Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

İdari Para Cezası Nedir?

İdari para cezası, devletin idari kurumları tarafından verilen para cezalarıdır. İdari para cezası verebilecek kurumların bazıları şunlardır: Bakanlıklar, belediyeler, emniyet, kaymakamlık, valilik, sosyal güvenlik kurumu, Genel Müdürlükler (Örneğin, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü). Mahkemeler tarafından verilen para cezaları ise, hukuki sonuçları tamamen farklı olan Adli Para Cezası niteliğindeki cezalardır.

İdari para cezaları vatandaşın kabahat niteliğindeki fiillerine karşı verilir. Bu nedenle idari para cezası ödenmezse hapis cezasına çevrilemez. İdari para cezası ödenmezse, cezanın tahsili amacıyla borçlu kişi hakkında yalnızca icra işlemleri yapılabilir. Uygulamada çoğu zaman kişi adına kayıtlı taşınmaz mallar ile araba veya banka hesaplarına haciz konulmaktadır. Kişinin evine giderek fiili haciz uygulaması yapılmamaktadır. Zaten, ev haczine gidilse bile kanunen ev eşyaları haczedilemez.

İdari para cezalarına örnek vermek gerekirse, trafik cezaları, SGK tarafından işverene kesilen cezalar, yoklama kaçağı veya bakaya kalma kabahatleri nedeniyle Askeri Ceza Kanunu gereği verilen cezalar, imar kirliliği nedeniyle belediye encümeni tarafından verilen cezalar sayılabilir.

İdari para cezasına ilişkin genel hükümler 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda yer almaktadır. Kabahatler Kanunu tüm idari para cezaları için genel hükümleri belirlemiş, kanun yollarına (başvuru yolu ve süresi, itiraz yolu ve süresi) ilişkin hususlarda özel kanunlarda yer alan özel hükümlerin uygulanmasını düzenlemiştir. Ancak, idari para cezalarının düzenlendiği kanunlarda kanun yoluna ilişkin özel bir düzenlemenin bulunmaması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanununun idari yaptırım kararlarına karşı getirdiği kanun yoluna ilişkin hükümleri uygulanacaktır.

Özellikle vurgulayalım ki, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerine aykırı hükümler getiren yeni Kanunların yürürlüğe girmesi halinde, yeni kanunla getirilmiş olan hükümler uygulanacaktır. İdari para cezalarının nasıl uygulanacağı konusundaki ayrıntılar 442 nolu Tahsilat Genel Tebliği ile açıklanmıştır.

İdari Para Cezası Vermeye Yetkili Kamu Tüzel Kişileri Nelerdir?

Kamu tüzel kişileri, görevleri gereği verecekleri idari para cezalarının uygulamasını, 5326 sayılı Kanunda yer alan genel esaslara bağlı kalarak yapacaklardır. Kamu tüzel kişilerinin görev alanları dikkate alınarak aşağıdaki şekilde tasnif edilmesi mümkündür.

1) Devlet Tüzel Kişiliği: Devlet Tüzel Kişiliğini oluşturan kamu idareleri, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleridir. Örneğin, TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Bakanlıklar, Yargıtay, Sayıştay, Danıştay, Hakimler ve Savcılar Kurulu.

2) İdari Kamu Kurumları: Devlet Tüzel Kişiliğinin öteden beri yürüttüğü kimi hizmet ve faaliyetleri yerine getirmek üzere kanunla kurulmuş olan kamu tüzel kişileridir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü örnek olarak verilebilir.

3) Mahalli İdareler: Mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak üzere kurulmuş olan mahalli idareler; il özel idareleri, belediyeler ve köylerden oluşmaktadır.

4) İktisadi Kamu Kurumları: İktisadi alanda faaliyette bulunmak için oluşturulan kamu tüzel kişileri, iktisadi kamu kurumları olup bu kurumlara T.C. Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü, Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. örnek olarak verilebilir.

5) Sosyal Kamu Kurumları: Bu kurumlar, insanların sosyal haklarını ve güvenliklerini karşılamak ve sağlamak üzere oluşturulmuş olan kamu tüzel kişileridir. Bu kurumlar, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ve Sosyal Güvenlik Kurumudur.

6) Bilimsel Kamu Kurumları: Bu kurumlar, bilimsel, teknik ve kültürel alanlarda faaliyette bulunmak üzere oluşturulmuş olan tüzel kişiliklerdir. Bu kurumlara YÖK ve Üniversiteler gibi özel bütçeli idareler örnek olarak gösterilebilir.

7) Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları: Bu kurumlar, belli mesleklere mensup insanların zorunlu olarak katıldıkları ve bağlı oldukları tüzel kişiliklerdir. Bu kurumlara, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Barolar Birliği, Eczacılar Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği örnek olarak gösterilebilir.

8) Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar: Serbest piyasa ekonomisinde faaliyette bulunan işletmelerin, tüketicilerin hak ve menfaatlerinin korunması, piyasanın düzenlenmesi, denetlenmesi, piyasanın rekabet esasları çerçevesinde işler duruma getirilmesi ve bu çerçevede denetleyici ve gerekiyorsa yaptırımlar uygulayıcı bağımsız idari nitelikli kuruluşlardır. Bu kurumlara, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Telekomünikasyon Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Rekabet Kurumu ile Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu ile (III) sayılı cetvelde yer almayan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Şeker Kurumu örnek teşkil etmektedir.

5326 sayılı kabahatler Kanunu kabahat niteliğindeki fiiller açısından idari para cezası verme yetkisini Cumhuriyet Savcılarına ve Mahkemelere de vermiştir.

İdari Para Cezasının Adli Para Cezasından Farkı Nedir? İdari Para Cezası Ödenmezse Ne Olur?

Adli para cezası, yalnız mahkemeler tarafından bir suçun karşılığı olarak verilen cezalardır. Adli para cezasına mahkemeler, idari para cezasına devletin idari kurumları tarafından karar verilmektedir. Mahkemeler tarafından verilen para cezaları ödenmediğinde hapis cezasına çevrilir, idari para cezaları ödenmediğinde yalnızca icra-haciz işlemleri yapılabilir. İdari para cezası ödenmediğinde borçlunun hapse girmesi gibi bir durum söz konusu olamaz.

İdari Para Cezasına İtiraz Süresi

İdari para cezasına itiraz süresi, genel olarak 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesine göre 15 gündür. İtiraz süresi idari para cezasının ilgili kişiye tebliğinden, yani para cezasına dair yaptırım kararının eline ulaşmasından itibaren başlar.

İdari para cezası, cezanın muhatabı olan kişiye gönderildiğinde bu cezaya itiraz süresinin ve itiraz merciinin gösterilmesi gerekir. Fakat uygulamada para cezalarının usulsüz bir şekilde muhataplarına tebliğ edildiği, itiraz süresi ve itiraz edilecek merciin gösterilmediği görülmektedir. İtiraz süresi ve merciinin tebligatta gösterilmesi zorunluluğunun önemi şu ki bazı idari kurumların özel kanunlarında 15 günlük genel itiraz süresinden ayrı bir itiraz süresi mevcuttur.

Danıştay kararlarına göre, idari işlemlerde itiraz süresinin muhataba bildirilmemesi halinde uygulanacak itiraz süresi 60 gündür (Danıştay 14. Dairesi – 2013/697 karar). Devletin idari kurumları tarafından düzenlenen idari yaptırım kararlarında, idari yaptırım kararına karşı hangi mahkemeye gidileceği veya varsa itiraz edilecek başka idari makam, bu idari idari makamın ve başvuru sürelerinin gösterilmesi hukuki bir gerekliliktir, bu gereklilik ise ilgili makamların takdirinde olmayıp, en üst hukuki norm olan Anayasanın bağlayıcılığının zorunlu bir sonucudur.

İdari Para Cezasına Nereye İtiraz Edilir?

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesine göre idari para cezalarına karşı Sulh Ceza Hakimliği‘ne itiraz edilebilir.

İdari para cezası ile birlikte ayrıca bir yaptırım kararı da verilmişse, örneğin para cezasıyla birlikte ayrıca işyerini kapatma cezası verilmişse, görevli mahkeme İdare Mahkemesi olmaktadır. Bu durumda idare mahkemesine işlemin iptali için dava açılması gerekir. İdari para cezası dışında tek başına verilen diğer idari yaptırım kararlarına karşı da İdare Mahkemesi’nde dava açılmalıdır.

Bazı idari kurumların verdiği cezalara karşı özel kanunlarındaki hükümler gereği idare mahkemesine iptal davası açmak gerekir. Örneğin, SGK’nın verdiği idari para cezaları.

İdari para cezasına itiraz konusunda uygulamada ciddi yanlışlıklar yapılmaktadır. Bu nedenle, yüksek meblağlı idari para cezasına yapılan itirazların bir avukat vasıtasıyla yapılması mağduriyetleri önleyecektir.

Yoklama Kaçağı, Bakaya Kalma Nedeniyle Verilen İdari Para Cezasına İtiraz Süresi Nedir? Nereye İtiraz Edilir?

1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 86. Maddesi gereği, yoklama kaçağı cezası ve bakaya cezası hukuki niteliği itibariyle idari para cezası olup il veya ilçe idare kurulları tarafından verilmektedir. İlçe İdare Kurulları kaymakamlık bünyesinde, İl İdare Kurulları ise valilik bünyesinde görev yapan kurullardır. Bu kurulların verdiği yoklama kaçağı veya bakaya kalma nedeniyle verilen idari para cezası kararlarına karşı, kararın muhatabına ulaşmasından itibaren 15 gün içinde kararı veren idarenin bulunduğu yerin yetkili Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebilir.

Askeri Ceza Kanunu’ndaki özel düzenleme nedeniyle hakkında ceza verilen kişi askerdeyse, idari para cezasının tahsili askerliğin bitiminden sonraya bırakılmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İdari Para Cezalarına İtiraz Süresi Nedir? Nereye İtiraz edilir?

5510 sayılı SGK Kanunu’nu ( md. 83, 85, 86), Sosyal Güvenlik Kurumu’nun verdiği idari para cezalarına karşı genel itiraz yolundan ayrı bir itiraz yolu düzenlemiştir. SGK’nın verdiği idari para cezalarına karşı doğrudan mahkemeye dava açmak mümkün değildir. Dava açamadan önce idari itiraz yollarının kullanılması gerekir. SGK bünyesinde İdari Para Cezasına İtiraz Komisyonları bulunmaktadır. Hakkında idari para cezası verilen kişi veya kurum öncelikle para cezasına karşı, SGK bünyesindeki İdari Para Cezası İtiraz Komisyonu’na 15 gün içinde bizzat veya iadeli taahhütlü mektupla itiraz edebilir. İdari Para Cezasına İtiraz Komisyonu, ilgili kişinin itirazını reddederse, red kararının tebliğinden itibaren 30 gün içinde İdare Mahkemesi’ne cezanın iptali için dava açılmalıdır.

Sigortasız çalıştırma, eksik gün veya kazanç bildirimi nedeniyle SGK tarafından prim borcu tahakkuk ettirilen ve prim borcunun ödenmesi için tebligat yapılan işverenler, tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde prim borcunu tahakkuk ettiren ünitenin Ünite Prim Tahakkuk İtiraz Komisyonu’na itiraz etmelidir. İtiraz reddedildiği takdirde işverenin 1 ay içinde yetkili Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü’nün bulunduğu yerdeki İş Mahkemesi’ne dava açması gerekir.

Trafik Para Cezası ile Birlikte Verilen Aracın Trafikten Men Edilmesi Kararına Karşı Nereye İtiraz Edilir? İtiraz Süresi Nedir?

Trafik para cezasına karşı itiraz yeri Sulh Ceza Hakimliği‘dir. Fakat, trafik idari para cezasıyla birlikte aracın da trafikten men edilmesine karar verilebilir. Böyle bir karar verilmişse, yetkili mahkeme Sulh Ceza Hakimliği değil, kararı veren polis biriminin bulunduğu yerin İdare Mahkemesidir. İdare Mahkemesi, hem trafik para cezasının hem de trafikten men kararının iptali açısından yetkili mahkemedir. Dava açama süresi kararın tebliğinden itibaren 60 gündür.

Sürücü Belgesinin (Ehliyetin) Geçici Olarak Geri Alınmasına Karşı Nereye İtiraz edilir? İtiraz Süresi Nedir?

Sürücü belgesinin (Ehliyetin) geri alınması kararı idari bir yaptırım kararı olmasına rağmen, 2918 sayılı Kanunu’nun 112. maddesindeki özel düzenleme nedeniyle, bu karara karşı idari para cezaları gibi Sulh Ceza Hakimliklerine itiraz edilir. İtiraz süresi, idari yaptırım kararının alındığı günden itibaren 15 gündür.

Sürücü belgesinin geri alınması kararı, bir suç nedeniyle mahkemeler tarafından verilmişse mahkeme kararına itiraz prosedürü içinde itiraz edilmelidir. Mahkemenin bir suç nedeniyle sürücü belgesini geri alma kararı vermişse Sulh Ceza Hakimliği’ne değil, kararı veren mahkeme nezdinde Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilmelidir.

HGS-OGS İdari Para Cezasına İtiraz

HGS veya OGS para cezalarına itiraz, bu nitelikteki idari para cezalarının tebliğinden itibaren 15 gün içinde ilgili Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılmalıdır. İtirazı incelemeye yetkili Sulh Ceza Hakimliği’nin hangi mahkeme olduğu uygulamada tartışmalara neden olmaktadır. Bu nedenle sıklıkla yetkisizlik kararları verilmektedir. HGS - OGS kullanıcıları, para cezasını düzenleyen idari birimin bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliği’ne değil, somut olarak ihlalin yapıldığı idari birimin bağlı olduğu adliyedeki Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurmalıdır.

Sigara İçme İdari Para Cezası Nereye Ödenir? Nereye İtiraz Edilir?

4207 Sayılı Tütün Mamullerinin İçilmesi Yasaklanan Yerler Kanunu’nın 2. maddesine göre bazı kapalı mekanlarda sigara içme yasağı vardır. Sigara içme yasağı olan yerler, sağlık hizmetlerinin sunulduğu hastane, tıp merkezi, aile sağlığı merkezleri, eğitim – öğretim faaliyetinin yürütüldüğü tüm okul, sürücü kursu, dersane gibi yerler, kültür faaliyetinde bulunulan kütüphane, sergi, müze gibi yerler, tüm kapalı spor salonları, toplu taşıma araçları, toplu taşıma araçlarının bekleme yerleri, kamu kurum ve kuruluşlarında ise en az beş kişinin görev yaptığı kapalı mekânlarda sigara içme yasağı vardır.

Sigara içme yasağı ihlal edildiğinde her yıl değişen oranlarda idari para cezası verilmektedir. Sigara içme yasağının ihlali nedeniyle idari para cezası, hem sigara içem kişiye hem de söz konusu yer bir cafe, restaurant vb gibi bir işyeri ise işyeri sahibine de verilir.

Sigara içme idari para cezası, nereye ödenir sorusunun cevabı, yani ödeme yeri sigara içme cezası tutanağı üzerinde mevcuttur. Sigara içme idari para cezası Mal Müdürlüklerine ödenir. Örneğin, Bakırköy’de bir cafede sigara içen bir kişiye verilen sigara içme para cezası, Bakırköy Mal Müdürlüğü’ne ödenebilir. Sigara içme para cezası, vergi dairelerine ödenemez, çünkü hukuki niteliği itibariyle idari para cezası olduğundan kaymakamlık bünyesinde olan Mal Müdürlüğü’ne ödenir.

Sigara içme para cezasına itiraz, para cezasının verildiği yerin bağlı olduğu Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılır. İtiraz süresi, sigara içme para cezasının verildiği günden başlamak üzere 15 gündür. Örneğin, Bakırköy’de 01.01.2016 tarihinde verilen sigara içme para cezasına karşı en geç 16.01.2016 tarihine kadar (15 gün içinde) Bakırköy Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz edilmesi gerekir.

Sigara içme idari para cezası itiraz dilekçesinde, ceza tutanağı bilgileri, sigara içme para cezasına esas teşkil eden olgular, itirazı temellendirecek her türlü delil veya bilgi dilekçeye eklenmelidir. İtirazı incelemeye yetkili Sulh Ceza Hakimliği, itirazı haklı bulursa idari para cezasını iptal eder.

İdari Para Cezaları Nereye Ödenir?

İdari para cezaları, genel olarak mal müdürlüklerine ödenir. Şunu belirtmek gerekir ki, bazı kurumların verdiği idari para cezaları, cezayı veren kurum tarafından tarafından tahsil edilmektedir. Karmaşaya yol açmaması için kanun, idari para cezası kişiye tebliğ edildiğinde nereye ödeneceğinin de kişiye bildirilmesini zorunlu kılmıştır.

İdari para cezasının peşin ödenmesi halinde, cezanın 1/4’ü oranında indirim yapılmaktadır. Erken ödeme yaparak indirimden yararlanmak isteyen kişi, cezanın kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içinde cezayı ödemelidir. Cezanın erken ödenmesi cezaya itiraz edilmesine engel değildir. Kişi bir taraftan cezayı öderken diğer taraftan cezaya itiraz edebilir (5726 sayılı Kanun m.17/6). Ancak, ödemenin itiraz edilmeden önce yapılmış olması gerekir. İtiraz edildikten sonra yapılan ödemelerde 1/4 oranında yapılan indirim uygulanmaz.

SGK tarafından verilen idari para cezaları kurumun kendisi tarafından tahsil edilmekte olup bizzat kuruma, bankalara veya PTT şubelerine ödenebilmektedir.

Trafik cezaları, vergi dairesine, bankaya veya PTT’ye ödenebilir.

İdari Para Cezası Adli Sicil Kaydına (Sabıka Kaydına) İşler mi?

İdari para cezası, adli sicil kaydına (sabıka kaydına) işlemez. İdari para cezaları kabahat niteliğindeki suçlar için verilir. Adli sicil kaydı ise yalnızca işlenen bir suç karşılığında mahkemelerce verilen kesinleşmiş cezalar için tutulmaktadır.

İdari Para Cezası Mirasçılara İntikal Eder mi?

Ödenmeyen idari para cezası mirasçılara intikal etmez. Cezaların şahsiliği ilkesi idari para cezaları açısından da geçerlidir. Cezaların şahsiliği ilkesine göre idari para cezasından fiili işleyen kişi sorumludur, mirasçılar sorumlu tutulamaz. Hakkında idari para cezasına hükmedilen kişi öldüğünde idari para cezası infaz edilmeden ortadan kalkar.

Danıştay İdari Davalar Genel Kurulu’nun 31/05/2007 tarihli ve 2006/2194 esas, 2007/1316 sayılı kararında, ceza sorumluluğunun bireyselliği ilkesinin idari para cezaları alanında da geçerli olduğu, idari para cezasının mirasçılardan tahsili olanağının bulunmadığının belirtilmesi, yine aynı doğrultuda Maliye Bakanlığı’nca 12 Mayıs 2007 tarihli ve 26520 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 442 seri no.’lu Tahsilat Genel Tebliği’nde de “Ölüm halinde idari para cezaları hakkında yapılacak işlemler” konusunda görüş bildirilmesi karşısında, kabahatli …‘ın dosya arasına alınan nüfus kayıt örneğine göre idari para cezası tutanağının düzenlendiği 09/02/2021 tarihinde vefat etmesi nedeniyle idari para cezasının mirasçılardan tahsili olanağı bulunmadığı gözetilmelidir (Y7CD-K.2022/8891).

İdari Para Cezası Yargıtay ve Danıştay Kararları


Lisans Alınmadan Petrol Ticareti Nedeniyle İdari Para Cezasına İtiraz

Davacının 679.629,00-TL idari para cezası ile cezalandırıldığı, sıvılaştırılmış petrol gazları piyasasında gösterilen, satış, taşıma ve dağıtım gibi her bir faaliyet için ayrı ayrı lisans alınması gerektiği, lisans alınmaksızın yapılan faaliyetler için idari para cezaları öngörüldüğü, bu kapsamda davacının otogaz satışına yönelik lisansının bulunduğu, ancak otogaz taşınmasına yönelik lisansının bulunmadığı, Gaziantep İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından 10.03.2012 tarihinde yapılan denetimler sırasında mülkiyeti davacıya ait 21 AT … plakalı tankerle LPG taşımacılığı yapıldığının belirlendiği, her ne kadar davacı tarafından istasyonunda bulunan yeraltı tankında sızıntı olması nedeni ile bu tankta yer alan gazın tankere aktarıldığı ve aracın tamir için Gaziantep İli’nde bulunduğu ileri sürülmekte ise de, davacının yeraltı tankında gerçekleştiğini ileri sürdüğü sızıntı için Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Lisans Yönetmeliği hükümleri uyarınca ilgili birimlere “önemli olay” bildiriminde bulunmadığı, ayrıca, tamirin Diyarbakır İli’nde de yapılabileceği, bu sebeple davacının ileri sürdüğü hususların inandırıcı bulunmadığı, bu durumda, davacının eyleminin sabit olması nedeni ile eylemi ile uyumlu idari para cezası ile cezalandırılmasına dair işlemde hukuka aykırılık yoktur (Danıştay 13. Daire - Karar: 2017/359).

SGK Prim Borcuna Dair Ödeme Emrinin İptali Davasında Görevli Mahkeme

Kurum tarafından çıkarılan prim borcu ile idari para cezaları için, Kurum komisyonuna yapılan itirazın reddedilmesi üzerine; idari para cezalarının iptali için idari yargıda, bunun dışındakiler için, adli yargıda dava açılabilir. Kurum komisyonuna itiraz edilmeyen veya yapılan itiraz reddedilip de idari yargıda açılacak dava ile iptali istenilmeyen, veyahut idare mahkemesinde açılan ve reddine karar verilen davanın kesinleşmesi durumunda, artık idari para cezaları kesinleşmiş ve idari aşama böylece tamamlanmış olur. İdari para cezalarının iptali, komisyona yapılan itirazın reddi kararının tebliğinden itibaren 30 gün içinde idari yargıda; idari aşamada kesinleşen veya henüz kesinleşmemiş olan idari para cezalarının tahsili için 6183 sayılı Yasaya göre düzenlenen ödeme emirlerinin iptali ise ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük sürede adli yargıda (iş mahkemesinde) açılacak dava ile istenebilecektir.

Dava konusu ödeme emirlerinin, 2008/12-2009/3 dönemlerine ait pirim ve ferilerine ilişkin borçlar ile, 2009/4-5 dönemlerine ait idari para cezalarına ilişkin olması ve talebin de söz konusu bu ödeme emirlerinin iptali olması karşısında, görevli mahkeme iş mahkemesi olduğundan, mahkemece davaya devam edilerek, hacze dayanak bilgi ve belgelerde getirtilmek suretiyle, söz konusu idari para cezalarının kesinleşip kesinleşmediği araştırılıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir (Yargıtay 10.Hukuk Dairesi - Karar: 2017/492).

Kaçak Yabancı İşçi Çalıştırma ve Menfi Tespit Davası

Davacı, davalılardan …Genel Müdürlüğü tarafından, narenciye bahçesindeki portakalın toplanması işinde yabancı uyruklu işçi çalıştırdığından bahisle aleyhine idari para cezası verildiğini, oysa bu bahçenin diğer davalı A. tarafından kendisi için satın alındığını, idari para cezasına konu izinsiz yabancı uyruklu işçi çalıştırma işinin de bilgisi dışında davalı B. tarafından gerçekleştirildiğini, bu sebeple para cezasına muhatabın kendisi olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuştur. Mahkemece, yabancı uyruklu işçilerin davacı tarafından temin edilerek, kendisi tarafından çalıştırıldığı, diğer yandan idari para cezasının tebliğinden sonra yasal itiraz süresinin geçirilmesinden sonra Kanun’un tanımadığı bir haktan yararlanarak hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açılmasının mümkün olmadığı, görevli mahkemenin sulh ceza mahkemesi olduğu gerekçesi ile, görev nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya kapsamından; davacıya, 4817 Sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunu’nun 21/3 madde ve fıkrası uyarınca, çalışma izni bulunmayan yabancı uyruklu işçi çalıştırdığı gerekçesiyle 34.338,00 TL idari para cezası verildiği ve 2011 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davacı tarafından idari para cezasının iptali için sulh ceza mahkemesine itirazda bulunulmadığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu, … Genel Müdürlüğü’nce 4817 Sayılı Kanun uyarınca uygulanan ve itiraz edilmemesi üzerine kesinleşen idari para cezasından dolayı, davacının borcunun bulunmadığının tespiti istemine dair olup, idari yaptırıma dair itiraz usulünden ayırt edilmelidir. İdari yaptırım, süresi içerisinde sulh ceza mahkemesine itiraz edilmediğinden kesinleşmiştir. Açıklanan nedenle, sulh ceza mahkemesinin görevli olduğu şeklindeki somut olaya uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş; kararın bozulması gerekmiştir (Yargıtay 4. HD - Karar: 2017/56).

Kaçak İşçi Çalıştırma İdari Para Cezası Nedeniyle Başlatılan İcra Takibine İtiraz

Somut olayda, taraflar arasında işçi ve işveren ilişkisi bulunmamaktadır. Davaya konu istem, davacı tarafından 4817 Sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’un 21/3. maddesi uyarınca çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştıran davalı işverene verilen idari para cezasının tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 4904 Sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu’nun 20 /son maddesi, idari para cezalarının genel esaslara göre tahsil edileceğini düzenlemiştir.

Şu halde, uyuşmazlığın çözümünde genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile iş mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir (Yargıtay 4.HD - Karar: 2016/6477).

Defter ve Kayıtların İbraz Edilmemesi Nedeniyle İdari Para Cezasına İtiraz

Dosyadaki kayıt ve belgelere göre 15.02.2012 tarihli denetim raporunda , işyerinde işverenin eşine defter ve kayıtların ibrazına dair yazının tebliğ edildiği halde ibraz edilmemesi sebebiyle davacıya idari para cezası verilmesi gerektiğinin tespit edildiği, idari para cezasının 28.12.2012 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrinin 30.11.2012 tarihinde tebliğ edildiği, 06.12.2012 tarihinde ödeme emrinin iptali için süresinde dava açıldığı, ihtirazi kayıtla söz konusu cezanın ve ferilerinin 25.01.2013 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır. Ödeme emrinin iptali davasında 506 Sayılı Kanun’un 80/7.maddesinde kurum alacaklarının tahsilinde 6183 Sayılı Kanun’un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi’nin yetkili olduğu belirtildiğinden dava yetkili ve görevli Mahkemede açılmıştır. Ancak idari para cezasının yerinde olup olmadığına karar vermek 09.05.2007 gün ve 5655 Sayılı Yasayla değişik 506 Sayılı Yasa’nın 140/4.maddesi gereğince İdare Mahkemesi’nin görevine girdiği halde mahkemece idari para cezasın yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Yapılacak iş; davacının idari para cezasına dair kurum işleminin iptali için Komisyona itiraz edip etmediğini sormak, etmişse Kurumun ilgili ünitesine yaptığı itirazın sonucunu sormak, itirazı reddedilmiş ise idari para cezaları yönünden komisyon kararına karşı idare mahkemesinde dava açıp açmadığını araştırmak, dava açtığının saptanması durumunda idare mahkemesindeki davanın sonucunu beklemek ve çıkacak sonuca göre karar vermek, idare mahkemesinde dava açılmadığı ve dava açma süresinin geçirilerek, idari para cezasının idari aşamada kesinleştiğinin saptanması durumunda ise işin esasına girmek ve çıkacak sonuca göre tüm delilleri birlikte değerlendirmek suretiyle karar vermektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi - Karar: 2016/8503).

SGK İdari Para Cezasının İptalinde Görevli Mahkeme

Davanın yasal dayanağı, idari para cezasının dayanağını oluşturan eylemlerin gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 5510 Sayılı Kanun’un 102. maddesi olup anılan maddenin 4. fıkrasında, “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.” hükmünü içermektedir. İdari para cezası tahakkuku işleminin iptaline dair davada adli yargı ve giderek iş mahkemelerinin görevli olmadığı belirgin bulunmakla, idari yargı alanına giren davanın dava koşulu eksikliğine dayalı olarak usulden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, işin esasına girilerek, idari para cezasının ödendiğinden bahisle, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsizdir (Yargıtay 10. HD - Karar: 2016/9765).

SGK İdari Para Cezasına İtiraz ve İcra İnkar Tazminatı

Davacı, davalıya 4857 saylı İş Kanunu’nun dayanılarak 107. maddesi uyarınca idari para cezası verildiğini, davalının yaptığı itirazın reddedilerek idari para cezasının kesinleştiğini, kesinleşen idari para cezasının tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun uyarınca alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takibe itirazının haksız olması gerekir. Haksızlık kavramı alacağın belirlenebilir (likit) olma şartını da kapsar. Somut olayda, idari para cezasının kesinleşmesinden sonra icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. Kesinleşen idari para cezasının, artık yasal olup olmadığı yargılama konusu yapılamaz (YHGK’nın 2000/21-135 E, 2000/149 K.) ve kesinleşen idari para cezasından davalı sorumlu olup alacağın miktarı belirlenebilir (likit) niteliktedir. Şu halde; takip konusu alacak likit olup davalı icra takibine itirazında haksızdır. Mahkemece, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerine, olaya uygun düşmeyen gerekçelerle icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş; kararın bozulması gerekmiştir (Yargıtay 4.HD - Karar: 2016/7611).

Şirket Yetkilisinin Savcılık Yazısına Cevap Vermemesi

Avea İletişim Hizmetleri Anonim Şirketinin özel hukuk statüsüne tabi şirket olması nedeniyle Ceza Hukuku uygulamasında (memur) “kamu görevlisi” sayılmayan ve “kamu görevlisi gibi” cezalandırılması olanağı bulunmayan şirket adli yazışmalarından sorumlu olan sanığın, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2010/4744 sayılı soruşturma kapsamında şirkete yazılan müzekkerelere süresinde cevap vermeme şeklindeki eyleminin; 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32. maddesinde düzenlenen emre aykırı davranış niteliğinde olduğu, anılan maddede öngörülen idari para cezasının miktarına göre eylem tarihi ile inceleme günü arasında 5326 sayılı Yasanın 20/2-c maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca bu hususta bir karar verilmesi mümkün olduğundan gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5326 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 16/01/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2018/197).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS