İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali (Engellenmesi) Suçu Nedir? (TCK 117)
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu, mağdurun gelir elde etmek amacıyla ekonomik faaliyette bulunma hakkının ihlal edilmesidir. “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenen “iş ve çalışma özgürlüğünün ihlali suçu” TCK m.117’de yer almaktadır. Herkesin gelir elde etmek amacıyla, mal ve hizmet üretme, çalışma, sözleşme yapma ve teşebbüs kurma hakkına “çalışma özgürlüğü” denilmektedir. İnsanların, her türlü baskıdan uzak, üçüncü kişilerin olumsuz müdahalelerine maruz kalmadan serbestçe çalışması TCK m.117 ile güvence altına alınmıştır.
İş ve çalışma hürriyetinin engellenmesi suçunun en önemli unsuru, mağdura karşı basit yaralama ölçüsünde cebir veya tehdit kullanılması ya da mağdura karşı bir başka hukuka aykırı bir davranış sergilenerek çalışma hürriyetinin ihlal edilmesidir. Örneğin, bir kimsenin dükkanına girerek darp ederek veya mallarını dağıtarak “ucuza mal satmayacaksın” veya bir kimseye “burda tezgah açıp mal satamazsın, satarsan seni öldürürüm” , “bu işyerini kapatıp gideceksin yoksa dayak yersin” şeklindeki beyanlar iş ve çalışma özgürlüğünün ihlali suçu oluşturur.
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali (Engellenmesi) Suçunun Unsurları
İş ve çalışma hürriyeti, bireyin gelir elde etmek amacıyla mal ve hizmet üreterek serbestçe çalışma, sözleşme yapma ve teşebbüs kurma hakkı olarak tanımlanmaktadır. İş ve çalışma hürriyetinin ihlâli suçu ile korunan hukuki yarar, bireyin her türlü baskıdan uzak, üçüncü kişilerin olumsuz müdahalelerine uğramadan serbestçe çalışma hakkıdır. Bu hak, sanayi ve ticaretin yanı sıra gelir elde etme amacına yönelik yasal her çeşit faliyeti kapsamına alır.
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun oluşabilmesi için, mağdura karşı cebir veya tehdit kullanılması ya da hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması suretiyle iş ve çalışma hürriyetinin ihlal edilmesi gerekir. Cebir, daha çok maddi zorlamayı ifade eder. Tehdit ise manevi cebirdir, ileriye dönük olarak mağdurun iradesini etkilemeye yöneliktir. Cebir ile tehdit arasındaki en önemli fark budur.
Madde metninde yer alan “Hukuka aykırı başka bir davranış” ifadesinden, hukuk düzeninin belirlemiş olduğu emir veya yasak biçiminde bir içeriğe sahip olan her türlü hukuk kuralına aykırı fiiller anlaşılmalıdır. Maddede, sadece hukuka aykırılıktan bahsedildiği için bu davranışın aynı zamanda suç teşkil etmesi gerekmez. Bu bağlamda; haksız fiiller, emniyet tedbirlerini gerektiren fiiller ve idari yaptırım gerektiren fiiller de suçun hareket unsurunu oluşturan hukuka aykırı davranış olarak kabul edilmelerine karşın, yapılan hareketin kişilerin, normal iş ve çalışma düzenine ilişkin faliyetlerinden en azından geçici olarak uzaklaştırılmasını ve bu düzenin bozulmasını da sağlayacak nitelikte olması gerekmektedir. Cebir, tehdit ya da hukuka aykırı davranışın iş ve çalışma hürriyetinin ihlaline yönelik olması gerekir. Suç, ihlalin gerçekleşmesi ile sona erer. Düzenlemede “tahdit, men, engelleme ya da ortadan kaldırma” ya değil, “ihlali” terimine yer verilmiş olması nedeniyle ihlal kavramının, tüm bu terimleri kapsayan üst bir anlama sahip olduğunu ifade etmek mümkündür.
TCK’nın 117. maddesi anlamında ihlal, kişilerin, normal iş ve çalışma düzenine ilişkin faliyetlerinden en azından geçici olarak uzaklaştırılmasını ve bu düzenin bozulmasına ifade etmektedir. ihlalin geçici ya da devamlı olması önemli değildir (Prof. Dr. Veli Özer ÖZBEK-Doç. Dr. Koray DOĞAN-Dr. Öğr. Üyesi Pınar BACAKSIZ-Arş. Gör. İlker BACAKSIZ-Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler-Seçkin Akademik ve Mesleki yayınlar-13. Bası, s.458-462).
Bu suç neticeli bir suçtur. Bu nedenle söz konusu suçun tamamlanabilmesi için yalnızca hareketin gerçekleşmesi yeterli olmayıp aynı zamanda neticenin de gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Suçun netice kısmını iş ve çalışma hürriyetinin ihlali oluşturmaktadır (Uğur ERSOY, İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlâli Suçu, TAAD, Yıl:7, Sayı:24, s. 357).
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun işlenebilmesi için, herhangi bir şekilde iş ve çalışmanın engellenmesi gerekir. Burada mağdurun hakkı olan iş ve çalışmanın engellenmesi suç olarak düzenlenmiştir. Örneğin, bir taşıma işinde taşıma sözleşmesinin süresi dolan taşıyıcı, sözleşmeyi devam ettirmek amacıyla harekette bulunur fakat bu hareket fail tarafından engellenirse bu suç oluşmaz. Hukuka aykırı başka bir davranıştan anlaşılması gereken, hukuka uygun olmayan bir davranıştır. Bir örnek daha verecek olursak, bir kimsenin özel arazisinde duvar ören kimseye, arazi sahibinin engel olması hâlinde de bu suç oluşmayacaktır. Çünkü arazi sahibinin eylemi hukuka uygundur. Haksız fesih işlemi de nihayetinde hukuksal sonuçlar doğuran bir fesihtir ve iş sözleşmesi, haksız olarak yapılmış olsa da feshedilmiştir. Bu durumda da artık eylem hukuki nitelik kazanmıştır. Bu nedenle hukukça haklı olan, haksız fiil oluşturmayan sözleşmeye aykırılık veya sözleşmenin feshi durumlarının ortaya çıktığı hâllerde, yapılan davranışın hukuka aykırı başka bir davranış olduğu ileri sürülemez (Mustafa Artuç, Kişilere Karşı Suçlar, Adalet Yayınevi, 2. Bası, Ankara, 2008, s. 1004). (CGK-K.2019/14).
Madde gerekçesine göre; Anayasamızda herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip bulunduğunu ve özel teşebbüsler kurmanın serbest olduğu açıklanmıştır. Bu suç tanımı ile söz konusu temel hürriyetin güvence altına alınması amaçlanmıştır.
Maddenin birinci fıkrasında, iş ve çalışma hürriyetinin ihlâli suç olarak tanımlanmıştır. Suçun oluşması için, bu ihlâlin cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla gerçekleştirilmesi gerekir. Bu fıkradaki suçun soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlıdır.
Maddenin ikinci fıkrasında belirtilen durumlar içinde bulunan kimseleri rızaları ile de olsa, sömürerek insan onuruna aykırı biçimde ve koşullar altında çalıştırmak suç hâline getirilmiş ve böylece Devletin Anayasada belirtilen sosyal devlet olmak niteliğini koruyan ve vurgulayan değerlerden çok önemli birisi ceza himayesi altına alınmıştır.
İş ve çalışma hürriyetinin kullanılışında kişilerin insan onuruna uygun koşullar içinde çalıştırılmaları esastır. Demokratik toplum kişilerin çaresizliğinin sömürülmesine dayalı bir serbest piyasa sisteminin uygulanmasıyla, elbette ki, bağdaşamaz. Bu nedenle maddenin ikinci fıkrası kaleme alınmıştır.
İkinci fıkrada yer alan suç, kişilerin çalışmalarının sömürülmesini engellemek amacını taşımaktadır. Kimsesiz, çaresiz veya belirli kişilere çeşitli nedenlerle bağımlı kişi, onun bu hâlinden yararlananlar sömürücü kişiler tarafından insanlık dışı durumları kabule veya bazı koşullara katlanmaya sevkedilebilmektedir.
Bu gibi fiilleri önlemek amacı ile maddenin üçüncü fıkrasında, kişileri ikinci fıkrada belirtilen duruma düşürmek üzere tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakil fiilleri de suç sayılmıştır. Kişileri, ikinci fıkrada belirlenen hâle düşürmemek için söz konusu hazırlık hareketlerini cezalandırmak yerindedir.
Maddenin dördüncü fıkrasında ayrı bir suç tanımına yer verilmiştir. Söz konusu suçun oluşması için, cebir veya tehdit kullanılarak, işçi veya işverenlerin ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlanması ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olunması gerekir.
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçunun Cezası (TCK 117)
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun cezası şu şekildedir (TCK m.117):
-
Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir. (TCK m.117/1)
-
Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası verilir. (TCK m.117/2)
-
Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir. (TCK m.117/3)
-
Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. (TCK m.117/4)
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçunun Nitelikli Halleri (TCK 119)
İş ve çalışma özgürlüğünün ihlali suçunun daha fazla cezayı gerektiren nitelikli halleri de vardır. Buna göre, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun;
-
Silahla (TCK m.119/1-a),
- Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle (TCK m.119/1-b),
-
Birden fazla kişi tarafından birlikte (TCK m.119/1-c),
- Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak (TCK m.119/1-d),
- Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle (TCK m.119/1-e),
İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. (TCK m.119/2).
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. İş ve çalışma hürriyetinin engellenmesi suçu nedeniyle TCK m.117/1-2-3 fıkraları gereği verilen hapis cezaları adli para cezasına çevrilemez. Çünkü, adli para cezası bu fıkralarda seçimlik ceza olarak öngörülmüştür. Mahkeme seçimlik cezalardan hapis cezasını tercih ettikten sonra bu cezayı adli para cezasına çeviremez. Ancak, TCK 117/4 fıkrasında hükmedilen hapis cezası seçimlik olmadığı için adli para cezasına çevrilebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. İş ve çalışma özgürlüğünün ihlali suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.
Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında erteleme hükümlerinin uygulanması mümkündür.
Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma, Görevli Mahkeme
Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun sadece TCK m.117/1’de düzenlenen basit hali ile TCK m.119/1-c fokrası uzlaşmaya tabidir, diğer fıkralar uzlaşma kapsamı dışındadır.
İş ve çalışma özgürlüğünün ihlali suçu, TCK m.117/1’deki temel hali şikayete tabi suçlar arasında yer almaktadır. TCK m.117/1’de düzenlenen suçun temel halinin şikayet süresi, fail ve fiilin öğrenilmesinden itibaren başlamak üzere 6 aydır. Bu fıkra için şikayetten vazgeçme, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurur. TCK m.117/2-3-4’teki suçun diğer halleri şikayete tabi olmayıp savcılık tarafından kendiliğinden soruşturulur. Bu fıkralarda şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu yargılamalarında olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
İş ve Çalışma Hürriyetini İhlal Suçunda Görevli Mahkeme
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu hakkında yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
İş ve Çalışma Hürriyeti (Özgürlüğü) İhlali Suçu Yargıtay Kararları
Birden Fazla Kişiyle Birlikte İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu
Sanık ile babası olan ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen diğer sanık Mehmet’in, Ürkmez-İzmir hattında mağdurun ise, Kuşadası-Seferihisar hattında yolcu minibüsü çalıştırdıkları, olay günü yolcu alma meselesi yüzünden çıkan tartışmada sanıkların, mağduru “seni yaşatmayacağız, kafanı gözünü kırarız, burdan bir daha yolcu almayacaksın, sizi burdan geçirmeyeceğiz” biçimindeki sözlerle tehdit ettiklerinin kabulü karşısında, sanığın eyleminin TCK’nın 117/1, 119/1-c maddelerinde tanımlanan birden fazla kişi ile birlikte iş ve çalışma hürriyetinin ihlâli suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4.Ceza Dairesi - Karar: 2016/6959).
Ekonomik Faaliyette Bulunma Hakkı İhlal Edilmeden Tehdit Etme
İş ve çalışma hürriyeti, bireyin gelir elde etmek amacıyla, mal ve hizmet üreterek, serbestçe çalışma, sözleşme yapma ve teşebbüs kurma hakkı olarak tanımlanmaktadır. TCK’nın 117/1. maddesinde düzenlenen iş ve çalışma hürriyetini ihlali suçu ile korunan hukuki yarar, bireyin her türlü baskıdan uzak, üçüncü kişilerin olumsuz müdahalelerine uğramadan serbestçe çalışabilmesidir. İş ve çalışma hürriyetini ihlali suçunun oluşabilmesi için, mağdura karşı cebir, tehdit kullanılması ya da bir başka hukuka aykırı bir davranışla, çalışma hürriyetinin ihlal edilmesi gerekir. Bu açıklamalar dikkate alındığında, köy muhtarı olan sanığın, yanındaki ihtiyar heyeti azaları ile birlikte, köy mülki sınırları içinde kalan mağdura ait bahçede, mağdur tarafından su kuyusu açılmasına engel olmak amacıyla, tehdit etmesi biçiminde gerçekleşen somut olayda, mağdurun söz konusu kuyuyu bahçesini sulamak için açtığı yönündeki anlatımı ve suça konu sözlerin doğrudan mağduru hedef almadığı da dikkate alındığında, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun unsuru olan, gelir elde etmek amacıyla ekonomik faaliyette bulunma hakkının ihlaline yönelik bir eylemin bulunmaması nedeniyle, sanığın beraati yerine yasal olmayan gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar: 2017/1430).
Seyyar Satıcılık Şeklindeki Ticaretin Engellenmesi Suçu
Katılanın kollukta alınan 02.05.2012 tarihli beyanında, sanıkların, çalıştırdıkları işyerinin yanında simit sattığını, sanıkların kendisine “biz zaten burada simit satıyoruz, sen başka yere git, burada simit satamazsın, eğer gitmezsen simit arabanla denize atarız” şeklinde tehdit ettikleri iddia etmesi karşısında, eylemin TCK’nın 117/1, 119/1-c maddelerinde düzenlenen “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle tehdit suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2017/7574).
Tehdit Yoluyla İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali
İddianamede sanığın mağduru “çalışırsan seni öldürürüm” diyerek tehdit ettiğinin iddia olunması ve mağdurun yargılama aşamasında alınan ifadesinde eski eşi olan sanığın kendisinin çalışmasını istemediğini belirtmesi karşısında, sanığın eyleminin TCK’nın 117/1. maddesinde düzenlenen iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılıp, sonucuna göre mağdurun şikayetinden vazgeçmesi hususu da değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2015/33156).
Plajlarda seyyar masör olarak çalışan sanığın, aynı çevrede masörlük yapmak isteyen katılanı engellemek amacıyla, ölümle tehdit içerikli mesaj gönderdiğinin kabul edilmesi karşısında, eylemin özel kasıt açısından, TCK’nın 117/1. maddesinde düzenlenen ve şikayete tabi olan iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu oluşturduğu gözetilmeden, tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2015/24422).
Simitçilik yapan sanığın, bakkallık yapan ve kendisinden ucuz simit satan müştekiyi, birkaç kere uyardıktan sonra olay tarihinde bakkal dükkanına giderek kendisinden ucuz simit satmaması için tornavida ile tehdit etmekten ibaret olan eyleminin, özel hüküm olan TCY’nın 117/1 ve 119/1.a maddesine uyan iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2012/17156).
Sanığın, kendi ağabeyinin ekmesi gerektiğini iddia ettiği tarlada tanık Sait Buğaz’ın işçisi olarak çalışan mağdur …‘nu “burada çalışamazsın, eğer çalışırsan seni öldürürüz” şeklinde tehdit ettiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 117/1, 119/1-c maddelerinde tanımlanan iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılmaması bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2018/39).
İştirak Halinde İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu
İddianame içeriği, müşteki anlatımları ve tanık beyanlarına göre, fabrika giriş yolunun yukarda isimleri zikredilen tüm sanıklarca trafiğe kapatılarak, müştekileri ‘buradan geçemezsiniz, buradan taş yükleyemezsiniz, malı yüklerseniz kavga ederiz, siz Sinoplusunuz, burada size iş yaptırmayız gidin” diye tehdit ederek, kamyonların fabrikaya girişine engel oldukları, müştekilerin anılan mermer fabrikasından yükleme yapamadıkları, ihracat malının kamyonlara yüklenmemesi sebebiyle Gemlik limanında yükü bekleyen gemiye malın teslim edilemediği böylece ihracatın iptal edildiği olayda, sanıkların eylemlerinin 5237 Sayılı T.C.K.nın 117/4. maddesinde düzenlenen suçu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan, beraat eden sanıklar Ö. ve D’in öbür sanıkların iş ve çalışma hürriyetine engel olmak için işledikleri tehdit eylemleri sırasında olay yerinde bulunup suçu doğrudan doğruya birlikte işledikleri ve T.C.K.nın 37. maddesi (suça iştirak) anlamında eylemlerin bütününden sorumlu oldukları, yolun kapatıldığı yere birlikte gittikleri, eylemlerin ani gelişmediği, iş ve çalışma özgürlüğünü engellemek için orada bulunduklarını bildiklerinin tüm dosya kapsamında anlaşıldığı gözetilmeden, eksik ve yetersiz gerekçeyle T.C.K.nın 117/1, 119/1-c maddeleriyle mahkumiyet ve bir kısım sanıklar haklarında aynı suçtan beraat hükümleri kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2014/24474).
Basit Yaralama İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçunun Unsuru Niteliğindedir
Sanığın, çalışma hürriyetini ihlal amacıyla iki katılanı silahla tehdit edip basit tıbbi müdahaleyi gerektirir şekilde yaralaması eyleminde, yaralamanın maddede öngörülen suçun cebir unsuru olması karşısında, TCK’nın 119/2. maddesi yollamasıyla 117/1, 43. Maddeleri (zincirleme suç) gereğince ceza tayini gerekirken, ayrıca yaralama suçundan da ayrıca hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2013/6398).
İşyerinde Basit Yaralama ve Tehdit Yoluyla Çalışma Özgürlüğünün İhlali
Müştekilerle aynı işi yapan sanığın müştekilerin işyerine gelerek, iş yerinde bulunan müşteki Mürsel’i müşterime nakliye gönderirsen sonucuna katlanırsın diyerek tehdit ettiği ve darp ettiğinin anlaşılması karşısında, eylemlerinin özel kast açısından biri diğerinin unsurunu oluşturması nedeniyle tek fiil sayılan ve içtima hükümlerinin uygulanamayacağını öngören TCK’nın 42/1 maddesinde düzenlenen “bileşik suç” hükümlerine göre, aynı kanunun 117. maddesinde düzenlenen ve şikayete bağlı suç olan iş ve çalışma özgürlüğünü engelleme suçunu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde tartışılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2013/563).
Mağdurun soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki anlatımları, soruşturma evresindeki anlatımı hükme esas alınan tanık A.İ’ın beyanları karşısında, sanıkların mağduru kendilerinin işlettikleri birahanede çalışmaya “Cebir ve tehditle zorlama biçimindeki eylemlerinin özel kast açısından TCK’da düzenlenen iş ve çalışma hürriyetini ihlal suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan yetersiz gerekçelerle genel hüküm niteliğindeki tehdit suçundan hükümler kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2008/4860).
İhkak-ı Hak (Kendi Hakkını Almak) ve Çalışma Özgürlüğünü Engelleme Suçu
Sanığın işlettiği petrol istasyonu içinde bulunup birlikte kiraladığı lokantayı alt kiraya verdiği kişiden işletmesini alan katılanın, bu yeri uygunsuz biçimde kullandığını duyması üzerine boşaltmak istemesi nedeniyle içeride bulunan müşterileri kovmaktan ibaret eyleminin kendiliğinden hak alma suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan ve ne suretle çalışma özgürlüğünü engelleme suçunu oluşturduğu açıklanmadan, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle hükümlülüğüne karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4.Ceza Dairesi - Karar: 2008/46).
Örgüt Adına İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali
Suça sürüklenen çocuğun suç ortakları ile birlikte, herhangi bir söz sarf etmeksizin ancak örgüt çağrısına uymayıp müştekinin işyerini kapatmaması sebebiyle işyerine zarar vermeleri şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK’nın 117, 119. maddelerine temas eden suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde tehdit suçundan hüküm kurulmuştur (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar: 2016/413).
İşverenin İşçinin Elinden Boşa Senet Alması
İhaleyi kazanan firma yetkilisi olan sanıklar … ve ….’ün şikayetçilerden kıdem tazminatı, iş kazası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan uygulanacak cezalar gibi durumlarda şirket bütçesinden bir ödeme yapılmamasını önlemek amacıyla, alacaklısı, tarihi ve miktarı olmayan senetler alınacağını, vermek istemeyenlerin işten çıkarılacağını söyledikleri iddia edilen olayda, sanıkların eyleminin TCK’nın 119. maddesi kapsamında birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmiş olup olmadığı tartışılarak, suçun kovuşturulmasının şikayet koşuluna bağlı olmadığı tespit edilmeksizin şikayetin süresinde olmadığı gerekçesi ile kamu davasının düşmesine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar : 2020/1716).
Tehdit İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçunun Unsurudur
İç giyim işi yapan sanığın, işyerinin karşısında aynı sektöre ilişkin işyeri olan ve bu sebeple önceye dayalı husumetli olduğu katılana hitaben “Seni burada barındırmayacağım. Benim hakkımda konuşuyorsun. Dilini keserim senin. Sen benim kim olduğumu bilmiyorsun. Hayatın iki dudağımın arasında. Sen or…sun, fahişesin. 500 kişiyi senin altından geçirtirim” biçiminde sözler söylediğinin kabul edilmesi karşısında, eylemin, özel kasıt açısından, TCK’nın 117/1. maddesinde düzenlenen iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu oluşturduğu gözetilmeden, tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/778 E. , 2020/3149 K.)
İşyerindeki İşçileri Tehdit Ederek İş ve Çalışma Hürriyetinin Engellenmesi
Taraflar arasında, alacak verecek meselesi nedeniyle husumet bulunduğu ve sanıkların, katılanın müdürü olduğu işyerine ait şantiye giderek işçileri tehdit etmek suretiyle çalışmalarına engel olduğu biçiminde iddia olunan olayda, tanıklarca eylemlerin doğrulandığı ve iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun unsuru olan, gelir elde etmek amacıyla ekonomik faaliyette bulunma hakkının ihlaline yönelik eylemin bir bütün halinde yalnızca iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu oluşturduğu, gözetilmeksizin sanıkların üzerlerine atılı suçları işledikleri hususu sabit olmadığından şeklindeki gerekçeyle, tehdit ve iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarından ayrı ayrı beraat kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/3830 E. , 2021/26340 K.).
Tehdit Suçu ve Ticareti Engelleme Suçu
Sanık ile katılan arasında, katılanın işlettiği iş yerinin mülkiyeti hususunda ihtilaf bulunduğu ve sanığın olay günü iş yerine gidip, buranın kendisine ait olduğunu iddia ederek katılana “iş yerini terk et burası benim seni gebertirim” şeklinde tehdit içeren sözler söylemesi biçiminde gelişen somut olayda, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun unsuru olan, gelir elde etmek amacıyla ekonomik faaliyette bulunma hakkının ihlaline yönelik bir eylemin bulunmaması nedeniyle, sanığın TCK’nın 106/1-1. maddesinde düzenlenen tehdit suçundan cezalandırılması yerine, yasal olmayan gerekçeyle, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/8531 E. , 2018/10644 K.)
Kahvehaneyi Boşaltın Şeklindeki Sözlerle Ticareti Engelleme
Sanık ile katılan arasında, muhtarlık seçimi nedeniyle husumet bulunduğu ve sanığın olay günü katılanın iş yerine gidip, ‘‘kahveyi boşaltın, kahveyi kapatıyorum’’ dedikten sonra kahvehanede bulunan televizyonun fişini çektiği, kahvehanede bulunan müşterilerin bu olay üzerine huzursuz olarak kahvehaneyi terkettikeri, daha sonra sanığın masaya vurarak ‘‘erkek varsa masaya yumruk vurdurmasın ben diz kapağımda oynatacak erkek arıyorum’’ şeklinde tehdit içeren sözler söylemesi biçiminde iddia olunan olayda, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun unsuru olan, gelir elde etmek amacıyla ekonomik faaliyette bulunma hakkının ihlaline yönelik eylemin tanımlandığı gözetilmeyerek, atılı suçunun unsurlarının oluşmadığı şeklinde yasal olmayan gerekçeyle, beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/10291 E. , 2018/14649 K.).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.