0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Tedbiri Nedir?

Konutu terk etmeme, diğer bir deyişle ev hapsi tedbiri; suç şüphesi altındaki kişi hakkında mahkemelerce verilen şüpheli veya sanığın yargı mercii tarafından belirlenen konutunu mazereti olmaksızın veya izin almaksızın terk etmemeyi kapsayan bir adli kontrol tedbiridir (CMK m.109/3-j). Adli kontrol, bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada veya kovuşturmada, tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüpheli veya sanığın tutuklanarak cezaevine konulması yerine cezaevi dışında denetim altında tutulmasına karar verilmesidir. Suç şüphesi altındaki kişinin tutuklanması yerine cezaevi dışında denetim altına alınma biçimlerinden biri de mahkemenin karar verdiği konutunu terk etmeme/ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbiridir.

Konutu terk etmeme/ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbirinin amacı şüpheli veya sanığın konutunda denetim altında tutulmasıdır. Tedbirin bu amaca uygun bir şekilde konulması gerekir. Bu nedenle öncelikle şüpheli ve sanığın konutu belirlenmeli, konut belirlendikten sonra bir adli kontrol tedbiri olarak konutu terk etmeme (ev hapsi) tedbirine karar verilmelidir. Şüpheli veya sanığın konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirine uyup uymadığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü görevlileri tarafından şüpheli veya sanığa elektronik kelepçe takılarak denetlenir.

Şüpheli veya sanık konumundaki kişi hakkında hakim tarafından CMK m.109/3-j gereğince “konutu terk etmeme (ev hapsi)” biçiminde adli kontrol tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi halinde, yasak kaldırılıncaya kadar bu kişinin artık konuttan dışarı çıkmaması gerekir. Konutu terk etmeme tedbirinin ihlal edilmesi şüpheli veya sanığın tutuklanmasına neden olabilir.

Konutu terk etmeme (ev hapsi) tedbiri soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) verilmesiyle, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından beraat kararı verilmesiyle kendiliğinden kalkar.

Mevzuatta Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi)

Konutu terk etmeme (ev hapsi), bir adli kontrol tedbiri olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 109. maddesinin 3. fıkrasının J bendinde şu şekilde düzenlenmiştir:

CMK m.109

Adli kontrol

(1) Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.

(2) Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.

(3) Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:

a) Yurt dışına çıkamamak.

b) Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.

j) Konutunu terk etmemek.

k) Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek.

l) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.

Konutunu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Kararı Vermeye Yetkili ve Görevli Mahkeme

Konutu terk etmeme (ev hapsi) şeklindeki adli kontrol tedbirine karar verilebilmesi için ortada yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma bulunmalıdır. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında tedbire karar vermeye farklı

1. Soruşturma Aşamasında: Soruşturma aşamasında konutu terk etmeme/ev hapsi şeklinde adli kontrol kararı verme görevi Sulh Ceza Hakimliği’ne aittir (5235 sayılı Kanun m.10). Şüpheli, Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında adli kontrol altına alınabilir (CMK m.110/1). Sulh ceza hakimliği, soruşturma aşamasında hakim tarafından verilmesi gereken kararları veya işlemleri yapmakla görevli olduğundan şüphelinin konutu terk etmeme/ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbirine de hükmedebilir. Ancak, soruşturma aşamasında tutuklamaya itiraz edilmesi halinde asliye ceza mahkemesi şüpheli hakkında konutunu terk etmeme (ev hapsi) şeklinde adli kontrol kararı vererek şüpheliyi tahliye edebilir. Yetkili Sulh Ceza Hakimliği ise suçun işlendiği yer sulh ceza hakimliğidir.

2. Kovuşturma Aşamasında: Kovuşturma aşamasında ceza davasına hangi mahkeme bakıyorsa konutu terk etmeme/ev hapsi kararı verme görevi o mahkemeye aittir. Ceza davasına bakan mahkemenin kararına itiraz edilmesi üzerine, itirazı inceleyen ceza mahkemesi de konutu terk etmeme/ev hapsi şeklindeki adli kontrol kararını verebilir.

Konutunu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Kararı Vermenin Şartları/Nedenleri

Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturma veya kovuşturmada, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine “konutu terk etmeme/ev hapsi” şeklinde tedbir uygulanarak adli kontrol altına alınmasına karar verilebilir (CMK m.109/1). Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de adli kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir. Yani tutuklama yasağı bulunan hallerde de konutu terk etmeme/ev hapsi şeklinde adli kontrol kararı verilebilir (CMK m.109/2).

Tutuklamaya alternatif bir tedbir olduğundan konutunu terk etmeme/ev hapsi şeklinde adli kontrol kararı verilebilmesi için aşağıdaki tutuklamaya ilişkin şartlarının gerçekleşmesi gerekir:

1. Kuvvetli Suç Şüphesi: Konutunu terk etmeme (ev hapsi) şeklinde adli kontrol kararı verilebilmesi için ilk şart, şüpheli veya sanık hakkında “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin” bulunmasıdır. Kuvvetli suç şüphesi, şüpheli veya sanığın suçu işlediğine dair yüksek bir ihtimal bulunmasıdır. Şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunmadan konutunu terk etmeme (ev hapsi) şeklinde adli kontrol tedbirine hükmedilemez.

2. Tutuklama Nedeni: Konutunu terk etmeme (ev hapsi) şeklinde adli kontrol kararı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesi mevcut olsa bile, ayrıca bir “tutuklama nedeni” de bulunmalıdır (CMK m.100/1).

Konutunu terk etmeme (ev hapsi) konusunda tali veya asli ceza davası yargılaması yapacak hakim veya mahkeme, öncelikle kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin var olup olmadığını değerlendirecektir. Şüpheli veya sanığın suç işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi varsa, ayrıca bir tutuklama nedeni olup olmadığına bakılacaktır. Bir tutuklama nedeni de varsa, mahkeme “konutunu terk etmeme/ev hapsi” şeklinde adli kontrol kararı verebilecektir.

Konutunu terk etmeme (ev hapsi) kararı verebilmek için bir tutuklama nedeninin mevcut olduğu varsayılan haller şunlardır:

  1. Şüpheli veya sanığın “kaçması veya kaçması şüphesini uyandıracak somut olguların varlığı” halinde bir tutuklama nedeni olduğu kabul edilir, bu durumda konutunu terk etmeme (ev hapsi) tedbirine karar verilebilir (CMK m.100/2),

  2. Şüpheli veya sanığın “delillerin karartılacağı” konusunda kuvvetli şüphe halinin varlığı bir tutuklama nedenidir, bu nedenle de konutunu terk etmeme (ev hapsi) verilebilen hallerdendir (CMK m.100/2),

  3. Katalog suçlar, yani kanunda açıkça tutuklama sebebi olarak gösterilen suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde bir tutuklama nedeninin de mevcut olduğu kabul edilir (CMK md. 100/3). Yani, katalog suçlardan birinin işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, şüpheli veya sanığın kaçacağı veya delilleri karartma ihtimalinin bulunduğu kendiliğinden varsayılır. Örneğin, kasten öldürme veya yağma suçu işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebepleri varsa, bir tutuklama nedeni olduğu kendiliğinden kabul edilir.

Hangi Suçlarda Konutunu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Kararı Verilebilir?

Konutunu terk etmeme (ev hapsi), tüm suçlar açısından uygulanabilecek bir tedbirdir. Tutuklama yasağı olan hallerde de şüpheli veya sanık hakkında konutunu terk etmeme (ev hapsi) şeklindeki adli kontrol tedbirine başvurulabilir (CMK m.109/2).

Tüm suçlarda şartları varsa konutunu terk etmeme (ev hapsi) kararı verilebilse de, en çok konutunu terk etmeme (ev hapsi) tedbirine karar verilen suçlar, tutuklamanın katalog suçları olan aşağıdaki suçlardır:

Konutunu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Tedbirinin Süresi En Fazla Ne Kadardır?

Konutunu terk etmeme (ev hapsi) bir adli kontrol biçimidir, bu nedenle konutu terk etmeme tedbirinin süresi süresi veya ne kadar süreceği adli kontrol hükümlerine göre aşağıdaki şekilde belirlenir:

  1. Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde (örneğin, asliye ceza mahkemesinde yapılan yargılamalarda) konutunu terk etmeme (ev hapsi) tedbiri süresi en çok iki yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hâllerde gerekçesi gösterilerek bir yıl daha uzatılabilir.

  2. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, adli kontrol süresi en çok üç yıldır. Bu süre, zorunlu hâllerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda dört yılı geçemez. Bu maddede öngörülen adli kontrol süreleri, çocuklar bakımından yarı oranında uygulanır (CMK m.110/A)

Şüpheli veya sanık konutunu terk etmeme (ev hapsi) tedbirinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda en geç dört aylık aralıklarla; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde ise resen mahkeme tarafından karar verilir (CMK m.109/4).

Konutunu terk etmeme (ev hapsi) tedbirine ilişkin süreler, çocuklar bakımından yarı oranında uygulanır (CMK m.110/3).

Hüküm kesinleştikten sonra konutunu terk etmeme (ev hapsi) tedbiri kendiliğinden kalkacaktır. Kesinleşen hükmün infazı aşamasında, yargılama aşamasına ilişkin olan konutunu terk etmeme (ev hapsi) şeklindeki adli kontrol hükümleri uygulanamaz.

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Tedbiri Nasıl Uygulanır?

Konutu terk etmeme (ev hapsi) tedbiri elektronik kelepçe takılmak suretiyle uygulanmaktadır (Demetimli Serbestlik Hiz. Yön. m.57/5). Elektronik kelepçe, konutu merkez alarak şüpheli veya sanığa belli bir alanda hareket etme imkanı tanımaktadır. Konutu terk etmeme tedbiri kararlarının infazı, kişinin yaşadığı konutun çevresi sistem haritası üzerinde kısıtlı alan haline getirilerek, kararda belirtilen zaman dilimi içerisinde yükümlünün konutunda bulunup bulunmadığı izlenmek suretiyle yerine getirilir (Denetimli Ser.Hiz Yön. m.103/3-a).

Belirlenen alanın dışında çıkılması halinde konutunu terk etmeme (ev hapsi) tedbiri ihlal edilmiş olmaktadır. Elektronik kelepçe, şüpheli veya sanığın konutunu terk etmeme (ev hapsi) tedbirini ihlal etmesi halinde denetim merkezine sinyal göndererek uyarmaktadır.

Elektronik kelepçe açılırsa da sistem alarm vermektedir. Elektronik kelepçeyi açarak yükümlülüğü ihlal eden kişinin tutuklanması söz konusu olacaktır. Elektronik kelepçenin açılması veya belirlenen alanın dışına çıkılması veya elektronik kelepçenin sinyal vermesinin engellenmesi adli kontrol kararının ihlali olarak kabul edilmektedir.

Elektronik cihazlar kullanılmak suretiyle takibine karar verilen yükümlü, elektronik cihaz takılmasına ve ilgili ünitenin kurulmasına rıza göstermek, elektronik cihazları kullanılır durumda bulundurmak, kararın infazı için gerekli olan kısıtlamalara ve elektronik cihazların kullanımına ilişkin belirlenen kurallara uygun hareket etmek zorundadır. Bu kurallara aykırı davranış yükümlülüğünün ihlali sayılır. İzleme merkezi tarafından yükümlünün kurallara aykırı davrandığının belirlenmesi halinde, müdahale ekibi durumdan derhal haberdar edilir. Daire Başkanlığının ilgili şube müdürlüğü, yükümlünün kurala aykırı davranışını denetimli serbestlik müdürlüğüne yazılı olarak da bildirir. Kurala aykırı davranışın vaka sorumlusu tarafından yükümlülüğün ihlali olarak değerlendirilmesi halinde durum infaz işlemleri değerlendirme komisyonunu iletilir. Komisyon gerekli değerlendirmeyi yaparak durumu derhal ilgili mahkemeye bildirir. Mahkeme şüpheli veya sanığın tutuklanmasına veya tutuklanmak yerine tedbirin uygulanmasına devam etmeye karar verebilir (Denetimli Serbestlik Hizm. Yönet. m.101/3-4).

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Tedbirine Nasıl İtiraz Edilir ve Kaldırılır?

Konutu terk etmeme (ev hapsi), kanunda belirlenen yukarıdaki adli kontrol sürelerinin dolmasıyla mahkeme tarafından kendiliğinden kaldırılır. Şüpheli veya sanık, adli kontrol süresinin dolmasını beklemeden de konutu terk etmeme (ev hapsi) tedbirinin kaldırılmasını ilgili hakim veya mahkemeden talep edebilir. Konutu terk etmeme (ev hapsi) şeklindeki adli kontrol kararını öğrenmeden itibaren iki hafta içinde itiraz edilebilir. İtiraz süresi geçse bile, konutu terk etmeme (ev hapsi) tedbirinin kaldırılması için hakim veya mahkemeden talepte bulunulabilir. Şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme 5 gün içinde karar verebilir (CMK m.111). Hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol uygulamasında konutu terk etmeme (ev hapsi) yerine şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir (CMK m.110/2).

  • Soruşturma aşamasında, Cumhuriyet savcısının istemiyle sulh ceza hakimliği “konutu terk etmeme (ev hapsi)” şeklinde adli kontrol tedbirini her zaman kaldırabilir. Bu nedenle, şüphelinin talebi üzerine “konutu terk etmeme (ev hapsi)” şeklindeki adli kontrol tedbiri kaldırılabilir.

  • Kovuşturma aşamasında yargılamayı yapan mahkeme de “konutu terk etmeme (ev hapsi)” şeklindeki adli kontrol tedbirini her zaman kaldırabilir. Yargılanan sanığın talebi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşü alınarak konutu terk etmeme (ev hapsi) tedbirinin devam edip etmeyeceği hakkında mahkeme tarafından bir karar verilir.

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Nasıl Öğrenilir?

Adli kontrol şeklindeki konutu terk etmeme (ev hapsi) şu şekilde öğrenilmesi mümkündür:

  • Soruşturma aşamasında kısıtlama kararı (Gizlilik kararı-CMK m.153/2) yoksa savcılıkta bulunan soruşturma dosyası incelenerek şüpheli kişi hakkında Kkonutu terk etmeme (ev hapsi) olup olmadığı tespit edilebilir. Soruşturma dosyasında kısıtlama (gizlilik) kararının bulunduğu hallerde şüpheli şahıs hakkında konutu terk etmeme (ev hapsi) tedbiri olup olmadığı öğrenilemez. Kısıtlama (gizlilik) kararı, insan öldürme, cinsel saldırı, uyuşturucu ticareti, örgütsel suçlar gibi suç dosyalarında söz konusu olmaktadır.

  • Kovuşturma aşamasında, yani ceza mahkemesine ceza davasının açıldığı hallerde dava dosyasının incelenmesiyle konutu terk etmeme (ev hapsi) tedbirinin olup olmadığı anlaşılabilir. Kovuşturma aşamasında yargılamayı yapan mahkeme tarafından dosya üzerinde kısıtlama (gizlilik) kararı verilemez. Bu nedenle, sanık her zaman dava dosyasındaki tüm evrakı inceleyebilir ve istediği nüshanın bir suretini de alabilir.

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Altında Geçen Süre Cezadan Mahsup Edilir mi?

Kural olarak adli kontrol altında geçen süre, şahsî hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilemez (CMK m.109/6). Ancak, CMK m.109/3-(j) bendinde belirtilen konutunu terk etmemek yükümlülüğü (ev hapsi), hükümlülük halinde cezadan mahsup edilebilir. Konutunu terk etmemek yükümlülüğü (ev hapsi) altında geçen her iki gün, cezanın mahsubunda bir gün olarak dikkate alınır.

Örneğin, konutu terk etmeme adli kontrol tedbiri altında 6 aylık bir süre geçirmiş şüpheli veya sanık, yargılama neticesinde mahkum olduğunda 3 aylık bir süre cezasından indirilecektir.

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS