Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Nedir? (TCK 171)

Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçu, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olan bazı davranışların “taksirle” sergilenmesiyle vücut bulur. Taksir, dikkat veya özen yükümlülüğüne aykırı olarak dikkatsiz ve tedbirsiz hareket neticesinde istenmeyen bir sonucun meydana gelmesidir. Örneğin, tarlada çalışırken sigarasını söndürmeden yere atan kişinin bu hareketiyle komşuların tarlaları yanarsa genel güvenliği taksirle tehlikeye düşürme suçu oluşur.

Genel güvenliği taksirle tehlikeye düşürme suçu, 5237 sayılı TCK’nın “Topluma Karşı Suçlar” kısmında, “Genel Tehlike Yaratan Suçlar” bölümünde TCK m.171’de yer almaktadır. Hareketin taksirle değil de kasten yapılması halinde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu işlenmiş olur.

Genel Güvenliği Taksirle Tehlikeye Düşürme Suçunun Unsurları

Genel güvenliği taksirle tehlikeye düşürme suçu, seçimlik hareketli bir tehlike suçudur. Bu nedenle taksirli hareket sonucu somut bir tehlikenin meydana gelmesi şart değildir. Örneğin, etraftaki çalı çırpıyı yakmak isterken çıkan yangının çevredeki bahçelere sıçraması halinde fail, taksirle genel güvenliği tehlikeye sokma suçu nedeniyle yargılanacaktır.

Suçun maddi unsurlarını oluşturan iki koşul vardır:

  • Fail taksirle; yangına, bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmalıdır. TCK m.171’de taksirli hareketler sınırlı bir şekilde sayıldığından, örneğin, TCK m.170’de olduğu gibi taksirle silahla ateş etme fiili yoktur.

  • Failin cezalandırılabilmesi taksirli hareketin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması gerekir. TCK m.170’e göre taksirli hareketin sergilenmesi yeterli değildir. Kanun maddesinde; hareketin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması “objektif cezalandırılma şartı” şeklinde düzenlenmiştir.

Genel Güvenliği Taksirle Tehlikeye Sokma Suçu ile Diğer Suçların İçtima İlişkisi

TCK m.171’de yer alan eylemler; aynı zamanda başka bir suçun da işlenmesine yol açarsa, fail, en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılmalıdır. Çünkü, işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır (TCK m.44). Bu duruma ceza hukukunda fikri içtima denilmektedir.

Taksirle yangın çıkarma suçu (TCK 171/1-a) suçu neticesinde yaralanma gerçekleştiğinde, fail, taksirle yaralama suçu nedeniyle; yangın neticesinde ölüm gerçekleştiğinde ise taksirle öldürme suçu nedeniyle cezalandırılır.

Genel Güvenliği Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçunun Cezası (TCK 171)

Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçunun cezası şu şekildedir (TCK m.171):

Taksirle;

  • a) Yangına,
  • b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına,

neden olan kişi, fiilin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir halinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir (TCK m.22/6). Ancak, fail mağdur olmasına rağmen aynı olay nedeniyle başkaları da mağdur olmuşsa, bu madde hükümleri uygulanamaz.

Orman Kanunu’na Muhalefet - Ormanda Taksirle Yangın Çıkarma Suçu

6831 sayılı Orman Kanunu’na m.76’ya göre aşağıdaki fiiller yasaktır:

  • Ormanlarda izin verilen ve ocak yeri olarak belirlenen yerler dışında ateş yakmak veya izin verilen yerlerde yakılan ateşi söndürmeden mahalli terketmek (m.76/b),
  • Ormanlara sönmemiş sigara veya yangına dolaylı olarak yol açabilecek madde atmak (m.76/c),
  • Ormanlara dört kilometre mesafede veya bu Kanunun 31 inci ve 32 nci maddeleri kapsamına giren köyler hudutları içinde anız veya benzeri bitki örtüsü yakmak (m.76/d).

Yukarıda sayılan (m.76/b-c-d) fiilleri işleyenler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adli para cezasına hükmolunur (6831 sayılı kanun m.110/2)

Ormanda taksirle yangın çıkarma halinde 5237 sayılı TCK hükümleri değil, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun taksirle orman yangınına sebebiyet verme suçu hükümleri uygulanır (6831 sayılı kanun m.110/3.bent). Özel bir kanun olan Orman Kanunu, ormanları korumak amacıyla bazı hareketleri yasaklamıştır, yasağa aykırı davrananların da taksirli suç hükümleri gereği cezalandırılmasını kabul etmiştir. Bu nedenle, orman yakınlarında meydana gelen yangınlarda, yangının orman açısından ne ölçüde tehlike yarattığının değerlendirilebilmesi için, söz konusu yerin orman vasfında olup olmadığının, orman olduğu takdirde örneğin taksirli hareketin m.76/d’de belirtilen şartlar dahilinde işlenip işlenmediği tartışılmalıdır.

Suçun Şikayet Süresi, Önödeme, Zamanaşımı ve Uzlaşma

Önödeme, bazı suçlarda failin belli bir miktar para ödeyerek soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlarından kurtulmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur (TCK m.75). Genel güvenliği taksirle tehlikeye düşürme suçu, önödemeye tabi suçlardandır. Bu nedenle, savcılık tarafından şüpheliye mutlaka önödeme önerisi yapılmalıdır.

Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Genel güvenliği taksirle tehlikeye düşürme suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

Genel güvenliği taksirle tehlikeye düşürme suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Kamu davasına şikayetçi olarak müdahil olan herhangi bir kimse varsa bile şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman ihbar veya şikayet dilekçesi verme suretiyle savcılığa bildirildiğinde soruşturulabilir.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Genel güvenliği taksirle tehlikeye sokma suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Genel güvenliği taksirle tehlikeye düşürme suçu, TCK 170/1’de düzenlenen halinde hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Genel güvenliği taksirle tehlikeye sokma suçu nedeniyle HAGB kararı verilmesi mümkündür.

Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi mümkündür.

Genel Güvenliği Taksirle Tehlikeye Sokma Suçunda Görevli Mahkeme

Genel güvenliği taksirle tehlikeye düşürme suçu ile ilgili yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Genel Güvenliği Taksirle Tehlikeye Düşürme Suçu Yargıtay Kararları


Evde Taksirle Yangına Sebep Olma Suçu

Sanık hakkında kurulan hüküm, sanık savunması, mağdurların beyanları, yangın raporu, olay yeri inceleme raporu ve tüm dosya kapsamına göre, olay günü sanığın dairesinde sobayı yakarak evden çıktığı, sanığın oturduğu dairedeki alevlerin görülmesi nedeni ile itfaiyeye haber verildiği, yangın raporunda yangının sanığın oturduğu daireden başladığının tespit edildiği, olay yeri inceleme raporunda yangının başlangıç noktası olarak görülen sanığın oturduğu dairenin içerisinde sobanın devrilmiş vaziyette bulunduğu, giriş kısmında yangın artıklarının olduğu tespit edilmesi karşısında; yanan sobanın tam olarak söndüğünden veya gerekli önlemleri almadan evden ayrılmış olan sanığın tedbirsizlik ve dikkatsizlik ile kişilerin sağlığını, mal varlığını tehlikeye düşürecek ve mağdurların zararına yol açacak şekilde yangın çıkmasına neden olduğu anlaşıldığından mahkemenin kabul ve uygulamasında hukuka aykırılık bulunmamıştır (Yargıtay 8CD - Esas : 2022/3341, Karar : 2023/5408).

Taksirle Yangına Sebebiyet Verme Suçu

Sanığın evinin bahçesinde bulunan otları ve pislikleri bir kenara toplayıp yaktığı, yangının sıçrayarak mera arazisine geldiği, olay mahallinde tutanak mümziisinin yer gösterimi ile keşif yapıldığı, alınan bilirkişi raporuna göre, yangının kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında mera arazisinde meydana geldiği, yangının meydana geldiği yerin ormana ortalama 87 metre mesafede bulunduğunun belirtildiği, 6831 sayılı Kanun’un 76/d maddesine göre, ormana 4 km mesafede bulunan alanda anız ya da benzeri bitki örtüsünün yakılmasını suç olarak düzenlendiği, sanığın anız veya da benzeri bitki örtüsü yakmadığından dolayı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilerek eylemin 5237 sayılı TCK’nın 171. maddesinde düzenlenen taksirle yangına sebebiyet verme suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan beraat kararının verilmesi bozma nedenidir (yargıtay 19. Ceza Dairesi - Karar: 2015/1978).

İnsan Yaralanması Mevcutsa Taksirle Yangına Neden Olma Suçu

Sanığın tedbirsiz ve dikkatsiz şekilde kullandığı aracının ve yük olarak taşıdığı Ipg maddesinin yanması nedeniyle yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği, 5237 sayılı TCK’nın “Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması” başlıklı 171. maddesinin 1. fıkrasında taksirle yangına neden olan kişinin yangın çıkarması halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olup, somut olayda ise katılanın yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu dikkate alındığında; sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yerine taksirle yangına neden olmak suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar: 2013/18943).

Genel Güvenliği Taksirle Tehlikeye Düşürme Önödeme Kapsamındadır

5237 sayılı TCK.nun 75. maddesi uyarınca sanığa yüklenen genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçunun temas ettiği, 171/1-a. madde ve fıkrasında düzenlenen suçun ön ödeme kapsamına alındığı anlaşıldığından, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2018/292).

Taksirle Bina Çökmesine Neden Olma Suçunun Şartı

Sanıklar Muzaffer ve Yavuz A.’ın inşaatın 4. kat zemin betonunun dökülmesi sırasında, inşaat kalıbının esnemesi sonucu yıkılmasından dolayı mağdur Yaşar K.’in Gümüşhane Devlet Hastanesi Baştabipliğinin 04.12.2006 tarihli ve 3767/2672 numaralı raporuna göre “basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek” şekilde taksirle yaralanmasına sebep oldukları ve mağdurun da şikayetçi olmadığı olayda, sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanunun 171/1-a maddesine aykırılık nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, anılan Kanunun 171/1-a maddesinin b) bendinde, taksirle bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine sel veya taşkına neden olmanın suç sayıldığı, ancak maddi olayda çöken yerin bina olmadığı ve bu nedenle eylemin anılan madde kapsamına girmediği halde yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet yoktur (Yargıtay 9. Ceza Dairesi - Karar: 2007/7111).

Taksirle Yaralama ile Taksirle Genel Güvenliği Tehlikeye Düşürme Suçu Farkı

Olay tarihinde sanığın müdür olduğu … Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited şirketine ait tekstil iş yerinde çalışan işçilere yemek temin etmek amacıyla kurulmuş olan yemekhanedeki LPG tüplerinden sızan gazın patlaması nedeniyle oluşan yangının çevredeki mağdurların yaralanmasına ve araçların zarar görmesine sebebiyet verdiği, TCK’nın “Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması” başlıklı 171. maddesinin 1. fıkrasında taksirle yangına neden olan kişinin yangın çıkarması halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olup, somut olayda ise mağdurların yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu dikkate alındığında; taksirle yangına neden olmak suçundan karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması gerekirken, sanığın bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar: 2015/19348).

Ormana Yakın Yerde Çalı ve Diken Yakma (TCK 171)

Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen orman bilirkişi raporunda yanan sahanın devlet ormanı sayılmayan yerlerden olduğu, yangının taşınmaz üzerinde yapılan temizlikten arta kalan çalı ve dikenlerin öbekler halinde bir araya toplanarak yakılması sonucu başladığı ve yine fındık bahçesi içerisinde son bulduğu, yangının anız yangını şeklinde olmadığı ve yakılanların da anız niteliği taşımadığı tespit edilmiş olmasına göre; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 171. maddesinde tanımlanan suçu oluşturup oluşturmayacağının tartışılmadan suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi, bozma nedenidir (Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar: 2012/36617).

Tarlasındaki Çalı-Çırpıyı Yakmaya Çalışırken Ateşin Kontrelden Çıkması

Sanığın kendisine ait tarlanın kenarında bulunan çalı-çırpıları yakması sonucu, ateşin kontrolden çıkarak katılanın tarlasına sıçraması ve katılana ait ağaçlara zarar vermesi şeklinde gerçekleşen olayda eylemin 171/1-a maddesinde yer alan taksirle yangına neden olma suçunu oluşturduğu halde, yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 8.Ceza Dairesi - Karar: 2012/29289).

Sigara İzmaritini Söndürmeden Yere Atma

Sanığın tarlada saman balyalarını topladıkları sırada sigara izmaritini söndürmeden yere attığı, izmaritin anızları tutuşturduğu yangının tarlaya yayıldığı anlaşılmasına göre anız yakma suçu kasıt olmadığından gerçekleşmemiş olsa da komşu taşınmazlar bakımından tehlike oluşturup oluşturmayacağı sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 171. madde kapsamında kalıp kalmadığı hususunun tartışılmaması, bozma nedenidir (Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar: 2012/20326).

Taksirle Yangın Çıkması ve Başkalarının da Zarar Görmesi

Sanığa atılı taksirle yangına neden olma eylemi sonucunda, kendisi dışında 3 ayrı mağdurun binasında zarar oluşması karşısında, meydana gelen neticenin, münhasıran sanığın kişisel ve ailevi durumu bakımından bir cezaya hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açtığının kabul edilemeyeceği, bu nedenle de 5237 sayılı TCK’nın 22/6. maddesindeki koşulların somut olayda gerçekleşmediği gözetilmeden yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi - Karar: 2010/10514).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS