0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Ön Ödeme Nedir? (TCK 75)

Ceza hukukunda önödeme, uzlaşmaya tabi suçlar hariç olmak üzere sadece adli para cezası yaptırımını içeren suçlarda veya yasa maddesinde belirlenen hapis cezasının üst sınırı 6 ayı geçmeyen suçlarda failin belli bir miktar para ödeyerek soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlarından kurtulmasını sağlayan bir kurumdur (TCK m.75). Uygulamada, mahkeme veya savcılık tarafından yapılan ödeme önerisine halk arasında “ön ödeme emri” denildiği görülmektedir.

Önödemenin yapılması halinde soruşturma aşamasında kamu davası açılmayarak kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Kovuşturma aşamasında ise, önödemenin gerçekleştirilmesi halinde mahkeme tarafından kamu davası hakkında düşme kararı verilir. Önödeme, devlet ile vatandaşın yaptığı bir çeşit suç anlaşmasıdır.

Önödemeye Tabi Suçlar Nelerdir?

Önödemeye tabi suçlar konusunda üç genel kural mevcuttur (TCK m.75/1) :

  • Sadece adli para cezası yaptırımını içeren suçlar önödemeye tabidir.

  • Kanundaki cezasının üst sınırı 6 ayı geçmeyen tüm suçlar önödemeye tabidir.

  • Önödeme önerisi yapılan suç uzlaşma kapsamında olan suçlardan olmamalıdır. Suç, sadece adli para cezasını veya cezasının üst sınırı 6 ayı geçmeyen suçlardan olsa bile uzlaşmaya tabi ise faile önödeme önerisi yapılamaz.

Ayrıca, aşağıdaki suçlar ceza miktarları dikkate alınmaksızın önödemeye tabi suçlardandır (TCK m.75/6):

Ön Ödeme Önerisi Nasıl Yapılır?

Savcılık veya mahkeme tarafından öndeme önerisi yapılabilmesi için şu koşulların bir arada bulunması gerekir:

  • Soruşturma veya kovuşturma konusu suç öndemeye tabi suçlardan olmalıdır.

  • Soruşturma veya kovuşturma konusu suç uzlaşmaya tabi suçlardan olmamalıdır.

  • Soruşturma aşamasında, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunmalıdır. Suçun işlendiği yönünde yeterli şüphe mevcut değilse, yani savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecekse önödeme önerisi yapılamaz.

Suçun önödeme kapsamında olan suçlar arasında yer aldığı anlaşıldığında soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından şüpheli veya sanığa önödeme önerisi yapılır.

Önödeme önerisinde aşağıdaki hususların yerine getirilmesi istenir:

  • Suçun yaptırımı adli para cezası ise; adli para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırının ödenmesi talep edilir.

  • Suçun yaptırımı hapis cezası ise; hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için 100 TL üzerinden bulunacak miktarın ödenmesi talep edilir.

  • Suçun yaptırımı olarak hapis cezası ile birlikte adli para cezası da öngörülmüş ise; adli para cezasının aşağı sınırı ile hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için 100 TL üzerinden bulunacak toplam miktarın ödenmesi talep edilir.

  • Suçla ilgili kanun maddesinde yukarı sınırı altı ayı aşmayan hapis cezası veya adli para cezasından yalnız birinin uygulanabileceği hallerde ödenmesi gereken miktar, adlî para cezasının aşağı sınırı esas alınarak belirlenir.

Savcılık, önödeme önerisi tebliğ ederek soruşturma giderleri ile birlikte tebliğden itibaren 10 gün içinde belirlenen miktar ödendiği takdirde kamu davası açılmayacağını şüpheliye bildirir. Aynı şekilde soruşturma aşamasında yapılmamış olmak şartıyla, kovuşturma aşamasında mahkeme de önödeme önerisi yapabilir. Önödeme önerisinde belirlenen miktar ödendiği takdirde şüpheli hakkında kamu davası açılmaz, sanık hakkında açılan kamu davası hakkında ise düşme kararı verilir.

Taksirli suçlar hariç olmak üzere, önödeme uygulanarak kovuşturmaya yer olmadığına veya kamu davasının düşmesine karar verildiği tarihten itibaren beş yıl içinde önödemeye tabi bir suçu tekrar işleyen faile bu fıkra uyarınca teklif edilecek önödeme miktarı yarı oranında artırılır.

Özel kanun hükümleri gereğince işin soruşturma yapılmadan doğrudan mahkemeye intikal etmesi halinde de fail, hakim tarafından yapılacak önödeme önerisi ile saptanacak miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte ödediğinde kamu davası düşer.

Cumhuriyet savcılığınca madde kapsamına giren suç nedeniyle önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle madde kapsamına giren bir suça dönüşmesi halinde de mahkeme tarafından ön ödeme önerisi yapılabilir.

Hemen belirtelim ki, soruşturma veya kovuşturma aşamasında yapılacak önödeme önerisi Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yapılmalıdır. Usulüne uygun yapılmayan tebligat, yani “usulsüz tebligat” önödeme önerisinin yapılmamış sayılmasına neden olur. Soruşturma aşamasında yapılan önödeme ihtarının usulüne uygun olmadığının anlaşılması halinde de, dosyada biçimsel açıdan bir önödeme ihtarı bulunmasına rağmen, kovuşturma aşamasında mahkeme tekrar önödeme ihtarı yapabilir.

Alt Sınırı Belli Olmayan Cezalarda Ön Ödeme Miktarı

5237 sayılı TCK, ön ödemeye tabi bazı suçları tek tek saymış, diğer suçları da cezaları bakımından sınıflandırarak adli para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı 6 ayı aşmayan suçları ön ödemeye tabi kılmıştır. Ön ödeme önerisi, cezaların alt sınırı dikkate alınarak yapılmaktadır. Ancak, ön ödemeye tabi bazı suçların kanunda ceza alt sınırı belli değildir. Örneğin, TCK m.98/1’de düzenlenen yardım veya bildirim yükümlülüğünün ihlali suçunun cezası, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası olup suçun ceza alt sınırı belli değildir. Ön ödemeye tabi suçlarda ceza alt sınırı belli değilse, alt sınır şu şekilde belirlenir:

  • Ön ödemeye tabi suçun cezası, alt sınırı belli olmayan adli para cezası olarak belirlenmişse, TCK m.52/1’e göre adli para cezasının alt sınırı 5 gündür. Ön ödeme önerisi 5 günlük adli para cezası üzerinden yapılmalıdır.

  • Ön ödemeye tabi suçun cezası, alt sınırı belli olmayan hapis cezası olarak düzenlenmişse, TCK m.49/1’e göre hapis cezasının alt sınırı 1 aydır. Ön ödeme önerisi 1 aylık hapis cezası üzerinden miktar belirlenerek yapılmalıdır.

  • Ön ödemeye tabi suçun cezası, alt sınırı belli olmayan adli para cezası ve hapis cezası olarak birlikte yaptırım şeklinde düzenlenmişse; TCK m.49/1’e göre hapis cezasının alt sınırı olan 1 ay karşılığı miktar ve TCK m.5/1 gereği 5 günlük adli para cezasının karşılığı olan miktar toplanarak ön ödeme önerisi yapılmalıdır.

Ön Ödemeye İtiraz Edilebilir mi?

Ceza muhakemesinde itiraz, hakim veya mahkeme kararlarına karşı başvurulan bir kanun yoludur. Ceza muhakemesinde savcılık kararlarına yapılan itiraz için de “hukuki çare” deyimi kullanılmaktadır.

Önödeme emri veya önerisine itiraz edilmesi mümkün değildir. Önödeme reddedildiği veya süresinde yerine getirilmediği takdirde, soruşturma veya kovuşturmaya kaldığı yerden devam edilir. Müşteki/müdahil veya şüpheli/sanık önödeme önerisine itiraz edemez.

Önödeme ile Dosyanın Kapanması Tazminat Davası Açılmasını Engeller mi?

Tazminat davası, hukuka aykırı bir eylem veya işlem nedeniyle malvarlığında meydana gelen eksilme veya üzüntü, elem, yıpranma gibi manevi zararların istendiği bir dava türüdür.

Önödeme önerisi üzerine ödemenin yapılması ile kamu davasının açılmaması veya ortadan kaldırılması halinde dahi maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Önödeme uygulaması, kişisel hakların istenmesine engel değildir.

Ayrıca, önödeme suç nedeniyle failin elinde olan malın geri alınmasını ve müsadereye ilişkin hükümleri etkilemez.

Ön ödeme Adli Sicil Kaydına İşlenir mi?

Adli sicil kaydı, devlet tarafından vatandaşın suç kaydı bilgilerinin tutulması olarak tarif edilebilir.

Önödeme önerisinin kabul edilerek ödemede bulunulması üzerine verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar ile düşme kararları, adli sicil kaydında bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, failin önödemeye tabi yeni bir suç işlemesi halinde kullanılabilir.

Adli sicil kaydının önödemeye ilişkin kısmının savcı, hakim veya mahkeme dışındaki kurumlara tarafından görülmesi mümkün değildir.

Önödeme Yargıtay Kararları


Önödeme Usulü ve Şartları

Önödeme, uzlaşma dışında kalan ve sadece adli para cezası veya hapis cezasının üst sınırı üç ayı aşmayan ceza öngörülen suçları işlediği iddia edilen fail bakımından, kanundaki usullere göre belirlenen bir miktar paranın Devlet hazinesine ödenmesi ile kamu davasının açılmamasını veya açılmış olan davanın düşmesi sonucunu doğuran, devlet ile bireyin uzlaşması olarak nitelendirilebilecek bir kurumdur.

Müessese, tamamen işlendiği iddia olunan fiilin karşılığını oluşturan yaptırımın azlığı sebebiyle, devletin soruşturma ve kovuşturma safhalarında maddi gerçeğe ulaşmak adına yapacağı masraflar ile şüpheli ya da sanığın kendisini savunmak adına harcayacağı zaman ve giderler gözetildiğinde, sorunu sulh yoluyla çözmenin her iki taraf açısından daha ekonomik olduğu gerçeğine dayanır.

Yargıtay’ın 11.04.1983 tarih ve 2/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda önödemenin, ikili bir hukuki niteliğinin bulunduğu, soruşturma safhasında uygulandığında (dava şartı olarak) muhakeme hukukuna ait bir kurum olduğu, buna karşın kovuşturma başladıktan sonra tatbik edildiğinde (davanın düşmesi sonucunu doğurduğundan) ceza ilişkisini sona erdiren maddi ceza hukukuna ait bir müessese olduğu kabul edilmiştir.

Önödemenin koşulları ise, önödeme kapsamına giren bir suçun bulunması, suçun uzlaşma kapsamında bulunmaması, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe olması ve belli bir miktar paranın Devlet hazinesine ödenmesidir.

TCK’nın 75. maddesinde, cezanın türüne göre ödenmesi gereken para miktarı, dört farklı şekilde gösterilmiştir. Buna göre, kanun maddesinde suç karşılığı olarak; yalnızca adli para cezası öngörülmüş ve bu miktar maktu olarak belirtilmiş ise bu miktarın, maktu değil ise aşağı sınırının (m. 75/1-a), yalnız hapis cezası öngörülmüşse, hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarın (m.75/1-b), hapis cezası ile birlikte adli para cezası öngörülmüş ise, hapis cezasının aşağı sınırınınkarşılığı olarak her gün için, yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktar ile adli para cezasının aşağı sınırının (m.75/1-c), hapis cezası ve adli para cezası seçimlik olarak öngörülmüşse, adli para cezasına göre belirlenecek miktarın (m.75/4), soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet Savcılığı’nca yapılacak tebligat üzerine on gün içinde ödendiği takdirde, kişi hakkında kamu davası açılmayacaktır.(m.75/1)

Özel kanun hükümlerinde işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi, önödeme işlemi yapılmadan dava açılması ya da dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle önödeme kapsamına giren bir suça dönüşmesi halinde de önödeme hükümleri uygulanacaktır.(m. 75/2,3)

Fail hakkında, birden fazla suç bakımından önödemenin uygulanacağı hallerde, önödeme ihtarında her suç için öngörülmüş olan ceza miktarı ve yargılama giderleri üzerinden hesaplanan miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Ödeme ihtarında, bizatihi toplam ödeme miktarının gösterilmemesi gerekir.

Suçun zincirleme şekilde işlendiği hallerde, bu gerekçeyle para cezasında artırım yapılarak veya suçun teşebbüs aşamasında kaldığından veya yaş küçüklüğü bulunduğundan bahisle de ödenecek para miktarında indirim yapılarak önödeme ihtaratı yapılmasına olanak bulunmamaktadır. (Ceza Genel Kurulunun 17.03.1998 gün 372/90 sayılı kararı)

Adli para cezasının maktu olduğu hallerde, bu miktar ödemeye esas alınır. Adli para cezasının alt ve üst sınırları gösterilmiş ise, alt sınır ödemeye esas alınacaktır. Kanun maddesinde, alt ve üst sınırının belirtilmediği ya da yalnızca üst sınırının gösterildiği hallerde, alt sınır TCK’nın 52/1. maddesine göre belirlenecek ve bu halde ödeme miktarı beş gün olarak tespit edilecektir.

Adli para cezasına ilişkin miktarın ödenmesinde, aşağı sınırdan ne anlaşılması gerektiğine açıklık getirmek gerekir. Zira, iki aşamalı olan gün para cezası sisteminde, ilk olarak birim gün sayısı belirlenmekte, daha sonra bu sayı, bir gün karşılığı olarak belirlenecek para miktarı ile çarpılmaktadır. Bu durumda, önödeme miktarı belirlenirken, hem birim gün sayısının alt sınırı, hem de bir gün karşılığı uygulanacak para miktarının alt sınırı (yirmi Türk Lirası) göz önünde bulundurularak hesaplama yapılması gerekir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/4723 E. , 2017/8815 K.).

Önödeme İşlemleri Yapılmadan Düzenlenen İddianame İade Edilmelidir

CMK’da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek oturum” da bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen düzenlemelerden biridir. Anılan kanunun 174. maddesinin birinci fıkrasının c bendinde, önödemeye tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan suçlarda önödeme usulü uygulanmaksızın iddianame düzenlenmesi halinde, iddianamenin Cumhuriyet başsavcılığına iade edileceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Önödemeye tabi olan suçlarda önödeme işlemleri yerine getirilmeden iddianame düzenlenmesi halinde, iddianame ya süresi içerisinde iade edilecek ya da bu eksikliğe rağmen iddianamenin kabul edilmesi veya soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içerisinde iade edilmemesi nedeniyle iddianamenin kabul edilmiş sayılması halinde, önödeme işlemleri kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından yerine getirilecektir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/5058 E. , 2018/16462 K.).

Önödeme Nedeniyle Düşme Kararı Verilmelidir

Sanığın olay tarihinde Başkale Malmüdürlüğünde yoklama memuru olarak görevli olduğu, Başkale İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yakalanan kaçakçılık suçuna konu çeşitli eşyaların 28/09/2007 tarihinde mal müdürlüğü deposuna konulması için sanığa tutanakla teslim edildiği, 11/11/2007 tarihinde yapılan sayımda ise sanığa teslim edilen elektronik eşyaların bir kısmının olmadığının tespit edilmesi üzerine sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; sanığa atılı eylemin TCK’nın 289/3 maddesinde düzenlenen ve önödemeye tabi olan muhafaza görevini kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, sanığın önödeme teklifini kabul ederek ödeme yaptığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında açılan kamu davasının önödeme nedeniyle düşürülmesine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/439 E. , 2019/6001 K.).

Soruşturmada Usulsüz Önödeme Teklifi Kovuşturmada Tekrarlanmalıdır

atılı suçun 5237 sayılı TCK’nin 75. maddesinde düzenlenen önödeme kapsamında bulunduğu, her ne kadar soruşturma aşamasında sanığa önödeme teklifinde bulunulmuş ise de önödeme miktarının iddianameye konu iki ihlali kapsayacak şekilde fazla tayin edildiği dikkate alınarak, sanığa yeniden usulüne uygun olarak önödeme teklifi yapılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini yerine, yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/33828 E. , 2020/1934 K.).

Önödeme Önerisi Her Müşteki İçin Ayrı Ayrı Düzenlenmelidir

Sanık hakkında, müştekiler …, …, … ve … adına oluşturulan sahte dilekçelerle, yurt dışından getirilen cep telefonlarını müştekilerin pasaportlarına işlettiğinin kabul edildiği, sanığın her bir müştekiye karşı eyleminin ayrı bir suç oluşturduğu, dolayısıyla önödeme teklifinin her bir müşteki yönünden ayrı ayrı düzenlenip, o suç yönünden önödemenin ifa edilmesi durumunda kamu davasının sadece o müştekiye yönelik eylem bakımından düşmesine karar verileceğinin ihtar edilmesi gerektiği halde,

Somut olayda, müştekilerin her birine karşı işlenen dört bağımsız suç olduğu nazara alınmadan, hepsi yönünden tek bir önödeme teklifinin düzenlendiği ve anılan miktarın tamamının ödenmesi halinde kamu davasının düşeceğinin ihtar edildiği cihetle, anılan önödeme ihtarının usulsüz olduğu gözetilerek, kovuşturma aşamasında mahkemesince yeniden her bir müştekiye karşı gerçekleştirilen eylem yönünden ayrı ayrı hazırlanan ön ödeme teklifi sanığa ihtar edilip sonucuna göre sanığın hukukî durumunun takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/537 E. , 2022/10694 K.).

Soruşturma Aşamasında Önödeme İhtarı Yapılmamışsa Kovuşturma Aşamasında Yapılabilir

Yükletilen suçun önödemeye tabi olduğu ve soruşturma aşamasında sanığa usulüne uygun önödeme ihtarı yapılmadan kamu davasının açılmış bulunduğu cihetle; 5237 sayılı TCK’nın 75. maddesi uyarınca mahkemece usulüne uygun şekilde önödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/852 E. , 2016/19245 K.)

Usulüne Uygun Önödeme İhtarı Gönderildikten Sonra Gönderilen İkinci İhtar Geçersizdir

Soruşturma aşamasında sanığa yapılan ön ödeme ihtarını içeren tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen ön ödemenin gerçekleşmediğinden bahisle sanık hakkında açılan kamu davasında, ön ödeme önerisinin bu kez sanığın iş yeri adresine tebliğ edildiği ve sanık tarafından sunulan ödeme belgesi ile ödemenin gerçekleştirildiği, sanığa yapılan ilk ön ödeme önerisinin usulüne uygun olduğu gözetildiğinde, ikinci ön ödeme önerisi yapılamayacağının anlaşılması karşısında, yasal süresi içerisinde gerçekleştirilen bir ön ödemeden bahsetmenin mümkün olmadığı gözetilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, ön ödemeye dayalı olarak mahkemece yazılı şekilde düşme kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/12003 E. , 2022/4767 K.).

Zincirleme Suçlarda Alt Sınırdan Önödeme Önerisi Yeterlidir

Sanığın her bir eylem karşılığı için 500,00 Türk lirası üzerinden ayrı ayrı para cezası hesaplanmak suretiyle yapılan soruşturma giderleri dahil toplam 1.519,00 Türk lirası üzerinden ön ödeme teklifinde bulunulmuş ve sanık tarafından kısmi ödeme yapılmış ise de, 5237 sayılı Kanunun 75/1-a maddesi uyarınca yalnızca adlî para cezası öngörülen suçlarda cezanın alt sınırının ödenmesinin yeterli olacağı, somut olayda da sanığın eyleminin zincirleme şekilde tek bir suç olduğu gözetildiğinde, sanığın buna göre hesaplanacak önödeme teklifi yapılması ve sonucuna göre yargılamaya devam edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/20741 E. , 2022/6540 K.).

Önödeme, bir taraftan soruşturma aşamasında bir ceza muhakemesi şartı olarak nitelendirilirken kovuşturma aşamasında yapılması halinde ceza ilişkisini kesen bir maddi ceza hukuku kurumu olarak kabul edildiğinden belli hakların şüpheli veya sanığın geleceği üzerindeki etkililerinin avukatlar tarafından müvekkillerine anlatılmasında fayda vardır.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS