0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Uzlaştırma ve Uzlaşma Nedir?


Ceza hukukunda uzlaştırma, ceza soruşturması ve davasında tarafsız bir kimsenin arabuluculuğuyla uyuşmazlığın çözülmesi için suçun mağduru ve failinin iletişim kurduğu süreçtir (CMK md. 253/1). Daha önce, başlığı ‘uzlaşma’ olan kanun maddesinin hem başlığı hem de içeriği 6763 sayılı yasa ile 24.11.2016 tarihinde değiştirilmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre uzlaşma, iletişim süreci sonunda varılan anlaşmayı ifade ederken, uzlaştırma tarafların katıldığı sürecin bizzat kendisini ifade etmek için kullanılmaktadır.

Uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur (YCGK-K.2022/42). Özellikle, vurgulayalım ki uzlaştırma hukuki niteliği itibariyle bir yargı işlemidir.

Uzlaştırma müzakereleri ve uzlaşma anlaşması, şartları varsa hem soruşturma aşamasında hem de kovuşturma aşamasında yapılabilir (CMK md.253, md.254).

Herhangi bir suç ile bağlantısı olmayan özel hukuk uyuşmazlıklarının mahkeme dışı çözüm yöntemine uzlaşma değil, “arabuluculuk” denilmektedir (Arabuluculuk Kanunu md.2).

Soruşturma veya kovuşturma aşamalarında müşteki veya mağdurun ölmesi halinde, müşteki veya mağdurun mirasçıları ile uzlaştırma işlemleri yapılabilir.

Uzlaşma / Uzlaştırma Şartları Nelerdir?

Ceza Muhakemesi Kanunu md.253’e göre, ‘uzlaştırma şartları’ şunlardır:

  1. Mağdurun gerçek kişi veya suçtan zarar görenin özel hukuk tüzel kişisi (şirket, vakıf, dernek vs.) olduğu suçlar uzlaştırma kapsamındadır. Kamu tüzel kişileri (Valilik, Belediye, Bakanlık, SGK, Vergi Dairesi vs.) aleyhine işlenen suçun vasfı ve cezası ne olursa olsun uzlaştırma hükümlerinin uygulanması mümkün değildir (CMK md.253/1).

  2. Kural olarak soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi tüm suçlar uzlaştırma kapsamındadır (CMK md.253/1-a).

  3. Şikayete tabi suçlar hariç olmak üzere; TCK dışındaki özel kanunlarda düzenlenen suçlara uzlaştırma hükümlerinin uygulanabilmesi için, ilgili özel kanunda uzlaştırma yoluna gidilebileceğine dair açık hüküm olmalıdır (CMK md.253/2). Yani, şikayete tabi suçlar ister özel kanunda isterse TCK’da olsun uzlaşma hükümlerine tabidir. Ancak, özel kanunlarda şikayete tabi olmayan bir suçun uzlaşma kapsamına girebilmesi için özel kanundaki bir hükümle uzlaşmanın düzenlenmesi gerekir.

  4. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda (cinsel taciz suçu, cinsel saldırı suçu vs.) uzlaştırma yoluna gidilemez.

  5. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz (CMK md.253/3).

  6. Suçun birden fazla faili varsa; aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın, ancak uzlaşan fail uzlaşma hükümlerinden yararlanır. Çok failli suçlarda mağdur tüm faillerle uzlaşabileceği gibi sadece bir veya birkaç faille de uzlaşabilir. Uzlaşılmayan fail veya faiiler hakkında soruşturmaya veya kamu davasına devam edilir.

  7. Suçun birden fazla mağduru varsa; şüpheli veya sanık tüm mağdurlarla uzlaşmak zorundadır. Şüpheli veya sanık tüm mağdurlarla uzlaşma ise uzlaştırma hükümlerinden yararlanamaz. Örneğin; iki kişiye karşı dolandırıcılık suçu işlediği iddia edilen fail, her iki mağdur ile uzlaşmalıdır. Failin sadece mağdurlardan biriyle uzlaşması halinde, CMK md.253’te düzenlenen uzlaştırma hükümleri uygulanmaz.

Özellikle belirtelim ki; taraflar arasında uzlaşma sağlandığı takdirde, soruşturma konusu suç nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açılamaz; açılmış olan maddi ve manevi tazminat davasından feragat edilmiş sayılır (CMK m.253/19).

Çocuklara Özel Uzlaşma Şartı

Suça sürüklenen 18 yaşından küçük çocuklar bakımından; suçun kamu tüzel kişisi aleyhine işlenmemesi kaydıyla, üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezası gerektiren suçlar uzlaştırma kapsamındadır (CMK md.253/1-c). Örneğin, üst sınırı 3 yıl olan şantaj suçu 18 yaşından büyükler için uzlaşma kapsamında olmamasına rağmen suça sürüklenen çocuklar (SSÇ) açısından uzlaşmaya tabi suçlardandır.

Uzlaşma uygulamasında çocukların işlediği suçun şikayete tabi suçlardan olup olmamasının bir önemi yoktur. Önemli olan suçun kamu tüzel kişisine karşı işlenmemiş olması ve üst sınırının uzlaşmaya elverişli olmasıdır.

Özellikle belirtelim ki, çocukların işlediği suçların mağduru veya zarar göreni kamu tüzel kişisi ise, çocuklar açısından da uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.

Uzlaşma Teklifi Nasıl Yapılmalıdır?

Uzlaşma teklifi soruşturma veya kovuşturmanın taraflarına bizzat yapılmalıdır.

Mağdur, müşteki veya suçtan zarar gören, şüpheli veya sanığın bizzat kendisine uzlaşma teklifi yapılmalıdır. Vekaletnamelerinde “uzlaşma teklifini kabul veya redde” ilişkin açık bir kayıt olmadıkça tarafların avukatına uzlaşma teklifi yapılamaz. Uzlaşma teklifi bizzat şüpheli, sanık, mağdur, müşteki veya suçtan zarar görene yapıldıktan sonra uzlaşma sürecinin sonraki aşamaları vekaletnamede yetki olmasa bile avukatları tarafından takip edilerek işlemler tamamlanabilir. Ancak, uzlaşma teklifinin kural olarak bizzat taraflara yapılması gerekir. Uzlaşmanın muhatabı olan kişi cezaevi, askerlik vb. bir yerdeyse mutlaka tebligat gönderilerek uzlaşma teklifininin yapılması gerekir. Müştekinin veya suçtan zarar görenin özel hukuk tüzel kişisi olması hâlinde vekâletnamede özel yetki var ise vekile de uzlaşma teklifinde bulunulabilir (Yönetmelik m.29).

Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini telefonla yapamaz. Telefonla muhatap çağrılabilir, ancak uzlaşma teklifi telefonla yapılamaz.

Uzlaşma teklifine ilişkin tebligatlar 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanarak yapılmalıdır:

CMK’nın 253. maddesinin dördüncü fıkrasında, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacının, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunacağı, uzlaştırmacının, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabileceği düzenlenmiş, şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılacağı belirtilmiştir. Uzlaştırmacı taraflara ancak açıklamalı tebligat yoluyla uzlaştırma teklifinde bulunabilecek ancak uzlaştırmanın yargı işlemi niteliğinde olması nedeniyle normal posta yoluyla bu işlemi gerçekleştiremeyecektir. Anılan fıkrada sözü edilen açıklamalı tebligat, kazai mercilerce yapılacak tebligatı düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ve uzlaştırma bürosu vasıtasıyla yapılacak olan tebligattır. Bu açıklamalar karşısında, uzlaştırmacı tarafından sanık ve mağdura iadeli taahhütlü olarak gönderilen ve ulaşılamadığı için iade edilen uzlaştırma teklifinin, yasaya uygun şekilde ve yöntemince yapıldığının kabul edilmesi mümkün değildir (Y4CD-2022/6412 E. , 2022/13646 K.).

Vekaletnamesinde özel yetki olmak şartıyla müşteki tarafın avukatına yapılan uzlaşma teklifi geçerli kabul edilmiştir:

Kişinin uzlaştırma hususundaki beyanı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olup, hak sahibinin açık beyanı ya da açıkça (varlığı halinde) vekaletnamede bu hususta vereceği yetki ile vekili kullanabilecektir. İnceleme konusu somut olayda, uzlaştırma bürosu tarafından müşteki vekiline uzlaşma teklifi yapılmıştır. … tarihli vekaletnamede müşteki tarafından vekiline uzlaştırma hususunda yetki verdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle yapılan uzlaştırma teklifi geçerli olup mahkumiyet kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır (Y4CD-2021/39857 E. , 2022/7444 K.).

Sanık müdafiine yapılan uzlaşma teklifi hukuka aykırı bulunmuştur:

Uzlaştırma bürosu tarafından sanığın müdafiine uzlaşma teklifi yapılmıştır. Bu nedenle sanık müdafiine yapılan uzlaştırma teklifi geçerli olmadığından sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesinde isabet bulunmamaktadır (Y1CD-2022/8122 E. , 2022/7020 K.)

Soruşturma Aşamasında Uzlaşma / Uzlaştırma Nasıl Yapılır?

Ceza muhakemesi hukukunda uzlaştırma usulü, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı (genel soruşturma savcısı) tarafından kendiliğinden başlatılmalıdır.

Genel soruşturma savcılığı, soruşturma konusu suçun işlenip işlenmediğini araştırmalı, soruşturmayı yaparak tüm delilleri toplamalıdır. Mağdur, şüpheli ve tanıkların ifadesi alınmalı; keşif, bilirkişi raporu vs. gibi her türlü soruşturma işlemi tamamlanmalıdır. Soruşturma neticesinde bir iddianame ile kamu davası açmak için yeterli şüphe olduğu anlaşılırsa, savcılık dava açmadan önce uzlaştırma prosedürünü başlatmak zorundadır. Soruşturma savcısı, kamu davası açmak için yeterli şüphe olduğu kanaatinde ise, soruşturma dosyasını uzlaştırma işlemlerini yapmak üzere uzlaştırma bürosuna göndermelidir (CMK md. 253/4).

Genel soruşturma savcısı tarafından dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesinden itibaren, diğer işlemler uzlaştırma bürosu görevlileri ve büro savcıları tarafından yapılır. Örneğin; dolandırıcılık suçu nedeniyle kamu davası açmak üzere yeterli şüphe olduğunu düşünen savcılık dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderdikten sonra, uzlaşma gerçekleşmediği takdirde, uzlaştırma bürosu savcılığı tarafından iddianame düzenlenerek kamu davası açılacaktır.

Uzlaştırma, sosyal ilişkileri de tamir eden bir kurum olarak öne çıktığından savcılığın kamu davası açmadan önce uzlaştırma yoluna gitmesi zorunlu hale getirilmiştir. Örneğin; fail ile mağdur arasında yakın ilişki varsa veya birbirlerine yakın bir yerde yaşıyorlarsa, uzlaştırma usulünün uygulanması sosyal ilişkilerin tamiri açısından da önemli bir işlevi vardır.

Fail, mağdur veya suçtan zarar gören kişi de müşteki sıfatıyla yer aldıkları soruşturmada Cumhuriyet savcılığına uzlaştırma prosedürünün başlatılması talebinde bulunabilir.

Uzlaştırma bürosu cumhuriyet savcısı, tarafların soruşturma aşamasında uzlaşması halinde şu şekilde hareket edecektir:

  • Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini bir kerede yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Bu halde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi için CMK md.171’de aranan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmaz. Erteleme süresince suça dair dava zamanaşımı süresi işlemez.

  • Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun md.38 gereği yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.

Mahkemede Uzlaştırma Nasıl Yapılır?

Ceza mahkemesi, yargılama sırasında ceza davasının konusu olan suçun uzlaştırma kapsamında olduğunu görürse, sanık ve suçun mağduru arasında yukarıda anlattığımız savcılık tarafından işletilen prosedürü işletir (CMK md. 254). Uygulamada mahkemeler uzun bir duruşma günü vererek bir nevi duruşmaya ara vermekte, dosyayı uzlaştırma girişiminde bulunmak üzere uzlaştırma bürosuna göndermektedir. Uzlaştırma bürosu da uzlaştırmacı görevlendirip tarafların uzlaşma müzakeresi yapması için girişimde bulunmaktadır.

Uzlaştırma bürosunun görevlendirdiği uzlaştırmacının uzlaşmayı sağlayamaması halinde, taraflar, mahkeme tarafından hüküm verilinceye kadar kendi aralarında uzlaştıklarına dair belgeyi mahkemeye sundukları takdirde uzlaşmanın gerçekleştiği kabul edilerek mahkeme tarafından uzlaşma çerçevesinde hüküm verilir. Taraflar, mahkemeye gelip duruşmada beyanda bulunarak da uzlaştıklarını bildirebilirler (Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği m.26).

Taraflar arasında uzlaşma sağlanmadığı takdirde, mahkeme yargılamaya kaldığı yerden devam eder. Uzlaştırma girişiminin bir uzlaşma anlaşmasıyla sonuçlanması halinde ceza mahkemesi şu şekilde karar verir:

  • Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, anlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığını ve hukuka uygun olduğunu tespit eder ve uzlaşma konusu yükümlülükler de yerine getirilirse, ceza davasının düşmesi kararı verir.

  • Uzlaştırma görüşmeleri neticesinde hazırlanan uzlaşma anlaşması şartlarının yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir. Geri bırakma süresi boyunca dava zamanaşımı süresi işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması için CMK md. 231’de düzenlenen şartların oluşup oluşmadığı araştırılmaz. Uzlaşma gerçekleşmişse, diğer koşullar aranmadan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşma anlaşmasının gerekleri yerine getirilmediği takdirde, mahkeme tarafından hüküm açıklanır (CMK md.254/2).

Mahkeme, uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka ve ahlaka uygun olduğunu belirlerse raporu mühür ve imza altına alarak kovuşturma dosyasında muhafaza eder. Mahkeme, raporu veya belgeyi, uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayanmaması, edimin hukuka ve ahlaka uygun olmaması nedeniyle onaylamadığı takdirde gerekçesini rapora yazar. Edimin hukuka ve ahlaka uygun olmaması nedeniyle raporu onaylamaması durumunda edimin değiştirilmesi için dosyayı büroya gönderebilir (Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği m.25).

Kovuşturma evresinde uzlaştırmanın uygulanabileceği hâllerde, yapılan uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen hüküm verilinceye kadar sanık ile mağdur, katılan veya suçtan zarar görenin aralarında uzlaşmaları halinde; taraflarca bir uzlaşma belgesi düzenlenir ve mahkemeye sunulursa, hâkim inceler, değerlendirir ve usulüne uygun uzlaşma belgesine göre hüküm kurar. (Yönetmelik m. 26).

Uzlaşma / Uzlaştırma Kapsamına Giren Suçlar Nelerdir?

  1. Şikayete tabi suçlar kural olarak uzlaşmaya tabidir. Bazı suçlar şikayete tabi olsa da uzlaşmaya tabi değildir. Şikayete bağlı olduğu halde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı suçlar şunlardır (CMK m.253/3):
  • Israrlı takip suçu,

  • Takibi şikayete bağlı olan tüm cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar,

  • TCK m.125/2’de düzenlenen sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle hakaret suçu.

  1. Şikayete tabi olup olmadıklarına bakılmaksızın aşağıdaki suçlar uzlaştırma kapsamındadır:

Aşağıdaki takibi şikayete tabi suçlar da uzlaştırma kapsamındadır:

Uzlaşma Kapsamında Olmayan Suçlar Nelerdir?

Bazı suçlar kanunda özel olarak ayrıca sayılarak uzlaştırma kapsamı dışında bırakılmıştır. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve ısrarlı takip suçu (madde 123/A), uzlaştırma kapsamı dışındadır. Bu suçlarda uzlaştırma yoluna gidilemez.

Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz. Uzlaşma kapsamına girmeyen bir suçun uzlaşma kapsamındaki bir suçla birlikte işlenmesine rağmen her iki suçun mağduru farklı ise, uzlaşma kapsamındaki suç açısından uzlaştırma prosedürü uygulanır.

Aynı davada uzlaştırma kapsamında olmayan bir suç nedeniyle beraat kararı verilmesi halinde uzlaştırma kapasamında olan suçlar açısından uzlaştırma bürosu tarafından uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerekir:

Sanık hakkında uzlaştırma kapsamına giren özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarının, bu kapsama girmeyen iftira suçu ile birlikte işlendiği iddiasıyla kamu davası açılmasından dolayı 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 3. fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca uzlaştırma yoluna gidilmediği; ancak, sanık hakkında iftira suçundan beraat kararı verilmesi nedeniyle temyiz incelemesine konu edilen özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarının uzlaşmaya tabi hale geldiği anlaşılmakla, sanık ile katılan arasında 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma işlemi yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bozma nedenidir (Y12CD-K.2022/8225)

Uzlaştırmacı Görevlendirilmesi ve Uzlaştırma Bürosu

Uzlaştırma usulünün uygulanması kararlaştırılınca, soruşturma dosyası ‘uzlaştırma bürosu’na gönderilir. Uzlaştırma bürosu soruşturma dosyasını ele alması için bir uzlaştırmacı görevlendirir (CMK md. 253/4).

Görevlendirilen uzlaştırmacıya verilmesi uygun görülen soruşturma evrakları tevdi edilir, soruşturmanın gizliliği ilkesine riayet etmesi gerektiği kendisine hatırlatılır.

Uzlaştırma bürosu işlemlerini denetlemek ve gerekli hukuki işlemleri yapmak üzere her adliyede yeteri kadar “uzlaştırma bürosu savcısı” vardır. Uzlaştırma bürosu, uzlaştırma anlaşmasının yerine getirilip getirilmediğini takip etmek zorundadır. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır (CMK 253/4).

Uzlaştırma Müzakerelerinin Süresi Nedir? Müzakere Nasıl Yürütülür?

Uzlaşma teklifi, uzlaştırmacı tarafından yapılmalıdır. Uzlaştırmacı tarafların da görüşlerini alarak bir uzlaştırma teklifinde bulunur. Uzlaştırmacı, uzlaştırma müzakerelerinin güvenli bir ortamda yürütülmesinden ve görüşmelerin taraflar dışındaki kişiler tarafından öğrenilmemesi için gerekli tedbirleri almaktan sorumludur.

Uzlaştırma görüşmeleri belli bir süre içinde sonuçlandırılmalıdır. Uzlaştırmacı, dosyanın kendisine tevdi edilmesinden itibaren 30 gün içinde uzlaştırma müzakere ve işlemlerini sonuçlandırmalıdır. Uzlaştırma bürosu, bu süreyi en fazla 20 gün daha uzatabilir (CMK md. 253/12).

Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve vekil katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır (CMK md.253/13).

Uzlaştırma müzakeresinin en önemli özelliği gizli olmasıdır. Uzlaştırmacı, cumhuriyet savcısı veya taraflar uzlaştırma görüşmelerinin içeriğini hiçbir şekilde açıklayamaz. Uzlaştırma müzakereleri, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da hukuk davasında delil olarak kullanılamaz (CMK md. 253/20).

Uzlaşma Anlaşması Gerçekleşirse Ne Olur?

Uzlaştırma görüşmeleri sonunda uzlaştırmacı, Cumhuriyet savcılığı tarafından verilen belgelerle birlikte hazırladığı raporu uzlaştırma bürosuna verir. Fail ve mağdurun uzlaşması durumunda, uzlaştırmaya ilişkin rapora uzlaşma anlaşması da eklenir. Uzlaştırma bürosuna verilen belgeler, uzlaştırma müzakerelerine ilişkin rapor, soruşturma dosyası ve varsa uzlaşma anlaşması derhal uzlaştırma bürosundan sorumlu Cumhuriyet savcısına tevdi edilmelidir (CMK md. 253/15).

Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar uzlaştırma bürosu Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler (CMK md.253/16).

Uzlaştırma bürosu Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder (CMK md.253/17).

1- Uzlaşma Soruşturma Aşamasında Gerçekleşirse

Uzlaşma anlaşması yapıldığı takdirde, uzlaştırma bürosu Cumhuriyet savcısı, anlaşmanın şüpheli ve mağdurun özgür iradelerine dayandığını ve hukuka uygun olduğunu tespit ederse, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde kamu davası açılır. (CMK m.253/19)

2- Uzlaşma Kovuşturma Aşamasında Gerçekleşirse

Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde durma kararı verilir. Durma süresince zamanaşımı işlemez. Uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkemece yargılamaya kaldığı yerden devam olunur (CMk m.254/2).

Uzlaşmanın sağlanması halinde, uzlaşma anında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlar hariç, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz (CMK m.253/19).

Uzlaşma Anlaşması Gerçekleşmezse Ne Olur?

Uzlaşma anlaşması gerçekleşmezse, uzlaştırma bürosu savcılığı bir iddianame ile kamu davası açar. Kovuşturma aşamasında uzlaştırma yoluna gidilmiş ve uzlaşma sağlanamamışsa, ceza davasını gören mahkeme de yargılamaya kaldığı yerden devam eder.

Soruşturma dosyası uzlaştırmaya gönderilmemiş veya uzlaştırma girişimi başarısız olmasına rağmen, fail ve mağdur bir uzlaşma anlaşması yaparak iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar, uzlaştırma bürosu Cumhuriyet savcısına uzlaşmanın gerçekleştiğini beyan edebilirler. Bu halde, suçun uzlaştırma kapsamında suçlardan olduğu anlaşılırsa savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Mahkeme tarafından dava dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesinden sonra uzlaşma gerçekleşmezse; yani kovuşturma aşamasında, tarafların aralarında anlaşarak daha sonra uzlaşma gerçekleştirmeleri kabul edilmemiştir.

Uzlaştırma / Uzlaşma Prosedürü Uygulanırken Deliller Toplanır mı?

Uzlaştırma prosedürü başlatılmadan önce, araştırma işlemlerine, delillerin toplanmasına, yakalama, gözaltı, tutuklama, el koyma vb. gibi koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel olmamakla birlikte; delil toplama dışındaki işlemlerin, özellikle koruma tedbiri niteliğindeki işlemlerinden kişi özgürlüğünü kısıtlayanlara uzlaşma yasasının uygulandığı süreç boyunca son verilmelidir.

Uzlaştırma / Uzlaşma Yasası Uygulanırken Zamanaşımı İşler mi?

Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç, uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek uzlaştırma bürosuna verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez (CMK md.253/21).

Uzlaşma anlaşması şarta bağlı yapılmışsa, ister savcılık aşamasında olsun isterse mahkeme aşamasında olsun, uzlaşma anlaşması şartları gerçekleşene kadar dava zamanaşımı süreleri durur.

Uzlaştırma / Uzlaşma Konuları Nelerdir?

Suç işlenmesi ile hem kamu düzeni bozulur hem de kişisel haklar ihlal edilir. Ceza muhakemesi hukukunda uzlaştırma, suçun yol açtığı tüm olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve tarafları da tatmin edecek şekilde kamu düzenini yeniden tesis etmeyi amaçlayan bir kurumudur.

Tarafların üzerinde uzlaşma anlaşması yapabilecekleri uzlaştırma/uzlaşma konuları şunlardır:

  • Taraflar, soruşturma konusu fiilin sebep olduğu maddi ve manevi zararın tazmin edilmesi veya eski hale getirilmesi konusunda uzlaşabilirler.
  • Şüpheli veya sanığın kamu yararına bir kurumda çalışması konusunda uzlaştırma müzakeresi yürütülebilir.
  • Suçun nedenlerini ortadan kaldırmak, şüpheli veya sanığın sağlıklı bir birey olarak hayata uyumunu sağlamak için bir programa katılması konusunda uzlaşma anlaşması yapılabilir.
  • Şüpheli veya sanığın herhangi bir kurum veya kişiye bağış yapması istenebilir.
  • Şüpheli veya sanığın, mağdurdan özür dileyerek suçun neden olduğu itibar kaybı, isme veya markaya verilen zarar vs. gibi olumsuzlukları gidermesi konusunda uzlaşma sözleşmesi yapılabilir.

Uzlaştırma sürecinde taraflar, yukarıda belirttiğimiz tüm konular veya hukuka aykırı olmayan sınırsız sayıda konu üzerinde uzlaşabilirler.

Hükümlüler (Cezası Kesinleşenler) Hakkında Uzlaştırma/Uzlaşma Yasası Nasıl Uygulanır?

Hükümlüler, yani yapılan yargılama neticesinde cezası kesinleşenler de uzlaşma/uzlaştırma yasası hükümlerinden yararlanabilirler. Yasadan yararlanabilmek için hükümlünün cezaevinde olması da şart değildir. Mahkemenin verdiği mahkumiyet kararının kesinleşmesi halinde, cezası cezaevinde infaz edilsin veya edilmesin, hükümlünün dava dosyası uzlaştırma yasası prosedürünün uygulanması için uzlaştırma bürosuna gönderilir. Ancak, uzlaştırmaya tabi suçlardan hükümlü olanlara daha önce uzlaşma teklifi yapılmış ve uzlaşma sağlanamamış ise yeniden uzlaştırma prosedürünün uygulanması mümkün değildir. İstinaf veya temyiz aşamasında bulunan davalarda yerel mahkeme aşamasında uzlaşma teklif edilmiş ve uzlaşma gerçekleşmemişse, yeniden uzlaştırma girişiminde bulunulmaz.

Suçun uzlaştırmaya tabi suçlardan olduğu anlaşıldığında, hükümlüler açısından uzlaşma/uzlaştırma prosedürü şu şekilde uygulanır:

  • Mahkeme tarafından hükümlü hakkındaki ilamın (mahkeme kararı) İNFAZI durdurulur, tüm ilamat evraklarının bila infaz (infaz edilmeden) mahkemesine iade edilmesine ve hükümlünün TAHLİYESİNE karar verilir.
  • Hükümlü tahliye edildikten sonra, ilamat evrakları dosyaya geri geldiğinde, uzlaştırma işlemlerinin yürütülmesi için dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir.
  • Uzlaştırma bürosu taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması için gerekli girişimlerde bulunur. Uzlaşma sağlanırsa, kamu davasının düşmesine karar verilir. Uzlaşma sağlanmazsa hükmün aynı şekilde infaz edilmesine karar verilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Uzlaşma/Uzlaştırma

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilen sanıklar hakkında, denetim süresi içinde suç işlenmesi veya yükümlülüklere aykırı hareket edilmesi halinde hükmün açıklanmasına karar verilmektedir.

HAGB kararının kaldırılarak hükmün açıklanması için mahkeme tarafından bir tensip zaptıyla duruşma günü tayin edilmektedir. Mahkeme duruşma günü tayin etmeden önce, HAGB kararının konusunu teşkil eden suçun uzlaşma/uzlaştırma yasası kapsamında kaldığını tespit ederse kamu davasını öncelikle uzlaştırma bürosuna gönderir. Uzlaştırma bürosunun girişimiyle uzlaşma sağlanırsa mahkemece kamu davasının düşmesine karar verilir. Uzlaşma sağlanamazsa, mahkeme bir duruşma günü belirleyerek tarafları davet eder ve duruşmada hükmün açıklanmasına karar verir.

Cezası İnfaz Edilen Hükümlülere Uzlaşma/Uzlaştırma Yasası Uygulanır mı?

Uzlaşma/uzlaştırma yasası, kamu davasının düşmesine yol açtığı için bir ceza usul hukuku kurumu; devlet ile birey arasındaki ceza ilişkisine son verdiği için de bir maddi ceza hukuku kurumudur. Maddi ceza hukukunda, her zaman hükümlünün lehine olan kanunun uygulanması temel kuraldır (TCK md.7/2).

Cezası infaz edilse bile, mahkumiyete bağlı bazı hak yoksunluklarından kurtulmak isteyen hükümlü her zaman lehe olan kanunun uygulanmasını talep edebilir. Hükümlü, hakkındaki mahkumiyet kararının yeni kanuni düzenlemeye uyarlanmasını talep ederse; infaz edilen karara dair ceza dosyası uzlaştırma hükümleri uygulanmak üzere uzlaştırma bürosuna gönderilir. Uzlaşma sağlanırsa, mahkumiyet kararı veren mahkeme davanın düşmesi kararı verir. Düşme kararı ile birlikte adli sicil kaydının silinmesi gerekir.

Uzlaştırma Neticesinde Verilen Kararlar Adli Sicil/Sabıka Kaydına İşlenir mi?

Uzlaştırma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından görülebilir.

İş başvurusu veya başka bir başvuru için sabık kaydı istenildiğinde bu bilgiler kesinlikle alınan sabık kaydında gözükmez.

Uzlaşma/Uzlaştırma Yargıtay Kararları


Uzlaştırma Teklifi Bizzat Sanığa Yapılmalıdır

5271 sayılı CMK’nin 253/4. maddesine göre; “Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin … olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.” İnceleme konusu somut olayda, uzlaştırma bürosu tarafından sanığın müdafiine uzlaşma teklifi yapılmıştır. Bu nedenle sanık müdafiine yapılan uzlaştırma teklifi geçerli olmadığından sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesinde isabet bulunmamaktadır (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/8122 E. , 2022/7020 K.).

Uzlaşma teklifinin bizzat tarafa yapılmasından sonra gerçekleştirilmesi muhtemel uzlaştırma müzakerelerine katılma yetkisi bulunan vekilin beyanıyla yetinilip uzlaştırma prosedürü uygulanmadan karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - 2020/11976 K. 2021/1320).

Telefonla Uzlaşma Teklifi Yapılamaz

05/08/2017 tarihli ve 30145 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 29/7. maddesinde “Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.”,

Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde “uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır.”,

Anılan Yönetmeliğin 29/5. maddesinde “Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir.”, şeklinde düzenlemeler olduğu, Somut olayımızda; müştekinin beş bin Türk lirası karşılığında uzlaşmayı kabul ettiği, sanığın ise telefonla yapılan görüşmede edimi ödemeyi ve uzlaşmayı kabul etmediğini belirtilerek uzlaşmanın sağlanamadığına ilişkin rapor düzenlendiği anlaşılmakla; yukarıda belirtilen düzenlemeler dikkate alındığında, telefonla yalnızca uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı yapılabileceği, bu çağrının da uzlaşma teklifi anlamına gelmeyeceği ve sanığa uzlaşma teklif formunun da gönderilmediği bu sebeple sanığa yapılan teklifin usulsüz olduğu gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/8458 E. , 2021/18378 K.).

Uzlaştırmacının Uzlaşma Teklifinde Bulunurken İzleyeceği Usul

Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligat yapılmadan iade edilmesi durumunda muhatabın MERNİS adresinin tespit edilerek MERNİS şerhi ile 7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiği nazara alındığında; somut olayda, uzlaştırmacı tarafından mağdur İbrahim Karakuş ile telefon ile görüşüldüğü, mağdur İbrahim’in uzlaşmak istediğini, ancak buna ilişkin beyanını iletmediği, sanığaise davet mektubu gönderildiği, dönüş olmadığı gibi aramadan da sonuç alınamaması sebebiyleuzlaşmanın sağlanamadığı belirtilmiş ise de, uzlaştırmacının uzlaşma teklif formlarını PTT aracılığıyla iadeli taahhütlü olarak gönderdiği,yukarıda detaylıca açıklandığı üzere savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosu marifetiyle uzlaştırma teklifini n gönderilmesinin talep edilmesi ve büronun da açıklandığı şekilde tebliğ yapması gerektiği cihetle, mağdur ve sanığa usulüne uygun uzlaşma teklifi yapılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas No: 2021/22738, Karar No: 2022/18712).

Kovuşturma Aşamasında Taraflar Hüküm Verilinceye Kadar Uzlaşabilirler

Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin “Uzlaşma belgesi” başlıklı 26. maddesinde yer alan, “Kovuşturma evresinde uzlaştırmanın uygulanabileceği hâllerde, yapılan uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen hüküm verilinceye kadar sanık ile mağdur, katılan veya suçtan zarar görenin aralarında uzlaşmaları halinde; taraflarca niteliğine uygun düştüğü ölçüde Ek-3’te yer alan Uzlaştırma Raporu Örneği’ne uygun bir uzlaşma belgesi düzenlenir ve mahkemeye sunulursa, hâkim bu belgeyi 25 inci maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen kıstaslara göre inceler ve değerlendirir.” şeklindeki düzenleme bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde,

Dairemizin 06/04/2017 tarihli bozma ilâmını takiben, yeniden yapılan yargılama sırasında Mahkemesince dosyanın uzlaştırmacıya gönderildiği, ancak uzlaştırmacı tarafından hazırlanan 31/07/2017 tarihli uzlaşma raporu ile katılan … açısından uzlaştırma işleminin başarısız kalmasını müteakip, katılan … tarafından 07/08/2017 havale tarihli şikayetten vazgeçtiğine ve sanıkla uzlaştığına ilişkin dilekçesi ibraz edildiği ayrıca bu iradesini 30/11/2017 tarihli duruşmada da beyan ettiği anlaşılmakla, bu hususta Mahkemesince mezkur Yönetmeliğin 25/4 ve 25/5. maddeleri kapsamında değerlendirme yapılarak uzlaşma sebebiyle düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/8452 E. , 2020/3233 K.).

Zarar Belirlenmeden Düzenlenen Uzlaştırma Raporu Usule Aykırıdır

Hukuk Mahkemesince belirlenen bir zarar miktarı yoksa zararın objektif kriterlere göre belirlenmesi ile belirlenen bu miktar üzerinden taraflara usulüne uygun olarak uzlaşma teklifinde bulunulmasının ardından sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, katılanın aşamalarda ısrarla ödenmesini istediği zarar miktarı esas alınarak yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli olmayan uzlaştırma raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir (YARGITAY (Kapatılan)13. Ceza Dairesi -2020/10810 K.).

Sağır ve Dilsizlik, Yaş Küçüklüğü ve Akıl Hastalığı Halinde Uzlaşma

Uzlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için herşeyden önce fiilin “soruşturulabilir” veya “kovuşturulabilir” olması zorunludur. Fiilin soruşturulabilir ve kovuşturulabilir olmasından maksat, fiilin ceza kovuşturmasına tabi olması, yani muhakeme “soruşturma ve kovuşturma” şartlarının bulunmasıdır. Bir fiilin soruşturalabilir olması, uzlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için tek başına yeterli değildir. Ayrıca, failin cezalandırılabilir olması, yani kusurunu ortadan kaldıran nedenlerin bulunmaması da gereklidir. Failin yaşının küçüklüğü, sağır ve dilsizlik, akıl hastalığı gibi nedenlerle kusur yeteneğinin bulunmadığı hallerde faile ceza verilemez. Uzlaşma güvenlik tedbirlerinin değil, ceza sorumluluğunun alternatifidir. Bu nedenle bu kişilere karşı güvenlik tedbiri uygulanabilir ise de ceza verilemediğinden, uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - K.2019/12108).

Uzlaştırmaya Tabi Olmayan Suçtan Beraat Halinde Diğer Suçta Uzlaşma

Sanığın işlediği iddia olunan TCK’nın 86/2 ve 86/3-a maddelerinde düzenlenen üstsoya karşı kasten yaralama suçu müstakilen uzlaştırmaya tabi değildir. Yine sanığa isnat edilen anılan Yasanın 106. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen tehdit suçu ise uzlaşmaya tabidir ancak, somut olayda üstsoya karşı kasten yaralama suçuyla birlikte işlendiğinin iddia edilmesi nedeniyle CMK’nın 253/3. maddesindeki düzenleme uyarınca uzlaştırma kapsamı dışında kalmıştır. Yapılan yargılama neticesinde ise, sanığın üstsoya karşı kasten yaralama suçundan beraatine hükmolunmuş olması nedeniyle anılan suçun işlendiğinden bahsedilemeyeceği için, tehdit suçu yönünden uzlaştırmaya engel olan CMK’nın 253/3. maddesinin uygulanma olanağı kalmamıştır. Tehdit suçu yönünden CMK’nın 254. maddesi gereğince uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerekmektedir. Tüm bu nedenlerle; uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden kurulan ve tehdit suçundan sanık …‘un, TCK’nın 106/1-1. cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair Kayseri 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2019 tarihli ve 2018/127 esas, 2019/136 karar sayılı kararında isabet bulunmamaktadır (Yargıtay 4.CD-Karar : 2020/301).

Hükümlü hakkında yapılan yargılama sonucunda 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde düzenlenen ve uzlaşma kapsamında olmayan kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan beraat, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenen ve uzlaşma kapsamında olan basit tehdit suçundan da mahkûmiyet kararı verilmiştir. Hükümlü hakkında kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan beraat kararı verilmesi sebebiyle, basit tehdit suçu yönünden uzlaştırmaya engel olan 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinin somut olayda uygulama olanağı kalmadığından, 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesindeki esas ve usullere göre hükümlü ile katılan arasında uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre hükümlünün hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2023/16010 E. , 2023/14280 K.).

Usulüne Uygun Uzlaştırma İşlemi Yapılmaması

İnceleme konusu somut olayda, sanık hakkında uzlaşma kapsamında olan TCK’nın 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçundan kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucu mahkumiyet kararı verildiği, katılan kolluk beyanında uzlaşmak istemediğini belirtmiş ise de, hakaret suçundan uzlaşma teklif formu imzalatılmayıp uzlaşmanın mahiyeti ve sonuçlarının da açıklanmadığı, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında usule uygun uzlaştırma işlemi yapılmadığının anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinde öngörülen yönteme uygun biçimde sanık ve katılan arasında uzlaştırma işlemi yapılmadan mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar:2020/7494).

Gece Vakti Hırsızlık Suçu Uzlaşma Kapsamında Değildir

Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakta ise de; hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde eylemin nitelikli hırsızlık suçuna dönüşeceği ve eylemi uzlaşma kapsamı dışına çıkaracağı gözetilip yüklenen suçu gece vakti işlediği anlaşılan sanık hakkında uzlaşma hükümleri uygulanamaz (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar No:2017/591).

Sanığın Uzlaşmayı Kabul Etmemesi Halinde Teklifin Yanlış Şikayetçiye Yapılması Önemsizdir

Uzlaştırma teklifinin şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görene bizzat yapılması gerektiği, söz konusu mala zarar verme suçuna konu eşyanın … A.Ş.’ye ait olduğu, bu nedenle uzlaştırma teklifinin adı geçen şirket yetkilisine yapılması gerektiği, somut olayda uzlaştırma teklifinin yapıldığı … isimli şahsın, tabletin eski çalıştığı şirkete ait olduğunu beyan ettiği, dolayısıyla söz konusu suçtan doğrudan zarar görmeyen ve uzlaştırma tarihinde şirketle de bağı kalmamış … isimli şahsa yapılan uzlaştırma teklifinin geçerli olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması

Sanığın uzlaşmayı istememiş olması karşısında; ayrıca katılan … A.Ş. yetkilisine uzlaşmayı isteyip istemediğinin sorulmasına gerek olmadığından, katılan şirket yetkilisi yerine bu firmada görevli müşteki …‘a uzlaşma teklifi yapılması sonuca etkili görülmediğinden, Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE karar verildi (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar : 2019/10378)

Uzlaşma Bürosu Yeni Kurulduğundan Eski Dosyalar da Ele Alınmalıdır

1- 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması;

2-Kabule göre de; sanığın tekerrüre esas alınan, adli sicil kaydındaki ilama konu TCK’nın 154/1. maddesine uyan suç önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddelerinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaşma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı TCK’nın 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, anılan hükme ilişkin uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar : 2018/12846).

Önceden Uzlaşmaya Tabi Olsa da Uzlaşma Bürosu Kurulması

Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK’nın 86/2. maddesi uyarınca hükmolunan kasten yaralama olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen bu suç önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında, kasten yaralama suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 4.Ceza Dairesi - Karar : 2018/12862).

Mala Zarar Verme ve Yeni Uzlaştırma Sisteminin Hukuki Nitelği

Ceza Genel Kurulu’nun 2007/4-200 esas ve 2007/219 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere 5271 sayılı CMK.nun 253-255 maddelerinde düzenlenen uzlaşma kurumu uygulama yöntemini düzenlemesi ve anılan yasada yer alması nedeniyle usul hukuku kurumu olması dolayısıyla derhal yürürlük ilkesine tabi ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanmasında zorunluluk bulunmaktadır.

02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile 5271 sayılı CMK.nun 253. maddesinde değişiklik yapılmış ve uzlaştırmanın etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar bakımından da uygulanabilir hale getirilmiştir.

CMK.nun 254. maddesine göre de “kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usule göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir”.

Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.04.2013 tarihli kararının kesinleşmesinden sonra 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile CMK.nun 253. maddesinde yapılan değişiklikle, uzlaşmanın etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar bakımından da uygulanabilir hale geldiği, bunun sonucu olarak hüküm tarihinden önce etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasından dolayı uzlaştırma kurumu uygulanabilen suçlar kapsamında bulunmayan basit mala zarar verme (TCK m.151) suçunun 02.12.2016 tarihi itibariyle uzlaştırma hükümlerinin uygulanması mümkün suçlar kapsamına alındığı ve kesinleşmiş kararlar bakımından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 8.Ceza Dairesi-Karar : 2018/7434).

Soruşturma Aşamasında Uzlaşma Teklifinin Reddi Halinde Kovuşturmada Uzlaşma Yapılamaz

Soruşturma aşamasında usulüne uygun olarak uzlaştırma teklif edilmesine rağmen mağdur tarafından kabul edilmemiş olması ve suçun uzlaşma kapsamında olduğunun ilk defa kovuşturma aşamasında ortaya çıkmaması karşısında, kovuşturma evresinde mahkemece yeniden uzlaştırma işleminin yapılması mümkün değildir. Bu nedenle, Özel Dairece yerel mahkeme hükmünün, mahkeme tarafından uzlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasında isabet bulunmamaktadır (Yargıtay CGK - Karar: 2014/224).

Uzlaşma Hakkının Olmadığı Dönemde Uzlaşma Teklifi Yapılması

Dava, marka hakkına tecavüze ilişkindir. Yargılama aşamasında uzlaştırma girişiminde bulunulmuş ve taraflar uzlaşmayı kabul etmemişlerse de; o tarihte yüklenen suç nedeniyle uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından ve bir hakkın doğmadan önce kullanılması söz konusu olamayacağından, uzlaşma teklifinin hukuken geçerli olmadığı anlaşılmakla,

02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle, özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7 maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nın 253 ve 254. maddeleri gereği uzlaşma hükümlerinin uygulanması zorunludur (Yargıtay 19. Ceza Dairesi - Karar : 2017/7135

Ticareti Terk Suçunda Uzlaşma Hükümlerinin Yürürlüğe Girmesi

02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle, özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin aynı Kanun’un 337/a maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nın 253, 254. maddeleri gereği uzlaştırma hükümlerinin uygulanması zorunludur (Yargıtay 19. Ceza Dairesi - Karar : 2017/6957).

Kasten Yaralama Suçunda Uzlaşma/Uzlaştırma

Kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükümleri yönünden 02.12.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 253. maddesine göre kasten yaralama suçunun uzlaşma kapsamında kaldığı anlaşılmakla; katılan sanıklar arasında 6763 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması için dosyanın Uzlaştırma Bürosuna gönderilmesi, uzlaştırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması lüzumu bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Karar:2017/2656).

Basit Hırsızlık Suçunda Uzlaşma

Hırsızlık suçundan (TCK m.141) kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazları bakımından; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar:2017/7592).

Yaralama Suçunun Nitelikli Hırsızlık ve Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçlarından Ayrı İşlenmesi

Sanığın üzerine atılı yaralama suçunun hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçundan sonra ayrı olarak işlendiği gözetildiğinde, sanık ve katılana uzlaşma hususunun sorulması gerektiği anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK’nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması kararın bozulmasını gerektirmiştir (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar:2017/7548)

Basit Tehdit Suçunda Uzlaşma

02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar : 2017/18470)

Tehdit, Hakaret ve Yaralama Suçlarının Birlikte İşlenmesi ve Uzlaşma

02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret ve yaralama suçları yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suçlar yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar : 2017/18501).

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Uzlaşma

1-Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK’nın 151/1 maddesi uyarınca hükmolunan mala zarar verme olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkrayla uzlaştırma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi, üçüncü fıkrada yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin madde metninden çıkarılması nedeniyle hükmün açıklanmasına neden olan mala zarar verme suçunun uzlaştırma kapsamına alınması karşısında, bu suç yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,

2-Kabule göre de;

02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, TCK’nın 86/2. ve 116/2. maddeleri kapsamındaki yaralama ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden ise uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suçlar yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 4.Ceza Dairesi - Karar : 2017/18381).

Uzlaşma Basit veya Nitelikli Hırsızlık Suçu - Kazanılmış Hak

Sanık …’ın diğer sanık ile birlikte şikayetçiye ait işyerine giderek onu oyalamak suretiyle masa üzerindeki çantasını çalması şeklindeki eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi gereğince kamu davası açıldığı, mahkemesince yapılan kovuşturma sonucunda sanığın anılan Kanun’un 141/1. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafiinin temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 16.11.2011 tarihli ve 2007/24536 E., 2011/43575 K. sayılı ilamıyla, “Yakınana ait markete müşteri gibi girerek hırsızlık yapıldığının anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı Yasa’nın 142/1-b maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı biçimde uygulama yapılması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.” şeklindeki eleştiri ile söz konusu hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmakla; sanığın eylemine ilişkin suç vasfının belirlenmesindeki yanılgının sonraki değerlendirmelerde kazanılmış hak sağlamayacağı, sanığın üzerine atılı nitelikli hırsızlık suçunun 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi kapsamında uzlaştırma kapsamında olmadığı gözetilmeden, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazı şekilde kabulüne karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (…) 10. Ağır Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 15.12.2016 gün ve 20167/875 sayılı değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA karar verilmiştir (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar : 2017/4789).

Şantaj Suçu ile Mala Zarar Verme Suçunun Birlikte İşlenmesi Halinde Uzlaşma

Şüpheli … yönünden yapılan değerlendirmede; adı geçene yükletilen mala zarar verme suçu yasa değişikliği ile uzlaşma kapsamına alınmış ise de, CMK’nın 253. maddesinin 3. fıkrasının ikinci cümlesindeki “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz”hükmü karşısında, şüphelinin uzlaşma kapsamında bulunmayan şantaj eylemini uzlaşma kapsamına alınan mala zarar verme eylemi ile birlikte gerçekleştirdiğinin iddia edilemesi nedeniyle mala zarar verme suçu yönünden de uzlaşma olanağı bulunmamaktadır.

Bu nedenlerle iddianame tarihinde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından, müşteki şüpheli … yönünüden iddianemenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın reddine dair karar yerinde görülmemiştir. Ancak, müşteki şüphelilerin karşılıklı olarak atılı suçları işlediklerinin iddia edilmesi karşısında, bağlantı nedeniyle usul ekonomisi açısından davaların birlikte görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle şüpheli … yönünden başkaca iade sebepleri yoksa iddianemenin kabul edilerek dava açılması, diğer müşteki şüpheli yönünden ise iade gerekçesindeki eksiklik tamamlandıktan sonra uzlaşma girişiminin olumlu sonuçlanmaması nedeniyle açılacak davanın diğer davayla birleştirilerek görülmesi gerekmektedir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar : 2017/17329).

Uzlaşma Kapsamında Olan Suçlarda İkinci Kez Uzlaştırma Yapılamaz

6763 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tekliflerinin geçerli olduğu ve bu nedenle uzlaşma teklifi yapılmış ve kabul edilmemiş olan dosyalarda yeniden uzlaşma teklifi yapılmasına gerek bulunmadığı cihetle, somut olayda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2. maddesi kapsamında kalan eylemin kanun değişikliği öncesinde de uzlaştırma kapsamında bulunduğu sanık ve müştekinin uzlaşmak istemediklerini bildirmeleri, yapılan uzlaşma teklifinin de usulüne uygun olması karşısında, bozma görüşüne iştirak edilmemiştir (Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar : 2018/989).

6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35 inci maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254 üncü maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde, 6763 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tekliflerinin geçerli olduğu ve bu nedenle uzlaşma teklifi yapılmış ve kabul edilmemiş olan dosyalarda yeniden uzlaşma teklifi yapılmasına gerek bulunmadığı cihetle, somut olayda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1. maddesi kapsamında kalan eylemin kanun değişikliği öncesinde de uzlaştırma kapsamında bulunduğu katılanın uzlaşmak istemediğini bildirmesi, yapılan uzlaşma teklifinin de usulüne uygun olması karşısında, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiş, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar : 2018/902).

Mahkemenin Uzlaşma Nedeniyle Düşme Kararı İtiraza Tabidir

Hükümlü hakkında hırsızlık suçundan önceden verilip kesinleşmiş adli para cezasının infazı aşamasında sanığa atılı suçun uzlaşma kapsamına alınması sebebiyle infazın durdurularak dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, 16/01/2017 tarihinde uzlaşmanın sağlandığına ilişkin raporun tanzimi üzerine mahkemeninin davanın uzlaştırma nedeniyle düşürülmesine ilişkin kararın, infaza ilişkin olması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayıp 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un uyarınca çektirilecek cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilmesi ile ilgili mahkemece verilecek kararlar gereğince itiraza tabi olduğundan, CMK’nın 264. maddesine göre de kanun yolunun ve merciin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, Cumhuriyet savcısının 03/02/2017 tarihli dilekçesi itiraz niteliğinde kabul edilerek itirazının merciince incelenerek esastan karar verilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 23/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2018/153).

Gereksiz Yere Faydasız Uzlaştırma İşlemi Yapılmamalıdır

Sanıklara isnat edilen mala zarar verme suçunun 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nın 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin madde metninden çıkarılması sebebiyle soruşturma ve kovuşturulması şikayete bağlı hale geldiği, soruşturma aşamasında sanıklar uzlaşmak istediklerini beyan ederken katılan, zararının giderilmesi halinde uzlaşmak istediğini bildirdiği, ancak bu tarihte suçun uzlaşma kapsamında olmaması nedeniyle sanıklar hakkında dava açıldığı, kovuşturma aşamasında 29.12.2016 tarihli duruşmada durma kararı verilerek 6763 sayılı kanunla değişik CMK.nın 253-254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın … Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu’na gönderilmesine karar verildiği, uzlaştırmacı tarafından düzenlenen 17.07.2017 tarihli raporda müştekinin… ve posta yolu ile uzlaşmaya davet edilmesine rağmen görüşmeye katılmadığı ayrıca telefonda uzlaşmayı kabul etmediğini beyan ettiğinin yazılı olduğu görülmüştür.

Adli soruşturmanın başladığı tarihten hüküm tarihine kadar geçen süre içerisinde gerek sanıkların gerek şikayetini devam ettiren katılanın uzlaşma konusunda dosyaya yansıyan bir iradelerinin bulunmadığı, uzlaştırmacı tarafından düzenlenen rapordan sonra 22.05.2018 tarihli celsede dinlenen katılan vekilinin “şikayetimiz devam etmektedir, zararımız halen giderilmemiştir, sanıkların teşdiden cezalandırılmalarını talep ederiz” şeklindeki beyanı da dikkate alındığında; yeniden uzlaştırma yoluna gidilmesinin bir fayda sağlamayacağı ve yargılamayı gereksiz yere uzatacağı anlaşıldığından mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi -K.2019/10898).

Uzlaştırma Kapsamına Girmeyen Bir Suçun Mağdurunun Farklı Olması

Sanığın, üzerine atılı TCK 207. maddesinde düzenlenen ve dairemizce onanıp kesinleşen özel belgede sahtecilik suçu ile birlikte işlediği, TCK 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun; hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma kapsamında kaldığı ve bu iki suçun mağdurlarının farklı olduğu anlaşılmakla sanığın üzerine atılı basit dolandırıcılık suçu yönünden uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/3965 E. , 2020/10935 K.).

Usule Aykırı Uzlaşma Teklifi

CMK’nın 253. maddesinin dördüncü fıkrasında, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacının, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunacağı, uzlaştırmacının, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabileceği düzenlenmiş, şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılacağı belirtilmiştir. Eğer uzlaştırmacı taraflara ulaşamamış ise ancak açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla uzlaşma teklifinde bulunabilecektir. Şüpheli veya sanığın reşit olmaması ya da kısıtlı olması halinde uzlaşma teklifi kanuni temsilcisine yapılabilecektir.

Bu açıklamalar karşısında, reşit olan ve UYAP sisteminden yapılan kontrolde uzlaşma teklifinin yapıldığı tarihte hükümlü veya tutuklu olmadığı ve sanığın vesayet altına alındığına ilişkin bir kararın temyiz denetimine imkan verecek biçimde dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılan sanığın vasisine uzlaşma teklif formu gönderilmesi suretiyle uzlaşma teklifinin yasaya uygun şekilde ve yöntemince yapılmadığı gözetilmeden, yargılamaya devamla sanığın mahkumiyetine hükmolunması, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/6620 E. , 2021/17472 K.).

Hırsızlık Suçunun Gece Vakti İşlenmesi Hali Uzlaşma Kapsamı Dışındadır

Suçun işlendiği 08/09/2013 günü Çaycuma ilçesinde güneşin saat 18:15’da battığı, yaz saati uygulaması da gözetildiğinde TCK’nın 6/1-e maddesi uyarınca saat 20:15’dan sonra gece vaktinin başladığı, müşteki beyanına göre; suçun saat 20:30 sıralarında işlendiğinin anlaşılması karşısında, hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde eylemin nitelikli hırsızlık suçuna dönüşeceği ve eylemi uzlaşma kapsamı dışına çıkaracağı gözetilip yüklenen suçu gece vakti işlediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında uzlaşma hükümleri uygulanamaz (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2018/9212 E. , 2019/1495 K.).

Mağduru “Kamu” ve “Gerçek Kişi” Olan İki Farklı Suçun Birlikte İşlenmesi Halinde Uzlaşma

“Mağdur” kavramı, suçun konusunun ait olduğu kişi ya da kişiler olarak “suçtan zarar görme” kavramı ise, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Dairemizin kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak yorumlanıp uygulandığında; sahtecilik suçuyla dolandırıcılık suçunun mağdurunun ayrıştığı, sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun mağdurunun kamu olduğu, dolandırıcılık suçunu ise katılanlara karşı işlediği ve bu suçun mağdurunun katılanlar olduğu, dolayısıyla sanığa isnat edilen resmi belgede sahtecilik suçu ile dolandırıcılık suçunun mağdurlarının farklı olduğu anlaşılmakla; sanığa yüklenen ve 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri zorunluluğu nedeniyle hükümler hukuka aykırı bulunmuştur (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/312 E. , 2023/6560 K.).

Uzlaşma Sürecinin Zorunlu Olmadığı Haller

Uzlaşma yargının iş yükünün azaltılması için öngörülen alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden biridir. Bu kurumun ihdas amacına hizmet edebilmesi için, uzlaşmanın anlam ve öneminin her somut olayda taraflara anlatılması gerekmektedir. CMK’nın 253/6. maddesi uyarınca kendisine ulaşılamayan şüpheli veya mağdur hakkında uzlaşma yoluna gidilmeksizin soruşturma tamamlanabilecektir.

İncelenen somut olayda, şüpheli …‘e yükletilen TCK’nın 125/1-2. cümlesi kapsamındaki hakaret suçunun uzlaştırma kapsamında olması nedeniyle CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde düzenlenen uzlaştırma hükümleri gereğince uzlaştırma işlemlerinin yapılması zorunlu ise de; CMK’nın 253/6. maddesinde yer alan “Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.” şeklindeki düzenleme karşısında; şüphelinin Türkiye’de adresi olmadığından sürekli yurt dışında yaşadığından dolayı şüpheliye ulaşılamaması nedeniyle uzlaştırma işlemleri yapılmadan iddianame düzenlenmesi ve açıklanan nedenlerle iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazı inceleyen merciin itirazın kabulü kararı hukuka uygun bulunmuştur (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/14671 E. , 2021/18546 K.).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS