Resmi Belgeyi Yok Etme, Bozma ve Gizleme Suçu Nedir? (TCK 205)
Resmi belgeyi yok etme (imha etme), bozma veya gizleme suçu; hak sahibinin içeriğinden yararlanmasını önlemek için gerçek resmi bir belgenin yok edilmesi, bozulması veya gizlenmesi ile oluşur (TCK md.205).
Resmi belgeyi bozma, yok etme (imha etme) ve gizleme suçu, “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenen sahtecilik suçlarındandır. Suç, bünyesinde yer alan üç seçimlik hareketle işlenmektedir:
- Resmi belgeyi yok etme (imha etme) suçu,
- Resmi belgeyi bozma suçu,
- Resmi belgeyi gizleme suçu.
Resmi Belgeyi Yok Etme, Bozma ve Gizleme Suçunun Unsurları
Resmi belge (evrak), kamu görevlisi tarafından düzenlenen ve hukuki açıdan delil değeri olan yazılı bir belgedir. Örneğin, ehliyet, nüfus cüzdanı, nüfus kayıt sureti, düzenleme biçimindeki noter senetleri gibi evraklar resmi evrak olarak kabul edilir. Ayrıca kamu görevlisi tarafından tarafından tanzim edilmese bile resmi belge olarak kabul edilen evraklar şunlardır: Bono veya çek gibi kambiyo senetleri, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil, vasiyetname (TCK 210).
Resmi belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçunda hak sahibinin belgeden yararlanmasının engellenmesi amaçlanmaktadır. Belge üzerinde tasarruf yetkisi bulunan bir kimsenin o resmi evrakı yok etmesi, bozması veya gizlemesi suç değildir. Örneğin, kendisine verilen bir görevlendirme yazısını yırtarak yok eden kişinin fiili resmi evrakı yok etme suçunu oluşturmaz. Çünkü, görevlendirme yazısını ancak kendisi kullanabilir, başka bir kimsenin o belgeden yararlanması mümkün değildir.
Resmi bir belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanağının imkansız hale getirilmesi suretiyle bozulması veya belgenin maddi varlığına son verilerek yok edilmesi ya da belgenin bütünlüğüne dokunmaksızın hak sahibinin ondan yararlanmasını engelleyecek şekilde gizlenmesi gerekmektedir. Failin bir belgeyi ortadan kaldırmak, bozmak veya gizlemekle elde etmek istediği sonuç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemekten ibarettir. Nitekim, belge ortadan kalkınca veya bozulunca bu yararlanma olanağı kalmayacağından failin elde etmek istediği sonuç da gerçekleşecektir. Gerçek belgenin aslı ortadan kaldırılarak veya bozularak sonuç elde edildiğinde suç da tamamlanmış olur. Belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesinin amacı hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının önlenmesidir. Diğer bir anlatımla anılan suç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacaktır. Belge üzerinde tasarruf yetkisi bulunan bir kimsenin belgeyi bozması, yok etmesi veya gizlemesi halinde ise hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının engellenmesi söz konusu olmadığından 205. maddesindeki resmi evrakı bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu da gerçekleşmeyecektir. (Yargıtay 11. CD - Karar: 2013/10512).
Bu suçun konusu olan resmi belge, aynı zamanda farklı hareketlerle işlenen bir suç tipi olan resmi evrakta sahtecilik suçunun da maddi konusu olabilmektedir. Resmi evrakta sahtecilik suçu ile resmi belgeyi bozma suçu çoğu zaman birbirine karıştırılmaktadır. Resmi belgeyi bozma suçunda fail, doğrudan bir hakkın kullanılmasını engellemektedir. Resmi evrakta sahtecilik suçunda hakkın kullanılmasının engellenmesi değil, doğrudan belgenin içeriği, değeri, belgelediği durum, ispat gücü ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Örneğin, başkasına ait bir nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırarak kullanan kişi resmi belgeyi bozma suçunu değil, resmi evrakta sahtecilik suçunu işlemektedir. Çünkü, resmi belgeyi bozma suçunun oluşabilmesi için bir kişinin sahip olduğu hakkın kullanılmasının engellenmesi gerekir. Halbuki hak sahibi her zaman nüfus cüzdanı çıkarabilir. Yani, belge her zaman tekrar tanzim edilebilir. Bu durumda, başkasının nüfus cüzdanına kendi foroğrafını yapıştırarak kullanan fail belgenin içeriğini değiştirdiği için TCK md.204/1 gereği resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle cezalandırılır.
Resmi belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçunun başka bir suç ile birlikte işlenmesi halinde, bu suçtan dolayı faile ayrıca ceza verilemez. Çünkü, sahtecilik suçlarında içtima hükümlerini düzenleyen TCK md.212’de bu suçun başka suçlarla birlikte işlendiğinde ayrıca cezalandırılacağına dair bir hükme yer verilmemiştir. Örneğin, fail, resmi evrakı gizlemek suretiyle dolandırıcılık suçu işlediğinde, sadece dolandırıcılık suçu nedeniyle cezalandırılacaktır.
Resmi Belgeyi Yok Etmek, Bozmak veya Gizlemek Suçunun Cezası (TCK 205)
Resmi belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçunun cezası şu şekildedir:
-
Gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
-
Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Kamu görevlisi; TCK md.6’da tanımlanmıştır. Kamu görevlisi kavramı ile devlet memuru kavramı birbirine karıştırılmalıdır. Kamu görevlisi devlet memuru kavramını da içine alan çok daha geniş bir kavramdır. Kamusal faaliyetin yürütülmesine atama, seçilme veya başka bir şekilde sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi kamu görevlisi olarak kabul edilmektedir. Örneğin, devlet memurları, bazı idari kurumlar veya mahkemelerce atanan bilirkişiler, bir davada dinlenen tanıklar, avukatlar, noterler gibi işleri yapanlar kamu görevlisidir.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Resmi belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçu nedeniyle verilen hapis cezası ceza miktarı adli para cezasına çevrilemez.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Resmi belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi imkanı doğar.
Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Resmi belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası etkin pişmanlık uygulandığında ceza miktarı düşeceğinden erteleme hükümlerinin uygulanması mümkündür.
Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma, Görevli Mahkeme
Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Resmi belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Resmi belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir. Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. TCK md.205 gereği resmi belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçu yargılamalarında olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süreleri içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süreleri geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.
Resmi belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçu hakkında yargılama yapma görevi asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Resmi Belgeyi Yok Etmek, Bozmak veya Gizleme Suçu Yargıtay Kararları
Nüfus Cüzdanının Yakılması Resmi Belgeyi Yok Etme Suçu Oluşturmaz
Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda failin bir belgeyi ortadan kaldırmak, bozmak veya gizlemekle elde etmek istediği sonuç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemektir. Somut olayda, sanığın dolandırıcılık suçu kapsamında ele geçirdiği nüfus cüzdanını yakması biçimindeki eyleminin, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemeye yönelik olmadığı gibi suçun konusunu oluşturan nüfus cüzdanının hak sahibince talep halinde her zaman yenisinin düzenlenebileceğinden resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçun unsurlarının oluşmadığı, halde resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan beraat yerine mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/32434 E. , 2024/6186 K.).
Resmi Belgede Sahtecilik ve Belgenin Özel Şekil Koşulları
Belge üzerinde tasarruf yetkisi bulunan bir kimsenin belgeyi bozması, yok etmesi veya gizlemesi halinde ise hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının engellenmesi söz konusu olmadığından TCK’nın 205. maddesindeki suç da gerçekleşmeyecektir. Bu açıklamalar karşısında somut olayda; sanığın Şanlıurfa 2. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı tarafından 29 Mart 2009 mahalli idareler seçiminde sandık kurulu başkanı olarak atandığına ilişkin görev belgesini yırtarak ortadan kaldırmak suretiyle işlediği iddia ve kabul olunan eyleminde bir başka hak sahibinin o belgeden yararlanma olanağını ortadan kaldırdığından söz edilemeyeceği ve bu halde TCK’nın 205. maddesindeki suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine eylemin resmi belgeyi bozma suçunu oluşturduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2013/3815).
5237 sayılı TCK’nun 205. maddesinde düzenlenen “resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek” suçunun, hak sahibinin o belgelerden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması, bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacağı, sanığın, kardeşi olan H. adına düzenlenmiş gerçek nüfus cüzdanında ve yeşil kart, R. G. adına düzenlenmiş sürücü belgesi üzerindeki fotoğrafları çıkartıp kendi fotoğrafını yapıştırmak, R.’a ait gözüken nüfus cüzdanındaki resmi ise değiştiremeden yakalandığı olayda, bir hakkın kullanımının engellenmediği gibi suçun konusunu oluşturan ve fotoğraf değişikliği yoluyla sahteleştirilen belgelerin hak sahiplerince talep halinde her zaman yenisi düzenlenebileceği cihetle, suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesisi (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2013/8474).
Resmi Belgeyi Bozmak, İmha Etmek veya Gizlemek ile Resmi Evrakta Sahtecilik Suçu Farkı
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.11.2017 tarih ve 2017/866-466 sayılı kararında açıklandığı üzere; 5327 sayılı TCK’nin 205. maddesindeki “resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek” suçunun oluşabilmesi için resmi bir belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılamaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanağının imkansız hale getirilmesi suretiyle bozulması veya belgenin maddi varlığına son verilerek yok edilmesi ya da belgenin bütünlüğüne dokunmaksızın hak sahibinin ondan yararlanmasını engelleyecek şekilde gizlenmesi gerekmektedir. Failin bir belgeyi ortadan kaldırmak, bozmak veya gizlemekle elde etmek istediği sonuç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemekten ibarettir. Nitekim, belge ortadan kalkınca veya bozulunca bu yararlanma olanağı kalmayacağından failin elde etmek istediği sonuç da gerçekleşecektir. Gerçek belgenin aslı ortadan kaldırılarak veya bozularak sonuç elde edildiğinde suç da tamamlanmış olur. Belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesinin amacı hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının önlenmesidir. Diğer bir anlatımla anılan suç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacaktır.
Somut olayda; sanığın …’a ait nüfus cüzdanındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan belgedeki orijinal fotoğrafı çıkararak, kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle tahrif ettiği belgeyi kullanmaktan ibaret eyleminde; sanığın resmi belgeyi bozma genel kastı ile değil, belgeyi sahteleştirerek yararlanma kastı ile hareket ettiği ve bu nedenle resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun unsurlarının oluşmadığı; belgede gerçekleştirilen sahteciliğin aldatma niteliğinin bulunması halinde ise eylemin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, ancak belgenin aldatma niteliğinin bulunmadığının Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 09.02.2016 tarihli, 2015/5390 Esas ve 2016/1018 Karar sayılı bozma ilamında tespit edildiği anlaşılmakla, unsurları oluşmayan resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek sanık hakkında resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi-K.2021/6741).
Resmi Belgeyi Yok Etme, Bozma veya Gizleme Suçunun Başka Bir Suçla Birlikte İşlenmesi
TCK’nın 212. maddesinde bir suçun işlenmesi sırasında resmi belgeleri yok etme veya gizleme suçunun da işlenmesi halinde bu suçtan da ayrıca hüküm kurulacağına dair bir düzenleme bulunmaması karşısında sanığın yevmiye defterinin bir sayfasını yok etme eyleminin zimmetin unsuru olarak kabul edilmesi gerekeceği ayrıca TCK’nın 205. maddesiyle resmi belgeyi yok etme ve gizleme suçundan cezalandırılmasının mümkün olmadığı; yapılan işlemleri kendi bilgisayarında yüklü vezne programı aracılığı ile yevmiye defterine kayıt ederken niteliklerini değiştirmek veya değerlerini düşük göstermek suretiyle aradaki farkı mal edinme şeklindeki eylemlerinin ise, suça konu işlemlerin yapıldığı program üzerinden temin edilebilen yevmiye defteri değişiklik raporları ile anlaşılabildiği, bu nedenle söz konusu işlemlerde iğfal kabiliyetinin bulunmadığı nazara alınmadan beraati yerine yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2014/509)
Tarih Değiştirme Suretiyle Resmi Belgeyi Bozma
Sanığın katılana verdiği borç para karşılığında aldığı 05.02.2008 vade tarihli senet üzerinde zamanaşımı süresini uzatmaya yönelik tahrifat yapmak şeklinde gerçekleşen eyleminde; sanığın kastının gerçek bir resmi belgeyi bozmak olmayıp, tarih değişikliği suretiyle belgenin içindeki gerçeği değiştirmek olduğu ve herhangi bir hakkın kullanılmasının engellenmemesi sebebiyle de TCK’nın 205. maddesindeki resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçu unsurlarının oluşmadığı, suça konu belgede gerçekleştirilen sahteciliğin iğfal kabiliyetini taşıması halinde eylemin TCK’nın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, bu bağlamda Adli Tıp Kurumundan söz konusu belgedeki tahrifatın iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığıyla ilgili rapor alınmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçundan mahkumiyetine hükmolunması hukuka aykırıdır (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2016/5912).
Hileyle Alınan Senedin Geri Verilmemesi Suretiyle Resmi Belgeyi Gizleme Suçu
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 01.12.1998 gün ve 1998/6-301 E. 1998/366 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere; gerçek bir belgeyi ortadan kaldırmak veya bozmak eylemi, neticesi harekete bitişik, şekli olmayan bir suçtur. Zira bu suçta netice kanuni tarifte yer almıştır. Failin bir belgeyi ortadan kaldırmak veya bozmakla elde etmek istediği sonuç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemekten ibarettir ki belge ortadan kalkınca veya bozulunca bu yararlanma olanağı kalmayacağından failin elde etmek istediği sonuç da gerçekleşecektir. Ceza Genel Kurulunun 28.09.1987 gün ve 124-406 Sayılı kararında da vurgulandığı üzere; maddi unsurun konusu olan hareketlerin tamamlanması durumuna ve sonucun elde edilmiş olup olmamasına göre, suç tamamlanmış ya da teşebbüs aşamasında kalmış olur. Bir başka deyişle TCY.nın düzenlenen, gerçek belgeyi ortadan kaldırmak veya bozmak suretiyle sahtecilik suçunda gerek eksik, gerekse tam teşebbüs hali görülebilir. Somut olayda; sanığın, adres kısmının doldurulduktan sonra iade edilmesi şartıyla müşteki tarafından kendisine gönderilen suça konu bonoyu, müştekiye iade etmeyip, ancak müştekinin şikayeti üzerine soruşturma başlatıldıktan sonra kolluk görevlilerine teslim etmek şeklinde gerçekleşen eyleminin, suça konu bononun Türk Ticaret Kanununda sayılan zorunlu unsurlardan olan ‘tanzim yeri’ni ihtiva ettiği, ayrıca borçlunun açık adresinin yazılıp yazılmamasının belgenin niteliğini değiştirmediği, zorunlu unsurların tamamını ihtiva etmesi sebebiyle resmi belge hükmünde olduğu, ayrıca sanığın ‘resmi belgeyi gizleme’ suçunun icrai hareketlerine başladığı, ancak soruşturma aşamasında suça konu bonoyu kolluk görevlilerine teslim ettiği cihetle, hak sahibinin bu belgeden yararlanma olanağının ortadan kalkmadığı da gözetildiğinde, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı, 5237 Sayılı ile eksik teşebbüs-tam teşebbüs ayrımına son verildiği, eylemin ulaştığı aşamanın teşebbüs sebebiyle cezada yapılacak indirim oranının belirlenmesinde gözetilmesi gerektiği de dikkate alınıp, sanığın ‘resmi belgeyi gizlemeye teşebbüs’ suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde suç tamamlanmış gibi ‘özel belgeyi gizlemek’ suçundan mahkumiyet hükmü tesisi hukuka aykırıdır (Yargıtay 21. Ceza Dairesi - Karar: 2016/2389).
Nüfus Cüzdanı Üzerine Kendi Fotoğrafını Yapıştırma
Resmi belgeyi bozma suçu yönünden sanığın, müştekiye ait nüfus cüzdanı belge üzerindeki mevcut fotoğrafı söküp, kendi fotoğrafını yapıştırdığı eylemle ilgili resmi belgeyi bozma suçundan açılan kamu davasında, sanığın kastının gerçek bir resmi belgeyi bozmak olmayıp, fotoğraf değişikliği suretiyle belgenin içindeki gerçeği değiştirmek olduğu ve herhangi bir hakkın kullanılmasının engellenmemesi sebebiyle de 205. maddesindeki resmi belgeyi bozma veya yok etme suçunun unsurlarının oluşmadığı, suça konu belgede gerçekleştirilen sahteciliğin iğfal kabiliyetini taşıması halinde eylemin 204/1. maddesindeki resmi evrakta sahtecilik suçu oluşturacağı kabul edilmelidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2016/941).
Fotoğraf Tahrifatı Suretiyle Resmi Belgeyi Bozma
5237 sayılı TCK’nun 205. maddesindeki “resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek” suçunun oluşabilmesi için belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte belgenin maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanaklarının ortadan kaldırılması ya da belgenin tamamen yok edilmesi gerekeceği, somut olayda sanığın kardeşine ait nüfus cüzdanındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan belgedeki orjinal fotoğraf üzerine kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle tahrifat yaptığı belgeyi kullanmaktan ibaret eyleminde; 5237 sayılı TCK’nun 205. maddesinde düzenlenen suçun değil, unsurlarının oluşması halinde aynı Yasanın 204/1. maddesindeki suçun oluşacağı cihetle, 29.05.2012 tarihli duruşmada nüfus cüzdanının incelendiği, fotoğraf üzerinde mühür izi bulunmadığının tespit edildiği, ancak kararın gerekçe kısmında, fotoğraf değişikliği yoluyla yapılan sahteciliğin aldatma kabiliyeti taşıyıp taşımadığının tartışılmadığı görülmekle, sahtecilik suçlarında aldatıcılık özelliğinin tespitinin hakime ait olduğu da gözetilip, suça konu belgede yapılan sahteciliğin aldatma kabiliyeti taşıyıp taşımadığı kararın gerekçe kısmında tartışılarak, aldatma kabiliyeti taşımadığının tespiti halinde ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan beraati yerine, unsurları oluşmayan ‘resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’ suçundan yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2014/8531).
Bononun Üzerine İptal Yazma Suretiyle Resmi Belgeyi Bozma Suçu
Somut olayda; sanıklar ……… arasında alacak verecek meselesi olduğu, bu alacak nedeni ile sanıkların katılan lehine bono düzenledikleri, olay tarihinde katılanın alacağını almak amacı ile sanıkların işyerine gittiği, sanıkların F..’nin kasadan para çıkararak katılana verecekmiş gibi saymaya başladığı, bu sırada diğer sanık A….. de katılana “senedi ver bizim defterle karşılaştırayım” diyerek bonoyu katılandan aldığı ve hızlıca senedin üzerine “iptal” yazdığı, sanık ……. parayı tekrar kasaya koyduğu, katılana herhangi bir ödemede bulunmadığı, sanıkların eyleminin TCK’nın düzenlenen resmi belgeyi bozmak suçunu oluşturduğu anlaşılmakla yerel mahkemenin kararı yerindedir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2015/30725)
Senetlerin Yırtılması Suretiyle Resmi Evrakı Yok Etme Suçu
Sanık tarafından yırtılan suça konu senetlerin parçaları bir araya getirildiğinde Türk Ticaret Kanununda yazılı unsurlarının tam olması durumunda eylemin 205. maddesindeki “resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme”, unsurlarının tam olmaması durumunda ise 208. maddesindeki “özel belgeyi bozma, yok etme veya gizleme” suçunu oluşturacağı cihetle, savcılık ifadesinde yırtılan senet parçalarının kendisinde olduğunu beyan etmesi karşısında, mümkün olduğu takdirde suça konu senet parçalarının katılandan temin edilip incelenerek, yasal unsurlarının tam olup olmadığının değerlendirilmemesi, Sanığın yırttığı senedin parçaları bir araya getirilip yapıştırıldığında hak sahibinin bu senetten yararlanma olanağının bulunup bulunmadığı saptanarak sonucuna göre eylemin teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığının karar yerinde tartışılmaması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 21. Ceza Dairesi - Karar: 2015/1161).
Sanığın Kendi Tasarrufundaki Resmi Belgeyi Yırtmak Suretiyle Yok Etmesi
Sanığın, suça konu senetleri R.. B.. aleyhine yapılan icra takibindeki borcun tamamı için müştekiye verdiği, ancak borcun alacaklısı M.. A..’nun yalnızca senet bedeli karşılığında borcun tamamının ödenmiş sayılmasını kabul etmediği için anlaşma sağlanamaması nedeniyle senetler üzerinde herhangi bir işlem yapılmadığı, sanığın belgeler üzerindeki tasarruf hakkı devam ettiğinden senetleri alarak yırtması şeklinde gerçekleşen eyleminde 205. maddesindeki “resmi belgeyi yok etme” suçun unsurlarının oluşmadığı cihetle, sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre; Suça konu bonoların aynı anda yırtılmış olması karşısında; eylemin tek suç olacağı gözetilmeden 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri uygulanmak sureti ile fazla ceza tayini,
Kabule göre; Sanığın yırttığı senedin parçaları bir araya getirilip yapıştırıldığında hak sahibinin bu senetten yararlanma olanağının bulunup bulunmadığı saptanarak sonucuna göre eylemin teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığının karar yerinde tartışılmaması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2015/1140).
Pasaport Sayfasını Yırtma Suretiyle Resmi Belgeyi Yok Etme
5237 sayılı TCK’nun 205. maddesinde düzenlenen resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun hak sahibinin o belgelerden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması, bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacağı, yeni bir pasaport almak için başvuruda bulunan sanığın önceden almış olduğu ve kullanım süresi de dolmuş bulunan suça konu pasaportu teslim ettiğinde üçüncü sayfasının olmadığının belirlendiği somut olayda bu suçun unsurlarının oluşmadığı ve beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2012/19251).
İcra Müdürünün Resmi Belgeyi Yok Etme Suçu
İcra müdür yardımcısı olan sanığa yüklenen ve mahkemece sübutu kabul edilip “resmi belgeyi yok etmek” suçunu oluşturduğu kabul olunan eylem; T… A.Ş tarafından borçlu A. İ. hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde borcun bir kısmına itiraz edilmesine rağmen sehven takibin tamamının durdurulmasına dair verdiği bilahare hatalı durumu fark edip karar resmen taraflara tebliğ olunmadan önce dosyadan çıkartıp imha ederek itiraz edilen miktar yönünden takibin durdurulmasına, kabul olunan miktar üzerinden takibe devam olunmasına dair usulüne uygun yeni bir tutanak hazırlamaktan ibarettir.
İcra ve İflas Yasası’nın 8. maddesi uyarınca icra ve iflas daireleri yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak düzenlerler. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra memuru veya muavini veya kâtibi tarafından imzalanır. İlgililer bu tutanakları görebilir ve bunların örneğini alabilir. İcra ve iflas dairelerinin tutanakları, aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Tutanak düzenlenmesinin amacı icra işlemlerinin aleniliğini ve denetlenebilmesini sağlamaktır. İcra ve iflas dairelerinin görevlerini yaparken somut olayda olduğu gibi kanuna muhalif veya hadiseye uygun olmayan işlem yapmaları mümkündür. İcra ve İflas Kanununun 16. maddesinde İcra ve İflas dairelerinin yaptığı yasaya uygun olmadığı düşünülen işlemlerine karşı icra mahkemesine şikâyet imkânı tanınmıştır. Buna göre; icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikâyet olunabilir. Şikâyet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır. Yasa icra ve iflas dairelerine kendi işlemi aleyhine şikâyet yoluna başvurma hakkı tanımamıştır. Ancak genel kabule göre icra dairesi yapmış olduğu bir işlemin sonradan yanlış olduğu kanısına varırsa şikâyet süresi içinde yapmış olduğu işlemi değiştirebilir veya iptal edebilir. Haksızlığın bir an önce giderilmesini sağlayacak yorum da budur.
Bu açıklamalar doğrultusunda; icra müdür yardımcısı olan sanığın İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesi uyarınca sadece itiraz olunan kısmı bakımından takibin durdurulmasına karar vermesi gerekirken yasal olmayan biçimde tamamının durdurulmasına dair verdiği kararı, karar resmen taraflara tebliğ olunmadan, şikâyet süresi içinde iptal edip, usulüne uygun yeni bir tutanak düzenlemesi eyleminde haksız olarak resmi belgeyi yok etme ve hak sahibinin belgeyi kullanma imkânını ortadan kaldırma kastının bulunduğundan söz edilemeyeceği ancak iptal edilen işlemin dosyada aynen muhafaza edilmeyerek kanuna aykırı biçimde yok edilmesinin görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde tartışılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden “resmi belgeyi yok etmek suçundan” yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2012/1675).
Görevi Kötüye Kullanma ve Resmi Evrakı Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek
Sanığın tüm aşamalardaki savunmasında, 23.05.2007 tarihinde … Unlu Mamuller isimli iş yerinde yaptığı denetimde çalışanlara dair portör evrakının eksik olduğunu tespit etmesi üzerine tutanak düzenlediğini ancak Tarım İl Müdürlüğünde görevli ve tanık olarak dinlenen U.K.ve H.E.’ın 19.06.2007 tarihinde aynı iş yerine giderek iş yeri sahibine imza attırmak suretiyle aldıkları boş bir denetim tutanağının daha sonra bu kişiler tarafından eksikliklerin giderilmediğine dair usulsüz bir şekilde müdürlükte doldurulduğunu, bu sebeple hatalı olan usulsüz tutulmuş bir tutanakla cezai işlem başlatılması istenince aynı gün yani 20.06.2007 tarihinde denetim yapılan iş yeri muhasebecisinin müdürlüğe gelip işçilerden birinin portör kaydını getirdiğini ve kendisine, bir işçinin portör kaydını iş yerine götürülmesinin istendiği için bir tane getirdiğini diğer işçinin portör kaydının ise iş yerinde bulunduğunu beyan edince eksikliğin giderildiğine dair 20.6.2007 tarihli olarak tutması gereken tutanağı sehven 17.06.2007 tarihli olarak tuttuğuna yönelik anlatımlarının, beyanda adı geçen iş yeri muhasebecisi tanık M.Ç. ve 19.06.2007 tarihli tutanağı boş olarak imzalattıklarını kabul eden ve tutanakta imzası bulunan tanık H.E. tarafından da doğrulandığı, Tarım İl Müdürlüğü görevlisi tanık H.E.’un da tuttukları tutanaklarla ilgili, iş yeri sahiplerinin boş olarak imzalarını alıp daha sonradan doldurulması gibi bir durumun söz konusu olamayacağına yönelik beyanı ile 19.06.2007 tarihli olup tanık beyanlarından boş olarak temin edildiği ve 20.6.2007 tarihinde müdürlükte tutulduğu anlaşılan ve sanık tarafından yırtılan ve içeriğinde “23.05.2007 tarihli eksikliklerin giderilmediği sağlık muayene kartlarının olmadığı görüldü” şeklinde yazılan tutanağın tanık M.Ç. ‘nin bir işçiye ait muayene kartını getirmesi sebebiyle ve tanıkların beyanlarına göre 19.06.2007 tarihinde boş olarak usulüne uygun düzenlenmeyen bir tutanağın bir gün sonra sanki denetim sırasında tutulmuş gibi gerçekte müdürlükte düzenlenen ve gerçek durumla da çelişen tutanağı usulsüz olduğundan bahisle yırtan ve tanık M.’in diğer işçinin kartının da iş yerinde olduğuna yönelik beyanına itibar ederek eksikliklerin giderildiğini düşünerek gerçekte 20.6.2007 olması gereken tutanağı 17.6.2007 olarak düzenleyen sanığın eylemlerinde sahte belge düzenlemek ve resmi bir belgeyi bozmak kastıyla hareket ettiğinden söz edilemeyeceği cihetle: sanığın eylemlerinin kül halinde görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2013/9490).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.