Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Zorla Getirme Kararı Nedir? (CMK 146)

Zorla getirme kararı; soruşturma veya kovuşturma aşamasında bazı işlemlerin yapılabilmesi için müşteki (şikayetçi), mağdur, şüpheli, sanık, tanık veya bilirkişi gibi suje ve ispat araçlarının gerektiğinde zor kullanılarak savcılık, hakimlik veya mahkeme önüne çıkarılmasıdır. Zorla getirme kararı, “ihzar müzekkeresi” veya “ihzar celbi” olarak da adlandırılmaktadır.

Zorla getirme, ilgili işlemin yapılması için gerekli süre kadar uygulanabilir. İşlem yapıldıktan sonra zorla getirme tedbiri kendiliğinden kalkar.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre, zorla getirme tedbiri müşteki (şikayetçi) ve mağdurlar hakkında CMK m.233 ve m.44/1, tanıklar hakkında m.43 ve 44 hükümleri çerçevesinde uygulanır. Şüpheli ve sanık hakkında uygulanan CMK m.146, zorla getirmenin genel hükümlerini içerdiğinden tanık, mağdur, müşteki ve bilirkişi hakkında da uygulanır.

Zorla Getirme Kararı Verme Şartları

Zorla getirme kararı; ifade alma, sorgu veya başkaca işlemlerin (teşhis, keşif, imza örneği alınması vb.) gerçekleştirilebilmesi için uygulanan bir koruma tedbiridir. Koruma tedbirleri, ceza muhakemesinin yürütülmesi, delillerin muhafazası ve mahkemece verilecek hükmün infaz edilebilmesi amacıyla başvurulan tedbirleridir. Kişi özgürlüğüne müdahale içeren koruma tedbirlerine başvurmak için tedbirin niteliğine göre kanunda belirlenen koşulların gerçekleşmesi zorunludur.

Müşteki (şikayetçi), mağdur, şüpheli, sanık, tanık ve bilirkişi hakkında zorla getirme kararı verilebilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekir (CMK 146):

  • Hakkında tutuklama kararı verilmesi için yeterli neden olan kişi zorla getirilebilir.

  • Yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan kişi zorla getirilebilir.

  • İfade alma veya sorgu işlemi için çağrılıp da davete uymadığı takdirde zorla getirileceği tebliğ edilen kişi hakkında da zorla getirme kararı verilebilir.

Zorla Getirme Kararı Verme Yetkisi

Soruşturma Aşamasında Zorla Getirme: Soruşturma, suç şüphesiyle başlayıp savcılıkca düzenlenen iddianamenin mahkeme tarafından kabulüyle sona eren bir evredir. Soruşturma aşamasında zorla getirme kararı verme yetkisi Cumhuriyet Savcısına aittir. Kolluğun (polis, jandarma) zorla getirme yetkisi yoktur. Kolluk, ancak zorla getirme emrinin icra edilmesini sağlar. Soruşturma aşamasında bazı hallerde Sulh Ceza Hakimliği de zorla getirme kararı verebilir. Suçüstü hâli ile gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, Cumhuriyet savcısına erişilemiyorsa veya olay genişliği itibarıyla Cumhuriyet savcısının iş gücünü aşıyorsa, sulh ceza hâkimi de bütün soruşturma işlemlerini yapabilir (CMK 163).

Kovuşturma Aşamasında Zorla Getirme: Kovuşturma, iddianamenin kabulüyle başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar devam eden yargılama safhasıdır. Kovuşturma aşamasında zorla getirme kararı verme yetkisi hakim veya mahkeme başkanına aittir. Kovuşturma aşamasında asliye ceza mahkemesi ve ağır ceza mahkemesi olmak üzere iki genel mahkeme mevcuttur. Asliye ceza mahkemesi tek hakimli olup zorla getirme kararı da mahkeme hakimi tarafından verilir. Ağır ceza mahkemesi ise üç hakimli olup ağır ceza mahkemesinde duruşma mahkeme başkanı tarafından yönetilir, zorla getirme kararı da mahkeme başkanı tarafından verilir.

Zorla Getirme Kararı Nasıl Uygulanır?

Zorla getirme kararı kişi özgürlüğünü sınırlayan bir koruma tedbiridir. Zorla getirme kararı ile kişinin özel yaşam alanlarına müdahale edilemez. Örneğin, hakkında zorla getirme kararı bulunan kişiyi almaya giden polis veya jandarma kişiye ait evin içerisine girme yetkisine sahip değildir. Ev araması, ayrı bir arama kararı gerektiren kendine özgü bir prosedüre sahiptir (CMK m.119). Kolluk, kamuya açık olmayan özel mekanlara zorla getirme emrini uygulamak için giremez. Kişinin evden veya ilgili kapalı özel mekandan çıkmaması halinde, kolluk, yakınlarından birine zorla getirme kararını tebliğ edebilir. Kişi kamuya açık alanlarda, yani sokakta, parkta, alışveriş merkezinde bulunduğunda zorla getirme kararı zor kullanılarak da yerine getirilebilir.

Uygulamada zorla girme tedbiri hem bir çağrı biçimi hem de zorla hazır etme yöntemi olarak kullanılmaktadır. Uygulamada genellikle kolluk zorla getirme kararı verilen kişinin evine giderek zorla getirme emrini ilgili kişiye veya yakınına tebliğ etmekte, hatta evde hazır değil iseler kapının altından not kağıdı bırakılmaktadır. Bu şekilde bir nevi davet yoluyla çağrılan kişi zorla getirme kararı veren adli merciin huzuruna çıkarılıp ifade, sorgu beya başkaca bir işlem varsa bu işlemi tamamlar. Uygulamada işlemin adliyede tamamlanmasından sonra ilgili kolluk evrakının arkasına işlemin tamamlandığına dair mahkeme kalemi veya mübaşir tarafından düşülen notun kolluğa teslim edilmesiyle zorla getirme kararına ilişkin işlem tamamlanır.

Zorla Getirme Kararı veya Emri Çeşitleri Nelerdir?

Savcılık, hakim veya mahkeme iki şekilde zorla getirme kararı verebilir:

  • Tarihli Zorla Getirme Kararı: Savcı, hakim veya mahkeme ilgili kişinin belirli bir tarihte hazırl edilerek ifade alma, sorgu veya başkaca işlem yapılmasına karar vermişse, kişinin o günde hazır edilmesi gerekir. Örneğin, mahkeme “sanığın ifadesinin alınması amacıyla 10.09.2020 tarihli duruşmaya zorla getirilmesine” şeklinde karar verebilir. Aynı şekilde, savcılık yapılacak bir teşhis veya keşif işlemi için şüphelinin belli bir günde keşif mahalinde veya teşhis için adliyede hazır bulundurulmasını, yani zorla getirilmesini emredebilir.

  • Günsüz Zorla Getirme Kararı: Günsüz zorla getirme, kişinin zorla getirme işlemiyle ele geçirilir geçilmez işlemin yapılacağı yerde veya adliyede hazır bulundurulmasıdır. Ancak, günsüz zorla getirmede, zorla getirilen hakkında kanunun öngördüğü tutulma ve serbest bırakılma sürelerine riayet edilmesi gerekir. Zorla getirme kararı ile çağrılan tanık, bilirkişi, mağdur, şikâyetçi, şüpheli veya sanık derhal, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç 24 saat içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır. (CMK m.146/4).

Zorla Getirme Kararı veya Emrine İtiraz Mümkün mü?

İtiraz kanun yolu, CMK 267 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İtiraz, hakim veya mahkeme kararlarına karşı gidilebilen bir kanun yoludur. Hakim veya mahkeme tarafından zorla getirme kararı verildiğinde bu karara itiraz kanun yolunun genel hükümleri gereği tebliğ veya öğrenmeden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir.

Cumhuriyet savcısının zorla getirme emrine karşı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun zorla getirmeyi düzenleyen maddelerinde (CMK m.146 ve m.44) bir “hukuki çare” olarak savcılık kararına itiraz düzenlenmemiştir. Ancak, zorla getirmenin kişi özgürlüğüne müdahale içeren bir koruma tedbiri olması nedeniyle, kanunda savcılık kararlarına karşı hukuki çare mahiyetinde düzenlenen itiraz haklarına kıyasen, savcılığın zorla getirme emrine karşı da ilgili kişinin sulh ceza hakimliğine itiraz etme hakkı vardır.

Şüpheli veya Sanık Hakkında Zorla Getirme Kararı (CMK 146)

Şüpheli, soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişiyi; sanık ise, ceza davası ile kovuşturma evresinin başlamasından (iddianamenin kabulünden) hükmün kesinleşmesine kadar geçen sürede suç şüphesi altında bulunan kişiyi ifade eder (CMK m.2). Şüpheli ve sanık hakkında hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında zorla getirme kararı verilebilir. Zorla getirme kararı, şüpheli veya sanığın açıkça kim olduğunu, kendisiyle ilgili suçu, gerektiğinde eşkâlini ve zorla getirilmesi nedenlerini içerir (CMK m.146/2).

Zorla getirme kararının bir örneği şüpheli veya sanığa verilir. Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhal, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmidört saat içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır.(CMK m.146/3-4).

Zorla getirme, bunun için haklı görülecek bir zamanda başlar ve hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından, sorguya çekilmenin veya ifade almanın sonuna kadar devam eder.(CMK m.146/5).

Çağrıya rağmen gelmeyen bilirkişi, mağdur ve şikâyetçi ile ilgili olarak da zorla getirme kararı verilebilir.

Bilirkişi veya Tanıkların Çağrılması ve Zorla Getirilmesi

Tanık, beş duyusuyla elde ettiği bilgi ve görgüyü “mahkeme huzurunda” anlatan kişidir. Bilirkişi, çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde mahkemeye yardımcı olan kişidir. Bilirkişinin çağrılması veya zorla getilmesi konusunda tanıklara uygulanan hükümler uygulanır (CMK m.62).

Tanıklar ve bilirkişiler çağrı kâğıdı ile çağrılır. Çağrı kâğıdında gelmemenin sonuçları bildirilir. Tutuklu işlerde bilirkişi ve tanıklar için zorla getirme kararı verilebilir. Karar yazısında bu yoldan getirilmenin nedenleri gösterilir ve bunlara çağrı kâğıdı ile gelen tanıklar hakkındaki işlem uygulanır. Bu çağrı telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, çağrı kâğıdına bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz. Mahkeme, duruşmanın devamı sırasında hemen dinlenilmesi gerekli görülen tanıkların belirteceği gün ve saatte hazır bulundurulmasını görevlilere yazılı olarak emredebilir. Bu madde hükümleri, kişinin ancak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme önünde tanık olarak dinlenmesi halinde uygulanabilir (CMK 43).

Zorla getirme kararına rağmen gelmeyen tanık veya bilirkişi hakkında yakalama kararı verilmesi mümkün değildir. Uygulamada, mahkemeler zorla getirmenin davetiye tebliği şeklinde değil de fiilen uygulanarak ilgili kişinin getirilmesini emrettikleri görülmektedir.

Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanık veya bilirkişiler zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır (CMK 44).

Mağdur veya müştekinin zorla getirilme şartları ve zorla getirmenin uygulanma prosedürü konusunda şüpheli veya sanık hakkında yukarıda açıkladığımız koşullar ve usul uygulanır (CMK 146/7).

Fiilî hizmette bulunan askerler hakkındaki zorla getirme kararı askerî makamlar aracılığıyla infaz olunur. (CMK m.44/2).

Mağdur veya Müştekinin Zorla Getirilmesi

Mağdur ile müşteki (şikâyetçi), Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hâkim tarafından çağrı kâğıdı ile çağırılıp dinlenir. Mağdur veya müştekinin dinlenmesi için yapılan çağrı bakımından tanıklara ilişkin hükümler uygulanır (CMK 233)

Meşruhatlı davetiye ile usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen mağdur veya müştekiler zorla getirilir. (CMK 44).

Mağdur veya müştekinin zorla getirilme şartları ve zorla getirmenin uygulanma prosedürü konusunda şüpheli veya sanık hakkında yukarıda açıkladığımız koşullar ve usul uygulanır (CMK 146/7).

Fiilî hizmette bulunan askerler hakkındaki zorla getirme kararı askerî makamlar aracılığıyla infaz olunur (CMK m.44/2).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS