0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık Suçu Nedir? (TCK m.158/1-e)

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen dolandırıcılık suçu; kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenen bir dolandırıcılık suçu türüdür. Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen dolandırıcılık suçu; TCK m.158/1-e bendinde bir nitelikli dolandırıcılık suçu türü olarak düzenlenmiştir. Bu nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-e-son bendinde 4 yıldan 10 yıla kadar hapis ve suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmayacak kadar adli para cezası şeklinde belirlenmiştir.

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-e-son bendinde şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.158

1) Dolandırıcılık suçunun;

e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,

İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

(3) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Unsurları

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen dolandırıcılık suçunun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşları, genel, katma ve özel bütçeli kurumlar, belediyeler ve bu kurumların kurdukları döner sermayeli kuruluşlar, kamu iktisadi teşekkül ve teşebbüsleri, özel kanunlarla kurulan diğer devlet teşekkülleridir. Kamu kurumu; belirli bir ya da birkaç kamu hizmetini ya da faaliyetini yürütmekle görevli, tüzel kişiliğe sahip idare teşkilatı birimidir (YCGK-K. 2018/524). Suçun zarar göreni olarak kabul edilen kamu kurum ve kuruluşu; merkezi veya mahalli idareye bağlı belediyeler, bakanlıklar, il özel idareleri gibi kurumlar olabileceği gibi bu kurumlar bünyesindeki genel müdürlükler (Orman Genel Müdürlüğü, İSKİ Genel Müdürlüğü, İETT Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü vs.) de kamu kurumu olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, Üniversiteler, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile ÇAYKUR, BOTAŞ gibi iktisadi işletmeler de kamu kurum veya kuruluşu olarak nitelendirildiğinden suçun zarar göreni olarak kabul edilmektedir.

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, Anayasanın 135. maddesiyle tanımlanmıştır. Anılan maddeye göre, belli mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen hükümlere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen kamu tüzel kişileridir. Örneğin, Barolar, Noterler Birliği, Ticaret ve Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları gibi kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır (YCGK-K. 2018/524). Dolandırıcılık suçunun kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları zararına işlenmesi halinde de TCK m.158/1-e’de düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının zararına nitelikli dolandırıcılık suçu vücut bulur.

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir (Y15CD-K.2014/20347).

TCK m.158/1-e’de düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının zararına nitelikli dolandırıcılık suçunun vücut bulması için failin hileli hareketi neticesinde kamu kurum veya kuruluşunun kamu zararı bulunmalıdır. Suçtan zarar gören kamu kurum ve kuruluşunun ‘kamu zararı’ mutlaka malvarlığına ilişkin ve belirli bir zarar olması gerekir. Zararın miktarı suçun unsurlarının oluşumu açısından bir önemi yoktur. Örneğin, yerine başkasını sınava sokarak öğretmen olarak atanmasını sağlayan ve devletten maaş alan kişi kamu zararına sebebiyet verdiğinden TCK m.158/1-e’deki kamu kurumu ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu işelemiştir. Yargıtay’ın aşağıda yer verdiğimiz kararlarına göre, suçun konusu devletin karşılamakla yükümlü olduğu bir şey ise ortada bir kamu zararından bahsedilemeyeceğinden TCK m.158/1-e’de düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının zararına nitelikli dolandırıcılık suçu oluşmaz. Örneğin, 18 yaşından küçük çocuğunu başkasının ismiyle tedavi ettirerek sağlık harcaması yapılmasına neden olan anne, yaşı küçük çocuklar açısından sağlık hizmetlerinin ücretsiz olması nedeniyle kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçu işlemiş olmaz.

Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Dolandırıcılık Suçunda Teşebbüs Hükümleri

Ceza hukukunda suça teşebbüs, işlenmesi amaçlanan bir suçun kanunda yazılı icra hareketlerine başladıktan sonra failin iradesi dışındaki sebeplerle suçun tamamlanamamasıdır (TCK md.35). Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kalması mümkündür. TCK m.158/1-e’de düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kalması halinde, faile verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir (TCK m.35/2).

Sanık …‘ın … İsimli iş yerinin Mesul müdürü olduğu, diğer sanık …‘in ise burada çalıştığı, olay tarihinde sanıkların eylem birliği içerisinde hareket edip, mağdur …‘in kimlik bilgilerini kullanarak, onun adına başka bir şahsı muayene ettirip göz polikniliğinden gözlük reçetesi düzenlettirdikleri, akabinde bu gözlüğün verildiğine ilişkin tahakkuk işleminde bulundukları ve ilgili resmi reçetenin arkasına müştekinin yerine imza attıkları, olayın anlaşılması üzerine gözlük verme işlemine ilişkin tahakkukun iptal edilmiş olması sebebiyle kurumun herhangi bir ekonomik kaybının ve zararının bulunmadığı, bu suretle sanıkların kamu kurum ve kuruluşlarının zararına nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçları işlenmiştir (Y15CD-K.2019/5024)

Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olması, suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi ve ceza adaletine olumlu davranışlarıyla katkı sunması halinde indirim hükümlerinin uygulanmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur.

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun tamamlanması halinde fail hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için failin suçtan zarar gören veya mağdurun zararını gidermesi gerekir. Ancak, TCK m.158/1-e’de düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçu teşebbüs aşamasında kalmışsa zarar giderilse bile fail hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-e) tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir (TCK m.168/1). Yani, soruşturma aşamasında zararın giderilmesi halinde cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmeden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir (TCK m.168/2).

Görevli Mahkeme

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun (TCK m.158/1-e) yargılaması ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilmektedir.

Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaştırma

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun (TCK m.158/1-e) takibi şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Suç resen soruşturulur. Suçun mağduru, şikayet hakkını en geç dava zamanaşımı süresi içinde kullanılmalıdır. Bu suçtan dolayı dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.

Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-e), nitelikli dolandırıcılık suçunun bir türü olduğundan taraflar arasında uzlaştırma prosedürü uygulanmasını gerektiren suçlardan değildir. Uzlaşma kapsamında olan suçlarda, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerekir. Bu suç uzlaşma kapsamında olmadığından uzlaştırma prosedürü uygulanmaz.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanığın 5 yıl gözlenmesi ve sanık hakkında verilen hükmün bu süre boyunca hiçbir sonuç doğurmaması, sanığın bu sürede yeni bir suç işlememesi halinde hakkındaki davanın düşmesi olarak tanımlanabilir.

HAGB kararı verilmesinin önemli şartlarından biri mağdurun uğradığı zararın giderilmesi şartıdır. Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen nitelikli dolandırıcılık suçu(TCK m.158/1-e) nedeniyle oluşan zararın giderilmesi halinde bazı hallerde suçun cezasının HAGB kararı verilebilmesi için gerekli olan miktara düşmesi mümkündür. Suçtan zarar gören veya mağdurun zararının giderilmesi halinde mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı vermesi mümkündür.

Cezasının Ertelenmesi veya Adli Para Cezasına Çevrilmesi

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen nitelikli dolandırıcılık suçun (TCK m.158/1-e) nedeniyle sanık hakkında verilen ceza 1 yılı aşacağı için, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Ancak, daha az cezayı gerektiren haller (TCK m.144) ve bazı akrabalık hallerinin mevcut olduğu durumlarda (TCK m.167/2) cezanın miktar itibariyle 1 yıl veya daha altı bir miktara inmesi söz konusu olabileceğinden, bu hallerde hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir.

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenen nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-e) nedeniyle, şartları varsa, hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.

Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Dolandırıcılık Yargıtay Kararları


SGK Zararına Dolandırıcılık Suçu Beraat

Sahte işe giriş bildirgeleri tanzim ederek fiili çalışma olmadığı halde paravan şirketler üzerinden prim yatırılması suretiyle kamu kurumunu zarara uğrattığı iddia ve kabul edilen sanık hakkında, sanığın bahsi geçen şirketlerin yetkilisi olmadığı, şirket yetkilileri hakkında açılan kamu davasının bulunmadığı, SGK yazı ve cevaplarına göre anılan kişiler adına işe giriş bildirgelerinin kim tarafından verildiğine ilişkin e- bildirge kullanıcı kodu ve kullanıcı şifresinin de tespit edilemediği gibi, olayda sanığın kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli bir hareketinin bulunmaması, kurumun kendisine bildirilen iş yerlerini ve işe giriş bildirgelerini denetleme yetkisinin her zaman bulunması karşısında, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesi, nedenleriyle hukuka aykırılık bulunmuştur (Yargıtay 11CD - E.2021/29835 - K.2023/4061).

Sanıkların katılan kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli hareketlerinin bulunmaması, kurumun kendisine bildirilen iş yerlerini ve işe giriş bildirgelerini her zaman denetleme yetkisinin bulunması, sanıkların sigorta primlerini kuruma yatırmış olmaları halinde 5510 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesince primlerin irat kaydedileceği, aynı Kanun’un 96 ncı maddesince de yapılan sağlık harcamalarının da geri alınacağının düzenlenmiş olması, primlerin yatırılmamış olması halinde de katılan kurumun alacaklarını her zaman tahsil etme imkanının bulunması nedenleriyle katılan kurumun zararından da bahsedilemeyeceği, bu sebeplerle sanıklara atılı suçların yasal unsurları oluşmadığından, beraat hükümlerinde hukuka aykırılık görülmemiştir (Yargıtay 11CD - E.2021/19368 - K.2023/3408).

Sanık …’ün, …’e ait iş yerinde gerçekte çalışmadığı halde 24.05.2010 tarihinde çalıştığına dair e-bildirge yoluyla işe giriş bildirgesi düzenlendiği, hizmet bildirimlerinin 2010 yılı 1-12. aylarına kadar devam ettiği, işe giriş bildirgeleri ile hizmet bildirimlerinin …’in muhasebecisi olan sanık … tarafından yapıldığı, sanıkların bu suretle atılı suçları işledikleri iddia edilen olayda; suça konu iş yerinin gerçek bir iş yeri olması, sanıkların kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli bir hareketlerinin bulunmaması, kurumun kendisine bildirilen iş yerlerini ve işe giriş bildirgelerini denetleme yetkisinin her zaman bulunması karşısında, sanıklara yüklenen nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarının unsurları oluşmadığından beraatleri yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11CD - E.2022/1951 - K.2022/4377).

Öğretmenin Kamu Kurumunu Dolandırdığının İspat Edilememesi

Sanığın müdür olarak görev yaptığı Dağlı Köyü ile Erdemli İlçesi’nin arasının 17 kilometre olduğu, köy okullarına ulaşım zorluğunun ülkemizin bir gerçeği olup bu tür yerlerde çalışan öğretmenlerin zamanının çoğunu okul ihtiyaçlarını karşılamak için ilçelerde ve il merkezinde geçirebilmekte olduğu, ayrıca yeterli ulaşım vasıtaları olmadığı için düzenli olarak istendiği saatte okula gidip gelmenin mümkün olmadığı, sanığın haksız yere aldığı iddia edilen ek ders ücretlerini de iade ederek kurum zararını giderdiği, sanığın inkara yönelik savunmaları ile iddia edilen tarihlerde okul dışındaki işlerini takip ettiğine yönelik beyanları, köyde çalıştığı için her zaman köye gidip gelme imkanı olmadığına, ilçede bir işi olduğu zaman o işlemleri hallettikten sonra saat 15: 00 - 16: 00’ya kadar köye minibüs ya da servis gitmediği için köye gidilemediğine yönelik beyanları ile çalıştığı köy okulunda giriş çıkış saatlerine ilişkin objektif bir kontrol mekanizmasının olmaması, devam çizelgesinin gelen tüm öğretmenler tarafından imzalanmasının kurala bağlanmış olması durumunda sanığın mesaiye devam edip etmediği ve hangi tarihlerde işe gelip gelmediğinin tartışmaya yer vermeyecek şekilde tespit edilebileceği, dosya içeriğindeki devam çizelgesinin kim tarafından hangi yasal dayanakla, neye göre doldurulduğunun ve eksiksiz bir şekilde tutulup tutulmadığının şüpheli olması, dinlenen tanık beyanlarının da sanığın bazen okula gelmediği yönünde olması karşısında tanık beyanlarının objektif, tartışmasız ve nesnel delillerle desteklenmediği, bu tür subjektif kriterlere dayanılarak sanığın cezalandırılmasına karar verilmesinin haksız isnatlara yol açabileceği gerekçeleri ile sanığın dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, kaldı ki iddia edilen kurum zararının giderildiği ve ortada bir kurum zararının da bulunmadığı, çok fazla sayılamayacak bir miktar için bir öğretmenin yüz kızartıcı bir suçtan cezalandırılmasının hakkaniyete de aykırı olacağı kabul edilmelidir (Yargıtay 11CD - Esas : 2021/14341, Karar : 2023/2363).

Kamu Kurumunun Araştırma ve Denetleme Yükümlülüğü Varsa Dolandırıcılık Suçu Oluşmaz

Sanığın, katılan adına kayıtlı … İlçesi … Köyü 105 parsel (eski 1158 parsel) sayılı taşınmazını 01.01.2010-31.12.2015 tarihleri arasında kiraladığını gösterir suça konu sahte ortaklık sözleşmesini kullanarak destek primi almak için 2010 yılında … … Odası Başkanlığı’na müracaat ettiği, bu sahte belgeye istinaden 576.TL dane mısır fark ödemesi desteklemesi ve 67,5.TL mazot gübre desteklemesi primi ödenmek suretiyle kurum zararına sebebiyet verdiği, bu surette sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda, doğrudan gelir desteği alınan taşınmazın daha öncesinden sanık tarafından katılanın annesi ve taşınmazın önceki maliki olan olan tanık Gülten’den kiralanmış olması, bu hususun tanık tarafından doğrulanmış olması, kovuşturma aşamasında alınan 06.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda 21.08.2010 tarihinde kaydedilmiş olan mevcut görüntülerin kesin karar vermek için yeterli olmadığının beyan edilmiş olması, ayrıca İlçe Tarım Müdürlüğü’nün sanık tarafından doldurulan formdaki bilgilerin doğruluğunu araştırma, yerinde tespit etme ve sonucuna göre prim desteğinden kişiyi faydalandırma veya faydalandırmama görevlerinin bulunup, sanığın İlçe Tarım Müdürlüğü’nün denetleme olanağını ortadan kaldıran hileli herhangi bir davranışının bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın suç işleme kastıyla hareket ettiğine dair delil elde edilemediği, bu nedenle nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11CD - E.2021/25254 - K.2021/10822).

Dolandırıcılık Suçuna Konu İşlemi Ücretsiz Yaptırma Hakkı Bulunan Kişinin Fiili

Sanığın, temin ettiği sahte yeşil kartı, tedavide ve ilaç alımında kullanarak katılan kurumu 3.061,1 TL eczane ve 8.919,20 TL sağlık ocağı ve hastane gideri olmak üzere zarara uğrattığı ve resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen somut olayda; sanığın, yeşil kart verilmesini gerektirir şekilde muhtaçlığının kolluk tutanağıyla tespit edildiği, herhangi bir sosyal güvencesinin olmadığının katılan kurum yazılarından anlaşıldığı, kurumun bu haliyle sanığın tedavi giderlerini müracaatı halinde karşılamak zorunda olduğu, dolayısıyla kamu zararının bulunmadığı ve dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/12176 E. , 2014/14303 K.).

Sanığın, suç tarihinde bir yaşında olan oğlu … adına usulsüz olarak temin ettiği yeşil kart ile çocuğunun tedavisini yaptırıp eczaneden ilaç alarak kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; yeşil kartın tedavisinde kullanıldığı sanığın oğlunun suç tarihinde onsekiz yaşından küçük olması ve çocukların sağlık harcamalarının tamamının devlet tarafından karşılanması nedeniyle kamu zararının bulunmayacağı dikkate alınarak, dolandırıcılık suçunun işlenmediğinin sabit olması gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/758 E. , 2015/16277 K.).

Engelli Oğlu Öldüğü Halde Engelli Yakını Aylığını Almaya Devam Etmek

Somut olayda; sanık …‘a, 2004 doğumlu oğlu …‘un özürlü olması sebebi ile 2022 sayılı Kanun uyarınca 01/11/2006 tarihinden itibaren vasisi olarak özürlü yakını aylığı bağlandığı, ancak …‘un 01/12/2007 tarihinde vefat etmesine rağmen, sanığın oğlunun vefatını Nüfus Müdürlüğüne ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmeyerek ilk olarak … Ziraat Bankası şubesinden, daha sonrasında ise Van Merkez Postanesi’nden söz konusu aylığı almaya devam ederek kamuyu 5.405,01 TL zarara uğrattığı anlaşılmakla; eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-e maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/6338 E. , 2014/21921 K.)

Sahte Diplomanın Kamu Kurumuna Sunulması

… İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığında şoför olarak görev yapan sanığın olaydan önce kimliği belirlenemeyen bir kişiden aldığı lise diploması fotokopisini dilekçe ile sunarak intibak talebinde bulunduğu, diplomanın gerçekliği üzerine duyulan şüphe üzerine yapılan araştırmada Hakkari Milli Eğitim Müdürlüğünün cevabi yazısı doğrultusunda bahse konu diplomanın kendileri tarafından düzenlenmediğinin anlaşıldığı, bu suretle sanığın kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli bir hareketinin bulunmaması, diploma fotokopisini sunması, kurumun bildirilen belgeyi her zaman denetleme yetkisinin bulunması ve somut olayda da denetleyip durumun anlaşılması karşısında nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunun unsuru oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde hakkında mahkumiyet hükmü verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 15CD - Karar : 2019/1434).

Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Nitelikli Dolandırıcılık Suçuna Teşebbüs Beraat

Sanığın hibe sözleşmesinin tanzimi sırasında suçtan zarar gören kuruma sözleşme şartlarından birisi olan 15.500,00 TL’lik teminat mektubunun aslını vermesi gerekirken aslı ile ayırt edilemeyecek şekildeki renkli fotokopisini vererek kurum ile hibe sözleşmesini imzaladığı, sanığın projeyi yerine getirmemesi nedeniyle kurumdan herhangi bir para almadığından eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı, bu şekilde şüphelinin atılı suçu işlediği iddia edilen olayda; sanığın savunması, tanık beyanları ile dosya kapsamından sanığın üzerine atılı eylemin suç olarak tanımlanmadığına yönelik mahkemece verilen beraat hükmü ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/12074 E. , 2018/6524 K.).

Sahte Evraklarla Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Nitelikli Dolandırıcılık Suçu İşlenmesi

Sanığın … … İşletme Müdürlüğü’nde işçi olarak çalıştığı dönemde, 112 kez değişik sağlık kurumlarından sevk alarak, bazılarında sevk edildiği kurumlara başvurmadığı halde başvurmuş gibi sevk belgeleri üzerine tedavi yapıldığına dair el yazısıyla kayıtlar eklediği, bazılarında ise ödemeyi etkileyecek, artıracak şekilde sevklerin üzerine “refakatlidir” şeklinde şerhler düşerek resmi belge niteliğinde olan hasta sevk belgesini tahrif ettiği, bu surette haksız şekilde fazladan 14.340,40 TL yol parası ve zaruri masraf karşılığı ödeme aldığı anlaşılmakla, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumunun zararına dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine dair kabulde isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/50 E. , 2014/6867 K.).

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS