0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Özel Evrakta (Belgede) Sahtecilik Nedir? (TCK 207)

Özel evrakta (belgede) sahtecilik, yazılı, okunabilir ve hukuki bir değere sahip özel bir belgenin sahte olarak düzenlenmesi, değiştirilmesi ve kullanılması fiilleridir. Özel evrakta sahtecilik suçu ile resmi evrakta sahtecilik suçu arasındaki en önemli fark suçun konusu olan belgenin birisinde resmi belge, diğerinde özel belge olmasıdır. Resmi belgeyi düzenleme yetkisi, kendisine görevi çerçevesinde yetki verilen kamu görevlisine aittir. Özel belge ise herkes tarafından düzenlenebilen daha çok kişiler arasındaki ilişkilerde kullanılan belgelerdir.

Özel Belgede (Evrakta) Sahtecilik Suçu Nasıl İşlenir?

TCK 207. maddede düzenlenen özel evrakta sahtecilik, üç farklı seçimlik hareketle kasten işlenebilen bir suçtur:

  • Özel bir belgenin sahte olarak düzenlenip kullanılması,

  • Gerçek bir özel belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilerek kullanılması,

  • Sahte olduğunu bilerek özel belge kullanma.

Yukarıdaki üç seçimlik hareketten herhangi birinin işlenmesiyle özel belgede sahtecilik suçu oluşur. Yukarıdaki üç eylemin, aynı fail tarafından ayrı ayrı zamanlarda, fakat aynı özel belgeyle işlenmesi halinde de faile tek bir ceza verilir.

Özel Evrakta (Belgede) Sahtecilik ve Şikayet Süresi

Şikayete bağlı suçlarda fiilin işlenmesinden itibaren 6 ay içerisinde şikayet edilmemesi halinde şikayet hakkı ortadan kalkar (TCK md. 73). Özel belgede sahtecilik suçu şikayete bağlı suçlardan değildir, bu nedenle herhangi bir şikayet süresi yoktur.

Ancak, özel evrakta sahtecilik suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olduğundan, suçun 8 yıl içinde savcılığa bildirilmesi halinde savcılık soruşturma başlatır. Şikayet hangi aşamada yapılırsa yapılsın, müşteki ceza davasına müdahil sıfatıyla katılma hakkı kazanır.

Özel Belgede (Evrakta) Sahtecilik Suçunun Seçimlik Hareketleri

Özel belgede sahtecilik suçunun resmi belgede sahtecilik suçundan en önemli farklarından biri, özel evrakta sahtecilik suçunda belgenin mutlaka kullanılması zorunluluğudur. Resmi evrakta sahtecilik suçunda, evrakın üretilmesi, düzenlenmesi veya değiştirilmesi suçun oluşması için yeterliyken, özel belgede sahtecilik suçunda evrakın ayrıca mutlaka kullanılması da gerekir. Özel evrakta sahtecilik suçu üç şekilde işlenebilir.

1- Özel Belgenin Sahte Olarak “Düzenlemesi” ve Kullanılması Suçu (TCK 207/1)

TCK md. 207/1, özel belgede sahtecilik suçu için üç seçimlik hareket öngörmüştür. Söz konusu seçimlik hareketlerden biri de “özel belgenin sahte olarak düzenlemesi ve kullanılması” eylemidir. Suçun oluşması için fail tarafından sahte özel bir belge düzenlenmeli ve aynı belge kullanılmalıdır. Yani, sahte olarak düzenlenen bir belge kullanılmazsa özel belgede sahtecilik suçu vücut bulmaz.

Sahte kira sözleşmesi veya gider pusulaları düzenleyip vergi dairesine vermek, başkasının adını yazarak özel evrak imzalayarak üçüncü kişiye verme gibi filleri özel evrakta sahtecilik suçuna örnek olarak gösterilebilir. Özellikle belirtelim ki suçun oluşması için sahte özel bir belgenin düzenlenmesi yeterli olamayıp, aynı zamanda belgenin kullanılması gerekir. Belgenin kullanılması suçun zorunlu unsurlarından biridir.

2- Özel Belgenin Değiştirilmesi ve Kullanılması Suçu (TCK 207/1)

Kanun maddesindeki bu seçimlik hareket ile suçun işlenebilmesi için öncelikle ortada gerçek bir özel belge bulunmalıdır. Gerçek özel belge ekleme, çıkarma veya kazıma yoluyla değiştirilerek kullanılmalıdır. Belgeye yapılan eklemeler veya çıkarmalar belgenin hukuki delil değerini değiştirmelidir. Yapılan değişiklikle özel belgeden hasıl olacak hukuki sonucun farklılaştırılması gerekir. Özel evrakta yer alan yazının değiştirilmesi veya yeni yazı eklenmesi, imza ve tarihin silinmesi veya değiştirilmesi, özel belgenin değiştirilmesi ve kullanılması suçunu meydana getirir.

3- Sahte Olduğu Bilinen Özel Belgenin Kullanılması (TCK 207/2)

Kanun maddesindeki bu seçimlik hareketi icra eden fail, özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya değiştiren kişi değildir. Suçun faili, daha önce başkası tarafından sahte olarak düzenlenmiş veya değiştirilmiş bir özel belgeyi sadece kullanan kişidir.

Önemle belirtmek gerekir ki, özel belgenin sahte olarak düzenlendiğinin veya değiştirildiğinin fail tarafından bilinmesi ve fiilin istenerek işlenmesi gerekir.

Özellikle vurgulayalım ki, özel belgede sahtecilik suçunda içerik sahteciliği cezalandırılmamaktadır. Örneğin, hiç olmayan bir kira ilişkisi varmış gibi kira sözleşmesi düzenlemek içerik sahteciliği olup fail özel belgede sahtecilik suçu nedeniyle cezalandırılmayacaktır. Türk Ceza Kanunu’nun 207. maddesinde yer alan özel belgede sahtecilik suçunda, gerçeğe aykırı belge düzenleme olarak tanımlanan içerik (fikri) sahteciliğine yer verilmemiş, yalnızca, “belgeyi sahte düzenleme” hareketine yer verilmiştir. İçerik sahteciliğinde belgeyi düzenleyen olarak görülen kişi gerçek olduğu halde, belgenin içeriği gerçeğe aykırıdır. Maddede sadece taklit suretiyle sahte belge düzenleme veya gerçek bir belgede ekleme veya çıkarma suretiyle sahtecilik, başka bir deyişle maddi sahtecilik eylemlerine yer verilmiştir. Maddenin gerekçesinde belgenin sahte olarak düzenleme hareketi açıklanırken; “özel belge esasında mevcut olmadığı halde, mevcutmuş gibi sahte üretilmektedir” ifadesiyle de eylemin maddi sahteciliği kapsadığı belirtilmiştir. Buna göre salt yalan beyanı içeren özel belge, açıklanan ve unsurları gösterilen özel belgede sahtecilik suçunun maddi konusunu oluşturmamaktadır (Y11CD-K.2022/1033).

Hangi Belgeler Özel Evrakta Sahtecilik Suçunun Konusu Olabilir?

Özel belgede sahtecilik suçu, konusu olabilecek belgelerden bazıları şunlardır: Dilekçeler, faturalar, işe giriş bildirgesi, banka teminat mektubu, vergi beyannameleri, kira sözleşmeleri, mal teslim-tesellüm fişleri, alım-satım sözleşmeleri, adi apartman makbuzları, özel doktor raporu ve reçeteleri vs. gibi her türlü özel evrak.

Bono, çek, poliçe gibi kambiyo senetleri, vasiyetname, tahvil vs. gibi belgeler özel belge niteliğinde olmasına rağmen kanunun özel hükmü gereği (TCK md. 210) resmi belge olarak kabul edilmektedir. Ancak unsurları eksik olduğu için kambiyo senedi vasfını yitiren çek, poliçe veya bonolar, resmi evrakta sahtecilik suçunun değil, özel evrakta sahtecilik suçunun konusu olabilir.

Bir avukat tarafından düzenlenerek müvekkiline verilen evrakların, avukatın onayı olmadan müvekkili tarafından değiştirilmesi de özel belgede sahtecilik suçunu oluşturur.

Açığa atılan imza, yani boş kağıda atılan imza tek başına belgeyi “özel belge” yapmaz. Çünkü, henüz içeriği olmayan bir evrak “özel belge” niteliği kazanmaz. Kanun koyucu boş kağıda atılan imzanın kötüye kullanılması halinde “açığa imzanın kötüye kullanılması suçu” (TCK md. 209) ile cezalandırılmasını öngörmüştür.

Bir belgenin aslı yoksa, resmi belgenin fotokopisi olduğu ileri sürülerek onaylanmışsa, resmi evrakta sahtecilik suçu değil, özel evrakta sahtecilik suçu oluşur (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2014/14972 Karar).

Sahte düzenlenen kira sözleşmesinin notere onaylatılması, noter işleminde sahtecilik olmadığından özel belgede sahtecilik olarak kabul edilir ( Yargıtay 11. Ceza Dairesi – 2007/4387 Karar).

Özel Evrakta (Belgede) Sahtecilik Suçunun Şartları, Unsurları

Özel evrakta sahtecilik suçunun konusu özel bir belgedir. Her özel belge, özel belgede sahtecilik suçunun konusunu oluşturmaz, belgenin bazı özelliklere sahip olması gerekir. Bu özellikler şunlardır:

1- Özel Belgede Sahtecilik Suçu Yazılı Evrak üzerinde İşlenebilir

Özel evrakta sahtecilik suçunun maddi konusu olan özel belge mutlaka yazılı olmalıdır. Özel belgede anlam bütünlüğü meydana getiren form, şekil veya sözcüklerden oluşan bir dil kullanılmalıdır. Kullanılan dilin Türkçe veya başka herhangi bir dil olmasının önemi yoktur. Özel evrakta bulunan yazıların okunabilir olması yeterlidir. Okunamayan ve kapsamı anlaşılamayan bir belgenin hukuki neticeler meydana getirmesi mümkün değildir.

2- Özel Evrakta Sahtecilik Suçu Hukuki Değere Sahip Belge Üzerinde İşlenebilir

Özel evrakta sahtecilik, ancak hukuki anlamda değeri olan özel belgeler üzerinde işlenebilir. Hukuki değeri bulunmayan yazıların belge değeri de yoktur. Yazılı bir evrakın bir düşünceyi içermesi veya maddi bir olayı anlatması tek başına o evraka “özel belge” niteliği vermez. Özel belgede sahtecilik suçunun maddi konusu olan belgenin, bir hakkın doğumuna veya ortadan kalkmasına neden olacak ölçüde ispat yeteneğine sahip olması gerekir.

3- Özel Belgeyi “Düzenleyen” Belgeden Anlaşılmalıdır

Özel belgede sahtecilik suçunun konusu olan yazılı evrakın “özel belge” olarak kabulü için üçüncü şart belgeyi düzenleyen şahsın metinden anlaşılabilmesidir. Düzenleyiciden kastedilen şey, özel belgeyi bizzat yazan kişi değil, belgenin adına düzenlendiği kişidir. Örneğin, “X” kişi adına düzenlenen bir taahhüt belgesini fiilen “Y” kişisi yazmış olabilir, “Y” yazmış olmasına rağmen imzayı atan “X” olduğu için özel belgenin düzenleyicisi “X” olarak kabul edilir.

Düzenleyici, isim-soyisim veya sadece imzadan tespit edilebilir. Önemli olan düzenleyicinin kim olduğunun özel belgeden anlaşılmasıdır.

Özel Evrakta Sahtecilik Suçu ve Zarar İhtimali Bulunması

Özel evrakta sahtecilik suçu, kamu güvenini karşı işlenen suçlardandır. Evrakta sahtecilik suçu, çoğu zaman başka suçlar işlemek için bir araç suç olarak kullanılır. Bu nedenle, kamu güveninin yanı sıra gerek bireylerin gerekse kurumların menfaatleri de ihlal edilmektedir. Özel belgede sahtecilik suçunun meydana gelmesi için belgenin “zarar ihtimali” mevcut olmalıdır.

Düzenlenen, değiştirilen veya kullanılan özel belgenin zarar doğurma ihtimali yoksa özel evrakta sahtecilik suçu da oluşmaz. Özel belgenin somut bir zarara sebebiyet vermesi şart değildir, önemli olan zarar ihtimali doğurup doğurmadığıdır. Zarar sonucu doğurmaya hukuken elverişli olmayan bir belge bu suçu oluşturmaz.

Özel Belgede Sahtecilik Suçu ve Belgenin Aldatma Yeteneği

Tüm sahtecilik suçlarında, suçun unsuru olarak suçun konusu olan evrakın aldatma yeteneğine sahip olması aranır. Zarar ihtimalinin olup olmadığının tespiti ancak evrakın çok sayıda kişiyi aldatma yeteneğine sahip olup olmadığıyla ölçülür. Özel belgede aldatıcılık yeteneğinin olup olmadığı, suç mağdurunun kişisel özelliklerine göre değil, özel belgenin objektif özelliklerine göre tespit edilir.

Özel belgede yapılan sahteciliğin ilk bakışta herkes tarafından anlaşılması mümkünse, bu durumda özel evrakta sahtecilik suçu oluşmaz.

Belgenin aldatma yeteneğinin olup olmadığının mutlaka araştırılması gerekir. Uygulamadan belgenin aldatma yeteneğine sahip olup olmadığının tespiti amacıyla mahkemeler tarafından bilirkişi incelemesi yapılmaktadır. Evrakın incelenmesi süreçleri, bazı teknik bilgiler gerektirdiğinden yargılama aşamasında müdafaanın bir ceza avukatı vasıtasıyla yapılması itiraz haklarının daha etkin kullanılmasını sağlar.

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu (TCK 208)

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu da kamu güvenine karşı suçlardan olup TCK 208. Maddede ayrıca düzenlenmiştir. Bu suçun gerçekleşmesi için belgenin fiziksel özelliklerinde değişiklik yaratılması veya belgeye erişimin engellenmesi amacıyla gizlenmesi gerekir. Örneğin, bir kira sözleşmesini yırtmak, el yazası ile yazılmış bir vasiyetnameyi yakmak belgeyi hukuken kullanılmaz hale getireceği için bu suçun oluşmasına neden olur.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.

Özel Evrakta (Belgede) Sahtecilik Suçu Cezası

Özel evrakta (belgede) sahtecilik suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Kanun maddesinde belirlenen ceza tüm seçimlik hareketler için aynıdır.

Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla özel belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde faile verilecek cezada, cezanın yarısı oranında indirim yapılır (TCK md. 211).

Özel belgenin başka bir suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, fail, hem özel evrakta sahtecilik suçundan hem de işlenen diğer suçtan ayrı ayrı cezalandırılır (TCK md. 212).

Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağın İspatı veya Gerçek Bir Durumun Belgelenmesi Amacıyla Sahtecilik (TCK md.211)

Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla özel belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza, 1/2 oranında indirilir (TCK md. 211).

Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla özel belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde daha az cezayı gerektiren hal olarak düzenlenen 5237 sayılı TCK’nın 211. maddesindeki hafifletici nedenin uygulanabilmesi için failin gerçek olan bir olayın kanıtlanmasını sağlamak amacıyla hareket etmiş olması gereklidir. Kanıtlanmak istenen olayın doğruluğu veya gerçekliği şart olmayıp, failin iyi niyetle bu olayın doğruluğuna inanması yeterlidir.

Özel Belgede Sahtecilik ve Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Dolandırıcılık suçu, bir kimsenin hileli davranışlarla aldatılarak menfaat temin edilmesi ile oluşur.

Özel evrakta sahtecilik ile nitelikli dolandırıcılık suçu birlikte işlenebilen suçlardandır. TCK sistemine göre, kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır. Ancak, evrakta sahtecilik suçları ile dolandırıcılık suçu birlikte işlendiğinde bu kural geçerli değildir. Yani, tek bir fiil ile işlense bile TCK md. 212 gereği, fail hem özel evrakta sahtecilik hem de basit veya nitelikli dolandırıcılık suçu hükümleriyle cezalandırılabilir.

Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Özel belgede sahtecilik suçunun cezası 1 yıl veya altında olduğund hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Özel belgede sahtecilik suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Özel evrakta sahtecilik suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.

Özel Evrakta Sahtecilikte Zamanaşımı ve Uzlaştırma

Özel evrakta sahtecilik suçu, takibi şikayete bağlı suçlar kategorisinde değildir. Suç şikayete tabi olmadığı için herhangi bir şikayet süresi yoktur. Savcılık, dava zamanaşımı süresi içinde her zaman resen soruşturma yapabilir.

Suçun temel dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup şikayet hakkına sahip herkes bu süre içerisinde şikayetçi olup davaya ‘müdahil’ sıfatıyla katılabilir.

Özel belgede sahtecilik suçu, uzlaşma prosedürü uygulanmasını gerektiren suçlardan değildir.

Özel Evrakta Sahtecilik Suçu Yargıtay Kararları


Ceza Hukukunda Özel Belge Nedir?

Özel belgeler de resmi belgeler gibi kanıt gücü ve hukuken sonuç doğurma yeteneği bulunan belgelerdir. Fakat özel belgeler daha çok bireyler arasındaki ilişkilerle ilgili ve etkileri sınırlı bulunduğu gibi, resmi belgelerde olduğu gibi içeriğinin doğru olduğunu değil, salt bir belge olarak gerçek olduğunu göstermesi nedeniyle korunması gereken belgelerdendir. Bu nedenle suçun oluşması için kullanılmış olması zorunlu görülmüştür. Resmi belgede sahtecilik işlendiğinde, özel sahte belge ise kullanıldığında suç kabul edilmektedir. Özel belgede sahtecilik suçu ile korunan yarar kamu güvenidir.

Özel belgede sahtecilik suçu bir sahtecilik suçu olarak, kamu güvenine karşı suçlar içerisinde düzenlenmiştir. Özel belgede sahtecilik suçunda fail herhangi bir kimse olabilir. Suçu herkes işleyebilir. Özgü suç olarak düzenlenmemiştir. Suçun maddi konusu ‘belge’ olarak öngörülmüştür.

Ceza hukukunda belge; belirli bir düşünce, hukuki ilişki veya vakayı yansıtan, başka deyişle hukuki sonuç doğurmaya elverişli bir irade beyanını içeren ve düzenleyicisinin kim olduğunu da gösteren yazılı evrak olarak tanımlanabilir.

Belgenin temel unsurlarının başında yazılı olması gelmektedir. Belgeyi oluşturan iradenin yazı ile belirlenmiş, tespit edilmiş olması halinde bu unsur gerçekleşir.

Yazılı evrakın belge olarak kabul edilebilmesi için; hukuken korunmaya değer bir içeriğinin bulunması gerekir.

Yazılı materyalin belge olarak kabul edilebilmesi için, kim tarafından düzenlendiğinin belli olması gerekir.

Özel belgeler, resmi belge sayılmasını gerektiren unsurları taşımayan belgelerdir . Ancak, özel belgenin de belge niteliğinin, yani belge sayılması için gereken öğelerin bulunması aranmalıdır. Bu nedenle, belge kavramı ve unsurları ile ilgili açıklamalar özel belgeler hakkında da geçerlidir. Başka bir anlatımla; yazılı bir evrakın, hukuki sonuç doğurmaya elverişli bir biçimde kamu görevlisi olmayan belirli bir kimse tarafından düzenlenmesi durumunda özel belgenin varlığı söz konusu olur. Örnek verirsek; bir bankanın hesap bilgileri hakkındaki yazısı, kredi sözleşmesi, teminat mektubu, adi senet, fatura, mal beyanı, vergi beyanı, gümrük beyanı, sigorta giriş bildirimi, mektup, özel bir vaka hakkında ilgililerince düzenlenen tutanak, kira sözleşmesi, tahliye taahhüdü, dilekçe, ihbar yazısı, vb. belgeler özel belge sayılmaktadır.

Kimi özel belgelerin (hisse senedi, kambiyo senedi, tahvil vs.) kanun tarafından resmi belge gibi kabul edildiğini (m.210/1) hatırlamak gerekir. Fakat, resmi belge sayılan belgelerdeki unsur eksikliği nedeniyle bu niteliğini kaybetmesi durumunda, özel belge sayılmaktadır. Örneğin bono veya çek’in yasal öğelerinin eksik bulunması durumunda özel belge kabul edilmektedir. Yine kanun hükmü gereği bazı durumlarda kişinin memur gibi cezalandırıldığını görmekteyiz. Bu durumda de belge resmi belge niteliğini almaktadır. Kamu görevlisi tarafından düzenlense dahi, göreviyle ilgisi olmayan belgeler de özel belge sayılır (Ceza Genel Kurulu 2021/97 E. , 2022/155 K.).

Özel Belgede Sahtecilik ve Zincirleme Suç

Özel belgede sahtecilik suçu seçimlik hareketli suçlardan olup, bu suç, suçun kanuni tanımında gösterilen alternatifli hareketlerden herhangi birisinin işlenmesi ile tamamlanabilen suçlardandır. Alternatifli hareketlerin hepsinin işlenmesi şart olmayıp, sadece bir tanesinin yapılması dahi suçun oluşması için yeterlidir. Alternatifli hareketlerden bir kaçı ya da hepsi birlikte gerçekleştirilmiş olsa dahi ortada tek suç vardır. Bu sebeple seçimlik hareketli suçlarda hareketlerden birkaçının veya tümünün yapılması, birden çok suça, dolayısıyla zincirleme suça, vücut vermez. Dikkat etmek gerekir ki, seçimlik hareketli suçlarda suçun konusu değişmemektedir. Bu seçimlik hareketlerden her biri aynı konu üzerinde, aynı konu ile ilgili olarak gerçekleşebilmektedir. Bu itibarla seçimlik hareketli suçtan söz edebilmek için seçimlik hareketlerin aynı konuya dair olması gerekir. Bu bağlamda; sanığın katılanın yerine imza atmak suretiyle sahte olarak düzenlemiş olduğu kira sözleşmesini Karşıyaka Vergi Dairesine ve ruhsat almak amacıyla İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğüne ibraz ederek sahte özel belgeyi kullandığının anlaşılması karşısında, aynı belgenin hukuki sonuç doğurmayacak yani bu sahte özel belgenin kullanılarak yeni bir belge oluşturulmasına sebebiyet vermeyecek şekilde süregelen kullanımı tek bir suçu oluşturmakta olup, somut olayda sanığın yenilenen kasıtla hareket ettiği kabul edilemeyeceği gibi, ayrıca işlenmiş birden çok sahtecilik suçu bulunmadığından zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının da bulunmayacağı gözetilerek, tek bir özel belgede sahtecilik suçundan cezaya hükmolunması gerekirken yazılı şekilde zincirleme şekilde işlenen özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2014/14591).

“Faydasız Sahtecilik” Halinde Beraat Kararı Verilmesi

Sanığın, bankadan kredi almak için sahte maaş bordrosu düzenlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; suça konu belge bankaya sunulmasa bile kredi verilip verilmeyeceği şirketten suç tarihinde sanığa yapılan ödemelere ilişkin belgeler var ise bunların getirtilmesi, şayet banka aracılığı ile ücretler ödeniyorsa ilgili bankadan ödemelere ilişkin belgelerin araştırılmasından sonra sanığın gerçekten suça konu belgedeki belirtilen maaşı aldığının saptanması durumunda, 5237 sayılı TCK’nun 211. maddesinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılması suça konu belge bankaya sunulmasa bile kredi verilip verilmeyeceği de araştırılarak eylemin “faydasız sahtecilik” kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma ile mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza dairesi - Karar: 2014/11081).

Ana gayrimenkulün altında bulunan dükkanın balık pişirmesi için dışarıdan baca yapılmasına karar verilmesi konusunda, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre, kat malikleri sayısı ve arsa payı yönünden yeter sayısının ne olduğunun araştırılarak belirlenmesi; sanığın, katılan …‘un yerine sahte imza attığı veya attırdığı dikkate alınarak, bu kişinin hiç imzasının bulunmaması halinde alınan kararın geçerli olması durumunda yapılan sahteciliğin “faydasız sahtecilik” olacağı ve sahtecilik suçunun oluşmayacağı da gözetilerek sanığın hukuki durumunun saptanması gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi-K.2019/1805).

Özel Belgede Sahtecilikte İçerik Sahteciliği/Fikri Sahtecilik Yoktur

Türk Ceza Kanunu’nun 207. maddesinde yer alan özel belgede sahtecilik suçunda, gerçeğe aykırı belge düzenleme olarak tanımlanan içerik (fikri) sahteciliğine yer verilmemiş, yalnızca, “belgeyi sahte düzenleme” hareketine yer verilmiştir. İçerik sahteciliğinde belgeyi düzenleyen olarak görülen kişi gerçek olduğu halde, belgenin içeriği gerçeğe aykırıdır. Maddede sadece taklit suretiyle sahte belge düzenleme veya gerçek bir belgede ekleme veya çıkarma suretiyle sahtecilik, başka bir deyişle maddi sahtecilik eylemlerine yer verilmiştir. Maddenin gerekçesinde belgenin sahte olarak düzenleme hareketi açıklanırken; “özel belge esasında mevcut olmadığı halde, mevcutmuş gibi sahte üretilmektedir” ifadesiyle de eylemin maddi sahteciliği kapsadığı belirtilmiştir. Buna göre salt yalan beyanı içeren özel belge, açıklanan ve unsurları gösterilen özel belgede sahtecilik suçunun maddi konusunu oluşturmamaktadır. Sanığın, suça konu kaza tespit tutanağına katılanın kırmızı ışıkta geçtiğini yazmasını sağlayarak özel belgede sahtecilik suçunu işlediği kabul edilen olayda; sanığın eyleminin içerik sahteciliği olarak kabul edilmesi gerektiği, içerik sahteciliğinde, 5237 sayılı TCK’nin 207. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11CD - Esas : 2021/38066, Karar : 2022/1033).

Türk Ceza Kanunu’nun 207. maddesinde yer alan özel belgede sahtecilik suçunda, gerçeğe aykırı belge düzenleme olarak tanımlanan içerik (fikri) sahteciliğine yer verilmemiş, yalnızca, “belgeyi sahte düzenleme” hareketine yer verilmiştir. İçerik sahteciliğinde belgeyi düzenleyen olarak görülen kişi gerçek olduğu halde, belgenin içeriği gerçeğe aykırıdır. Maddede sadece taklit suretiyle sahte belge düzenleme veya gerçek bir belgede ekleme veya çıkarma suretiyle sahtecilik, başka bir deyişle maddi sahtecilik eylemlerine yer verilmiştir. Maddenin gerekçesinde belgenin sahte olarak düzenleme hareketi açıklanırken; “özel belge esasında mevcut olmadığı halde, mevcutmuş gibi sahte üretilmektedir” ifadesiyle de eylemin maddi sahteciliği kapsadığı belirtilmiştir. Buna göre salt yalan beyanı içeren özel belge, açıklanan ve unsurları gösterilen özel belgede sahtecilik suçunun maddi konusunu oluşturmamaktadır. Sanığın yönetim kurulu üyeliğini yaptığı …. Sitesinde, katılanların 304 ada 2 parsel kat malikler kurulunun 12/09/2012 tarihli kararı ile yönetici olarak seçildikleri, sanığın dosyanın diğer sanıkları ile birlikte 25/08/2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yazılı olduğu genel kurul toplantı tutanağının düzenlenmesinden sonra bu tutanakta yer almayan “toplu yapı yönetim planının kabulüne ve bu planın Tapu Sicil Müdürlüğüne tescili için yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin” gündem maddesini tutanağa sonradan eklediği ve yönetim planının tescili için bu tutanağı Tapu Sicil Müdürlüğü’ne ibraz ettiği bu suretle özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; sanık … ve diğer sanıkların savunmaları, tanıkların beyanları, dosyada bulunan tutanaklar ve tüm dosya kapsamından mahkemenin de kabulünde belirttiği gibi toplu yapıya geçiş ile ilgili gündem maddesinin toplantıda görüşüldüğünün ancak muhalif grubun toplantı salonuna girmesi ve tartışma çıkması üzerine ilgili hususun toplantı tutanağına yazılamadığının anlaşılması ve yeniden düzenlenen tutanakta bu maddenin de yazıldığı, sanık tarafından toplantıda görüşülmediği halde görüşülmüş gibi içeriği sahte olarak tanzim edildiği belirtilen suç konusu belgenin altındaki imzaların adı geçen kişilere ait olmadığına dair bir iddianın da bulunmaması karşısında, sanığın eyleminin içerik sahteciliği olarak kabul edilmesi gerektiği, içerik sahteciliğinde, 5237 sayılı TCK’nin 207. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/304 E. , 2020/6716 K.).

Gerçek Bir Durumun Belgelenmesi Amacıyla Özel Belgede Sahtecilik

  • Sanık A.’in , Ö. isimli mağdura ait olan taşınmazları 2005, 2006 ve 2007 yılları arasında, sanki mağdurdan kiralanmış gibi 3 adet sahte kira sözleşmesi düzenleyerek ve bu sözleşmeleri de ilgili kuruma ibraz etmek suretiyle 2005 ve 2006 yıllarında doğrudan gelir desteği ödemesi aldığı, sanıkların mağdur Ö.’a ait birçok tarım arazisini onun rızası ile fiilen kullandıkları, mağdur Ö.’ın arazilerin kullanımı konusunda önceden rızası olduğunu ancak kimseyle kira sözleşmesi yapmadığını ve bu yönde izin vermediğini beyan etmesi karşısında, sanıkların “gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla sahte kira sözleşmesi düzenlemeleri” ve kullanmaları nedeniyle eylemin TCK’nın 211. maddesi kapsamında kalması nedeniyle 1/2 oranında ceza indirimi yapılması gerekir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2015/30608).

  • Sanıkların, katılandan sözlü anlaşma ile kiraladıkları yerle ilgili sonradan sahte kira sözleşmesi düzenleyerek kullandıklarının iddia ve kabul edilmesi ve sanıklar ile katılan arasında gerçekte kiralamanın var olduğunun anlaşılması karşısında; ‘‘gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik” yapıldığının kabulüyle sanıklar hakkında 211. maddesi gereği 1/2 oranında ceza indirimi uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 21. Ceza Dairesi - Karar: 2016/899).

Sahte GSM (Telefon) Abonelik Sözleşmesi Düzenleme

G… isimli işyerinin sahibi olan sanığın müştekinin haberi olmaksızın kimlik bilgilerini kullanarak ve imzasını taklit ederek özel belge niteliğindeki birden fazla GSM abonelik sözleşmelerini sahte olarak düzenleyip kullanmak suretiyle müteselsilen özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında; 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “… Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz.” ve 5. fıkrasındaki “… Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz.” hükmü karşısında; özel belgede sahtecilik suçu değil, özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesi ve 63. maddesinin 10. fıkrası gereği uygulama yapılmalıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2014/14265

Kambiyo Senetlerinde Özel Belgede Sahtecilik/Resmi Evrakta Sahtecilik

Kambiyo senetlerinde (çek, poliçe, bono vb.) resmi evrakta sahtecilik suçunun oluşabilmesi için kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekir. Aksi takdirde yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtekarlık yapılması halinde fiil, özel belgede sahtekarlık suçunu oluşturacaktır. 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 688. ( 6102 Sayılı Kanun’un 776. ) maddesinin uyarınca senet metninde bulunması gerekli zorunlu unsurlardan olan “tanzim tarihinin” bulunmaması halinde senedin özel belge niteliğinde olacağı, dosyada mevcut suça konu senet fotokopilerinde, senetler üzerinde düzenleme tarihinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın eylemi resmi evrakta sahtecilik suçunu değil, 207. maddesi uyarınca özel belgede sahtecilik suçunu oluşturur (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2016/2605).

Özel Belgede Sahtecilik Suçunun Resmi Evrakta Sahtecilik Suçuyla Birlikte İşlenmesi

  • Sahtecilik suçları bakımından ise, kanun koyucunun resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarının benzer şekilde düzenlemesi, her iki suçta korunan hukuki yararının kamu güveni olması, suçların mağdurunun geniş anlamda toplumu oluşturan tüm bireyler olması ve suç isimlerinin aynı olması nedeniyle, resmi belgede sahtecilik suçu ile özel belgede sahtecilik suçunun “aynı suç” kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Resmi belgede sahtecilik suçu ile özel belgede sahtecilik suçlarının 5237 Sayılı farklı maddelerde düzenlenmeleri sebebiyle sanığın gerçek içtima kuralları uyarınca cezalandırılması gerektiği ileri sürülebilir ise de, belgede sahtecilik suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olması, her iki suçun geniş anlamda mağdurunun toplumu oluşturan tüm bireyler olması, unsurlarının tamamen benzer olarak düzenlenmesi de göz önüne alındığında, resmi belgede sahtecilik suçu ile özel belgede sahtecilik suçlarının “aynı suç” olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu sebeple sanığın sahte nüfus cüzdanı ve sürücü belgesi düzenleyerek bu belgelerle katılan adına sahte oto kiralama sözleşmesi düzenlediği somut olayda; sanığın aynı suç işleme kararıyla, aynı suçu değişik zamanlarda işlediğinin ve eylemin bir bütün halinde zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılması gerektiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır (Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar: 2015/495).

  • Sanığın, aynı suç işleme kararı altında …adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı, ikametgah ilmuhaberi, ADSL ve telefon aboneliği, kira sözleşmesi ve bireysel bankacılık sözleşmesi düzenlemekten ibaret oluşa uygun olarak sübutu kabul edilen eylemlerinin, 43. maddesi uyarınca zincirleme şeklinde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, resmi belgede sahtecilik suçu yanında ayrıca özel belgede sahtecilik suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi- Karar: 2012/21239).

  • Tamamen sahte oluşturulan, ne zaman düzenlendiği belli olmayan olay öncesinde başka bir yerde kullanıldığı da dosyaya yansımayan F. adına sahte hüviyet cüzdanı ve sürücü belgesi ibraz edilerek şikayetçi Ş.’un işleticiliğini yaptığı oto kiralama işyerinde 27.10.2006 günlü kira sözleşmesi ile 02.11.2010 tarihine kadar araç kiralanıp, sözleşme bitim tarihinden önce şüphe üzerine 28.10.2006 tarihinde yakalanan sanığın eyleminin bir bütün halinde TCK md.43 gereği teselsül eden (zincirleme) tek resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden eylemleri bölünerek yazılı şekilde hem resmi belgede sahtecilik suçundan hem de özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2012/10896).

Özel Evrakta Sahtecilik Suçunda Mağdurun Rızası

Sanıkların kardeşleri olan katılanların bilgi ve rızaları olmaksızın onların adına her hangi bir yetkiye dayanmaksızın muvafakatname imzalayarak babalarından kalan ve iştirak halinde malik oldukları tarlalar üzerinden haksız yere doğrudan gelir desteği alarak nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia olunan somut olayda; mağdur, şikayetçi ve katılanların beyanları ve diğer tüm deliller nazara alındığında; suça konu tarlaların sanıklar tarafından fiilen ekilip biçiliyor olması, katılanların zımni rızalarının bulunması ve sanıkların katılanların bilgileri dahilinde doğrudan gelir desteği aldıkları yönündeki savunmaları karşısında sanıkların cezalandırılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 23. Ceza Dairesi - Karar: 2015/6315).

SGK’ya Fiilen Çalışmayan Kişinin İşçi Olarak Bildirilmesi ve Sahtecilik

  • Muhasebeci olan sanığın, Yusuf’un bakkal dükkanında fiilen çalışmadıkları halde bazı işçileri çalışmış gibi göstererek ise giriş bildirgeleri düzenleyerek SGK’ya verdiğinin iddia olunması karşısında sübuta eren eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 207/1, 43/1. maddelerine uyan zincirleme şekilde özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı kabul edilmelidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2015/29867).

  • N..Medikal Ltd. Şti.’nin muhasebeciliğini yapan sanığın, şirket yetkilisinden aldığı vekaletname uyarınca, şirket adına işe giriş bildirgesi düzenlemek şeklinde gerçekleşen eyleminin; işe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün suç tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca işverene ait olması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 2-A maddesinde belirtilen “muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu” kapsamındaki işlerden olmaması nedeniyle, aynı Yasa’nın 47. maddesine göre, anılan meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağı cihetle, eylemi5237 sayılı TCK’nun 207/1, 43.)maddeleri kapsamında özel belgede sahtecilik suçunu oluşturur (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2015/27247).

Özel Evrakta Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçu

Sanığın, Kumluca ilçesindeki bazı narenciye bahçelerinin mahsulünü bahçe sahiplerinden satın almış gibi sahte satış sözleşmeleri düzenlediği ve bu sözleşmelerle bahçelerdeki mahsulde tasarruf yetkisi varmış gibi katılanın iradesini fesada uğratarak bahçelerdeki mahsulleri satıp haksız menfaat temin ettiği anlaşıldığından özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçu oluşmuştur (Yargıtay 23. Ceza Dairesi - Karar: 2015/6293).

Başkası Adına İmza Atma ve Özel Evrakta Sahtecilik

Okul müdürü sanık H..’in, yetkisi olmadığı halde okul bağışı adı altında öğrencilerden topladığı 3.505 TL’nin 945 TL’sini okul aile birliğinin hesabına yatırması gerekirken uhdesine geçirdiği ve söz konusu paraların toplanması sırasında öğrencilere verdiği makbuzların altına müşteki okul aile birliği yöneticisinin imzasını taklit etmek suretiyle imzaladığı olayda özel evrakta sahtecilik suçu meydana gelmiştir (Yargıtay 23. Ceza Dairesi - Karar: 2015/6139).

Dernek Yöneticisinin Sahte Gider Makbuzu Kullanması

Dörtyol Emlak Komisyoncuları ve Müşavirleri Derneği yönetim kurulu başkanı olan sanığın, Dörtyol Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ile birlikte düzenledikleri emlakçılık kursu için anılan kuruma gerçekte herhangi bir para ödenmediği halde ödenmiş gibi sahte gider makbuzu düzenlediğinin anlaşılması karşısında, yüklenen özel belgede sahtecilik suçu oluşmuştur (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2014/9956)

Sınav Giriş Belgesinde Sahtecilik Suçu

Sanığın resmi belge niteliğinde olan “Harran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Resim Öğretmenliği Bölümü Özel Yetenek Sınavlarına Giriş Belgesi” üzerine kendi fotoğrafını yapıştırıp, diğer sanık M. adına sınava girenlere ait listeye imza atarak aynı sanık adına sınav kağıdını tamamlayarak sınav kuruluna teslim ettiğinin anlaşılması karşısında; eyleminin zincirleme biçimde işlenen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden ve resmi evrakta sahtecilik suçundan dolayı hakkında kamu davası açılıp, iddianamede sevk maddesi olarak 5237 Sayılı T.C.K.nun 207. maddesi gösterilmediği halde, 5271 Sayılı C.M.K.nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan özel evrakta sahtecilik suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2013/9202).

Muhasebecinin SGK’ya Gerçeğe Aykırı Giriş Bildirgesi Vermesi

Muhasebeci olan sanığın, Yusuf’un bakkal dükkanında fiilen çalışmadıkları halde bazı işçileri çalışmış gibi göstererek ise giriş bildirgeleri düzenleyerek SGK’ya verdiğinin iddia olunması karşısında sübuta eren eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 207/1, 43/1. maddelerine uyan zincirleme şekilde özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2015/29867).

Mağdurun Önceden Verdiği Rızaya Dayalı Olarak İmza Taklidi Yapılması

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği ve rızanın açık veya zımni olabileceği; sanığın …‘nın imzasını taklit ederek sözleşmeyi kiraya veren adına da imzalamak suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, tüm dosya kapsamında suça konu kira sözleşmesinde kiraya veren olarak ismi bulunan müşteki … ve onun adına fiilen kiralamaya ilişkin işlemleri yaptığı anlaşılan tanık sıfatıyla dinlenilen eşi …‘nın beyanlarından suça konu kira sözleşmesinde müşteki Saniye’ye atfen sanık tarafından imza atılmasına önceden rızalarının bulunduğu anlaşılması karşısında; sanığın sahtecilik kastıyla hareket ettiğinden söz edilemeyeceği ve bu halde suçun manevi unsurunun gerçekleşmediği gözetilerek beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/3042 E. , 2020/4508 K.).

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 Sayılı kararında açıklandığı ve Dairemizin benzer birçok kararında vurgulandığı üzere; belgelerde sahtecilik suçlarında kast, zarar vermek bilinci ve iradesi olarak kabul edilmelidir. Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan fail de mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura herhangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur. Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; suç tarihinde katılan S.S. Y… Denizkent Yapı Kooperatifi başkanı olan sanık …‘nın, 19.07.2006 tarihli kooperatif üyelik başvuru formunu kardeşi olan sanık … adına doldurarak imzalaması şeklinde gerçekleşen eylemde, sanık …‘ın savunmasında, sanık …‘nın suça konu belgeyi bilgi ve rızası dahilinde imzaladığını beyan etmesi, 27.11.2013 tarihli bilirkişi raporu ile sanık …‘ın kooperatif üyeliği sebebiyle ödediği 15.000 TL’lik üyelik aidatının kooperatifin yasal hesaplarına geçmesi sebebiyle bu yönde bir zarar oluşmadığının da tespiti karşısında, yüklenen sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden yasal olmayan gerekçeyle mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2017/1575).

Özel Evrakta Sahtecilik Suçunun Ayrıntılı Araştırılması

Suç tarihi itibari ile Seymen İletişim isimli iş yerinin sahibi ve yetkilisi olan … ile bu firma adına abonelik sözleşmesi düzenleme işini yürüttüğü belirtilen sanık …’ın katılan adına sahte abonelik sözleşmesi düzenlediğinin iddia olunduğu olayda; sanıkların sahtecilik yapmadıklarını savunması, sanık … tarafından hatları diğer sanık …’dan teslim aldığına dair tutanak sunulması ve sanık …’ın bu teslim tutanaklarındaki imzaların kendisine ait olmadığını savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde saptanabilmesi bakımından; suça konu abonelik sözleşmeleri üzerindeki yazılar ve iş yeri kaşesi üzerindeki imzalar ile sözleşmelerin teslimine dair tutanak üzerindeki imzaların sanıkların eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, sözleşmelerde irtibat numarası olarak bildirilen telefonlar ve suça konu hatlara ilişkin HTS raporları getirtilip bu hatla en çok görüşen kişiler dinlenerek hattı fiilen kullanan kişi/kişilerin tespiti ile hattın ne şekilde alındığının belirlenmesi, sanık …’ın savunmasında suça konu abonelik sözleşmelerini düzenlediğini bildirdiği R.Y. isimli kişi hakkında açıldığı belirtilen soruşturmanın akıbetinin araştırılması, dava açılmışsa bu dava ile birleştirilmesi, birleştirme mümkün olmadığı takdirde dava dosyaları celp edilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilip daha sonra toplanan tüm delillere göre sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi- Karar : 2019/5102).

Sahte Sigorta Poliçesi Özel Belgedir

Sahte sigorta poliçelerinin iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı hususunda, her hangi bir incelenme yapılmaması karşısında, yapılan sahtecilikte aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu poliçelerin mahkeme heyeti tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilerek, iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespiti ve iğfal kabiliyetinin varlığının kabulü halinde, iktisadi devlet teşekkülü ya da kamu kuruluşu niteliğinde olmayıp, özel hukuk tüzel kişisi olan … A.Ş’ye ait sahte sigorta poliçelerinin, TCK’nın 210. maddesi kapsamında “emtiayı temsil eden belge” ya da “kambiyo senedi” niteliğine haiz olmaması nedeniyle “özel belge” vasfında olduğu gözetilmeden, sanıkların özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet yerine yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde poliçelerin resmi belge olduğunun kabulüyle “resmi belgede sahtecilik” suçundan mahkumiyet hükmü verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar : 2018/2428).

Sahte Abonelik Sözleşmesi ve Özel Kanun Hükümleri

Sanığa ait iş yerinde katılanın kimlik bilgileri kullanılarak iki tane abonelik sözleşmesi düzenlendiği iddiası ile açılan kamu davasında; abone sözleşmesinin sanığın iş yerinde düzenlediği, ekspertiz raporuna göre imzaların katılana ait olmadığının tespit edildiği ve menfaatin sanığa ait olduğu, bu nedenle suçun sübut bulduğu gözetilerek; hükümden önce 19.02.2014 tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren … sayılı Kanun’un 104 ve 105. maddeleri ile değişik … sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilci tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan … sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip sanığa ön ödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 11.CD-Karar : 2019/5118).

Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma Suçu ve Sahte Fatura

Sanığın, her ne kadar katılan şirkette çalışmadığını savunmuş ise de dosya kapsamına göre sanığın,katılan şirket tarafından sigorta primlerinin ödendiği ve maaşının bu şirket tarafından verildiği anlaşılmış ve bu şirketin … isimli şirketle anlaşması uyarınca yapılacak işlerini yapması için vekaletname verildiği gözetilerek sanık ile katılan şirket arasında hizmet ilişkisinin var olduğu ve katılan şirkete üzerine tahrifat yapılan fatura vererek fazladan ödeme aldığı ve sanığın eyleminde kullandığı sahteciliğe konu tahrif edilen faturanın özel belge niteliğinde olduğu anlaşıldığından sanığın eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar : 2019/7219).

İmzanın Kuvvetle Muhtemel Derecede Sanığa Ait Olması İspat İçin Yeterli Değildir

Sanık hakkında … adına dilekçe yazarak suç duyurusunda bulunduğundan bahisle özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı, sanığın aşamalarda değişmeyen beyanında …‘ın felçli olmasından dolayı onun yazdığı dilekçeyi yardım maksatlı olarak savcılığa getirdiğini, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, 17.03.2010 tarihli ekspertiz raporunda da dilekçe altındaki imzanın kuvvetle muhtemel sanığa ait olduğu fakat daha ileri derecede bir kanaat beyanı mümkün olmadığının bildirilmesi karşısında, sanığın üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak yeterli delil olmadığından beraat kararı yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, boma nedenidir (Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/922 E. , 2015/1092 K.).

Gerçek Bir Durumun Belgelenmesi Amacıyla Özel Belgede Sahtecilik Suçu

Sanık hakkında, kardeşleri yerine sahte imza atarak oluşturduğu muvafakatname ile müşterek malik oldukları taşınmaz üzerindeki tarımsal faaliyetleri nedeniyle tarımsal destekleme parası alarak özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, söz konusu muvafakatname üzerindeki imzaları kardeşlerinin rızası ile attığını, esasen taşınmazın kendisine ait olduğunu beyan etmesi karşısında, söz konusu taşınmazın sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığı araştırılıp, sanığın sahtecilik suçunu 5237 sayılı TCK’nin 211. maddesinde öngörülen “gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla” işleyip işlemediğinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11CD Esas : 2020/945, Karar : 2022/2640).

Katılanın, kendilerine olan borcu nedeniyle …Taş. İnş. Mak. …Ltd. Şti. aleyhine icra takibi yaptığı, şirkete ait forkliftin haczi için mahalline gidildiğinde,…Taş. ve Tem. … Ltd. Şti. yetkilileri olan sanıkların söz konusu makinenin kendilerine ait olduğu gerekçesiyle sahte fatura ibraz ederek haczi durdurduklarının iddia ve kabul edildiği olayda, sanıkların söz konusu makineyi gerçekten satın aldıklarını, bedelini ödediklerini, beyannamelerine yansıtarak katma değer vergisini ödediklerini savunmaları ve buna ilişkin Ba bildirimi, tahsilat makbuzu, KDV beyannamesi ve tahakkuk fişini dosyaya sunmaları karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK’nin 211. maddesinde düzenlenen “gerçek bir durumunun belgelenmesi amacıyla özel belgede sahtecilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi bozma nedenidir (Yargıtay 11CD Esas : 2021/42306, Karar : 2022/2009).

Özel belgede sahtecilik suçu cezası ağır olmasa bile doğurduğu hukuki sonuçlar nedeniyle vahim bir suçtur. Özel evrakta sahtecilik suçu, kişiler arasında mevcut şahsi ve ticari ilişkileri zedeleyerek kamu düzenini bozan bir suç olduğundan soruşturma ve kovuşturmasının titizlikle yapılması gerekir.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS