0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Kaçakçılık Suçu Nedir? (5607 K. md.3)

Kaçakçılık suçu, yurda giriş veya çıkışı gümrüğe tabi bir eşyanın gümrük işlemleri yapılmadan ülkeye sokulması veya ülkeden çıkarılmasıdır. Gümrük işlemleri, devletin bazı mali hakları elde etmesine ve gümrükten geçen eşyanın standardını tespit etmeye yaradığından tüm kaçakçılık suçları kamu zararına neden olmaktadır. Kaçakçılık suçu nedeniyle oluşan kamu zararı eşyanın gümrüğe tabi tutulmamasından kaynaklandığından, uygulamada bu suça “gümrük kaçakçılığı suçu” da denilmektedir.

Gümrük işlemi, malın ithal veya ihraç edilebilmesi için gerekli olan tüm vasıfların, malın cinsi, miktarı, ağırlığı, markası gibi özelliklerin tespit edildiği işlemleri kapsamaktadır. Manifesto veya giriş beyannamesinin verilmesi, eşyanın kontrol edilmesi, gümrük vergilerinin tespiti ve ödenmesi gibi işlemler gümrük işlemi olarak kabul edilmektedir.

Kaçakçılık suçları, belli usullere ve mali yükümlülüklere aykırı bir şekilde herhangi bir şeyin yurtdışına çıkarılması veya ülkeye girişinin sağlanması ile oluştuğundan kural olarak her türlü eşya kaçakçılık suçunun konusu olabilir. Kaçakçılık suçları uygulamada gümrük kaçakçılığı, alkol ve sigara kaçakçılığı, akaryakıt (petrol) kaçakçılığı vb. gibi isimlerle anılmaktadır.

Kaçakçılık Suçları Mevzuatı

Kaçakçılık suçu teşkil eden fiiller derli toplu bir şekilde 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinde düzenlenmiştir. Kaçakçılık suçları ile ilgili uygulama yapılırken özel bir ceza kanunu niteliğinde olan Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu 5237 sayılı TCK’nın genel hükümleriyle birlikte değerlendirilmelidir.

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, aşağıdaki kaçakçılık suçları açısından uygulanmaz:

  • Silah Kaçakçılığı Suçu: Silah kaçakçılığı suçu, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunu’nun 12. maddesinde düzenlenmiştir. 6136 sayılı kanun, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na göre özel kanun niteliğindedir. Suçun konusu da ayrı özellikler arz ettiğinden, silah kaçakçılığı suçu açısından 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uygulanmaz.

  • Uyuşturucu Kaçakçılığı Suçu: Uyuşturucu kaçakçılığı suçu, 5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinde uyuşturucu madde ihracı veya ithali suçu olarak düzenlenmiştir. TCK’da suçun konusu açık bir şekilde uyuşturucu ve uyarıcı madde olarak belirlendiğinden, uyuşturucu madde kaçakçılığı suçu açısından 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu değil, TCK 188. madde hükümleri uygulanacaktır.

  • Kaçak Tütün ve Alkol Üretme Suçu: Ticari amaç olmaksızın, usule aykırı bir şekilde belli bir miktarda alkol veya tütün üretenler 4733 sayılı Tütün Ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 8. maddesine göre cezalandırılmaktadır. Alkol veya tütün kaçakçılığı suçu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda cezai yaptırıma bağlandığından, bu kaçakçılık suçları açısından 5607 sayılı kanun uygulanacaktır.

  • Kültür ve Tarihi Eser Kaçakçılığı Suçu: Kültür ve tabiat varlıkları, 2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile koruma altına alınmıştır. Kültür ve tabiat varlıklarının yurtdışına çıkarılması “kültür ve tarihi eser kaçakçılığı suçu” olarak kabul edilmiş olup 2863 sayılı kanunun 68. maddesi ile yaptırıma bağlanmıştır. Bu kaçakçılık suçu açısından da 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uygulanmaz.

Gümrük Kaçakçılığı Suçu ve Cezası (5607 sayılı K. m.3)

Gümrük kaçakçılığı suçu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinde tanımlanan kaçakçılık fiillerini tarif etmek üzere kullanılmaktadır.

5607 sayılı yasaya göre, gümrük kaçakçılığı suçu iki şekilde işlenebilir:

  • İthalat Kaçakçılığı Suçu,

  • İhracat Kaçakçılığı Suçu.

İthalat Kaçakçılığı Suçu ve Cezası

Eşyayı Gümrük İşlemlerine Tabi Tutmaksızın İthal Etme Suçu (m.3/1): Eşyanın gümrük işlemlerini tabi tutulmaksızın ithal edilmesi, yani yurtdışından Türkiye’ye sokulması, “ithalat kaçakçılığı suçu” olarak nitelendirilir. Gümrük kaçakçılığı suçunun en çok işlenen biçimi olan ithalat kaçakçılığı suçu 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiştir. Eşyayı gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın ithalat kaçakçılığı suçu iki şekilde işlenebilir :

  • Suçun temel şekli olan basit ithalat kaçakçılığı suçu, failin gümrük işlemlerine tabi tutulmayan eşyayı gümrük kapılarından Türkiye’ye sokmasıdır.

  • Suçun nitelikli, yani daha ağır ceza gerektiren şekli ise failin eşyayı belirlenen gümrük kapıları dışından Türkiye’ye sokmasıdır.

Buna göre, ithalat kaçakçılığı şeklindeki gümrük kaçakçılığı suçunun temel cezası şu şekildedir:

Eşyayı, gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın ülkeye sokan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Eşyanın, gümrük kapıları dışından ülkeye sokulması halinde, verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılır (5607 sayılı K. md.3/1).

Failin ithalat kaçakçılığı suçu nedeniyle md.3/1 gereği cezalandırılabilmesi için, ithal edilen eşyanın “ithali yasak olmayan eşyalardan” olması gerekir. Fail, ithali serbest olan ancak gümrük işlemlerine tabi tutulmayan eşyayı ülkeye sokmaya çalışmaktadır. Örneğin, cep telefonlarının Türkiye’ye ithal edilmesi serbesttir. Ancak, gümrük işlemlerini tabi tutulmadan ülkeye cep telefonu sokmak ithalat kaçakçılığı suçunu meydana getirir.

İthali zaten yasak olan eşyaların ülkeye sokulması ithalat kaçakçılığı suçunu değil, aynı maddenin aşağıda açıkladığımız 7. fıkrasında düzenlenen “ithali yasak eşyayı yurda sokma” suçunu oluşturur. İthali yasak eşya, hiçbir şekilde yurda sokulmaması gereken eşyadır. Bu nedenle, bu eşyanın gümrükten herhangi bir şekilde geçirilmemesi gerekir.

İthalat kaçakçılığı suçunda eşyanın gümrük işlemlerine tabi tutulmasına esas alınacak tarih, taşıt aracının gümrük işlemlerinin yürütüldüğü alanlara girişine ilişkin gümrük veya gümrük muhafaza yetkililerince tutulan ilk kayıt tarihidir (Gümrük Yönetmeliği m.73/3). Eşya hakkında bu andan itibaren beyanda bulunulması zorunludur.

Aldatıcı İşlem ve Davranışlarla Eşyayı İthal Etme Suçu (m.3/2): Sahte belgeler kullanarak veya başkaca aldatıcı işlem veya davranışlarla gümrük vergisinin kısmen veya tamamen ödenmemesi gümrük kaçakçılığı suçunun bu şekline vücut verir. Uygulamada aldatıcı işlemlerle eşyayı ithal etme daha çok özel evrakta sahtecilik veya resmi evrakta sahtecilik suçlarının konusunu teşkil eden belgeler kullanılarak yapılmaktadır. Eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin ülkeye sokan kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır (5607 sayılı K. m.3/2).

Transit Rejimine Tabi Eşyayı Gümrük Bölgesine Bırakma Suçu (m.3/3): Transit rejimi, ithalat vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmayan serbest dolaşıma girmemiş veya ihracatla ilgili gümrük işlemleri tamamlanmış eşyanın, gümrük gözetimi altında Türkiye Gümrük Bölgesi içindeki bir noktadan diğerine taşınmasına uygulanır (Gümrük Kanunu md.84/1). Transit rejim çerçevesinde taşınan bir eşya gümrük bölgesine bırakıldığında serbest dolaşıma girmiş olur. Başkaca hiçbir işlem yapılmadan eşyanın gümrük bölgesine bırakılmış olması suçun tamamlanması için yeterlidir. Transit rejimi çerçevesinde taşınan serbest dolaşımda bulunmayan eşyayı, rejim hükümlerine aykırı olarak gümrük bölgesinde bırakan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (5607 sayılı K. m.3/3).

Belli Bir Amaç İçin Getirilen Eşyayı Yurtdışına Çıkarmış Gibi İşlem Yapma Suçu (m.3/4): Gümrük kaçakçılığı suçunun bu şekli, eşyanın sahte belge ile yurt dışına çıkarmış gibi yapılması fiiliyle işlenmelidir. Fail, özel evrakta sahtecilik veya resmi evrakta sahtecilik suçlarının konusu olabilecek sahte bir beleğe ile eşyayı belli bir amaç için kullanılmak veya işlenmek üzere ülkeye geçici ithalat ve dahilde işleme rejimi çerçevesinde getirmektedir. Belli bir amaç için kullanılmak veya işlenmek üzere ülkeye geçici ithalat ve dahilde işleme rejimi çerçevesinde getirilen eşyayı, hile ile yurt dışına çıkarmış gibi işlem yapan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (5607 sayılı K. m.3/4).

İthalat Kaçakçılığı Konusu Eşyayı Bilerek Yurtiçinde Satma, Satışa Arz Etme, Satın Alma, Taşıma veya Saklama Suçu (m.3/5): Suç eşyasını satın alma veya kabul etme suçu TCK md.165’te genel bir hüküm olarak düzenlenmiştir. İthalat kaçakçılığı suçunun konusu olan eşyanın satılması, satın alınması, taşınması, depolanması vb. gibi fiiller özel bir şekilde yaptırım altına alınmıştır. Bu fiiller kaçakçılık suçu tamamlandıktan sonra, kaçakçılık suçundan bağımsız bir şekilde yurtiçinde işlenen fiillerdir. Gümrük rejimine tabi tutulmayan, sahte belge kullanmak suretiyle ya da transit rejimi çerçevesinde ithal edilen veya geçici ithalat ve dahilde işleme rejimi çerçevesinde getirilen eşyalar ile (Birinci ila dördüncü fıkralarda tanımlanan fiillerin) işlenen kaçakçılık suçlarına iştirak etmeksizin, bunların konusunu oluşturan eşyayı, bu özelliğini bilerek ve ticarî amaçla satın alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (5607 sayılı K. m.3/5).

Eşyayı İthal Amacına Aykırı Kullanma, Satma, Satışa Arz Etme, Kabul Etme veya Devretme Suçu (m.3/6): Kaçakçılık suçunun bu şeklinin unsurlarının oluşabilmesi için, eşyanın belli bir işte kullanılması için ithaline izin verilmiş olması ve kısmen ya da tamamen vergiden muaf olarak ithal edilmiş olması gerekir. İthal edilen eşya belirlenen amaç dışında kullanıldığında suç meydana gelir. Özel kanunları gereğince gümrük vergilerinden kısmen veya tamamen muaf olarak ithal edilen eşyayı, ithal amacı dışında başka bir kullanıma tahsis eden, satan veya devreden ya da bu özelliğini bilerek satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (5607 sayılı K. m.3/6).

İthali Yasak Eşyayı İthal Etme, Satma, Taşıma, Satın Alma veya Saklama Suçu (m.3/7): İthali yasak eşya kavramı, kanun ile ülkeye sokulması yasaklanmış eşyayı ifade eder. Bu nedenle, genel düzenleyici idari işlemlerle ithali yasaklanan eşyaların ithali durumunda ithalat kaçakçılığı suçunun bu şekli oluşmaz. Suçun oluşması için mutlaka kanun ile eşyanın ithali yasaklanmalıdır. Örneğin, Bakanlar Kurulu kararı ile herhangi bir maddenin ithal edilmesi yasaklandığı halde bu maddeyi ithal eden kişi ithali yasak eşyayı ithal etme suçu nedeniyle cezalandırılamaz. İthali kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeye sokan kişi, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren suç oluşturmadığı takdirde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İthali yasak eşyayı, bu özelliğini bilerek satın alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişi, aynı ceza ile cezalandırılır (5607 sayılı K. m.3/7).

İhracat Kaçakçılığı Suçu ve Cezası

İhracı Kanun Gereği Yasak Olan Eşyayı İhraç Etme Suçu (m.3/8): İhracat kaçakçılığı suçunun bu hali, ancak kanun yoluyla ihracı yasaklanmış eşya ile işlenebilir. Ayrıca, ihracı yasak olan eşya başka bir özel düzenlemede daha ağır suç teşkil ediyorsa, bu madde hükümleri değil, daha ağır yaptırım içeren kanun hükümleri uygulanır. Suç, ihracı yasak eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesinden kesin olarak çıkartılması ile oluşur. İhracı kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeden çıkaran kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (5607 sayılı K. m.3/8).

Hayali İhracat Suçu ve Cezası (m.3/9): Usulüne uygun ihracat devletin ticaret politikası önlemlerine uygun hareket edilmesi, ihracat vergilerinin ödenmesi ve çıkışa yönelik işlemlerin yapılması ile mümkündür. İhracat işleminin usule uygun olup olmadığının denetimi için ihracata ilişkin beyanname ve ekleri gümrük idaresine verilmelidir. Usulüne uygun yapılmayan eşya ihracı “hayali ihracat suçu” hükümlerinin uygulanmasını gerektirebilir. Hayali ihracat suçu iki şekilde işlenebilir:

  • Failin ihracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi göstermek şeklindeki seçimlik hareketle işlediği ihracat kaçakçılığı suçu.

  • Failin gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, nitelik veya fiyatını farklı göstererek ilgili kanun hükümlerine göre teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanması şeklindeki seçimlik hareketle işlediği ihracat kaçakçılığı suçu.

İlgili kanun hükümlerine göre teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak amacıyla ihracat gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi gösteren ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik gösteren kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Beyanname ve eki belgelerde gösterilen ile gerçekte ihraç edilen eşya arasında yüzde onu aşmayan bir fark bulunması halinde, sadece 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır (5607 sayılı K. m.3/9).

Kaçakçılık Suçlarına Teşebbüs

Suça teşebbüs, failin icra hareketlerine başlamasına rağmen elinde olmayan nedenlerle hareketleri tamamlayamaması olarak tanımlanabilir. Kaçakçılık suçuna teşebbüs eden fail de sanki suç tamamlanmış gibi cezalandırılır (5607 sayılı K. md. 3/18). Suça teşebbüs ile suçun tamamlanması arasında kaçakçılık suçları açısından yaptırım farkı yoktur.

İthalat kaçakçılığı suçunda fail, gümrük hattı olarak kabul edilen siyasi sınırı geçmesine rağmen henüz gümrük işlemlerinin yapıldığı alana varmadan yakalanırsa suça teşebbüs söz konusu olmaz. Bu aşamaya kadar olan hareketler hazırlık hareketi olarak kabul edildiğinden, gümrük işlemlerinin yapılacağı alana varmadan yakalanan fail gümrük kaçakçılığı suçu nedeniyle cezalandırılamaz.

Alkol, Tütün ve Sigara Kaçakçılığı Suçu

Sigara veya alkol kaçakçılığı suçu, sigara, alkol veya tütünün gümrüğe tabi tutulmaksızın mali yükümlülüklere aykırı bir şekilde yurtdışına çıkarılması veya ülkeye sokulması ile oluşur.

Alkol veya sigara kaçakçılığı suçu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nunda düzenlenmiştir. Kaçakçılık suçunun konusu olan eşyanın tütün, tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler olması halinde 5607 sayılı kanunun 3/10 maddesi gereği yargılama yapılır.

Akaryakıt ve Petrol Kaçakçılığı Suçu

Akaryakıt ve petrol kaçakçılığı suçu, belirli bir seviyenin altında ulusal marker içeren veya hiç içermeyen akaryakıtın (benzin, motorin, biodizel vb.) gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın yurda sokulması veya yurtiçinde ticari amaçla kaçak akaryakıt üretilmesi, satılması, nakledilmesi, bulundurulması, depolanması veya satın alınması vb. gibi fiillerin işlenmesi ile oluşur (5607 sayılı K. md. 3/11).

Akaryakıt olarak kullanılmaya müsait olan solvent, madeni yağ, baz yağ vs. petrol ürünlerinin de akaryakıt olarak kullanılacağı tespit edildiğinde, bu petrol ürünleriyle işlenen fiiller de “akaryakıt kaçakçılığı suçu” çerçevesinde değerlendirilir.

Örgütlü Kaçakçılık Suçu, Cezayı Arttıran veya İndiren Haller

Örgütlü suç, sıkı bir ilişki içinde bir araya gelen 3 veya daha fazla kişi tarafından suçun işlenmesidir. Uygulamada “teşekkül halinde kaçakçılık suçu” deyimi de kullanılmaktadır.

Kaçakçılık suçunun örgütlü bir şekilde, yani bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde faile verilecek ceza 2 katına kadar arttırılır (5607 sayılı K. md.4/1).

Kaçakçılık suçunun örgütlü bir şekilde olmamasına rağmen 3 veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde suçun cezası 1/2 oranında arttırılır (5607 sayılı K. md.4/2).

Kaçakçılık suçunda suç konusu eşyanın değerinin fahiş olması, yani yüksek olması halinde faile verilecek cezalar yarısından bir katına kadar arttırılır. Eşyanın değerinin hafif olması hâlinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması hâlinde ise üçte birine kadar indirilir (5607 sayılı K. md.3/22).

Kaçakçılık Suçlarında Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin işlediği fiil nedeniyle pişman olması ve suçun sebep olduğu zararı gidermesi halinde fail hakkında ceza indirimi yapılmasını sağlayan bir maddi ceza hukuku kurumudur.

Kaçakçılık suçu işleyen kişi kişi; resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, fiili, diğer failleri ve kaçak eşyanın saklandığı yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin, faillerin yakalanmasını veya kaçak eşyanın ele geçirilmesini sağlaması halinde cezalandırılmaz. Haber alındıktan sonra fiilin bütünüyle ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden kişiye verilecek ceza üçte iki oranında indirilir.

5607 sayılı Kanunun 3. maddesinde tanımlanan (Yedinci fıkrası hariç) kaçakçılık suçlarından birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine;

a) Soruşturma evresi sona erinceye kadar ödediği takdirde, hakkında bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında,

b) Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödediği takdirde, hakkında bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza üçte bir oranında, indirilir. Bu husus, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheliye ihtar edilir. Soruşturma evresinde ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır.

Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde uygulanmaz.

Yargıtay’a göre, ödemeye bağlı indirim nedeni olarak öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:

  1. 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun, 7. fıkrası hariç olmak üzere 3. maddesinde tanımlanan suçlardan birinin işlenmiş olması,

  2. Soruşturma aşaması sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar paranın Devlet Hazinesine ödenmesi,

  3. Failin kaçakçılık suçundan mükerrir olmaması,

  4. Kaçakçılık fiilinin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmemiş olması.

Kaçakçılık Suçlarında Müsadere

Müsadere, işlenen bir suç ile ilgili belirli bazı eşya veya kazançların mülkiyetinin devlete aktarılması olarak tanımlanabilir. Petrol kaçakçılığı suçunda kullanılan, otomobil, kamyon, tanker, tır dorsesi vs. araçlar da müsadereye konu olabilir.

Ancak, akaryakıt kaçakçılığı suçunda kullanılan aracın müsadere edilebilmesi için suça konu nakil aracının niteliği ve kaçak petrolün hacim ve miktar itibari ile aracın taşıma kapasitesinin ağırlıklı bölümünü oluşturup oluşturmadığı, nakil aracında gizli bölme ya da tertibatın yer alıp almadığı, ayrıca davaya konu eşya ve nakil aracının değerleri göz önüne alınmalıdır. Nakil aracının müsaderesinin işlenen suça göre daha ağır neticelere neden olacağı ve bu sebeple 5237 Sayılı TCK’nın 54/3. maddesi uyarınca hakkaniyete aykırılık söz konusu olacaksa müsadere kararı verilemez.

Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Kaçakçılık suçları nedeniyle hükmedilen hapis cezası belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (hagb), sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Kaçakçılık suçlarında hükmedilen hapis cezası hakkında hagb kararı verilebilir.

Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Kaçakçılık suçları nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.

Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Görevli Mahkeme

Kaçakçılık suçları, şikayete tabi suçlardan değildir. Herhangi bir şekilde suçun işlendiği savcılık tarafından öğrenildiğinde kendiliğinden soruşturma başlatılmalıdır. Uygulamada bu şekilde soruşturma yapılarak açılan davalara “kamu davası ” denilmektedir. Suçun soruşturulması için herhangi bir şikayet süresi olmamasına rağmen temel suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl geçmeden işlenen suç savcılığa bildirilmelidir. Aksi takdirde, dava zamanaşımı süresi dolacağından suç ile ilgili soruşturma yapılamayacaktır.

Kaçakçılık suçları nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Kaçakçılık Suçu Yargıtay Kararları


Gümrük Kaçakçılığı Suçunun Unsurları

4458 sayılı Kanun’un 33 ve Gümrük Yönetmeliği’nin 72. maddelerinde öngörülen şekilde faaliyet gösteren gümrük bölgesi giriş çıkışı ile gümrük işlemlerinin yapıldığı kapılar kullanılmasına rağmen eşyanın gümrük işlemleri yaptırılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinde serbest dolaşıma sokulması hâli suç olarak tanımlanmıştır.

Fıkrada belirtilen “eşya” kavramı, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinin yirmi üçüncü fıkrasına göre her türlü madde, ürün ve değeri ifade etmektedir. Suçun konusu her türlü eşyadır. Ancak, yurda girişi kanun ile yasaklanmış eşya (5607 sayılı Kanun’un 3/7. maddesi), yolcuların beyanlarına aykırı olarak üzerlerinde, eşyası arasında veya taşıma araçlarında çıkan ticari mahiyetteki eşya (5607 sayılı Kanun’un 6/4. maddesi) ve ithal vergilerinden muaf eşya (Gümrük Kanunu’nun 239/1. maddesi) 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmeyecektir.

5607 sayılı Kanun’da “gümrük işlemi” kavramına ilişkin bir tanım yer almamakla birlikte, mülga edilen 4926 sayılı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 2. maddesi gümrük işlemi kavramını,“Gümrük idarelerince, gümrük mevzuatı ve ilgili diğer mevzuat gereğince yapılan işlemleri ifade eder.” şeklinde tanımlamıştır. Bu tanıma göre gümrük işlemi, bir eşyanın gümrük idareleri tarafından gerek gümrük mevzuatı gerekse ilgili mevzuat çerçevesinde onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması için gerekli tüm işlemlerdir. Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine getirilen eşya, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması sonrasında ülkeye sokulabilecektir.

Buna göre bir eşyanın kaçakçılık fiiline konu olabilmesi için gümrük işlemine tabi tutulmadan yurda ithal edilmesi gerekmektedir. Suçun oluşumunda önem arz eden gümrük işlemlerinden, ithal ya da ihraç edilecek eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işleme veya kullanıma tabi tutulması anlaşılmalıdır (Ceza Genel Kurulu 2020/268 E. , 2022/736 K.).

Gümrük Kaçakçılığı Suçu, Etkin Pişmanlık ve Ödeme İhtarı

Suç tarihinde yürürlükte olan 5607 sayılı Kanun’un 5. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünden yararlanılabilmesi için soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar paranın Devlet Hazinesine ödenmesinin gerekmesi, etkin pişmanlıktan yararlanmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatı gereken sanığın, lehine olan bu Kanun maddesinden yararlanmasını sağlamak üzere herhangi bir uyarı görevi verilmeyen Cumhuriyet savcısı tarafından sanığa etkin pişmanlığın ihtar yoluyla bildirilmesi ve ödenmesi gereken miktar belirtilerek ödeme yapıp yapmayacağının sorulması zorunluluğunun bulunmaması, soruşturma aşamasında etkin pişmanlıktan yararlanmak amacıyla talebi ve müracaatı olmayan sanık hakkında, yargılama devam ederken yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 62. maddesiyle değişik 5607 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yapılan lehe değişiklikler uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının kovuşturma evresine de getirilmesi, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısına, kovuşturma aşamasında ise hâkime sanığa bu hususu hatırlatma yükümlülüğünün getirilmesi hususları birlikte değerlendirildiğine;

Soruşturma evresinde etkin pişmanlık hükümlerini hatırlatma zorunluluğu olmayan kolluk görevlilerince gümrüklenmiş değerin iki katı olan 67.049,96 TL yerine daha az miktardaki CİF değerin iki katı olan 15.000 TL’nin ihtar edilmesine rağmen ödeme iradesinde bulunmayan sanığa, Kanun’da yapılan lehe değişiklikler nedeniyle kovuşturma evresinde de etkin pişmanlık kapsamında eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı olan 67.049,96 TL’yi ödemesi hâlinde 5607 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yer alan lehe sonuçlardan faydalanabileceğinin ihtaratlı davetiye ile usulüne uygun tebliğ edildiği, ancak sanığın ödeme iradesi göstermemesi karşısında, sanığa etkin pişmanlık kapsamında ihtar edilen miktarı ödemesi hâlinde yargılama neticesinde mahkûmiyetine karar verilmesi durumunda verilecek cezada 1/2 oranında indirim yapılacağı hususunun açıkca belirtilmemesinin somut olay kapsamında sanığın ödememe iradesini değiştirmeyeceğinin, bu hâliyle etkin pişmanlık hükümlerinin sanığa usulüne uygun ihtar edildiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır (Ceza Genel Kurulu 2022/552 E. , 2023/350 K.).

Etkin Pişmanlık Hükümlerinden Yararlanmak İsteyen Sanığa Zarar Bildirilmelidir

Sanık hakkında kaçak sigara ve ilaçları satışa arzettiğinden bahisle kaçakçılık suçundan kamu davası açıldığı,

Sanığın soruşturma aşamasında; suçlamaları kabul etmemekle birlikte, 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini ve suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katını ödemeyi kabul ettiğini, duruşmada da bu isteğini yineleyerek ödeyeceği miktarı bilmediğini ve kendisine bu konuda bildirimde bulunulmasını beklediğini beyan ettiği,

Yerel mahkemece; sanığın, suç nedeniyle kamunun uğradığı zararı karşılamadığından bahisle, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği,

anlaşılmaktadır.

Somut olayda sanığın, suça konu olan eşyaların teknik bir konu olan ve yıllara göre değişkenlik arzeden gümrüklenmiş değerlerini basit bir araştırmayla öğrenmesinin olanaklı olmadığı gözetilerek, mahkemece, bilirkişi tarafından belirlenen değerin sanığa bildirilmesi ve sonucuna göre hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına karar verilmesi gerekmektedir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar : 2011/140).

Soruşturma Aşamasında Ödeme İhtarı Yapılmayan Sanığa Kovuşturmada İhtar Yapılması

5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında da etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve 5607 sayılı Yasanın 5/2-son cümlesi kapsamında “Soruşturma evresinde ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır” düzenlemesinin getirildiği cihetle, soruşturma aşamasında kendisine etkin pişmanlık hususunda ihtarat yapılmayan sanık hakkında, mahkemece suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödediği takdirde cezada yapılacak indirimin “1/2” olacağının bildirilmesi gerekirken, 1/3 oranında indirim yapılacağı belirtilmesi suretiyle sanığın yanıltıldığı gözetilerek, sanık hakkında ödeme yapmadığından bahisle etkin pişmanlık hükmünün uygulanmaması, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/7489 E. , 2022/16156 K.)

7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği, sanığa soruşturma aşamasında etkin pişmanlık konusunda ihtarat yapılmadığı, bu cihetle kovuşturma aşamasında sanığa yapılan ödeme ihtaratında indirim oranının 1/2 olarak bildirilmesi gerekirken yazılı şekilde 1/3 olarak bildirilerek sanığın yanıltılması ve hakkında ödemediğinden bahisle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/8857 E. , 2022/16286 K.).

Kaçakçılık Suçunda Kamu Zararı ve Etkin Pişmanlık

5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71. maddesinde kamu zararı; “mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması” şeklinde tanımlanmıştır.

Kaçakçılık suçlarında suça konu eşya gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın ya da aldatıcı işlem ve davranışlarla ithal veya ihraç edildiğinden gümrük idaresi veya başka idarelerce eşyanın ithali veya ihracına bağlı olarak uygulanan gümrük vergileri tahsil edilemediği veya eksik tahsil edildiğinden kamunun zarara uğradığı açıktır. Bu nedenle kaçakçılığa konu olan eşya, yasal olarak ithal ya da ihraç edilseydi alınması gerekip de alınamayan gümrük vergileri, kaçakçılık suçlarında kamunun uğradığı zarar olduğu kabul edilmelidir. (Seyfettin Çilesiz, İçtihatlı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Açıklaması, 3. Bası, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014, s. 26; İhsan Baştürk, Hükmün Açıklanmasının Ertelenmesi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2012, s. 475) Nitekim kaçakçılık suçlarına bakan Yargıtay 7. Ceza Dairesinin yerleşik içtihatları da bu doğrultudadır.

Öte yandan kaçakçılık suçunun işlenmesiyle kamunun mahrum kaldığı gümrük vergi tutarının belirlenmesi teknik bir konu olup, yıllara göre değişkenlik arz eden ve eşyaların niteliğine göre farklı tarife ve cetvellere tâbi bulunan bu tutarın herkes tarafından kolayca belirlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle tarafsız uzman bir bilirkişiye suça konu eşyaların CİF değeri sorulmalı, daha sonra belirlenen bu değer üzerinden gümrük idaresince alınması gerekip de alınamayan gümrük vergileri hesaplattırılmalı ve ödeme iradesini ortaya koyarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden sanığa bu miktar bildirilip zararı karşılayıp karşılamayacağı açıkça sorulduktan sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına karar verilmelidir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Sanık ve müdafiinin gerek talimat mahkemesi huzurunda gerekse bizzat duruşmaya katılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri, suça konu sigaraların değerinin kaçak eşyaya mahsus tespit varakası ve bilirkişi raporunda farklı olarak gösterildiği, bilirkişi tarafından belirlenen değer üzerinden gümrük idaresine gümrük vergilerinin hesaplattırılmadığı somut olayda;

Sanık ve müdafiinin suça konu gümrük kaçağı sigaraların, teknik bir konu olan ve yıllara göre değişkenlik gösteren gümrük vergilerinin ne olduğunu basit bir araştırmayla öğrenmeleri mümkün bulunmadığı gibi, kendilerine okunan belgelerdeki değerler arasında farklılık bulunmasının tereddüte neden olduğu nazara alınarak uzman bilirkişi tarafından belirlenen değer üzerinden gümrük idaresine alınması gerekip de alınamayan gümrük vergi tutarı hesaplattırılmalı ve ödeme iradesini ortaya koyarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden sanığa bu miktar bildirilip zararı karşılayıp karşılamayacağı açıkça sorulduktan sonra sonucuna göre hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına karar verilmelidir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.06.2011 gün ve 135-140 sayılı kararında da benzer sonuçlara ulaşılmıştır (Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar No: 2015/3).

Bilirkişi Raporunun Sanığa Okunmaması

Sanığın gıyabında yapılan keşif ve düzenlenen bilirkişi raporunun CMK 209. maddesi uyarınca sanığa okunmaması ve sanığın 12.06.2012 tarihli duruşmada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istediği nazara alındığında sanığa isnat edilen suçtan dolayı oluşan kamu zararı, eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplam tutarı olup, buna göre sanığa kaçak eşyaya mahsus tespit varakasında hesaplanan değeri ödemesi konusunda bildirimde bulunulması ve sonucuna göre gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanununun 231/9 fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, zararı gidermediğinden bahisle yeterli olmayan gerekçe ile sabıkasız olan ve suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaat nedeniyle verilen hapis cezası ertelenen sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar : 2014/16933).

Kaçak Eşyanın Yerini Söyleyerek Etkin Pişmanlıktan Yararlanmak Hangi Halde Mümkün?

Sanığın kullandığı araçta 181 karton kaçak sigara ele geçirilen olayda; sanığın Mahkemede alınan ifadesinde kaçak sigaraları nereden ve kimden aldığını beyan etmesi üzerine, sanığın belirttiği yerde arama yapılarak 255 karton kaçak sigaranın ve suça konu sigaraları sanığa satan şahsın ele geçirilerek yargılanmasını sağladığından bahisle sanık hakkında, 5607 sayılı Yasanın 5/1-son cümlesi uyarınca etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından sonra fiilin bütünüyle ortaya çıkmasına hizmet ve yardım edildiği gerekçesiyle sanığa verilen cezada indirim uygulanmış ise de; bahsi geçen Yasa maddesinin ancak iştirak halinde işlenen kaçakçılık suçlarına tatbik edilebileceği, somut olayda ise iştirak halinde kaçakçılıktan bahsedilemeyeceği, davaya konu olayın münferiden işlenmiş kaçakçılık suçunu oluşturduğu cihetle; 5607 sayılı Yasa’nın 5. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle sanık hakkında hükmolunan cezada indirim yapılmak suretiyle az ceza tayini bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar : 2018/4913).

Gümrük Kaçakçılığı Suçu ve Eşyanın Kişisel Kullanımı

Sanığın yolcu olarak bulunduğu Diyarbakır’dan Elazığ’a gitmekte olan otobüste yapılan aramada, sanığa ait 18 karton kaçak sigara yakalandığı, sanığın soruşturma ve yargılama aşamasındaki alınan beyanlarında, yakalanan davaya konu sigaraları içmek için satın aldığını savunması karşısında, ele geçen sigaraların miktarı ve ticari amaçla bulundurduğuna dair bir delil elde edilmediği nazara alınarak beraat kararı yerine yazılı şekilde mahkumiyet yönünde hüküm tesisi kanuna aykırıdır (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar: 2015/179).

Kaçakçılık Suçu ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine engel hali bulunmayan ve savunmalarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasını talep eden sanıklara Gümrük İdaresi’nce çaylar ile sigaralar için ayrı ayrı tespit edilecek olan davaya konu eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükümlülükler toplamının kamu zararı olduğu bildirilerek her bir suç teşkil eden eylem için belirlenen vergiler toplamının ödenmesi için süre verilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde CMK’nın 231/9 maddesi de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, sanıklarda ele geçen tüm eşyanın vergiler toplamının kamu zararı olduğu ayrı ayrı bildirilerek bu zararı ödemediklerinden bahisle başka bir gerekçede gösterilmeksizin yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar: 2016/8467).

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşulları arasında sayılan ve 5271 sayılı CMK’nın 231/6-(b) bendinde düzenlenen sübjektif şarta ilişkin olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı gibi, dosya arasında kaçak eşyaya mahsus tespit varakasının bulunmadığı anlaşılmakla, dava konusu eşyanın konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenecek CİF değeri esas alınarak gümrük idaresine hazırlatılacak kaçak eşyaya mahsus tespit varakasında gümrüklenmiş değere dahil olan “eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler” toplam tutarı olan miktarın kamu zararı olduğunun sanıklara bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/9. fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı gerekçelerle hüküm tesisi hukuka aykırıdır (Yargıtay 7.Ceza Dairesi - Karar: 2016/3393).

Kaçakçılık Suçlarında Kamu Zararı ve HAGB

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71. maddesinde kamu zararı; “mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması” şeklinde tanımlanmıştır. Kaçakçılık suçlarında suça konu eşya gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın ya da aldatıcı işlem ve davranışlarla ithal veya ihraç edildiğinden gümrük idaresi veya başka idarelerce eşyanın ithali veya ihracına bağlı olarak uygulanan gümrük vergileri tahsil edilemediği veya eksik tahsil edildiğinden kamunun zarara uğradığı açıktır. Bu nedenle kaçakçılığa konu olan eşya, yasal olarak ithal ya da ihraç edilseydi alınması gerekip de alınamayan gümrük vergileri, kaçakçılık suçlarında kamunun uğradığı zarar olduğu kabul edilmelidir. Nitekim kaçakçılık suçlarına bakan Yargıtay 7. Ceza Dairesinin yerleşik içtihatları da bu doğrultudadır.

Öte yandan kaçakçılık suçunun işlenmesiyle kamunun mahrum kaldığı gümrük vergi tutarının belirlenmesi teknik bir konu olup, yıllara göre değişkenlik arz eden ve eşyaların niteliğine göre farklı tarife ve cetvellere tabi bulunan bu tutarın herkes tarafından kolayca belirlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle tarafsız uzman bir bilirkişiye suça konu eşyaların CİF değeri sorulmalı, daha sonra belirlenen bu değer üzerinden gümrük idaresince alınması gerekip de alınamayan gümrük vergileri hesaplattırılmalı ve ödeme iradesini ortaya koyarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden sanığa bu miktar bildirilip zararı karşılayıp karşılamayacağı açıkça sorulduktan sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına karar verilmelidir (Yargıtay CGK - Karar: 2015/3).

Gümrük Kaçakçılığı Suçu ve Menşei Araştırması

Dava konusu eşyanın, konusunda uzman bilirkişiye incelettirilerek yabancı menşeili olup olmadığı konusunda rapor düzenlettirilmesinin ardından yabancı menşeili olduklarının tespit edilmesi halinde fatura ibraz edilen eşya yönünden faturanın düzenleyicisi olan firma yetkililerinin beyanlarının alınması, faturaların firma defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespiti ile ithale kadar inilmek suretiyle zincirleme menşei araştırmasının tamamlanması, ilgili gümrük idaresinden gümrük giriş beyannameleri tüm ekleriyle birlikte getirtilip, davaya konu tüm belgeler konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek cins, miktar, menşei ve sair özellikleri itibariyle ayniyet tespiti yaptırılması, eşyaların kaçağa kaldığının tespit edilmesi halinde ise aralarında fikir ve eylem birliği bulunmayan sanıkların üzerlerine atılı eylemin 5607 Sayılı Yasa’nın 3/5 maddesi kapsamında kalacağı da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesisi hukuka aykırıdır (Yargıtay 7. CD - Karar: 2016/9077).

Kaçak Eşyayı Satma, Satın Alma veya Taşıma Suçu

Eşyanın yabancı menşeli ve kaçak olup olmadığının tespiti bakımından, dosya üç kişiden oluşacak hukuk, muhasebe ve kaçakçılık konularında uzman bilirkişiler kuruluna tevdi edilerek, ayniyet tespiti yaptırılıp, sunulan fatura ve belgelerin davaya konu eşyayı temsil edip etmediği ortaya konularak, ithale kadar inilmek suretiyle zincirleme menşe araştırmasının tamamlanması; dosya içerisinde bulunan 15.11.2012 havale tarihli bilirkişi raporunda değinildiği üzere, İmparator, Jasmin ve Gepard marka makaronlar ile davaya konu diğer eşyanın yurt içinde yasal üretimlerinin bulunup bulunmadığı, ithaline izin verilen eşya kapsamında olup olmadıkları hususu araştırıldıktan sonra, sübutu halinde sanığın üzerine atılı eylemin 5607 Sayılı Kanun’un 3/5. maddesinde düzenlenen suça temas edeceği de gözetilerek, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, yetersiz bilirkişi raporlarına itibar edilerek, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 7.Ceza Dairesi - Karar: 2016/8759).

Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Hükümlerinin Uygulama Şartları

Kaçağa konu eşyanın, gümrük kapısından veya sınırdan yurda sokulmak istenirken ya da hemen sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, eylemin 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasası kapsamında kalacağı cihetle; 08.06.2012 tarihli olay, yakalama ve muhafaza altına alma tutanağına göre, … yolu … girişinde yapılan uygulama kapsamında durdurulan sanığın aracında 636 paket sigara ile 900 gramlık 4 paket layalina marka çay ele geçirildiği, sanığın aşamalarda alınan savunmasında da suça konu eşyayı satmak amacıyla … ülkesinden getirdiğini beyan ettiği anlaşılmakla; sanığın olay gününe dair giriş çıkış kayıtlarının bulunup bulunmadığının ilgili gümrük müdürlüğünden sorulup, kayıtların bulunması halinde sanığa atılı eylemin kül halinde 5607 Sayılı Kanun’un 3/1. maddesi kapsamında kalacağı ve sanığın anılan hükümlere göre cezalandırılması gerekeceği gözetilmeden yasal olmayan gerekçe ile eylem bölünerek 5607 Sayılı yasaya muhalefet suçundan beraatına 4733 Sayılı Yasaya muhalefet suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar: 2016/3355).

Kaçak Cep Telefonu Satma, Satışa Arz Etme veya Bulundurma Suçu

Sanığın suça konu cep telefonlarını gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın yurda kaçak yollardan sokan kişi olduğuna dair dosya kapsamında delil bulunmadığı, sanığın eyleminin yurda kaçak yollardan getirilmiş cep telefonlarını sahte belgelerle Bilgi Teknolojileri Kurumuna kaydettirip yasal hale getirerek dolaşıma sokmaya çalışmak olduğu gözetildiğinde, fiilin 5607 Sayılı Kanun’un 3/1. maddesi yerine daha lehe olan 3/5. maddesindeki suçu oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilmeden karar verilmesi kanuna aykırıdır. Ayrıca suça konu cep telefonlarına el konulmuş ise müsaderesine, el konulamamış ise 5607 Sayılı Kanun’un 13/1. maddesi delaletiyle TCK’nın 55/2. maddesi uyarınca karşılığını oluşturan değerin müsaderesine karar verilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar: 2016/341)

Ticari Amaçla Gümrük Kaçağı Sigara Bulundurma ve Hukuka Aykırı Delil

Sanık hakkında, elindeki valizde 500 paket gümrük kaçağı sigarayı ticari amaçla bulundurmaktan kamu davası açılmış olup, sanık aşamalardaki savunmasında, sigaraları içmek amaçlı aldığını beyan etmiştir. Sanık ve kaçak eşya konusunda mahkemece verilmiş usulüne uygun bir arama kararı olmadığı gibi gecikmesinde sakınca olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet Savcısı tarafından da verilmiş bir yazılı arama izni ya da Cumhuriyet Savcısına ulaşılamaması nedeniyle kolluk amirince verilmiş yazılı arama emri de bulunmaması karşısında hukuka aykırı arama sonucu ele geçen eşyanın yasak delil niteliğinde olduğu, bu eşyanın kaçak olmasının durumu değiştirmeyeceği, sanığın sigaraları ticari amaçla aldığına dair herhangi bir ikrarı da bulunmadığı nazara alındığında Anayasanın 38/2, 5271 sayılı CMUK.nun 206/2-a,, 217/2,, 230/1 madde ve fıkralarına göre hukuka aykırı surette elde edilen delillere dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağından mahkemenin farklı gerekçeyle verdiği beraat kararının netice itibariyle usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar: 2015/22149).

Sanık ve kaçak eşya konusunda mahkemece verilmiş usulüne uygun bir arama kararı olmadığı gibi gecikmesinde sakınca olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet Savcısı tarafından da verilmiş bir yazılı arama izni ya da Cumhuriyet Savcısına ulaşılamaması nedeniyle kolluk amirince verilmiş yazılı arama emri de bulunmaması karşısında hukuka aykırı arama sonucu ele geçen eşyanın yasak delil niteliğinde olduğu, ancak sanığın dava konusu sigaraları ticari amaçla aldığına ve işyerinde depoladığına dair ikrarının bulunduğu cihetle, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar: 2015/15832).

Gümrük Kaçakçılığı Suçunda Etkin Pişmanlık

Bir eşyanın gümrük işlemlerine tabi tutulmadan ülkeye sokulması olarak tarif edilebilecek olan kaçakçılık suçunda, gümrüklenmiş değerin ödenmesi şartına bağlı ve indirim nedeni olarak öngörülen etkin pişmanlık, 5607 Sayılı Kanunun 5. maddesinin 2. fıkras 2. fıkrasında: “Yedinci fıkrası hariç, 3. maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödediği takdirde, hakkında bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde uygulanmaz” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre, maddenin 2. fıkrası uyarınca ödemeye bağlı indirim nedeni olarak öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için;

1- ) 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun, 7. fıkrası hariç olmak üzere 3. maddesinde tanımlanan suçlardan birinin işlenmiş olması,

2- ) Soruşturma aşaması sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar paranın Devlet Hazinesine ödenmesi,

3- ) Failin kaçakçılık suçundan mükerrir olmaması,

4- ) Kaçakçılık fiilinin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmemiş olması, Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlığa konu olayda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi açısından, diğer şartlar yönünden bir tereddüt bulunmaması nedeniyle, 2. bentte yer alan şartın gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır. Kaçakçılık suçunun faili hakkında 5607 Sayılı Kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için, soruşturma aşaması sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödemesi gerekmektedir. Bu bağlamda ödeme iradesi gösteren şüphelinin etkin pişmanlıktan yararlanmak üzere bizzat Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatı gerekmekte olup, lehine olan bu kanun maddesinden yararlanmasını sağlamak üzere Cumhuriyet Savcısına bir uyarı görevi verilmemiştir. Diğer bir deyişle, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheliye etkin pişmanlığın ihtar yoluyla bildirilmesi ve ödenmesi gereken miktar belirtilerek ödeme yapıp yapmayacağı hususunun sorulması zorunluluğu bulunmamaktadır (Yargıtay CGK - Karar: 2015/64).

Yolcunun Gümrük Beyanı Vermeden Ülkeye Kaçak Eşya Sokması

Sanığın dava konusu eşyayı gümrük işlemlerine tabi tutmadan yurda getirdiği gerekçesiyle kamu davası açılmış olup, tüm dosya içeriğine göre sanığın belirlenen gümrük kapısından yolcu olarak yurda giriş yaptığı, ele geçen ve yolcu beraberi statüsünde getirilen eşyanın ticari mahiyette bulunmadığı, ithalinin yasak olmadığı, suç ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasasının 6. maddesi gereğince gümrük idarelerince gümrük vergilerinin alınmasını gerektirir yaptırıma tabi bulunduğu gözetilerek, sanığın beraatına ve suç konusu eşya yönüyle, 5607 sayılı yasanın 6/1-2 madde-fıkrasının uygulanması gerektiği ancak bu madde, hükümden sonra 11.04.2013 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ise de; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 235/3. maddesi gereği işlem yapılmak üzere eşyaların gümrük idaresine teslimine karar verilmesi gerektiğinden yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 7. Ceza Dairesi -Karar: 2014/21906).

İthalat Kaçakçılığı Suçunda Araştırma

Benzer ithalatlar yapılan gümrük müdürlüklerinden sorularak aynı ülkelerden bu tür ithalatı yapan kuruluşlar belirlenip, yeterli derecede ve konuya ışık tutacak nitelikte fiyat listeleri ve bu konuda yapılan ithallerle ilgili orjinal fatura örnekleri ile sair ithal belgelerine ait örnekler istenilerek ayrıca bu kuruluşlardan seçilecek uzman bilirkişilere yeniden inceleme yaptırılmak suretiyle suç konusu eşyanın emsal ithalatlara kıyasla gerçek değerinin tespit ettirilmesi ve ithal eşyasının gümrük kıymetinin eşyanın satış bedeli olan yani ithal karşılığı gerçekte ödenen veya ödenecek fiyat olduğu hususu da gözetilerek, ithalatı gerçekleştiren sanıkların suç konusu eşya ile ilgili olarak, satıcı firmadan mal bedeli olarak yaptıkları ödeme tutarı ve belgeler de araştırılıp fazladan transfer edilen 428.799 Dolar ve 20.100 Euro’nun karşılığının ve transfer sebebinin tespit edilmesi ile sanıkların, yetkilisi oldukları firmanın ithalat gerçekleştirilen firmalardan 429.000 Dolar alacaklı olduklarını savunarak sunmuş oldukları belgeler karşısında, ithalatta mal almadan bu miktarda para transferinin mutat sayılıp sayılmayacağının tartışılarak sonucuna göre delillerin takdiri ile sanıkların hukuki durumlarının tayini gerekirken, soruşturmadaki eksiklikler olarak belirtilen hususlarda somut inceleme yapılmadan kanaate dayanılarak dava açıldığından bahisle, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırıdır (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar: 2014/9941).

Sanık hakkında, suç tarihinde serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile yurt dışından ithal ettiği hurma ithal işlemlerinde daha az gümrük vergisi ve katma değer vergisi ödemek için, yurtdışı araştırmasına göre gerçekte 26.730 dolar olan fatura kıymetini 10.900 dolar olarak gösterip sahte fatura ve giriş beyannamesi kullanmak suretiyle resmi evrakta sahtecilik suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenebilmesi bakımından; sanık hakkında kaçakçılık suçundan açılan İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2008/431 esas sayılı dava dosyası getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya intikalinin sağlanması ayrıca ithalat işlemine konu olan malların rayiç bedelleri konusunda gümrük mevzuatına hakim uzman bilirkişilerden rapor alındıktan ve toplanan tüm deliller bir bütün halinde değerlendirildikten sonra sonucuna göre hukuki durumun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi - Karar: 2014/3805).

Hayali İhracat Suçu

Kamu oyunda “hayali ihracat” olarak da bilinen sanıkların üzerlerine atılı ihracat kaçakçılığı suçu, suç tarihinde yürürlükte bulunan 1918 sayılı Kanunun 45, 27/1-3, bu kanunu yürürlükten kaldıran 4926 sayılı Kanunun 3/ı-2, 4/ı-2, 5/1-2. ve bu Kanunu da yürürlükten kaldıran 5607 sayılı Yasa’nın 3/14, 6455 sayılı Yasa ile değişik 3/9, 4/1. maddelerinde tanımlanarak yaptırıma bağlanmıştır. Söz konusu hükümlere göre, gerek suç tarihinde ve gerekse suç tarihinden sonra da gümrük kapılarında yapılan işlemlerde gerçeğe aykırı beyanname düzenleyerek, ihraç edilmeyen eşyayı ihraç edilmiş gibi göstermek ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik göstermek fiili, ihracat kaçakçılığı suçu olarak kabul edilmiş ve yaptırıma bağlanmıştır. İhracat kaçakçılığı suçunun teşekkül halinde işlenmesi durumunda ise verilecek cezanın arttırılması öngörülmektedir. Teşekkül halinde kaçakçılık suçunun işlendiğinin kabulü için sanıklar hakkında ayrıca teşekkül kurmaktan dava açılıp açılmamasının önemi yoktur. Yine yukarıda belirtilen kanun maddelerine göre ihracat kaçakçılığı suçundan söz edebilmek için teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak gibi yollarla haksız çıkar sağlama amacıyla hareket edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte ihracat kaçakçılığı suçunun oluştuğunun kabul edilmesi bakımından ihracat işleminin gerçeğe aykırı olarak yapıldığının tespiti de önem arz etmektedir. İhracat kaçakçılığı suçunun, gümrük kapılarında ihracat işlemi yapılırken görevli ve yetkililer tarafından evrakların incelenmesi sonucu veya eşyanın fiziki muayenesi sonucu ya da olayda olduğu gibi yapılmış olan önceki ihracat işlemlerinin geriye doğru incelenmesi ve araştırılması suretiyle de tespit edilebilmesi mümkündür. Bakanlar Kurulunca çıkarılan ve 11.08.1989 günlü resmi gazetede yayımlanan 89/14391 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı kararın 08.02.2008 tarihli resmi gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulunun 2008/13186 sayılı kararı dikkate alındığında, 08.02.2008 tarihinden önce yapılmış ihracat işlemlerinde, ihracat kaçakçılığı suçunun işlenip işlenmediğinin tespiti için yapılacak soruşturma ve kovuşturmalarda:

  • Gümrük çıkış beyannameleri ve eki belgelerin gerçeğe uygun olup olmadığını denetlemek bakımından emsal ihracat ve iç piyasa bedellerinin araştırılması,

  • İhracat yapılan ülke gümrüğünden, ihracatın gerçekleşip gerçekleşmediğinin, beyan edilen değerlerin ve ithalat yapan (Türkiye’den eşya ihraç edilen) firmaların bulunup bulunmadığının sorulması, gerektiğinde aynı ülkenin vergi dairesinden de ihraç konusu eşya için beyan edilen değerlerin araştırılması,

  • Gerektiğinde ihracat yapılan (ithal eden) ülkede, ithalat yapan firma ya da kişilerin gerçekte var olup olmadıklarının fiziki olarak araştırılması, yapılarak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması gerekir (Yargıtay 7. Ceza dairesi - Karar: 2013/24265).

İthali Yasak Eşya ve İthalat Kaçakçılığı Suçu

13.05.2004 tarihinde yapılan keşifte dinlenen bilirkişiler raporlarında, dava konusu maddenin ithalini yasak olmadığı açıklanmış olup, İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü Hukuk İşleri ve Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürlüğünün 07.07.2004 günlü yazısı ve eki belgelerden de, suç konusu eşyanın ithalinin kanunla yasaklanmayıp, genel düzenleyici idari işlem niteliğinde bulunan çevrenin korunması yönünden kontrol altında tutulan madde ve atıklara ilişkin 200273 sayılı Dış Ticaret Standardizasyon tebliği ile yasaklandığı gözetilmeden anılan yazı ve belgelere yanlış anlam verilerek, davaya konu maddenin 4926 sayılı yasanın 3/b maddesi kapsamında ithali yasak eşya kapsamında bulunduğunun kabulüyle yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır (Yargıtay 7. Ceza Dairesi – 2017/5087 Karar).

Gümrük Beyannamesi ve Evrakta Sahtecilik

Gümrük Müdürlüğü’nün, suça konu gümrük beyannamesine dair 20.08.2007 gün ve 18793 Sayılı cevabi yazısına göre; sahte olarak düzenlenen gümrük beyannamesinin, duruşmaya getirtilerek mahkeme heyeti tarafından incelenip, özellikleri denetime olanak verecek şekilde zapta geçirilmeden ve Gümrük Müdürlüğü’nün 18793 Sayılı cevabi müzekkeresindeki belirtilen hususlar ile imzasız olduğu da gözetilerek, belgenin hukuki sonuç doğuracak nitelikte bulunup bulunmadığı ayrıca iğfal kabiliyetinin ne şekilde oluştuğu tartışılmadan ve belge aslı denetime olanak sağlayacak şekilde dosya içinde bulundurulmadan ekspertiz raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırıdır (Yargıtay 7.Ceza Dairesi - Karar: 2016/9075).

Gümrük Sahasına Girmeden Altın Kaçakçılığı Suçu Oluşmaz

Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre, sanığın Münih’ten Atatürk Havalimanı’na gelerek Türkiye’ye giriş yapmak üzere pasaport işlemlerini yaptığı esnada başka bir olay nedeniyle hakkında yakalama emri bulunduğundan pasaport kontuar görevlisi tarafından polislere bilgi verilmesi, bir polisin gelerek sanığı pasaport noktasından alıp havalimanının karakoluna götürmesi ve sanığın burada yapılan üst aramasında havalimanında bulunan bir eczanede yapılan hassas tartımda toplam 4153 grama tekabül eden altın ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda;

Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmasında Avusturya’dan getirdiği altınları pasaport kontrolünden sonra Gümrüğe beyan edip öyle dışarı çıkacağını, ancak pasaport kontrolünde polisler tarafından tutulunca böyle bir imkan bulamadığını, arama kaydı nedeniyle polisler tarafından derhal gözaltına alınınca gümrüklü sahaya giremediğini, kaçakçılık yapma kastının olmadığını beyan ettiği, dosya kapsamında bulunan kamera kayıtları incelendiğinde sanığın savunmasını destekler biçimde sanığın bir polis tarafından pasaport kontrol noktasından alınıp götürüldüğünün tespit edilmesi karşısında sanığın henüz gümrüklü sahaya giremeden karakola götürülmesi nedeniyle yanındaki eşyalar için beyanda bulunma fırsatı bulamadığından gümrüklü sahayı geçip beyanda bulunmadan Türkiye’ye girmeye çalıştığının söylenemeyeceği, bu itibarla suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeksizin beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 7CD Karar : 2020/14690).

Gümrük Sahası Dışında Yapılan Arama İşlemi Hukuka Aykırıdır

5607 sayılı Kanunun 9/1. maddesi gereğince kaçakçılık suçları ile ilgili yapılacak aramanın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı, 5607 sayılı Kanunun 9/2. maddesine göre de gümrük görevlilerinin arama yapma yetkisinin gümrük salonları ve gümrük kapıları ile sınırlı olduğu anlaşılmakla, gümrük sahası dışında bulunan sanığın teslim aldığı kolilerde gümrük görevlileri tarafından yapılmış olan arama hukuka aykırı olup ele geçen delillerin yasak delil niteliğinde olduğu, eşyanın kaçak olmasının durumu değiştirmeyeceği, sanığın ticari amaçla bulundurduğuna dair herhangi bir ikrarının da bulunmadığı nazara alındığında, beraate yönelik hükmün netice itibari ile doğru olduğu anlaşılmıştır (Yargıaty 7. Ceza Dairesi 2020/3453 E. , 2020/19236 K.)

5607 sayılı Kanunun 9/1. maddesi gereğince kaçakçılık suçları ile ilgili yapılacak aramanın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı, 5607 sayılı Kanunun 9/2. maddesine göre de gümrük görevlilerinin arama yapma yetkisinin gümrük salonları ve gümrük kapıları ile sınırlı olduğu anlaşılmakla, gümrük sahası dışında bulunan sanığın aracında gümrük görevlileri tarafından yapılmış olan arama hukuka aykırı olup ele geçen delillerin yasak delil niteliğinde olduğu, eşyanın kaçak olmasının durumu değiştirmeyeceği, sanığın ticari amaçla bulundurduğuna dair herhangi bir ikrarının da bulunmadığı nazara alındığında, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, Anayasanın 38/2, 5271 sayılı CMK’nun 206/2-a, 217/2, 230/1. madde ve fıkralarına göre hukuka aykırı surette elde edilen delillere dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2017/13469 E. , 2020/11547 K.).

Muafiyet Kapsamında Yurtdışından Getirdiği Eşyayı İnternet Üzerinden Satmak Suretiyle Kaçakçılık Suçu

Dosya kapsamına göre sanığın çoğunluğu dijital kamera olmak üzere 485 adet muhtelif elektronik eşyayı yurt dışındaki “e-bay” isimli sanal mağazadan sipariş ederek ithal ettiği, biri dışında her bir eşya bedelinin 150 Euro’luk posta gümrük muafiyet sınırını geçmediğinden gümrük vergilerinden muaf olduğu ve gümrük vergisini ödemediği anlaşılmakla;

Sanığın muafiyet kapsamında getirdiği eşyayı yurt içinde “www.gittigidiyor.com” isimli internet sitesi üzerinden satışa sunduğundan bahisle hakkında 5607 sayılı Kaununun 3/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında; 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 45. maddesinin değişiklik öncesi hali “Bir kişiye posta ya da hızlı kargo taşımacılığı yoluyla gelen, gümrük kıymeti gönderim başına toplam 150 Avro’yu geçmeyen ticari miktar ve mahiyette olmayan eşyaya muafiyet tanınır.” şeklinde düzenlenmiş olup 20.08.2011 tarihinde anılan maddenin birinci fıkrasının “ Türkiye gümrük bölgesindeki bir gerçek kişiye posta ya da hızlı kargo taşımacığı yoluyla gelen, bedeli gönderim başına toplam 75 Avro’yu geçmeyen eşyaya muafiyet tanınır”. şeklinde değiştirilmiş, aynı maddeye 08.04.2011 tarihinde eklenen ikinci fıkra ile “ Muafiyetin aynı kişi tarafından kullanılmasının süreklilik arz ettiğinin tespiti halinde muafiyetin kullanımına sınırlama getirilebilir.” şeklinde düzenleme getirilmiş olup yine anılan Bakanlar Kurulu kararının 107. maddesinin (1) “ Bu kasım kapsamında muaf olarak serbest dolaşıma sokulan her türlü eşya, Gümrük İdaresinden izin alınmaksızın muafiyetten faydalanamayan kişi, kurum ve kuruluşlara belli bir para karşılığı veya karşılıksız olarak ödünç verilemez, teminat olarak gösterilemez, kiralanamaz, devredilemez, satılamaz veya muafiyetin amacı dışında kullanılamaz” (2) “Bu kısım kapsamında belirtilen eşyanın muafiyet amacına uygun kullanılmak ve Gümrük İdaresinden izin almak kaydıyla muafiyet hakkında sahip başka bir kişi, kurum ve kuruluşa ödünç verilmesinde, kiralanmasında, devredilmesinde veya satılmasında gümrük vergileri aranmaz” (3) “ Muafen serbest dolaşıma sokulan eşyayı muafiyet koşullarını kaybeden veya başka amaçlarla kullanmayı talep eden kişi, kurum ve kuruluşların gümrük idaresinde bildirimde bulunması zorunludur. ‘4) birinci fıkra hükmü,

a) 46, 48, 50, 53, 57 ve 80. maddede yer alan eşya için bir yıl,

b) 10. maddede yer alan eşya için üç yıl olarak uygulanır. 80. maddedeki eşya için kiralamaya veya devredilmeye ilişkin sınırlamalarda bu hakkın kötüye kullanılma riskinin bulunması hallerinde bu süre müşteşarlıkça üç yıla kadar uzatılabilir”. şeklinde düzenlenmiş olup; sanığın yaklaşık bir yıl içinde muafiyet hakkını kullanarak, ticari kasıtla ve süreklilik arz eder şeklinde yurtdışından satın

aldığı eşyayı gittigidiyor.com sitesi üzerinden üçüncü kişilere satmak suretiyle posta muafiyeti kapsamında ithal ettiği eşyayı ithalat amacı dışında ticari amaçla üçüncü şahıslara satmak suretiyle 5607 sayılı Yasanın 3/1. maddesinde düzenlenen kaçakçılık suçunu işlediği anlaşılmakla, sanığın mahkumiyeti yerine suç işleme kastı olmadığından bahisle yazılı şekilde beaatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 7CD - Esas : 2017/15035, Karar : 2019/12083).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS