Kişilerin Malları Üzerinde Usulsüz Tasarruf Suçu Nedir? (TCK 261)
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu, 5237 sayılı TCK’nın 261. maddesinde “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” bölümünde şu şekilde düzenlenmiştir:
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf
Madde 261- (1) İlgili kanunlarda belirlenen koşullara aykırı olduğunu bilerek, kişilerin taşınır veya taşınmaz malları üzerinde, karşılık ödenmek suretiyle de olsa, zorla tasarrufta bulunan kamu görevlisi, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kişilerin Malları Üzerinde Usulsüz Tasarruf Suçunun Unsurları
Madde gerekçesine göre; madde metninde, kamu görevlilerinin maddede gösterilen fiilleri icra suretiyle kişilerin taşınır veya taşınmaz malları üzerindeki tasarruf haklarını ortadan kaldırmaları veya sınırlandırmaları suç olarak tanımlanmaktadır. Madde, aynı zamanda kamulaştırma hususundaki kurallara uymadan kişilerin mallarına elkonulmasını da cezalandırmaktadır.
Özellikle belirtelim ki, TCK m.261’de yer alan kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu tali/tamamlayıcı nitelikte bir normdur. Yani, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç teşkil ediyorsa, fail daha ağır cezayı gerektiren suçun hükümleriyle yargılanacaktır. Fiil daha ağır bir cezayı gerektirmiyorsa, fail, kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu hükümlerine göre yargılanacaktır.
Suçun faili kamu görevlisidir. Kamu görevlisi, kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişidir. Örneğin, polis, belediye başkanı, bilirkişi, kaymakam, muhtar vb. kişiler kamu görevlisidir.
Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğundan hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.
Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğundan hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür.
Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.
Uzlaşma
Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Görevli Mahkeme
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilir.
Kovuşturma aşamasında basit yargılama usulü uygulanarak yargılama yapılabilir.
Kişilerin Malları Üzerinde Usulsüz Tasarruf Suçu Yargıtay Kararları
Kişilerin Malları Üzerinde Usulsüz Tasarruf ve Görevi Kötüye Kullanma Suçu
…Beldesi Belediye Başkanı olarak görev yapan sanığın, İmar Kanununun 18. maddesinde belirtilen koşullar oluşmaksızın veya kamulaştırma yapmaksızın katılana ait … Beldesi … mahallesi … ada … parsel nolu taşınmaz üzerindeki bahçe duvarına su oluklarına ağaç ve fidanlara zarar vererek imar planını uygulamaya çalışıp katılanın zararına yol açtığı iddia edilen olayda; görevi kötüye kullanma suçunun düzenlendiği TCK’nın 257. maddesi genel, tali ve tamamlayıcı bir hüküm olup kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması ile oluşacağı nazara alındığında, sanığın eyleminin TCK’nın 154/1. maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz veya TCK’nın 261. maddesinde düzenlenen kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2018/1970).
Sanık …‘ün, suç tarihinde Artvin İl Özel İdaresi Yol ve Ulaşım Hizmetleri müdür vekili olarak görev yaptığı, katılan …‘in yazılı rızası alınmadan ve köy ihtiyar heyeti tarafından kamu yararına kamulaştırma kararı alma yönünde herhangi bir uygulama yapılmadan arazisinden yol geçirilmesi suretiyle T.C. Anayasasının 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddia edilen olayda; görevi kötüye kullanma suçunun düzenlendiği TCK’nın 257. maddesi genel, tali ve tamamlayıcı bir hüküm olup kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması ile oluşacağı nazara alındığında, sanığın eyleminin TCK’nın 154/1. maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz veya TCK’nın 261. maddesinde düzenlenen kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçunu oluşturabileceği dikkate alınarak davaya bakmanın, delillerin takdir ve tartışılmasının 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesinin görevi kapsamında bulunduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden karar tarihinde faaliyette bulunan sulh ceza mahkemesinde yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi-Karar: 2017/4591).
Tasarruf İçin Zor Kullanılmamış Olması
SUÇ : Mala zarar verme, kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf
Belen Köyü muhtarı olan sanığın, herhangi bir kamulaştırma işlemi olmadan köyün içme suyu şebekesini katılanın bahçesinin içerisinden geçirdiği, boruları toprak altına gömmek için çalışma yaptığı esnada katılanın bahçesindeki 22 adet üç yaşındaki nar fidanlarını sökmek ve kökten kırmak suretiyle zarar verdiği, bu şekilde sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda,
Sanığın aşamalarda değişmeyen ifadesinde, suçlamaları kabul etmemesi, İl Özel İdaresi tarafından yapılan projeye uygun olarak köy içme suyuna ait borunun bahçesinden geçecek kişilerin önceden bilgilendirildiğini ve bu kapsamda katılana da haber verip rızasını aldıklarını belirtmesi, bu hususun tanıklar M. S. ve M. Y. beyanlarınca da doğrulanması, söz konusu projenin KÖYDES yapım programı çerçevesinde İl İdare Kurulunun 15.11.2005 tarihli kararına istinaden hayata geçirilmesi ve Antalya İl Özel İdaresinin 05.02.2010 tarihli yazısında bu gibi hizmetler bedelsiz olarak yapıldığından dolayı tesisin bulunduğu arazi güzergahları ile ilgili herhangi bir kamulaştırma ve istimlak bedeli ödenmediğinin belirtilmesi arazi üzerinde tasarruf için zor kullanılmamış olması karşısında, atılı suçların yasal unsurları itibariyle oluşmadıkları gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2014/8018).
Yol Geçirilerek Usulsüz Tasarrufta Bulunma
İkizdere İlçesi Ilıca köyünün muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri olan sanıkların, katılanlara ait 238 ada 4 ve 5 nolu parsellerden yazılı muvafakatlerini almadan ve kamulaştırma işlemi olmaksızın yol geçirmek suretiyle usulsüz olarak tasarrufta bulunduklarının iddia edildiği olayda, yapılan yargılama sonucunda; katılanlara ait 238 ada 4 ve 5 nolu parsellerde keşif yapılması sonucu belirtilen parsellerde bir değişikliğin bulunmadığının tespit edilmesi ile sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş ise de katılan … vekili tarafından 29/01/2013 tarihli celsede yol geçirilen parsellerin iddianamede belirtilenin aksine 242 ada 1 nolu parsel ve 241 ada 4 nolu parsel olduğunun, söz konusu parsellere ilişkin olarak el atmanın önlenmesi için açılan davanın yargılamasının Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/160 Esas sayılı dosyasında devam ettiğinin bildirilmesine rağmen mahkemece bu hususlar değerlendirilmeden yalnızca iddianamede belirtilen ada ve pafta numaraları nazara alınarak hüküm kurulduğu anlaşıldığından; katılanlar, sanıklar ve tanıkların beyanları ile Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesinin anılan dosyası dikkate alınıp mahkemece üzerinden yol geçirilerek usulsüz tasarrufta bulunulan parsellerin tespitinden ve katılanların iştiraki ile mahallinde yeniden keşif yapılmasından sonra hasıl olacak sonuca göre sanıkların eylemlerinin hukuki niteliğinin tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 5. Ceza dairesi - Karar: 2017/4323).
Kişilerin Malları Üzerinde Usulsüz Tasarruf Görevli Mahkeme
Sanık …‘ün, suç tarihinde Artvin İl Özel İdaresi Yol ve Ulaşım Hizmetleri müdür vekili olarak görev yaptığı, katılan …‘in yazılı rızası alınmadan ve köy ihtiyar heyeti tarafından kamu yararına kamulaştırma kararı alma yönünde herhangi bir uygulama yapılmadan arazisinden yol geçirilmesi suretiyle T.C. Anayasasının 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddia edilen olayda; görevi kötüye kullanma suçunun düzenlendiği TCK’nın 257. maddesi genel, tali ve tamamlayıcı bir hüküm olup kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması ile oluşacağı nazara alındığında, sanığın eyleminin TCK’nın 154/1. maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz veya TCK’nın 261. maddesinde düzenlenen kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçunu oluşturabileceği dikkate alınarak davaya bakmanın, delillerin takdir ve tartışılmasının 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesinin görevi kapsamında bulunduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden karar tarihinde faaliyette bulunan sulh ceza mahkemesinde yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi -Karar: 2017/4591).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.