının açılamayacağının 5237 Sayılı TCK’nın 168/5. maddesinde öngörülmesi karşısında; sanığın ödemesi gereken kaçak kullanım bedelinin hangi süre içerisinde, nereye yatırılacağının şikayetçi mercii ve soruşturma makamlarınca anlaşılır bir biçimde sanığa bildirilmeden, bu bildirimin tebliğine dair evrakın Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde dosya içerisine alınmadan; bu suretle sanığa hakkında kamu davası açılmasını engelleme imkanı sağlanmadan görülen kamu davasında, sanığa normal tarifeye göre (vergiler dahil cezasız) bilirkişi tarafından hesaplanan 123,47 TL değerindeki kurum zararını ödemesi hususu ihtar edilip sonucuna göre sanık hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 168/5. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar: 2016/117979.
Bilirkişi tarafından normal tarife üzerinden hesaplanan 154 TL kaçak kullanım bedelini ödemesi hususunda sanığa ihtar yapılıp makul bir süre verilerek sonucuna göre hakkında 6352 sayılı Kanun’un geçici 2.maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken eksik kovuşturmayla yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2015/19553).
Kaçak Elektrik Kullanma ve Mühür Bozma Suçu
15.12.2010 tarihli kaçak tespit tutanağına göre, sanığın meskenindeki sayacın “nötr kesilerek sayacın dönmesinin engellendiği”nin tespit edildiği, bilirkişi raporuna göre, tutanak öncesi tüketim ile tutanak sonrası tüketimde bariz fark olduğu ve evdeki kurulu güce göre kullanılması gereken elektriğin tutanak sonrası elektrik tüketimi ile uyumlu olduğunun belirtildiği, sanığın kaçak kullanım bedelini 13.01.2011 tarihinde ödediğinin anlaşılması karşısında; sanığın sübut bulan karşılıksız yararlanma suçundan 05.07.2012 tarihli Resim Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 Sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesinin 2. fıkras 2. fıkrası uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini gözetilmeden beraatine karar verilmesi ve mühür bozma suçundan katılan kurumdan suç tarihi öncesine ait usulüne uygun mühürleme tutanağınnın bulunup bulunmadığı sorularak varsa sanığın mahkumiyeti yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar: 2016/11731).
Sanığın İradesi Dışında Kaçak Gizli Hat Çekildiği İddiasının Araştırılması
Sanığın kiracı olarak oturduğu evde “mühürlü sayaç harici kare buattan harici hat çekilerek” ve “merdiven otomatiğinin sayacı ile kullanılıyor bodrum kat” şeklinde kaçak elektrik tutanağı düzenlendiği, sanığın savunmasında, ev sahibinden aboneliği almak istediğini ev sahibinin kabul etmediğini, meğer bina yapılırken gizli hat çektiğini beyan etmesi karşısında; ev sahibinin konuya dair beyanı alınarak ve bilirkişiden tutanakta belirtilen kaçak elektrik kullanımının nasıl ve ne şekilde gerçekleştiği ve sanığın meskeninde kullandığı kaçak elektriğin merdiven otomatiğinin sayacından geçip geçmediği hususunda rapor alındıktan ve bu hususta tutanak mümziler dinlendikten sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar: 2016/11155).
Mühürlenen Elektrik Sayacının Borcunun Ödenmesine Rağmen Açılmaması
Sanığın aşamalardaki savunmalarında, 04.01.2012 tarihinde sayacının elektrik borcundan dolayı mühürlendiğini ve elektriğinin yaklaşık 1 yıl kesik kaldığını, 2012 yılı sonu veya 2013 yılı başlarında kuruma olan borcunu ödediğini, görevlilerin gelip elektriği açacaklarını söylediklerini ancak gelen olmadığını, kendisinin evde küçük çocukları olduğu için kendi çabasıyla elektriği açmaya çalıştığını, elektriğin geldiğini görünce de bu şekilde kullandığını ve sorun olmayacağını düşündüğünü beyan etmesi karşısında; kuruma yazı yazılarak 04.01.2012 tarihli mühürleme tutanağına esas olan elektrik borcunun ödenip ödenmediği, ödenmiş ise ne zaman ödendiği ve borcun ödenmesini takiben elektriğin aynı tarihte açılıp açılmadığı hususlarının sorulmasından sonra kanıtların bir bütün halinde değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 22. Ceza Dairesi - Karar: 2016/2923).
Köy Yerinde Kaçak Su Kullanmak Suç Değil, Kabahattir
Hakkında sayaçsız olarak kaçak su kullandığına dair tutanak düzenlenen sanığın aşamalarda, su sayacı bulunmayan yeri kullanmadığını beyan ettiği ve kolluk görevlilerince düzenlenen 07.03.2013 tarihli tutanakta da, suça konu evin yaklaşık 10-15 yıldır boş olduğunun belirtildiği anlaşılmakla; öncelikle sanığın sözkonusu evden su kullanıp kullanmadığının araştırılarak kesin bir biçimde tespiti, sanığın suça konu evden su kullandığının tespit edilmesi durumunda ise, suça konu yerin köy olması sebebiyle, sanığın tesis edilen su kullanım düzenini bozmak şeklinde gerçekleşen eyleminin 7478 sayılı Köy İçme Suları Hakkında Kanunun 5728 sayılı Kanunla değişik kapsamında kaldığı ve kabahat niteliğinde olduğu gözetilerek sanığın sonuca göre hukuki durumunun tayin ve tespiti yerine eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar: 2016/1995).
Birden Fazla Kişinin Aynı Kaçak Elektriği Kullanması
Kaçak elektrik tespit tutanağına konu binada tek sayaçtan üç daire ve bir işyerinin ortak olarak elektrik kullanıldığının tespit edilmesi karşısında suç tarihinde sayaç ile ilgilenen şahısların kimler olduğu araştırılarak, tespit edilen şahıslar hakkında ihbarda bulunularak kamu dava açılması halinde davalar birleştirilerek sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde beraat hükmü kurulması hukuka aykrırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2015/21245).
Kaçak Elektrik Kullanılan Evin Kimler Tarafından Kullanıldığının Araştırılması
Dosya kapsamına göre sanığın tutanağa konu evden 2012 yılında taşındığını savunması ve adres bilgileri raporuna göre tutanak tarihinde sanığın ikamet etmediği belirtilmiş ise de beyana dayalı olarak adres bilgi raporunun düzenlenmesi karşısında suç tarihinde tutanağa konu evde kimin ikamet ettiği yönünde kolluk marifetiyle araştırma yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2015/20687).
Yan Dükkandan Sayaçtan Geçirerek Elektrik Kullanma Suç Değildir
Oluş ve tüm dosya içeriği ile sanığın, suç tarihinde işyerinin yanındaki dükkanın elektriğinden hat çekmek suretiyle elektrik kullandığı şeklindeki savunması ve yan dükkan sahibinin sanığın savunmasını doğrulaması karşısında, tutanak tanıkları dinlenerek, mahallinde keşif yapılmak suretiyle öncelikle sanığın yan dükkandan hat çekerek o dükkandaki sayaçtan geçmek suretiyle elektrik kullanıp kullanmadığı tespit edilerek, kullanıldığının tespiti halinde eylemin hukuki ihtilaf niteliğinde olması nedeniyle atılı suçtan beraatine, kullanılmadığının tespiti halinde ise suça konu yer ile sayacından elektrik kullanıldığı iddia edilen işyerindeki kurulu güçlerin ve bu kurulu güçlerle ne kadar enerji tüketimi yapılacağı tespit edilerek, bu araştırma sonucu ortaya çıkan miktarların geçmişteki kullanımlarla ve düzenlenen fatura bedelleri ile de karşılaştırılması yapılarak, kaçak kullanım bulunup bulunmadığı ve karşılıksız yararlanma kastı ile davranılıp davranılmadığının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2015/20659).
Sanık hakkında 17/10/2012 tarihli kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağından, sanığın borcundan dolayı kesik olan elektrik enerjisini açarak sayaçtan geçecek şekilde kullandığının anlaşılması, sanığın ise kaçak elektrik kullanmadığını, kullanılan elektriğin sayaçtan geçtiğini savunması karşısında; sanığın suç işlemek kastı ile hareket edip etmediğinin belirlenmesi için, suç tarihinden en az bir yıl önceki ve bir yıl sonraki tüketim föyleri getirtilip, gerektiğinde keşif yapılarak kurulu gücün tespit edilmesi, suça konu yerdeki kurulu güce göre kaçak elektrik tespit tutanağında belirtilen endeks değerinin uyumlu olup olmadığı konusunda bilirkişiden rapor alınması, sonucuna göre sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket edip etmediğinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmaya dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2015/20287).
Sanığın, komşusu olan katılanın babasından miras kalan evde kurulu sayacın çıkışından kendisinin işlettiği işyerine katılanın rızası olmadan elektrik enerjisi alması şeklindeki eyleminin, sanık ile katılan arasında abonelik ilişkisi kurulması mümkün olmadığından TCK’nın 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçunu oluşturmadığı gibi, ekonomik bir değer taşıyan her türlü enerjinin de taşınır mal sayılacağına dair TCK’nın 141. maddesinin 2. fıkras 2. fıkrasının da 6352 sayılı Kanun’un 105. maddesi ile yürürlükten kaldırılması nedeniyle hırsızlık suçunu da oluşturmadığı ve hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu gözetilerek, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2015/5837).
Borcundan Dolayı Kesik Sayacın Açılarak Kullanılması
Kurum tarafından yapılan denetimde düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağında sanığın “borcundan dolayı kesilen elektriği açarak kullandığının” belirtilmesi karşısında; karşılıksız yararlanma kastının bulunup bulunmadığı yönünden, mahallinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi aracılığıyla tespit edilecek kurulu güç ile sayaçtaki tüketim miktarının, elektriğin kesildiği 18/10/2012 tarihli sökme-takma mühürleme tutanağında belirtilen tüketim endeksi ile karşılaştırılması yapılarak, sayaca herhangi bir müdahalenin bulunup bulunmadığı da belirlendikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza dairesi -Karar: 2015/19991).
Abonesiz Elektrik Kullanımında Suç Kastının Araştırılması
Sanığın meskeninde yapılan denetimde düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağında “abonesiz elektrik kullanıldığının” belirtilmesi karşısında; kuruma kaydı bulunmayan sayacın kullanıcı tarafından istenildiği zaman değiştirilmesi mümkün olduğu da dikkate alındığında, karşılıksız yararlanma kastının bulunup bulunmadığı yönünden, sanığın hangi tarihten itibaren bu evde oturduğu konusunda kolluk araştırması yaptırılıp, suça konu sayacın ne zaman takıldığı araştırılarak, kaçak kullanım süresi belirlendikten sonra, mahallinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi aracılığıyla tespit edilecek kurulu güç ile sayaçtaki tüketim miktarının, sayacın takıldığı tarihe göre karşılaştırılması yapılarak, sayaca herhangi bir müdahalenin bulunup bulunmadığı da belirlendikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2015/19989).
Sanık hakkında, idareye kaydı olmayan sayaçtan geçirmek suretiyle kaçak elektrik kullandığı iddiası ile dava açıldığı ve bu şekildeki sayaca sanığın her zaman müdahale etmesinin olanaklı bulunduğu gözetilerek, muhtarlık kayıtları, telefon ve su aboneliğine ilişkin belgeler getirtilip incelenerek, gerektiğinde kolluk araştırması da yaptırılarak sanığın suça konu sayacı hangi tarihten itibaren ve ne kadar süre ile kullandığı araştırılarak, bu süreye göre, sayaçtaki tüketimin kurulu güçle ve tespit öncesi ve sonrası tüketimlerle uyumlu olup olmadığı bilirkişi aracılığı ile belirlenip sanığın sayaca müdahale edip etmediği ve dolayısıyla karşılıksız yararlanma kastı bulunup bulunmadığı saptanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2015/19607).
Abonesiz kullanımın tespit edildiği 11.01.2010 tarihinde işyerinde sorumluluğu bulunup bulunmadığı kesin olarak saptanmayan sanığın, aşamalarda 2009 yılı Şubat ayında bu işyerindeki ortaklıktan ayrıldığını savunması karşısında, işyerinin vergi kayıtları ile resmi kurumlardaki diğer belgeler incelenerek, sorumlu olduğunun belirlenmesi halinde, kurum zararının normal tarifeye göre vergi ve cezalar hariç olarak bilirkişiye hesaplattırılması ve normal tarifeye göre hesaplanan zararı giderdiği takdirde, 6352 sayılı Yasa’nın geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunulması, ödemede bulunabilmesi için makul bir süre verilip, sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik kovuşturma ile hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2015/18733).
Elektrik Sayacının Arızalı Olduğunun Kuruma Bildirilmesi
Sanığın sayaç dışarıda olduğu için bozuk olduğunu fark etmediğini, sayacın arıza vermesi üzerine bu durumu ev sahibine ilettiğini ancak ev sahibinin kendisiyle ilgilenmediğini ve sayacı da kendisinin DEDAŞ görevlilerine teslim ettiğini belirtmesi karşısında; sanığın iddialarının doğruluğunun tespiti bakımından ev sahibinin tanık sıfatıyla beyanının alınarak ve katılan kuruma yazı yazılarak sanığın sayacı kendilerine teslim edip etmediği sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2015/20125).
Kaçak Elektrik Kullanma Suçunda Zararın Giderilmesi Bildirimi ve İddianame Düzenlenmesi
5271 sayılı CMK’nın 170/2. maddesinde, soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa, Cumhuriyet savcısının iddianame düzenleyeceği belirtilip, 174. maddesinde hangi hallerde iddianamenin iade edileceği sınırlı olarak sayılmıştır. Kaçak tespit tutanağında sayaç olmadan by-pass şeklinde bağlantı yapılarak kaçak doğalgaz kullandığı belirlenen şüpheli … hakkında kamu davası açıldığı anlaşılmakla, toplanan kanıtlar şüpheli hakkında iddianame düzenlenmesi için yeterli şüphe oluşturduğu gibi 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile TCK’nın 168. maddesine eklenen 5. fıkrada, zararın soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde kamu davası açılmayacağı düzenlenmiş ise de, soruşturmayı yapan Cumhuriyet savcısının zararın tazmini hakkında bildirimde bulunması gerektiğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı halde, bu konuda bildirimde bulunulmadan dava açıldığı gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verilmesi karşısında, itiraz merciince itirazın kabulü yerine aynı gerekçeyle reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerindedir (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar : 2017/2541).
Karşılıksız Yararlanma Suçunda Etkin Pişmanlıktan Yararlanma İmkanının Sunulmaması
Karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda katılan kurumun uğradığı zararı, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarı, ödemesi halinde hakkında kamu davası açılamayacağının, ödeme süresi ve yerinin soruşturma merciince sanığa bildirilmeden, bildirime ilişkin belge denetime esas şekilde dosyaya konmadan, sanığa dava açılmasını engelleme imkanı tanınmadan kamu davası açılması karşısında; bunun iddianamenin iadesi sebebi olduğu gözetilmeden kabul edilip yapılan yargılamada, sanığa belirtilen bildirimin yapılması ve sonucuna göre hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının takdiri gerekirken, eksik işlem ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar: 2018/64).
Sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket ettiğinin tespiti halinde; karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan nun gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda katılan kurumun uğradığı zararı, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarı, ödemesi halinde hakkında kamu davası açılamayacağının, ödeme süresi ve yerinin soruşturma merciince sanığa bildirilmeden, bildirime ilişkin belge denetime esas şekilde dosyaya konmadan, sanığa dava açılmasını engelleme imkanı tanınmadan kamu davası açılması karşısında; bunun iddianamenin iadesi sebebi olduğu gözetilmeden kabul edilip yapılan yargılamada, sanığa belirtilen bildirimin yapılması ve sonucuna göre hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının takdiri gerekirken, eksik işlem ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar: 2018/61).
Kaçak Elektrik, Su veya Doğalgaz Kullanılarak Karşılıksız Yararlanma
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ‘Karşılıksız yararlanma’ başlıklı 163. maddesine yeni bir fıkra eklenmek suretiyle esas itibarıyla karşılıksız yararlanma kapsamında değerlendirilmesi gereken ve abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğalgazın sahibinin rızası olmaksızın tüketilmesi eylemleri de karşılıksız yararlanma olarak düzenlenmektedir. Yapılan düzenlemeyle, söz konusu eylemlerin cezası, bu suçlarla mücadelede etkinliğin sağlanabilmesi amacıyla iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmektedir.” açıklamalarına yer verilmiştir.
TCK’nın 163. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen fiilin konusu, abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik, su veya doğal gazdır. Bu fıkra ile elektrik, su veya doğal gazdan bedel ödeyerek yararlanan kişilerin daha fazla ödemede bulunmaması amacıyla sayılan enerjiler üzerindeki kullanım hakları korunmaktadır. Bu kapsamda suçun mağduru, kendi hattından hukuka aykırı olarak enerji nakli yapılan gerçek veya tüzel kişi olabileceği gibi bu hizmeti sağlayan şirket de olabilir. Başka bir ifade ile mağdur; elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın “sahibi” olmalıdır.
Abonelik esasına göre yararlanılabilme enerjinin bir niteliği olup bu suçun hizmeti sağlayan kurum veya kuruluşlar yanında geçerli bir abonelik sözleşmesi kurarak enerjinin sahibi hâline gelen ve kendi hattından hukuka aykırı olarak enerji nakli yapılan gerçek veya tüzel kişilere karşı işlenmesi mümkündür.
Elektrik enerjisi, doğal gaz veya sudan sahibinin rızası olmadan yararlanma fiilinin oluşması için, gerçek tüketim miktarının tespitinin engellenmiş olması da gerekir. Bu durum, abonelik esasına göre kurulması gereken tesisatın abonelik ilişkisi kurulmaksızın enerjiden yararlanma şeklinde ortaya çıkabileceği gibi geçerli bir abonelik ilişkisi bulunmakla birlikte enerjinin tüketim miktarını gösteren tesisata müdahale edilmesi sonucu tesisatın tüketim miktarını hiç göstermemesi veya daha az göstermesi şeklinde de gerçekleşebilir. Karşılıksız yararlanma suçunun oluşabilmesi için, failin, sadece kendi sayacına müdahale etmesi şart olmayıp abone olan başka bir kişiye ait sayaçtan geçtikten sonra ayrı bir hat çekerek ve ayrı bir sayaçtan geçirmeksizin kaçak elektrik kullanması hâlinde de kullandığı elektrik miktarının belirlenmesini engellemesi söz konusu olacaktır. Mühim olan kullanılan kaçak elektrik ya da su miktarının belli olmamasıdır. Kaçak kullanılan elektriğin başkasına ait sayaçtan geçmesinin önemi yoktur (Ceza Genel Kurulu -K.2022/302)
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.