Basit Yargılama Usulü Nedir? (CMK 251)
Basit yargılama usulü, iddianamenin kabulünden sonra bazı suçlarda mahkemenin takdirine bağlı olarak duruşma yapılmadan evrak üzerinde yürütülen, olağan yargılama usulünden daha hızlı ve basit bir ceza muhakemesi usulüdür. Basit yargılama usulünde mahkumiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir (1/4) oranında indirilir. Basit yargılama usulü, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 251. maddesinde düzenlenmiştir.
Biçimsel koşulları mevcut olsa bile, mahkemenin basit yargılama usulünü uygulamaması mümkündür. Mahkeme, açılan kamu davasının özelliğine göre davanın basit yargılama yoluyla görülmesinin daha kolay, etkin ve yerinde olduğu kanaatine varırsa bu yola başvuracaktır, aksi takdirde normal yargılama prosedürünü uygulayacaktır. Bu usulde olağan yargılama usulünde yer alan bazı sanık haklarının gözardı edilerek yargılamanın hızlılığına önem verilmesi adil yargılanma hakkı ihlallerine yol açabilir.
Mahkeme iddianameyi kabul ettikten sonra, önündeki ceza davasına basit yargılama usulünü uygulayıp uygulamayacağına karar vermelidir. Mahkeme, iddianameyi kabul edip duruşma gününü belirledikten sonra artık basit yargılama usulünü uygulayamaz. Duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü değil, normal yargılama usulü uygulanmak zorundadır (CMK m.251/1).
Basit Yargılama Usulü Hangi Hallerde Uygulanır?
Basit yargılama usulü, adli para cezası veya üst sınırı 2 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren suçlarda uygulanabilir. Basit yargılama usulünün uygulanabileceği suçlar şunlardır:
- Basit kasten yaralama suçu (TCK m.86/2),
- Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi (TCK m.88/1),
- Taksirle yaralama suçu (TCK m.89/1),
- Terk suçu (TCK 97),
- Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi (TCK m.98),
- Tehdit suçu (TCK m.106/1),
- Basit cinsel taciz suçu (TCK m.105/1),
- Konut dokunulmazlığının ihlali suçu (TCK m.116/1,2,3),
- İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu (TCK m.117/1),
- Hakaret suçu (TCK m.125),
- Kişinin hatırasına hakaret suçu (TCK m.130).
- İbadethane ve mezarlıklara zarar verme suçu (TCK m.153/2),
- Güveni kötüye kullanma suçu (TCK m.155/1),
- Bedelsiz senedi kullanma suçu (TCK m.156),
- Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu (TCK m.160),
- Taksirli iflas suçu (TCK m.162),
- Karşılıksız yararlanma (TCK m.163),
- Bilgi vermeme (TCK m.166),
- Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (TCK m.170/2),
- Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması (TCK m.171),
- Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali (TCK m.175),
- İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama (TCK m.176),
- Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması (TCK m.177),
- İşaret ve engel koymama (TCK m.178),
- Trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma (TCK m.179/2,3),
- Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma (TCK m.180),
- Çevrenin kasten kirletilmesi (TCK m.181),
- Çevrenin taksirle kirletilmesi (TCK m.182),
- Gürültüye neden olma (TCK m.183),
- Zehirli madde imal ve ticareti (TCK m.193),
- Sağlık için tehlikeli madde temini (TCK m.194),
- Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma (TCK m.195),
- Usulsüz ölü gömülmesi (TCK m.196),
- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK m.206),
- Açığa imzanın kötüye kullanılması (TCK m.209),
- Suçu ve suçluyu övme (TCK m.215),
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (TCK m.216/2,3),
- Kanunlara uymamaya tahrik (TCK m.217),
- Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma (TCK m.219),
- Hayasızca hareketler (TCK m.225),
- Müstehcenlik suçu (TCK m.226/1),
- Birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören (TCK m.230),
- Kötü muamele (TCK m.232),
- Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali (TCK m.233),
- Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK m.234),
- Fiyatları etkileme (TCK m. 237),
- Mal veya hizmet satımından kaçınma (TCK m.240),
- Bilişim sistemine girme (TCK m.243/1,2,3),
- Kamu görevlisinin ticareti (TCK m.259),
- Kamu görevinin terki veya yapılmaması (TCK m.260),
- Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf (TCK m.261),
- Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi (TCK m.262),
- Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma (TCK m.264),
- Suç üstlenme (TCK m.270),
- Yalan tanıklık (TCK m.272/1),
- Suçu bildirmeme (TCK m.278),
- Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi (TCK m.279) (Adli görevden doğan suçu bildirmeme),
- Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme (TCK m.284),
- Ses veya görüntülerin kayda alınması (TCK m.286),
- Genital muayene (TCK m.287),
- Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs (TCK m.288),
- Muhafaza görevini kötüye kullanma (TCK m.289),
- Resmen teslim olunan mala elkonulması ve bozulması (TCK m.290),
- Başkası yerine ceza infaz kurumuna veya tutukevine girme (TCK m.291),
- Hükümlü veya tutuklunun kaçması (TCK m.292/1),
- Muhafızın görevini kötüye kullanması (TCK m.295).
Basit Yargılama Usulünde Görevli Mahkeme
Basit yargılama usulüne tabi suçlara bakma görevi kural olarak asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. Çünkü, bu usul kapsamındaki suçların tamamı asliye ceza mahkemesinin görevine girmektedir.
Basit Yargılama Usulü Nasıl Uygulanır?
Duruşmasız Yargılama: Basit yargılama usulünde duruşma yapılmaz, tüm işlemler evrak üzerinden yürütülür. Basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı kendisine kamu davası açılan mahkeme tarafından takdir edilir. Mahkeme ceza davasının özelliğine göre, iddianamedeki vakıanın hukuksal çözümünde basit yargılama usulünün daha etkili bir yol olacağı kanaatine vardığında duruşma açmaya gerek olmadan uyuşmazlığı bu usulle çözecektir.
Yazılı Savunma: Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece kabul edilen savcılık iddianamesi; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta, basit yargılama usulünün uygulanacağı ve duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususları da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir (CMK m.251/2).
Mahkemenin Hükmü: Mahkeme karar vermek için dava dosyasının özelliğine göre ilgili kurum ve kuruluşlardan toplanması gereken tüm belgeleri müzekkere yazarak toplar. Sanık, mağdur ve şikayetçiye beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın karar verir. Mahkeme, evrak üzerinden beraat kararı verebileceği gibi mahkumiyet kararı da verebilir. Mahkeme, TCK m.223’te yer alan herhangi bir hükmü evrak üzerinden verebilir. Mahkeme, ceza mahkumiyetine karar verdiği takdirde yargılama konusu suç için kanunda yer alan yaptırıma ve TCK m.61’e göre alt ve üst sınırlar arasında ceza belirlendikten sonra CMK m.223’te belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkumiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir (CMK m.251/3).
Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir (CMK m.251/3).
Basit Yargılama Usulünde Yaptırımın Özelliği
Asliye ceza mahkemesi veya ağır ceza mahkemesi, basit yargılama usulünün uyguladığı ceza davasında CMK m.223 çerçevesinde, sanık hakkında aşağıdaki kararlardan herhangi birini verebilir:
-
Cezaya mahkumiyet yerine veya mahkumiyetin yanı sıra güvenlik tedbiri,
Mahkeme, hüküm kurarken TCK m.61’e göre alt ve üst sınırlar arasında temel cezayı belirler. Sanığın belirlenen sonuç cezası dörtte bir (1/4) oranında indirilir (CMK m.251/3).
Mahkeme Kararına Karşı İstinaf veya İtiraz Edilmesi ve Duruşma Açılması
Basit yargılama usulü uygulanarak verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir (CMK 252/1).
İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında CMK m.223 uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır (CMK m.252/2).
Mahkeme, itiraz üzerine yeniden hüküm verirken, CMK m.251 gereği basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde CMK m.251/3 gereği yapılan 1/4 oranındaki indirim korunur.(CMK m.252/3).
İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır.(CMK m.252/4).
İtiraz üzerine duruşma açılarak yeniden hüküm kurulması halinde; bu hükümlere karşı genel hükümlere göre istinaf veya itiraz kanun yollarına başvurulabilir. İtiraz kanun yolu başvuru süresi; asliye ceza mahkemesi tarafından verilen kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gündür. İtiraza konu karar, itiraz hakkına sahip kişinin yokluğunda verileceğinden itiraz süresi de tebliğden itibaren başlar. Hangi mahkeme karar vermişse, itiraz dilekçesi de o mahkemeye verilmelidir (CMK md. 268/1). Çünkü, kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme itirazın haklı olduğu kanaatine varırsa, talep doğrultusunda kararını kendiliğinden düzeltebilir (CMK md. 268/2). Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok 3 gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mahkemeye gönderir.
İstinaf başvurusu, hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. Bu kural sanığın bulunduğu duruşmada hükmün açıklanması halinde geçerlidir. Sanığın hazır olmadığı duruşmada, yani sanığın yokluğunda hükmün açıklanması halinde, 7 günlük istinaf yoluna başvuru süresi hükmün sanığa tebliğinden itibaren başlar (CMK md. 273/2).
Mahkemenin Basit Yargılama Usulünden Olağan Yargılama Usulüne Geçmesi
Mahkeme, basit yargılama usulünün herhangi bir evresinde, iddianameyle ortaya konulan uyuşmazlığın duruşma açılmaksızın çözülemeyeceği kanaatine varırsa, basit yargılama usulüne son vererek olağan yargılama usulünü uygulayabilir. Örneğin, yapılan yazışmalardan sonra dosyada sübuta etkili ve dinlenmesi gereken tanıkların mevcut olduğunu gören asliye ceza mahkemesi, basit yargılama usulüne son vererek tanıkları dinleyebilmek için duruşma açarak olağan yargılama usulüne geçecektir.
Basit Muhakeme Usulünün Uygulanmayacağı Haller Nelerdir?
Aşağıdaki hallerde basit muhakeme usulü uygulanamaz:
Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz (CMK m.251/7).
Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz (CMK m.251/8).
Basit Yargılama Usulünün Derdest Davalara Etkisi
Basit yargılama usulü, kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle yargılaması devam eden tüm davalar açısından uygulanır. Ceza davası hakkında karar verilmiş olup da dava istinaf/temyiz kanun yolu aşamasında olsa bile, karar basit yargılama usulünün uygulanması için bozularak dosya yargılamayı yapan mahkemeye gönderilecektir.
Kesinleşmiş ceza davaları açısından artık basit yargılama usulü uygulanmayacaktır.
Basit Yargılama Usulü Yargıtay Kararları
Basit Yargılama Usulünün Ugulanması Yargıç Takdir Hakkına Sahiptir
5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesinin “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” biçimindeki düzenleme ile basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmaması hakimin takdirine bırakılmış olup,takdir hakkının kullanılmasına yönelik herhangi bir ölçüt de bulunmamaktadır. Ayrıca CMK’nın 251/8. maddesinin “Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.” şeklindeki hükümler gözetildiğinde, sanık hakkında hakaret suçundan yargılama yapılarak sanığın 5237 sayılı TCK’nın 125/1. 125/4.,43 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, “hakaret” suçu her ne kadar basit yargılama usulüne tabi ise de sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükümde suçun alenen işlenmesi nedeniyle sanığın cezasında artırım yapıldığının anlaşılması karşısında, kararda bir isabetsizlik görülmediğinden kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/39896 E. , 2022/6170 K.).
Basit Yargılama Usulü- Basit Kasten Yaralama/Alenen Hakaret Suçu
Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi olan basit kasten yaralama suçu, bu usule tabi olmayan alenen hakaret suçu ile birlikte işlendiği, aynı Kanun’un 251/8. fıkrasında düzenlenen “basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması halinde uygulanmaz.” hükmü uyarınca basit kasten yaralama suçu yönünden basit yargılama usulü uygulanamayacağından, tebliğnamenin bu yöndeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi - K.2021/9079).
Basit Yargılama Usulü- Kasten Yaralama/Tehdit Suçu
Sanığın temyize konu TCK’nin 106/1-1. maddesinde düzenlenen “Tehdit” suçunu, TCK’nin 86/1. maddesinde düzenlenen “Kasten Yaralama” suçu ile birlikte işlediği dikkate alındığında, 5271 sayılı CMK’nin 251/8. maddesinin “Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.” şeklindeki hükmü karşısında, basit yargılama usulünün uygulanamayacağı anlaşılmakla, tebliğnamenin bozma istemli görüşüne iştirak edilmemiştir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi- K.2021/8938).
Sanığın temyize konu 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesinde düzenlenen “Basit Kasten Yaralama” suçunu, TCK’nin 106/2-a. maddesinde düzenlenen “tehdit” suçu ile birlikte işlediği iddiası nedeniyle yapılan kovuşturma dikkate alındığında, 5271 sayılı CMK’nin 251/8. maddesinin “Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.” şeklindeki hükmü karşısında, basit yargılama usulü uygulanamaz (Yargıtay 1. Ceza Dairesi-K.2021/8811).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.