Israrlı takip suçu, 5237 sayılı TCK’nın 123/A maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
TCK m.123/A Israrlı Takip
(1) Israrlı bir şekilde; fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Suçun;
a) Çocuğa ya da ayrılık karan verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
b) Mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi,
halinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
TCK’daki “ısrarlı takip suçu” düzenlemesinin temel amacı, özellikle kadına yönelik şiddet içeren fiiller henüz işlenmeden failin cezalandırılarak mağdurun korunmasıdır. Ancak, ısrarlı takip suçu TCK 123/A maddesinde failin ve mağdurun cinsiyetinden bağımsız bir şekilde herkesin herkese karşı işleyebileceği bir suç olarak düzenlenmiştir.
Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaştırma
Israrlı takip suçu nedeniyle soruşturma ve kovuşturma yapılması suçun mağdurunun şikayetine bağlıdır. Şikayetçi, şikayet hakkını fail ve fiili öğrenmesinden itibaren 6 ay içinde kullanmalıdır. Şikayetten vazgeçme, soruşturma aşamasında soruşturmanın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla sona ermesine, kovuşturma aşamasında kamu davasının düşmesi neticesini doğurur.
Suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suçun faili daha sonra öğrenilse bile suçun soruşturulması için en geç 8 yıl içinde şikayet edilmesi gerekir.
Israrlı takip suçu, taraflar arasında uzlaşma prosedürü uygulanmasını gerektiren suçlardan değildir. Bu nedenle bu suç açısından uzlaşma hükümleri uygulanamaz (CMK m.253/3).
Israrlı Takip Suçunun Unsurları
Israrlı takip suçunda ısrar; kanun maddesinde yer alan hareketlerin tekrarlanarak yapılması anlamına gelmektedir. Birden fazla kere yapılması gereken hareketlerin kaç kere tekrarlanması halinde “ısrar” şartının gerçekleşeceği kanunda önceden kategorik bir yaklaşımla belirlenmemiştir. Israr şartının gerçekleşmesi için maddedeki hareketlerin en az iki kere yapılmış olması şarttır. Ancak, iki kere yapılan hareket bazı durumlarda ısrarlı takip suçunu oluşturmayabilir. Örneğin, Yargıtay failin aynı gün içinde mağdura 1 kere mesaj atması ve 1 kere aramasını kişilerin huzur ve sükunu bozma suçundaki “ısrar” şartının oluşması için yeterli görmemiştir (Y18CD-2019/12883).
Takibin ısrarlı yapılması belli bir sürekliliği gerektirdiğinden bir kereye mahsus yapılmış bir eylem ısrarlı takip suçunu oluşturmayacaktır. Örneğin, eski sevgilisinin karşısına çıkarak konuşmak isteyen, reddedildikten sonra dahi “bir süre konuşalım, gideceğim” diyen, bu talebi de reddedildikten sonra olay yerinden ayrılan kişi ısrarlı takip suçu işlemiş olmaz. Israrlı takip suçunun unsurlarının oluşması için failin ard arda süreklilik taşıyan eylemler sergilemesi gerekir.
Kanuni tanımda kast edilen ısrar unsuru, kanuni tanımdaki hareketleri ard arda yapmak şeklinde olabileceği gibi ilk hareketten sonra bir süre ara verip aynı hareketlere devam edilmesi şeklinde de olabilir. Israrın gerçekleşmesi için aynı hareketin tekrarlanması da şart değildir. Kanuni tanımda yer alan herhangi bir seçimlik hareket yapıldıktan sonra diğer bir seçimlik hareketin yapılması halinde de ısrar şartının gerçekleştiği kabul edilir.
Israrlı takip suçunun kanundaki tanımında yer alan “ısrarın” gerçekleştiğinin kabulü bakımından temel kriterlerden biri de mağdurun rahatsızlığını faile bildirmesine rağmen failin rahatsız edici davranışlara devam edip etmediğidir. Mağdurun uyarısına rağmen rahatsız edici davranışlarını devam ettirerek süreklilik kazandıran fail ısrarlı takip suçunu işlemiş olur.
Israrlı takip suçu kasten işlenebilen suçlardandır. Israrla takibin amacı, mağdurla temas kurma veya kendisini mağdura hissettirmeye çalışmaktır. Failin güttüğü bu amaçları hangi saikle gerçekleştirmeye çalıştığı önemli değildir. Fail, duygusal nedenlerle ısrarlı takip fiilleri işleyebileceği gibi mağduru korkutmak veya baskı altına almak için de işleyebilir. Failin, mağdurun huzur ve sükununu bozma maksadıyla hareket edip etmediğinin suçun unsurlarının oluşumu bakımından etkisi yoktur.
Özellikle belirtelim ki, farklı zamanlarda birden fazla kere yapılan hareketler, bir bütün olarak ısrar suçunun unsuru olarak kabul edildiğinden TCK m.43’de düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Düzenleme özellikle kadına yönelik şiddetle mücadele için yapılmışsa da ısrarlı takip suçunun mağduru herkes olabilir. Örneğin, sürekli sosyal medya üzerinden mesajlar yoluyla takip edilerek evinin önüne birtakım notlar bırakılan bir erkek de suçun mağduru olabilir.
Israrlı takip suçu genel olarak iki seçimlik hareketle işlenebilir:
1. Fiziken Takip Etmek: Failin ısrarlı bir şekilde fiziken takip edilmesi ısrarlı takip suçu oluşturur. Örneğin, mağdurun okula, işyerine, alışverişe giderken ısrarlı bir şekilde fiziken takip edilmesi suça vücut verir. Failin, mağdurun konutunun çevresine, sokağına giderek varlığını hissetirmesi de fiziki takip kapsamındadır. Örneğin, ısrarlı bir şekilde defalarca eski eşinin bulunduğu evin kapısında bekleyen, arabasının üstüne notlar yazarak bırakan kişi fiziki takip suretiyle ısrarlı takip suçunu işlemiştir. Failin kendisini görünür kılma çabasıyla hareket ederek herhangi bir yerde apansız mağdurun karşısına çıkması fiziki takip kapsamında kabul edilir. Örneğin, mağdurun eski sevgilisi olan fail, önce AVM’de bir cafede oturan mağdurun masasına aniden sandalye çekerek oturmuş, daha sonra bir giyim mağazasında mağdurun karşısına çıkmış, mağdur rahatsızlığını dile getirmesine rağmen fail bu kez otoparkta karşısına çıkmıştır. Bu durumda fail ısrarlı takip suçu işlemiş olur.
2. Temas Kurmaya Çalışmak: Temas kurmaya çalışmak, failin fiziki takip dışında bir yöntem kullanarak mağdurla irtibat kurma çabası içine girmesidir. Temas kurmaya çalışmak seçimlik hareketi üç şekilde gerçekleştirilebilir:
-
Haberleşme ve iletişim araçlarını kullanma: Israrlı bir şekilde mektup, faks, telefon etme, mesaj gönderme, e-posta gönderme gibi hareketler, haberleşme ve iletişim araçlarını kullanma suretiyle temas kurmaya çalışma suretiyle ısrarlı takip suçu oluşturur.
-
Bilişim sistemlerini kullanma: Bilişim sistemleri, internet üzerinden insanların bağlantı kurmasını ve birbirini takip etmesini kolaylaştırmaktadır. Bilişim sistemi geniş bir kavramdır. Örneğin, windows işletim sistemi bir bilişim sistemi olduğu gibi sosyal medya uygulamaları veya UYAP da bilişim sistemi olarak tasnif edilmektedir. Özellikle belirtelim ki, Whatsapp, telegram, instagram, twitter, facebook, youtube vb. sosyal medya uygulamaları aynı zamanda bilişim sistemleri olarak kabul edilmektedir. Tüm bu sosyal medya araçları üzerinden yapılan mesaj, yorum veya paylaşımlar mağduru hedef aldığı takdirde ısrarlı takip suçunun konusunu oluşturur.
-
Üçüncü kişileri kullanma: Üçüncü kişileri kullanma fiili, üçüncü bir kişinin doğrudan mağdurla yüz yüze temas kurmak üzere gönderilmesi şeklinde olabileceği gibi üçüncü kişi vasıtasıyla iletişim ve haberleşme araçları veya bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle de gerçekleşebilir. Örneğin, ısrarla üçüncü bir kişiye eşini telefonla arattıran veya üçüncü kişinin kullandığı sosyal medya hesapları üzerinden eşine mesajlar gönderten fail ısrarlı takip suçu işlemiş olur. Üçüncü kişinin cinsiyeti, yaşı, sosyal durumu veya taraflarla akrabalık ilişkisi önemli değildir. Önemli olan üçüncü kişinin ısrarla kanuni tanımda yer alan hareketleri yapmasıdır.
Israrla mağduru fiziken takip eden veya temas kurmaya çalışan failin cezalandırılabilmesi için TCK m.123/A’da ayrıca “objektif cezalandırılabilme şartları” da öngörülmüştür. Objektif cezalandırılabilme şartları, suç teşkil eden eylemin cezalandırılabilmesi için kanunda gerçekleşmesi aranan şartlardır. TCK m.123/A’ya göre failin cezalandırılabilmesi için, ısrarlı takip seçimlik hareketlerinin gerçekleşmesi yeterli değildir, bu hareketlerin mağdur üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olması gerekir. Israrlı takip hareketleri, “ciddi bir huzursuzluk” veya “güvenlik endişesi” yaratmıyorsa failin cezalandırılması mümkün değildir. Failin yarattığı huzursuzluğun ciddi olup olmadığı her somut olayda hakim tarafından takdir edilecektir. Örneğin, eski eşi olan mağdurun kapısında birden fazla kere uzun uzun bekleyip mağdur eve geldiğinde mağdurla kapıda tartışan failin ciddi bir huzursuzluk oluşmasına yol açtığı kabul edilmelidir. Suçun madde gerekçesine göre, fail mağdur üzerinde kurmaya çalıştığı baskı nedeniyle kimi zaman mağdurun yakınlarını da hedef alarak hareket etmektedir. Failin, takip ettiği düşüncesini vermek veya kendisiyle görüşmeye ikna etmek amacıyla mağdurun babasının iş yerine ait fotoğrafları çekip mağdura göndermesi buna örnek gösterilebilir.
Israrlı takip suçu, benzer bir suç olan ve tehlike suçu olarak düzenlenen kişilerin huzur ve sükunun bozma suçundan farklı olarak zarar suçu olarak düzenlenmiştir. Zarar suçlarında suç teşkil eden fiilin işlenmesiyle suçun konusu üzerinde bir zarar meydana gelmektedir. Israrlı takip suçunun zarar suçu olarak nitelenmesinin nedeni failin hareketlerinin mağdurda “ciddi bir huzursuzluk” veya “güvenlik endişesi”ne yol açmasıdır.
Israrlı Takip Suçunun Nitelikli Halleri (TCK 123/A-2)
Israrlı takip suçunun temel şekline göre daha fazla ceza gerektiren halleri şunlardır:
-
Israrlı takip suçunun çocuğa ya da ayrılık karan verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi, daha fazla ceza gerektiren nitelikli bir haldir.
-
Israrlı takip suçunun mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması, daha fazla cezayı gerektiren nitelikli bir haldir.
-
Israrlı takip suçunun hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi, daha fazla cezayı gerektiren nitelikli bir haldir.
Israrlı Takip Suçunun Cezası
1. Suçun Temel Halinin Cezası : Israrlı takip suçunun TCK m.123/A-1’de düzenlenen temel halinin cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır. Kanunda temel ceza sadece hapis cezası olarak öngörülmüştür. Hakim kanunda çerçevesi çizilmiş takdir yetkisini kullanarak hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir.
2. Suçun Nitelikli Halinin Cezası: Israrlı takip suçunun TCK m.123/A-2’de düzenlenen nitelikli halinin cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Suçun niteliklli halleri şunlardır:
-
Israrla takip suçunun çocuğa ya da ayrılık karan verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
-
Israrla takip suçunun mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
-
Israrla takip suçunun hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi.
Israrlı Takip Suçu ve İçtima
Israrlı takip suçu, 5237 sayılı TCK’da düzenlenen suçlar arasında en çok kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile benzerlik göstermektedir. Esasen, ısrarlı takip suçu TCK 123. maddede düzenlenen kişilerin huzur ve sükunu bozma suçunun özel bir halidir. Bu nedenle, ısrarlı takip suçunun oluştuğu hallerde bu suça göre genel bir suç olan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan dolayı faile ceza verilemeyecektir.
Failin ısrarlı takip suçu işlediği fiillerinden bir veya birden fazlası başka suçların oluşumuna sebebiyet veriyor ise, fail bu suçlar nedeniyle de ayrıca cezalandırılacaktır. Failin ısrarlı takip suçu ile birlikte ayrıca cezalandırılabileceği bazı suçlar şunlardır:
Örneğin, mağduru defalarca telefonla arayan, mağdurla 1 kez görüştükten sonra, mağdurun telefona cevap vermeyerek görüşmeyi reddetmesi üzerine hakaret içerikli onlarca mesaj atan, mesajlarına cevap gelmeyince mağdurun işyerine giderek mağdura “seni öldüreceğim” diyerek tokat atan fail; ısrarlı takip suçu, hakaret suçu, tehdit suçu ve kasten yaralama suçu nedeniyle cezalandırılacaktır.
Israrlı Takip Suçu ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında verilen kararın hukuk sisteminde hiçbir sonuç doğurmaması ve iyi halli geçirilen belli bir denetim süresi sonunda davanın düşmesiyle neticelenen bir muhakeme hukuku kurumudur.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ısrarlı takip suçu açısından da uygulanabilir. Mağdur, ısrarlı takip suçu nedeniyle mağdurun doğrudan maddi bir zarara uğraması söz konusu olmayacaktır. Dolaylı maddi zararlar da HAGB kararı verilmesi açısından dikkate alınmaz. Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun bu suç açısından uygulanabilmesi için zararın giderilmesi koşulu aranmayacaktır.
Israrlı Takip Suçu Cezasının Ertelenmesi veya Adli Para Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Israrlı takip suçu nedeniyle ceza mahkemesi tarafından hükmedilen hapis cezası, belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilir.
Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Israrlı takip suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.
Israrlı Takip Suçunda Yargılama Usulü ve Görevli Mahkeme
Israrlı takip suçu ile ilgili yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Israrlı takip suçunun TCK m.123/A-1’de düzenlenen temel şeklinde yargılama usulü, suçun üst sınırının 2 yıl olması nedeniyle basit yargılama usulü olarak uygulanacaktır.
Suçun nitelikli hallerinin düzenlendiği ikinci fıkra (TCK m.123/A-2) kapsamında yapılacak yargılamalar, CMK’nın genel yargılama usulüne göre yapılacaktır.
Israrlı Takip Suçunda Mağdurun Avukat İsteme Hakkı
Israrlı takip suçlarında mağdurun vekili yoksa, mağdur, hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında kendisine ücretsiz bir avukat atanması talebinde bulunabilir (CMK m.234). Davaya katılma halinde de mağdurun avukat isteme hakkı vardır (CMK m.239/1).
Soruşturma makamı olan savcılık (emrindeki polis veya jandarma) veya kovuşturma aşamasında yargılamayı yapan mahkeme mağdura bir avukat görevlendirilmesi için ilgili baroya müzekkere yazarak avukatın görevlendirilmesini sağlayacaktır.
Israrlı Takip Suçu Yargıtay Kararları
Israrlı takip suçuyla ilgili Yargıtay kararları açıklandığında burada yayımlanacaktır. Ancak, aşağıda kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin “ısrar” öğesi bakımından yol gösterici eski kararlara yer verilmiştir.
Eski Sevgilisini Rahatsız Etmenin Cezası
Sanık, davaya müdahil olan mağdur ile daha önce sevgili olarak birlikte yaşamış ve ayrılmıştır. Mağdure sanığın barışma teklifini ısrarla reddetmesine rağmen, sanık, ısrarla mağdureyi takip ederek evinin etrafında dolaşmış, mağdureyi gördüğü anda da evlenme teklif etmiştir. Sanık hakkında cinsel taciz suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmü yanlıştır, sanığın TCK md. 123’te düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu nedeniyle cezalandırılması gerekir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2015/ 9030).
Bir Kez Mesaj ve Bir Kez Arama İle Kişilerin Huzur ve Sükunun Bozma Suçu Oluşmaz
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, sanık savunması ve HTS kayıtlarına göre, sanığın aynı gün içinde müşteki …’ye 1 mesaj atıp 1 kez de aradığı, bu itibarla suçun ısrar unsurunun ne şekilde oluştuğu yöntemince açıklanmadan, ayrıca sanığın telefonla arama ve mesaj çekme suretiyle katılan …’yi hakaret ve tehdit ettiği kabul edilerek atılı suçlardan mahkumiyet kararı verildiği göz önüne alındığında, fikri içtima kuralları gereğince ayrıca huzur ve sükûnu bozma suçunun oluşmayacağı gözetilmeden yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 18.Ceza Dairesi - Karar : 2019/12883).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.