0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu Nedir? (TCK m.158/1-d)

Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu; kamu kurumlarının maddi varlıklarının (ehliyet, nüfus cüzdanı, pasaport, tapu senedi vb.) kullanılarak hileli hareketlerle mağdurun aldatılması ve haksız menfaat sağlanması suretiyle işlenen bir dolandırıcılık suçu türüdür. Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu; TCK m.158/1-d bendinde bir nitelikli dolandırıcılık suçu şekli olarak düzenlenmiştir. Bu nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d bendinde 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası şeklinde belirlenmiştir.

Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d bendinde şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.158

1) Dolandırıcılık suçunun;

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,

İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

(3) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçunun Unsurları

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır. (Y15CD-K.2014/19092). Örneğin, TOKİ’nin antetli kağıtlarını kullanarak konut satışı yapmaya çalışmak, polis üniforması kullanarak trafik cezası kesiyormuş gibi insanlardan para almak, sahte nüfus cüzdanıyla başkası adına senet imzalayarak karşılığında mal satın almak, sahte tapu senedi vererek taşınmazı kendisine devrettiklerini söyleyerek mağdurdan para alamak gibi hareketler kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçuna vücut verir.

Suçta kullanılan materyalin kamu kurum ve kuruluşunun maddi varlığına benzetilmesi, hatta fotokopisinin kullanılması halinde dahi, kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu meydana gelir. Uygulamada, kamu kurum ve kuruluşunun suçta kullanılan materyal gibi bir maddi varlığının bulunup bulunmadığında tereddüt hasıl olduğunda, ilgili kamu kurum ve kuruluşuna müzekkere yazılarak suçta kullanılan materyal gibi bir maddi varlığının olup olmadığı sorulmaktadır.

Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşması için kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması yeterli olup bu kurum ve kuruluşların suçtan zarar görmesi gerekli değildir. Özellikle belirtelim ki, kamu kurum veya kuruluşunun merkez veya yerel teşkilatının dolandırıcılık suçunda araç olarak kullanılması arasında herhangi bir fark yoktur.

Suça Teşebbüs Hükümleri

Ceza hukukunda suça teşebbüs, işlenmesi amaçlanan bir suçun kanunda yazılı icra hareketlerine başladıktan sonra failin iradesi dışındaki sebeplerle suçun tamamlanamamasıdır (TCK md.35). Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kalması mümkündür. TCK m.158/1-d’de düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kalması halinde, faile verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir (TCK m.35/2).

Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun tamamlanabilmesi için mağdurun hileli hareketlerle aldatılarak zarara uğratılması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarının maddi varlıkları kullanılarak suçun icra hareketleri yapılmasına rağmen zararın meydana gelmemesi halinde suç teşebbüs aşamasında kalmış sayılacaktır. Örneğin, bir kimsenin imzası taklit edilerek hazırlanan sahte bononun icraya konulması, ancak icra takibine itiraz edilmesi üzerine takibin durması halinde; kamu kurumu olan icra müdürlüğünün araç kılınarak icra takibi yapılması nedeniyle TCK m.158/1-d’de düzenlenen “kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle” dolandırıcılık suçuna teşebbüs edilmiş olur. Aynı olayda, takibe itiraz edilmemesi üzerine haciz tatbik edilmiş olsaydı, haczin tatbiki zarar unsurunu oluşturacağından suç tamamlanmış olacaktır.

Sanıkların üzerine atılı kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun, katılan … aleyhine haciz işlemi tatbik edilmesiyle tamamlandığı cihetle, teşebbüs hükümleri uygulanamayacağının gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. (Y11CD-K.2022/3855)

Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olması, suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi ve ceza adaletine olumlu davranışlarıyla katkı sunması halinde indirim hükümlerinin uygulanmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur.

Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunun tamamlanması halinde fail hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için failin suçtan zarar gören veya mağdurun zararını gidermesi gerekir. Ancak, TCK m.158/1-e’de düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçu teşebbüs aşamasında kalmışsa zarar giderilse bile fail hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.

Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-d) tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir (TCK m.168/1). Yani, soruşturma aşamasında zararın giderilmesi halinde cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmeden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir (TCK m.168/2).

Görevli Mahkeme

Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun (TCK m.158/1-d) yargılaması ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilmektedir.

Kamu kurumlarının nüfus müdürlüğünün maddi varlığı olan sahte kimlik ve trafik tescil şube müdürlüğünün maddi varlığı olan sahte plaka kullanma sözkonusu olduğundan kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde, hüküm kurulması, bozma nedenidir. (Y15CD-K.2013/17937).

Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaştırma

Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunun (TCK m.158/1-d) takibi şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Suç resen soruşturulur. Suçun mağduru, şikayet hakkını en geç dava zamanaşımı süresi içinde kullanılmalıdır. Bu suçtan dolayı dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.

Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-d), nitelikli dolandırıcılık suçunun bir türü olduğundan taraflar arasında uzlaştırma prosedürü uygulanmasını gerektiren suçlardan değildir. Uzlaşma kapsamında olan suçlarda, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerekir. Bu suç uzlaşma kapsamında olmadığından uzlaştırma prosedürü uygulanmaz.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanığın 5 yıl gözlenmesi ve sanık hakkında verilen hükmün bu süre boyunca hiçbir sonuç doğurmaması, sanığın bu sürede yeni bir suç işlememesi halinde hakkındaki davanın düşmesi olarak tanımlanabilir.

HAGB kararı verilmesinin önemli şartlarından biri mağdurun uğradığı zararın giderilmesi şartıdır. Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-d) nedeniyle oluşan zararın giderilmesi halinde bazı hallerde suçun cezasının HAGB kararı verilebilmesi için gerekli olan miktara düşmesi mümkündür. Suçtan zarar gören veya mağdurun zararının giderilmesi halinde mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı vermesi mümkündür.

Cezasının Ertelenmesi veya Adli Para Cezasına Çevrilmesi

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-d) nedeniyle sanık hakkında verilen ceza 1 yılı aşacağı için, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Ancak, daha az cezayı gerektiren haller (TCK m.144) ve bazı akrabalık hallerinin mevcut olduğu durumlarda (TCK m.167/2) cezanın miktar itibariyle 1 yıl veya daha altı bir miktara inmesi söz konusu olabileceğinden, bu hallerde hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir.

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-d) nedeniyle, şartları varsa, hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu Yargıtay Kararları


Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçunun Unsurları

Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık; suç tarihinde yürürlükte bulunan TCKnın 158/1-d maddesi; "(1) Dolandırıcılık suçunun; ...d- kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi hâlinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur." şeklinde iken, suç tarihinden sonra 02.12.2016 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun`un 14. maddesiyle “iki yıldan yedi yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım “üç yıldan on yıla kadar hapis” olarak değiştirilmiştir.

Bu düzenleme ile toplumda yaşayan insanlar üzerinde güven etkisi oluşturan kurum, kuruluş ve tüzel kişiler aracı kullanılmak suretiyle kişilerin istismar edilmesinin önlenmesi amaçlanmış ve maddenin bu bölümüne ilişkin gerekçesinde de; “Birinci fıkranın (d) bendinde, dolandırıcılık suçunun kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişilerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi, bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Çünkü, kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişilikleri toplumda güven beslenen müesseseler olarak kabul edilmiştir.” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, dolandırıcılık suçunda araç olarak kullanılmalarının cezayı ağırlaştıran nitelikli hâller arasında düzenlenmesine neden olmuştur (Özbek/Doğan/Bacaksız, s. 721.). Bu nitelikli hâlin uygulanabilmesi bakımından kamu kurum ve kuruluşları ile kamu meslek kuruluşlarına, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerine zarar verilmesi gerekli değildir. Önemli olan hileli davranışların icrasında bu kurum ve kuruluşların araç olarak kullanılmış olmasıdır. Kurum ve kuruluşların araç olarak kullanılmasından maksat, bu kurum ve kuruluşların adını geçirmek suretiyle dolandırıcılık fiilinin gerçekleştirilmesi değildir. Hileli davranışların icrasında bu kamu kurum ve kuruluşlarının maddi olarak kullanılmış olması gerekir (Mahmut Koca, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Adalet Yayınevi, 7. Baskı, Ekim 2020, Ankara, s. 748-749.). Araç olarak kullanmanın anlamı mağduru aldatmak için kamu kurumuna ait araç, bilgi ve belgelerin kullanılmasıdır. Kanun koyucu bunların hileli hareketle menfaat temin etme aracı olmasını istememiştir (Soyaslan, s. 447.).

Mağdur çeşitli hilelerle kandırılıp mal varlığı aleyhine haksız bir menfaat temin edilmek istenildiğinde kamu kurum ve kuruluşları hilenin bir parçası olarak kullanılmakta ve mağdur dolandırılmaktadır. TCK`nın 158/1-d bendinin uygulanması ve işlenilen dolandırıcılık suçunun nitelikli sayılması için dolandırıcılıkta yapılan hilede kamu kurum ve kuruluşlarının herhangi bir maddi varlığı kullanılmadan sadece isimlerinin kullanılması yeterli değildir. Bu nitelikli hâlin uygulanması için kamu kurum ve kuruluşlarının bir maddi varlığının-değerinin hilede vasıta olarak kullanılması gerekir. Basılı evrak, antetli kâğıt, ruhsat, rozet, kimlik, diploma gibi varlıkların kullanılması gerekir. Örneğin nüfus cüzdanları nüfus müdürlüğünün, polis kimliği, rozeti, rütbesi elbisesi emniyet genel müdürlüğünün, diploma milli eğitim bakanlığının-ilgili üniversitenin, vergi dairesine ait kimlik ya da basılı evrak yine ilgili kurumun maddi varlıklarıdır. Tapunun araç olarak kullanılmasında sıklıkla; bir taşınmaz yerine başka bir taşınmaz gösterilmekte ve tapuda değeri düşük başka bir taşınmazın satışı yapılmaktadır. Sahte mahkeme kararıyla bir taşınmazla aidiyet oluşturulmakta ve tapuda satış yapılabilmektedir (Sami Öztürk, Açıklamalı-İçtihatlı Güveni Kötüye Kullanma Bedelsiz Senedi Kullanma Dolandırıcılık Suçları ve TCK Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 1. Baskı, Mayıs 2022, Ankara, s. 421-422.). (Yargıtay CGK - Esas : 2022/204, Karar : 2022/749).

Başkasına Ait Nüfus Cüzdanının Kullanılarak Dolandırıcılık Yapılması

Sanığın, yol üzerinde katılan adına düzenlenmiş bir adet nüfus cüzdanı bulduğu, daha sonra nüfus cüzdanı üzerindeki fotoğrafı sökerek kendi fotoğrafını yapıştırdığı, sonrasında söz konusu nüfus cüzdanını kullanarak cep telefonu hattı çıkarttırdığı, bu telefon hattını yaklaşık bir ay kullandığı ancak faturasını ödemediği ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafından işlendiğine ve eylemin kamu kurumunun maddi varlığı olan nüfus cüzdanı kullanılarak işlenmiş olması nedeniyle, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-d maddesinde öngörülen “kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş ve bu nedenle tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/3079 E. , 2014/19092 K.).

Sahte Trafik Tescil Belgesi Kullanarak Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Sanığın internette ilan verdikten sonra katılanla yüz yüze gelerek araç satış işlemini gerçekleştirmeleri nedeniyle bilişim sistemi olan internetin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmayacağı ancak, suça konu aracın motor aksamında ve şasi kısmında değişiklik yapılıp kamu kurumu niteliğinde olan Trafik Tescil Müdürlüğü’nün maddi varlığı niteliğindeki gerçeğe uygun olmayan trafik tescil belgesi ile noterde satıldığının anlaşılması karşısında, eylemin 5237 sayılı Kanun’un 158 … maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur (Yargıtay 11CD - Esas : 2021/19722, Karar : 2023/5284).

Sanığın, müştekilere ait araçların muayene işlemlerini yaptıracağından bahisle araçlara ait kamu kurumlarından olan Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Büro Amirliğinin maddi varlıklarından sayılan motorlu araç trafik belgelerini alarak, 07 S 9953 plaka sayılı araca ait motorlu trafik ve tescil belgesi üzerinde sahte muayene işlemi yapmak suretiyle resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia ve kabul olunması karşısında; dolandırıcılık suçu yönünden eylemin TCK’nın 158/1-d. maddesinde öngörülen “kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık’’ suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/14366 E. , 2018/269 K.).

Ölüm Aylığı Alabilmek İçin Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Beraat

Sanıkların evli oldukları, sanık …’ın babasından ölüm aylığını alabilmek için anlaşarak boşandıkları, boşanmalarına rağmen aynı evde birlikte yaşadıkları, ölüm aylığı alarak Sosyal Güvenlik Kurumunu zarara soktukları, bu suretle sanıkların kamu kurum ve kuruluşları vb tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanıkların savunması, katılan ve tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre mahkemenin beraat hükmünde ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/11695 E. , 2020/116 K.).

Jandarma Kıyafetleri Giyerek Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Sanığın, herhangi bir resmi sıfatı olmadığı halde, Jandarma üsteğmen üniforması, bere, askeri bot giyip, kelepçe ve kuru sıkı tabanca takmak suretiyle, kendisini il jandarma komutanlığında görevli üsteğmen olarak tanıtıp, Mevki Hastanesine personel alınacağını, kendisinin kontenjanı olduğunu söyleyerek müştekilere yönelik dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia ve kabul olunması karşısında sanığın eyleminin, TCK’nın 158/1-d maddesinde öngörülen Kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdiri ve tartışmasının üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/10729 E. , 2014/11699 K.).

Haciz Tatbik Edilmesi Nitelikli Dolandırıcılık Suçunu Tamamlar

Sanığın üzerine atılı kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun, katılan aleyhine haciz işlemi tatbik edilmesiyle tamamlandığı anlaşılmakla teşebbüs hükümleri uygulanamayacağının gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi ve gerekçeli karar başlığına hatalı yazılan suç isimleri ile tarihinin “Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık; resmi belgede sahtecilik; 14.04.2010” şeklinde mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/28696 E. , 2022/4356 K.).

Sanığın, üzerine atılı kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun, katılan aleyhine haciz işleminin tatbik edilmesiyle tamamlandığı dikkate alındığında, hakkında teşebbüs hükümleri uygulanamayacağının gözetilmemesi bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/17400 E. , 2022/3857 K.).

Sanığın, suça konu senedi kamu kurumu niteliğindeki Kadıköy 5. İcra Dairesi’nin 2011/19820 sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunun anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/1246 E. , 2022/5467 K.).

Postacı kılığında gelerek 2004 yılı Kasım ayında Katılan …‘a gizlice imzalatılan daha sonra da diğer kısımları doldurulan suça konu sahte olarak düzenlenmiş olan senedin 12/07/2005 tarihinde Denizli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2005/4947 esas sayılı dosyasıyla katılan …‘un aleyhine icra takibine konulmuş olması nedeniyle sanıklara isnad olunan “Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunun suç tarihinin sahte bononun icraya konulduğu 12/07/2005 tarihi olması, suç tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesi kapsamında kalan “Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçudur (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/1400 E. , 2018/4227 K.).

Sanığın, katılanların babası olan ve 13.09.2007 tarihinde vefat eden…‘in borçlu olarak gözüktüğü 15.01.2007 tanzim tarihli, 05.02.2007 vade tarihli, 180.000 TL bedelli sahte olarak tanzim edilmiş bonoyu Bakırköy 2. İcra Müdürlüğünün 2008/3864 sayılı takip dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip talebinde bulunduğu, katılanlar tarafından vaki itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu, suça konu bonodaki imzanın katılanların babasına ait olmadığı, sahte olarak tanzim edildiği, bu şekilde kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia edilen olayda; sanık savunması katılanların beyanı, icra dosyası, icra hukuk dava dosyası, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre sanığın kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/34587 E. , 2021/3297 K.).

Sahte Tapu Senedi Kullanarak Evi Devrettiklerini Söyleyerek Dolandırıcılık Suçu

Olay tarihinde sanık … ve temyiz dışı sanık …‘ın fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek sanık …‘nın annesine ait olan evini katılana satacakları vaadiyle 50.000 TL’ye anlaştıkları, olay günü katılanla sanıkların tapu dairesinde buluştukları, sanıkların katılanı tapu dairesinin dışında beklettikleri, daha sonra işlemleri tamamladıklarını söyleyerek evin tapusunu getirdikleri ve parayı katılandan aldıkları, katılanın sonrasında evin tapusunun sahte olduğunu öğrendiği, bu suretle sanığın üzerine atılı kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın savunması, katılan ve tanık beyanları, tapu belgeleri, tutanaklar ile dosya kapsamından sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik mahkemece verilen mahkumiyet hükmü ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/34864 E. , 2021/3125 K.).

TCK m.158’e Ait Birden Fazla Fıkranın İhlali Halinde Alt Sınırdan Uzaklaşma

Sanığın aralarında fikir ve irade birliği bulunan ve nişanlısı olduğunu beyan eden temyiz dışı sanık … ile birlikte hareket ederek, paravan şirket kurdukları, daha sonra bu şirket aleyhine hayali bir alacağa dayalı icra takibi başlatıp kesinleştirdikleri, sanığın katılandan şirketin yetkilisi olarak karşılığını ödemeden noterden araç satın aldığı, bu aracın şirket adına tescil edildiği ve araç üzerine aynı gün icra takip dosyası üzerinden yakalamalı haciz şerhi koydurdukları, bu suretle şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında ve kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın savunması, katılan ve tanık beyanları, icra dosyası bilgileri, noter belgeleri ile dosya kapsamından sanığın TCK’nun 158/1-d ve h maddelerinde belirtilen birden fazla fıkrasını ihlal etmesi, suçun işleniş şekli, sanığın kastının yoğunluğu ve zararının ağırlığı karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler esas alınıp, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesi gereğince hükmolunan hapis cezasının tayininde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/7149 E. , 2019/2135 K.).

Sahte Sağlık Raporu ve Reçete Düzenleyerek Kamu Kurumunun Araç Yapılması

Sanığın kamu kurumunun maddi varlığı olan sağlık raporu ve reçeteleri sahte olarak düzenleyip kullanarak Efe, ve eczanelerinden ilaç almak suretiyle hileli hareketlerle menfaat temin ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan üç kez cezalandırılması yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/10469 E. , 2018/7640 K.).

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS