Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Kamu Görevinin Usulsüz Olarak Üstlenilmesi Suçu Nedir? (TCK 262)

Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçu, herhangi bir kamu görevinin fail tarafından fiili olarak yerine getirilmeye teşebbüs edilmesi ile oluşur. Suçun vücut bulması için sadece bir kamu görevine ilişkin sıfatın kullanılması yeterli değildir, failin söz konusu kamu görevini fiilen yerine getirmeye teşebbüs etmesi de gerekir. Örneğin, bir kişinin kendisini polis, savcı veya hakim olarak tanıtması suça vücut vermez; failin aynı zamanda polis, hakim veya savcı gibi hareket etmesi de gerekir.

Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçu 5237 sayılı TCK’nın 262. maddesinde “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” bölümünde şu şekilde düzenlenmiştir:

Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi

Madde 262- (1) Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs eden veya terk emri kendisine bildirilmiş olduğu halde görevi sürdüren kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

Kamu Görevinin Usulsüz Olarak Üstlenilmesi Suçunun Unsurları

Madde gerekçesine göre; madde metninde, bir kamu görevinin hukuka aykırı bir şekilde üstlenilmesi, suç olarak tanımlanmıştır. Söz konusu suç, hukuka aykırı olarak, kamu görevini yerine getirmeye teşebbüs etmek veya bu görevden ayrılması kendisine bildirilmiş olduğu hâlde, görevi sürdürmeye çalışmak suretiyle oluşmaktadır. Suçun oluşması için göz önünde bulundurulması gereken husus, kişinin kamu görevinin verdiği yetkileri kullanmaya teşebbüs etmesidir.

5237 sayılı TCK.nun 262. maddesindeki suçun oluşması için ortada yapılması gereken bir kamu görevi bulunmalı ve fail bu görevi görev mevzuatına aykırı biçimde üstlenip yerine getirmeye teşebbüs etmelidir. Kamu görevini yerine getirmeye çalışma fiilinin neticeye ulaşması, yani üstlenilen görevin tamamlanmış olması gerekmemekte ve teşebbüs aşamasında kalmakla suç tamamlanmaktadır. Bu suç bakımından failin kamu görevlisi olmaması veya üstlenmek istediği kamu görevini yapmaya yetkili ve görevli bulunmayan bir kamu görevlisi olması gerekir. Suç memuriyet sıfatını değil kamu görevini üstlenmeye (yerine getirmeye) teşebbüs edilmesi halinde oluşur. Başka bir deyişle failin kendisine memur süsü vermesi yetmemekte görevin yapılmasına kalkışması gerekmektedir.

Kamu görevinin yerine getirilmesi, o görevle ilgili olarak bir eylem veya işlemde bulunulması anlamına gelmektedir. Suçun oluşması için failin bu yönde bir eylem veya işlem yapması veya yapmaya kalkışması zorunludur. Fakat failin bu eylem sonucunda bir yarar elde edip etmemesi yada fiilin bir zarara neden olup olmaması önemli değildir. Failin belirli bir kamu görevlisi olduğunu söyledikten sonra yapmaya çalıştığı şey, o kamu görevlisinin yasal olarak yapma yetkisi bulunmayan bir işlem olursa yada başka bir kamu görevlisinin yapabileceği bir görevi yapmaya kalkışırsa maddedeki suç oluşmayacaktır. Başka bir ifadeyle fail üstlendiği kamu göreviyle bağlantılı bir eylem yapmaya kalkışması ile bu suç oluşacaktır (Y11CD-K.2013/10139).

Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğundan hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğundan hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür.

Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı

Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.

Uzlaşma

Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

Görevli Mahkeme

Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçu nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilir.

Kovuşturma aşamasında basit yargılama usulü uygulanarak yargılama yapılabilir.

Kamu Görevinin Usulsüz Olarak Üstlenilmesi Suçu Yargıtay Kararları


Kamu Görevinin Usulsüz Üstlenilerek Borç Muhtırası Gönderme Mahkumiyet

Sanığın 2004 yılından itibaren Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından seçilen Kayseri İli Merkez Çiftçi Malları Koruma Meclisi Başkanlığı görevini yürüttüğü, 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinin 4. fıkras 4. fıkrasında “Belediye meclislerinin her yenilenmesinde çiftçi mallarını koruma meclisi üyeleri ile murakabe heyeti üyeleri yukarki bentte bildirilen usule göre yeniden seçilirler.” hükmü bulunduğu, 29.03.2009 tarihinde yapılan mahalli seçimler sonrasında Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisinin yenilenmesine rağmen koruma meclisi ve murakabe heyeti seçimlerinin Büyükşehir Belediye Meclisince yapılmadığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan alınan görüşe istinaden, sanığın başkanlığını yürüttüğü çiftçi mallarını koruma sahalarında görev yapmak üzere Kocasinan ve Melikgazi Belediye Meclislerince koruma meclisi ve murakabe heyetlerinin oluşturulduğu, 04.05.2009 tarihinde 4081 sayılı Kanunun 4/4. maddesi uyarınca görevi sona erdiği halde, Kayseri Valiliği İl Tarım Müdürlüğünün Kayseri İli Merkez Çiftçi Malları Koruma Meclis Başkanlığı’na hitaben gönderdiği anlaşılan 25.05.2009 gün ve 4821 sayılı yazıda, seçilmemiş koruma meclisinin başkanı gibi işlemlerin yapılmaması gerektiği hususunda uyarı da yapılmasına rağmen sanığın zikredilen başkanlık ünvanını kullanarak imzaladığı 15.10.2009 tarihli “Bakiye Borç Muhtırası” isimli belgelerin ilgili şahıslara gönderildiği dosya kapsamı ile sabit olmakla, tüm unsurları gerçekleşen kamu görevini usulsüz üstlenme suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 5.Ceza Dairesi - Karar: 2015/16716).

Polis Olduğunu Söylemek Kamu Görevinin Üstlenilmesi Sayılmaz Beraat

TCK’nın 262/1. maddesinde düzenlenen kamu görevini usulsüz üstlenme suçunun hareket öğesini; bir kamu görevini kanun ve diğer mevzuata aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs edilmesi oluşturmaktadır. Bu suçun meydana geldiğinden söz edilebilmesi için yalnızca bir kamu görevine ilişkin sıfatın kullanılması yeterli görülmemekte, eylemli olarak bir kamu görevinin fail tarafından yerine getirilmeye kalkışılması zorunlu bulunmaktadır. Bu bakımdan, suçun tamamlanması için failin üstlenmeye kalkıştığı kamu görevini tamamlaması veya bu fiilden dolayı çıkar sağlamış bulunması ya da mağdura bir zarar vermesi de gerekli değildir. Failin bir kamu görevini yerine getirmeye teşebbüs ettiğinin saptanması durumunda suçun tamamlandığı kabul edilmelidir.

Dosya kapsamı ve olayın oluş biçimine göre, sanığın eylemi ile bir kamu görevini yerine getirmeye kalkıştığından söz edilemeyeceği, polis olduğunu söyleyerek bu sıfatı üstlenmeye çalıştığı kabul edilse dahi, sıfatın üstlenilmesinin suç olarak düzenlenmemesi karşısında suçun maddi öğesinin oluşmaması nedeniyle atılı suçtan beraati yerine, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi -Karar: 2015/12347

Yargıtay Savcısının İfade Almaya Çalışması Görevi Usulsüz Üstlenme Beraat

Sanığın olay tarihinde …Emniyet Müdürlüğü Aşayiş Şube Müdürlüğüne giderek kendisini Yargıtay Cumhuriyet Savcısı olarak tanıtıp, buna dair kimlik gösterdiği, kardeşini darp eden kişiler olarak düşündüğü iki kişinin ismini vererek bunların ifadelerini almak ve bu konuda kendisine yardımcı olunmasını istediği somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Savcısının devam eden bir soruşturma nedeniyle kişilerin ifadelerini alma yetkisinin bulunmadığı, dolayısıyla üstlenilen memuriyete ait bir görevin yapılmaya kalkışılmadığı anlaşıldığından, kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçunun oluşmayacağı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2013/10139).

Kendini Polis Olarak Tanıtma Kamu Görevinin Usulsüz Üstlenilmesi Değildir

Oluşa uygun kabule göre; olay tarihinde sanıklarla gece boyunca eğlence mekanlarında vakit geçiren katılan mağdurelerin sabaha karşı eve gitmek istediklerinde sanıkların çorbacıya gitme bahanesiyle araçla dolaşmaya başladıkları, sanıklardan Atakan’ın tuvalet ihtiyacını gidermek istediğinden bahisle sanayi içerisinde yer alan iş yerinin önünde aracı durdurduğu, bu esnada mağdureleri de hakkında kasten yaralama (iki kez), kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer sanık …‘le birlikte zorla işyerine soktukları, mağdure Gizem’in, kardeşi Özlem’e mesaj göndererek adresi tarif edip başlarının belada olduğunu bildirdiği, bu sırada Atakan’ın mağdure Gizem’in babası Vedat’ın telefon numarasını alıp onu arayarak kızları teslim alması için çağırdığı ve olay yerine gelen Vedat’la çıkan tartışmada polise haber verilmesini isteyen Vedat’a Atakan’ın “bizzaten polisiz” diyerek karşılık verdiği tüm dosya içeriğinden anlaşılmakla, mevcut haliyle Atakan’ın birden fazla kişiyle ve zorla mağdureleri alıkoymasından dolayı eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 109/2-3b. maddeleri gereğince ve mağdur sayısınca mahkumiyeti yerine suç vasfının tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

Sanığın eylemini cinsel amaçla gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde belirlenen cezada 5237 sayılı TCK’nın 109/5. fıkrası ile arttırım yapılması,

Hakkında hapis cezasına hükmedilen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

5237 sayılı TCK’nın 262. maddesinin birinci cümlesinde düzenlenen kamu görevinin usulsüz üstlenilmesi suçunun oluşması için ortada yapılması gereken bir kamu görevi bulunmalı ve fail bu görevi mevzuata aykırı biçimde üstlenip yerine getirmeye teşebbüs etmelidir. Burada kamu görevini yerine getirmeye çalışma fiilinin neticeye ulaşması, yani üstlenilen görevin tamamlanmış olması gerekmemekte ve teşebbüs aşamasında kalmakla suç tamamlanmaktadır. Bu suç bakımından failin kamu görevlisi olmaması veya üstlenmek istediği kamu görevini yapmaya yetkili ve görevli bulunmayan bir kamu görevlisi olması gerekir. Suç memuriyet sıfatını değil kamu görevini üstlenmeye (yerine getirmeye) teşebbüs edilmesi halinde oluşur. Başka bir deyişle failin kendisine memur süsü vermesi yetmemekte, ayrıca üstlenilen görevin yapılmasına kalkışılması gerekmektedir.

Somut olay değerlendirildiğinde ise sanığın, olay yerine gelen katılan …‘ın polise haber vermek istemesi üzerine kendisini zor durumdan kurtarmak için polis olduğunu söylemesi şeklindeki eyleminde üstlenilen memuriyete ait bir görevin yapılmaya kalkışılmadığı anlaşıldığından, kanuni unsurları itibariyle oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar : 2018/2399).

İcra Memuru Yerine Geçerek İşlem Yapmak

Sanık hakkında “kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi” suçundan kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

TCK’nın 262/1. maddesinde düzenlenen kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçunun hareket öğesini; bir kamu görevini kanun ve diğer mevzuata aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs edilmesi oluşturmaktadır. Bu suçun meydana geldiğinden söz edilebilmesi için, yalnızca bir kamu görevine ilişkin sıfatın kullanılması yeterli görülmemekte, eylemli olarak bir kamu görevinin fail tarafından yerine getirilmeye kalkışılması zorunlu bulunmaktadır. Bu bakımdan, suçun tamamlanması için failin üstlenmeye kalkıştığı kamu görevini tamamlaması veya bu fiilden dolayı çıkar sağlamış bulunması ya da mağdura bir zarar vermesi de gerekli değildir. Failin bir kamu görevini yerine getirmeye teşebbüs ettiğinin saptanması durumunda suçun tamamlandığı kabul edilmelidir. Somut olayda; olay günü icra dairesi içerisinde banko bölümünün arkasında bulunan sanığın, icra dairesine dosyasının akıbetini sormak üzere müracaat eden katılana kendisini icra memuru olarak tanıttıktan sonra, katılan tarafından Ümraniye 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/21303 sayılı dosyası kapsamında yapılması gerekli işlemlere ilişkin bilgi vererek, katılan ile birlikte katılanın aleyhinde icra takibinde bulunduğu eski kiracısının ikametine haciz işlemine gitmesi, kapıyı çilingir vasıtasıyla açtırarak kiracının ikametten taşınmış olduğunun tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın sübuta eren ve tüm unsurları itibariyle oluşan atılı suçtan mahkumiyeti yerine beraatine hükmolunması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2017 / 4726).

Avukat Katibinin Haciz Tutanağını Hazirun Olarak İmzalaması

SUÇ : Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:

Avukat kâtibi olan sanığın Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2010/14321 Esas sayılı takip dosyasındaki alacağı tahsil etmek üzere, talimata konu haciz işlemi sırasında matbu olarak tanzim edilmiş olan haciz tutanağındaki alacaklı-vekili-temsilcisi ibaresinin altına herhangi bir ünvan içermeyecek şekilde sadece adını yazdığı ve imza attığı; tutanakta da alacaklı vekili olan avukatın adının yer aldığı, tanık G.. I.. dosyanın vekilinin kendisi olduğunu telefon görüşmesinde icra memuruna bildirdiğini beyan etmesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35. maddesine göre; “kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek yetkisinin, yalnızca baroda yazılı bulunan avukatlara ait” olduğu ve sanığın icra takibinde hazurun olarak bulunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında sanığın beraatine ilişkin mahkemenin gerekçesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2015/17849).

Avukatlık Görevinin Usulsuz Olarak Üstlenilmesi

Sosyal güvenlik aracılık faaliyetleri ile iştigal eden ve katılan ile temyize gelmeyen diğer katılanlar ve şikayetçilerden sosyal güvenlik kurumlarında emeklilik ve sigortalılık işlemlerini gerçekleştireceğinden bahisle genel vekaletname ve bir kısım katılanlardan ise avukat olmadığı halde avukat vekaletnamesi alıp katılanlar ve şikayetçilerden farklı miktarlarda para alan sanığın, dolandırıcılık, sahtecilik ve kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçlarını işlediğinin iddia olunduğu olayda; Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde;

Oluşa, sanığın savunmasına, vekaletnameye, katılan ile tanıkların aşamalardaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sosyal güvenlik kurumunda emeklilik işlemlerini gerçekleştireceğinden bahisle gerçekte avukat olmadığı halde avukatmış gibi vekaletname alan sanığın, sabit görülen eylemlerinin kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 23. Ceza Dairesi - Karar: 2015/4242).

Dolandırıcılık Suçu ve Kamu Görevinin Usulsüz Olarak Üstlenilmesi

Sanığın açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen arkadaşı K. D. isimli şahıs ile birlikte ellerinde boş SGK formları ve boyunlarında SGK çalışanı olduklarına dair kimlik kartları asılı olduğu halde katılana ait fırına gelip işyerinde bulunan katılanın oğlu tanık H.. C..’ e SGK’dan geldiklerini söyleyip bordroları istediği, sigortasız işçi çalışıp çalışmadığını sorduğu, işyeri yetkilisi olan o sırada dükkanda bulunmayan katılan ile de telefonda görüşüp ona da işçi ücretlerinin neden az gösterildiğini sorduğu, bu sırada başka fırınların da dolandırıldığını duyan katılanın babası tanık H.. C..’in dükkana gelip sanığı yakaladığı olayda; sanığın katılandan herhangi bir para ve menfaat talep etmemesi sebebiyle eyleminin hazırlık hareketleri aşamasında kaldığı ve dolandırıcılık suçunun icra hareketlerine başlanmadığı gözetilip hazırlık hareketlerinin, iddianame kapsamına göre kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2014 / 16817).

Kendini Müfettiş Olarak Tanıtıp Bilgi İsteme Beraat

Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince;

Sanığa yüklenen “Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi” suçunun oluşabilmesi için failin bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs etmesi veya terk emri kendisine bildirilmiş olduğu hâlde görevi sürdürmesi gerektiği, somut olayda; Samandağ İlçe Emniyet Müdürlüğü, Samandağ Cumhuriyet Başsavcılığı, Şanlıurfa Aile Mahkemesi ve Bursa 1. Asliye Ceza Mahkemesini telefonla arayıp kendisini Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulunda görev yapan Başmüfettiş Yurdanur Bakırcı olarak tanıtıp söz konusu yerlerde bulunan dosyalara ilişkin bilgi almaya çalışmaktan ibaret eyleminin TCK’nın 262. maddesinde tanımlanan suçu unsurlarını oluşturmadığı gözetilmeden yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi- Karar: 2014/10114).

Adliyede Çalıştığını Söylemek

Mahkum olduğu kısa süreli hapis cezası kamuya yararlı bir işte çalışma tedbirine çevrilen sanığın, cezasının infazı nedeniyle Sivas Cumhuriyet Başsavcılığında çalıştığı sırada, kamu görevlilerine ait herhangi bir unvan veya yetki kullanmaya teşebbüs etmeden, müracaat eden şahısları Cumhuriyet Savcılarına yönlendirme ve sorulduğunda adliyede çalıştığını söylemekten ibaret eyleminde kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçunun yasal unsurları oluşmadığından beraati yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2016/1452).

Polis Olduğunu Söyleyerek Bir Yere Götürmek

Sanık …’ ın ve diğer sanıklar … ve …’ nın sanık …’ un azmettirmesi ile müştekilere polis olduklarını söyleyerek araba ile muhtarlık binasına götürmeleri şeklinde gerçekleşen eylemde, mahkemece bu eylem kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun hile unsuru kabul edilerek TCK’nın 109/2. maddesi gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, bileşik suça ilişkin TCK’nın 42. maddesi düzenlemesine aykırı olacak şekilde sanıklar hakkında ayrıca kamu görevinin usulsüz üstlenilmesi suçundan da mahkûmiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2018/5961).

Cumhuriyet Savcısı Sıfatının Kullanılması

Sanık hakkında kamu görevinin usulsüz olarak üstlenmesi suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;

TCK’nın 262/1. maddesinde düzenlenen kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçunun meydana geldiğinden söz edilebilmesi için yalnızca bir kamu görevine ilişkin sıfatın kullanılması yeterli görülmemekte, eylemli olarak bir kamu görevinin fail tarafından yerine getirilmeye kalkışılması zorunlu bulunmakta olup somut olayda, sanığın eylemiyle bir kamu görevini yerine getirmeye kalkıştığından söz edilemeyeceği, yalnızca Cumhuriyet Savcısı sıfatını üstlenmeye çalıştığı kabul edilse dahi sıfatın üstlenilmesinin de suç olarak düzenlenmemesi karşısında, atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2018/4621)

Tepe Lambası Takarak Mağdureyi Kimliksiz Arabaya Almak

Sanık hakkında kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;

Sanığın tepe lambası taktığı otomobille mağdure ile erkek arkadaşının yanına gelip kimliği yanında olmayan mağdureyi kendi kullandığı araca bindirerek olay yerinden uzaklaşması ve akabinde bir süre nasihatte bulunduktan sonra mağdureyi kaldığı yurda bırakması şeklindeki eylemlerinin TCK’nın 109/2. maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun hile unsurunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında, atılı suçtan beraati yerine yazılı gerekçeyle mahkumiyetine hükmedilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2017/3589).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS