Adli Para Cezası Nedir? (TCK md.52)
Adli para cezası, bir suçun cezası olarak mahkemece belirlenen gün sayısı kadar hesaplanan bir meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesini gerektiren bir ceza yaptırımıdır (TCK m.52/1).
TCK’ya (Türk Ceza Kanunu) göre işlenen bir suç karşılığında hapis ve adli para cezası olmak üzere iki tür ceza yaptırımı uygulanabilmektedir. Adli para cezasına bir suçun cezası olarak yalnızca mahkemeler tarafından hükmedilebilir. Diğer tüm devlet kurumlarının verdiği para cezaları idari para cezası niteliğindedir. Adli para cezası, idari para cezasından farklı olarak ödenmediğinde hapis cezasına dönüşebilecek bir yaptırım türüdür. İdari Para Cezası, suç karşılığında verilen bir ceza olmadığı için ödenmediği zaman hapis cezasına çevrilemez.
Adli para cezası, suçun mağduru veya zarar görenine ödenmez, sanıktan tahsil edilen adli para cezası devlet hazinesine ödenir.
Hükmedilecek adli para cezasının miktarı işlenen suçun kanunda belirlenen yaptırımına göre farklılık arz etmektedir. Örneğin, TCK m.157, basit dolandırıcılık suçu işleyen fail hakkında hapis cezasının yanı sıra 5000 güne kadar adli para cezası yaptırımını içermektedir. Mahkeme, fail hakkında takdiren 1000 gün adli para cezasına hükmettiğinde, bir gün karşılığı olarak 100 TL ile 500 TL arasında bir miktarı da (TCK m.52/2) takdiren belirleyerek gün sayısını belirlediği para miktarı ile çarparak sonuç adli para cezasını bulacaktır. Somut olayımızda, gün sayısı suç teşkil eden olayın özelliklerine göre 1000 gün olarak takdir edilmiştir, gün sayısının çarpılacağı para miktarı ise 200 TL (100 TL ile 500 TL arasında) olarak takdir edildiğinde mahkeme 1000 x 200 TL = 200 bin TL adli para cezasına hükmedebilir.
Bir suçun karşılığı olarak ne kadar adli para cezasına hükmedileceği her suça ilişkin kanun maddesinde ayrı ayrı düzenlenmiştir. Ancak adli para cezasına ilişkin genel hükümler 5237 sayılı TCK’nın 52. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
TCK m.52
(1) Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yüz ve en fazla beşyüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adli para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.
(4) Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.
Kaç Çeşit Adli Para Cezası Vardır?
TCK’daki düzenlemeye göre yargılanan bir kişiye dört farklı şekilde adli para cezası verilebilir:
1. Doğrudan Hükmedilen Adli Para Cezası: Kanun bazı suçlar açısından yaptırım olarak adli para cezasını öngörmüştür. TCK’da herhangi bir suçun karşılığı doğrudan adli para cezası olarak düzenlenmiş ise hakim hapis cezası değil, doğrudan adli para cezasına hükmetmek zorundadır. Örneğin, taksirle çevrenin kirletilmesi suçu, TCK 182/1 maddesinde “Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde doğrudan adli para cezasını gerektiren bir suç tipi olarak düzenlenmiştir.
2. Seçimlik Ceza Olan Adli Para Cezası: TCK’da herhangi bir suçun karşılığı olarak hapis cezası veya adli para cezası yaptırımlarından yalnız birinin uygulanması seçimlik olarak öngörüldüğünde hükmedilen adli para cezası, seçimlik ceza olan adli para cezasıdır. Örneğin, TCK 86/2 maddesinde “Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” şeklinde adli para cezası ile hapis cezasını seçimlik yaptırım olarak düzenlemiştir.
3. Hapis Cezasından Çevrilen Adli Para Cezası: Kısa süreli hapis cezalarına seçenek (alternatif) yaptırım olarak hükmedilen adli para cezalarıdır. Kasten işlenen suçlarda bir yıl veya daha az süreli hapis cezaları, adli para cezasına çevrilebilir (TCK m.50/1-a). Taksirle işlenen suçlarda ise ceza miktarına bakılmaksızın tüm cezalar (Örn, ölümlü trafik kazası neticesinde 2 yıl 6 ay ceza verilse bile) adli para cezasına çevrilebilir.
4. Hapis Cezası ile Birlikte Hükmedilen Adli Para Cezaları: TCK’da bazı suçlar açısından hem hapis hem de adli para cezasının birlikte uygulanması öngörülmüştür. Örneğin; dolandırıcılık suçunda, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmedilir, yani her iki cezaya birlikte hükmedilir.
Hapis Cezasının Adli Para Cezasına Çevrilmesi Şartları
Hapis cezasının para cezasına çevrilmesi kararı, mahkeme tarafından sanığa dair bazı olgular gözlenerek verilir. Suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler mahkeme tarafından tek tek değerlendirilir. Örneğin, suçu işlediği için pişmanlık göstermeyen, saldırgan, hakkında suçta tekerrür hükümleri uygulanan bir failin, mahkum olduğu hapis cezası mahkeme tarafından para cezasına çevrilmez.
Ceza süresine göre aşağıdaki hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir:
1. Kasten İşlenen Suçlarda Adli Para Cezası
Kasten işlenen suçlarda (örn, kasten yaralama, hırsızlık, basit dolandırıcılık gibi) mahkemenin hükmettiği hapis cezası 1 yıl veya daha az süreli ise, hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. Failin suça ilişkin kastının olası kast veya doğrudan kast olması arasında hiçbir fark yoktur. Olası veya doğrudan kastla işlenip de 1 yıl veya daha az süreli tüm hapis cezaları takdiren adli para cezasına çevrilebilir.
2. Taksirle İşlenen Suçlarda Adli Para Cezası
Taksirle işlenen suçlarda (örn, trafik kazası veya iş kazası neticesinde ölüm gibi) ise hapis cezasının paraya çevrilmesi için bir ceza sınırı yoktur. Taksirle işlenen suçlarda, hükmedilen cezanın miktarı ne olursa olsun (örneğin, taksirle işlenen bir suçtan 5 yıl hapis cezası verilse dahi) mahkeme hapis cezasını takdiren adli para cezasına çevirebilir. Suç taksirle işlenen suçlardan değilse; 2 yıl, 3 yıl veya 4 yıl gibi hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
3. Bilinçli Taksirle İşlenen Suçlarda Adli Para Cezası
Bilinçli taksirle işlenen suçlar nedeniyle hükmedilen hapis cezaları 1 yıl veya daha az süreli ise adli para cezasına çevrilebilir. Süresi dikkate alınmadan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi şeklindeki taksirli suçlara ilişkin kural “bilinçli taksir” halinde uygulanmaz (TCK md. 50/4).
4. Hapis Cezasının Adli Para Cezasına Çevrilmesinin Zorunlu Olduğu Haller
Yukarıda açıkladığımız hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi hakimin takdirindedir. Fakat bazı durumlarda hakimin takdir hakkı yoktur, eğer hükmolunan hapsi cezası 30 gün veya daha az süreli hapis cezası ise hakim, bu cezayı adli para cezasına veya seçenek yaptırımlara çevirmek zorundadır. Ayrıca, yargılanan kişinin yaşının 18’den küçük veya 65 yaşından büyük olması halinde de hakim, 1 yıl veya daha az süreli hapis cezasını adli para cezasına veya seçenek yaprırımlara çevirmek zorundadır (TCK md.50/3), bu konuda hakimin takdir hakkı yoktur.
Özellikle belirtelim ki, hapis cezası ile adli para cezasının birlikte yaptırım olarak öngörüldüğü suçlarda, sanık hakkında hükmedilen hapis cezası da adli para cezasına çevrilebilir. Örneğin, 6136 sayılı kanuna muhalefet suçu (m.13/1) nedeniyle sanığın, “bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adli para cezası” ile cezalandırılmasını öngörmektedir. Mahkeme, hem birlikte yaptırım olan adli para cezasına hükmedebilir, hem de sanık hakkında 1 yıl hapis cezası verdiğinde, bu hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir.
Adli Para Cezası Nasıl Hesaplanır? Miktarı En Fazla Ne Kadardır?
Adli para cezası hesaplama yöntemi, ilgili suç düzenlenirken belirlenen ceza alt ve üst sınırları dikkate alınarak belirlenir. Suça ilişkin yaptırımda adli para cezasının alt veya üst sınırı belli değilse, sanık hakkında hükmedilecek adli para cezasının alt sınırı en az 5 gün, en fazla 730 gün kabul edilerek hesaplama yapılacaktır (TCK md. 52/1).
Adli para cezası hesaplanırken hakim önce sanığa verilecek cezanın gün sayısını belirler. Gün sayısı, her suç için belirlenen cezanın alt ve üst sınırı dikkate alınarak tespit edilir. Belirlenen gün sayısı sanığın sosyal ve ekonomik durumu gözönüne alınarak en az 100 TL, en fazla 500 TL’den adli para cezasına çevrilir. Örneğin, hakaret suçu nedeniyle sanığın seçimlik ceza olan adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğinde alt sınır en az 90 gün olarak belirlenir, çünkü suçun hapis cezasının alt sınırı 3 aydır, belirlenen 90 gün en alt miktardan günlüğü 100 TL’den para cezasına çevrildiğinde sanık aleyhine toplam 9000 TL adli para cezasına hükmedilecektir.
Hapis cezası adli para cezasına çevrilirken veya doğrudan adli para cezasına hükmedilirken şu noktalara dikkat edilmelidir:
-
Suçun kanunda belirlenen cezası sadece adli para cezası ise bu durumda genel sınırlar olan en az 5 gün, en fazla 730 gün ceza yaptırımı karşılığında, günlüğü en az 100 TL en fazla 500 TL üzerinden adli para cezası belirlenmelidir (TCK md. 52/1-2).
-
Adli para cezasının üst sınırı 730 gün olmasına rağmen, suçun kanunda belirlenen cezasının üst sınırı daha fazla ise o suça özel düzenlenen adli para cezası dikkate alınmalıdır. Örneğin, bazı nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası (TCK md. 158/1-d), 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve 5000 güne kadar adli para cezasıdır. Bu suç açısından TCK’da 5000 güne kadar adli para cezası verilebileceği ayrıca düzenlendiğinden, hakim adli para cezasının üst sınırı olan 730 günü aşan bir miktara hükmedebilecektir.
-
Yukarıda nitelikli dolandırıcılık suçu örneğinde olduğu gibi, kanun, hapis cezası ile birlikte adli para cezası öngörmüşse, örneğin kanunda suçun cezası olarak “2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve 10.000 güne kadar adli para cezası” şeklinde bir ibareye yer verilmişse, adli para cezasının alt sınırı kanunda belirtilmediği için mahkeme alt sınırdan ceza vermeyi kararlaştırdığında, genel alt sınır olan 5 günden daha az ceza veremez.
-
Kanunda suçun cezası olarak “1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası” şeklinde bir ibareye yer verilmişse, burdaki adli para cezası ceza hukukunda ‘seçimlik ceza’ olarak tanımlanır. Seçimlik ceza olan adli para cezalarında (kanunda “veya” ibaresi bulunan) hükmedilecek para cezasının alt ve üst sınırı, hapis cezasının alt ve üst sınırıdır. Örneğimizde hapis cezasının alt sınırı 1 yıl, üst sınırı 5 yıl olduğundan, adli para cezasının alt sınırı 365 günden az, üst sınırı da 1825 günden fazla olamaz.
Adli Para Cezası Ertelenir mi?
Cezanın Ertelenmesi kurumu, sadece hapis cezaları için uygulanabilir. Adli para cezasının ertelenmesi, kanuni engel nedeniyle mümkün değildir. TCK’ da ancak hapis cezalarının ertelenebileceği düzenlendiğinden adli para cezaları hakkında erteleme kararı verilemez (TCK md.51). Kişinin mahkum olduğu hapis cezası, seçenek yaptırım olarak adli para cezasına çevrilse bile ertelenemez.
Adli Para Cezası ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, yargılanan kişi hakkında verilen mahkumiyet hükmünün hiçbir sonuç doğurmaması olarak tarif edilebilir. Kişi 5 yıl gibi bir süreyle denetime tabi tutulur, denetim süresinde suç işlenmezse hakkındaki mahkumiyet kararı ortadan kalkar. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık için adli para cezasından çok daha avantajlı bir hukuki statü meydana getirir.
Hapis cezasından çevrilen adli para cezaları hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez.
Adli para cezaları hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebileceği haller şunlardır:
-
TCK, bazı suçlara yukarıda açıkladığımız üzere doğrudan adli para cezası yaptırımı öngörmüştür. Doğrudan adli para cezasına mahkumiyet halinde, adli para cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.
-
TCK, hapis veya adli para cezalarından herhangi birinin sanığa ceza olarak verilmesini seçimlik ceza olarak düzenleyebilmektedir. Adli para cezasının seçimlik ceza olarak düzenlendiği bu tarz suçlarda, adli para cezasına mahkumiyet halinde bu ceza hakkında da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.
Adli Para Cezasının Ödenmemesi Halinde Ne olur?
Tüm adli para cezaları için, ne şekilde verilmiş olursa olsun (yukarıda açıkladığımız tüm şekillerde verilen adli para cezaları) hükümlüye bir adli para cezası ödeme emri tebliğ edilir. Tebliğ olunan ödeme emriyle hükümlü, belli süre içinde adli para cezasını ödemeye veya kamuya yararlı işte çalışma tedbirini kabul ediyorsa, kabul ettiğini beyan etmeye davet edilir.
-
Hükümlü kamuya yararlı işte çalışmayı kabul ederse; hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Böylelikle hükümlü kamuya yararlı işte çalışarak tüm cezasını infaz edebilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde; çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilir, kalan kısım ise hapis cezasına çevrilir. Hapis cezasına çevrilen cezanın infazı için hükümlü tutuklanarak cezaevine konulur.
-
Adli para cezasını ödemeyen ve kamuya yararlı bir işte çalıştırılmayı kabul etmeyen hükümlünün belli bir prosedür içerisinde cezasını infaz etmek üzere cezaevine konulması söz konusu olacaktır. Adli Para Cezası Ödeme Emri üzerine, adli para cezası ödenmez ve kamuya yararlı işte çalışma tedbiri süresi içinde kabul edilmezse; Cumhuriyet Savcısının kararı ile hükümlüye verilen para cezasının ödenmeyen kısmı hapis cezasına çevrilir. Süresinde ödenmeyen veya çalışmayla ilgili denetimli serbestlik kurallarına uymayan hükümlü ile ilgili adli para cezası, hapse çevrildikten sonra ödenirse hükümlü tahliye edilir. Yani, tüm adli para cezaları, ne şekilde hapse çevrilmiş olursa olsun, hükümlü hapisteyken ödenerek tahliyesi sağlanabilir.
Adli para cezası ödenmediği için hapis cezasına çevrilen hükümlü adli para cezasını ödediğinde cezaevine girmeyecektir. Hükümlü, ister cezaevindeyken isterse dışardayken mahkum olduğu para cezasını ödeyerek her zaman hapis cezasından kurtulabilir.
18 Yaşından Küçük Çocuklar Hakkında Hükmedilen Adli Para Cezası Ödenmezse Ne Olur?
18 yaşından küçük çocuklara verilen adli para cezası ödenmese bile hapse çevrilemez. Adli para cezasının ödenmemesi, hiçbir geliri olmayan küçük çocukların cezaevine girmesine neden olursa hukuk sisteminin kendi içinde çelişkiye düşmesine neden olurdu. Fakat, çocuklara verilen adli para cezasının tahsili amacıyla diğer kamu alacakları için izlenen usul ile icra işlemleri yapılabilir.
5275 Sayılı Kanun’un 106/4. maddesi gereğince “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez” hükmü gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında adli para cezasını ödemediği takdirde ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği şeklinde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 2CD - Karar: 2017/68).
Adli Para Cezasını Taksitle Ödeme Mümkün mü?
Hapis cezasının paraya çevrilmesi, hükümlünün cezaevinden kurtulmasını sağlasa da ödeme güçlüğü çeken kişilerin adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle tekrar cezaevine girmesiyle de sonuçlanabilir. Adli para cezasını taksitlendirme, ödeme güçlüğü çeken kişilerin bu yükümlülüklerini yerine getirmesine yardımcı olan bir imkandır. Adli para cezasını taksitlendirme, kanunun öngördüğü infaz yöntemlerinden biridir. Hakim, yargılanan kişinin ekonomik durumunu göz önüne alarak hükmettiği adli para cezasının 24 aya kadar taksitlendirme yaparak ödenmesine karar verebilir (TCK madde 52). Taksit ödemeleri hükmün kesinleşmesinden itibaren başlar.
Hakim, adli para cezasının bir kerede ödenmesine de karar verebilir. Hakim, yargılanan kişiye 1 yıldan fazla olmamak üzere bir süre belirleyip belirlediği sürede adli para cezasının bir kerede ödenmesine karar verebilir. Bu süre de hükmün kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlar.
Hakim, hükmettiği adli para cezasını taksitlendirmeyebilir veya ödenmesi için belirli bir süre de vermeyebilir. Bu durumda karar kesinleştikten sonra infaz için savcılığa verilir. İnfaz savcılığı hükümlüye ödeme emri göndererek adli para cezasının ödenmesini ister. Hükümlüye ödeme emri tebliğ edilmesinden itibaren 1 ay içinde, hükümlü, adli para cezasının 1/3’ünü öderse, kalanı iki eşit takside bölünerek tahsil edilebilir. Bu şekilde yapılan taksitlendirme işleminden herkes yararlanabilir.
Adli Para Cezası Nereye ve Nasıl Ödenir?
Adli para cezası verilmesine dair hüküm kesinleştikten sonra infazı amacıyla Cumhuriyet Savcılığı’na verilir. Adli Para Cezası’nın nereye ve nasıl ödeneceğine dair ayrıntılı prosedür şu linkte yazdığımız yazıda mevcuttur: Adli Para Cezası Nereye Ödenir?
Adli Para Cezası Mirasçılara İntikal Eder mi?
Ödenmeyen adli para cezası mirasçılara intikal etmez. 5237 sayılı TCK’nın 20/1 maddesine göre “Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.” Suç ve cezanın şahsiliği ilkesi denilen bu ilkeye göre adli para cezasından suçu işleyen kişi sorumludur, mirasçılar sorumlu tutulamaz.
Hakkında adli para cezasına hükmedilen sanık öldüğünde adli para cezasına dair hüküm infaz edilmeden ortadan kalkar.
Adli Para Cezası İtiraz, Temyiz ve İstinaf Sınırı
Adli para cezası, mahkemeler tarafından verilen bir cezadır. Ceza mahkemeleri tarafından verilen hükümlere karşı kural olarak istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Ancak, ilk derece mahkemesini hükmettiği adli para cezası aleyhine temyiz yoluna gitmek mümkün değildir. İlk derece mahkemesinin adli para cezasına ilişkin hükmünü karşı istinaf başvurusu üzerine istinaf mahkemesi tarafından verilen hüküm kesindir. İstisnai olarak bazı durumlarda adli para cezası içeren hükümlere karşı itiraz kanun yoluna başvurulması da mümkündür.
İtiraz ve istinaf kanun yollarına ancak kanunun tayin ettiği süreler içerisinde başvurulabilir. İnfaz aşamasına gelmiş adli para cezası aleyhine itiraz, istinaf veya temyiz yoluna gitmek mümkün değildir.
1. Adli Para Cezasına İtiraz
Adli para cezasına itiraz başvurusu sınırlı bazı hallerde mümkündür. Basit yargılama usulü uygulanarak verilen adli para cezalarına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Basit yargılama uygulanarak adli para cezası verilmesi halinde yapılacak itiraz için herhangi bir miktar sınırlaması yoktur. Basit yargılama usulü neticesinde hükmedilen her türlü adli para cezası aleyhine itiraz yoluna gidilebilir.
Ayrıca, hükmedilen adli para cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmesi, ancak hükmün daha sonra açıklanması halinde adli para cezasını içeren hagb kararının biçimsel koşullarının denetlenmesi için itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Açıklanan Hagb kararına karşı itiraz başvurusu için herhangi bir miktar sınırı mevcut değildir. Açıklanan HAGB kararına yapılan itiraz, itiraz mercii tarafından sadece biçimsel açıdan, yani denetim süresi içinde suç işlenip işlenmediği veya yükümlülüklere aykırı hareket edilip edilmediği yönünden incelenecektir.
2. Adli Para Cezası Aleyhine İstinaf Başvurusu
Adli para cezası hükmüne karşı istinaf kanun yolu başvurusu yapılabilir. Doğrudan hükmedilen adli para cezası için istinaf sınırı mevcuttur. Doğrudan hükmedilen 15.000 TL ve altındaki adli para cezaları aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulamaz (CMK m.272/3). İstinaf sınırı, yalnızca “doğrudan” hükmedilen 15.000 TL ve altındaki adli para cezaları için geçerlidir. Yani, doğrudan hükmedilen 15.000 TL (dahil) ve altındaki adli para cezaları istinaf yoluna gidilemez. Fakat, hapis cezasından çevrilen adli para cezaları içinistinaf sınırı yoktur. Hapis cezasından çevrilen adli para cezalarının miktarı ne olursa olsun, isterse 15.000 TL’nin altında olsun, bu cezalar aleyhine her zaman istinaf başvurusu yapılabilir.
3. Adli Para Cezasının Temyizi
Miktarı ne olursa olsun adli para cezasına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları temyiz edilemez (CMK md. 286/2-a). Ayrıca, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü istinaf mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna gidilemez (CMK md. 286/2-c).
Adli Para Cezası İstinaf Sınırı Nasıl Belirlenir?
Bir suç sebebiyle verilen karar içerisinde yer alan cezalardan her biri ayrı bir hükmü oluşturmayıp, bu cezaların tamamı tek bir hükmü meydana getirmektedir. Bunun sonucu olarak çeşitli sebeplerle hükmün içerisinde birden fazla “cezanın” bulunduğu hallerde, istinaf sınırının belirlenmesi açısından cezaların her birinin miktarına değil, toplam ceza miktarına bakılması gerekir. Buna karşılık aynı kararın içerisinde birden çok suça dair hüküm bulunması halinde istinaf sınırı, her hüküm için diğerinden bağımsız olarak ayrı ayrı değerlendirilmelidir (YCGK-K.2011/41).
İstinaf sınırının altında yaptırım içeren bir hüküm için istinaf yoluna başvurulamaz. Hükümde açık hukuka aykırılıkların bulunması ya da hükmedilmesi gereken bir güvenlik tedbirine hükmedilmemiş olması da, kesin nitelikteki bir hükme, istinaf edilebilirlik vasfı kazandırmaz. İstinaf mahkemesince denetim olanağı bulunmayan bir hükmün de hukuka aykırılıklar taşıdığı gerekçesiyle istinaf başvurusu yoluyla incelenmesi istenemez (Yargıtay CGK-2010/230 karar).
İstinaf sınırının belirlenmesi konusunda dikkat edilmesi gereken diğer hususlar şunlardır (YCGK-K.2010/230):
-
Müsadere, tekerrür, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma vb. gibi güvenlik tedbirlerine mahkumiyet halinde; aynı karardaki kesin nitelikteki hükümler için de her yönüyle istinaf başvurusu yapılabilir (YCGK-K.2005/143).
-
İstinaf sınırı altında kalan bir adli para cezası mahkumiyeti ile ilgili suç vasfına yönelik istinaf başvurusu yapıldığında; eğer uygulanması talep edilen suç vasfının cezası kesinlik sınırının üzerindeyse, sadece suç vasfına münhasır olmak üzere istinaf sınırı altında bulunan hüküm dahi istinaf incelemesine tabi tutulabilir (YCGK-K.2005/151).
-
Yanılgılı bir uygulama ile kesinlik sınırının altında kalan, suç vasfı doğru tayin edilmesine rağmen daha ağır bir cezayı gerektiren eyleme istinaf kesinlik sınırının altında ceza verilmiş ve sanığın aleyhine istinaf başvurusu yapılmışsa; mahkeme tarafında hükmedilen ceza istinaf sınırının altında olsa bile, hüküm istinaf incelemesine tabi tutulur (YCGK-K.2009/94, K.2009/209)
Adli Para Cezası Ödenmezse En Fazla Ne Kadar Hapis Yatılır?
Mahkemenin hükmettiği adli para cezası, yukarıda açıkladığımız şekilde miktarı oranınca hapse çevrilir. Aşağıda ayrıntılarıyla anlattığımız üzare 5275 sayılı İnfaz Kanunu m.106/9 gereği adli para cezasının infazı sırasında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz. Ama hükmedilen adli para cezasının miktarı ne olursa olsun, tek mahkeme hükmündeki adli para cezası çok yüksek olsa bile, en fazla 3 yıl hapis cezasına çevrilebilir. Birden fazla mahkeme kararıyla mahkumiyet hükmü söz konusu ise, yani farklı hükümlerle adli para cezasına hükmedilmişse sanığın cezaevinde kalacağı hapis cezasının toplamı 5 yılı geçemez (5275 sayılı kanun m.106/7).
Özellikle belirtelim ki, adli para cezasına mahkumiyet sözkonusu olduğundan para cezası yerine çektirilecek maksimum hapis süresi olan tek hükümle üç yıl, birden fazla hükümle 5 yıl cezaevinde kalan hükümlü, bu sürelerin karşılığını aşan miktardaki adli para cezasını hazineye ödemek zorundadır. Hapis cezası süresini aşaan adli para cezalarının tahsili için 5275 sayılı kanunun 106/11. maddesi gereğince ilâm Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin mal müdürlüğüne gönderilir. Mal müdürlüğü, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adlî para cezasını icra işlemleri yapmak suretiyle tahsil eder.
Adli Para Cezası Memuriyete Engel midir?
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu md.48/5’e göre, ceza mahkemesi kararı memuriyete statüsünün kazanılması veya kaybedilmesi açısından iki şekilde etkili olmaktadır:
-
İşlenen Suçun Ceza Miktarı: Kasten işlenen suçlarda 1 yıl veya daha fazla süreli hapis cezasına mahkum olan kişi devlet memuru olamayacağı gibi mevcut memuriyet statüsünü de kaybeder. Ancak, 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası adli para cezasına çevrildiğinde, asıl mahmkumiyet adli para cezası olarak kabul edileceğinden (TCK m.50/5) memuriyet statüsü bu cezadan etkilenmeyecektir. Özellikle tekraren hatırlatalım ki, kasten işlenen suçlarda 1 yıldan fazla hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
-
İşlenen Suçun Vasfı: Devlet Memurları Kanunu m.48/5 gereği, bazı suçlar memuriyete engel suçlar olarak kabul edilmiştir. Kanuna göre, bu suçlardan vaki mahkumiyet, işlenen suçun vasfı nedeniyle memuriyet statüsünün kazanılmasını engeller veya mevcut memuriyeti de sona erdirir. Devlet Memurları Kanunu’na göre, suç vasfı nedeniyle memuriyete engel suçlardan mahkum olunan cezanın miktarının bir önemi yoktur. Sanığın bu suçlardan mahkum olması yeterli olup mahkum olunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi de memuriyet engelini ortadan kaldırmayacaktır. Örneğin, hırsızlık suçu nedeniyle hükmedilen 10 ay hapis cezası adli para cezasına çevrilse bile, suç vasfı nedeniyle hırsızlık suçu memuriyete engel kabul edildiğinden hükümlü devlet memuru olamayacaktır. Devlet Memurları Kanunu m.48/5’e göre, devlet memurluğuna mutlak bir şekilde engel olan ve bazıları da “yüz kızartcı suç” olarak kabul edilen suçlar şunlardır:
- Devletin güvenliğine karşı suçlar,
- Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar,
- Zimmet, irtikâp, rüşvet suçları,
- Hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma suçları,
- Hileli iflas suçu,
- İhaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma suçları,
- Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
- Kaçakçılık suçları.
Adli Para Cezası Adli Sicile İşler mi? Sabıka Kaydı Bilgilerini Nasıl Silebilirim?
Adli para cezası da aynen hapis cezası gibi adli sicil kaydına işlenir. Adli sicil kaydı, yani sabıka kaydı aldığınızda işlediğiniz suçun karşılığı olarak mahkeme tarafından hükmedilen adli para cezası gözükecektir. Adli para cezasını taksitle öderseniz son taksidin ödendiği gün, tamamını tek seferde öderseniz adli para cezasını tamamen ödediğiniz gün cezanız infaz edilmiş sayılır ve hakkınızdaki adli sicil kaydı silinerek bilgiler arşiv kaydına alınır. Adli para cezasına ilişkin Adli Sicil Kaydının Silinmesi, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından kendiliğinden yapılır. Kendiliğinden silinmeyen kayıtlar için dilekçeyle kaydın silinmesi talep edilmelidir.
Adli para cezasına ilişkin şu bilgiler adli sicil kaydına (sabıka kaydına) işlenir (Adli Sicil Kanunu m.4/1-c):
-
Adli para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmü,
-
Adli para cezasının ödenmek suretiyle infaz edildiği hususu,
-
Adli para cezasının tazyik hapsi suretiyle kısmen veya tamamen infaz edildiği hususu,
-
Adli para cezasının tazyik hapsinden sonra kalan kısmının ödenmek suretiyle infaz edildiği hususu.
Adli Para Cezalarında İndirim veya Koşullu Salıverilme Hükümlerinden Yararlanmak Mümkün mü?
Adli para cezası yaptırımının infazına ilişkin hukuk sistemimizde birçok değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikler çoğu zaman uygulamada karışıklığa yol açmaktadır. Adli para cezasının infazına ve koşullu salıverme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin üç dönem mevcuttur:
1. 01.06.2005 Tarihinden Önce İşlenen Suçlara İlişkin İnfaz Dönemi: Suç bu dönemde işlenmişse 647 sayılı infaz kanunu yürürlükte olduğundan ödendiği takdirde para cezası infaz edilmiş sayılacaktır. Adli para cezası ödenmediği takdirde günlüğü 100 TL’den hapse çevrilecek, mahkum çevrilen hapis cezasının 2/5’sini cezaevinde infaz ediecektir. Kişi hapiste geçirilen belli bir süre sonunda adli para cezasını ödemek isterse, kalan hapis cezası yine günlüğü 100 TL’den paraya çevrilerek ödenecektir. İnfaz aşamasında hürriyeti bağlayıcı ceza ve ödenmemesi halinde adli para cezasının hapse çevrilmesinden sonra şartla tahliye hükümlerinin 2148 sayılı Yasa ile değişik ek 2. maddesinin uygulanabilmesi nedeniyle 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun daha lehe olduğu her türlü tartışmadan uzaktır (Yargıtay CGK - Karar:2010/254).
2. 01.06.2005 – 01.03.2008 Tarihleri Arasında İşlenen Suçlara İlişkin İnfaz Dönemi: Bu dönemde üçlü bir ayrım vardır. TCK dışındaki özel ceza kanunları tarafında doğrudan belirlenmiş bir para cezasına hükmedilmişse, günlüğü 100 TL’den hapse çevrilir ve koşullu salıverilmeden yararlanamaz. (5275 sayılı İnfaz Kanunu Geçici md.1). Eğer adli para cezası, 5237 sayılı TCK’ya göre doğrudan gün üzerinden verilmişse (TCK’daki Gün Para Cezası Sistemi Nedeniyle), mahkeme hangi miktar üzerinden adli para cezası vermişse, ödenmediği takdirde o miktar üzerinden hapse çevirir. Bu durumda da kişi koşullu salıvermeden yararlanamaz. Üçüncü halde, yani hapis cezasından çevrilen para cezalarında ise mahkemenin paraya çevirdiği miktar üzerinden hapse çevrilir. Koşullu salıvermeden yararlanarak cezanın 1/3’ü indirilerek infaz edilir. 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun 106.maddesinin 9.fıkrası 01.03.2008 tarihinde değiştirildiğinden bu tarihten sonra hapis cezasından çevrilse bile, ödenmemesi halinde hiçbir adli para cezası mahkumiyetinin infazında koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanılamaz.
3. 01.03.2008- Tarihinden Bugüne Kadar Olan Dönem: 5275 sayılı İnfaz Kanunu m.106/9 hükmü gereğince, 01..03.2008 tarihinden sonra işlenen suçlarda hiçbir şekilde koşullu salıverilme uygulamasından yararlanılamaz. Hakimin yargılama sırasında TCK dışındaki özel ceza kanunlarından doğrudan, TCK’ya göre gün üzerinden veya hapis cezasından çevirdiği adli para cezası aynen ödenmek zorundadır. Adli para cezası ödenmediği takdirde; mahkeme, mahkumiyet hükmünde 1 gün karşılığında ne kadar para ödenmesine karar vermişse, adli para cezası o miktar üzerinden hapis cezasına çevrilir. Kişi hapse konulduktan sonra, adli para cezasını ödemek isterse cezaevinde yattığı süre düşülerek, cezasının kalanı hangi miktar üzerinden hapse çevirme işlemi yapılmışsa o miktar üzerinden paraya çevrilir.
01.03.2008 tarihinden sonra adli para cezası ödenmediğinde, koşullu salıverilme hükümleri uygulanamayacağı gibi denetimli serbestlik hükümleri de uygulanamaz. Ceza İnfaz Kanunu m.105/A’da öngörülen koşullu salıverilmeye 1 yıl kaldığında uygulanan denetimli serbestlik kuralı da adli para cezaları açısından uygulanamaz.
Denetimli Serbestlik, bir koşullu salıverilme tedbiri olup adli para cezasından kaynaklanmayan hapis cezaları için geçerlidir. Hapse çevrilen adli para cezalarının infazında denetimli serbestlik hükümleri uygulanamaz.
Uygulamada koşullu salıverme ve adli para cezası ilişkisinin bilinmemesi nedeniyle hak kayıpları yaşanmaktadır. Bu konuyla ilgili mutlaka bir avukat ile görüş alışverişi yapılmalıdır.
Gözaltı ve Tutukluluk Süresinin Adli Para Cezasından Mahsup Edilmesi
Hükümlünün ceza mahkumiyetinin konusu olan suç nedeniyle gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süreler mahsup işlemi yapılarak cezasından düşülür. Tutukluluk ve gözaltı tedbiri uygulanarak geçirilen süreler adli para cezası mahkumiyetinden şu şekilde mahsup edilir:
-
Hükümlü adli para cezasına mahkum edilmişse, tutukluluk ve gözaltında geçen 1 gün 100 TL sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır. Örneğin, aleyhine 3500 TL adli para cezasına hükmedilen kişi, 5 gün gözaltında kalmışsa 500 TL adli para cezasından indirilir ve kalan 3000 TL’yi ödemesi için infaz savcılığı tarafından ödeme emri gönderilir.
-
Hükümlü, hem hapis cezasına hem adli para cezasına mahkum edilmişse, gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süreler önce koşullu salıverilme tarihine kadar hesaplanmak üzere hapis cezasından mahsup edilir. Kalan süre, adli para cezasından mahsup edilir.
Hapis Cezası Miktarı Ne Olursa Olsun Adli Para Cezasına Çevrilebilen Suçlar
Taksirle adam öldürme suçu, taksirle adam yaralama suçu gibi taksirle işlenebilen (örneğin, trafik kazaları veya iş kazaları) tüm suçlar ceza miktarına bakılmaksızın adli para cezasına çevrilebilir. Yani, taksirle işlenen suçlarda sanık 5 yıl ceza alsa bile bu ceza miktarına bakılmaksızın adli para cezasına çevrilebilir (TCK md. 50/4).
Kasten işlenen ve koşulları oluştuğunda adli para cezasına çevrilebilecek bazı suçlar aşağıdadır:
- Malvarlığına Karşı Suçlar: Dolandırıcılık Suçu, Hırsızlık Suçu (örneğin, 10 ay hapis cezası), Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçu, Mala Zarar Verme Suçu, Güveni Kötüye Kullanma Suçu, Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu.
- Hayata Karşı Suçlar: Kasten Adam Yaralama Suçu, Taksirle Adam Yaralama Suçu.
- Hürriyete Karşı Suçlar:Tehdit Suçu Cebir Suçu, Şantaj Suçu, Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu, Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma Suçu
- Özel Hayata ve Şerefe Karşı Suçlar: Hakaret Suçu, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu, Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, Haberleşmenin Gizliliğini İhlal suçu, Kişisel verileri ele geçirme, yayma veya başkasına verme suçu.
- Çevreye ve Trafik Güvenliğine Karşı Suçlar: Çevrenin Kasten veya Taksirle Kirletilmesi Suçu, İmar Kirliliği Suçu, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu.
- Kamu Güvenine Karşı Suçlar: Özel Belgede Sahtecilik Suçu, Mühür Bozma (Fekki) Suçu, Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçu.
- Diğer Suçlar: Bilişim Suçları, Görevi yaptırmamak için direnme suçu, Görevi Kötüye Kullanma Suçu, Görevi Yaptırmamak için Direnme Suçu, İftira Suçu, Suç Üstlenme Suçu, Suç Uydurma Suçu, Suçluyu Kayırma Suçu, Yalan Tanıklık Suçu Ses veya Görüntülerin Kayda Alınması Suçu, Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu.
Adli Para Cezası Yargıtay Kararları
Adli Para Cezası Temyiz ve İstinaf Sınırı
Tayin edilen cezanın tür ve miktarına göre; 6217 Sayılı Kanun’un 26. maddesiyle yapılan değişiklik ile 5320 Sayılı Kanuna eklenen ek geçici 2. maddesiyle “..hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen 3.000 TL. ( dahil ) ve altındaki adli para cezalarına dair mahkumiyet hükümleri kesindir” hükmü gereğince, sanığa verilen cezanın türü ve miktarı itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 Sayılı Kanun’un 8/1 maddesi ve 317. maddesi uyarınca, sanığın temyiz talebinin isteme uygun olarak REDDİNE karar verilmiştir (Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar: 2016/18925).
Adli Para Cezasının Ödenmemesi ve İnfazı
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesindeki “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğinin ihtarına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 3.Ceza Dairesi - Karar : 2017/6703).
Hapis Cezasının Adli Para Cezasına veya Seçenek Yaptırıma Çevrilmesi Zorunluluğu
Suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibari ile hapis cezasına mahkumiyetinin bulunmadığı cihetle, 5237 Sayılı Kanun’un 50/3. maddesinde yer alan “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki düzenleme gereğince, çocuk hakkında hükmedilen 1 yıldan az kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerekmiştir (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar: 2017/4027).
Sanıklardan T’nin adli sicil kaydında hapis cezasının bulunmaması, M. hakkındaki cezaların ise adli para cezasından ibaret olması karşısında, sanıklar hakkında neticeten verilen 25 gün hapis cezasının TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca seçenek yaptırıma çevrilmesi zorunluluğuna uyulmaması hukuka aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi - Karar: 2017/29).
Seçimlik ceza öngören suçlarda hapis cezasının tercih edilmesi halinde bu cezanın ancak adli para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceği gözetilmeyerek, TCK’nın 50/2. maddesine aykırı davranılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 18.Ceza Dairesi - Karar: 2016/15716).
Daha önce hapis cezasına mahkûmiyeti bulunmayan ve suç tarihinde onsekiz yaşını tamamlamadığı anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında seçimlik cezalardan tercih edilen ayrı ayrı 3 ay 10’ar gün kısa süreli hapis cezalarının, TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı maddenin birinci fıkrasında belirtilen adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğuna uyulmaması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza dairesi - Karar: 2016/6141).
Adli Para Cezasında Alt Sınırdan Ayrılma Gerekçesi
Yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi dayanılan gerekçelerin de yasal ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği, yine aynı Kanun’un 3. maddesin 1. fıkrasında ise, “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine” hükmolunacağının belirtildiği, somut olayda mahkemece temel cezanın tespiti sırasında hapis cezası takdiren alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, para cezası tayin edilirken 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 61. maddesine aykırı olacak şekilde alt sınırdan niçin uzaklaşıldığına dair hiçbir gerekçe gösterilmeden ve hüküm kısmında teşdiden uygulama yapıldığı da belirtilmeden, anılan Kanun’un 52/1. maddesinde gösterilen 5 tam gün sayısı yerine 120 gün adli para cezasına hükmedilmek suretiyle, sanık hakkında fazla ceza tayininde, isabet görülmemiştir (Yargıtay CGK - 2007/152).
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 120 gün olarak tayin edilmesi, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “120 gün”, “40 gün” ve “1.200 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “1 gün” ve “30 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir (Yargıtay 23.Ceza Dairesi - Karar:2016/6896).
Nitelikli dolandırıcılık suçundan hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini hukuka aykırıdır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2016/1841).
Sanık hakkında temel hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, aynı gerekçelerle hapis cezası yanında tayin edilen adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırın üstünde belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması hukuka aykırıdır (Yargıtay 5.Ceza Dairesi - Karar:2016/5668).
Adli Para Cezasının Arttırılması veya İndirilmesi Gün Üzerinden Yapılır
5237 Sayılı TCK.nun 61/8. maddesi hükmü karşısında, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik arttırma ve indirimlerin gün üzerinden yapılması ve sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması sonucu cezanın belirlenmesi gerektiği halde gün olarak 5 gün adli para cezasının hemen paraya çevrilerek, 168. maddesi gereğince indirimin bu miktar üzerinden yapılması ve yapılan indirim yanlış yapılarak fazla ceza tayini hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2017/364).
Adli para cezası hesaplanırken, cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimlerin gün üzerinden yapılmasından sonra, belirlenen sonuç gün ile TCK’nın 52/2 nci maddesine göre kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle adli para cezasının bulunması gerekirken yazılı şekilde doğrudan uygulama yapılarak TCK’nın 61/8 inci maddesine aykırı davranılması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2012/10168).
Mükerrir Sanık Hakkında Hükmedilen Seçimlik Hapis Cezası Adli Para Cezasına Çevrilemez
Adli sicil kaydına göre mükerrir olan sanık hakkında, seçimlik ceza öngören hakaret suçunda TCKnın 58/3. maddesi uyarınca, hapis cezasına hükmolunduktan sonra bu cezanın adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeyerek aynı Kanunun 50/2. maddesine aykırı davranılmış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı, anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak;
5275 Sayılı Kanun’un 108/2. maddesi5275 Sayılı Kanun’un 108/2. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ancak hapis cezalarında uygulanabileceği gözetilmeden, hükmolunan adli para cezaları hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar: 2017/71).
Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda Adli Para Cezasının Belirlenmesi
Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hüküm açısından; 5237 Sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve buna göre, haksız menfaat miktarının 11.300 TL, haksız menfaatin iki katının 22.600 TL olduğu dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 1130 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapmak suretiyle sanığın 941 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL’den hesap edilmek suretiyle netice olarak 18.820 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, önce temel cezanın uygulama maddesine göre eksik olarak belirlenmesi, daha sonra, verilecek cezanın haksız menfaatin iki katından az olamayacağı gerekçesiyle, adli para cezasının doğrudan haksız menfaatin iki katı olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırıdır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2017/43).
Adli Para Cezası veya Hapis Cezası Tercihinde Çelişki
Daha önce sanık hakkında doğrudan adli para cezası olarak belirlenen hükümlerin, sanığın kazanılmış hakkı korunarak bozulduğu, ancak eski hükümlerden farklı olarak ve cezaların bireyselleştirilmesi sırasında hükümler arasında çelişkiye neden olacak biçimde kasten yaralama suçunda seçimlik cezalardan hapis cezası seçilip ertelenmesi, yine seçimlik ceza içeren hakaret suçunda ise doğrudan adli para cezasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar: 2016/14514).
Seçenek yaptırım öngören hakaret suçunda doğrudan adli para cezasına hükmedilebileceği düşünülmeden, önce hapis cezası verilip, sonrasında bu cezanın adli para cezasına çevrilmesi suretiyle TCK’nın 50/2. maddesine aykırı davranılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 18.Ceza Dairesi - Karar: 2016/11732).
Seçimlik Cezalarda Adli Para Cezasına Hükmedilmemesinin Gerekçesi
Hakaret, yaralama ve tehdit suçlarının hapis veya adli para cezası şeklinde seçenekli yaptırım içermesi karşısında, sanık hakkında hangi hukuksal gerekçelerle hapis cezalarının tercih edildiğinin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde hükmün gerekçesinde açıklanmaması hukuka aykırı olup bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar: 2016/14406).
Adli Para Cezasının Ertelenmesi Mümkün Değildir
Sanık hakkında hapis cezası ve adli para cezası tayin olunması karşısında, ertelemeye ilişikin paragrafın sonuna “verilen cezanın 5237 Sayılı TCK’nun 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine” yazılması suretiyle adli para cezasının da ertelendiği kanaati oluşturulması nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar: 2016/11019).
Adli para cezalarının ertelenmesi mümkün olmamasına karşın, suça sürüklenen çocuk hakkında hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ertelenmesine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 22. Ceza Dairesi - Karar:2016/1165).
Kanun maddesi gereği yalnızca hapis cezalarının ertelenmesi mümkün olup, hapis cezasından çevrilen veya doğrudan hükmolunan adli para cezalarının ertelenmesine imkân bulunmamaktadır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar:2016/955).
5237 sayılı TCK’nın 51. maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesi mümkün olmasına, adli para cezasının ertelenmesi olanaklı bulunmamasına rağmen, ertelemenin sadece hapis cezasını içerdiğini belirten bir ifade kullanılmaksızın, her iki cezayı kapsar biçimde sanık hakkında tayin olunan cezanın ertelenmesine karar verilmesi kanuna aykırıdır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar:2015/18333).
Kesin Nitelikte Adli Para Cezası Tekerrüre Esas Alınmaz
Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına neden olan ilam ile hükmolunan 1.200 TL adli para cezasının kesin nitelikte olduğu ve tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, 5237 Sayılı TCK’nun 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 21. Ceza Dairesi - Karar: 2017/147).
Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Bergama Sulh Ceza Mahkemesi’nce 07.09.2012 tarihinde 2011/28 esas, 2012/692 karar sayılı kararı ile verilen “2000 TL adli para cezasının”nın hüküm tarihi ve miktarı itibarıyla kesin nitelikte olduğu ve tekerrüre esas olamayacağı gözetilmeden TCK’nın 58. maddesi gereğince tekerrür hükümlerinin uygulanması hukuka aykırıdır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi Karar: 2016/195)
Adli Para Cezası ve Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakma
Sanık hakkında belirlenen hapis cezzalarının aynı kanunun 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi ile asıl mahkumiyetin adli para cezası olmasına göre, sanık hakkında aynı zamanda TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluğu hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, bozma nedenidir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2020/6303 E. , 2021/2963 K.).
Adli Para Cezasının Taksitlendirilmesi
1-) 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen para cezasının ödenmemesi halinde, kısa süreli hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
2-) Hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında taksit aralığı gösterilmeden “20 eşit taksitte ödenmesine” şeklinde hüküm kurularak 52/4. maddesine aykırı davranılmış olması hukuka aykırıdır (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar: 2016/11037).
Tayin edilen adli para cezasının taksitlendirilmiş olmasına karşın, taksitlerden biri süresinde ödenmediği takdirde kalan ayların taksitlerinin tamamının sanıktan bir defada alınması ile birlikte, ayrıca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususuna yer verilmemesi taksitlendirmeye dair hüküm fıkrasının sonuna “ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine” ibaresinin eklenmesine, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA karar verilmiştir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar: 2016/10541).
Sanık hakkında hükmedilen adli para cezası taksitlendirildikten sonra, TCK’nın 52/4. maddesi gereğince, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceğinin ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarı yerine; “taksitlerden birisinin süresinde ödenmemesi halinde kısa sureli hapis cezasının kısmen veya tamamen infaz edilmesine” şeklinde hüküm kurulması hukuka aykırı olup; yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta; hükmün taksitlendirmeye dair 6. paragrafının hükümden çıkarılarak, yerine, “Sanığın ekonomik ve şahsi halleri nazara alınarak, hükmedilen adli para cezasının TCK’nın 52/4. maddesi gereğince birer ay ara ile 4 eşit taksitte ödenmesine, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceğinin ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa bildirilmesine,” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA karar verilmiştir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar: 2016/9769).
6136 sayılı Yasanın 15/1. maddesi ile kurulan hüküm sonucu verilen adli para cezasının taksitlendirmesi sırasında, 52/4. maddesi uyarınca taksit sayısının dörtten az olamayacağının gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2015/24703).
Sanık müdafiinin, lehe hükümlerin uygulanması isteminin, TCK’nın 52/4. maddesindeki taksitlendirme istemini de kapsadığı gözetilmeden, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi -Karar: 2014/13071).
Adli Para Cezasını Ödeme Şekli Nasıl Belirlenir?
Adli para cezasının ödeme şeklinin TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca, “mehil verme” veya “taksitlendirme” olarak tercihli düzenlenmesine karşın, her iki seçeneğin de birlikte uygulanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi -Karar: 2016/11623).
Adli Para Cezasının Hesaplanması
5237 Sayılı TCK.nun 61/8. maddesi hükmü karşısında, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik arttırma ve indirimlerin gün üzerinden yapılması ve sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması sonucu cezanın belirlenmesi gerektiği halde gün olarak 5 gün adli para cezasının hemen paraya çevrilerek, 168. maddesi gereğince indirimin bu miktar üzerinden yapılması ve yapılan indirim yanlış yapılarak fazla ceza tayini hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2017/364).
Gün para cezası sisteminin temel amacı, para cezasının kişinin ödeme gücüne göre belirlenmesi yoluyla, suç işleyen zenginle fakir arasındaki eşitsizliği gidermektir. Bunun yanında sistem, uygulaması basit, etkili, saydam ve para cezasından güdülen amaçları yerine getirebilecek özelliktedir.. .” şeklinde açıklanmıştır. Bu düzenlemeye göre, kanun koyucu “verilen cezadan beklenen etkinin oluşturulabilmesi için adli para cezasının belirlenmesinde kişinin ekonomik gücünün önemli olduğunu” vurgulamış bununla birlikte belirtilen “soyut çerçeve” içerisinde “bir gün karşılığı miktarı takdir etme” yetkisini yargılamayı yapan hakime vermiştir. Hakim bu tespiti yaparken, kolluk güçlerince belirlenen somut verileri göz önünde bulundurmalı, ancak rapordaki subjektif değerlendirmeler ile de bağlı olmamalıdır. Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yargılamayı yapan, sanığı birebir gözlemleyen ve somut verileri dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendiren hakim tarafından, hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın adli para cezasına çevrilmesi sırasında alt sınır olan “20 Liradan” uzaklaşılarak 30 Lira olarak takdir edilmiş, sonuç adli para cezası da birer ay ara ile 24 eşit taksitte ödenmek üzere taksitlendirilmiştir. Sorgusunun yapılması sırasında sanığın kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alan ve bu konuda dosyada bulunan bilgileri değerlendirerek bir sonuca ulaşan hakimin bu konudaki takdir yetkisine dosya içeriğiyle açıkça çelişmediği sürece müdahale edilmesi yerinde olmayacağı gibi yargılamayı yürüten hakimin takdir alanının bu denli daraltılması müessesenin amaçlarıyla da örtüşmeyecektir. Kaldı ki, hükmolunan sonuç adli para cezasının birer ay ara ile 24 eşit taksitte ödenmesine karar verilmiş böylece sanığın ekonomik durumu taksitlendirmede de gözönüne alınarak değerlendirilmiştir. Dolayısıyla, sonuç adli para cezası hesaplanırken, bir günün karşılığı uygulanacak para cezasının “30 Lira” olarak takdir edilmesine dair yerel mahkeme direnme kararında isabetsizlik bulunmamaktadır (Yargıtay CGK - Karar: 2014/255).
Adli para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırının, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırının da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamayacağına ilişkin 5237 sayılı TCK’nın 61 inci maddesi 9.fıkrasının 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında suç tarihinde para cezasının alt sınırının 5 gün para cezası olmasına rağmen temel para cezası belirlenirken 180 güne denk gelecek biçimde para cezasına hükmedilerek fazla ceza tayin edilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2012/101
Doğrudan Hükmedilen ve Hapis Cezasından Çevrilen Adli Para Cezası Kararda İçtima Edilemez
6136 sayılı Yasanın 13/1, TCK.nun 62, 52/2. maddeleri gereğince, sanığın hapis cezasından çevrilen 6000 TL ve doğrudan hükmedilen 500 TL adli para cezası olmak üzere toplam 6.500.-TL adli para cezasına mahkumiyetine karar verilmiştir.
5237 sayılı TCK’da cezaların içtimaına dair bir düzenleme bulunmadığı gözetilmeden, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan hüküm kurulurken hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilme adli para cezası ile doğrudan verilen adli para cezasının toplanmasına karar verilmesi hukuka aykırı olup, hükmün bozulmasına; bozma gerekçesine göre yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün TCK’nun 52/4. maddesinin uygulandığı bölümde yer alan “toplam 6.500,00 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “6.000,00 TL ve 500,00 TL” ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir (Yargıtay 1.Ceza Dairesi - Karar:2017/835).
Sanığa verilen hapisten çevrilme ve doğrudan adli para cezalarının hükümde ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, içtimasına karar verilmesi, kanuna aykırı ve sanığın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görülmüş ise de, bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, temyiz edilen kararın açıklanan noktası, sanık hakkındaki sonuç adli para cezalarının 3.000 TL ve 80 TL olarak ayrı ayrı belirlenmesi suretiyle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA karar verilmiştir (Yargıtay 18.Ceza Dairesi - Karar:2016/13172).
5237 sayılı TCK, cezaların içtimaına dair bir düzenleme içermediğinden, hapisten çevrilen para cezası ile doğrudan verilen para cezasının toplanması hukuka aykırı olup hükümde ayrı ayrı gösterilmeleri gerekir (Yargıtay 8.Ceza Dairesi - Karar:2016/7238).
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda para cezalarının içtimasının düzenlenmediği gibi doğrudan verilen adli para cezası ile hapisten çevrilen para cezalarının infaz rejiminin farklı olduğu gözetilmeden hapisten çevrilen 180 gün karşılığı adli para cezası ile doğrudan verilen 25 gün karşılığı adli para cezasının toplanarak yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8.Ceza Dairesi - Karar:2016/7024).
Doğrudan hükmedilen adli para cezası ile hapis cezasından çevrilen adli para cezalarının infaz rejimlerinin farklı olması nedeniyle içtima edileceğine ilişkin TCK’da hüküm bulunmadığı gözetilmeden farklı nitelikteki adli para cezalarının toplanmasına karar verilmesi; doğrudan hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesine yer olmadığına karar verildiği halde, hapis cezasından çevrilen adli para cezası ile içtima ettirildikten sonra tamamımın taksitlendirilmesine karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 2.Ceza Dairesi - Karar:2016/10232).
Sanık hakkında verilen 10 ay hapis cezasının ve 4 birim gün karşılığı adli para cezasının adli para cezasına çevrilme işlemlerinin ayrı ayrı yapılması ve içtima edilmemesi gerektiği halde hüküm fıkrasında cezaların içtima edilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 23.Ceza Dairesi - Karar:2016/10310).
Tekerrür Nedeniyle Zorunlu Tercih Edilen Hapis Cezası Adli Para Cezasına Çevrilebilir
Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında, yüklenen suç için öngörülen seçimlik cezalardan zorunlu olarak tercih edilen hapis cezasının, TCK’nın 50/2 ve 58/3. maddeleri gereğince, adli para cezasına çevrilemeyeceği, ancak TCK’nın 50/1 maddesinde düzenlenen diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18.Ceza Dairesi - Karar:2016/17734).
TCK’nın 50. maddesinin 2. fıkrasındaki hapis cezasının adlî para cezasına çevrilemeyeceği hükmü, hapis veya adlî para cezasından birini seçmesinin mümkün olduğu durumda, mahkemenin hapis cezasına hükmetmesi durumuna ilişkindir. Tekerrür nedeniyle zorunlu olarak hapis cezasına hükmolunması halinde, hapis cezasının adlî para cezasına çevrilemeyeceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır (Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar:2013/95
Adli Para Cezasının Taksitle Ödenmesi Kararında En Az Dört Taksit Belirlenmelidir
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52/4. maddesinde, “Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” hükmünün yer aldığı, anılan hüküm gereğince hükmedilen adli para cezasının taksitler halinde ödenmesine karar verilmesi halinde taksit miktarının dörtten az olamayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde taksit miktarının iki olarak belirlenmesi hukuka aykırı olup, hükmün taksitlendirmeye ilişkin paragrafından “2 eşit aylık taksit” ibarelerinin çıkartılarak yerine “4 eşit aylık taksit” ibarelerinin eklenmesine, hükmün diğer kısımlarının aynen korunmasına, infazın bu şekilde yapılmasına karar verilmiştir (Yargıtay 3.Ceza Dairesi - Karar: 2017/6991
Adli Para Cezasının TCK’daki Üst Sınırı Aşılarak Ceza Verilemez
Sanık hakkında gün para cezası tayin edilirken TCK’nın 241. maddesinde (tefecilik suçu) adli para cezasının üst sınırının 5000 gün olduğu gözetilmeden yazılı şekilde 7360 gün olarak tayin edilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 5.Ceza Dairesi - Karar:2016/9076).
Adli Para Cezasının İnfazı ve Hapis Cezasının İnfaz Üst Sınırı
Hükümlü Emrah Karcı hakkında Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/1133 esas, 2008/926 sayılı ilamıyla hükmolunan 450,00 Türk Lirası adli para cezasının dışında, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince içtima edilen 37 yıl 67 ay 83 gün hapis cezasının da bulunduğu, hükümlünün toplam ceza süresinin 42 yılı aştığı göz önünde bulundurulduğunda, 5275 sayılı Kanun’un 107/3-e gereğince iyi halli olduğu takdirde koşullu salıverilme süresinin 28 yıl olacağı, bu süreyi aşamayacağı, hükümlünün 450,00 Türk Lirası adli para cezasının içtima kararından çıkarılarak ayrı infaz edilmesinin hükümlünün ne koşullu salıverilme ne de bihakkın tahliye süresini değiştirmeyeceği, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesi uyarınca adli paradan çevrilen hapis cezalarının kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararına çevrilerek ayrı infaz edilmesinin hükümlünün aleyhine olup; ek bir ceza getirdiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması gekmiştir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi - Karar: 2014/22265).
Adli Para Cezasının Seçenek Yaptırım Olarak Düzenlenmesi
5237 sayılı TCK’nın 160. maddesinde düzenlenen suçun hapis veya adli para cezasını seçenek yaptırım olarak öngörmesi nedeniyle adli para cezasına hükmedilecekse “Doğrudan adli para cezasından hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden hapis cezasının seçilerek adli para cezasına çevrilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar: 2014/23907)
Hapisten Çevrilen ve Doğrudan Hükmedilen Adli Para Cezasının Taksitlendirilmesi
5237 sayılı cezaların içtimaına ilişkin hüküm bulunmadığı gözetilmeden hapis cezasından çevrilen adli para cezası ile doğrudan verilen adli para cezasının ayrı ayrı taksitlendirilmesi yerine toplanarak belirlenen 1.580 TL adli para cezası üzerinden taksitlendirme yapılması gerekir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi - Karar: 2014/2715).
Çocuklar Hakkında Hapis Cezası Adli Para Cezasına Çevrilerek HAGB Kararı Verilir
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinin 1. fıkrasında “Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre; a) Adli para cezasına, b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine, c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye, d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya, e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya, f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir.” 2. fıkrasında “Suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adli para cezasına çevrilmez.” 3. fıkrasında ise “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” hükümleri yer almaktadır.
5271 Sayılı CMK’nın 231/7.maddesinde ise,”açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkum olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez “hükmü yer almaktadır.
İncelenen somut olayda; anılan Kanun hükümleri dikkate alınarak yapılan değerlendirmeye göre, suç tarihinden önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezalarının, TCK’nın 50/3. maddesindeki zorunluluk karşısında, adli para cezasına çevrilmesinden sonra hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu halde,itirazı inceleyen merci tarafından itirazın kabulüyle hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2017/481).
Adli Para Cezasının Alt Sınırdan Ayrılarak 40 TL Olarak Belirlenmesi Hukuka Aykırıdır
Adli para cezasının bir gün karşılığı miktarın, kişinin ekonomik durumu ve diğer şahsi hâllerinin göz önünde bulundurulmak suretiyle tespit edilmesi gerektiği, anılan Kanun’un 52. maddesinin gerekçesinde; “Hâlen yürürlükte olan ve Hükûmet Tasarında da muhafaza edilen, para cezası sistemi, cezadan beklenen amaçları gerçekleştirmekten uzak kalmaktadır. Özellikle enflasyon nedeniyle Türk parasının değerinin düşmesi karşısında, para cezalarını artırmak için sık sık yapılan kanun değişikleri de, uygulamada çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunların giderilmesi için para cezasının miktarının belirlenmesinde “memur maaş katsayısı” veya “yeniden değerleme oranı” gibi ölçütlerin dikkate alınması ise, ceza hukuku ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Suç işleyen kişinin ekonomik durumu dikkate alınmadan hükmolunan para cezası, eşitlik ilkesine aykırı sonuçlar doğurmaktadır. Ödeme gücü olan kişi üzerinde etkisi olmayan, ödeme gücü olmayanı ise sonuçta yine infaz kurumuna gönderilmesini sonuçlayan bu sistemden vazgeçilerek; gün para cezası olarak adlandırılan ve günümüzde Almanya, Avusturya, Polonya, İsveç, Finlandiya, Danimarka ve hatta, Fransa gibi bir çok ülkede uygulanan sisteme geçilmiştir. Gün para cezası sisteminin temel amacı, para cezasının kişinin ödeme gücüne göre belirlenmesi yoluyla, suç işleyen zengin ile fakir arasındaki eşitsizliği gidermektir. Bunun yanında sistem, uygulaması basit, etkili, saydam ve para cezasından güdülen amaçları yerine getirebilecek özelliktedir….” şeklindeki açıklamayla belirtilmiştir. Bu düzenlemeye göre kanun koyucu, verilen cezadan beklenen etkinin oluşturulabilmesi için adli para cezasının belirlenmesinde kişinin ekonomik gücünün önemli olduğunu vurgulamış, bununla birlikte belirtilen soyut çerçeve içerisinde bir gün karşılığı miktarı takdir etme yetkisini yargılamayı yapan hâkime vermiştir. Hâkim bu tespiti yaparken, kolluk güçlerince belirlenen somut verileri göz önünde bulundurmalı, ancak rapordaki subjektif değerlendirmeler ile de bağlı olmamalıdır.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanığın sosyal ve mali durumuna ilişkin 02.02.2012 tarihli tutanakta, sanığın araştırma tarihi itibarıyla herhangi bir işte çalışmadığı, bekâr olan sanığın ailesiyle birlikte yaşadığı ve geçiminin babası tarafından sağlandığı, üzerine kayıtlı menkul veya gayrimenkul mal bulunmadığının tespit edildiği, sanığın Kollukta çaycı olduğunu ve aylık ortalama 500 TL kazandığını, Mahkemede ise hurdacı olduğunu ve aylık ortalama 600 TL kazandığını beyan ettiği göz önüne alındığında; sanığın ekonomik durumunun, beyanından ve yapılan araştırmadan daha iyi olduğuna ilişkin herhangi bir tespite yer verilmeden ve 20 eşit taksitle ödenmesi hâlinde bile 300 TL olan aylık taksitlerin sanığın ekonomik durumuna göre fazla miktarda olduğu da gözetilmeden, temel cezanın alt sınırdan belirlenmesine rağmen “geçmişinde çok sayıda suç kaydı bulunan sanığın kişiliği ve sosyal durumu ile cezanın caydırıcılık ilkeleri” şeklindeki çelişkili ve “ülkedeki enflasyonist ortam ve ekonomik koşullar, paranın alım gücü” gibi yasal olmayan gerekçelerle doğrudan verilen adli para cezasının, bir gün karşılığı miktarının alt sınırdan uzaklaşılarak 40 TL olarak belirlenmesinde isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün, doğrudan verilen adli para cezasının bir gün karşılığı miktarının, sanığın ekonomik ve şahsi hâlleri ile uyumlu olmayacak şekilde 40 TL’den belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar : 2019/628).
Adli Para Cezasına Mahkumiyet Halinde Koşullu Salıvermenin Geri Alınmaması
Hükümlünün koşullu salıverildiği, hükümlünün 29.12.2017 olan bihakkın tahliye tarihi dolmadan 10.12.2010 tarihinde işlediği 5607 sayılı Yasa’ya aykırılık suçundan …Asliye Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla TCK’nun 50 ve 52. maddeleri gereğince 6000 TL ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, 5275 sayılı Yasanın 107/12. maddesi uyarınca koşullu salıverilme kararının geri alınabilmesi için “hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesinin” gerektiği, somut olayda kasıtlı bir suç işlediği anlaşılan hükümlünün, 5607 sayılı Yasa’ya aykırılık suçundan verilen hapis cezasının para cezasına çevrildiği ve 5237 sayılı TCK’nun 50/5. maddesi gereğince uygulamada asıl mahkûmiyetin, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası olduğu, adli para cezasının ise koşullu salıverilmenin geri alınmasını gerektirmediği, 5275 sayılı Yasanın 107. maddesinin 15. fıkrasının (a). bendinde “hükümlü geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm edilirse, hükmü veren ilk derece mahkemesi tarafından koşullu salıverme kararının geri alınabileceğine” ilişkin düzenleme de dikkate alındığında … Ağır Ceza Mahkemesinin 24.07.2015 tarihli ve 2015/757 değişik iş sayılı kararında isabet görülmediği anlaşıldığından, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir (1. Ceza Dairesi 2016/644 E. , 2016/1950 K.).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.