0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

İnsan Ticareti Suçu Nedir? (TCK 80)

İnsan ticareti suçu; zorla çalıştırmak, bazı hizmetleri vermeye mecbur etmek, fuhuş yaptırmak, esaret veya benzeri uygulamalara maruz bırakmak veya beden organlarından bazılarının verilmesine razı etmek amacıyla kadın, çocuk veya diğer insanların tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları ile oluşur (TCK m.80).

İnsan ticareti suçunda, öncelikle mağdurun iradesini etkileyen icra hareketleri yapılır. Mağdurun kendi rızasıyla veya hile, tehdit, zor kullanılarak ikna edilmesinden sonra yer değiştirme (transfer) ve sömürü hareketleri icra edilir.

İnsan Ticareti Suçunun Unsurları

İnsan ticareti suçu, özel kast ile işlenebilen bir suçtur. Suçun manevi unsuru olan özel kast veya saik TCK 80. madde metninde “zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla” şeklinde ifade edilmiştir. Suçun gerçekleşmesi için, failin, madde metninde sınırlı bir şekilde belirtilen amaçlarla hareket etmesi gerekir. Bu fiiller sonuç itibariyle faile maddi yarar sağlayan fiillerdir. Ancak, suçun tamamlanması için failin maddi yarar sağlayıp sağlamadığının bir önemi yoktur.

İnsan ticareti suçu bazı araç fiiller kullanılarak işlenir. Yani, asıl suçun işlenmesi için bazı araç fiillerin işlenmesi gerekir. İnsan ticareti suçunda araç fiiller şunlardır:

  • Mağdurun iradesini etkilemek için tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak,
  • Nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle rızasını almak,
  • Kandırmak (hileli davranışlar sergilemek) suretiyle mağdurun rızasını almak,
  • Kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek.

İnsan ticareti suçu, seçimlik hareketli bir suçtur. Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla işlenen şu seçimlik hareketler suça vücut verir:

  • Bir kimseyi ülkeye sokma veya ülke dışına çıkarma,
  • Bir kimseyi yukarıda belirtilen amaçlar için tedarik etme veya kaçırma,
  • Bir kimseyi yukarıda belirtilen amaçlar için bir yerden başka bir yere götürme, sevk etme veya barındırma.

İnsan ticareti, uluslararası bir suç tipi olarak kabul edilir. Ancak, suçun ülke içinde de işlenmesi mümkündür. Örneğin, yoksul ailelerin çocuklarının kırsal bölgelerden istanbul’a getirtilerek, hırsızlık, gasp, dolandırıcılık gibi suçların işletilmesi insan ticareti suçu olarak nitelenir.

Çocuk Ticareti Suçu (TCK m.80/3)

Çocuk ticareti suçu, insan ticareti suçunun özel bir şeklidir. Onsekiz yaşını doldurmamış olan çocukların zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları da mümkündür. Bu hallerde, yani çocuklar açısından suça ait araç fiillerden tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanmak fiillerine başvurulmasa da faile TCK m.80/1 gereği ceza verilir.

5237 sayılı TCK, çocuk ticareti suçunu insan ticareti suçunun özel bir hali şeklinde düzenleyerek çocuğun rızasının hukuken geçerli olmadığını; çocuğun kanunda belirtilen nedenlerle kullanılması halinde suçun oluşacağını kabul etmiştir.

İnsan Ticareti Suçunun Cezası (TCK 80)

İnsan ticareti suçunun cezası, 8 yıldan 12 yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezasıdır (TCK m.80).

İnsan ticareti suçundan tüzel kişiler (şirket, dernek, vakıf vb.) araç olarak kullanılmışsa ilgili tüzel kişi hakkında da güvenlik tedbirlerine başvurulur. Örneğin, insan ticareti suçun karışan bir nakliyat firması kapatılabilir ve suçta kullanılan araçları müsadere edilebilir.

İnsan ticareti suçuna teşebbüs de mümkündür. Failin icra hareketleri suça teşebbüs aşamasında kalmış ise, TCKm.35’te düzenlenen teşebbüs hükümleri gereği faile verilecek cezada indirim yapılır.

Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti Suçu Arasındaki Farklar Nelerdir?

Gerek göçmen kaçakçılığı suçu gerek insan ticareti suçu, faillerin maddi yarar sağlamak amacıyla mağdurları bir yerden başka bir yere taşıması ve sömürmesi söz konusudur. Suçların icra hareketleri bazı benzerlikler taşımakla birlikte her iki suç arasında önemli farklılıklar vardır. İnsan ticareti suçu ile göçmen kaçakçılığı suçu arasındaki farklar şunlardır:

  • Her iki suç da özel kast ile işlenmesine rağmen farklı saiklerle işlenir. İnsan ticareti suçu, “zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla” işlenir (TCK m.80). Göçmen kaçakçılığı, “doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla” işlenir (TCK m.80).

  • İnsan ticareti suçunda mağdurlar bir yerden bir yere götürülse bile sömürü sürekli bir biçimde devam eder. Ancak, göçmen kaçakçılığı suçunda fail sadece mağdurun yurda sokulması, yurtdışına gönderilmesi veya ülke içinde barındırılmasını sağlayarak maddi menfaat temin etmeye çalışır.

  • Göçmen kaçakçılığı suçunda mağdurun fiile rızası vardır. Bu suçta mağdur, kendi rızasıyla Türkiye’ye girmek, Türkiye’den başka bir ülkeye gitmek veya ülke içinde barınmak istemektedir. İnsan ticareti suçunda mağdurun işlenen fiile ya rızası yoktur ya da rızası hileyle sakatlanmıştır. Göçmen kaçakçılığında; mağdura zor kullanılması söz konusu değilken, insan ticareti suçunda; cinsel amaçlı sömürü, organ kaçakçılığı, kölelik, çocuk ticareti gibi pek çok şekilde maddi yarar sağlamak amacıyla zor kullanılır.

İnsan Ticareti Suçunda Zincirleme Suç Uygulaması

Zincirleme suç, aynı kişiye karşı farklı zamanlarda sergilenen birden fazla hareketle bir suç işleme kararının icra edilmesi veya aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek fiille işlenmesidir (TCK m.43).

İnsan ticareti suçunun aynı anda birden fazla kişiye karşı işlenmesi halinde faile tek bir suçtan ceza verilir, ancak faile verilen ceza zincirleme suç hükümleri gereği 1/4 ile 3/4 arasında arttırılır (TCK m.43/2).

İnsan ticareti suçunun farklı zamanlarda farklı kişilere karşı işlenmesi halinde, fail her mağdur için ayrı bir suç ile cezalandırılmalıdır.

Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. İnsan ticareti suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının miktarı dikkate alındığında adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. İnsan ticareti suçu nedeniyle verilen cezalar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkün değildir.

Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. İnsan ticareti suçu nedeniyle verilen cezanın ertelenmesi mümkün değildir.

İnsan Ticareti Suçunda Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma

Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. İnsan ticareti suçu, uzlaştırma kapsamında olan suçlardan değildir.

İnsan ticareti suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Kamu davasına şikayetçi olarak müdahil olan herhangi bir kimse varsa bile şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. İnsan ticareti suçu nedeniyle yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.

İnsan Ticareti Suçunda Görevli Mahkeme

İnsan ticareti suçu nedeniyle yargılama yapma görevi ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

İnsan Ticareti Suçu Yargıtay Kararları


Çocuk Mağdurlara Fuhuş Yaptırılarak İnsan Ticareti

TCK’nın 80. maddesinde düzenlenen insan ticareti suçunun oluşabilmesi için failin mağdura yönelik olarak “tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliğinden yararlanarak rızasını elde etmek” biçiminde bir harekette bulunması ve bu hareketleri yaparken veya yaptıktan sonra mağduru ülkeye sokması, ülke dışına çıkarması, tedarik etmesi, kaçırması, bir yerden başka bir yere götürmesi, sevk etmesi veya barındırması gerekmektedir. Suçun oluşması için hem araç hareketlerden, hem de amaç hareketlerden en az birisinin bir arada bulunması gereklidir. Araç hareketler, asıl veya amaç hareketlerden önce veya en geç bu hareketlerle eş zamanlı olarak yapılmalıdır. Böylece öncelikle araç hareketler ile mağdurun iradesi kırılmalı ve görünüşte rızası elde edilmeli daha sonra da bu husustan yararlanarak suçu oluşturan asıl amaç hareketler gerçekleştirilmelidir. Bu durumun tek istisnası, TCK’nın 80/3. maddesindeki “on sekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları hâllerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar verileceği” yönündeki düzenlemedir.

Bu düzenleme uyarınca, çocuk mağdurların fuhuş yaptırılmak amacıyla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları durumunda suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da insan ticareti suçu oluşacak, mağdura karşı fuhuş yaptırmak saikiyle amaç fiillerin gerçekleştirilmesi durumunda ise, sanığın saikini gerçekleştirip gerçekleştirmemesinin insan ticareti suçunun oluşumuna bir etkisi olmayacağından, amaç fiilleri gerçekleştirdikten sonra saiki oluşturan eylemlerden olan fuhuş eyleminin yaptırılmasıyla ayrıca fuhuş suçu oluşacak, bu durumda ise, fuhuş suçu ile insan ticareti suçu arasında fikri ictima hükümlerinin uygulanması mümkün olmayacaktır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar : 2017/4650).

Fuhuş Yaptırmak Amacıyla İnsan Ticareti Suçu

Türk Ceza Kanunu’nun 80. maddesinde düzenlenen insan ticareti suçunun oluşabilmesi için failin mağdura yönelik olarak “tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliğinden yararlanarak rızasını elde etmek” biçiminde bir harekette bulunması ve bu hareketleri yaparken veya yaptıktan sonra mağduru ülkeye sokması, ülke dışına çıkarması, tedarik etmesi, kaçırması, bir yerden başka bir yere götürmesi, sevk etmesi veya barındırması gerekmektedir. Suçun oluşması için hem araç hareketlerden, hem de amaç hareketlerden en az birisi bir arada bulunmalıdır. Araç hareketler, asıl veya amaç hareketlerden önce veya en geç bu hareketlerle eş zamanlı olarak yapılmalıdır. Böylece öncelikle araç hareketler ile mağdurun iradesi kırılmalı ve görünüşte rızası elde edilmeli daha sonra da bu husustan yararlanarak suçu oluşturan asıl amaç hareketler gerçekleştirilmelidir.

TCK’nın 227. maddesinde düzenlenen fuhşa aracılık etme suçunun aynı maddenin 4. fıkrasında öngörülen nitelikli halinin oluşabilmesi için ise mağdura cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da mağdurun çaresizliğinden yararlanarak fuhşa sevk edilmesi veya fuhuş yapmasının sağlanması gerekmektedir.

İnsan ticareti ve fuhşa aracılık etme suçları birbirinden bağımsız olduğundan, fuhuş yaptırmak maksatlı insan ticareti suçunda, insan ticareti suçunun unsurunu oluşturan araç fiiller ile fuhşun nitelikli halini teşkil eden fiillerin bulunup bulunmadığı her suç açısından ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Somut olayda; oluş, dosya kapsamı ve mahkeme kabulüne göre, sanık V. A.’ın katılan H. E. fuhuş amacıyla barındırdığı ve sevk ettiği anlaşıldığından, sanığın kanıtlanan eylemlerinin TCK’nın 80/1. madde ve fıkrasında belirtilen “tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak” şeklinde gerçekleşen insan ticareti ile TCK’nın 227/4 maddesinde düzenlenen fuhuş suçlarını oluşturduğu, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ise insan ticareti suçunun unsuru olduğu, bu nedenle ayrıca ceza verilemeyeceği gözetilmeden, sübuta eren ve unsurları yönünden oluşan insan ticareti ile fuhuş suçlarından ayrı ayrı mahkumiyeti yerine, yerinde olmayan gerekçeyle fuhuş suçu ile birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi - Karar: 2015/10157).

Kandırmak Suretiyle İnsan Ticareti Suçu

Suç tarihinde 15-18 yaş grubu içinde olan ve ikamet ettiği Ankara’dan önce Tosya, oradan da İskilip ve Çorum’a götürülen mağdurenin bulunduğu yerden ayrılma yönündeki rızasının, sanıklardan S.’nin mağdureyle evlenme ve onu ailesiyle tanıştırma vaadi şeklinde ortaya çıkan kandırıcı hareketleriyle elde edildiği, reşit olmayan mağdurenin bu şekilde ortaya çıkan ve sakatlanmış iradesinin, hukuken geçerli bir rıza sayılamayacağı, gerçeğe aykırı beyanlar ile ikna edilip mağdurenin kendi egemenlik alanından uzaklaştırılması suretiyle amaç suçları olan fuhuş suçunun gerçekleştirilmesini sağlayan sanıklar S. ve A.’ın eylemlerinin bu haliyle 5237 sayılı TCK.nun 80. maddesinde tanımlanan suçun oluşumu için aranan seçimlik hareketlerden “…kandırmak …” unsurunu ihtiva etmesi nedeniyle bu sanıklar yönünden fuhuş suçunun yanında ayrıca ve tüm unsurlarıyla “İnsan Ticareti” suçunun da oluştuğu kabul edilmelidir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2011/2978)

Kandırma veya Çaresizlikten Yararlanarak İnsan Ticareti Suçu

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 80. maddesindeki insan ticareti suçunun oluşması, öncelikle mağdurun iradesini etkileyen hareketlerin gerçekleştirilmesine yahut onun zor durumundan istifade edilmesine bağlıdır. Failin önce mağdura “tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek biçiminde bir harekette bulunması gerekir. Failin bu hareketleri yaparken veya yaptıktan sonra mağduru ülkeye sokması, ülke dışına çıkarması, tedarik etmesi, kaçırması, bir yerden başka bir yere götürmesi, sevk etmesi veya barındırması gerekir. Suçun oluşması için hem araç hareketlerden en az birisinin, hem de amaç hareketlerden en az birisinin birarada bulunması gerekir. Araç hareketler, asıl veya amaç hareketlerden önce veya en geç bu hareketlerle eş zamanlı olarak yapılmalıdır. Böylece öncelikle araç hareketler aracılığıyla mağdurun iradesi kırılmalı ve görünüşte rızası elde edilmeli, daha sonra da bu husustan yararlanarak suçu oluşturan asıl amaç hareketler yapılmalıdır. Araç hareketlerin ortak özelliği, bu hareketlerin mağdurun iradesi üzerinde etkide bulunması, mağdurun iradesini sakatlaması, mağdura istemediği bir şeyi yaptırmasıdır. Kandırma fiilinden bahsetmek için, bir kimsenin yanıltılarak ve aldatılarak iradesinin sakatlanıp bir işin yapılmasına razı edilmesi gerekir. Başka bir deyişle kandırmanın içeriğinde hile yapmak, aldatmak ve hataya sevk etmek esastır. Fail mağdura öyle şeyler söylemeli ki mağdur da bunlara inanarak aslında yapamayacağı şeyleri yapma durumuna girmelidir. Yani mağdurun rızasını verdiği şeyle, failin rızasını aldığı şey farklıdır. Somut olayda kandırma fiilinin gerçekleştiği söylenemez. Çünkü mağdurun pasaport bilgilerine göre evvelce Türkiye’ye çok sayıda giriş ve çıkış yaptığı anlaşılmaktadır. Erzurum ilinde evli kız kardeşi de bulunmaktadır. Türkiye’de kardeşi olmasına rağmen onun yanına gitmeyip sanığın yanına gelmiş, onunla birlikte kalarak fuhuş yapmaya başlamıştır. Sanık ile anlaşmazlığa düşmesi üzerine de evden ayrılıp, bir otele yerleşip yaşamına devam etmiştir. Bu oluşa göre; kandırma unsurunun gerçekleşmediği gibi, çaresizliğinden yararlanılarak rızasının elde edildiği de söylenemeyeceğinden atılı suçtan beraatına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2010/5953).

Hırsızlık Yaptırtmak Amacıyla İnsan Ticareti Suçu

Suç tarihinde “15” yaşından küçük olan mağdurları ikna edip hırsızlık yaptırmak amacıyla İstanbul’a götürmek istediği ve bu nedenle Diyarbakır otogarına geldiği, bilet alacağı sırada firma görevlisinin şüphelenerek durumu kolluk kuvvetlerine ihbar etmesi sonucunda yakalandığının anlaşılması karşısında, eyleminin kanıtlanması halinde mağdur sayısınca TCK’nın 80. maddesinde tanımlanan insan ticareti suçunu oluşturabileceği, bu suçtan yargılama yapma ve kanıtları değerlendirme görevinin ise Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı biçimde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 9. Ceza Dairesi - Karar: 2009/13101).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS