Sağır ve Dilsizlik Nedir? (TCK 33)
Sağır ve dilsizlik, kusur yeteneğini ve ceza ehliyetini etkileyerek failin işlediği fiil nedeniyle hiç ceza almaması veya cezasından indirim yapılmasını sağlayan bir hukuki haldir. Sağır ve dilsizlik, 5237 sayılı TCK’nın 33. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde gerekçesine göre, işitme yeteneğine doğuştan sahip olmayan veya küçük yaşta bu yeteneği tamamen yitiren insanın algılama yeteneği yeterince gelişmez. Sağır ve dilsizin ceza sorumluluğunun belirlenmesinde, suç oluşturan fiili işlediği sıradaki yaşı, ölçü alınmıştır. Böylece, sağır ve dilsizlerle ilgili olarak, yaş küçüklerinin sorumluluk rejimine paralel bir düzenleme yapılmıştır. Ancak, sağır ve dilsizlerin algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği daha geç gelişebileceği düşüncesiyle, ayrı bir yaş grubu sınıflandırması yapılmıştır.
Sağır ve dilsiz çocuklar, 15 yaşından küçük iseler tam ehliyetsiz kabul edilir. 15-21 yaş aralığında suç işleyen sağır ve dilsiz çocuklara belli oranlarda ceza indirimi yapılır. 21 yaşından sonra tam ehliyetli kabul edilirler. Ancak, bu yaşlarda dahi adli rapor alınarak kusur yetenekleri tespit edilmelidir.
Sağır ve Dilsizlerin Cezai Sorumluluğu
Sağır ve dilsizler hakkında kendine özgü bir cezai sorumluluk rejimi vardır. Buna göre, sağır ve dilsizler hakkında yaş gruplarına göre şu şekilde ceza indirimi yapılmalıdır (TCK 33):
15 Yaşından Küçük Sağır ve Dilsizler: 15 yaşını tamamlamamış sağır ve dilsiz çocukların cezai ehliyeti yoktur. Bu çocuklar hakkında ceza soruşturması yapılamaz. Ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
15-18 Yaş Grubundaki Sağır ve Dilsizler: 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; çocuk hakimi veya mahkemesi ile cumhuriyet savcılığı tarafından hem kusur yeteneği açısından “adli rapor” hem de “sosyal inceleme raporu” alınmalıdır. Bu çocukların işlediği suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Suç, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer süreli hapis cezalarının yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz (TCK m.33 atfıyla TCK md.31/2). Özellikle belirtelim ki; 15 yaşını doldurmuş ancak 18 yaşını doldurmamış sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdir yetkisi adli rapor ve sosyal inceleme raporunu dikkate alarak münhasıran mahkemeye aittir.
18-21 Yaş Grubundaki Sağır ve Dilsizler: 18 yaşını doldurmuş olup da 21 yaşını doldurmayan sağır ve dilsizler hakkında; kusur yeteneği açısından adli rapor alınmasına gerek yoktur, ancak sosyal inceleme raporu alınmalıdır. Bu çocuklar hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Suç, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer süreli tüm cezaların üçte biri indirilir ve bu halde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.
Madde gerekçesine göre, fiili işlediği sırada yirmibir yaşını doldurmuş olan sağır ve dilsizler açısından yaşın ceza sorumluluğu üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı kabul edilmiştir. Ancak, bu kişilerin işledikleri fiil açısından algılama veya irade yeteneğinin olup olmadığı yönünde ortaya çıkabilecek sorunla ilgili olarak, akıl hastalarına ilişkin sorumluluk rejiminin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Sağır ve Dilsizlik Sosyal İnceleme Raporu
Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş ancak onsekiz yaşını doldurmamış çocuk sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından sosyal inceleme yaptırılması zorunludur.
Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş ancak onsekiz yaşını doldurmamış çocuk sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığını takdir yetkisi münhasıran mahkemeye aittir. Sosyal incelemeyi yapan bilirkişi, çocuğun içinde bulunduğu aile ortamı, sosyal çevre koşulları, gördüğü eğitim, fiziksel ve ruhsal gelişimi hakkında bir rapor düzenler. Hâkim, bu yaş grubuna giren çocuğun kusur yeteneğinin olup olmadığını takdir ederken, görevlendirdiği bilirkişinin hazırlamış bulunduğu raporda yer verilen gözlem, tespit ve değerlendirmeleri gözönünde bulundurur (ÇKK Yön. m.20).
Hâkim veya mahkeme, sosyal inceleme raporu ile birlikte çocuğun işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin belirlenebilmesi amacıyla adlî tıp uzmanı, psikiyatrist ya da zorunluluk hâlinde uzman hekimden görüş alır.
Sağır ve Dilsizlik Halinde Uygulanamayacak Güvenlik Tedbirleri
Fiili işlediği sırada 21 yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında TCK m.53/1’de yer alan güvenlik tedbiri hükümleri uygulanmaz (TCK m.33 atfıyla m.53/4). 21 yaşından küçük sağır ve dilsiz kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak aşağıdaki haklardan yoksun bırakılmaz:
-
Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
-
Seçme ve seçilme ehliyetinden,
-
Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
-
Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
-
Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılamaz.
Fiili işlediği sırada 21 yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsiz kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz (TCK m.58/5).
Sağır ve Dilsizler Hakkında Ne Karar Verilir?
Sağır ve dilsizlik, yaş gruplarına göre farklılık arzetmek üzere ceza indirim nedeni olarak düzenlenmiştir. Ancak, sağır ve dilsizin 15 yaşından küçük olması veya sağır dilsizliğin ceza ehliyetini tam etkilemesi halinde cezasızlık hali söz konusu olacaktır.
CMK’nın 223/3-a maddesine göre ceza ehliyetini tam etkileyen sağır ve dilsizlik halinde kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. Bu kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanır.
Sağır ve Dilsizlik Yargıtay Kararları
Sağır ve Dilsizler Hakkında Tekerrür Hükümleri
Sağır ve dilsiz olan sanığın tekerrüre esas alınan hükümlülüğüne konu suçu işlediği tarihte henüz 21 yaşını doldurmamış olması nedeniyle hakkında 5237 sayılı TCK’nın 33/1. maddesi delaletiyle aynı yasanın 31/3. maddesinin uygulanmış olması ve anılan Yasanın 58/5. maddesinde 18 yaşından küçüklerin işledikleri suçlardan dolayı tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının belirtilmiş olması karşısında; sanığın 18 yaşını doldurmayan küçüklerle aynı konumda olduğu sırada işlediği suçtan dolayı verilen mahkumiyet kararının tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 22. Ceza Dairesi - Karar: 2015/7139).
Sağır ve Dilsizlerde Zamanaşımı
5237 sayılı TCK’nın 33/1. maddesi uyarınca, sanığın, 18-21 yaş grubunda sağır ve dilsiz olması nedeniyle, 15-18 yaş grubundaki çocuklara ilişkin hükümlere tabi olduğunun anlaşılması karşısında; sanığa yüklenen ve 5237 sayılı TCK’nın 142/1-a, 31/3 maddelerine uyan hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 7 yıl 12 aylık zamanaşımının suç tarihi olan 02/04/2008 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, karar verildi (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar : 2017/1707).
Sağır ve Dilsizlerde Avukat, İndirim Nedenleri ve Tekerrür
1-5271 sayılı CMK nın 150/2 ve 188/1 maddeleri gereğince atanan zorunlu müdafiinin hazır bulundurulması sağlanıp bu mümkün olmaz ise CMK’nın 151. maddesi gereğince yeniden müdafii tayini gerektiği gözetilmeden, sağır ve dilsiz olduğu anlaşılan sanığın müdafiisi bulunmaksızın savunması alınıp, müdafiinin yokluğunda mahkumiyetine karar verilerek, sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
2-Kabule göre de; suç tarihi itibari ile 21 yaşını doldurmuş olduğu anlaşılan sanık hakkından 5237 sayılı TCK’nın 33. maddesi gereğince indirim yapılamayacağnıın gözetilmemesi,
3-Sanığın tekerrüre esas alınan ilamında TCK’nın 33.maddesi uyarınca ceza indirimi uygulanmış olması ve başkaca tekerrüre esas ilamının bulunmaması karşısında, tekerrüre esas alınan ilamın TCK’nın 58/5. maddesine göre tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, bozma nedenidir (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar : 2016/8511).
Sağır ve Dilsizlik Halinde Uzlaşma
Uzlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için herşeyden önce fiilin “soruşturulabilir” veya “kovuşturulabilir” olması zorunludur. Fiilin soruşturulabilir ve kovuşturulabilir olmasından maksat, fiilin ceza kovuşturmasına tabi olması, yani muhakeme “soruşturma ve kovuşturma” şartlarının bulunmasıdır. Bir fiilin soruşturalabilir olması, uzlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için tek başına yeterli değildir. Ayrıca, failin cezalandırılabilir olması, yani kusurunu ortadan kaldıran nedenlerin bulunmaması da gereklidir. Failin yaşının küçüklüğü, sağır ve dilsizlik, akıl hastalığı gibi nedenlerle kusur yeteneğinin bulunmadığı hallerde faile ceza verilemez. Uzlaşma güvenlik tedbirlerinin değil, ceza sorumluluğunun alternatifidir. Bu nedenle bu kişilere karşı güvenlik tedbiri uygulanabilir ise de ceza verilemediğinden, uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - K.2019/12108).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.