0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı Nedir? (CMK 223/3-4)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı; görülmekte olan bir ceza davasında mahkemenin duruşmayı bitirerek uyuşmazlığın esasını çözmek üzere verdiği bir hüküm çeşididir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, 5271 sayılı CMK’nın 223/3-4 maddesinde düzenlenmiştir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı beraat kararı mahiyetinde değildir, fiil suç teşkil etmesine rağmen faile belli nedenlerle ceza verilmemesi sonucunu doğuran nihai bir karardır.

İki ana nedenle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi mümkündür:

  • Failin kusuru bulunmaması sebebiyle,

  • Kanunda düzenlenen cezasızlık halleri sebebiyle.

Ceza mahkemesi, hüküm kurarken cezasızlık halleri ile failin kusurunun bulunmaması nedenlerinden hangisine dayanarak ceza verilmesine yer olmadığı kararı verdiğini açıklamalıdır (CMK m.230/3). Mahkeme hükmünün gerekçesindeki neden, adli sicil kaydının tutulmasında veri olarak kullanılmaktadır.

Derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez (CMK m.223/9).

Kusur Bulunmaması Nedeniyle Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı

Aşağıdaki hallerde fiil suç teşkil etmesine rağmen failin kusurunun bulunmaması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir (CMK m.223/3):

  • Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,

  • Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,

  • Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,

  • Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi,

hallerinde, failin kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.

1. Yaş Küçüklüğü

Yaş küçüklüğü, kusur yeteneğini azaltan veya ortadan kaldıran ve bu açıdan çocuğun cezai ehliyetinin sınırlarını belirleyen bir nedendir. 12 yaşında küçük çocukların cezai ehliyeti ve sorumluluğu yoktur. Bu çocuklar hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; yani ceza davası açılamaz, ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir (TCK m.31/1). Yargılama sırasında çocuğun yaşının küçük olduğu yaş tespitiyle anlaşıldığında hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir. 12-15 yaş grubundaki çocukların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin; yani isnat yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur (TCK m.32/1). Bu durumdaki çocukların cezai sorumluluğu olmadığından, haklarında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir (CMK m.223/3-a). 15-18 yaş grubundaki çocukların gerçekleştirdikleri davranışların hukukî anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneğine sahip olmakla birlikte; bu kişilerin, davranışlarını yönlendirme yetenekleri yeterince gelişmemiş olduğu kabul edilmektedir. Bu yaştaki çocuklara sadece ceza indirimi uygulanmaktadır.

2. Akıl Hastalığı

Akıl hastalığı veya zayıflığı, kusur yeteneğini ortadan kaldıran veya zayıflatan sebeplerdendir. Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur (TCK m.32/1). Bu nedenle bu kişiler hakkında cezaverilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir (CMK m.223/3-a). İşlediği fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında sadece ceza indirimi uygulanır (TCK m.32/2).

3. Sağırlık ve Dilsizlik Hali

15 yaşını tamamlamamış sağır ve dilsiz çocukların cezai ehliyeti yoktur. Bu çocuklar hakkında ceza soruşturması yapılamaz. Ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir. 15-18 yaş grubundaki sağır ve dilsiz çocukların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur (TCK m.32/1). Bu durumdaki sağır ve dilsiz çocuklar hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir (CMK 223/3-a). 18-21 yaş aralığında sağır ve dilsizler hakkında sadece ceza indirimi uygulanır.

4. Geçici Nedenler

Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez (CMK m.223/3-a). Bu durumdaki kişiler hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir. İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında bu hükümler uygulanmaz (TCK m.34).

5. Hukuka Aykırı Fakat Bağlayıcı Emrin Yerine Getirilmesi

Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz. Bu halde fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir (CMK m.223/3-b). Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur. Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur (TCK m.24).

6. Zorunluluk Hali

Zorunluluk hali, kendisinin veya başkasının bir hakkına yönelik ağır ve muhakkak bir tehlikeye karşı başka suretle korunma olanağı bulunmaması şartıyla tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu altında işlenen fiilleri ifade eder (TCK m.25/2). Zorunluluk hali altında suç işleyen kişi hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir (CMK m.223/3-b).

7. Cebir veya Tehdit Etkisiyle Suç İşlenmesi

Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir (CMK m.223/3-b). Bu gibi hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.

8. Meşru Savunmada Sınırın Heyecan, Korku ve Telaş Nedeniyle Aşılması

Meşru savunma, kendisine veya başkasına yönelmiş haksız bir saldırıya karşı o anki durum ve imkanlarla saldırı ile orantılı bir şekilde saldırıyı engellemek için işlenen fiildir. Ceza hukukunda meşru savunma, bir hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmektedir (TCK m.25). Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez (TCK m.27/2). Bu halde fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir (CMK m.223/3-c).

9. Kusurluluğu Kaldıran Hataya Düşülmesi

Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. Ceza sorumluluğunu kaldıran ve azaltan nedenler; hukuka uygunluk sebepleri ve kusurluluğu etkileyen hallerdir. İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz (TCK m.34/3-4). Bu halde fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı hükmü verilir (CMK m.223/3-d).

Cezasızlık Halleri Sebebiyle Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı

İşlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen, cezasızlık halleri nedenleriyle faile ceza verilmeyebilir. Cezasızlık nedenleri; suçun işlenmesinden sonra ortaya çıkan cezayı kaldıran şahsi sebepler olabileceği gibi (Örneğin, etkin pişmanlık) suçun işlenmesi sırasında objektif olarak mevcut olan şahsi cezasızlık sebepleri de (Örneğin, fail ile mağdur arasında akrabalık ilişkisi) olabilir.

Cezasızlık halleri sebebiyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı aşağıdaki hallerde verilir (CMK m.223/4):

  • Etkin pişmanlık,

  • Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı,

  • Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret,

  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı,

dolayısıyla, faile ceza verilmemesi hallerinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.

1. Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olması, suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi ve ceza adaletine olumlu davranışlarıyla katkı sunması halinde atıfet hükümlerinin uygulanmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur. Etkin pişmanlık halinde fail hakkında çoğunlukla ceza indirimi uygulanmaktadır. Ancak bazı suçlarda, etkin pişmanlık halinde faile ceza verilmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Etkin pişmanlık nedeniyle cezasızlık hali içeren en tipik iki suç; uyuşturucu madde kullanma ve ticareti suçu (TCK m.192) ve Örgüt kurma, yönetme veya örgüt üyeliği suçları (TCK m.221) olarak gösterilebilir. Organ ve doku ticareti (TCK m.93), parada ve kıymetli damgada sahtecilik (TCK m.201), rüşvet Suçu (TCK m.254) ve yalan tanıklık suçu (TCK m.274). Tüm bu suçlardaki şartların gerçekleştiren etkin pişmanlık hallerinde, fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir (CMK m.223/4-a).

2. Şahsi Cezasızlık Sebepleri

Şahsi cezasızlık sebepleri, failin kişisel özellikleri, ilişkileri ve belli durumlar nedeniyle cezalandırılmamasını gerektiren sebeplerdir. Şahsi cezasızlık haline birkaç örenk vermek gerekirse; TCK m.22/6’ya göre, taksirle ölüme sebebiyet verme suçunda failin eylemi münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa faile ceza verilmez. Şahsi cezasızlık haline diğer örnekler; malvarlığına karşı işlenen suçların (hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma vb.) eşlerden birinin, üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın, aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, aleyhine işlenmesi halinde faile ceza verilmez. Şahsi cezasızlık hallerinin varlığı halinde, fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir (CMK m.223/4-b).

3. Haksız Fiil Nedeniyle veya Karşılıklı Hakaret

Haksız fiile bir tepki olarak hakaret suçunun işlenmesi halinde verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir (TCK m.129/1).

Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir (TCK m.129/3). Karşılıklı hakaret suçunda fail hakkında ceza vermekten vazgeçildiği takdirde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir (CMK m.223/4-c).

4. İşlenen Fiilin Haksızlık İçeriğinin Azlığı

İşlenen fiil suç teşkil etmesine ve failin isnat yeteneği olmasına rağmen, işlenen fiilin haksızlık içeriği az ise faile ceza verilmemelidir. Örneğin, bir üzüm bağının yanından geçerken bir salkım üzüm alan failin eylemi hırsızlık suçu teşkil etmesine rağmen, haksızlık içeriğinin azlığı nedeniyle faile ceza verilmemelidir. Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir (TCK m.145). Fiilin haksızlık içeriği az ise, fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir (CMK m.223/4-d)

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı Yargıtay Kararları


Akıl Hastası Hakkında Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı

Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığa yükletilen suça ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde, TCK’nin 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın ne şekilde söz konusu suçları işlediği tartışılıp açıklanmadan ve CMK’nın 193/1. maddesine aykırı olarak, akıl hastası olan sanığın savunması alınmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle doğrudan sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar : 2020/5360).

Yaş Küçüklüğü Nedeniyle Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı

1- Suç tarihinde 12-15 yaş aralığında bulunan ve kamu malına zarar verme, hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma suçunu işlediği kabul edilen suça sürüklenen çocuk hakkında düzenlenen doktor raporuna göre, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmediği belirlenen suça sürüklenen çocuk hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 5271 sayılı CMK’nın uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

2-5237 sayılı TCK’nın 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun Çocuk Koruma Kanununa Göre Verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin uyarınca, fiili işlediği sırada oniki yaşını bitirmiş onbeş yaşını doldurmamış bulunan çocukların işledikleri fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamamaları veya davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde mahkemece suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuk hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2015/30775).

İçtima Halinde Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu yönünden; sanığın, mağdurun kamyonunun yanına gidip aralarında 100 metre uzaklık varken üzerinde taşıdığı tabanca ile mağdura doğru onu korkutmak amacıyla bir kez ateş etmekten ibaret eyleminin, TCK’nın 106/2-a ve 170/1-c maddelerine uyan silahla tehdit ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarını oluşturduğu, TCK’nın 44. maddesi uyarınca sadece en ağır cezayı gerektiren silahla tehdit suçundan hükümlülük kararı verilmesi ile yetinilmesi ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan da karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sadece CMK’nın 223/4. maddesinde belirtilen sınırlı nedenlere dayalı olarak verilmesi mümkün bulunduğu dikkate alınmadan sanık hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar : 2020/3714).

Uyuşturucu Kullanma Suçunda Ceza Verilmesine Yer Olmadığı

Hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılmış herhangi bir soruşturma olmadığı halde, rahatsızlanması üzerine hastaneye kaldırılan sanığın, uyuşturucu madde kullandığını beyan etmesi üzerine olay yerinde AM-2201 ve JWH-122 bulaşıklı pet şişenin tespit edildiği olayda; sanığın, uyuşturucu madde kullandığını belirterek, bu suçtan soruşturma yapılmasını sağlaması ve resmi makamların bilgisinin bulunmadığı aşamada kendi beyanı ile suçunu ortaya çıkarması nedeniyle, hakkında 5237 sayılı Kanun’un 192 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi, nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür (Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17997 E. , 2023/1213 K.).

Sanığın hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılmış bir soruşturma olmadığı halde, hırsızlık suçundan yapılan soruşturma sırasında uyuşturucu madde kullandığını belirtmesi üzerine hastaneden alınan raporda idrar analizinde uyuşturucu madde metaboliti saptandığı olayda; sanığın, uyuşturucu madde kullandığını söyleyerek, bu suçtan soruşturma yapılmasını sağlaması ve resmi makamların bilgisinin bulunmadığı aşamada kendi beyanı ile suçunu ortaya çıkarması nedeniyle, hakkında TCK’nın 192/2. maddesi gereğince “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 10.Ceza Dairesi-Karar : 2020/1152).

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Hükmünde Çelişki ve Yetersiz Gerekçe

Sanık … ve katılan sanık …‘in hakaret suçlarını karşılıklı işlediklerinin kabul edilmesi karşısında, sanık … hakkında hakaret suçundan, “sabit olmaması nedeniyle” beraat kararı verilmesine karşın, katılan sanık … hakkında ise hakaret suçundan “karşılıklı hakaret nedeniyle” şeklinde gerekçeyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi suretiyle hükümler arasında çelişkiye yol açılması, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - K.2020/7018).

Sanık …‘nun karşı komşusu olup tarafsız olduğu anlaşılan tanık …‘ın aşamalardaki beyanlarında, sanıkların katılana hakaret ettiğini, katılanın ise “küfürlerinizi aynen size iade ediyorum” dediğini beyan etmesi karşısında, hakaretlerin karşılıklı işlendiğinden söz edilerek yetersiz gerekçe ile sanıklar hakkında hakaret suçlarından ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - K.2020/5805).

Meşru Savunma Halinde Beraat Kararı Verilmelidir

Sanık … hakkında katılan …‘e yönelik kasten yaralama suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığı kararına yönelik temyiz talebine gelince;

CMK’nın 223/2 (d) maddesi uyarınca sanığın eyleminin meşru savunma kapsamında kaldığının kabul edilmesi karşısında, beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar : 2020/4343).

İşlenen Fiilin Haksızlık İçeriğinin Azlığı

Sanığın, annesinin rahatsızlığı nedeniyle gittiği hastanede, müşteki doktorun sırada bekleyen hastaları olduğunu, acile gitmeleri gerektiğini söylemesi üzerine rahatsızlığı nedeniyle acı çeken annesinin ağlamaya başladığı, bunu gören sanığın öfkelenerek “sizin insanlığınıza tüküreyim” şeklinde hakaret ettiği olayda, işlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığından söz edilemeyeceği gözetilmeden yasal dayanağı olmayan gerekçeyle sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar : 2015/5530).

Tarafların karşılıklı denk ağırlıkta birbirlerine saldırdıkları şeklindeki kabulün, katılan sanıklar için CMK’nın 223/4-d maddesindeki “işlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı” nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilebilmesi için gerekçe olamayacağı gözetilmeden, kanuni olmayan gerekçe ile hükümler kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 4.Ceza Dairesi - Karar : 2014/2158).

Karşılıklı Hakaret Suçunun Oluşmaması Halinde Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı Verilemez

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanık …’in katılan …’a söylediği kabul edilen “sen kalıbının adamı değilsin” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözleri ile sanık …’ın …’e söylediği kabul edilen “ne diyorsun lan” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, tarafların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun yasal unsurlarının her iki katılan sanık hakkında somut olayda oluşmadığı gözetilmeden yetersiz gerekçe ile sanıklar hakkında karşılıklı hakaret nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar : 2019/10751).

Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi nedeniyle ceza vermekten vazgeçilmesi halinde temel cezaya hükmetmeden TCK’nın 129/3 ile CMK’nın 223/4-c. maddesi gereğince doğrudan “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi; Karşılıklı hakaret eylemleri yönünden, CMK’nın 223/4-c maddesi gereğince “ceza verilmesine yer olmadığına” yerine “ceza vermekten vazgeçilmesine” biçiminde anılan Kanun maddesinde öngörülmeyen bir karar türüyle hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi -Karar : 2019/4046).


İstanbul Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS