Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali Suçu Nedir? (TCK 233)
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu; ailenin maddi ve manevi varlığını sağlıklı bir şekilde geliştirilmesi amacıyla TCK m.233’te “Aile Düzenine Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiş olup suçun sunsurları şunlardır:
-
Bakım, Eğitim veya Destek Olma Yükümlülüğününin İhlali Suçu (TCK m.233/1): Eş veya çocukların veya bakıma ihtiyacı olan yaşlı anne babanın; bakım, eğitim veya destek ihtiyacının karşılanmaması halinde suçun bu şekli oluşur. Örneğin, çocuklarını sabah evee kilitleyerek akşam eve gelen anne aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali suçunu işlemiş olur. Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğünü ihlal eden kişinin aileyi terk etmeden bu fiilleri gerçekleştirmesi gerekir. Aileyi terkeden fail, aile hukukundan kaynakalanan yükümlülüğün ihlali suçunu değil, terk suçu işlemiş our.
-
Hamile Kişiyi Terk Etme Suçu (TCK m.233/2): Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk etme halinde aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali suçunun bu şekli oluşur. Örneğin, birlikte yaşadığı sevgilisinin hamile olduğunu öğrendikten sonra onu eve almayarak terk eden kişi bu suçu işlemiş olur.
-
Anne-Babanın Çocuklara Zarar Verecek Şekilde Davranması Suçu (TCK m.233/3): Anne veya babanın, alışkanlık haline gelmiş sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddi ve manevi özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokması halinde suçun bu şekli gerçekleşir. Anne-babanın velayet hakkı kaldırılmış olsa bile, bu davranışlar suçun vücut bulmasına sebep olur. Örneğin, her akşam çocuklarının gözü önünde içki içerek sarhoş olan ve bu nedenle çocukların psikolojisinin bozulmasına neden olan davranışlar sergileyen baba, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçunun bu halinin meydana gelmesine neden olur.
Aile Hukukundan Doğan Yükümlülüğün İhlali Suçunun Cezası (TCK 233)
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçunun cezası şu şekildedir:
-
Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.233/1).
-
Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir (TCK m.233/2).
-
Velayet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadi sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddi ve manevi özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.233/3).
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu nedeniyle TCK m.233/1 fıkrası gereği hükmedilen hapis cezaları adli para cezasına çevrilemez. Çünkü, adli para cezası bu fıkralarda seçenek yaptırım olarak düzenlendiğinden mahkemenin seçenek yaptırımlardan hapis cezasını seçtikten sonra, bu cezayı adli para cezasına çevirmesi hukuken mümkün değildir. TCK m.233/2-3 fıkraları gereği aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası veya adli para cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.
Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında erteleme hükümlerinin uygulanması mümkündür.
Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma, Görevli Mahkeme
Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçunun TCK 233/1‘deki hali uzlaşmaya tabidir. Diğer fıkralar uzlaşmaya tabi değildir.
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçunun sadece TCK m.233/1 fıkrasındaki hali şikayete tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Diğer fıkralar şikayete tabi olmadığından savcılık tarafından resen soruşturulmalıdır. Şikayet hakkı, dava zamanaşımı süresinde kullanılabilir. Şikayetten vazgeçme, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurur.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu yargılamalarında olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Aile Hukukundan Doğan Yükümlülüğün ihlali Suçunda Görevli Mahkeme
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu hakkında yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali Suçu Yargıtay Kararları
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Terk Edilmesi
Suça sürüklenen çocuğun Trabzon Doğum Hastanesinde evlilik dışı ilişkiden meydana gelen bebeğini doğurduktan sonra aynı gün bebeği hastanede ablası olan tanık A.. C..’ye bırakarak kaçması ve bir daha geri almaması şeklinde gerçekleşen eyleminde, suçun yasal unsuru olan, “kendi haline terk” unsuru gerçekleşmediği için terk suçu oluşmamış ise de, suça sürüklenen çocuğun mağdura karşı bakım, eğitim ve destek olma yükümlülüğünü ihlal etmesi karşısında, eyleminin TCK’nın 233. maddesinde düzenlenen aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçunu oluşturup oluşturmayacağı kararda tartışılmadan, eksik kovuşturma, yetersiz gerekçe ve hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (sanığın TCK 97. maddede düzenenlenen terk suçu ile) cezalandırılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar : 2015/39358).
Eşe ve Çocuklara Bakım Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi
Sanığın, mahkemece kabul edilen, maddi durumu olmasına rağmen katılan ve ortak çocukları olan mağdurlara karşı aile hukukundan doğan bakım yükümlülüğünü yerine getirmemesi şeklindeki eyleminin TCK’nın 233/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı gözetilmeden ve evde huzursuzluk çıkarması şeklindeki eyleminin ise ne suretle TCK’nın 232/1. maddesinde düzenlenen (kötü muamele suçu) suçun unsurlarını oluşturacağı açıklanmadan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar: 2016/10599).
Eğitim Yükümlülüğünün İhlali Suçu
TCK’nın 233/1. maddesindeTCK’nın 233/1. maddesinde düzenlenen suçta, aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünün ihlalinin yaptırıma bağlandığı, katılanın iddiasına konu hususun ise eğitim yükümlülüğünün ihlali kapsamında kaldığı ve dosya kapsamında iddia ile ilgili bir araştırmanın yapılmadığı, katılanın orta öğretim çağında olduğu dikkate alındığında, suç tarihinden sonra okulu devam edip etmediği araştırılarak elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar: 2016/10600).
Bakım ve Destek Yükümlülüğünün İhlali Suçu
Sanığın eşi katılan M.. Ç..’ın ev ile ilgilenmemesi, evde yiyecek bir şey bulunmaması ve elektriğin ev sahibi tanık T. A.. tarafından kesilmesine sinirlenerek bakımına muhtaç olan 11 aylık ve 4 yaşındaki çocuklarını sabah 11:00 sıralarında ayrı ayrı odalara kilitleyerek evden ayrılıp gece 10:00 sıralarında evine dönmesi şeklindeki gerçekleşen eyleminde, suçun “kendi haline terk” unsuru gerçekleşmediği için terk suçunun oluşmayacağı, ancak sanığın mağdurlara karşı bakım, eğitim ve destek olma yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle eyleminin TCK’nın 233. maddesinde düzenlenen her iki mağdura yönelik ayrı ayrı aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçunu oluşturacağı gözetilmeden beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2015/33631).
Velayeti Kendisinde Olan Çocuğu Başkasına Bırakma
Sanığın, boşanma sonucunda velayeti kendisine bırakılmış 2000 doğumlu kızı mağdur Miraç’ı K. ilçesinde ikamet eden boşandığı eşinin annesi tanık 1949 doğumlu H.. A..’na bırakması için köy minibüsü şöförüne yol ücretini vererek teslim etmesi, tanığın yaşı ve maddi durumu nedeniyle mağdura bakamayacağını beyan ederek mağduru kabul etmemesi üzerine sanığın mağduru tekrar kabul etmemesi şeklinde gerçekleşen eyleminde suçun yasal unsuru olan, “kendi haline terk” unsuru gerçekleşmediği için terk suçunun oluşmayacağı, ancak sanığın mağdura karşı bakım, eğitim ve destek olma yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle eyleminin TCK’nın 233. maddesinde düzenlenen aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçunun oluşturacağı gözetilmeden beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar : 2015/33630).
Yeni Doğan Bebeği Ücret Karşılığı Bakım İçin Bırakmasına Rağmen İlgilenmeme
Sanığın gayrimeşru ilişkisinden doğan bebeğini doğum sonrasında ücret karşılığında bakması için anlaştığı tanık F. B.’a bırakması, sadece ilk ay mağduru kontrole giderek masraflarını karşılaması, ardından bir daha mağduru arayıp sormaması şeklinde gerçekleşen olayda, TCK’nın 97/1. maddesinde düzenlenen suçun “kendi haline terk” unsurunun gerçekleşmediği, ancak sanığın bakım ve gözetime yönelik yükümlülüklerine aykırılık oluşturan bu davranışın TCK’nın 233. maddesinde düzenlenen aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçunu oluşturduğu, ayrıca mağdur çocuk ile annesi olan sanık arasında menfaat çatışması bulunduğu gözetilerek yetkili mahkemeden 4721 sayılı TMK’nın 426. maddesine göre, çocuk mağdur için temsil kayyımı atanması veya CMK’nın 234/2. maddesi gereğince baro tarafından bir vekil görevlendirilmesi sağlanıp bu suretle mağdurun temsili ile şikayet ve davaya katılma haklarının kullanılmasına imkân tanınmadan eksik kovuşturma ve hatalı nitelendirme ile hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar:2015/33097).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.