0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Banka veya Kredi Kartının Kötüye Kullanılması Suçu Nedir? (TCK 245)

Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu, başkasına ait banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı bir şekilde kullanılması veya başkası adına sahte olarak kart üretilmesi, satılması, devredilmesi, sahte kartın kabul edilmesiyle oluşan bir bilişim suçudur (TCK md.245). Bu suça halk arasında “kredi kartı dolandırıcılığı suçu” da denilmektedir.

Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu, TCK’da “Bilişim Alanında Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Bilişim suçları, bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi çağdaş iletişim araçları veya pos makinası gibi alışveriş araçları kullanılarak elektronik ortamda işlenen suçlardır.

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu üç farklı biçimde işlenebilir:

  • Başkasına ait gerçek bir banka veya kredi kartının kötüye kullanılması (TCK md.245/1),
  • Sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek (TCK md.245/2),
  • Sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamak (TCK md.245/3).

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Unsurları

Başkasına Ait Gerçek Bir Banka veya Kredi Kartının Kullanarak Yarar Sağlama (TCK 245/1): Başkasına ait kart herhangi bir şekilde ele geçirilip kart sahibinin rızası dışında fail tarafından kullanılarak kendisine veya başkasına yarar sağlanması ile suçun bu şekli oluşur. Banka veya kredi kartının failin eline ne şekilde geçtiğinin bir önemi yoktur. Kartın kart sahibinden izinli elde edilmesi halinde dahi bu fıkradaki suç işlenebilir. Aşağıdaki tüm hallerde suçun bu şekli işlenmiş olur:

  • Banka veya kredi kartı sahibinin rızası ile (izinli) elde edilmesine rağmen rızasına aykırı bir şekilde iade edilmeyerek kullanılması,
  • Banka veya kredi kartının hırsızlık suçu işlenerek çalınarak kullanılması,
  • Banka veya kredi kartının herhangi bir yerde bulunması ve kullanılması,
  • ATM cihazına düzenek kurarak kartı elde ettikten sonra kullanılması.

Kanuni düzenleme karşısında şu şartların gerçekleşmesi halinde TCK m.245/1’deki suç vücut bulacaktır:

a- Başkasına ait banka veya kredi kartının her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesi veya elde bulundurulması,

b- Kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın kartın kullanılması veya kullandırılması,

c- Kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlaması.

TCK’nın 245/1. maddesinde yer alan “her ne suretle olursa olsun” ifadesi ile banka veya kredi kartının kanunlarda suç oluşturmayan eylemlerle ele geçirilmesi kastedilmektedir. Bu düzenleme ile kanun koyucu, banka ya da kredi kartının failin eline hukuka uygun yollardan geçmesi hâlinde doğabilecek tereddütleri gidermek istemiş ve bu ele geçirme hukuka uygun olsa bile banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılmasını yaptırıma bağlamıştır. Bununla birlikte, söz konusu suçun maddi unsurunun gerçekleşmesi bakımından banka veya kredi kartının ele geçirilmesinin veya elde bulundurulmasının hukuka uygun olup olmadığı veya suç teşkil edip etmediği önemli değildir. Kart, sahibinin rızası dışında ve/veya suç teşkil eden yöntemlerle elde edilmiş olabileceği gibi, sahibinin rızası ile ele geçirilmiş de olabilir. Her iki hâlde de diğer şartları varsa banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu oluşacaktır. Önemli olan, kartı kullanan kimsenin hukuka aykırı yarar elde etmiş olmasıdır (YCGK-K.2022/441).

Hemen belirtelim ki, hırsızlık suçu işleyerek banka veya kredi kartını ele geçiren fail kartı kullandığında, hem hırsızlık suçu nedeniyle hem de TCK md.245/1’de düzenlenen banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılmalıdır.

Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretmek, Satmak, Devretmek, Satın Almak veya Kabul Etmek (TCK md.245/2): Ceza hukukunda bu tarz seçimlik hareketler “bağlı seçimlik hareketler” olarak nitelendirilmektedir. Fail seçimlik hareketlerden herhangi birini işlediğinde banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu işlenmiş olur. Bu seçimlik hareketle suçun işlenebilmesi için sahte olarak üretilen, satılan, devredilen, satın alınan ya da kabul edilen kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir. Yani, sahte kart ile gerçek bir hesap arasında bağlantı kurulmalıdır. Çünkü, kartın kullanılması ve yarar sağlanması ancak kartın bir hesap ile ilişkilendirilmesine bağlıdır. Kartın bağlı olduğu gerçek bir hesap yoksa suçun vücut bulması mümkün değildir. Bankaya sahte evraklarla başvurarak sahte bir kart üretilmesini sağlamak da bu fıkra kapsamında cezalandırılmaktadır.

Sahte Banka veya Kredi Kartını Kullanarak Yarar Sağlama (TCK md.245/3): Failin bu seçimlik hareket nedeniyle cezalandırılabilmesi için sahte banka veya kredi kartını kullanması yeterli değildir. Failin kartı kullanarak kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekir. Fail sahte banka veya kredi kartını kullanmasına rağmen hiçbir yarar elde edememişse, fiil teşebbüs aşamasında kalır, fail suça teşebbüs nedeniyle cezalandırılır. Suçun tamamlanmış sayılması için bir zarar doğmasını arayan bu tarz suçlara ceza hukukunda “zarar suçları” denilmektedir.

Banka veya Kredi Kartının Kötüye Kullanılması Suçunun Cezası (TCK 245/1-2-3)

  • Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunun cezası 3 yıldan 6 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır (TCK md.245/1).

  • Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek suçunun cezası 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve 10 bin güne kadar adli para cezasıdır (TCK md.245/2).

  • Sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlama suçun cezası 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ve 5000 güne kadar adli para cezasıdır (TCK md.245/3).

Başkasına Ait Kartın Kötüye Kullanılması Suçunda Şahsi Cezasızlık Hali (TCK 245/4)

Bazı yakın akrabalara ait gerçek bir kartın izinsiz bir şekilde kötüye kullanılması halinde faile ceza verilmez. Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunun;

  • Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

  • Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,

  • Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

Başkasına Ait Kartın Kötüye Kullanılması Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 245/5)

Etkin pişmanlık, failin suçu işlemesinden sonra, suçun neden olduğu olumsuz sonuçları gidererek pişmanlığını göstermesidir.

Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlanmasını düzenleyen TCK 245. maddesinin 1. fıkrası açısından etkin pişmanlık ceza indirimi hükümleri uygulanabilir (TCK md.245/5). Sahte kart üretilmesi veya kullanılması gibi suç konusu kartın sahte olduğu TCK 245. maddenin 2. ve 3. fıkralarında yer alan suçlarda etkin pişmanlık ceza indirimi hükümleri uygulanamaz.

Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlanması suçu açısından da malvarlığı suçlarında etkin pişmanlığı düzenleyen (TCK 168/1-2) hükümleri aynen uygulanacaktır.

Başkasına ait banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu nedeniyle oluşan zarar giderildiğinde ceza indirimi aşağıdaki gibi uygulanır:

  • Fail, mahkemede dava açılmadan önce yani savcılık aşamasında, suça ilişkin bilgi verir ve suçu birlikte işlediği kişileri, azmettireni, yardım edeni açıklarsa veya mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse, suça ilişkin cezada 2/3 oranına kadar ceza indirimi yapılır.

  • Fail, mahkemede dava açıldıktan sonra, fakat hüküm verilmeden önce suça ilişkin bilgi verir veya mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse kendisi hakkında 1/2 oranına kadar ceza indirimi yapılır.

Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Banka veya kredi kartının hukuka aykırı bir şekilde kötüye kullanılması suçu nedeniyle verilen hapis cezası ceza miktarı adli para cezasına çevrilemez.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulandığından hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi imkanı doğar.

Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası etkin pişmanlık uygulandığında ceza miktarı düşeceğinden erteleme hükümlerinin uygulanması mümkündür.

Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma

Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir. Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. TCK md.245/1-2 fıkralarına göre yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süreleri içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süreleri geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.

Banka veya Kredi Kartının Kötüye Suçunda Yetkili veya Görevli Mahkeme

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması nedeniyle TCK md.245 gereği yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Yetkili savcılık veya mahkeme, haksız menfaatin temin edildiği veya mağdurun yerleşim yerinin bulunduğu yer savcılığı veya mahkemesidir. Örneğin, ATM cihazından para çekilmiş ise ATM cihazının bulunduğu yer mahkemesi veya banka şubesinden çekilmişse banka şubesinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkemedir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 12. maddesine eklenen 6. fıkrasında; bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının ya da banka veya kredi kartlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenen suçlarda mağdurun yerleşim yeri mahkemelerinin de yetkili olacağının düzenleme altına alınması karşısında; incelenen dosya kapsamına göre, haksız menfaatin temin edildiği yerin Polatlı Cumhuriyet Başsavcılığının, mağdurun yerleşim yerinin de Digor Cumhuriyet Başsavcılığının yargı çevresinde kaldığı anlaşılmakla; belirtilen yetkili yerler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.08.2021 tarih ve 2021/834 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi (Y11CD-K.2022/15005).

Banka veya Kredi Kartının Kötüye Kullanılması Suçu Yargıtay Kararları


Banka veya Kredi Kartının Kötüye Kullanılması Suçunun Unsurları ve Ceza Maddeleri

Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi 5237 sayılı TCK.nun 245/2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçlar olarak düzenlenmiştir. Üçüncü fıkrada yazılı sahte kartın kullanılarak çıkar sağlanması suçunun oluşması için, 2. fıkrada kabul edilen suçun işlenmesi zorunlu olmayıp üretme, satınalma veya kabul etmenin dışında bir başka yolla kartın edinilmesi örneğin sahte kartın bulunması üzerine kullanımı suretiyle çıkar sağlanması olanaklıdır. Bu durumda, 2. fıkrada yazılı suçun oluştuğundan sözedilemeyeceği için, kullanma suçunun 2. fıkrada yazılı suçu da kapsadığı kabul edilemez. Ayrıca sahte kartı satan veya devreden kişinin kartı kullanımından ve 3. fıkradaki suçu işlediği de ileri sürülemez.

5237 sayılı TCK.nun 245. maddesinin5237 sayılı TCK.nun 245. maddesinin 2, 3. fıkralarının geçitli suç kabulü halinde, kullanmaya teşebbüs durumunda hükmolunacak asgari hapis cezası, 2. fıkrada düzenlenen sahte banka veya kredi kartını satın alma veya kabul etmenin asgari cezasının üçte biri olacaktır. Diğer bir anlatımla sahte kartı kullanmayan, kullanmaya teşebbüs etmeyen sadece bulunduran fail en az üç yıl hapis ve adli para cezası ile cezalandırılırken, satın aldığı veya ürettiği sahte kartı kullanmaya teşebbüs eden sanığın ise 1 yıl hapis ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilecek ve bu durum yasa koyucunun amacına, yasanın ruhuna, cezada orantılılık ilkesine aykırı olacaktır.

Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu malvarlığı aleyhine işlenen suçlardan olup, yasada “bilişim alanında suçlar” bölümünde düzenlenmesi niteliğini değiştirmeyecektir. 245. maddesinin 2. fıkrası banka ve kredi kartlarında sahteciliği, 3. fıkrası ise sahte belgenin kullanılmak suretiyle çıkar elde edilmesini düzenlemiştir. 212. maddesi gözetildiğinde, bu şekilde düzenleme ve her iki fiili işleyen failin, 245. maddesinin 2., 3. fıkraları ile ayrı ayrı cezalandırılmaları yasada düzenlenen benzer suçlarla uyumlu ve yasa koyucunun amacına uygun olacaktır. Ayrıca 2. fıkrada yazılı fiillerle 3. fıkrada yazılı suçun unsurlarını oluşturan fiiller farklı olup ‘‘işlenen bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşması’’ gerçekleşemeyeceğinden farklı nev’iden fikri içtimayı düzenleyen 44. maddesinin uygulanması da mümkün değildir. TCK.nun 245/2 maddesinde belirtilen suç seçimlik hareketli bir suç olup, belirtilen hareketlerden birinin yapılması suçun oluşumu için yeterli olup, suçun oluşması için üretme tek heraket değildir, sahte kart fail tarafından üretilmesede kabul edilmesi de suçu oluşumu için yeterlidir.

TCK.nun 245/2-3 maddesinde tanımlı olan bu suçların mağduru sahte banka veya kredi kartı ile ilişkilendirilen hesapların bulunduğu bankadır. Suçun mağdurunun ilgili banka olması nedeniyle, adlarına kart üretilen gerçek kişi sayısınca değil, banka sayısınca suç oluşacaktır. 245/2. maddesi ile aynı bankanın birden fazla kartının değişik zamanlarda üretilmesi halinde 43. maddesinin, sahte olarak üretilen kartların alışverişte kullanılması halinde ise banka sayısınca 245/3. maddesi ile aynı bankaya ait birden fazla kart ile veya bir kart ile değişik zamanlarda para çekilmesi veya harcama yapılması halinde ise 43. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Aynı bankaya yönelik olarak birden fazla gerçek kişi adına sahte kredi kartı ürettirmek amacıyla başvuru yapılması üzerine, bu başvurulardan bir kısmının kabul edilip kredi kartının üretilmesi durumunda ilgili bankaya yönelik olarak 245/2, 43 mad- desindeki suç oluşacak olup, 5464 sayılı Yasanın 37/2 maddesindeki suçun mağduruda banka olduğundan, aynı banka tarafından bir kısım başvuruların reddedilerek kartın üretilmemesi durumunda ayrıca 5464 sayılı Yasanın 37/2 maddesindeki suç oluşmayacak olup bu durum teşdit nedeni olarak değerlendirilmelidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar:2015/21415).

Bankamatik Kartını Ele Geçirmeden İşlenen Fiil Hırsızlık Suçudur

“Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” suçu 5237 sayılı TCK’nın “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının, bilişim alanında suçlara ayrılan onuncu bölümünde 245. maddede düzenlenmiştir. Kanun maddesindeki düzenleme karşısında;

a- Başkasına ait banka veya kredi kartının her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesi veya elde bulundurulması,
b- Kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın kartın kullanılması veya kullandırılması,
c- Kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlaması,

Şartlarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde TCK’nın 245/1. maddesinde yazılı olan suç oluşabilecektir.

TCK’nın 245/1. maddesinde yer alan “her ne suretle olursa olsun” ifadesi ile banka veya kredi kartının kanunlarda suç oluşturmayan eylemlerle ele geçirilmesi kastedilmektedir. Bu düzenleme ile kanun koyucu, banka ya da kredi kartının failin eline hukuka uygun yollardan geçmesi hâlinde doğabilecek tereddütleri gidermek istemiş ve bu ele geçirme hukuka uygun olsa bile banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılmasını yaptırıma bağlamıştır (Fahri Gökçen Taner, “Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Bir Bileşik Suç mudur?”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2007, Cilt 56, Sayı 2, s. 80.).

Bununla birlikte, söz konusu suçun maddi unsurunun gerçekleşmesi bakımından banka veya kredi kartının ele geçirilmesinin veya elde bulundurulmasının hukuka uygun olup olmadığı veya suç teşkil edip etmediği önemli değildir. Kart, sahibinin rızası dışında ve/veya suç teşkil eden yöntemlerle elde edilmiş olabileceği gibi, sahibinin rızası ile ele geçirilmiş de olabilir. Her iki hâlde de diğer şartları varsa banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu oluşacaktır. Önemli olan, kartı kullanan kimsenin hukuka aykırı yarar elde etmiş olmasıdır.

Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

06.06.2013 tarihinde saat 12.20 sıralarında kredi kartı borcunu yatırmak amacıyla Yapı ve Kredi Bankası Çetin Emeç Şubesine gelen katılan …’in cebinden çıkardığı parasını saymak istediği sırada önünde bulunan sanık …’in, yardım etme bahanesiyle katılanın elinde bulunan poşeti almak istediği, bunun üzerine elindeki poşeti bu şahsa vererek parasını saydıktan sonra ATM’ye kredi kartını takarak işlem yapmaya başlayan katılanın yatırdığı paranın ATM tarafından iade edilmesi üzerine sanığın katılana işlem yapması için diğer ATM’yi gösterdiği, bu kez diğer ATM’ye kredi kartını takıp şifresini yazdıktan sonra işlem yapan katılanın, hesabına 880 TL yatırdığı, ardından hesabını kontrol etmek amacıyla kartını almadan işlem yapmaya devam ettiği sırada sanığın, hesabında para puan biriktiğini belirterek bu puanları paraya çevirebileceği gerekçesiyle ATM’ye müdahale ederek katılanın bilgisi dışında 4.000 TL çektiği, katılanın yaptığı işleme müdahale etmemesi konusunda sanığı uyardıktan sonra kredi kartını da alarak ATM’den uzaklaştığı anlaşılan somut olayda; suça konu kredi kartının katılan tarafından ATM’ye yerleştirilip şifresi girildikten sonra işlemlere başlanması, yapılan işlemler sırasında katılanın kredi kartı üzerindeki fiili hâkimiyetinin diğer bir ifade ile zilyetliğinin devam ediyor bulunması ve kredi kartının sanığın eline hiçbir şekilde geçmemiş olması nedeniyle, 5237 sayılı TCK’nın 245. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun, başkasına ait banka veya kredi kartının her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesi veya elde bulundurulması koşulu gerçekleşmediğinden sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu yönündeki Özel Daire bozma kararı isabetlidir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu-K.2020/69).

Bankamatik Kartının Kötüye Kullanılması ve Bilişim Suretiyle Hırsızlık Suçunun Birlikte İşlenmesi

Sanığın, ATM’ye maaşını çekmeye gelen katılanlar A. ve M.’ye yardım edeceği bahanesi ile onların bankamatik kartlarını kullanarak hesaplarında bulunan parayı ATM üzerinden daha önce bankamatik kartını çaldığı şikayetçi T’nin hesabına aktardıktan sonra çaldığı kartı kullanıp çekmek şeklinde gerçekleşen eylemini bankanın bilişim sisteminden yararlanmak suretiyle gerçekleştirdiği, bu haliyle eylemin TCK.nun 245/1 ve 142/2-e maddesinde düzenlenen suçları oluşturduğu ancak TCK.nun 44. maddesi uyarınca sanığın işlediği bir fiil ile birden fazla suçun oluşması nedeniyle bunlardan en ağırı olan TCK.nun 142/2-e maddesi uyarınca, her bir katılan yönünden ayrı ayrı bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçu nedeniyle cezalandırılması gerekir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar:2017/1630).

Kredi Kartının Sahte Olarak Üretilmesi ve Nitelikli Dolandırıcılık

Mağdur İ. T.’in önceden kaybettiği nüfus cüzdanını bir şekilde ele geçiren sanığın kendi fotoğrafını yapıştırarak oluşturduğu sahte nüfus cüzdanıyla mağdur HSBC Bankası Mersin Şubesine kredi kartı talebiyle başvurup, başvuru formu ve sözleşmeler imzalayıp suça konu kredi kartını teslim alması eyleminin bütün halinde mağdur HSBC Bankasına karşı “kredi kartının sahte olarak üretilmesi” suçunu oluşturduğu, sanık hakkında TCK.nun 245/2. madde ve fıkrasıyla uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,

Mağdur İ. T.’in Finansbank Şanlıurfa Şubesindeki hesabına bağlı kredi kartının bulunduğu, bu kartın suç tarihinde de fiziken kendisinde olduğu, mağdurun önceden kaybettiği nüfus cüzdanını bir şekilde ele geçiren sanığın, kendi fotoğrafını yapıştırarak, anılan banka şubesine 11.11.2008 tarihinde giderek kendisini mağdur İ. T. olarak tanıttığı, akabinde mağdurun kredi kartı hesabına tanımlattığı kolay avanstan 1000 TL parayı çektiği, sanığın bu eyleminin TCK.nun 158/1-d madde, fıkra ve bendinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçu oluşturduğu gözetildiğinde, yargılama yapmanın 5235 Sayılı Adlı Yargı İlk Derece Mahkemeleriyle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 12. maddesi uyarınca ağır ceza mahkemesinin görevinde bulunduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm kurulması hukuka aykırı olup hükmün bozulması gerekir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/15294).

Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretme ve Zincirleme Şekilde Kullanma Suçu

Sahte banka veya kredi kartı üretme, kabul etme ve sahte oluşturulmuş banka veya kredi kartı ile ATM cihazından para çekme ya da alış veriş yapma eylemlerinin mağduru, kredi ya da banka kartını üreten banka veya finans kuruluşu olması nedeniyle; sanığın, F. K.’ya ait nüfus cüzdanı fotokopisiyle katılan F…Bank’tan sahte kredi kartı çıkartmak eyleminin bir bütün halinde TCK.nun 245/2., 43. maddelerine uyan suçu (başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretme suçu) oluşturduğu ve bu kartlarla değişik zamanlarda harcama yapmaktan ibaret eyleminin ise yine TCK.nun 245/3. ve 43. maddesine uyan suçu (zincirleme şekilde sahte kredi veya banka kartını kullanma suçu) oluşturduğu gözetilmeden, eylem kül halinde değerlendirilerek sadece TCK.nun 245/1. maddesinden hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini hukuka aykırı olup hükmün bozulması gerekir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/4706).

Başkasına Ait Banka veya Kredi Kartının Kullanılmasında Zincirleme Suç Hükümleri

Başkasına ait kimlik bilgileri kullanılarak sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi eylemleri 5237 sayılı TCK.nun 245/2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçlar olarak düzenlendiği, başkaları adına sahte banka veya kredi kartı üretme, satma, devretme, satın alma veya kabul etme eylemlerinde suçun mağduru kartı üreten banka ya da finans kuruluşu olması nedeniyle, kartı çıkaran banka sayısınca ve aynı bankaya ait birden fazla kart üretildiğinde ise aynı suç işleme kararı ile işlendiğinin kabulüyle kendi içerisinde zincirleme şekilde 245/2 ve 43., bu sahte kartları değişik yer ve zamanda kullanarak menfaat temin etmesinin ise banka sayısınca 245/3, 43. maddelerine uygun bulunacağı cihetle; bu itibarla, sanığın farklı bankalara yönelik gerçekleştirdiği eylemlerin birbirinden bağımsız ayrı suçları oluşturduğu ve sanık hakkında katılan …‘a yönelik açılmış mükerrer dava bulunmadığı anlaşıldığı halde; toplanan deliller değerlendirilip sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2018/144)

5237 sayılı TCK.nun 245/1. madde ve fıkrasında düzenlenen başkasına ait banka veya kredi kartını kötüye kullanmak suçunun mağduru kart sahibi olan gerçek ya da tüzel kişiler olduğu, aynı kişiye ait birden fazla banka veya kredi kartının değişik tarih ve zamanlarda kullanılması halinde, kart sayısına göre bağımsız ayrı suçlardan bahsedilemeyeceği, kart ve kullanım sayısı ile yarar miktarına göre TCK.nun 3 ve 61. maddeleri uyarınca temel ceza ile zincirleme suç hükümleri nedeniyle cezada yapılacak artırım oranının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, somut olayda; sanıkların, aynı banka tarafından mağdura tahsis edilen iki bankamatik kartı ile değişik zamanlarda para çekme ve harcama yapma şeklindeki eylemlerinin TCK.nun 245/1, 43. maddelerine uyan tek suç oluşturacağı gözetilmeden, sanıklar hakkında yazılı şekilde iki ayrı suçtan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2016/949).

Sanığın, katılana ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle oluşturulan sahte belgelerle mağdur bankalara müracaatla kredi kartları çıkartmak ve bu kredi kartlarını kullanmaktan ibaret eylemlerinin TCK.nun 245/2., 43/1 ve 245/3., 43/1 maddelerine uyan suçları oluşturduğu gözetilmeden tek suç kabulüyle yazılı biçimde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar:2018/4871).

Banka Hesabının Kullanılması ve Hırsızlık Suçu

5237 Sayılı TCK.nın 245/1. maddesinde, failin başkasına ait bir banka veya kredi kartını, haksız olarak kullanılması suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlaması yaptırıma bağlanmış olup, incelemeye konu olayda, katılanın banka veya kredi kartı kullanmadan ATM aracılığıyla, bir başkasına havale yapmak için, ATM cihazının yanında bulunan sanıktan yardım istemesi üzerine, sanığın katılandan aldığı parayı, katılanın belirttiği hesap numarası yerine kendi hesabına aktarıp daha sonra çekmesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın, suçu işlerken başkasına ait bir banka veya kredi kartını kullanmadığı anlaşıldığından TCK.nın 245/1. maddesinde belirtili suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ancak sanığın, katılan tarafından başka birinin hesabına havale edilmek üzere zilyetliği devredilmeksizin verilen parayı, kendi hesabına aktarması eylemi hırsızlık suçu oluşturur (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/12389).

Kişisel Verileri Ele Geçirme Suçunun TCK 245/1 Maddesiyle Birlikte İşlenmesi

5237 sayılı TCK.nın 245/1. madde ve fıkrasında, başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimsenin kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırarak kendisine veya başkasına yarar sağlaması halinde cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.

Dairemizin yerleşik içtihatlarında; banka veya kredi kartı bilgilerinin ve bu nedenle kişisel verilerin ele geçirilip başka bir yerde kullanılmaması halinde TCK.nın 136. maddesinde düzenlenen suçun, bu bilgilerin kullanılarak haksız yarar sağlanmasının ise geçitli suç özelliğinden dolayı sadece TCK.nın 245/1. maddesinde yazılı suçu oluşturacağı, vurgulanmıştır.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayda;mağdura ait kredi kartı bilgilerini ele geçirip internet üzerinden 01.09.2014 ve 02.09.2014 tarihinde farklı sitelerden alışveriş yapan suça sürüklenen çocuğun eylemlerinin bir bütün olarak TCK.nın 245/1 ve 43/1. maddelerindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden, ayrıca kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - K.2021/17643).

Farklı Bankalara Ait Sahte Kredi Kartlarının Kullanılması ve Cezası

Sahte oluşturulan aynı bankaya ait birden fazla kredi kartının kullanılması halinde eylemin TCK. nın 245/3. maddesinde düzenlenen ve teselsül eden sahte kredi kartı kullanarak haksız yarar sağlamak suçunu oluşturacağı cihetle; sanıkların farklı bankalara ait sahte kredi kartları ile değişik zamanlarda nakit para çektikleri ve alışveriş yaptıkları da gözetilerek, faillerin banka sayısınca TCK.nın 245/3 madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılmaları ve tayin edilen cezalarının da TCK.nın 43. maddesi ile arttırılması gerekir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/2496).

Sahte Kredi Kartı Kullanılması/ Resmi ve Özel Evrakta Sahtecilik Suçu

Sanığın üzerinde İ. B. adına kullanılan özellikleri kollukça tutulan tutanakta yazılı ve dosyada mevcut kriminal rapora göre iğfal kabiliyeti bulunan kimlik ve İ. B. adına alınmış kredi kartıyla yakalandığı olayda başkasına ait kimlik bilgileri kullanılarak sahte kredi kartı alınması ve kullanılması eyleminin TCK.nun 245/2 ve 245/3. maddelerinde düzenlenen suçları ayrı ayrı oluşturacağı, başka suçlardan aranan sanığın yakalanmamak amacıyla sahte kimlik kullanmasının ise TCK.nun 204/1. maddesinde yazılı resmi evrakta sahtecilik suçu oluşturacağı ve TCK.nun 207. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçu somut olayda uygulanamaz (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/2265).

Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretme ve Kullanma Suçunda İçtima

Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi 5237 Sayılı T.C.K.nun 245/2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçlar olarak düzenlenmiştir. Üçüncü fıkrada yazılı sahte kartın kullanılarak çıkar sağlanması suçunun oluşması için, 2. fıkrada kabul edilen suçun işlenmesi zorunlu olmayıp üretme, satın alma veya kabul etmenin dışında bir başka yolla kartın edinilmesi, örneğin sahte kartın bulunması üzerine kullanımı suretiyle çıkar sağlanması olanaklıdır. Bu durumda, 2. fıkrada yazılı suçun oluştuğundan sözedilemeyeceği için, kullanma suçunun 2. fıkrada yazılı suçu da kapsadığı kabul edilemez. Ayrıca sahte kartı satan veya devreden kişinin kartı kullandığı, satın alanın kullanmasına iştirak ettiği ve 3. fıkradaki suçu işlediği de kabul edilemez. Sahte banka veya kredi kartının kullanmak amacıyla üretilmesi zorunlu olmayıp satmak, devretmek amacıyla da üretilebilir. Dolayısıyla sahte kartı üreten kişinin, bu kartı mutlaka kullanacağı, kullanmaya kalkışacağı kabul edilemez. 5237 Sayılı T.C.K.nun 245. maddesinin 2 ve 3. fıkralarının geçitli suç kabulü halinde, kullanmaya teşebbüs durumunda hükmolunacak asgari hapis cezası, 2. fıkrada düzenlenen sahte banka veya kredi kartını satın alma veya kabul etmenin asgari cezasının üçte biri olacaktır. Diğer bir anlatımla sahte kartı kullanmayan, kullanmaya teşebbüs etmeyen sadece bulunduran fail en az üç yıl hapis ve adli para cezasıyla cezalandırılırken, satın aldığı veya ürettiği sahte kartı kullanmaya teşebbüs eden sanığın ise 1 yıl hapis ve adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilecek ve bu durum yasa koyucunun amacına, kanunun ruhuna, cezada orantılılık ilkesine aykırı olacaktır. Öte yandan geçitli suç olduğunun kabulü halinde kullanmaya yönelik fiilden, hiçbir engel neden olmaksızın gönüllü vazgeçme halinde bu kez 2. fıkrada yazılı suçun oluştuğu ( toplu nitelikli cinsel saldırıya teşebbüsten gönüllü vazgeçme halinde cinsel saldırı suçunun oluştuğunun kabulü gibi ) kabul edilerek bu fıkradan hüküm kurulacaktır. Bu durumda gönüllü vazgeçen faile: kullanma suçuna teşebbüs halinde hükmolunacak bir yıl hapis cezasının üç katı ceza tayini, gönüllü vazgeçme kurumunun amacıyla bağdaşmayacaktır.

Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu malvarlığı aleyhine işlenen suçlardan olup, yasada “bilişim alanında suçlar” bölümünde düzenlenmesi niteliğini değiştirmeyecektir. T.C.K.nun 245. maddesinin 2. fıkrası banka ve kredi kartlarında sahteciliği, 3. fıkrası ise sahte belgenin kullanılmak suretiyle çıkar elde edilmesini düzenlemiştir. 5237 Sayılı T.C.K.nun 212. maddesi gözetildiğinde, bu şekilde düzenleme ve her iki fiili işleyen failin, T.C.K.nun 245. maddesinin 2. ve 3. fıkralarıyla ayrı ayrı cezalandırılmaları yasada düzenlenen benzer suçlarla ( T.C.K.nun 212. maddesi uyarınca 204, 207 ve 157, 158. maddelerin tatbiki gibi ) uyumlu ve yasa koyucunun amacına uygun olacaktır. Ayrıca 2. fıkrada yazılı fiillerle 3. fıkrada yazılı suçun unsurlarını oluşturan fiiller farklı olup “işlenen bir fiil birden fazla farklı suçun oluşması” gerçekleşemeyeceğinden, farklı nev’iden fikri içtimayı düzenleyen T.C.K.nun 44. maddesinin uygulanması da mümkün değildir. T.C.K.nun 245/2. maddesinde belirtilen suç seçimlik hareketli bir suç olup, belirtilen hareketlerden birinin yapılması suçun oluşumu için yeterli olup, suçun oluşması için üretme zorunlu olmayıp, sahte kart fail tarafından üretilmese de kabul edilmesi suçun oluşumu için yeterlidir ve kullanma zorunluluğu bulunmamaktadır.

Somut olayda sanığın, katılanın rızası ve bilgisi olmaksızın kimlik bilgilerine göre düzenlenmiş kredi kartını alıp harcama yaparak T.C.K.nun 245/3. maddesinde belirtilen sahte banka veya kredi kartını kullanmak suçunun yanında, T.C.K.nun 245/2. maddesinde düzenlenen sahte banka veya kredi kartını ürettirme suçu da oluştuğu halde, her iki suçtan ayrı ayrı ceza verilmesi gerekirken fikri içtimadan bahisle yazılı şekilde tek suçtan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/12123).

İnternet Sitesi Üzerinden Başkasına Ait Kredi Kartını Kullanarak Alışveriş Yapma

Katılana ait kredi kartı bilgilerinin ele geçiren sanığın iş yerinden bu bilgileri kullanarak iki adet işlem yaptığı, bu şekilde katılanın bilgisi ve rızası dışında kredi kartı bilgilerini kullanarak kendisine menfaat sağlamak suretiyle atılı suçu işlediğinden bahisle açılan davada; sanık suçlamayı kabul etmeyerek,iflas ettiğinden dolayı işi bıraktığını, POS cihazlarını da geri verdiğini,işyerini ilgili kişinin devraldığını savunması karşısında, işyerinin gerek vergi gerekse ticaret sicil memurluğundan kaydının istenmesi, işyeri sorumlusunun saptanması, işlem yapılan internet sitesi şirketle bağlantısını belirleyen delillerin ve satış karşılığında elde edilen menfaatin araştırılması, sanığın sahibi olduğu belirtilen işyerinden ve internet üzerinden sanal post vasıtasıyla kontör satışı yapan şirketin sitesinden suç tarihinde katılana ait kartla işlem yapan IP numarasının tespiti ile kime ait olduğu, mal alımı yapıldıysa faturası, teslime dair belgelerin istenmesi, kontör yüklemesi yapılmışsa telefon numara veya numaralarının ve abone sahiplerinin tespiti, bu kişiler ile savunmada adı geçenin 48. maddesi uyarınca tanık sıfatıyla dinlenerek sanıkla irtibatları olup olmadığının araştırılması, işlemin 3D şifresi ile yapıldığı bu şifrenin banka sisteminde kayıtlı cep telefonu numarasına SMS olarak gönderildiği, cep telefonuna gelen SMS şifresinin girilmesi halinde işlemin onaylandığı ve tamamlandığı, sözkonusu işlemlerin bu yöntemle gerçekleştirildiğinin bildirildiği, katılanın ise alışverişlerin bilgisi dışında gerçekleştiğini beyan ettiği anlaşıldığından, harcama işlemlerinin 3D ile yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise, suça konu harcamalar yapıldığında onay mesajının hangi telefon numarasına gönderildiği, bu telefon numarasının kimin adına kayıtlı olduğu, onayının kart sahibi dışında kişi/kişiler tarafından yapılmasının teknik olarak mümkün olup olmadığının kartın bağlı olduğu bankadan sorulması, ayrıca harcamalara dair SMS ile bilgi alıp almadığı hususunun katılandan da sorulup sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2017/2639).

Bankamatik Kartını Fiziksel Olarak Geçirerek Kötüye Kullanma

Emekli aylığını çekmek için ATM önüne gelen katılanın kendisine yardım etmesini istediği sanığın, katılana ait kart ile başka bir kartı el çabukluğu ile değiştirip katılandan kart şifresini öğrendiği, işlem yaparken ATM cihazının kartı yuttuğunu söyleyip katılanı banka şubesine gönderdiği, görevlinin ATM cihazı içerisinden başka birisine ait kartı çıkarttığı ve katılanın hesabını kontrol ettiğinde 550,00 TL olan parasının çekilmiş olduğunu fark ettiği olayda, sanığın suça konu bankamatik kartını hakimiyetine geçirip kullanmak şeklindeki eylemi ile birlikte TCK’nın 245 /1 maddesinde düzenlenen banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun maddi unsurlarından olan başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçirme veya elinde bulundurma koşulunun gerçekleştiği, sanığın katılana ait hesaptan suça konu kartı kullanarak para çekmek suretiyle haksız menfaat temin edildiği ve TCK’nın 245/1. maddesinde düzenlenen banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun tamamlandığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi - Karar: 2017/9251)

Başkasının Kredi Kartıyla Alışveriş Yapma

TCK 245/1. maddesinde düzenlenen kredi kartının kötüye kullanması suçunun oluşabilmesi için başkasına ait kredi kartı veya kart bilgileri kullanılarak menfaat sağlanması gerekmekte olup, suça konu kredi kartıyla yapılan işlemlerin satıcı firma tarafından iptal edilip edilmediği, satın alınan ürünlerin teslimat adreslerine gönderilip gönderilmediği ve kredi kartından yapılan çekimlerin kredi kartına iade edilip edilmediği kesin biçimde saptanıp menfaat sağlama unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği tespit olunarak teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2016/6802).

Kişisel Verilerin Ele Geçirilip Kullanılması - Banka ve Kredi Kartını Kötüye Kullanma Suçu

5237 sayılı TCK.nın 245/1. madde ve fıkrasında, başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimsenin kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırarak kendisine veya başkasına yarar sağlaması halinde cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Dairemizin yerleşik içtihatlarında; banka veya kredi kartı bilgilerinin ve bu nedenle kişisel verilerin ele geçirilip başka bir yerde kullanılmaması halinde TCK.nın 136. maddesinde düzenlenen suçun, bu bilgilerin kullanılarak haksız yarar sağlanmasının ise geçitli suç özelliğinden dolayı sadece TCK.nın 245/1. maddesinde yazılı suçu oluşturacağı, vurgulanmıştır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi- Karar:2021/17643).

Türkiye İş Bankası A.Ş’ye yazı yazılarak kart kopyalama düzeneğinin takılı olduğu ATM cihazında işlem yapan şahıslar ve kart bilgilerini gösterir belgenin gönderilmesi, … numaralarının herhangi bir müşteri kart numarası olup olmadığının sorulmasından sonra; bu numaraların kart numarası olması halinde kart sahibi olan mağdura ait kart bilgilerini kopyalandıktan sonra bir kart oluşturdukları ya da kart oluşturulma eylemine teşebbüs ettiklerine dair delil elde edilemeyen sanıkların eyleminin mağdur sayısınca TCK.nın 136. maddesinde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçunu oluşturacağı ancak aynı ATM cihazındaki kopyalama işlemlerinin tek fiil olarak kabul edilmesi nedeniyle aynı ATM’den kişisel veri olan kart bilgileri ele geçirilen veya devredilen mağdurlar yönünden TCK.nın 43/2. maddesi yollamasıyla 43/1. maddesinin uygulanması gerektiği, kart numarası kopyalandığının belirlenememesi veya bulunamaması halinde ise bir kez kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmeye teşebbüs suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi-Karar:2021/15808).

Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi TCK.nın 245/2. maddesinde; sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu, bankaya ait gerçek bir kredi kartının manyetik şerit bilgilerinin kopyalanarak sahte bir kredi kartı üretilmesi ve bu kartı kullanmak suretiyle yarar sağlanması halinde suçtan zarar görenin ilgili banka olduğu, kartları gerçeğe aykırı olarak üretilen banka sayısınca TCK.nın 245/2. maddesi ile aynı bankanın birden fazla kartının değişik zamanlarda kopyalanması durumunda 43. maddesinin, sahte olarak üretilen kartların alışverişte kullanılması halinde ise, banka sayısınca TCK.nın 245/3. maddesi ile aynı bankaya ait birden fazla kart ile veya bir kart ile değişik zamanlarda para çekilmesi veya harcama yapılması halinde ise TCK.nın 43. maddesi uyarınca uygulama yapılması, harcama yapılmadan kartların bloke olması halinde TCK.nın 245/3. maddesine teşebbüs suçundan uygulama yapılması gerektiği, mağdurlara ait kart bilgileri kopyalanarak bir kart oluşturulmaması halinde ise ele geçirilen kopyalama cihazında bilgi bulunması halinde eyleminin mağdur sayısınca TCK.nın 136. maddesinde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme, bulunmaması halinde ise kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmeye teşebbüs suçunu oluşturacağı ve suçun mağduru kart bilgilerinin sahibi olan banka müşterileri olacaktır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - K.2021/1594).

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, bilişim alanında işlenen suçlar arasında olduğundan iddia ve savunmanın bir bilişim suçu avukatı tarafından yapılmasında yarar vardır.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS