Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

İnfazın Ertelenmesi Nedir?

İnfazın ertelenmesi, hamilelik, hastalık, engelillik veya başkaca kişisel nedenlerle talepte bulunan hükümlü hakkındaki kesinleşmiş hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinin ertelenmesidir. İnfazın ertelenmesi, cezanın affını, ortadan kaldırılmasını veya cezaevi dışında başka suretle infaz edilmesini sağlamaz.

Kesinleşen hapis cezasının infazının ertelenmesi, hükümlünün hem özel hem de sosyal-ekonomik hayatını tanzim etmesi için belli bir süre kazanmasını temin eden bir infaz hukuku kurumudur. Hükümlü, infaz erteleme süresi geçtikten sonra cezasını infaz etmek üzere cezaevine girmek zorundadır.

Ceza Erteleme ile İnfazın Ertelenmesi Arasındaki Fark Nedir?

Ceza erteleme, sanığın cezasını cezaevi dışında denetimli bir şekilde infaz etmesidir. Ceza erteleme kurumunun yargılanan kişiye uygulanıp uygulanmayacağına yargılamayı yapan mahkeme tarafından karar verilir. Mahkeme yargılama aşamasında cezanın ertelenmesine karar vermemişse, sonraki aşamalarda cezanın ertelenmesi mümkün değildir.

İnfazın ertelenmesi ise kesinleşen hapis cezasının cezaevinde infaz edileceği tarihin ertelenmesidir. İnfazın ertelenmesi kurumu, hükümlünün bazı şahsi nedenlerle cezaevine giriş tarihini erteleyerek cezanın infazı için hazırlık yapmasını temin etmektedir. İnfazın ertelenmesine, infaz savcılığı tarafından karar verilmektedir.

İnfazın Ertelenmesi Şartları (İnfaz K. md.17)

Kesinleşmiş hapis cezasının infazının ertelenmesi, 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu md.17’de düzenlenmiştir. İnfazın ertelenmesi kararı, hükümlünün başvurusu üzerine hapis cezasının infaza verildiği yerin infaz savcılığı tarafından alınır.

İnfazın ertelenmesi kararı verilebilmesi için hükümlünün çağrı üzerine kendiliğinden gelerek infaz savcılığına başvurması gerekir. Hükümlü hakkında yakalama kararı çıkarıldıktan sonra yapılan infazın ertelenmesi başvuruları reddedilir.

İnfazın Ertelenmesi Sebepleri

Hükümlü aşağıdaki hallerde cezaevine girmeden infazın ertelenmesi talebinde bulunabilir:

1-) Akıl Hastalığı Nedeniyle İnfazın Ertelenmesi: Akıl hastalığı, hem ceza ehliyetini hem de cezanın infazını etkileyen hukuki sonuçlar doğurur. Akıl hastalığına tutulan hükümlünün cezasının infazı geriye bırakılır ve hükümlü, iyileşinceye kadar sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınır. Hastenede geçen süreler cezaevinde geçmiş sayılır (5275 Sayılı İnfaz Kanunu m.16/1). Akıl hastalığı teşkil etmeyen ruhsal rahatsızlıklar, hükümlüye, cezanın infazını ertelenmesini talep hakkı vermez. Akıl hastalığı nedeniyle infazın geri bırakılması talebi, hükümlünün aldığı cezanın miktarına bağlı olmaksızın her türlü ceza için ileri sürülebilir.

2-) Diğer Hastalıklar Sebebiyle İnfazın Ertelenmesi: Akıl hastalığı dışında diğer hastalıkları olan hükümlü hakkındaki hapis cezasının infazı, hükümlünün hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa cezanın infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır (5275 Sayılı İnfaz Kanunu m.16/2). Hükümlünün hayatı açısından risk teşkil etmese bile hasta hükümlülerin cezasının infazına, resmî sağlık kuruluşlarının mahkûmlara ayrılan bölümlerinde devam olunur. Hapis cezasının infazı, hükümlünün hayatı için kesin bir tehlike teşkil etmesi nedeniyle infazın geri bırakılması talebi, hükümlünün aldığı cezanın miktarına bağlı olmaksızın her türlü ceza için ileri sürülebilir.

3-) Ağır Hastalık ve Engellilik Sebebiyle İnfazın Ertelenmesi: Hükümlünün hayatı için risk teşkil etmese bile; maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılabilir (5275 Sayılı İnfaz Kanunu m.16/6). Ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle infazın geri bırakılması talebi, hükümlünün aldığı cezanın miktarına bağlı olmaksızın her türlü ceza için ileri sürülebilir.

4-) Gebelik ve Doğum Nedeniyle İnfazın Ertelenmesi: Hapis cezasının infazı, hamile olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır. Çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa, doğumdan itibaren iki ay geçince ceza infaz olunur (5275 Sayılı İnfaz Kanunu m.16/4). Kapalı ceza infaz kurumuna girdikten sonra gebe kalanlardan koşullu salıverilmesine altı yıldan fazla süre kalanlar ile eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılanlar hakkında dördüncü fıkra hükümleri uygulanmaz. Bu kişilerin cezasının dördüncü fıkradaki gibi infazın ertelenmesi için öngörülen süreyi, ceza infaz kurumlarında kendileri için düzenlenen uygun yerlerde geçirirler. Gebelik ve doğum nedeniyle infazın geri bırakılması talebi, hükümlünün aldığı cezanın miktarına bağlı olmaksızın her türlü hapis cezası için ileri sürülebilir.

5-) Hükümlünün Kişisel İstemiyle İnfazın Ertelenmesi: Hükümlü, kişisel bazı nedenlerle de infazın ertelenmesi talebinde bulunabilir. Kanun, cezaevindeki hükümlü hakkında infaza ara verilebilmesi için bazı nedenler (hastalık, ölüm, maluliyet, ticari faaliyet vs.) aramasına rağmen, henüz cezaevine girmemiş hükümlüler için infazın ertelenmesi talebinin gerekçelerini sınırlamamıştır. Hükümlü, makul herhangi bir gerekçe göstererek infazın ertelenmesi talebinde bulunabilir.

Hastalıklar nedeniyle infazın geri bırakılması kararı, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumunca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı yer Cumhuriyet Başsavcılığınca verilir (5275 sayılı Kanun m.16/3).

5275 sayılı Kanunun 16/A maddesine göre, çocuğunun hastalığı nedeniyle kadın hükümlünün cezasının infazının ertelenmesi aşağıdaki hallerde mümkündür:

İnfazına başlanmış olsa bile, toplam on yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen kadın hükümlünün, engelliliği nedeniyle bakıma muhtaç olan veya ağır bir hastalığa maruz kalan on sekiz yaşını doldurmamış çocuğunun bulunması ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağının değerlendirilmesi hâlinde, cezasının infazı Cumhuriyet Başsavcılığınca bir yıla kadar ertelenebilir. Erteleme süresi her defasında altı ayı geçmemek üzere en çok dört kez uzatılabilir. Erteleme süresi içinde zamanaşımı işlemez. Çocuğun engellilik nedeniyle bakıma muhtaç olma veya ağır hastalık hâli, 16 ncı maddenin üçüncü fıkrasına göre belirlenir. Erteleme süresi içinde; hükümlünün ertelemenin amacına veya yükümlülüklere aykırı davrandığının denetimli serbestlik müdürlüğü veya kolluk birimlerince tespit edilmesi, hükümlü hakkında kasten işlenen bir suçtan dolayı kamu davası açılması veya çocuğun iyileşmesi hâlinde, erteleme kararı kaldırılarak ceza derhâl infaz olunur. Hükümlü, Cumhuriyet savcısı tarafından erteleme süresi içinde;

a) Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek,

b) Belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak,

c) Ekonomik durumu göz önünde bulundurularak belirlenen güvence miktarını yatırmak,

yükümlülüklerinden en az birine tâbi tutulur. Hükümlü hakkında ayrıca Cumhuriyet savcısı tarafından yurt dışına çıkamama yükümlülüğü konulur.

Hükümlünün Kişisel İstemiyle İnfazın Ertelenmesi Koşulları

İnfazın Ertelenmesi İçin Ceza Süresi Şartı

Hükümlünün istemiyle infazın ertelenmesi koşulları, suçun kasten veya taksirle işlenmesine göre değişmektedir. Kanuna göre, kasten işlenen suçlarda 3 yıl, taksirle işlenen suçlarda ise 5 yıl veya altındaki hapis cezalarının infazı ertelenebilir. Hapis cezası, bu süreleri aşıyorsa infazın ertelenmesi kararı verilmesi mümkün değildir.

Hükümlünün kişisel istemi dışındaki hallerde; yani akıl hastalığı, hapis cezasının infazının hükümlünün hayatı için kesin bir tehlike teşkil etmesi, ağır hastalık ve engellilik, gebelik ve doğum gibi hallerde ceza miktarına bakılmaksızın infazın ertelenmesi mümkündür.

Ne Kadar Süreyle İnfazın Ertelenmesi Mümkündür?

Hükümlü, sadece 2 kez kişisel nedenlerle infazın ertelenmesi başvurusu yapma hakkına sahiptir. İnfazın ertelenmesi, her başvuru için en fazla 1 yıl olmak üzere, toplam 2 yıllık bir süre için mümkündür (md. 17/2). Hükümlü ilk başvurusunda en fazla 1 yıllık bir süre için infazın ertelenmesi talebinde bulunabilir. Hükümlünün talebi kabul edilip de verilen erteleme süresi bittikten sonra, ikinci kez infazın ertelenmesi başvurusunda bulunulabilir.

Hükümlünün kişisel istemi dışındaki hallerde; yani akıl hastalığı, hapis cezasının infazının hükümlünün hayatı için kesin bir tehlike teşkil etmesi, ağır hastalık ve engellilik, gebelik ve doğum gibi hallerde ceza miktarına bakılmaksızın infazın ertelenmesi mümkündür.

Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır. Çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa, doğumdan itibaren iki ay geçince ceza infaz olunur (İnfaz Kanunu m.16/4).

Birden Fazla Cezaya Mahkumiyet Halinde İnfazın Ertelenmesi

İnfaz Kanunu’na göre, hükümlü hakkındaki her bir ceza diğerinden bağımsız bir şekilde varlığını korur. Ancak, birden fazla cezaya mahkum olan hükümlü hakkındaki cezalar içtima edilmelidir, yani cezalar toplanmalıdır (5275 sayılı İnfaz Kanunu md.99). İnfaz erteleme şartları açısından içtima neticesinde elde edilen toplam ceza miktarı dikkate alınmalıdır. Örneğin, uyuşturucu madde kullanma suçu nedeniyle 1 yıl 8 ay ve dolandırıcılık suçu nedeniyle 2 yıl 1 ay hapis cezası alan hükümlünün her iki cezası toplandığında, toplama neticesinde elde edilen hapis cezası 3 yıl 9 ay olacağından bu hükümlü açısından infazın ertelenmesi mümkün değildir.

Hemen belirtelim ki, hükümlü hakkında denetimli serbestlik yasası uygulandığı sırada yeni bir hapis cezasının kesinleşmesi halinde de cezaların toplanması gerekir. İnfaz erteleme koşullarının oluşup oluşmadığı bu toplam ceza miktarı üzerinden belirlenmelidir. Örneğin, 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum olan hükümlü cezaevinden tahliye edilmiş, 8 ay denetimli serbestlik uygulandıktan sonra, hükümlü hakkında 2 yıl hapis cezası daha kesinleşmiştir.Bu halde de cezanın bir kısmının infaz edilmiş olmasının hiçbir önemi yoktur. Cezalar içtima edildiğinde (toplandığında) toplam ceza miktarı 3 yılı aştığından, denetimli serbestlik uygulanan mahkum hakkında kesinleşen ikinci cezanın infazının ertelenmesi mümkün değildir.

İnfazın Ertelenmesinin Mümkün Olmadığı Haller

Kanuna göre aşağıdaki hükümlüler hakkında cezanın infazının ertelenmesi kararı verilemez (md. 17/6):

  • Örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlardan hükümlü olanlar (Siyasi suçlar dahil),
  • Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan hükümlü olanlar,
  • Mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler,
  • Disiplin veya tazyik hapsi nedeniyle hükümlü olanlar.

Cezaevindeki Hükümlüler İçin İnfaza Ara Verme Başvurusu

Cezaevinde bulunan hükümlüler de “infaza ara verilmesi” için savcılığa başvurabilirler. Ancak, cezaevinde bulunan hükümlüler için infaza ara verilebilmesinin şu nedenlerden herhangi birinin gerçekleşmesi gerekir (md. 17/3):

  • Hükümlünün yükseköğrenimini bitirebilmesi,
  • Anne, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesinin veya tarım topraklarının işlenebilmesinin imkânsız hâle gelmesi,
  • Hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi,
  • Yukarıdaki durumlara benzeyen zorunlu veya acil hallerin bulunması.

Cezaevindeki hükümlü hakkında cezanın infazına en fazla 1 yılı geçmeyen sürelerle ve ancak 2 kez ara verilebilir. Yani, cezaevindeki hükümlünün cezasının infazına ara verme süresi en fazla 2 yıl olabilecektir.

İnfazın Ertelenmesi İçin Teminat Şartı ve Teminatın İadesi

Hükümlünün istemiyle hapis cezası infazının ertelenmesi teminat (güvence) gösterilmesi şartına bağlı tutulabilir (5275 sayılı İnfaz Kanunu m.17/5). Teminat, uygulamada belli miktarda bir paranın vergi dairesine yatırılması yönetemiyle tahsil edilmektedir. İnfaz savcılığı belli bir miktarda paranın (Genellikle 5000 TL) yatırılması halinde infazın ertelenmesine karar vermektedir.

Hükümlü, erteleme süresi bittikten sonra cezasını infaz etmek üzere teslim olduğunda teminat iade edilir.

Hapis cezasının ertelenmesi maddi ve usul hukukuna, infazın ertelenmesi ise tamamen infaz hukukuna ilişkin bir düzenleme olup birbiriyle karıştırılmamalıdır.

İnfazın Ertelenmesi Yargıtay Kararları


İnfazın Ertelenmesi Talebinin Reddine İtiraz

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un “Hükümlünün İstemiyle İnfazın Ertelenmesi” başlıklı 17. maddesinde kesinleşmiş mahkûmiyet cezalarının hangi şartlarda ertelenebileceği hüküm altına alınmış olup, erteleme veya infaza ara verme konusunda karar verme yönünden infazı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığına tamamen takdir hakkı verildiği, infazı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığının hükümlünün infazın ertelenmesi yönündeki istemini olumlu veya olumsuz şekilde karara bağlamış ise bu karara karşı yasa yolu öngörülmediğinden, infaz hakimliğinin itirazın usulen reddi kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır (Yargıtay 1CD Esas : 2021/75 Karar : 2021/12921).

Hamilelik (Gebelik), Doğum ve İnfazın Ertelenmesi

5275 sayılı Kanun’un 16/4-5. maddesinde, “(4) Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır. Çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa, doğumdan itibaren iki ay geçince ceza infaz olunur. (5) Kapalı ceza infaz kurumuna girdikten sonra gebe kalanlardan koşullu salıverilmesine altı yıldan fazla süre kalanlar ile eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılanlar hakkında dördüncü fıkra hükümleri uygulanmaz. Bu kişilerin cezasının dördüncü fıkrada öngörülen kısmı, ceza infaz kurumlarında kendileri için düzenlenen uygun yerlerde infaz olunur.” şeklinde yer alan düzenlemeye nazaran,

Hükümlü hakkında yapılan işlemler bir bütün halinde değerlendirildiğinde, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumu dışında gebe kalmasını müteakip, 17/07/2020 tarihinde doğum yaptığı, 10/03/2021 tarihli nüfus kaydına göre anılan tarihte doğan çocuğu sağ olup, çocuğunun hükümlüden başka birisine verildiğine ilişkin dosya kapsamında başkaca bir bilgi bulunmadığı, bu halde hükümlü hakkında, 5275 sayılı Kanun’un 16/5. maddesinin uygulama olanağının bulunmadığı gibi, doğum yaptığı tarih dikkate alındığında anılan Kanun’un 16/4. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, hükümlünün cezasının ertelenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir (Yargıtay 1CD - Esas : 2021/9888 Karar : 2021/12928).

Akıl Hastalığı Nedeniyle İnfazın Geri Bırakılması

Hükümlünün hakkında verilen mahkumiyet kararının infazı aşamasında akıl hastalığına tutulması halinde, infazı yapan Cumhuriyet Başsavcılığınca hükümlü hakkında akıl hastalığına tutulduğuna dair Adli Tıp Kurumundan yada Adli Tıp Kurumunca onaylanmak şartıyla Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarından rapor aldırılması, cezasının infazının geri bırakılması yönünde karar verilmesi ve hükümlünün iyileşinceye kadar Türk Ceza Kanununun 57. maddesinde belirtilen sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınması, geri bırakmanın devam edip etmeyeceği ve hükümlünün sağlık durumunun takibine ilişkin işlemlerin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılmasının gerektiği anlaşılmakla, somut olayda bu maddeye göre değerlendirme yapan mahkemenin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki bu karara yönelen kanun yararına bozma isteyen düşünce yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi gerekir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2016/3844 E. , 2017/158 K.).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS