0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Muhafaza (Yedieminlik) Görevini Kötüye Kullanma Suçu Nedir? (TCK 289)

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu, diğer bir deyişle yedieminlik görevini suistimal; 5237 sayılı TCK’nın 289. maddesinde “Adliyeye Karşı Suçlar” bölümünde şu şekilde düzenlenmiştir:

Muhafaza görevini kötüye kullanma

Madde 289 - (1) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kişinin bu malın sahibi olması halinde, verilecek ceza yarı oranında indirilir.

(2) Birinci fıkrada tanımlanan suçun konusunu oluşturan eşyayı kovuşturma başlamadan önce geri veren veya bunun mümkün olmaması halinde bedelini ödeyen kişi hakkında verilecek cezaların beşte dördü indirilir.

(3) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan malın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle kaybolmasına veya bozulmasına neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır.

(4) Bir suça ilişkin soruşturma veya kovuşturma kapsamında elkonulan eşyayı amacı dışında kullanan kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunun Unsurları

5237 sayılı TCK’nın 289/1. maddesinde tanımlanan muhafaza görevini kötüye kullanma suçu unsurlarının vücut bulabilmesi için, failin muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli ya da herhangi bir nedenle elkonulmuş olan mal üzerinde satma, yok etme, kaybetme gibi teslim amacı dışında tasarrufta bulunması gerekir.

Yedimenine mal teslim edilirken yedieminliğin hukuki ve cezai sorumluluğu hatırlatılarak ihtarat yapılmalı ve beyanlar tutanak altına alınmalıdır. Aksi takdirde, usulüne uygun bir teslim söz konusu olmayacağından suçun unsurları oluşmayacaktır.

Hacizli mallarda haczin kalkması veya düşmesi, suçun hukuka aykırılık unsurunu ortadan kaldıracağından, suçun unsurlarının oluşmamasına neden olacaktır.

TCK 289/1. maddesi muhafaza görevinin kasten kötüye kullanılması, TCK 289/3. maddesi ise taksirle muhafaza görevinin kötüye kullanılması düzenlenmiştir.

Madde gerekçesine göre; madde metninde tanımlanan suç, esas itibarıyla güveni kötüye kullanma suçunun özel bir şeklini oluşturmaktadır. Ancak, malın kişiye özel bir görevin gereği olarak teslim edilmiş ve kişinin bunları olduğu gibi muhafaza ile ödevlendirilmiş olması nedeniyle, fiil aynı zamanda bir görevin kötüye kullanılmasını da ifade etmektedir.

Birinci fıkraya göre, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunulması, bu suçu oluşturacaktır. Teslim amacı muhafaza olduğuna göre, suçun konusunu oluşturan malın örneğin satılması, başkasına verilmesi gibi, bu amaçla bağdaşmayan davranışlar, söz konusu suçun oluşumuna neden olacaktır. Bu bakımdan, söz konusu suç, serbest hareketli suç görüntüsü arzetmektedir. Failin suç konusu eşyanın sahibi olması, cezanın indirilmesini gerektiren bir neden olarak kabul edilmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasında bu suçla ilgili olarak etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Bu suçun konusunu oluşturan eşyanın kovuşturma başlamadan önce geri verilmesi veya bunun mümkün olmaması hâlinde bedelinin ödenmesi, etkin pişmanlığı gösteren kişi açısından cezada indirim yapılmasını gerektiren bir şahsî sebep olarak kabul edilmiştir.

Üçüncü fıkrada ise, birinci fıkranın konusunu oluşturan eşya ile ilgili olarak bir taksirli suç tanımına yer verilmiştir. Bu eşyanın kendisine teslim edilen kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle kaybolmasına veya bozulmasına neden olması, suç olarak tanımlanmıştır.

Dördüncü fıkrada, ayrı bir suç tanımlaması yapılmıştır. Bir suça ilişkin soruşturma veya kovuşturma kapsamında elkonulan eşyanın amacı dışında kullanılması, bu suçu oluşturacaktır.

Yargıtay uygulamasına göre; muhafaza görevini kötüye kullanmak suçu ile korunan hukuki yarar, kamu otoritesidir. Kamu idaresi tarafından kişiye verilen muhafaza görevi sonucunda kişinin söz konusu malı özenle koruması ve işini ciddiye alması ve yasa gereği göreviyle ilgili yükümlülükleri yerine getirmesi amaçlanarak, kamu görevinin düzenli bir şekilde yürütülmesi ve otoritenin ve disiplinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Suçun maddi konusu rehinli ve hacizli veya el konulmuş taşınır yada taşınmaz niteliğindeki mallardır.

Fail, yediemin olarak atanan kişidir. Yediemin, maddenin ilk cümlesinde tanımlanmış gibidir. Buna göre yediemin, “muhafaza edilmek üzere kendisine resmen (bir mal) teslim olunan kişidir.” Herhangi bir kimse bu suçun faili olamaz. Sadece belirli sıfatı taşıyan kişi işleyebileceğinden bu suç tipi “mahsus/özge suç” niteliğindedir.

Suça konu olan rehin veya haciz, “kamu idaresince” konulan rehin ya da hacizdir. Bu rehin veya haczin kamu idaresince konulması zorunludur. Örneğini, İcra ve İflas Kanunu hükümleri veya 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun gereğince haciz konulması bu şekildedir. Özel hukuk hükümlerine göre örneğin, alacaklı tarafından borçlunun mal varlığına konulan rehinin bu suçu oluşturması söz konusu değildir.

Hacizli mal, kanuni olarak icrai veya ihtiyati haciz altına alınan her türlü taşınır ve taşınmaz mallan ifade etmektedir. İcrai haciz, İcra İflas Yasası hükümleri uyarınca yapılan ilamlı veya ilamsız haciz işlemi olabilir. İhtiyati haciz de, hükümleri uyarınca yapılmaktadır. Haczin yargı kararma dayanması gerekmez. İdari bir işlemden veya zabıta işleminden doğması mümkündür.

Kamu alacaklarının tahsili usulü ise, bu konuya özel düzenleme içeren 6183 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılmaktadır. Uygulamada sıkça görülen İcra İflas Yasası hükümleri uyarınca İcra Daireleri tarafından yapılan haciz işlemleri ile 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa hükümleri uyarınca yapılan haciz işlemleri bu suçun konusunu oluşturmaktadır.

Suça konu teşkil eden hacizli, rehinli ya da el konulmuş malın faile “resmen” ve fiilen teslim edilmiş olması gereklidir. Resmi teslim, mevzuat gereği gereken yöntemine uygun yapılmış olmalıdır. Resmen teslim kavramı aslında fiili teslimi de içerir. Zira resmi teslim, malın yediemine yetkili resmi organ veya görevli tarafından teslim edilmesi, zilyetliğinin devredilmesi gerekli olup yedieminlik görevinin yükümlülükleri ve cezai sorumlulukları kendisine hatırlatılması yasal olarak yapılmalıdır.

TCK 289/1. maddesinde yazılı muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunun maddi öğesi, resmen teslim olunan mal üzerinde “teslim amacı dışında tasarrufta bulunma” biçiminde tanımlanmaktadır. Böylece kanun koyucu yediemini, teslim edilen malı amacına uygun olarak muhafaza etmek yükümlülüğü altına sokmuştur. Bu yükümlülüğe uymayan hareketler, suç teşkil edeceği açıklanmaktadır. Ayrıca mahcuz malın teslim amacına uygun muhafaza etme yükümlülüğü aynı zamanda, teslim eden merciin istemi halinde malın aynı şekilde iade edilmesini de kapsamaktadır. Ancak hukuka aykırılık öğesiyle ilgili olarak açıklandığı üzere, suçun oluşabilmesi için hukuka uygun görevlendirme ve resmi teslim koşulunun gerçekleşmesi gerektiği gibi, suç tarihi itibariyle failin yedieminlik görevinin hukuken sürüyor olması da şarttır. Teslim amacı dışında tasarrufta bulunulmasının hangi tür hareketlerle gerçekleştirilebileceği açıklanmadığından, ‘serbest hareketli’ bir suç olarak düzenlenmiştir. İcrai veya ihmali bir davranışla işlenebilmektedir.

İdarenin teslim amacı; bir malın olduğu gibi muhafaza edilmesi, bakılıp gözetilmesi, korunması ve istenildiğinde malın önceki durumuyla iade edilmesini kapsamaktadır. Bu suçla, teslim edilen malın yediemin tarafından görevin sonunda iade edilmesi istenilmektedir. Hatta, yediemine bu yönde yükümlülük getirilmektedir. Yediemin, teslim amacı doğrultusunda malı muhafaza edip, görev sona erdiği veya istenildiğinde iade etmekle yükümlü bulunmaktadır.

Suça konu olan eylem, idarenin iradesine ve dolayısıyla hukuk düzenine aykırı bir eylemdir. Bu nedenle, suçun oluşumu için, eylemin hukuka aykırı bulunması şarttır.

Hukuka aykırılık öğesi, öncelikle tipe uygun davranışın bulunmasını gerektirir. Bununla birlikte, anılan maddede belirtilen kavramlarla (yedieminliğe temel olan haciz, rehin gibi işlemlerin kendi kurallarına uygun yapılması anlamında) ilgili yasal hükümlere aykırılığın da oluşması gerekir. Yediemin tayin eden işlemin hukuken geçerli olmaması ya da geçerliliğini yitirmesi durumunda eylem hukuka aykırı olmayacaktır.

Failin kamu idaresince görevlendirilmesinden kaynaklanan yedieminlik sıfatı ve görevinin, hukuki bir sebeple ortadan kalkması durumunda, suçun yasaya aykırılık öğesinin hukuki dayanağı kalmayacaktır. Bu durumda failin muhafaza görevini kötüye kullandığından söz edilemeyecek ve suçun oluşmadığı kabul edilecektir.

Fakat bu durum, failin malı ilgili idareye iade yükümlülüğünü sona erdirmez.

Fail iyiniyet ilkesine uygun olarak kendisine teslim edilen malı aynen iade etmekle yükümlü olduğundan, iade etmeme veya malı tüketme, başkasına verme, satma gibi eylemleri güveni kötüye kullanma suçunu oluşturabilecektir.

Hukuka Aykırılığın Koşulları

a. Yedieminliğin Dayanağı Olan İşlemin Hukuka Uygun bulunması,

b. Suç Tarihi İtibariyle Yedieminlik Görevinin Hukuken sürüyor olması gerekmektedir.

İcra takibinde, ödeme emrinin tebliğinden itibaren, 1 yıl geçtikten sonra haciz istenmesi (İİY m. 78) durumunda haciz isteme hakkı düşer ve suçun hukuka aykırılık öğesi oluşmaz. Yine, (taşınırlarda) satışın haciz tarihinden itibaren bir yıl geçtikten sonra istenmesi (İİY. 110) sebebiyle kendiliğinden hükümsüz olan hacze dayalı olarak yapılan satış veya muhafaza haczi de geçerli olmadığından suçun hukuka aykırılık öğesi oluşmayacaktır. Bu arada belirtelim ki, süresinde haciz istememekle haciz isteme hakkı düşer, süresinde satış istememekle de yapılmış olan haciz kalkar, buna karşın, icra takibi de düşmüş olmaz (Y4CD-K.2016/3481).

Etkin Pişmanlık Hükümleri

Etkin pişmanlık, suç işleyen kişinin işlediği fiil yüzünden sonradan pişman olması ve suç nedeniyle oluşan “doğrudan maddi bir zarar” varsa, zararı gidererek ceza indirimi hükümlerinden yararlanmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur. Suç işlendikten sonra fail tarafından etkin pişmanlık gösterilmesi halinde, güveni kötüye kullanma suçu cezası etkin pişmanlık nedeniyle indirili

TCK m.289/1’de tanımlanan suçun konusunu oluşturan eşyayı kovuşturma başlamadan önce geri veren veya bunun mümkün olmaması halinde bedelini ödeyen kişi hakkında verilecek cezaların beşte dördü indirilir.

Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilecektir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkün değildir.

Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.

Uzlaşma

Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

Görevli Mahkeme

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür.

TCK m.289/3’te yer alan taksirle muhafaza görevini kötüye kullanma suçu nedeniyle önödeme hükümleri uygulanabilir.

Kovuşturma aşamasında basit yargılama usulü uygulanarak yargılama yapılabilir.

Muhafaza (Yedieminlik) Görevini Kötüye Kullanma Suçu Yargıtay Kararları


Hacizli Mallar Üzerinde Haczin Kalkması

17.04.2013 tarihinde hacizli malların muhafazası için borçlu şirket adresine gidildiğinde, 25.10.2011 tarihinde haczedilerek yediemin sıfatıyla sanığa teslim edilen malların yerinde bulunmadığı tespit edilmiş ise de; olay tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nun 106 ve 110. maddeleri gereği hacizli taşınır malların hacizden itibaren bir yıllık süre içerisinde satışının istenmemesi halinde haczin başka bir işleme gerek kalmaksızın kalkacağı ve bu nedenle muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun hukuka aykırılık öğesinin oluşmayacağı dikkate alınarak … 12. İcra Müdürlüğü’nün 2011/12921 esas sayılı dosyasının Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı veya onaylı örnekleri dosya içerisine alınıp incelenerek, süresinde satış istenip istenmediği belirlenmesi gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2019/5206).

21.01.2013 tarihinde haczedilerek sanığa yediemin sıfatıyla teslim edilen malların muhafazası için haciz mahalline gidildiğinde malların bir kısmının yerinde bulunmadığı 10.10.2013 tarihli tutanakla tespit edilmiş ise de; suç tarihinde yürürlükte bulunan İİK.nun 106 ve 110. maddeleri gereği hacizli taşınır malların hacizden itibaren 6 aylık süre içerisinde satışının istenmemesi halinde haczin başka bir işleme gerek kalmaksızın kalkacağı ve bu nedenle muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun hukuka aykırılık öğesinin oluşmayacağı dikkate alınarak süresinde satış talebinde bulunulmadığından sanığa yüklenen suçun unsurları itibariyle oluşmadığı bu nedenle beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2019/4689).

25.02.2014 tarihinde hacizli malların muhafazası için gidildiğinde 05.08.2013 tarihinde haczedilerek yediemin sıfatıyla teslim edilen eşyaların yerinde bulunmadığı tespit edilmiş ise de; olay tarihinde yürürlükte bulunan İİK.nun 106 ve 110. maddeleri gereği hacizli taşınır malların hacizden itibaren 6 aylık süre içerisinde satışının istenmemesi halinde haczin başka bir işleme gerek kalmaksızın kalkacağı ve bu nedenle muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun hukuka aykırılık öğesinin oluşmayacağı dikkate alınarak katılan vekilinin 25.02.2014 tarihinde muhafaza talebinde bulunduğuna dair talep dilekçesinin dosya kapsamında bulunduğu, dolayısıyla süresinde satış istenmediğinin anlaşılması karşısında sanığın beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2019/757).

Yeddieminliğin Hukuki ve Cezai Sorumluluğunun Hatırlatılmaması

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun oluşması için, failin muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş malı teslim amacı dışında tasarruf etmesi ve cezalandırılabilecek eylemin tipe uygun hukuka aykırı bir eylem olması gerektiği cihetle, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin 2008/42 E. ve 25.11.2008 tarihli kararı ile 34 BT 531 plaka sayılı aracın trafik kaydına gerekli şerh verilmek ve yedd-i emin olarak sahibine gerekli ihtarat yapılarak teslim edilmek şartıyla sanığa iadesine karar verildiği, ancak yedieminliğin hukuki ve cezai sorumluluğu hatırlatılarak tesliminin yapıldığına ilişkin bir tutanağın dosyada mevcut olmadığı görülmekle, teslime ilişkin tutanağın bulunup bulunmadığı araştırılarak var ise dosya içine alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi-Karar: 2018/10373).

Yediemininin Malları Satış Yerine Götürme Yükümlülüğü Yoktur

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun failinin, kendisine yediemin olarak teslim edilen hacizli malları aynen saklayarak koruma ve yetkili merci tarafından istenildiğinde kendisine teslim edilen yerde aynen iade etmekle yükümlü olduğu, yediemin olarak teslim edilen malların, tebligata rağmen satış yerine götürülmemesinin, teslim amacı dışında tasarrufta bulunma sayılamayacağı, somut olayda; sanığın teslim edilen mallan satma, yok etme, kaybetme gibi teslim amacı dışında tasarrufta bulunduğunun da iddia edilmediği, dolayısıyla sanığa yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi - Karar: 2014/9579).

Eksik Teslim ve Yeddieminlik Görevini Suistimal

Sanığın, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen …’a ait … Yediemin Deposu’nda depo görevlisi olarak çalıştığı, müştekinin … Tic. Ltd. şirketinden olan alacağını tahsil etmek için Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2009/6319 esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, 12/05/2009 günü de bu işyerinde haciz yapıldığı ve 22 adet tekstil makinasının haczedildiği, haczedilen malların … Yediemin Deposu’na teslim edildiği, 11/01/2010 tarihinde icra memuru, müşteki ve avukatının malları teslim almak için depoya gittiklerinde kendilerine toplam 10 adet makinanın depo görevlisi olan sanığın teslim tutanağını imzalaması suretiyle eksik teslim edildiği, geriye kalan malların tesliminin yapılmadığı, bu şekilde sanığın muhafaza görevini kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda;

5237 sayılı TCK’nın 155/2. madde ve fıkrasında düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi gerekmekte olup,

Daha özel bir düzenleme olan, 5237 sayılı TCK.nın 289/1. maddesinde tanımlanan muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için ise failin muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli ya da herhangi bir nedenle elkonulmuş olan mal üzerinde satma, yok etme, kaybetme gibi teslim amacı dışında tasarrufta bulunması gerektiği dikkate alındığında;

Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2009/6319 esas sayılı dosyasında yediemin olarak teslim edilen malların icra satışı sonrasında eksik olarak teslim edildiğinin iddia edildiği somut olayda; suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının karar yerinde tartışılması, suçun unsurlarının oluştuğunun belirlenmesi halinde, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 289/1. maddesi gereği muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmünün tesisi gerektiği gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek, yazılı şekilde mahkumiyet hükmünün kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2019/7927).

Deponun Mühürlenerek İçindeki Malın Yeddiemin Olarak Sahibine Teslim Edilmesi

05.04.2013 tarihinde, sanık …‘ın Erve Ticaret isimli iş yerinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Zonguldak İl Müdürlüğü görevlilerince yapılan denetimde resmi belgesi olmadan sanayide kullanılmak üzere üretilen tuzları insan tüketimine sunulmak amacıyla sofra tuzu şeklinde Billur markalı poşetlere koyarak paketleme işi yaptığının tespiti üzerine, deponun ve tuz paketleme makinesinin mühürlendiği, 05.04.2013 tarihli yediemin tutanağında işletme sahibi olan sanığın yediemin olarak tayin edildiği, jandarma tarafından ise köy muhtarının yediemin olarak tayin edildiğinin yazılı olduğu, 13.02.2014 tarihinde yapılan ikinci denetimde ise sanığın mühürlenen depoya girerek kendisine teslim edilen tuzları paketlemeye devam ettiğinin tespit edilerek bu durumun tutanağa bağlandığı ve sanığın 02.10.2014 tarihli celsede alınan savunmasında deposunun mühürlendiğini ve kendisine tuzların yediemin olarak teslim edildiğinin doğru olduğunu, yan tarafta bulunan 2. deposundan mühürlenen depoya geçis yaparak buradan bir miktar tuz aldığını belirterek suçlamayı kabul etmiş olması karşısında, sanığın muhafaza görevini kötüye kullanmak suçundan eylemine uyan TCK’nın 289/1-2. cümle uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile beraatine hükmolunması, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2019/9515).

Taksirle Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçu

TCK’nın 289. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir sebeple elkonulmuş olan malın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle kaybolmasına veya bozulmasına neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır.” hükmü düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre, kendisine muhafazası için bırakılan malları haciz işlemi sırasında getirmeyerek mevcut adresine terk eden sanığın 17.06.2011 tarihli savunmasında eşyaların halen mevcut olduğunu beyan etmesi karşısında, mallar üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunup bulunmadığı, amacı dışında kullanıp kullanmadığı, taksirle kaybolmasına veya bozulmasına neden olup olmadığının kolluk marifetiyle araştırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar: 2016/4634).

Sanığın olay tarihinde Başkale Malmüdürlüğünde yoklama memuru olarak görevli olduğu, Başkale İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yakalanan kaçakçılık suçuna konu çeşitli eşyaların 28/09/2007 tarihinde mal müdürlüğü deposuna konulması için sanığa tutanakla teslim edildiği, 11/11/2007 tarihinde yapılan sayımda ise sanığa teslim edilen elektronik eşyaların bir kısmının olmadığının tespit edilmesi üzerine sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; sanığa atılı eylemin TCK’nın 289/3 maddesinde düzenlenen ve önödemeye tabi olan muhafaza görevini kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, sanığın önödeme teklifini kabul ederek ödeme yaptığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında açılan kamu davasının önödeme nedeniyle düşürülmesine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2019/6001).

Yeddieminin Malları Alacaklıya Teslim Etmesi

Sanığın savunmasında, yediemin olarak kendisine bırakılan mahcuzlardan forklift makinesinin alacaklıya teslim edildiğini, PVC sıkma makinesinin ise yine alacaklının bilgisi doğrultusunda ve onun tanıdığı olan …‘e teslim edildiğini beyan ettiği, 25.06.2013 havale tarihli dilekçesinde ise makinenin bulunduğu adresi bildirdiği anlaşılmakla bu hususta katılanın ve vekilinin beyanı, makinenin teslim edildiği iddia edilen …‘in de tanık sıfatı ile ifadesi alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2019/3821).

Kayden Haciz, Fiili Haciz ve Yeddieminliği Suistimal Şartları

Her ne kadar Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 16.09.2013 tarihli, 2013/6958 E. 2013/11255 K. sayılı ilamıyla, teslim amacı dışında tasarrufta bulunan sanığın unsurları itibariyle oluşan atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği yönünde bozma kararı verilmişse de, TCK’nın 289. maddesine göre, “Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir sebeple elkonulmuş olan mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunulması gerektiğinin belirtildiği,

Oluş ve dosya kapsamına göre, suça konu aracın icra takip dosyası kapsamında haczedilerek 17.04.2007 tarihinde yediemin sıfatıyla sanığa teslim edildiği, ancak borcun ödenmesi sebebiyle takibin sonlandırıldığı, katılanın kendi alacağına ilişkin icra takip dosyasında kayden haczedilen aracın fiili haczini yapmak üzere hacze gittiğinde, sanığın aracın asıl sahibinde olduğunu beyan etmesine ve fiili haczin yapılamamasına rağmen, usülune uygun düzenlenmemiş 20.08.2007 tarihli haciz tutanağında sanığın yediemin sıfatıyla imzası bulunmaması karşısında, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilerek beraat kararı verilmesinde zorunluluk bulunması, bozma nedenidir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar: 2016/4644).

Yediemin Olarak Teslim Edilen Traktörün Uzun Süre Kalması

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda suç tarihinin, elkonulan malın teslim amacı dışında tasarrufta bulunulduğu tarih olarak kabulü ile zamanaşımın süresinin dolmadığı tespit edilerek yapılan incelemede;

Oluşa ve dosya kapsamına göre, davaya konu ve suçta kullanılan nakil vasıtası traktörün sanığa yediemin olarak teslimi tarihinde yürürlükte olan 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 84. maddesinde yer alan ‘‘Orman Kanununa aykırılık oluşturan fiillerden dolayı elkonulan ağaç, tomruk, kereste, yakacak ve sair mahsuller, vazifeli orman memurları tarafından muhafaza edilmek üzere orman depolarına, orman deposu yoksa ve fiilin işlendiği yer belediye hudutlarınde ise o yer belediyesine, köy hudutları içerisinden ise o köy muhtarına, yokluğunda vekiline onun da yokluğunda ihtiyar heyeti üyelerinden birine yediemin senedi mukabilinde teslim olunur. Belediye veya köy yetkililerine teslim edilen bu mallar en kısa zamanda orman depolarına idarece nakledilir’’ ve 12.07.1984 tarih ve 18456 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kanunu’nun 84. Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmelik’in 9. maddesi gereğince ‘‘Suçta kullanılan nakil vasıtaları kesin bir zaruret olmadıkça yediemine teslim edilemez. Ancak orman idaresine teslimin imkansız olduğu hallerde durumu ve nitelikleri ayrıntılı olarak belirtilmek suretiyle 4. maddenin 2. fıkrasına göre yediemin senediyle teslim edilir. Bu şekilde yediemine teslim edilen suç nakil vasıtaları en kısa zamanda orman idaresince geri alınır’’ hükümleri karşısında; 01.12.2001 tarihinde yediemin senediyle sanığa yediemin olarak teslim edilen traktörün Kanun ve Yönetmelik’in amir hükümlerine rağmen zamanında orman idaresince geri alınmadığı gibi aradan geçen zaman süresince de orman depolarınada nakledilmesine yönelik bir girişimde bulunulmadığı anlaşılmakla; suça konu eşyayı bedelsiz olarak bu kadar uzun süre saklama yükümlülüğü yüklenemeyeceğinden unsurları oluşmayan atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2019/2928).

Yediemnine Teslim Edilen Aracın Otoparktan Çıkarılıp Kullanılması

Sanık … hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;

… Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün düzenlediği ekspertiz raporunda … plakalı araçtan alınan boya numunesi ile katılanın evinin merdiven duvarından alınan boya numunesinin birbirleri ile benzer fiziksel ve kimyasal yapıda olmasının kasanın bu araçla taşındığını kesin olarak göstermeyeceği, ancak temyiz dışı sanık …’in savunmasında otoparkta bekçilik yaptığını, aracın otoparktan hiç çıkmadığını, anahtarının da kasada bulunduğunu, 2009 yılının 3.ayında otoparkta kendisinin olduğunu belirtmesi karşısında, 02.03.2009’da yediemin olarak tutanakla… plakalı araç kendisine yediemin olarak bırakılan sanık … ya da üçüncü bir şahıs tarafından aracın izinsiz dışarıya çıkartılıp çıkartılmadığı hususu araştırılarak sonucuna göre sanık …’nin hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2019/3274).

Rehin Edilen ve Resmen Teslim Edilen Mal Kavramı

Sanığın müdürü olduğu şirketin katılan bankadan çekmiş olduğu kredi borcunun teminatı olarak şirkete ait menkul mallara ilişkin rehin sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu menkul malların yediemin senedi ile sanığa teslim edildiği, bilahare kredi borcunun ödenmemesi üzerine katılan banka tarafından icra takibi başlatıldığı, icra müdürlüğünce rehinli malın muhafazası ve kıymet takdiri için borçlunun adresine gidildiğinde rehne konu menkul mallardan bir kısmının yerinde olmadığının tespit edilmesi üzerine yapılan suç duyurusu nedeniyle sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan dava açıldığı saptanmış olup, TCK.nun 289. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun konusunun “resmen teslim olunan” mal olması, bankalar ile kredi talebinde bulunanlar arasında düzenlenen rehin sözleşmesi nedeniyle yapılan teslimlerde “resmen teslim” keyfiyetinin gerçekleşmemiş bulunması karşısında sanığın unsurları oluşmayan atılı suç nedeniyle beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2019/1898).

İddia,savunma ve tüm dosya kapsamına göre; sanık aleyhine başlatılan , 34 UA 4135, 34 AK 7591 ve 34 AK 7593 plaka sayılı araçların mülkiyeti muhafaza kaydıyla sanığın yetkilisi olduğu şirkete satışından kaynaklı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sırasında haczedilen araçların 06.09.2012 tarihinde Tır Parkına çekildiği ve yediemine teslim edilmeksizin tır parkında bırakıldıkları, akabinde ise araçlardan 3 tanesinin … isimli şahsın işlettiği Tır Parkında bulunması sonrasında alacaklının talebi üzerine …. isimli şahıslara yediemin olarak bırakıldığının anlaşıldığı olayda; plaka sayılı aracın Tır Parkından bulunmayışından kaynaklı olarak sanık tarafından gizlendiğinden bahisle hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de, sanığa veya alacaklı tarafından şikayetçi olunan … isimli şahsa haczedilen araçların yediemin sıfatıyla bırakılmadığı, alacaklı ile sanığın yetkilisi olduğu şirket arasında yapılan rehin sözleşmesi nedeniyle yapılan teslimin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 289. maddesinde belirtilen “resmen teslim olunan mal” kapsamında kalmadığı, bu nedenle muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından sanığın beraati yerine yazılı biçimde yasal olmayan gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi; bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2019/1937).

Malın Haczedilmeden Teslim Edilmesi

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için öncelikle, bir eşyanın haczedilmesi ve faile de bu eşyanın yediemin sıfatıyla teslimi gerekir. Dava konusu olayda ise sanığa ait araç, 14.09.2012 tarihinde kolluk tarafından yakalanarak otoparka teslim edildikten sonra, 21.09.2012 tarihinde haciz işlemi yapılmış ancak sanığa yediemin sıfatıyla teslim yapılmamıştır. Bu durumda TCK.nun 289. maddesinde tanımlanan muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun unsurları oluşmamıştır. Sanığın, haciz işlemi öncesi haczedileceğini bildiği aracın değerini azaltmak amacıyla aracın bazı aksamlarını sökmesi şeklindeki eyleminin İİK.nun 331. maddesinde tanımlanan “alacaklısını zarara sokmak kastıyla mevcudunu eksiltme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2019/1467).

Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçu

Dolandırıcılık ve muhafaza görevini kötüye kullanma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle,dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Sanık ile katılanın Şanlıurfa’da yaptığı iş karşılığı temin ettiği 17.900 kg samanı,internet üzerinden peşin satım ile anlaştıkları, katılanın,dosyada tanık kamyon şöförü ile samanları Mustafa Kemalpaşa’ya getirdikleri, sanığın samanı ana yol yerine köy yollarından çiftliğe götürttüğü, sanığın para bulmak için ayrıldığı sırada samanın 7.780 kilogramını, çiftlikteki işçilerin indirdiği, sanığa yediemin olarak teslim edilen bu miktarı hayvanlarına yedirdiği, parasını alamadığı, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edildiği olayda;

Sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, tüm dosya kapsamına göre unsurları oluşmayan suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2019/8523).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS