Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Cebir Suçu Nedir? (TCK 108)

Cebir suçu; fiziki güç kullanarak bir kimsenin belli bir davranışta bulunmaya zorlanmasıyla vücut bulur. Cebir suçu, TCK m.108’de “Hürriyete Karşı Suçlar” arasında düzenlenmesine rağmen, yaralama suçunun nitelikli hali olarak da kabul edilmektedir.

Cebir suçunun koruduğu hukuki fayda, vücut dokunulmazlığı, kişinin karar verme ve hareket özgürlüğüdür. Çünkü, kişinin vücut bütünlüğü ihlal edilerek bir şeyi yapması veya yapmaması istenmektedir.

Cebir Suçunun Unsurları

Cebir suçunda, fiziki güç (maddi zor) kullanan fail, mağduru belli bir davranışta bulunmaya zorlamaktadır. Örneğin, bir kimsenin kolu bükülerek veya tokatlanarak sosyal medya hesaplarının şifresinin zorla alınması cebir suçu oluşturur.

5237 sayılı TCK m.108’e göre cebir suçu, mağdura karşı zor kullanılarak şu seçimlik hareketlerle işlenebilir:

  • Mağduru bir şeyi yapmaya zorlama,

  • Mağduru bir şeyi yapmamaya zorlama: Örneğin, alacağını icra takibine koymak isteyen alacaklıyı, icra takibinden vazgeçirmek için darp etmek “bir şeyi yapmamaya zorlama” şeklinde cebir suçu olarak nitelendirilir.

  • Bir şeyin yapılmasına müsaade etmesi için mağduru zorlama: Örneğin, başkasının arazisinden izinsiz yol geçirmek isteyen kişinin, arazi sahibini darp ederek yol geçirmeye müsaade etmeye zorlaması cebir suçunun bu seçimlik hareketini meydana getirir.

Cebir suçunun unsuru olan fiziki güç kullanımının, mağdurun kendi iradesini oluşturma ve bu iradeye uygun hareket etme serbestisini ihlale elverişli olması yeterlidir. Cebre maruz kalan kişi, az da olsa bir acıya maruz kalmaktadır. Örneğin, bir kimseyi itekleme fizik güç kullanımı olarak kabul edilebileceği gibi, mağdurun irade serbestisini ortadan kaldırmak için ilaç veya uyuşturucu verme de fiziki güç olarak kabul edilir.

Cebir suçunun unsuru olan cebir, “maddi cebir” veya fiziksel zordur. Manevi cebir, yani tehdit yoluyla cebir suçunun işlenmesi mümkün değildir. Cebir suçunun oluşması için failin mutlaka mağdurun vücut bütünlüğünü fiziksel açıdan ihlal etmesi şarttır. Halbuki tehdit, bir kötülüğün ileride meydana geleceği bildirilerek mağdurun korkutulmasıdır.

Cebir kullanma suçuyla ilgili olarak öngörülen ceza, kasten yaralama suçundan dolayı verilecek cezanın belli bir oranda artırılmasından ibaret olduğundan, bu suç, yaralama suçunun nitelikli hali olarak da vasıflandırılabilir.

Cebir suçunun kamu görevlisine karşı işlenmesi halinde görevi yaptırmamak için direnme suçu gerçekleşir.

Özellikle vurgulayalım ki; cebir suçuna ilişkin TCK m.108’de düzenlenen norm, tamamlayıcı nitelikte bir normdur. Bu nedenle, cebir ceza kanununda başka suç tiplerinin unsuru olarak yer almaktaysa, yani bileşik nitelikte bir suç içerisinde başka bir suçun unsuruna dönüşüyorsa, fail ayrıca cebir suçunun cezasıyla cezalandırılmaz. Cebir suçunun başka suçların unsuru olduğu hallere; yağma (TCK 148-149), kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (TCK 109/2), cinsel istismar (TCK m.103/2-3), cinsel saldırı (TCK 102/2-3) suçları örnek verilebilir. Bu hallerde faile ilgili suç nedeniyle ceza verilerek, failin cebir suçu nedeniyle ayrıca cezalandırılması yoluna gidilemez.

Cebir Suçunun Cezası (TCK m.108)

Cebir suçunun cezası, kasten yaralama suçundan dolayı verilecek cezanın belli bir oranda artırılmasından ibarettir (TCK m.108):

  • Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur.

Kasten yaralama suçu, 5237 sayılı TCK’nın 86 ve 87. maddelerinde düzenlenmiştir. Cebir suçundan verilecek ceza belirlenirken önce bu maddelere göre failin cezası belirlenir, belirlenen ceza cebir suçu nedeniyle 1/3 oranından 1/2 oranına kadar arttırılır. Örneğin, silahla kasten yaralama suçu işleyen faile TCK m.86/1 gereği alt sınırdan 1 yıl ceza verildiğinde, bu ceza TCK m.86/3 gereği yarı oranında arttırıldığında 1 yıl 6 ay silahla yaralama suçunun takdiri indirim uygulanmayan sonuç cezası meydana çıkacaktır. Silahla yaralamanın cebir suçu oluşturması halinde, yaralama suçu nedeniyle faile verilen 1 yıl 6 ay hapis cezası da cebir suçu sebebiyle takdiren 1/2 oranında arttırıldığında 2 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilecektir.

Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Cebir suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Cebir suçu cezasının 2 yıl veya altında belirlendiği hallerde HAGB kararı mümkündür.

Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Cebir suçu cezasının 2 yıl veya altında belirlendiği hallerde hapis cezasının ertelenmesi mümkündür.

Cebir Suçunun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma

Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Cebir suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

Cebir suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Kamu davasına şikayetçi olarak müdahil olan herhangi bir kimse varsa bile şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman ihbar veya şikayet dilekçesi verme suretiyle savcılığa bildirildiğinde soruşturulabilir.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Cebir suçunun basit halinde (TCK m.86/1) suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Cebir Suçunda Görevli Mahkeme

Cebir suçu ile ilgili yargılama yapma görevi, işlenen yaralama fiilinin niteliğine göre asliye ceza mahkemesi veya ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Cebir Suçu Yargıtay Kararları


Bir Şeyi Yapmaması İçin Cebir Kullanma

Mahkemenin kabulünde, katılanın 250 TL olan alacağını sanıktan istediği, ancak sanığın geçiştirdiği ve birkaç gün sonra da katılanın dükkanına gittiği ve “benim sana borcum yok” diyerek katılanı alacağından vazgeçirmek amacıyla yumrukladığının belirtilmesi karşısında; sanığın yaralama eyleminin TCK’nın 108. maddesinde karşılığını bulan “bir şeyi yapmaması için cebir kullanılması” niteliğinde olmadığı gözetilmeden yaralama suçundan verilen cezanın cebir nedeniyle artırılması bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar No:2016/5457).

Doktora Karşı Yaralama, Tehdit ve Cebir Suçu

Sanığın, istediği ilacı yazmayan katılana “ilacı yazmanız için illa sizi dövmemiz mi lazım, illa sizi vurmamız mı lazım” biçiminde sözler söyleyip akabinde darp ettiği eyleminde, söylenen sözlerin yaralama iradesini açıklamaya yönelik olması nedeniyle sadece cebir suçunun oluştuğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 61. maddesindeki ölçütler ve aynı Kanunun 3. maddesindeki “fiilin ağırlığı ile orantılı ceza verilmesi ilkesi” çerçevesinde alt sınırdan uzaklaşılarak temel cezanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, tehdit suçundan da ayrıca mahkumiyet hükmü kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - K.2015/30232).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS