Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu Nedir? (TCK 154)
Hakkı olmayan yere tecavüz suçu, başkasına ait bir taşınmaz veya eklentisine, köy merası, yayla, sulak gibi ortak kullanıma ayrılmış yerlere tecavüz veya suların mecrasını değiştirmek suretiyle işlenen bir malvarlığı suçudur.
Hakkı olmayan yere tecavüz suçu, TCK m. 154’te “Malvarlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Hakkı olmayan yere tecavüz suçunun temel üç şekli vardır:
-
Haksız bir davranışla başkasına ait bir taşınmaz veya eklentisine tecavüz suçu (TCK m.154/1),
-
Köy merası, yayla, sulak gibi köy mülki sınırları içerisinde bulunup köyün kullanılmasına bırakılan yerlere tecavüz suçu (TCK m.154/2),
-
Özel veya kamuya ait suların mecrasını değiştirme suçu (TCK m.154/3).
Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunun Unsurları
Başkasına Ait Taşınmazlara veya Eklentilerine Tecavüz Suçu (TCK m.154/1): Bu fıkradaki suç, bir kimsenin haksız bir davranışla başkasına ait bir taşınmaza veya eklentilerine tecavüz etmesi ile oluşur. Fail, taşınmaza tecavüz fiilini sanki taşınmazın malikiymiş gibi tasarruflarda bulunarak icra etmelidir. Taşınmaza yapılan müdahale veya tecavüz teşkil ettiği iddia edilen fiil bir hakka dayanıyorsa suç oluşmaz. Örneğin, aralarındaki sözlü anlaşmayla taşınmazı kullanıldığı anlaşılan kişinin fiili suç değildir. Haksız bir davranışla başkasına ait bir taşınmaza veya eklentilerine tecavüz suçu şu seçimlik hareketlerle işlenebilir:
-
Taşınmazı veya eklentisini tamamen veya kısmen işgal etme,
-
Taşınmaz veya eklentisinin sınırlarını değiştirme,
-
Taşınmaz veya eklentisini bozma,
-
Hak sahibinin kısmen de olsa taşınmaz veya eklentisinden yararlanmasına engel olma.
Köy Merasına Tecavüz Suçu (TCK m.154/2): Köy merasına tecavüz suçu, hakkı olmayan yere tecavüz suçunun bir türü olarak 765 sayılı Kanunun 513. maddesi ile buna benzer biçimde 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 154. maddesinde düzenlenmiş olup maddenin 2. fıkrası; “Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır” hükmünü taşımaktadır. Suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketler; merayı kısmen veya tamamen zapt etme veya üzerinde tasarrufta bulunma ya da sürüp ekmektir. Zapt etme; taşınmazdan başkalarının kısmen veya tamamen yararlanmasını engellemek, taşınmazı fiilen el altında tutmaktır. Tasarruf etmek ise, taşınmazın devamlı bir biçimde kullanılması olup kısa süreli tasarruflar, kanunun aradığı anlamda tasarruf değildir. Öte yandan sürüp ekmek de, taşınmaz üzerinde tasarruf etme şekillerinden biridir. Suçla korunan hukuki yarar meraların mülkiyet ve ortak kullanım hakkının korunmasıdır. Bu suçla meraya vâki tecavüz eylemlerinin herhangi bir şikâyet ve başvuru şartına bağlı olmaksızın etkin bir biçimde yaptırım altına alınması ve bu suretle meraların korunması amaçlanmıştır. Böylelikle Devlet, Anayasının 45. maddesinde belirtilen meraların amaç dışı kullanılması ve tahribinin önlenmesi yükümlüğünü de yerine getirmiş bulunmaktadır. Suçun mağduru meradan yararlanma hakkı olan herkestir. Meranın kullanma hakkı sahibi köy tüzel kişiliği ve meranın sahibi Hazine de suçtan zarar görendir. Suçun maddi konusu tahsisli veya kadim köy meraları olduğundan belediye sınırları içerisindeki meralar bu suçun konusunu oluşturmamaktadır. Tahsis idari bir işlem olup Devlete ait olan bir arazinin kulanım hakkının hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için müştereken bir veya birkaç köy ya da belediyeye bırakılmasını ifade eder. Kadim mera ise, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri mera olarak kullanılan yerlerdir (YCGK -K:2016/305 ).
Suların Mecrasını Değiştirme Suçu (TCK m.154/3): Suların mecrasını değiştirme fiili, hem yeraltı hem de yerüstü sularının mecrasının değiştirilmesi olarak algılanmalıdır. Suların mecrasını değiştirme suçu genel kastla işlenen bir malvarlığı suçudur. Mecrası (suyun akış yolu veya durduğu yer) değiştirilen suların kamuya veya özel kişilere ait olmasının suçun vücut bulması açısından bir önemi yoktur.
Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunun Cezası (TCK 154)
Hakkı olmayan yere tecavüz suçunun cezası şu şekildedir:
-
Taşınmaza veya Eklentilerine Tecavüz Suçunun Cezası: Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir (TCK m.154/1).
-
Köylünün Yararlanmasına Bırakılmış Taşınmaz Mallara Tecavüz Suçu: Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir (TCK m.154/2).
-
Suların Mecrasını Değiştirme Suçu: Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştiren kimse hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir (TCK m.154/3).
Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunun Akrabalar Arasında İşlenmesi (TCK 167)
Hakkı olmayan yere tecavüz suçunun haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
-
Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,
-
Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Hakkı olmayan yere tecavüz suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezaları adli para cezasına çevrilemez. Çünkü, adli para cezası bu suçta hapis cezası ile birlikte hükmedilen bir yaptırım olarak düzenlenmiştir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Hakkı olmayan yere tecavüz suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.
Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Hakkı olmayan yere tecavüz suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında erteleme hükümlerinin uygulanması mümkündür.
Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma, Görevli Mahkeme
Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Hakkı olmayan yere tecavüz suçunun sadece TCK m.154/1’de düzenlenen temel hali uzlaşmaya tabidir, diğer fıkralar uzlaşma kapsamı dışındadır.
Hakkı olmayan yere tecavüz suçu, TCK m.154/1’deki temel hali şikayete tabi suçlar arasında yer almaktadır. TCK m.154/1’de düzenlenen suçun temel halinin şikayet süresi, fail ve fiilin öğrenilmesinden itibaren başlamak üzere 6 aydır. Bu fıkra için şikayetten vazgeçme, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurur. TCK m.154/2-3’teki suçun diğer halleri şikayete tabi olmayıp savcılık tarafından kendiliğinden soruşturulur. Bu fıkralarda şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Hakkı olmayan yere tecavüz suçu yargılamalarında olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Muhakeme Usulü ve Görevli Mahkeme
Hakkı olmayan yere tecavüz suçu yargılamasında sadece suçun TCK 154. maddesinde düzenlenen ikinci ve üçüncü fıkrasında seri muhakeme usulü uygulanabilir. TCK 154. maddenin birinci fıkrası açısından seri muhakeme usulü uygulanamaz. Seri muhakeme usulü uygulanmadan kovuşturmaya geçilmesi halinde ise genel hükümlere göre olağan yargılama usulü ile yargılama yapılmaktadır.
Hakkı olmayan yere tecavüz suçu hakkında yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu Yargıtay Kararları
Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunun Araştırılması
Sanık hakkında hazineye ait taşınmaza bir ünite su sporları tesisi yapmak suretiyle tecavüz ettiğinden bahisle dava açılmış ise de; hükümden sonra yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasayla 5237 sayılı TCK.nun 154/1 inci madde ve fıkrasında yapılan değişiklikte gözetilerek, tecavüze konu taşınmazın varsa tapu kaydı, pafta örneği getirtilerek refakete inşaat mühendisi bilirkişi alınarak yeniden keşif yapılıp taşınmazın niteliği, bina vasfında olup olmadığı, yapımı için ruhsat gerekip gerekmediği, İmar mevzuatı içinde kalıp kalmadığı belirlenmek suretiyle tecavüze konu yapının belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerde olup olmadığı ve yapım tarihi de araştırılarak sonucuna göre 184 ve Kıyı Kanunu’nun 15 inci maddeleri uyarınca sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2012/30571).
Taşınmaza (Gayrimenkule) Haksız Tecavüz Suçu ve Sözleşmesel Uyuşmazlık
Oluşa ve dosya kapsamına göre; suça konu yerin 01.04.2009 tarihinde tanık S… I…‘ya 2 yıllığına kiralandığı, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre sanığın, dönemsel olarak birlikte ticari faaliyette bulunduğu ve içinde eşyaların bulunduğu S….’ın kiraladığı daireyi onun izniyle kullandığı, kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle çıkan uyuşmazlığın hukuki nitelikte bulunduğu gözetilerek suç kastı bulunmayan sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2015/24755).
Suların Mecrasını Değiştirme Suçu
Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre katılanın, sanığa ait taşınmazındaki su arkından yararlanmak talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesine başvuruda bulunması üzerine, 28.12.2012 tarihinde “geçici su geçit hakkı” elde ettiği, ancak su geçit hakkına dair kararın suç tarihi itibariyle hükümsüz hale gelmesi üzerine, sanığın su arkına hayvan gübresi dökmek şeklinde gelişen eyleminin 154/3. maddesinde düzenlenen suların mecrasını değiştirme suçunun unsurlarını oluşturmayacağı gibi; tedbir kararından sonra 397. maddesi gereğince esas hakkında da yasal süre içerisinde dava açılmamış olması karşısında, tedbir kararına muhalefet suçunun unsurları da oluşmayacağı gözetilmeden, isnat edilen suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2016/8297).
Köy Boşluğuna Tecavüz Suçunda Mağdur
Köy boşluğuna tecavüz suçunun mağduru köy tüzel kişiliği olup, suçtan doğrudan zarar görme olasılığı bulunmayan hazine vekili ve belediye temsilcisinin bu suçtan açılan davaya katılma hakkı bulunmadığı gibi katılma kararı verilmiş olması da temyiz hakkı vermez (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2016/6127).
Meraya Zincirleme Tecavüz Suçu
Sanık tarafından farklı parsellere veya aynı parselin değişik kısımlarına yapılan tecavüzün aynı zamanda ve aynı karar altında olması halinde tek suçun oluştuğu ve tecavüz edilen alanın miktarı gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini gerektiği, farklı zamanlarda farklı parsellere veya aynı parselin değişik bölümlerine tecavüzde bulunulması halinde ise, suçun kısa zaman aralığında aynı karar altında işlenmesinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması, aksi halde yani yeni bir suç işleme kararı altında işlendiğinin tespiti halinde de iki ayrı suçun oluşacağı, ayrıca sanığa atılı suçun temadi özelliği de gözetilerek uygulama yapılması gerektiğinden, dosya içeriğine göre sanık hakkında daha öncesinde aynı suç tarihinde farklı mera parsellerine tecavüzüne ilişkin mahkumiyet kararı verildiği, suça konu mera parselinin farklı mevkiide olduğundan bahisle ayrıca cezaya hükmedildiğinin anlaşılması karşısında, diğer dava dosyaları getirtilerek birleştirilmesi, mümkün olmadığında bu dosya içerisine alınarak davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya konulması ve tüm deliller birlikte irdelenerek suç tarihleri de gözetilerek sanığın yeni bir suç kastının bulunup bulunmadığı ve zincirleme suç hükümlerinin tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2015/24443).
Yaylaya Tecavüz Suçunun Mağduru
Belediye sınırlarındaki yaylaya tecavüz suçundan açılan davada, suçun mağduru Belediye Başkanlığı olup suçtan doğrudan zarar görmeyen Maliye Hazinesinin davaya katılma hakkı bulunmadığı ve mahkeme tarafından katılma kararı verilmiş olması da hükmü temyiz hakkı vermez (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2015/24493).
Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunda Çelişkili Beyanlar
Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın davaya konu dairede bulunduğunun 04.11.2010 tarihli tutanakla tespit edilmesi, tutanak içeriğine göre sanığın evin anahtarının kendilerine oturmaları amacıyla G. S. tarafından verildiğini beyan etmesi, mahkeme aşamasındaki savunmasında ise, H. isimli arkadaşı tarafından evin anahtarının kendisine verildiğini bildirmesi, Bafra Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/288 esas sayılı dosyasında tanık olarak dinlenen G. S.’in anahtarın kendisi tarafından verildiğini kabul etmemesi, yine 2011/288 esas sayılı dosyada tanık olarak dinlenen yönetici N. G.’in beyanlarında ve şikayetçi şirkete gönderdiği yazıda sanık H.’ın suça konu dairenin kapısının kilidini çilingir vasıtasıyla açtırdığını ve halen bu dairede kaldığını belirtmesi karşısında, unsurları itibariyle oluşan suçlardan sanığın mahkumiyeti gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi Karar: 2015/21152).
Meraya Tecavüz Suçunun Araştırılması
Hazineye ait olduğu ve sanığın ev inşaatı yaparak tecavüz ettiğinden bahisle açılan ancak köylünün ortak kullandığı taşınmaza tecavüz suçundan hüküm kurulan davada, taşınmazın tapu kaydı getirtilip, 154/2. maddesinde sayılan öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş mera, harman yeri, yol ve sulak gibi yerlerden olup olmadığı saptandıktan sonra, sonucuna göre 5841 Sayılı Yasayla değişik 154/1. maddesi de göz önüne alınarak sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2015/2049).
Meraya Tecavüz Suçu Belediye Sınırlarında İşlenemez
TCK’nın 154/2. maddesinde tanımlanan hakkı olmayan yere tecavüz suçunun, köy mülki sınırları içerisinde bulunan mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz mallara ilişkin bulunduğu, sözkonusu suçun, eylemin belediye sınırlarında veya mücavir alanlardaki taşınmazlar üzerinde gerçekleştirilmesi halinde ise oluşmayacağı gözetilmeden beraat yerine mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar: 2014/8492).
Suça konu taşınmazın belediye sınırları içinde mera olduğu anlaşıldığından, hükümden önce 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 1. maddesiyle 5237 Sayılı TCK. nun 154/1. madde ve fıkrasında yapılan değişiklik karşısında; sanığın eyleminin suç olmaktan çıkarıldığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8.Ceza Dairesi - Karar: 2013/19062).
Meraya Ev Yapma Suçu
Sanığın köylünün ortak kullanımında bulunan….parsel numaralı meraya ev temeli attığının anlaşılması karşısında, üzerine atılı suçun oluştuğu gözetilmeden mahkumiyet yerine beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/20456).
Hissedarların Payını Kullanmasını Önleyecek Şekilde Taşınmazı Ekip Biçme
Hissedarlarından olduğu Diyarbakır ili Sur ilçesi Karaçalı Mahallesi’nde bulunan 46 parsel sayılı taşınmaza ekip, biçmek suretiyle katılanın payını kullanmasını önleyecek ve kendi payını aşacak biçimde kullanarak tecavüzde bulunduğu anlaşılan sanığın, atılı suçtan mahkumiyeti yerine yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle beraatine hükmolunması hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/18401).
Köy Yoluna Tecavüz Suçu
Yapılan keşif ve teknik bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın İğdir köyüne ait yola duvar yapmak suretiyle tecavüzde bulunduğunun tespit edilmesi karşısında; atılı suçun sabit olduğu gözetilmeden, mahkumiyeti yerine yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/18458).
Oluşa, keşif, bilirkişi raporu, mahalli bilirkişilerin ve katılanın beyanı ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın köy yoluna tuvalet ve foseptik çukuru yapmak suretiyle tecavüz ettiğinin anlaşılması karşısında suçun sübut bulduğu gözetilmeden, sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2013/16839)
Yan Parsele Tecavüz Suçu
Soruşturma aşamasında alınan teknik bilirkişi raporuna göre, sanığın babası adına tescilli 14 numaralı parselin katılan M..K.. ait 15 numaralı parsele tecavüzlü olduğunun tespit edilmiş olması ve sanığın İstanbul ilinde oturduğunu, olay günü izinli olarak geldiğini savunması karşısında; 14 numaralı parseli kimin kullandığı tespit edilip, tecavüzün sanık tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/17341).
Meraya Hayvan Ağılı Yapmak ve Etrafını Çevirmek
Sanığın suça konu 727 parsel sayılı meranın 24 metrekarelik kısmına hayvan ağılı yapmak, etrafını çevirmek ve ağaç dikmek suretiyle tecavüzde bulunduğunun anlaşılması karşısında, atılı suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2013/16801).
Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Fiiline Son Verilmesi
Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın hazineye ait mera parseline ev yapmak için inşaat malzemeleri koyduğu, 07.07.2011 tarihli tutanağa göre su basmanı yaptığı, işçiler ve iş makinalarının da taşınmazda oldukları, sonradan tecavüzüne son vermesinin atılı suçun oluşumuna engel olamayacağı gözetilmeden, sanığın mahkumiyeti yerine yazılı biçimde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2013/16803).
Müdahalenin Meni ve Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu
Dava konusu olay, katılanın sanığın oturmuş olduğu taşınmazı satın aldıktan sonra sanığın taşınmazdan tahliyesi için müdahalenin meni davası açıp davanın katılan lehine sonuçlanmasına rağmen sanığın işgaline devam ederek hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediği iddiasına ilişkindir. Mahkemece suça konu taşınmaz hakkında açılan Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/214 Esas 2014/263 karar sayılı dosyası ve Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2014/9309 Esas sayılı dosyası getirtilmiş, söz konusu dosyalar incelenerek 18.08.2015 tarihli dosya inceleme tutanağı tutulmuştur.
Mahkemece tutulan inceleme tutanağına göre, katılanın suça konu taşınmazı … … isimli şahıstan 30.10.2011 tarihinde satın aldığı … ilçesi … Köyün 916 numaralı parselde oturan sanığın müdahalesinin meni için 09.11.2012 tarihinde dava açtığı 16.07.2014 tarihinde davanın kabulü ile sanığın müdahalesinin menine karar verildiği kararın 09.09.2014 tarihinde kesinleştiği,
Mersin 6.İcra Müdürlüğünün 2014/9306 Esas sayılı dosyasıyla sanık hakkında taşınmaz tahliye ve teslimine ilişkin katılan vekilince icra takibine geçildiği, 27.01.2015 tarihinde hacze gidilip alacaklar için haciz yapılıp müdahalenin meni için sanığa 10 gün süre verildiği görülmüştür.
Sanık savunmasında suça konu taşınmazın kendisine ait olup vekaletini amcasının oğlu …‘e verdiğini, onunda katılana verdiğini, sorunun parayı ödeyebilmesi için süre istemesinden kaynaklandığını, eve sahiplenme kastı olmadığını, gidecek yeri olmadığını beyan etmiştir.
Tanık D.Ş sanığın piyasaya borcu olduğunu, borçları ödemek için evini katılana sattığını, borcu geri ödeyip evi birkaç yıl içinde geri almak için tarafların anlaştığını ancak sanığın borcu ödemediğini, evden de çıkmadığını beyan etmiştir.
Katılanın suça konu sanığın oturmuş olduğu taşınmazı … … isimli kişiden satın alıp, taşınmazı tahliye etmesi için sanık aleyhine müdahalenin meni davası açtığı, davanın katılan lehine sonuçlanıp kesinleşmesine rağmen, sanığın taşınmazı işgale devam ettiği belirlenmiştir. Mahkemece “… taraflar arasında hukuki ihtilaf bulunduğu…” gerekçesine dayanılmış ise de dava dosyası kapsamında taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişkinin bulunduğuna dair bir delil yer almamaktadır. Bu itibarla, sanığın katılanın taşınmazını işgalinin bir hakka dayanmadığı anlaşılmakla yerinde olmayan gerekçeyle kurulan beraat hükmü hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/4228 E. , 2023/162 K.).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.