0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Mühür Bozma (Mühür Fekki) Suçu Nedir? (TCK 203)

Mühür bozma veya diğer bir deyişle mühür fekki suçu, ‘kasten’ işlenebilen suçlardan olup TCK 203. maddede ‘kamu güvenine karşı suçlar’ arasında düzenlenmiştir. Mühür bozma suçu, bir şeyin muhafazası veya varlığının mevcut olduğu şekilde korunması için yetkili makamlar tarafından konulan mührün kaldırılması veya mührün konulma gayesine aykırı hareketler yapılmasıyla meydana gelir.

Mühür bozmak, en sık işlenen hukuka aykırı fiillerden biridir. Mühür bozmak fiilinin gayesi ve saiki ne olursa olsun suçun genel kast ile işlenmesi yeterlidir.

Mühür Bozma Suçunda Kanun veya Yetkili Makamın Emrine Aykırı Hareket

Mühür bozma (fekki) suçunun oluşabilmesi için kanun veya yetkili bir makamın emri uyarınca mühürleme işlemi yapılması gerekir. Mühürleme yetkisi, belediye, kaymakamlık, valilik, sağlık bakanlığı, tarım ve ilçe müdürlüğü vb. gibi bir çok kamu kurumu tarafından kanuna dayanarak kullanılan bir yetkidir. Mühürleme yetkisi olmayan makamın mühür koyması veya kanunda mühürleme yetkisi hiçbir şekilde tanzim edilmediği halde mühürleme yapılması ve bu mührün kaldırılması halinde mühür fekki suçu oluşmaz. Örneğin, belediye imar müdürlüğünün bir yemek şirketinin üretim mahallini mühürlemesi kanuni yetkiye ve usule aykırı olduğundan, yapılan mühürleme işlemi hükümsüzdür. Mührün sökülmesi veya kaldırılması da mühür fekki suçuna vücut vermez.

Mühürleme yetkisinin kanuni dayanağı olmadan yapılan idari işlem yok hükmündedir. Yetkisiz yapılan mühürleme, suç oluşturmayacağından mührün sökülmesi halinde fail mühür bozma suçunun cezası ile cezalandırılamaz.

Mühür Fekki (Bozma) Suçu Nasıl İşlenir?

Mühür bozma suçu, iki farklı fiil ile kasten işlenebilen bir suç tipidir:

  • Mührün Kaldırılması: Yetkili makamın veya kanunun emri gereği konulan mührün kaldırılması halinde mühür fekki suçu meydana gelir. Mührün kaldırılması fiilinin, mührün sökülmesi, yırtılması, bozulması veya yakılması vb. gibi herhangi bir şekilde yapılmasının önemi yoktur.

  • Mührün Konulma Gayesine Aykırı Kullanımı: Mührün bozulması veya kaldırılması söz konusu olmadığı halde, konulma gerekçesine aykırı hareket edilmesi de suçun oluşmasına vücut verir. Örneğin, bir inşaat, yetkili makam tarafından mühürlendikten sonra, müteahhit mührü bozmadan inşaata devam etse bile mühür bozma suçu oluşur. Çünkü, bu somut olayda mührün gayesi, inşaatın hukuka aykırı bir şekilde yapılmasını engellemektir. Mührün konulma gayesine aykırı hareket ederek inşaat faaliyetine devam eden müteahhit mühür fekki suçunun cezası ile cezalandırılır.

Mühür Bozma (Fekki) Suçunun Cezası (TCK 203)

Mühür bozma suçunun cezası, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır (TCK md. 203). Yani, fail hakkında ya hapis cezası ya da adli para cezası verilecektir. Her iki cezanın aynı anda verilmesi mümkün değildir.

Mühür fekki suçunun cezası, hapis cezası olarak tayin edilirse, bu ceza artık adli para cezasına çevrilemez. Ancak, hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür.

Mühür bozma suçu ile ilgili etkin pişmanlık hükümleri mevcut değildir.

Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Mühür bozma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Mühür fekki suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Mühür bozma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.

Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma

Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Mühür bozma suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

Mühür fekki suçu şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir. Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Mühür fekki suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süreleri içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süreleri geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.

Yargılama Usulü ve Görevli Mahkeme

Mühür bozma suçu yargılamasında seri muhakeme usulü uygulanabilir. Seri muhakeme usulü uygulanmadan kovuşturmaya geçilmesi halinde ise genel hükümlere göre olağan yargılama usulü ile yargılama yapılmaktadır.

Mühür bozma suçu nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Mühür Bozma (Fekki) Suçu Yargıtay Kararları


Mühür Bozma Suçunun Unsurları

5237 sayılı TCK’nın sistematiğinde “Mühür Bozma” suçunu Devlet otoritesine karşı işlenen suçlar bölümünde değil kamu güvenine karşı işlenen suçlar bölümünde düzenlemiştir. Nitekim mevzuat gereği konulan mührün kaldırılmasının kamu güvenini sarsacağı hususunda da şüphe bulunmamaktadır.

Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, madde, esasta bir şeyin saklanmasını veya varlığının olduğu gibi muhafazasını sağlamak üzere, kanunun veya yetkili makamların emrine uyularak konulmuş mührün kaldırılmasını veya konuluş amacına aykırı hareket edilmesini cezalandırmaktadır. Mührün konulmasının esas nedeni, durumun aynen muhafazasını sağlamaktır.

Mühür, kanunun verdiği yetkiye dayanılarak ya da yetkili makamın emri gereğince konulmalıdır. Ancak yetkili makama mühürleme emri verme yetkisinin de yine kanunla verilmiş olması gerekmektedir.

Mühür koyma gerekliliği doğrudan kanundan kaynaklansa bile mührü koyma işlemi buna yetkili olan kişilerce yerine getirilmelidir.

Mühür bozma suçu, mührün kaldırılması veya konuluş amacına aykırı hareket edilmesi ile oluşmaktadır. Seçimlik hareketlerden birinin yapılması ile suç oluştuğundan, ayrıca bir zarar veya somut bir tehlikenin doğması gerekli görülmemiştir.

Suçun seçimlik hareketlerinden ilki, kanun veya yetkili makamın emri ile konulan mührün kaldırılmasıdır. Mührün kaldırılması fiili, mührün konulduğu eşya üzerinden sökülmesi ya da bozulması şeklinde işlenebilir.

Suçun oluşumu açısından diğer seçimlik hareket ise; mührün konuluş amacına aykırı davranılması olarak düzenlenmiştir. Bu seçimlik hareketin gerçekleştirilmesinde, konulan mührün fiziken kaldırılması suçun oluşması açısından şart değildir. Örneğin, mührün bir faaliyetin engellenmesi için konulması hâlinde, mühür sökülmese bile faaliyete devam edilmesi durumunda suç oluşabilecektir.

Mühür bozma suçu yalnızca kasten işlenebilir; genel kast yeterli olup saik önemli değildir. Failin, mührün yetkili merci tarafından konulduğunu, bu mührün eşyanın varlığını koruma veya varlığını sürdürme amacını güttüğünü, yaptığı hareketin mührü kaldırmaya yönelik olduğunu veya mührün konuluş amacına aykırılık oluşturduğunu bilmesi ve bu hareketi istemesi gerekir.

Mühür bozma suçunun kasıt unsurunun varlığından söz edilebilmesi için sanığın mühürleme işleminden haberdar olması yeterli olup ayrıca mühürlüme tutanağının tebliğine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Sanığın, borcunu ödememesi nedeniyle iş yerinde kullandığı elektriğin 18.10.2011 tarihinde katılan şirket görevlilerince kesilerek elektrik sayacının mühürlendiği, 22.10.2011 tarihinde sanığın iş yerinde yapılan kontrolde ise, borcundan dolayı kesilen elektriğin kullanıldığının tespit edildiği olayda; sanığın aşamalarda, yetiştirmesi gereken işleri olması sebebiyle mührü bozup elektriği kullandığını savunarak gerçekleştirdiği eylemi kabul etmesi, kesilen elektriğin de daha sonra kullanılmaya devam edildiğinin tespit edilmesi karşısında, sanığın kullandığı elektriğin katılan şirket görevlileri tarafından kesildiğinden ve dolayısıyla elektrik sayacının mühürlendiğinden haberdar olduğu, mühürleme işleminden haberdar olmasına rağmen mührün konuluş amacına aykırı hareket ederek kesilen elektriği açıp kullandığı, mühürleme tutanağının tebliğ zorunluluğunun da bulunmadığı gözetildiğinde, atılı suçun bütün unsurları ile oluştuğu kabul edilmelidir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Esas : 2017/210 Karar : 2018/691).

Özelleştirilmiş Elektrik Hizmetleri Nedeniyle Mühür Bozma Suçu Oluşmaz

5237 sayılı Kanun’un “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde, düzenlenen “mühür bozma” suçunun konusu, kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin olduğu gibi korunması veya üzerinde değişiklik yapılmaması için konulan mühürdür. Suçla korunan değer, kamu idaresinin, dolayısıyla devletin otoritesidir. Kanunla verilmiş yetkiye dayalı olarak ve usulüne uygun bir şekilde yetkili makam tarafından konulan mührün kaldırılması ya da konuluş amacına aykırı hareket edilmesi ile mühür bozma suçu oluşur. Devlet daha önce, elektrik dağıtım ve satışını Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile bunlara bağlı müessese ve ortaklıklar eliyle gerçekleştirirken, bu hizmet özelleştirme uygulamaları kapsamında, dağıtım ve perakende satış lisansı sahibi özel hukuk tüzel kişileri olan şirketlere devredilmiştir. Elektrik ve doğalgazın dağıtım ve satışının Kamu İktisadi Teşebbüsleri tarafından gerçekleştirildiği dönemde ve özelleştirme programının yürütüldüğü sürece, usulsüz veya kaçak kullanımların tespiti üzerine usulünce yapılan mühürleme işlemine aykırı davranışların 203. maddesi kapsamındaki suçu oluşturduğu tartışmasız ise de bunların dağıtım ve satışının, özelleştirme uygulamaları sonucu lisans sahibi özel şirketlere devredilmesinden sonra özel şirket yetkililerince yapılan mühürleme işlemi ve buna aykırı davranışların ceza hukuku açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. 24/11/1994 tarih ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un 27.4.1995 tarih ve 4105 sayılı Yasayla değişik (a) bendine göre “Bu Kanun hükümleri gereğince özelleştirme programına alınan kuruluşlar özel hukuk hükümlerine tabi olup, bunlar hakkında varsa kendi kuruluş kanunları ile diğer kanunlarda yer alan bu Kanuna aykırı hükümler ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanmaz.” 5237 sayılı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı gerekçesinde “kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir… Buna karşılık, kamusal bir faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda, bu kişilerin kamu görevlisi sayılmayacağı” belirtilmiştir. Mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunması zorunludur. Ne yukarıda anılan 4046 sayılı Kanun’da, ne 20.2.2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile 14.3.2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda, ne de başka bir özel Yasada özelleştirme sonrasında özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK’nun hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Bu nedenle, mühür bozma suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmü bozulmalıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2015/1026).

Sanığın mühür bozma suçundan verilen 23.06.2010 tarih 2010/143E- 2010/387K sayılı hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunmasının zorunlu olduğu, elektrik idaresinin ise özelleştirildiği bu sebeple kayıt dışı elektrik kullanımının engellenmesini sağlayan mühürlemenin kamu güvencesine haiz olmadığı, ilgili kanunlarda özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK’nın 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına dair bir hükme yer verilmediği, buna göre özel hukuk tüzel kişisinin kamusal yetki kullanma hakkı olmadığından, Anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanan bir makam tarafından konulmuş mühürleme güvencesinin özelleştirme sebebiyle sona erdiği bu sebeple sanığa yüklenen “mühür bozma” suçunun unsurları oluşmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar: 2017/9372).

B… Elektrik Dağıtım A.Ş. somut olayda elektrik saatine mühürleme işlemi yapmadan önce özelleştirilmiştir. Olay tarihinde özel hukuk tüzel kişilerine mühürleme yetkisi veren herhangi bir kanun hükmü yoktur. Yasal dayanağı olmadan özel hukuk tüzel kişisi kamusal nitelikte bir yetkiyi kullanamaz. Bu nedenle mühür sökülmüş olsa bile, özel şirket olan kurumun mühürleme yetkisi olmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerekir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2014/6928 karar).

Mühür Fekki Fiilini İşleme Kastı Nasıl Tespit Edilir

Sanık akşam eve gittiğinde elektriğin kesik olduğunu, kendisinin de karanlıkta kalmamak için elektrik saati sayacını açıp elektriği kullandığını, kendisine mühürleme tutanağının tebliğ edilmemesi nedeniyle mühürden haberi olmadığını beyan etmiştir. Sanık, elektrik sayacını açıp kullandığına göre mühür bozma fiilini işleme kastı vardır. Bu nedenle mühür fekki suçunun cezası ile cezalandırılmalıdır (Yargıtay 21. Ceza Dairesi - Karar: 2015/5431).

Mühür Bozma Suçunda Zincirleme Suç Hükümleri

Sanığa ait işyerinin ruhsatsız faaliyet gösterdiği gerekçesiyle birden fazla kere mühürlendiği anlaşılmaktadır. İddianamede sanığın tek mühür bozma fiiline yer verildiği halde, farklı tarihlerdeki birden fazla mühür bozmak şeklindeki fiilleri de dahil edilerek, sanığa TCK 43. madde gereği alt sınırdan uzaklaşılarak fazla ceza verilmesi usul ve yasaya aykırıdır (Yargıtay 21. Ceza Dairesi - Karar: 2015/5109).

İddianame tarihine kadar işlenen birden fazla mühür fekki suçu tek bir suç oluşturur. Ancak zincirleme suç hükümleri gereği sanığa verilen cezada TCK 43. madde gereği arttırım yapılması gerekir (Yargıtay 21. Ceza Dairesi - Karar: 2015/1204)


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS