0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Yargılanmanın Yenilenmesi (İadei Muhakeme) Nedir?

Mahkeme tarafından verilerek kesinleşen bir hükümle ilgili olarak, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belirlenen hallerde hükümlü lehine (CMK m. 311) veya aleyhine (CMK m. 314) olarak yeniden yargılama yapılmasına “yargılamanın yenilenmesi” veya “iade-i muhakeme” denilmektedir.

Kesin hükümle sonuçlanmış bir uyuşmazlık kural olarak yeniden yargılama konusu yapılamaz. Bu nedenle, yargılamanın yenilenmesi olağanüstü bir kanun yoludur.

Yeniden yargılanma başvurusu, hükmü veren mahkemeye bir “yargılamanın yenilenmesi dilekçesi” verilerek yapılır.

Yargılamanın Yenilenmesi Başvuru Süresi Nedir?

Yargılamanın yenilenmesi kanun yolu, talep üzerine işletilir. Talep olmadan mahkemenin kendiliğinden harekete geçerek kesinleşen hüküm ile ilgili yeni bir yargılama yapması mümkün değildir. Hükmün cezaevinde infaz edilip edilmemesi, hükümlünün ölümü, kesinleşen hüküm nedeniyle henüz yakalanmamış olması yargılamanın yenilenmesine engel değildir (CMK md.313).

Yargılamanın yenilenmesi talebi herhangi bir süreye bağlı olmadan ileri sürülebilir. Olağanüstü bir kanun yolu olması nedeniyle herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Kesinleşen bir hüküm ile ilgili kanuni diğer koşullar varsa her zaman iade-i muhakeme başvurusu yapılabilir.

Kesinleşmiş ceza mahkemesi kararının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuru üzerine; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından sanığın herhangi bir hakkının ihlal edildiğinde, AİHM kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde, kararı veren mahkemeye başvurularak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması gerekir. Örneğin, bir ceza davasında adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle 01.01.2017 tarihinde AİHM tarafından verilen ihlal kararı üzerine, sanık daha önce yargılandığı mahkemeye 01.01.2018 tarihine kadar başvurarak yeniden yargılanma talebinde bulunabilir.

Yargılamanın Yenilenmesi İçin Yeni Delil veya Olayların Ortaya Konulması

Yargılamanın yenilenmesi, daha önceki yargılama sırasında ele alınmayan “yeni delil” veya “yeni olay” mevcut olduğunun anlaşılması halinde başvurulan bir kanun yoludur. Yargıtay, “yeni delil” veya “yeni olay” kavramlarını şu şekilde açıklamaktadır (YCGK-K.2014/121):

Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için “yeni” olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın “yeni” olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da “yeni” sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilemeyen her türlü olgu ve delil de “yeni” sayılmaktadır.

Daha önceden mahkemeye bildirilen ancak mahkeme tarafından değerlendirilerek inandırıcı bulunmadığı için dikkate alınmayan delil ve olgular “yeni” değildir. Buradaki yenilikten anlaşılması gereken taraf bakımından değil, mahkeme bakımından olay ya da delilin yeni olmasıdır. Mahkemece bilinmeyen, incelenmeyen, yargılama konusu yapılmayan ve bu nedenle değerlendirilmeyen deliller “yeni delil veya olay” kapsamındadır. Yenilik açısından önemli olan delil vasfına sahip olacak biçimde içerikteki yeniliktir. Bu nedenle hükümlünün bildiği veya bilmesi gereken bir olay veya delil, mahkemece bilinmiyorsa veya öğrenilmekle birlikte değerlendirilmemişse yargılamanın yenilenmesi nedeni olabilecektir.

Yeni olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda “önemli” de olması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile yeni deliller ve olaylar ortaya konulduklarında tek başlarına ya da önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmalıdır.

Yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olup olmadığı konusunda şekil şartının yerine getirilmesi yeterli olmayıp, ikame olunan olay ve delillerin önceden ileri sürülmeyen ve tamamen yeni nitelik taşıyan yapıda olması ve tek başına veya diğer deliller birlikte incelendiğinde hükümlü lehine değerlendirmeye ve önceki hükmü değiştirmeye mahkemeyi yönlendirecek ciddiyette bulunması gerekmektedir. Bu özelliği taşımayan iddialarla, sırf şekli unsurların yeterliliğinden bahisle yargılamanın yenilenmesinde delil toplamaya ya da bu safha aşılarak duruşmalı incelemeye yönelmek kanun koyucunun amacıyla ve olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesinin yapısıyla uyuşmamaktadır. Diğer bir ifade ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılıcak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulması zorunludur.

Hükümlü Lehine Yargılamanın Yenilenmesi Sebepleri Nelerdir?

“Yeni delil” veya “yeni olay” ortaya çıkması dışında, kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hallerde “hükümlü lehine” olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:

Yargılamada Sahte Belge Kullanılması (CMK md.311/1-a): Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilir. Sahteliği ispat edilen belge hükme esas alınmış ise, yeniden yargılanma talebinde bulunulabilir. Sahte belge, duruşmada okunmasına rağmen hükme esas alınmamışsa; yani karara hiçbir etkisi yoksa, bu belge evrakta sahtecilik suçunun konusu olsa bile yeniden yargılanma talebinde bulunulamaz. Sahte belge hükme esas alınmışsa, hem sanığın lehine hem de aleyhine yargılamanın yenilenmesi başvurusu yapılması mümkündür.

Gerçeğe Aykırı Tanıklık veya Bilirkişilik Yapılması (CMK md.311/1-b): Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa yeniden yargılanma talebinde bulunulabilir. Tanığın yalan söylediği, yani halk arasında kullanıldığı şekliyle yargılamada “yalancı tanıklık” yapıldığının anlaşılması halinde, bu tanıklık önceki yargılamada hükmün oluşmasına da neden olmuşsa, yargılamanın yenilenmesi (iade-i muhakeme) talebinde bulunulabilir.

Hakimin Görevini Yerine Getirirken Suç işlemesi (CMK md.311/1-c): Hükme katılmış olan hakimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkumiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise, yeniden yargılanma (İade-i Muhakeme) talebinde bulunulabilir. Örneğin, Fetö üyesi olduğu iddia edilen hakimlerin görevlerini yaparken örgütlü bir tutum ile hareket ettikleri bilindiğinden, bu hakimlerin verdiği tüm kararlar hukuka aykırı olup yargılamalar yenilenmelidir.

Mahkumiyet Hükmünün Dayanağı Olan Başka Bir Hükmün Ortadan Kalkması (CMK md.311/1-d): Ceza hükmü, hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise, hükümlü yeniden yargılanma talebinde bulunabilir. Ceza yargılamasında, delil serbestisi ilkesi mevcuttur. Bu nedenle, başka bir mahkeme tarafından verilen karar da ceza mahkemesi tarafından delil kabul edilerek hükme esas alınabilir. Ancak, ceza mahkemesi tarafından hükme esas alınan başka mahkemenin kararı, herhangi bir nedenle ortadan kalkarsa yeniden yargılanma (iadei muhakeme) başvurusunda bulunulabilir. Örneğin, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bir kimsenin yaşının 19 olduğu tespit edilip Ağır Ceza Mahkemesi de hukuk mahkemesinin bu kararı nedeniyle sanığın yaşını 19 kabul ederek ceza uyguladıktan sonra; Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararının yanlış olduğu, sanığın yaşının 17 olduğu anlaşıldığında, yeni yaşa göre ceza indirimi yapılması gerektiğinden hükümlü tarafından yeniden yargılanma (iadei muhakeme) başvurusunda bulunulabilir.

AİHM Kararı ile Hak İhlalinin Tespit Edilmesi (CMK md.311/1-f): Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.

Anayayasa Mahkemesi Kararıyla Hak İhlalinin Tespit Edilmesi: Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru üzerinde tespit ettiği ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir (6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun m. 50/2).

Hükmün infaz edilmiş olması veya hükümlünün ölümü, yargılamanın yenilenmesi istemine engel olmaz. Bu durumda ölenin eşi, üstsoyu, altsoyu, kardeşleri yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilirler. Bu kişilerin yokluğu hâlinde, Adalet Bakanı da yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilir.

Sanık veya Hükümlünün Aleyhine Yargılamanın Yenilenmesi Nedenleri

Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış olan bir dava aşağıda yazılı hallerde sanık veya hükümlünün aleyhine olarak yargılamanın yenilenmesi yolu ile tekrar görülür:

Sahte Belge Kullanılması (CMK md.314/1-a): Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliği anlaşılırsa, hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi başvurusu yapılabilir.

Hakimin Hükümlü Lehine Görev Kusuru İşlemesi (CMK md.314/1-b): Hükme katılmış olan hakimlerden biri, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş ise, hükümlünün aleyhine yargılamanın yenilenmesi (iadei muhakeme) kanun yoluna gidilmesi mümkündür.

Sanığın İkrarı (CMK md.314/1-c): Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hâkim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuşsa, sanık aleyhine yargılamanın yenilenmesi başvurusunda bulunulabilir. Ancak, sanığın gazete, tv, radyo veya sosyal medya ortamında suç ikrarında bulunması yargılamanın yenilenmesi nedeni değildir.

Yargılamanın Yenilenmesi Başvurusu Hükmün İnfazını Durdurur mu?

Kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı kural olarak infaz edilmelidir. Yargılamanın yenilenmesi başvurusunda bulunulması kendiliğinden hükmün infazının ertelenmesine neden olmaz. Ancak yeniden yargılanma talebini değerlendiren mahkeme, olayın veya yeniden yargılama başvurusunun özelliklerine göre infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verebilir (CMK md.312).

Hangi Hallerde Yargılamanın Yenilenmesi Mümkün Değildir?

Bazı hallerde yeniden yargılama başvurusu yapılması mümkün değildir (CMK md.315):

  • Hükümlünün mahkum olduğu kanun maddesinin alt ve üst sınırları arasında cezanın indirilmesi veya arttırılması, yani sadece cezanın değiştirilmesi amacıyla yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz. Ancak, hükümlünün mahkum olduğu suç vasfının değişmesini sağlamak üzere yargılamanın yenilenmesi başvurusu yapılabilir. Örneğin, TCK md. 204 gereği resmi evrakta sahtecilik suçu nedeniyle 3 yıl ceza alan bir kimse, sadece 2 yıl ceza alması gerektiğini ileri sürerek yeniden yargılanma talebinde bulunamaz. Ancak, eylemi sabit olan ve suç vasfı hırsızlık olarak kabul edilen bir kimse, suçun güveni kötüye kullanma suçu olarak nitelendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yeniden yargılanma talebinde bulunabilir.

  • Mahkumiyet hükmündeki hatanın yargılama yapma dışında, başka yolardan giderilmesi mümkünse yargılamanın yenilenmesi kanun yoluna gidilemez.

Bir Suç Olgusuna Dayanan Yargılamanın Yenilenmesi Şartları (CMK md. 316)

Suç olgusuna dayanan yargılamanın yenilenmesi talepleri iki gerekçeyle ileri sürülebilir:

  • Hükümlü, mahkumiyet hükmünün dayanağı olan bir delil kaynağının veya olgunun suç işlenerek karara etki edecek şekilde çarpıtıldığı iddia edebilir. Ancak, hükümlünün bu iddiasının yargılamanın yenilenmesi açısından dikkate alınabilmesi için, suç teşkil eden fiile dair kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmünün olması gerekir. Örneğin, kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne etki eden tanıklardan biri yargılamadan sonra “yalan tanıklık suçu” nedeniyle kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile cezalandırılırsa, bu durum bir suç olgusuna dayanan yargılamanın yenilenmesi nedenidir (CMK md.316).

  • Bir suç iddiasına dayandırılan yenileme istemi, mahkumiyeti gerektirecek nitelikte kuvvetli delil bulunmaması dışında; yani delil yetersizliği dışında bir nedenle bir fiil ile ilgili ceza soruşturmasına başlanamamış veya sürdürülememişse kabul edilebilir. Örneğin, milletvekili olan kişinin işlediği bir fiilden dolayı dokunulmazlık nedeniyle yargılama yapılamamış olabilir. Milletvekilinin görevi bittikten sonra yapılan yargılama neticesinde ortaya çıkan durum veya olgular, kesinleşmiş dosyada gerekçe olarak gösterilerek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulabilir. Elbette, yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa her zaman yargılamanın yenilenmesi istenebilir (CMK md.311/1-e).

Yargılamanın Yenilenmesi Başvurusu Nasıl Yapılır?

Yeniden yargılanma talebi, bunun kanuni nedenleri ile dayandığı delilleri içermelidir (CMK md.317). Yargılamanın yenilenmesi başvurusu, kesinleşmiş mahkumiyet hükmünü veren mahkemeye yapılır. Yargılanmanın yenilenmesi talebini alan mahkeme, talebin kabule şayan olup olmadığını değerlendirirken önceki yargılamaya katılmamış hakim veya hakimlerden oluşmalıdır. Önceki yargılamada görev alan hakimler aynı mahkemede görevine devam ediyorsa, diğer mahkemelerden hakim temin edilmeli veya bir heyet oluşturulmalıdır (Yargıtay 1. CD -Karar: 2010/4).

Örneğin, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve kesinleşen bir hükme karşı aynı mahkemede yapılan yargılamanın yenilenmesi istemi değerlendirilirken diğer mahkemelerden (örn, 3. veya 4. Ağır Ceza Mahkemesinden) bu mahkemeye hakim görevlendirilmelidir. Örneğimizde, hakimler farklı mahkemelerden olsa bile, karar İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi adına verilecektir. Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir.

Yargıtay, yerel mahkeme kararını temyiz aşamasında düzelterek onama kararı verse bile, Yargıtay’ın doğrudan hüküm kurduğu hallerde de yeniden yargılanma talebi hükmü vermiş olan yerel mahkemeye yapılır.

Yargılamanın Yenilenmesi İsteminin Kabulü veya Reddi (CMK md.319)

Yargılamanın yenilenmesi talebi, kanunda belirlenen biçimde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek kanuni hiçbir sebep gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir.

Yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddiaların ortaya konulan delillerle doğrulanması gerekir. Delillerle doğrulansa bile, bu iddiaların daha önce verilmiş olan hükme hiçbir tesiri yoksa, yargılamanın yenilenmesi istemi temelsiz olması sebebiyle duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde reddedilir.

Aksi halde mahkeme, yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verir. Yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edildiğinde, bir diyecekleri olup olmadığını yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur.

Yargılamanın Yenilenmesini Talebinin Reddi Kararına İtiraz

Yargılamanın yenilenmesi başvurusu ve devamında mahkeme tarafından verilen kararlar ile ilgili kanun yoları hakkında CMK md. 260-266 arasında düzenlenen genel hükümler uygulanır.

Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilmesi veya reddedilmesi kararına karşı Cumhuriyet savcısı ve ilgililer 7 gün içinde itiraz kanun yolu başvurusu yapabilirler (CMK md.319).

Yargılamanın Yenilenmesi Kararı Verilmesi ve Delillerin Toplanması

Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi istemini yerinde bulursa delillerin toplanması için bir naip hâkimi veya istinabe olunan mahkemeyi görevlendirebileceği gibi; kendisi de bu hususları yerine getirebilir.

Delillerin mahkemece veya naip hâkim tarafından veya istinabe suretiyle toplanması sırasında, soruşturmaya ilişkin hükümler uygulanır.

Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir.

Yargılamanın Yenilenmesi Neticesinde Hüküm Verilmesi

Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü üzerine kural olarak mahkememin duruşma açarak delilleri toplaması gerekir. Yeniden yapılacak duruşma sonucunda mahkeme, önceki hükmü onaylar veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verir (CMK md.323). Hükümlü ölmüşse, mahkeme yeniden duruşma yapmaksızın gerekli delilleri topladıktan sonra hükümlünün beraatine veya yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verir (CMK md.322). Diğer hâllerde de mahkeme, bu hususta yeterli delil varsa Cumhuriyet savcısının uygun görüşünü aldıktan sonra duruşma yapmaksızın hükümlünün derhâl beraatine karar verir. Bu halde, mahkeme beraat kararı ile beraber önceki hükmün ortadan kaldırılmasını da karar altına alır.

Yargılamanın yenilenmesi istemi hükümlünün lehine olarak yapılmışsa, yeniden verilecek hüküm önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı içeremez.

Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü üzerine kural olarak mahkememin duruşma açarak delilleri toplaması gerekir. Yeniden yapılacak duruşma sonucunda mahkeme, önceki hükmü onaylar veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verir (CMK md. 322/4).

Yargılamanın yenilenmesi sonucunda beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararının tamamen veya kısmen infaz edilmesi dolayısıyla kişinin uğradığı maddi ve manevi zararlar CMK’nun 141 ila 144. maddeleri hükümlerine göre tazmin edilir (CMK md. 323/3).

Yargılamanın Yenilenmesi ve Dava Zamanaşımı

Dava zamanaşımı, suçun işlenmesinden itibaren belli bir süre sonra davanın açılmaması veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmaması halinde ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur.

Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, yani yargılamanın yenilenmesi hallerinde, mahkemece yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar (TCK m.66/5). Örneğin, 01.01.2015 yılında kesinleşmiş bir davada yargılamanın yenilenmesi talebinin 01.06.2021 tarihinde kabulü halinde, kabul tarihinden itibaren yeniden zamanşımı süresi işleyecektir. İşleyecek olan bu zamanaşımı süresi, TCK m.66/1 hükümleri dikkate alınarak yeni baştan daha önce hiç zamanaşımı süresi işlememiş gibi işlemeye başlayacaktır.

Yargılamanın Yenilenmesi Yargıtay Kararları


AİHM Kararı ile Yargılamanın Yenilenmesi Şartları

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311. maddesinin 1. fıkrasının “f” bendine dayanılarak, kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir davanın, hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülebilmesi için;

1-) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verilmiş olması,

2-) Hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması,

3-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istemde bulunulmuş olması,

4-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının 04.02.2003 tarihi itibariyle kesinleşmiş veya 04.02.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru üzerine verilmiş olması, gerekmektedir.

Somut olaya bakıldığında;

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının 24.12.2003 tarihli başvuru üzerine verildiği, hükümlü hakkında kesinleşen mahkumiyet hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin 6. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrası ile birlikte 6. maddesinin 3. fıkras 3. fıkrasının c ) bendinin ihlâli suretiyle verildiği ve hükmün bu aykırılığa dayandığının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olduğu, kararın kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde yargılamanın yenilenmesi isteminin yapıldığı, dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi için kanunun aradığı koşulların gerçekleşmiş olduğu kabul edilmelidir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar: 2016/373)

Yeniden Yargılama için Yeni Delil ve Olay Şartı

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 gün ve 2012/3-909, 2014/121 sayılı kararında da belirtildiği üzere, delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için “yeni” olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın “yeni” olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da “yeni” sayılmalıdır.

Kimliğini kaybettiğini, daha önce de yargılandığını ve suçu V.Ö. isimli kişinin işlediğinin ortaya çıkması ile Şereflikoçhisar Asliye Ceza Mahkemesi’nce beraatine karar verildiğini belirterek yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunan hükümlü Şereflikoçhisar Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığını ilk kez ileri sürdüğü ve suç tarihinde Ankara’da olduğunu bilen tanıklar bulunduğuna ilişkin beyanı da mahkemece değerlendirilmemiş olduğu halde yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmesi nedeniyle hükmün kanun yararına bozma yoluyla bozulmasını gerektirmiştir (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar: 2015/22775).

Müştekinin İfadesini Değiştirmesi ve Yeniden Yargılanma

Adı geçen sanığın müştekinin eşinin akrabası olduğu ve zaman zaman gelip gittiği, müştekinin evinde bulunan bilgisayarı ve kuru sıkı tabancayı izinsiz alıp götürdüğü gerekçesi ile hırsızlık suçundan mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmakla, sanığın mahkeme huzurundaki savunmasında, müşteki ve eşinin bilgisayarı kendisine tamir ettirmesi için verdiklerini, tabancanın ise bilgisayar çantası içinde unutulmuş olduğunu beyan ettiği, ancak mahkemece bu savunmaya itibar edilmeyerek mahkumiyet hükmü kurulduğu ve kararın Yargıtay’ca onandığı, müteakiben hükmün infazına başlandıktan sonra müştekinin sanığın savunmasını doğrular nitelikte 09.01.2015 tarihli bir dilekçe verdiği ve eşinin bilgisayarı kendisinden habersiz sanığa tamir için vermesine kızarak polise hırsızlık ihbarı yaptığını, sanığın hırsızlık yapmadığını, bilgisayarı sanığa eşinin teslim ettiğini beyan ettiği ve sanığın da bu beyana dayanarak yargılamanın yenilenmesi talep ettiği anlaşıldığından, müştekinin yeni beyanları doğrultusunda yargılamanın yenilenmesi nedenlerini düzenleyen 5271 sayılı CMK’nın 311. maddesi kapsamında yapılacak yeni değerlendirme sonucunda ortaya çıkacak delillerin sanık lehine kabule değer olabileceği gözetilerek yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmesi sebebiyle, kararın kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar: 2015/18472).

Sanığa Ait Eski Doktor Raporu Yargılamanın Yenilenmesi Nedenidir

Sanık müdafiinin 13.03.2015 havale tarihli yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçesi ekinde sanık lehine “yeni delil” olarak mahkemeye ibraz ettiği … Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden verilen 09.01.2015 tarihli, 2014/41496 Sayılı yazıya göre sanığın 2002 yılından itibaren çeşitli tarihlerde ve suç tarihi olan 19.12.2005 tarihinden kısa bir süre önce 06.08.2005-22.08.2005 tarihleri arasında yatılı tedavi gördüğünün bildirildiği cihetle, sanığın suç tarihi itibari ile akıl sağlığının yerinde olmadığı ve cezai ehliyetinin bulunmadığı iddialarına dayanan yargılamanın yenilenmesi talebinin, CMK’nın 311. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan “Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa” şeklindeki düzenleme kapsamında yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabule değer olduğu, ayrıca sanık müdafii tarafından kanun yararına bozma talepli dilekçe ekinde ibraz edilen aynı hastanenin 26.11.2014 tarihli ve 8215 Sayılı raporunda sanık hakkındaki başka bir dosya olan Gaziosmanpaşa 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/17 esas sayılı dosyası kapsamında sanığın 06.08.2005 tarihi itibari ile cezai sorumluluğu olmadığının bildirildiği anlaşıldığından, yargılamanın yenilenmesi talebinin “cezaların infaz edilmiş olduğu” gerekçesi ile reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür (Yargıtay 10. Ceza Dairesi - Karar: 2017/1827).

Eksik İnceleme ve Araştırma Yapılması Sebebiyle Yargılamanın Yenilenmesi

Hükümlünün boşandığı eski eşi K.’a ait 18.02.2015 tarihli dilekçe içeriğine göre, sanığın işlediği sabit kabul edilen suça konu eylemleri K.’ın gerçekleştirdiği, sanığın üzerine atılı suçu işlemediği ve ilgisinin olmadığı, katılan vekilinin sunduğu 05.12.2010 tarihli dilekçe içeriğine göre ise, söz konusu zararın sanık tarafından tazmin edildiğinin beyan edilmesi karşısında bu hususun sanığın iyi niyeti olarak yorumlanması gerektiği, keza mahkemesince hükümlünün boşandığı eşi K.’ın çağrılarak ifadesi alınmadığı gibi, imza ve yazı örnekleri de alınmayarak bilirkişi incelemesi yaptırılmaması neticesinde eksik inceleme sonucunda hükümlü hakkında mahkumiyet kararı verildiği, dosya arasında bulunan mevcut bilirkişi raporuna göre yazıların sanığa ait olduğu, imzanın aynı kalemle atıldığı belirtilmesine rağmen, imzanın sanığa ait olmadığının tespit edilmesi karşısında, kovuşturma aşamasında dinlenilen tanık beyanları da dikkate alınarak şüphenin, ortadan kaldırılmasına yönelik suça konu malların teslim edildiği adresin kime ait olduğunun da araştırılmasının gerekmesi karşısında, ortaya konulan delillerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-e maddesi “yargılamanın yenilenmesi” hükümleri gereğince yeni delil niteliğinde bulunduğu gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozma yoluyla bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2015/28971).

Müştekinin Zararının Tespitiyle Tazmininin Sağlanması için Yargılamanın Yenilenmesi

Cizre Asliye Ceza Mahkemesince Yargıtay’ın onama ilâmını müteakip, sanıklara kurum zararının tespiti ve tazmini hususunda ihtarat yapılmamış olması, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilmiş ise de, bu hususun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-e, maddesi anlamında yeni olay veya yeni delil olarak değerlendirilemeyeceği ileri sürülerek yargılamaının yenilenmesi istemi reddedilmiştir. Esasa etkili delillerin toplanmaması yargılamanın yenilenmesi sebeplerindendir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar: 2014/3166).

Yargılamanın Yenilenmesi Kararı Şartları ve Yeni Tanıkların Mahiyeti

5271 sayılı CMK’nın “Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri” başlıklı 311. maddesinin (e) bendinde; “Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa” hükmüne yer verilmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yargılamanın yenilenmesi konusunun ele alındığı 11.03.2014 tarih ve 2012/3-909 esas ve 2014/121 karar sayılı kararında; “Yeni olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda “önemli” de olması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile yeni deliller ve olaylar ortaya konulduklarında tek başlarına ya da önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmalıdır.

Yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olup olmadığı konusunda şekil şartının yerine getirilmesi yeterli olmayıp, ikame olunan olay ve delillerin önceden ileri sürülmeyen ve tamamen yeni nitelik taşıyan yapıda olması ve tek başına veya diğer deliller birlikte incelendiğinde hükümlü lehine değerlendirmeye ve önceki hükmü değiştirmeye mahkemeyi yönlendirecek ciddiyette bulunması gerekmektedir. Bu özelliği taşımayan iddialarla, sırf şekli unsurların yeterliliğinden bahisle yargılamanın yenilenmesinde delil toplamaya ya da bu safha aşılarak duruşmalı incelemeye yönelmek kanun koyucunun amacıyla ve olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesinin yapısıyla uyuşmamaktadır. Diğer bir ifade ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılıcak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulması zorunludur.” görüşlerine yer verilmiştir.

Yargılamanın yenilenmesi kurumu kesin hükme karşı öngörülen olağanüstü yasayolları arasında yer aldığından, bu yola başvurulabilmesi için ortaya konulan gerekçelerin, yeniden yargılamaya başlanmasını gerektirecek nitelik, önem ve ciddiyete sahip olması gerekmektedir.

İnceleme konusu somut olayda, yargılamanın yenilenmesi istemi yeni tanıkların ortaya çıktığına ilişkindir. Ancak sunulan bu gerekçe, yerel mahkeme tarafından CMK’nın 311. maddesinde düzenlenen koşulları taşımadığı gerekçesiyle reddedilmiş, bu karara yapılan itirazda Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yerinde görülmemiştir.

Yargılamanın yenilenmesine yönelik istemde, sanığın cep telefonundan mağdur E.. K..’ın cep telefonuna gönderilen tehdit içeren mesajın sanık tarafından gönderilmediği, suça konu mesajın mağdur tarafından sanığa ait telefon alınarak kendisine gönderilmek suretiyle komplo kurulduğu ve bu hususa isimleri bildirilen iki kişinin tanık olduğu ileri sürülmüştür.

Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözülebilmesi için yargılama sürecindeki ifadelerin irdelenmesi gerekmektedir. İlk olarak, yargılamanın yenilenmesine yönelik istemde yer verilen komplo iddiasının yargılama sürecinde dile getirilmediği, isimleri bildirilen iki tanığın mahkumiyet kararından önce hiçbir ifadede yer almadıkları, ancak mahkumiyet kararının Yargıtay tarafından onanmasından sonra savunmanın argümanlarının değişerek komplo iddiasının ortaya konulduğu görülmektedir. İkinci olarak, kolluk tarafından düzenlenen 20.02.2007 tarihli tutanakta, mağdur Erdal’ın cep telefonunda sanığın kullandığı numaradan gönderilen tehdit mesajının görülerek kayıt altına alındığı, bu olayla ilgili 21.02.2007 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında müdafii eşliğinde ifadesi alınan sanığın, suça konu mesajı sinirlendiği için yazmış olabileceğini, siniri geçince mağduru arayarak özür dilediğini beyan ettiği, yargılama safhasında verdiği 24.07.2007 tarihli ifadesinde ise, mağdur Erdal’a “ikimiz de öğrenciyiz, böyle şeylerle uğraşmayalım, başımız derde girer, konuşup anlaşalım” tarzında mesaj gönderdiğini, ancak iddianamede geçen tehdit mesajını göndermediğini, müştekinin bu mesajı kendisinin oluşturmuş olabileceğini iddia ettiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, mağdurun kendi cep telefonunda sanıktan gelmiş gibi bir mesaj oluşturmasının teknik olarak mümkün olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.

Bu itibarla, yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararındaki açıklamalar, soruşturma ve kovuşturma sürecindeki ifadeler ile dilekçelerdeki anlatımlara göre, yargılamanın yenilenmesine yönelik istemde ileri sürülen yeni tanıklar iddiasının, yerel mahkemece ve bu kararı denetleyen Ağır Ceza Mahkemesince, yargılamanın yenilenmesini gerektirecek nitelik ve ciddiyette görülmemesinde, hukuka aykırılık bulunmadığından talebin reddine karar verilmiştir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar : 2015/32286).

Yeni Bilirkişi veya Doktor Raporunun Mahiyeti Nasıl Olmalıdır?

CMK’nın 311/1-e maddesi uyarınca kesinleşen bir hükümle sonuçlanan davanın yargılamanın yenilenmesi yoluyla hükümlü lehine yeniden görülebilmesi için ortaya konulan yeni olaylar veya yeni delillerin, tek başına ya da diğer delillerle birlikte göz önüne alındığında sanığın beraati veya daha hafif cezayı içeren kanun hükmü ile mahkumiyetine karar verilmesini gerektirecek nitelikte olması gerekmektedir. Yeni delil veya yeni olay, kesinleşen hükmün verildiği tarihte hakimin bilmediği delil veya olay olması gerektiği, yeni bilirkişi raporunun yeni delil sayılabilmesi için yeni bilimsel bilgilerin ortaya çıkmış olması gerektiği, ilk yargılama dosyasında var olan bilgi ve belgelerin esas alınarak, yeni bilirkişi raporu alınmasının, yeni bilirkişinin sadece aynı bağlantı olaylardan çıkarak, yeni sonuçlara varmasının yeni delil olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenlerle hükümlü müdafinin yargılamanın yenilenmesi talebinde ileri sürdüğü, … Tüketici Mahkemesi tarafından …Üniversitesi… Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı öğretim üyesi ile Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalında öğretim üyesi olan iki uzman doktordan alınan 16.01.2018 tarihli bilirkişi kurulu heyet raporunun yeni delil niteliğinde olmadığı, ilk yargılamada sanığın kusur durumunun Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu raporu ile belirlendiği, sanığın kusur durumunun temyiz incelemesi sırasında değerlendirilerek temyiz itirazlarının reddine karar verildiği de gözetildiğinde, bu nedenle yargılamanın yenilenmesine karar verilemeyeceği gözetilmeden, tekrar hüküm kurmak suretiyle sanığın kusursuz olduğu gerekçesiyle hakkında beraat kararı verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi-K.2020/4775).

Yaş Büyütme Davasının Yargılamanın Yenilenmesine Etkisi

Hükümlünün başka bir suçtan hakkında soruşturma yapılırken yaşına dair itirazlar üzerine Yunak Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen davaname ile Yunak Asliye Hukuk Mahkemesine açılan yaş tespitine yönelik dava neticesinde 26.01.2015 gün, 2014/371 Esas, 2015/27 Karar sayılı karar ile hükümlünün yaşının düzeltilmesine karar verildiği, bu karar üzerine hükümlünün yaş nedeniyle indirimden yararlanma talebinde bulunduğu, talebin yargılamanın yenilenmesi talebi olarak kabul edilerek yargılamanın yenilenmesine ve hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK’nin 31/2. maddesindeki yaş küçüklüğüne ilişkin indirim maddesinin uygulanmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmakla,

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 19.10.2017 tarihli 7039 sayılı Kanun ile değişik 36/1-b maddesindeki, haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebileceği şeklindeki düzenleme de gözetilerek;

Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.04.2000 tarih, 2000/5-74 Esas ve 2000/79 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; ceza yargılamasında önceliğin maddi gerçeğin tespiti olduğu, hükümlünün suç tarihindeki gerçek yaşının belirlenmesi gerektiği gözetilerek CMK’nin 218. maddesi kapsamında kanunun öngördüğü usule uygulanarak kamu davasının nüfus müdürlüğüne ihbarı ve nüfus temsilcisinin huzuru ile gerekli araştırma ve tespitin yapılması, yaş düzeltme kararını veren Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının temin edilip burada aldırılan yaşa ilişkin raporun yerindeliğinin incelenmesi, gerekli görülürse hükümlünün suç tarihindeki yaşının yeniden araştırılıp Adli Tıp Kurumundan da rapor aldırılması suretiyle hükümlünün gerçek yaşına dair tespitin yapılmasından sonra hükümlünün hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden ve dava da nüfus müdürlüğüne ihbar edilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi-Karar: 2021/6508).

Yeni Bilirkişi Raporu ve Yargılamanın Yenilenmesi

”..Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından düzenlenen tebliğname ile Yüksek Daire ilamında esasen herhangi bir uyuşmazlık bulunmamakla birlikte, dosyada bulunan olay yeri kamera görüntüleri çözümlemesi ve dosyaya sonradan sunulan eşkal mukayesesi uzman mütalaa raporu karşısında, suçun failinin sanık … olup olmadığı konusunda kuvvetli şüpheler oluştuğu, bu haliyle soruşturma ve kovuşturmanın eksik inceleme ve araştırma sonucu hükme ulaşıldığı değerlendirildiğinden sanık lehine CMK’nin 308. maddesi uyarınca itiraz edilmesi zorunluluğu doğmuştur…”

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinin 1. fıkrasının e bendinde “…yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte…” olmasının, yargılamanın yenilenmesinin koşulu olduğu öngörülmüştür.” şeklindeki düzenleme, temyiz inceleme konusu istinaf hükmünün karar tarihinin 25.03.2019, Yargıtay 1.Ceza Dairesi karar tarihinin 18.12.2019 oluşu, itiraza konu edilen yeni delillerin ise hüküm kesinleştikten sonra 13.10.2020 ve 04.11.2021 tarihlerinde iki ayrı bilirkişi raporu olarak dosyaya sunulmuş olması hususları göz önüne alındığında, itiraza konusu hususların yargılamanın yenilenmesine konu edilebileceği, kabul edilmelidir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2069 E. , 2022/2830 K.).

Yargılamanın Yenilenmesi Halinde Yeni Dava Eski Davanın Devamıdır

CMK’nın 311 ve 314. maddelerinde yargılamanın yenilenmesi nedenleri sınırlayıcı şekilde sayılmış olup belirtilenler dışındaki nedenlere dayalı olarak yenileme isteminde bulunulamaz. Mahkemece yapılacak ön incelemede davanın kabule değer olduğu sonucuna ulaşılması hâlinde başlatılan yargılama faaliyeti kapsamında her yargılamada olduğu gibi yenileme yargılamasında da istemde ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın taleple bağlantılı olacak şekilde maddi gerçeği bulmaya hizmet edecek tüm delillerin toplanması zorunludur. Önceki davada ileri sürülmeyen yeni vakıa veya delillerin yenileme yargılamasında ileri sürülmesi ya da önceki muhakeme aşamasında toplanmayan delillerin mahkemece araştırılarak kovuşturmanın genişletilmesi, başka bir hâkimin davaya bakacak olması yenileme yargılamasının, öncekinden tamamen bağımsız ve yeni bir yargılama olduğunu kabul etmeye yeterli değildir. Çünkü bu aşamada yargılama faaliyeti istisna hâller dışında en başından itibaren tekrarlanmamakta, yalnızca talepte ileri sürülen yeni delil veya vakıalar çerçevesinde bir yargılama faaliyeti icra edilmektedir. Mahkemece ilk hükme ait dava dosyası incelenerek yenileme sebebine göre bu kez hangi hususların farklı olduğu değerlendirilecek; örneğin, yeni alınan tanık beyanının veya bilirkişi raporunun önceki kararı değiştirmeyi gerektirecek bir etkiye sahip olup olmadığı muhakeme edilecektir.Yargılamanın yenilenmesi davasının önceki yargılama faaliyetinden tamamen ayrı ve bağımsız bir dava olmadığı yönünde ulaşılan bu sonucun, yenileme yargılaması sonrasında verilen önceki hükmün onaylanması ya da iptali ile yeni bir hüküm kurulmasına ilişkin kararın da önceki hükmü denetleyen üst dereceli Yargıtay tarafından incelenmesi gerektiği şeklindeki sonuç ile uyumlu olduğu söylenebilecektir (Ceza Genel Kurulu 2019/219 E. , 2022/400 K.).

Yargılamanın yenilenmesi, olağanüstü bir yargı yolu olduğundan başvurunun bir avukat vasıtasıyla yapılması hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını sağlar.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS