0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

TCK Madde 144

(1) Hırsızlık suçunun;

a) Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde,

b) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla, İşlenmesi halinde, şikayet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.



TCK Madde 144 Gerekçesi

Madde metninde, hırsızlık suçunun temel şekline göre daha az cezayı gerektiren hâlleri tanımlanmıştır.

(a) bendinde müşterek veya iştirak hâlinde mülkiyete konu olan bir malın çalınması durumu düzenlenmiştir. Suçun bu şeklinin oluşması için failin malın hukukî durumunu bilmesi gerekir.

Keza, (b) bendinde, hırsızlık suçunun bir hukukî ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha az cezayı gerektiren bir hâl olarak kabul edilmiştir.

Bu iki hâlde de soruşturma ve kovuşturmanın yapılması, mağdurun şikâyetine tabi tutulmuştur.


TCK 144 (Daha Az Cezayı Gerektiren Haller) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ Esas: 2016/971 Karar: 2017/7333 Tarih: 15.06.2017

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

1- )Sanığın aşamalardaki savunmalarında suça konu eşyaları müştekiden alacağına karşılık aldığını beyan etmesi, kendisi ile birlikte çalışan 13 kişinin kalfası olduğunu, onların da paralarını kendisinden aldıklarını ve müştekinin kendilerine hurda eşyaları satıp parasını alabileceklerini beyanı karşısında müştekiden yeniden tereddüte mahal bırakmayacak şekilde sanığın alacağının bulunup bulunmadığı yönündeki beyanı ile sanığın savunmasında bahsi geçen tanıklardan yeteri kadar dinlenip, müştekiden alacakları olup olmadığı hususu tespit edildikten sonra sonucuna göre TCK’nın 144/1-b maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeksizin eksik soruşturma ile karar verilmesi,

2- )Sanığın eyleminin 144/1-b maddesine uyduğunun belirlenmesi halinde, hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK’nın 253. maddesinin 3. fıkras 3. fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin madde metninden çıkarılması sebebiyle soruşturma ve kovuşturulması şikayete bağlı olan 5237 Sayılı TCK’nın 144. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 Sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 Sayılı Kanun’un 35. maddesiyle değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

3- )Kabule göre de;

a- ) Olay Yeri Krokisi ve Görgü Tespit Tutanağında suçun işlendiği yerin inşaat alanı olduğu ve halen çalışmaların da devam ettiğinin tespiti karşısında eylemin 142/1-e kapsamında kalmasına rağmen, inşaat alanı olduğu dikkate alınmaksızın TCK’nın 141/1. maddesiyle uygulama yapılması,

b- ) Dairemizce de benimsenen ve Y.C.G.K.’nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 esas ve 2013/106 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın üçüncü kişiye satılması halinde; 5237 Sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya elkonulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya elkonulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satına alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.

Somut olayda, TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı hâlde sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, Sanığın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 Sayılı 326/ son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 15.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 22. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/2144 Karar: 2015/2186 Tarih: 17.06.2015

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen suç bakımından başkasına ait mal ile yararlanma kastının suçun yasal unsurları olduğu, yerel mahkemenin kabulüne göre sanığın, katılanı bedelini alıp fiilen teslim ettiği motosikletin devrini almaya zorlamak amacı ile plakasını ve yedek anahtarla açtığı koltuğun altındaki bölümden ruhsatını alması şeklinde gerçekleşen eylemde sanığın hırsızlık kastı bulunup bulunmadığı ve 5237 sayılı TCK’nın 144. maddesinin uygulanma koşullarının somut olayda oluşup oluşmadığı tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanık İ.’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17.06.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ Esas: 2014/5378 Karar: 2014/27815 Tarih: 13.10.2014

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak,

1-TCK’nın 144. Maddesi kapsamındaki hırsızlık suçunun şikayete bağlı olması nedeniyle uzlaşma kapsamına girdiğinin anlaşılması karşısında; sanığa, hazırlık aşamasında polis ifadesinde uzlaşma teklif edildiği, sanığın teklifi kabul etmesi karşısında katılana soruşturma ve kovuşturma aşamasında ise uzlaşma teklif edilmediği; 5271 sayılı CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesindeki yöntem izlenerek uzlaşma girişiminde bulunulduktan sonra sanığın hukuki durumunun tayini ve takdiri gerekirken bu yola başvurulmadan yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi,

Kabule göre de;

2-Sanığın sarfına sebebiyet verdiği 15 TL yargılama giderinin, 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin gözetilmemesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, katılan Ş. E.’ın temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.10.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas: 2013/29584 Karar: 2014/21804 Tarih: 24.09.2014

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Katılanın, vefat eden M. Ö.’in altı mirasçısına ait iki farklı tarlayı onun dört mirasçından kiralayarak arpa ektiği, mirasçılardan olan sanık A. T.’nın, damadı olan diğer sanık Ö. A. ile birlikte tarlanın birinden 15x75 metre ölçülerinde; diğerinden 20x120 metre ölçülerinde ekili arpayı hasat ettiklerinin ileri sürülmesi karşısında, söz konusu iki tarlaya ilişkin tapu kayıtları temin edilip mülkiyet durumunun belirlenmesi, katılanın kiraladıkları hisse oranında ekim yaptığı iddiasıyla sanığın hisseleri oranında arpayı hasat ettiği savunmasının keşif yapılıp bilirkişi raporu alınarak doğruluğunun araştırılması, kira sözleşmesinde isimleri yazılı mirasçıların dinlenerek olayla ilgili ifadelerinin alınması, ayrıca, sanık A.’ın tarlanın maliklerinden olduğunun tespit edilmesi halinde, katılanın, sanık A.’a karşı kira borçlusu olacağından, adı geçen sanığın diğer sanıkla birlikte katılana ait arpaları kira alacağına karşılık almasının 144/1-b maddesinde düzenlenen hukuki alacağın tahsili amacıyla hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilip karar yerinde gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 24.09.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ Esas: 2013/6206 Karar: 2014/22812 Tarih: 30.06.2014

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Oluşa, sanık R.’in aşamalarda yapılan müdahale ve müştekiden kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacağı olduğu şeklindeki beyanlarına, hukuk mahkemesinde görülen davaya ilişkin evrak içeriklerine, sanıkların imzasının bulunduğu 27.05.2010 tarihli sözleşmede suça konu demirlerin sanık R.’in rızasıyla alındığı şeklindeki ibareye ve tüm dosya kapsamına göre; ayrıca müştekinin hazırlıktaki 07.12.2009 tarihli beyanında suça konu demirlerin A. E. isimli kişiye satıldığını beyan etmesi karşısında A. E. isimli kişinin araştırılarak tanık olarak beyanına başvurulması, suça konu demirlerin kendisine satılıp satılmadığı, satıldı ise kim tarafından satıldığı ve kaça satıldığı akibeti sorularak, sonucuna göre sanıkların eyleminin TCK’nın 144/1-b maddesine tekabüle eden alacağı tahsil amacıyla hırsızlık suçunun oluşturabileceği tartışılmadan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 30.06.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.


YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ Esas: 2011/21151 Karar: 2014/4500 Tarih: 17.03.2014

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Sanığın olay tarihinde önce yakınanla birlikte yaşadığı ve yakınandan alacağı bulunduğu, yakınanın borcunu ödememesi nedeniyle sanığın olay tarihinde yakınanın konutunun kendisinde bulunan yedek anahtarıyla konuta girerek bir kısım ev eşyalarını borcuna karşılık satması şeklinde gelişen eylemin TCK’nın 144/1-b maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu ve bu suç için soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı olup, şikayet dava şartı olduğundan ve yakınanın 17.09.2008 tarihli oturumda şikayetten vazgeçtiğinin anlaşılması karşısında; bu şartın ortadan kalktığı dikkate alınarak kamu davasının şikayet yokluğundan düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, 17.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ Esas: 2013/6729 Karar: 2014/2289 Tarih: 28.01.2014

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Sanığın üzerine atılı 5237 Sayılı T.C.K.nın 144/1-b maddesinde tanımlanan bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla hırsızlık suçunun tanımında hapis cezasıyla adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü, mahkemece sabıkası olmayan sanık hakkında ‘temyiz hakkının engellenmemesi için hapis cezasının seçildiği” şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hapis cezasının uygulandığı ve cezanın ertelenmesiyle kararda çelişki yaratılarak, sanığın daha lehine olan seçenek cezaların uygulanmaması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık O. Ş.’in temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeple tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 28.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas: 2012/27307 Karar: 2013/15812 Tarih: 13.06.2013

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-) Oluşa ve dosya içeriğine göre, şikayetçinin oturduğu evin sanığın ölen teyzesine ait olduğu, 14.10.2008 tarihli mirasçılık belgesine göre sanığın teyzesinin mirasçısı olduğu ve temyiz dilekçesine ekli ve suç tarihinden sonra verilen Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 9.7.2009 tarih ve 219-832 Sayılı ilamına göre de, terekenin taksimine kadar sanığın miras ortaklığı temsilcisi olarak tayinine karar verildiği, sanığın, şikayetçinin uzun süreden beri kira vermeden oturduğu ve tahliye kararına rağmen evden çıkmadığını savunması ve şikayetçinin de mirasçı sayısının çok olması ve banka hesap numarası verilmemesi sebebiyle kiraları yatıramadığını beyan etmesi karşısında, sanığın şikayetçinin evine girerek elektrik sayacını alması şeklinde gerçekleşen eylemi sebebiyle 5237 Sayılı T.C.K.nun 144/1-b maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığı kararda tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,

2-) 5237 Sayılı T.C.K.nun 53/1-c maddesinde belirtilen, velayet hakkından vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıvermeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi,

3-) Şikayetçi, 06.09.2009 tarihli oturumda “sanık hakkında şikayetçi olduğunu, davaya katılma talebinin olmadığını” beyan ettiği halde, 1.4.2009 tarihli oturumda davaya katılmayı talep etmesi üzerine mahkemece davaya katılmasına dair verilen karar hukuken geçersiz ve yok hükmünde olup, şikayetçi lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 13.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2016/7677 Karar : 2018/12363 Tarih : 30.10.2018

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen beraat hükümlerine, katılan …’in temyiz isteminin ise sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;

1-Sanık hakkında katılan …’e yönelik konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelemesinde;

Dosya kapsamına göre suça konu evde ikamet etmediği anlaşılan katılana karşı konut dokunulmazlığının ihlali suçunun unsurları oluşmadığından sanığın beraatine dair mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki 3 no’lu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA,

2-Sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelemesinde;

02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 144/1-b. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, katılan … ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/4506 Karar : 2018/9601 Tarih : 17.09.2018

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsili amacıyla hırsızlık suçundan sanık …’ıun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 144/1-b, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/03/2018 tarihli ve 2017/1153 esas, 2018/440 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 29/06/2018 gün ve 94660652-105-34-8585-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/07/2018 gün ve 2018/58122 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

Dosya kapsamına göre, sanığın, müştekinin sorumlusu olduğu Avrupa Konutlarını yapan… A.Ş’nin inşaat deposunda bulunan …marka makinesini aldığı olay nedeniyle hakkında 5237 sayılı Kanunu’nun 142/2-h maddesinden düzenlenen hırsızlık suçundan yapılan yargılama sonucunda, mahkemesince sanığın hırsızlık eyleminin hukuki ilişkiye dayanan alacağının tahsiline yönelik olduğunun kabulü ile mahkumiyetine karar verilmiş ise de;

5237 sayılı Kanun’un 144/1-b maddesinin soruşturma ve kovuşturmasının mağdurunun şikayetine tabi suçlardan olup hukuka uygun geçerli bir şikayetin yargılama koşulu olduğu, şikayetin bulunmaması halinde şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekeceği cihetle, müştekinin 26/03/2018 tarihli 1. celsede sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçmiş olması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 73/4. ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi yerine, mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

5237 sayılı TCK’nın 144/1-b. maddesinde düzenlenen suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesinin şikayete bağlı olduğu, müştekinin 26.03.2018 tarihli duruşmada şikayetinden vazgeçtiği gözetilerek; aynı Kanun’un 73/6. maddesi uyarınca sanıktan vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak kabul etmesi durumunda sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi; sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul etmemesi halinde ise 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan TCK’nın 144/1-b. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (KÜÇÜKÇEKMECE) 20. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 26.03.2018 gün ve 2017/1153 E., 2018/440 K. sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 17/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/4656 Karar : 2017/9448 Tarih : 27.12.2017

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp itiraza tabi olduğu, sanık … müdafiinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik istemi doğrultusunda dava dosyasının yerel mahkemece itiraz mercii olan İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği ve 31.01.2014 tarih ve 2014/196 Değişik İş numarası ile itirazın reddine karar verildiği ve bu kararın kesin olduğu anlaşılmakla; sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde;

1-Davaya konu, 15 Mayıs 2009 tarih, 17963 sayılı araç satış sözleşmesine dayanak olan vekaletnamenin dosyada bulunan örneklerinin okunaklı olmaması ve belge aslının denetime imkan verecek şekilde dosya içinde bulundurulmaması karşısında; maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için, noter tarafından işleme esas alınan ve faxla gönderildiği belirtilen vekaletnamenin aslı veya aslına uygunluğu onaylanmış tam boy ve okunaklı örneğinin Kadıköy 21. Noterliği’nden getirilerek incelenmesi sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hükümler kurulması,

2- Kabule göre;

a) Suç tarihi öncesi katılan ile sanık …‘in ticari ilişkilerinin bulunduğu, sanığın tanık beyanları ile desteklenen aksi kanıtlanamayan savunmasına göre borçları nedeniyle… plakalı aracı 07/06/2006 tarihinde katılanın üzerine muvazaalı olarak devrettiği, daha sonra sanık …‘ın aracının kendisine iadesini ve devrini katılandan istediği, bu iade ve devir yapılmayınca sanık …‘ın diğer sanık … ile anlaşarak, Kadıköy 18. Noterliğinde katılan tarafından sanık …‘ye verilmiş gibi 02/06/2008 tarihli sahte bir vekaletname oluşturduğu, sahte oluşturulan vekaletname ile sanık … tarafından Kadıköy 21. Noterliğinde aracın satışının sanık …‘a yapıldığının kabul edilmesi; diğer yandan sanık … hakkında üzerine atılı hırsızlık suçuna ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu karar her ne kadar temyiz kapsamı dışında olsa da, kararda, sanığın suça konu aracın sahibi olduğu, borçlularından kaçırmak amacıyla aracı katılanın üzerine yaptığı, ancak daha sonra aracın kendisine teslim edilmemesi nedeniyle TCK 144/1-b kapsamında düzenlenen, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla hırsızlık eylemini gerçekleştirdiğinin kabul olunması karşısında; sanıkların resmi belgede sahtecilik eylemi yönünden, TCK’nın 211. maddesi kapsamında “gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla sahteciliğin yapıldığı ve buna bağlı olarak belirtilen madde uyarınca cezada indirim yapılması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,

b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının sanıkların kendi alt soyu dışındakiler için hapis cezasının infazı tamamlanana kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ve sanık …’ in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/9835 Karar : 2017/11190 Tarih : 2.11.2017

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Yozgat Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/596 – 2012/234 sayı ve 01.03.2012 tarihli kararı ile sanık hakkında bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla hırsızlık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 25/04/2012 tarihinde kesinleşmesinden sonra denetim süresi içinde 18/08/2012 tarihinde hayvanı tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakma suçunu işlediği, bu suçtan yargılanarak 28/03/2013 tarihinde 5237 sayılı TCK ‘nın 177/1 maddesinde tanımlanan hayvanı tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakma suçundan adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 21/05/2013 tarihinde kesinleşmesi üzerine Yozgat Sulh Ceza Mahkemesi’nin 01.03.2012 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının yeniden ele alınması için mahkemesine ihbarda bulunulduğunun anlaşılması karşısında; sanığın denetim süresi içinde işlediği 5237 sayılı TCK’nın 177/1 maddesinde tanımlanan hayvanı tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakma suçunun, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 75. maddesi ile önödeme hükümleri kapsamına alındığı, ancak sanığın denetim süresi içerisinde 09.05.2013 tarihinde işleyip önödeme ve uzlaştırma kapsamında olmayan ve kesinleşmiş olan Yozgat 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/559-863 sayılı kasten yaralama suçuna ilişkin başka ilamının da olduğu nazara alındığında hükmün açıklanmasının şartlarının oluştuğu belirlenerek yapılan incelemede;

Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;

02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 144/1-b maddesinde düzenlenen bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla hırsızlık suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 02.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 22. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/16136 Karar : 2016/6715 Tarih : 27.04.2016

  • TCK 144. Madde

  • Daha Az Cezayı Gerektiren Haller

Katılan vekilinin yüzene karşı verilen kararı 11/02/2013 havale tarihli temyiz dilekçesi ile süresinde temyiz ettiği anlaşıldığından tebliğnamede bu hususta yer alan düşünceye iştirak edilmemiştir.

Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak;

1- Sanıkların Cumhuriyet savcılığında 05.07.2012 tarihinde vermiş oldukları beyanlarında katılandan alacaklarını tahsil etmek amacı ile üç ayrı tarihte hırsızlık yapmak için girdiklerini belirtmeleri, tanık …‘in kolluktaki beyanında sanıkları katılanın işyerinden yumurta ve yem aldıklarınını görünce katılana bildiridiğini beyan etmesi ve kolluk tarafından tutulan 05.07.2012 tarihli tutanakta sanıkların alınan önlem sonucu suça konu yere girmeye çalışırken yakalandıklarının belirtilmesi ve de, sanıkların suça konu işyerine girmeye çalıştıkları kısımda zarar olup olmadığı hususunun araştırılmadığının anlaşılması karşısında; tüm bu hususlar yöntemince değerlendirilip araştırılmadan ve de sonucuna göre eylemin TCK’nın 144. maddesinin uygulanma şartları da tartışılmadan yetersiz ve dosya kapsamı ile uyumlu ve yasal olmayan gerekçe ile hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından yazılı şekilde karar verilmesi,

2- Sanık, tanık, katılan beyanları, yakalama tutanağı ve tüm dosya kapsamından; sanıkların işyeri dokunulmazlığını bozma suçunu birden fazla kişi ile gerçekleştirdiklerinin anlaşılması karşısında; TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

3- 05.07.2012 tarihli yakalama tutanağından sanıkların atılı suçu saat 04:00 sıralarında TCK’nın 6/1-e maddesine göre geceden sayılan zaman dilimi içerisinde işlediklerinin anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında TCK’nın 116/4. maddesinin uygulanmaması,

4- Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararının, hükümde değerlendirilmesi zorunluluğu,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve …, katılan … vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 27/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS