Sulh Ceza Hakimliği (Mahkemesi) Nedir?
Sulh ceza hakimliği, diğer bir deyişle sulh ceza mahkemesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yapılan bazı soruşturma işlemleri ile bu işlemlere yapılan itirazlar ve idari nitelikte bazı işlemlere (Örn, idari para cezasına itiraz) itirazları inceleyen bir hakimlik/mahkeme olarak görev yapmaktadır. Kanunda hakimlik şeklinde düzenlenmesine rağmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamasında tarafsız ve bağımsız bir yargı yeri niteliğinde kabul edilmesi, tutuklama gibi tali ceza davaları ile ilgili de karar vermeye görevli olması nedeniyle hukuken “mahkeme” olarak da nitelendirilmektedir (5235 sayılı Kanun m.10).
Sulh ceza hakimliği, soruşturma aşamasındaki bazı işlemlere bakmakla görevlidir. Kovuşturma, yani iddianame ile bir ceza davası açılmasından sonraki yargılama aşamaları, sanıkların ve suçların vasfına göre aşağıdaki mahkemeler tarafından yerine getirilir:
Sulh Ceza Hakimliğinin Görevleri Nelerdir?
Sulh ceza hakimlikleri, kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, ceza muhakamesinde soruşturma aşamasında hâkim tarafından verilmesi gerekli olan kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemekle görevlidir. (5235 Sayılı Kanun m.10)
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre sulh ceza hakimliklerinin görevleri şunlardır:
-
Gözlem altına alma kararı (CMK m.74),
-
İç beden muayenesi ve vücuttan örnek alma kararı (CMK m.75),
-
Moleküler genetik inceleme kararı (CMK m.78),
-
Yakalama kararına itiraz (CMK m.91/5),
-
Gözaltına alma kararına itiraz (CMK m.91/5),
-
Tutuklama kararı verilmesi, (CMK m.100 - m.101),
-
Önleme araması kararı (Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu m.9/1)
-
Elkoyma kararı (m.123-134),
-
Adli kontrol kararı (CMK m.109- m.110),
-
Müdafinin dosya inceleme yetkisinin kısıtlanması kararı (CMK m.153/2),
-
Soruşturma dosyası ile ilgili yayın yasağı kararı (Basın Kanunu m.3/2’ye göre hükmedilmektedir.)
-
Diğer sulh ceza hâkimliklerince verilen kararları itiraz mercii olarak incelemek,
-
Cumhuriyet savcılığı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararını itiraz mercii olarak incelemek,
-
Cumhuriyet savcılarınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlarını itiraz mercii olarak incelemek,
-
İdareler tarafından verilen idari yaptırımlara karşı, kanunların öngördüğü durumlarda başvuru mercii olarak karar vermek.
Sulh Ceza Hakimliği Nerelerde Kuruludur?
Sulh ceza hâkimliği, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.
Sulh ceza hâkimliği bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır. Sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırlarıdır.
Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan illerde, büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki il ve ilçenin adı ile anılan sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.
Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir sulh ceza hâkimliğinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.
İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla sulh ceza hâkimliği kurulabilir. Bu durumda sulh ceza hâkimlikleri numaralandırılır. Müstakilen sulh ceza hâkimliğinde görevlendirilen hâkimler, adli yargı adalet komisyonlarınca başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez. (5235 Sayılı Kanun m.10)
Sulh ceza hâkimliklerinde savcı bulunur mu? Kaç Hakimlidir?
Sulh ceza hâkimlikleri soruşturma aşamasında sadece tutuklamaya sevk durumunda şüphelinin sorgusu için duruşma yapar. Sorgu duruşmalarında Cumhuriyet savcısı bulunmaz.
Sulh ceza hâkimlikleri tek hâkimlidir.
Sulh ceza hakimliği kararlarına itiraz mercii neresidir?
Sulh ceza hakimliğinin kararları aleyhine itiraz kanun yoluna gidilebilir. Sulh ceza hâkimliğinin soruşturma işlemlerine ilişkin kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, numara olarak kendisini izleyen sulh ceza hâkimliği tarafından yapılır. Son numaralı hâkimliğin kararını bir numaralı hâkimlik inceler. O yerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliği itirazı inceler.
Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir (CMK m.268/3-a).
Sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir. İtirazı incelemeye yetkili mercilerin farklı olduğu hâllerde, itirazların gecikmeksizin incelenmesi amacıyla, kararına itiraz edilen sulh ceza hâkimliği tarafından gerekli tedbirler alınır. Sulh ceza hâkimliği işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza mahkemesi başkanına aittir (CMK m.268/3-b).
Sulh ceza hakimliğinin kararına itiraz süresi nedir?
Sulh ceza hakimliklerinin soruşturma işlemlerine dair kararlarına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren iki hafta içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır.
Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. Kararına itiraz edilen sulh ceza hâkimi itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
Kovuşturma Yer Olmadığına Dair Karara İtiraz ve Süresi
Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir. Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
İtirazın reddedilmesi halinde; Cumhuriyet savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davasını açabilmesi, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan sulh ceza hâkimliğinin bu hususta karar vermesine bağlıdır.(CMK m.173)
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına itiraz ve süresi
Cumhuriyet savcısı, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup, üst sınırı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören, bu karara itiraz edebilir. (CMK m.171/2)
Suçtan zarar gören, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. (CMK m.171-173)
İdari yaptırım kararlarına karşı sulh ceza hâkimliğine itiraz başvurusu süresi nedir?
İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir.
Mücbir sebebin varlığı dolayısıyla bu sürenin geçirilmiş olması halinde bu sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde karara karşı başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru, kararın kesinleşmesini engellemez; ancak, mahkeme yerine getirmeyi durdurabilir.
Başvuru, bizzat kanuni temsilci veya avukat tarafından sulh ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile yapılır. Başvuru dilekçesi, iki nüsha olarakverilir. Başvuru dilekçesinde, idari yaptırım kararına ilişkin bilgiler, bu karara karşı ileri sürülen deliller açık bir şekilde gösterilir. Dilekçede ayrıca, başvurunun süresinde yapılmasını engelleyen mücbir sebep dayanaklarıyla gösterilir. (5326 Sayılı Kabahatler Kanunu m.27)
Sulh ceza hâkimliklerinin idari yaptırım kararlarına ilişkin verdiği kararlara karşı itiraz yolu açıktır. Bu itiraz, kararın tebliği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde yapılır. İtirazı inceleme mercii sulh ceza hâkimliklerinin diğer kararlarında olduğu gibi numara olarak sırası gelen sulh ceza hâkimliğine yapılır.(CMK m.268-3, a, b)
İtirazla ilgili karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir. Mahkeme, her bir itirazla ilgili olarak “itirazın kabulüne” veya “itirazın reddine” karar verir. Mahkemenin verdiği karar taraflara tebliğ edilir.
Vekil olarak avukatla temsil edilme halinde ayrıca taraflara tebligat yapılmaz.(5326 Sayılı Kabahatler Kanunu m.29)
Sulh Ceza Hakimliği (Mahkemesi) Kararlarına Karşı İstinaf ve Temyiz Başvurusu Mümkün mü?
Sulh ceza hakimliği kararlarına karşı istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulamaz.
Sulh ceza hakimliği kararlarına karşı olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir.
Sulh Ceza Hakimliğinin Görevi Yargıtay Kararları
Sulh Ceza Hakiminin Keşif Yapma Görevi
Sayaç kullanmadan veya sayacın doğru ölçüm yapmasını engelleyecek nitelikte müdahale ile yada sayacı devre dışı bırakıp sayaçtan geçmeyecek şekilde doğrudan bağlantı yaparak kullanımlarda karşılıksız yararlanma kastıyla hareket ettiği açık olduğu için bilirkişi tespitinin gerçek kurum zararını göstereceği nazara alınıp; kurum zararının soruşturma aşamasında ödenmesi halinde TCK’nun 168/5. fıkrası gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekli olduğu, bu konuda soruşturma aşamasında yapılması gerekip yapılmayan usuli işlemlerin kovuşturma aşamasında tamamlanması sebebiyle bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip, verilecek makul sürede ödenmesi halinde etkin pişmanlıktan faydalanabileceği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 25.12.2018 tarih 2017/732 Esas ve 2018/678 Karar sayılı kararında da ifade edildiği gibi, TCK’nun 168/5. ve CMK’nun 223/8. fıkraları uyarınca kovuşturma şartının gerçekleşmemesi ile benzer sonuçların bağlanması nedeni ile suç tarihine göre düşme kararı verileceği ödenmediği takdirde yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı tebliğ ve ihtar edilip yüze karşı ise talep etmesi halinde, tebligat yapılıyorsa makul bir süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği,
Açıklanan Ceza Genel Kurulu kararları ve istikrar bulmuş daire kararları ile suç yerinde keşif yapılmadan evrak üzerinden afaki bir şekilde kurum zararı tespitinin mümkün olmadığı bu nedenle Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK’nun 83/1 ve 162. maddelerinde keşfin hakimlikçe yapılacağına ilişkin hükümler Ceza Genel Kurulu kararı ve daire uygulamaları karşısında, vergili cezasız gerçek kurum zararının tespiti için ehil bilirkişi marifeti ile keşif yapılması gerektiği, CMK’nun 83/1. fıkrasında yer alan “keşif hakim veya mahkemece veya naip hakim ya da istinabe olunan hakim veya mahkeme ile gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.” düzenlemesi karşısında CMK’nun 83. maddesi gereğince keşfin kural olarak hakim veya mahkemece yapılması gereken işlerden olduğu,
Buna göre, CMK’nun “Soruşturmanın sulh ceza hâkimi tarafından yapılması” başlıklı 163/1. fıkrası ile de “Cumhuriyet Savcısı ancak hakim tarafından yapılabilecek olan bir soruşturma işlemine ihtiyaç duyar ise istemlerini bu işlerin yapılacağı Sulh Ceza Hakimliği’ne bildirir. Sulh Ceza hakimi istenilen işlem hakkında, kanuna uygun olup olmadığını inceleyerek karar verir ve gereğini yerine getirir.” düzenlemesi getirilmiştir. CMK’nun 162. maddesi gereğince Cumhuriyet Savcısı’nın yaptığı bu talep üzerine görevli ve yetkili İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 5235 sayılı Yasa’nın 10/1. fıkrası ve CMK’nun 83. maddesi ile kanundan kaynaklanan ve kanuna uygun olan talep hakkında kanunların açıkça görevli kıldığı Sulh Ceza Hakimi sıfatı ile bu talepleri değerlendirip;
a- Bu talebin kanuna uygun olduğu yönünde CMK’nun 162. maddesi gereğince karar verdikten sonra,
b- CMK’nun 83. maddesinin verdiği yetki ve göreve dayanarak
ba- Talep konusu keşfin bizzat hakimlikçe yapılmasına karar verilip icra edilmesine dair veya,
bb- Gecikmesinde sakınca bulunan bir halin varlığı kanaatinde ise bu keşfin Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılması gerektiğine dair bir karar verilmesi sureti ile sonuçlandırılması gerektiği gözetilerek İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 01/02/2019 tarihli itirazlarının kabulüne karar verilmesi gerektiği halde bu hususlar gözetilmeden itirazı inceleyen Nöbetçi İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Mahkemesince kanun hükümlerine, istikrar bulmuş Yargıtay uygulamalarına, somut olmayan ve dosya kapsamına uymayan gerekçeler ile itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 17. Ceza Dairesi - K.2019/9807).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.