0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Güvence Bedeli (Kefaletle Serbest Kalma) Nedir?

Güvence bedeli, diğer bir deyişle kefaletle serbest kalma bedeli, yargılamadaki usul işlemlerinin yapılmasını, kamusal giderleri ve para cezalarının ödenmesini güvence altına almak için suç şüphesi altındaki kişinin tutuklanmaması veya tutukluysa tahliye edilmesi karşılığında belli bir parayı mahkeme veznesine yatırması şeklinde mahkemece hükmedilen bir adli kontrol tedbiridir (CMK m.109/3-j). Adli kontrol, bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanarak cezaevine konulması yerine cezaevi dışında denetim altında tutulmasına karar verilmesidir. Suç şüphesi altındaki kişinin tutuklanması yerine güvence (kefalet) bedeli alınması suretiyle tutuklama tedbirine başvurulmadan yargılama yapılması sağlanmaktadır. Tutuklanarak cezaevine konulan şüpheli veya sanığın güvence bedeli yatırması karşılığında tahliyesine de karar verilebilmektedir.

Güvence bedeli yatırılması şeklindeki adli kontrol tedbirine uygulamada mahkemeler tarafından çok sık başvurulmasa da bazı suçlar -özellikle ekonomik suçlar- açısından etkili bir adli kontrol yöntemi olarak ortaya çıkmaktadır.

Mevzuatta Güvence Bedeli

Güvence bedeli (kefalet) şeklindeki adli kontrol tedbiri 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun CMK m.109/3-f, CMK m.113, m.114 ve m.115’te şu şekilde düzenlenmiştir:

CMK m.109

Adli kontrol

(1) Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.

(2) Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.

(3) Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:

f) Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak.

CMK m.113

Güvence

(1) Şüpheli veya sanık tarafından gösterilecek güvence, aşağıda yazılı hususların yerine getirilmesini sağlar:

a) Şüpheli veya sanığın bütün usul işlemlerinde, hükmün infazında veya altına alınabileceği diğer yükümlülükleri yerine getirmek üzere hazır bulunması.

b) Aşağıda gösterilen sıraya göre ödemelerin yapılması:

1. Katılanın yaptığı masraflar, suçun neden olduğu zararların giderilmesi ve eski hâle getirme; şüpheli veya sanık nafaka borçlarını ödememeleri nedeniyle kovuşturuluyorlarsa nafaka borçları.

2. Kamusal giderler.

3. Para cezaları.

(2) Şüpheli veya sanığı güvence göstermeye zorunlu kılan kararda, güvencenin karşıladığı kısımlar ayrı ayrı gösterilir.

CMK m.114

Önceden ödetme

(1) Hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanığın rızasıyla güvencenin mağdurun haklarını karşılayan veya nafaka borcuna ilişkin bulunan kısımlarının, istedikleri takdirde, mağdura veya nafaka alacaklılarına verilmesini emredebilir.

(2) Soruşturma ve kovuşturmanın konusunu oluşturan olaylar nedeniyle, mağdur veya nafaka alacaklısı lehinde bir yargı kararı verilmiş ise, şüpheli veya sanığın rızası olmasa da ödemenin yapılması emredilebilir.

CMK m.115

Güvencenin geri verilmesi

(1) Hükümlü, 113 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı bütün yükümlülükleri yerine getirmiş ise güvencenin 113 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendini karşılayan ve aynı maddenin ikinci fıkrasına göre verilecek kararda belirtilen kısmı kendisine geri verilir.

(2) Güvencenin, suç mağduruna veya nafaka alacaklısına verilmemiş olan ikinci kısmı, kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararları verildiğinde de şüpheli veya sanığa geri verilir. Aksi hâlde, geçerli mazereti dışında, güvence Devlet Hazinesine gelir yazılır.

(3) Hükümlülük hâlinde güvence 113 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan hükümlere göre kullanılır, fazlası geri verilir.

Güvence (Kefalet) Bedeline Hangi Mahkeme Hükmeder?

1. Soruşturma Aşamasında: Soruşturma aşamasında güvence (kefalet) bedeli yatırılması şeklinde adli kontrol kararı verme görevi Sulh Ceza Hakimliği’ne aittir (5235 sayılı Kanun m.10). Şüpheli, Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında güvence bedeli yatırılması şeklinde adli kontrol tedbiri altına alınabilir (CMK m.110/1). Sulh ceza hakimliği, soruşturma aşamasında hakim tarafından verilmesi gereken kararları veya işlemleri yapmakla görevli olduğundan şüphelinin güvence bedeli yatırması şeklindeki adli kontrol tedbirine de karar verebilir. Ancak, soruşturma aşamasında tutuklanan şüphelinin tutukluluğuna itiraz edilmesi halinde itirazı incelemeye yetkili asliye ceza mahkemesi şüpheli hakkında güvence (kefalet) bedeli yatırılması şeklinde adli kontrol kararı vererek şüpheliyi tahliye edebilir. Yetkili Sulh Ceza Hakimliği ise suçun işlendiği yer sulh ceza hakimliğidir.

2. Kovuşturma Aşamasında: Kovuşturma aşamasında ceza davasına hangi mahkeme bakıyorsa güvence (kefalet) bedeli yatırılması kararını verme görevi o mahkemeye aittir. Ceza davasına bakan mahkemenin kararına itiraz edilmesi üzerine, itirazı inceleyen ceza mahkemesi de güvence (kefalet) bedeli yatırılması şeklindeki adli kontrol kararını verebilir.

Güvence (Kefalet) Bedeli Yatırılmasına Karar Verme Şartları

Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturma veya kovuşturmada, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine kefalet (güvence) bedeli yatırması şeklinde adli kontrol kararı verilebilir (CMK m.109/1). Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, güvence bedeli yatırılmasına ilişkin hükümler uygulanabilir (CMK m.109/2).

Tutuklamaya alternatif bir tedbir olduğundan güvence (kefalet) bedeli yatırılması kararı verilebilmesi için aşağıdaki tutuklama şartlarının gerçekleşmesi gerekir:

1. Kuvvetli Suç Şüphesi: Güvence (kefalet) bedeli yatırılması şeklinde adli kontrol kararı verilebilmesi için ilk şart, şüpheli veya sanık hakkında “Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin” bulunmasıdır. Kuvvetli suç şüphesi, şüpheli veya sanığın suçu işlediğine dair yüksek bir ihtimal bulunmasıdır.

2. Tutuklama Nedeni: Güvence (kefalet) bedeli yatırılması şeklinde adli kontrol kararı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesi mevcut olsa bile, ayrıca bir “tutuklama nedeni” de bulunmalıdır (CMK m.100/1).

Güvence (kefalet) bedeli yatırılması kararında tali veya asli ceza davası yargılaması yapacak hakim veya mahkeme, öncelikle kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin var olup olmadığını değerlendirecektir. Şüpheli veya sanığın suç işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi varsa, ayrıca bir tutuklama nedeni olup olmadığına bakılacaktır. Bir tutuklama nedeni de varsa, mahkeme güvence (kefalet) bedeli yatırılması şeklinde adli kontrol kararı verebilecektir.

Bir güvence (kefalet) bedeli yatırılması kararı verebilmek için gerekli olan bir tutuklama nedeninin mevcut olduğu varsayılan haller şunlardır:

  1. Şüpheli veya sanığın “kaçması veya kaçması şüphesini uyandıracak somut olguların varlığı” halinde bir tutuklama nedeni olduğu kabul edilir, bu durumda güvence (kefalet) bedeli yatırılması kararı verilebilir (CMK m.100/2),

  2. Şüpheli veya sanığın “delillerin karartılacağı” konusunda kuvvetli şüphe halinin varlığı bir tutuklama nedenidir, bu nedenle de güvence (kefalet) bedeli yatırılması kararı verilebilen hallerdendir (CMK m.100/2),

  3. Katalog suçlar, yani kanunda açıkça tutuklama sebebi olarak gösterilen suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde bir tutuklama nedeninin de mevcut olduğu kabul edilir (CMK md. 100/3). Yani, katolog suçlardan birinin işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, şüpheli veya sanığın kaçacağı veya delilleri karartma ihtimalinin bulunduğu kendiliğinden varsayılır. Örneğin, nitelikli dolandırıcılık, kasten öldürme veya yağma suçu işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebepleri varsa, bir tutuklama nedeni olduğu kendiliğinden kabul edilir.

Güvence (Kefalet) Bedeli Neyin Teminatıdır?

Güvence (kefalet) bedeli, soruşturma veya kovuşturma aşamasında şüpheli veya sanığın yerine getirmesi gereken yükümlülüklere dair bir güvence mekanizması oluşturur. Şüpheli veya sanık, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmediği takdirde güvence bedeli temin ettiği yükümlülükler için kullanılır. Güvence (kafalet) bedelinden kalan bir kısım varsa şüpheli veya sanığa iade edilmez, hazineye gelir olarak kaydedilir. Ancak, güvence bedelinin hazineye gelir olarak kaydedilebilmesi için şüpheli veya sanığı güvence göstermeye zorunlu kılan kararda, güvencenin karşıladığı kısımlar ayrı ayrı gösterilmelidir (CMK m.113/2).

Güvence (kefalet) bedeli aşağıdaki hususlarda bir güvence sağlar (CMK m.113/1) :

1. Güvence (kefalet) bedeli, şüpheli veya sanığın bütün usul işlemlerinde hazır bulunmasını sağlar. Örneğin, şüphelinin soruşturmada Cumhuriyet savcısının ifadeye çağırması halinde ifadede hazır bulunması, kovuşturma aşmasında sanığın duruşmaya çağrılması halinde duruşmada hazır bulunması bir yükümlülük olarak belirlenerek güvence bedeli alınabilir.

2. Güvence (kefalet) bedeli hükmün infazını temin eder. Güvence bedeli alınarak yargılama neticesinde mahkeme tarafından verilen hükmün yerine getirilebilmesi sağlanır.

3. Şüpheli veya sanığın diğer yükümlülükleri yerine getirmek üzere hazır bulunması da güvence bedeli ile teminat altına alınır. Diğer yükümlülükler, mahkemenin belirleyeceği 5271 sayılı Ceza Muhakamesi Kanunu (CMK) ve hukuka uygun olan her türlü yükümlülüktür.

4. Güvence (kefalet) bedeli alınarak sırasıyla aşağıda gösterilen ödemelerin yapılması sağlanır:

a. Katılanın yaptığı masraflar,

b. Suçun neden olduğu zararların giderilmesi ve eski hâle getirme,

c. Suçun neden olduğu zararların giderilmesi ve eski hâle getirme,

d. Şüpheli veya sanık nafaka borçlarını ödememeleri nedeniyle kovuşturuluyorlarsa nafaka borçları,

e. Kamusal giderler,

f. Para Cezaları.

Hangi Suçlarda Kefalet (Güvence) Bedeli Yatırılması Kararı Verilebilir?

Kefalet (güvence) bedeli yatırılması, tüm suçlar açısından uygulanabilecek bir tedbirdir. Tutuklama yasağı olan hallerde de şüpheli veya sanık hakkında kefalet (güvence) bedeli yatırılması şeklindeki adli kontrol tedbirine başvurulabilir (CMK m.109/2).

Tüm suçlarda şartları varsa kefalet (güvence) bedeli yatırılması şeklinde adli kontrol kararı verilebilse de, en kolay güvence bedeli kararı verilebilecek suçlar, tutuklamanın katalog suçları olan aşağıdaki suçlardır:

Güvence (Kefalet) Bedeline İtiraz Edilebilir mi?

Güvence (kefalet) bedeli yatırılması kararı verilmesinden sonra güvence bedelinin miktarına, ödeme biçimine veya diğer nedenlerle itiraz edilebilir. İtiraz süresi, güvence bedeli yatırılmasına ilişkin hakim veya mahkeme kararının öğrenilmesinden itibaren 2 haftadır.

İtiraz eden itiraz nedenlerini bildiren bir dilekçeyle güvence bedeli yatırılmasına ilişkin kararı veren hakimlik veya mahkemeye başvurabilir. Hakimlik veya mahkeme, itiraz nedenlerine göre kararını düzeltme gereği görürse, kararını düzeltebilir; kararını düzeltme gereği görmezse dosyayı itirazı inceleyecek yetkili hakim veya mahkemeye gönderir.

Güvence Bedelinin Geri Verilmesi (İadesi)

Şüpheli veya sanık bütün usul işlemlerinde, hükmün infazında veya altına alınabileceği diğer yükümlülükleri yerine getirmek üzere hazır bulunma yükümlülüğünü yerine getirmiş ise güvence bedelinin bu yükümlülüklere karşılık gelen kısmı şüpheli veya sanığa geri verilir/iade edilir. Ayrıca güvence bedeline gösterilmesine ilişkin hakim veya mahkeme kararında belirlenen yükümlülüklerin karşılığı olan kısım da şüpheli veya sanığa iade edilir (CMK m.115/1). Güvencenin kalan kısmı suç mağduruna veya nafaka alacaklısına ödenir. Suç mağduruna veya nafaka alacaklısına ödenen kısımdan arta kalan kısım ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya beraat kararı verildiğinde şüpheli veya sanığa iade edilir (CMK m.115/2). Belirlenen yükümlülüklere uymayan şüpheli veya sanığın, geçerli bir mazereti yoksa, güvence devlet hazinesine verilir/hazineye gelir yazılır (CMK m.115/2). Ancak, güvence bedelinin bu şekilde hazineye geçebilmesi için güvence bedeline ilişkin hakim veya mahkeme kararında şüpheli veya sanığın uyması gereken yükümlülüklerin neler olduğu açık açık yazılmalıdır.

Hakkında güvence bedeli göstermesi tedbiri uygulanan sanığın yargılama neticesinde hükümlülüğüne karar verilmesi halinde yükümlülüklere uysa bile güvence bedeli aşağıdaki sıraya göre kullanılır:

  1. Katılanın yaptığı masraflar, suçun neden olduğu zararların giderilmesi ve eski hâle getirme; şüpheli veya sanık nafaka borçlarını ödememeleri nedeniyle kovuşturuluyorlarsa nafaka borçları.

  2. Kamusal giderler.

  3. Para cezaları.

Hükümlülük halinde yukarıdaki ödemelerden sonra kalan bir kısım varsa sanığa iade edilir (CMK m.115/3).

Kefaletle Serbest Kalma (Güvence Bedeli) Yargıtay Kararları


Güvence (Kefalet) Bedelinin Geri Verilmesi

Kovuşturma aşamasında 24/04/2012 tarihinde güvence bedeli ile tahliye edilen ve 22/07/2012 tarihinde başka suç nedeniyle yeniden cezaevine alınan hükümlünün bu tarihten sonraki oturumlara katılamamasındaki kusurun kendisinden kaynaklanmadığı gözetilerek, yatırdığı güvence bedelini CMK’nın 113.vd.maddeleri göz önüne alınarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek doğrudan Hazineye irad kaydına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/6428 E. , 2022/6465 K.)

Sanıklar tarafından soruşturma aşamasında yatırılan güvence bedelinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan CMK’nın 113 ve 115/2 maddelerinde öngörülen usullere göre sanıklara iadesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/14100 E. , 2021/17104 K.).

Sanık tarafından güvence bedeli olarak yatırılan 3000 TL’nin CMK’nın 113/1(b) ve 115. maddeleri uyarınca geri verilmesine karar verilmesi gerekirken, talebi halinde iadesine şeklinde hüküm kurulması, kanuna aykırıdır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/3978 E. , 2016/8915 K.).

Sanığın sorgusu sırasında 2000 TL güvence bedeli yatırmasına dair adli kontrol kararı verildiği, güvence bedelini yatırdığı takdirde mahkemenin sanık için belirlediği hangi yükümlülükleri yerine getirmediğinde hazineye irad kaydedileceği konusunda karar verilmediği ve sanığın savunmasının alınması için çıkartılan çağrıya uyduğu halde beraatine karar verilen sanığa güvence bedelinin iade edilmemesi, bozma nedenidir (yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/11444 E. , 2013/4389 K.).

Güvence Bedelinden Öncelikle Ödenmesi Gerekenler

Sanık tarafından yatırılan güvence bedelinden CMK’nın 113/1-b maddesinde yer alan sıraya göre vekalet ücreti, mahkeme masrafı ve tutuklu kaldığı süre mahsup edilerek adli para cezasının tahsiline ve kalması halinde fazla kısmın CMK’nın 115/3 maddesi gereğince sanığa iadesine karar verilmesi gerekirken yalnızca para cezasının ve mahkeme masraflarının öncelikle tahsiline yönelik karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/13938 E. , 2021/8393 K.).

Güvence (Kefalet) Bedelinin Hazineye İrat Kaydedilmesi İnfaz İşlemidir

Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, gerekçeli kararın hüküm kısmında sanık tarafından yatırılan güvence bedeli olan 4.000,00 Türk lirası hakkında, 5271 sayılı CMK’nın 115/1 maddesi uyarınca aynı kanunun 113/1. maddesinde sayılan yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde bahsi geçen maddelere göre işlem yapılması gerektiği ve bu hususun hükmün “infazına” ilişkin olduğu gözetilmeden, sanığın yatırmış olduğu güvence bedelinin kendisine iadesine dair yazılı şekilde bir karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,

Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2019 tarihli 2019/127 Esas ve 2019/168 Karar sayılı kararının CMK’nin 309. maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak üzere BOZULMASINA; bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden, hüküm fıkrasındaki “sanığın yatırmış olduğu güvence bedelinin kendisine iadesine, bu hususta C.Başsavcılığına müzekkere yazılmasına“ cümlesinin çıkartılarak, yerine “sanık tarafından yatırılan 4.000,00 TL güvence miktarı hakkında 5271 sayılı CMK’nin 113 ve 115. maddeleri uyarınca işlem yapılmasına“ cümlesinin eklenmesine, diğer hususların aynen yerinde bırakılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE, 01/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/6164 E. , 2021/907 K.).

Sanık Avukatının Duruşmaları Takip Etmesi Halinde Güvence Bedelinin Akıbeti

Duruşmalardan vareste tutulmayı talep etmeyen sanığın, müdafiisinin bütün oturumlarda hazır olduğu anlaşıldığından; sanık tarafından ödenen 5000 TL güvence bedelinin CMK’nın 115/3. maddesi yollaması ile 113/1-b maddesi gereğince kullanılmasına ve fazlasının sanığa iadesi yerine yazılı şekilde hazineye irad kaydına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/985 E. , 2019/8973 K.).

Kefalet (Güvence Bedelinin) Faiziyle Geri Verilmesi Gerekir

Davacı tarafından yatırılan nakti kefalet (güvence) bedelinin yatırıldığı tarih ile iade edildiği tarih arasındaki sürede işleyecek yasal faizinden elde edilecek miktarın da maddi zarar kapsamında olduğu değerlendirilmeden, davacının tahliye olduğu esnada yatırdığı 20.000 TL nakti kefalet ücretine 25/08/2009- 28/03/2013 tarihleri arasında işleyecek yasal faiz sonucu elde edilecek miktarın maddi tazminata ilave edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/5289 E. , 2017/7536 K.).

Nakdi kefalet (güvence) bedelinin yatırıldığı tarih ile iade edildiği tarih arasındaki sürede işleyecek yasal faiz miktarının maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, bu miktara ayrıca dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle, tahakkuk eden faize bir kez daha faiz işletilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/16605 E. , 2017/4678 K.).

Zorunlu Müdafiye Ödenen Ücret Güvence Bedelinden Alınamaz

Soruşturma aşamasında, 5271 sayılı CMK’nın 101/3. maddesince gerçekleştirilen zorunlu müdafii görevlendirilmesi nedeniyle, müdafiye ödenen avukatlık ücretinin sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesinin ve bu nedenle sanığın daha önce yatırmış olduğu güvence bedelinden mahsup edilmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye aykırı olduğunun gözetilmemesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/39312 E. , 2019/116 K.).

Yükümlülüklere Uymama Halinde Güvence Bedeli Hazineye İrat Kaydedilir

07.04.2008 tarihli talimat duruşması uyarınca sanık adına çıkarılan davetiyenin bila tebliğ ile sanığın ifadesi alınamamakla evrakın bila ikmal mahkemesine iade edildiği, sanık hakkındaki adli kontrol kararında belirtilen güvence miktarını 08.05.2008 tarihinde maliye hazinesine yatırdığı, mahkemesince 01.07.2008 tarihli duruşma ara kararı ile sanığa ulaşılamamakla yatırmış olduğu güvence bedelinin hazineye irat kaydına karar verildiği, yargılamanın devamında sanığın Temmuz ve Ağustos 2008 yılında haftanın belirli günlerinde emniyet müdürlüğünde adli denetim için düzenlenen deftere imza atma adli kontrol kararına da uymadığının anlaşılması karşısında güvence bedelinin hazineye irat kaydına dair CMK’nın 115. maddesinde belirtilen şartlar oluşmakla hükümle birlikte karar verilmesi gerekirken ara kararı ile bu hususta karar verilmesi sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay (Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2012/6458 E. , 2013/14690 K.).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS