Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Marka Hakkına Tecavüz Suçu Nedir?

Marka hakkına tecavüz suçu, başkasına ait tescilli bir markanın bir kimse tarafından yetkisiz ve haksız bir şekilde kullanılması ile meydana gelir. Marka hakkına tecavüz suçu, iktibas (aynen taklit) veya iltibas (karıştırma) suretiyle işlenmektedir. Marka hakkına karşı işlenen diğer suçlar gibi marka hakkına tecavüz suçuna ilişkin cezai hükümler de 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 30. maddesinde düzenlenmiştir.

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu gereği failin cezalandırılabilmesi için markanın tescilli olması şarttır. Kanun, ceza hukuku açısından sadece tescilli markayı korumaktadır. Tescilli marka sahibi, markasının başkaları tarafından kullanılması, taklit edilmesi vb. fiilleri engellemek üzere şikayetçi olmak suretiyle ceza davası açılmasını sağlayabileceği gibi özel hukuk davaları da açabilir (6769 sk m.7/2).

Marka suçları, internet üzerinden facebook, instagram, twitter vb. sosyal medya hesapları kullanılarak veya çeşitli online alışveriş siteleri üzerinden oldukça yğun bir şekilde işlenmektedir. Savcılık, şikayet başvurusu üzerine derhal açık kaynak araştırması yaparak internet üzerinden işlenen marka suçlarını tespit etmektedir.

Takibi şikayete bağlı olan tüm marka suçları, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 30. maddesinde düzenlenmiştir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 30. maddesinde düzenlenen marka hakkına tecavüz suçunun oluşabilmesi için;

1- Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek,

2- Mal üretmek veya hizmet sunmak, satışa arz etmek veya satmak, ithal ya da ihraç etmek, ticari amaçla satın almak, bulundurmak, nakletmek veya depolamak fiillerinden birinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Marka hakkına tecavüz fiili, bir markanın sahibi olmaksızın veyahut marka sahibinin yasal ve usule uygun izni olmaksızın ilgili markanın kullanılması olarak ifade edilebilir (CGK-K.2020/444).

Marka hakkına tecavüz suçu 6769 sayılı yasanın 30/1. maddesinde düzenlenmiştir:

6769 sayılı Kanun m.30

Madde 30- (1) Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(2) Marka koruması olduğunu belirten işareti mal veya ambalaj üzerinden yetkisi olmadan kaldıran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(3) Yetkisi olmadığı hâlde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek, lisans veya rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(4) Bu maddede yer alan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(5) Bu maddede yer alan suçlardan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye’de tescilli olması şarttır.

(6) Bu maddede yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.

(7) Başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malı, satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi ve bu suretle üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilmiş mallara elkonulmasını sağlaması hâlinde hakkında cezaya hükmolunmaz.

Marka Hakkına Tecavüz Suçunun Unsurları

Marka hakkına tecavüz suçu herkes tarafından işlenebilecek bir suçtur. Suçun tüzel kişiler tarafından işlenmesi mümkün değildir. Örn, marka taklit eden ürünleri satışa arz eden X şirketinin cezalandırılması mümkün değildir, kusurlu fiilden sorumlu olan gerçek kişiler fail olarak cezalandırılır. Ancak, tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri yaptırımına başvurulabilir. Güvenlik tedbirleri kapsamında tüzel kişinin izninin iptali veya müsadere kararı verilebilir (TCK m.60).

Mağdur veya suçtan zarar gören kişi, marka hakkı iktibas veya iltibas suretiyle tecavüze uğrayan gerçek veya tüzel kişidir. Marka hakkına tecavüz suçu bakımından şikayet hakkı mağdur veya suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişilere aittir.

Marka hakkına tecavüz suçu kasten işlenebilen suçlardandır. Fail, kanuni tanımda yer alan fiilleri işlemek suretiyle bilerek ve isteyerek tescilli marka hakkına tecavüz etmelidir.

Marka hakkına tecavüz suçlarından cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye’de tescilli olması şarttır. Marka tescilli değilse, tanınmış bir marka olsa dahi ceza hukuku korumasından faydalanamayacak, tescilli olmayan marka hakkına tecavüz edilse dahi faile bu yüzden cezai yaptırım uygulanamayacaktır. Türk marka hukukunda tescil ilkesi gereği, marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tutulan marka siciline tescil işlemini yaptırarak bu hakkı kazanacak ve böylece marka korumasından yararlanacaktır. Ceza hukuku bakımından tescil ilkesi zorunlu olup istisna olabilecek bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. Tanınmış markalar tescil edilmedikleri mal ve hizmet sınıflarında hukuki yoldan korunsa da; suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği marka tanınmış olsa dahi cezai korumasının tescille sınırlı olması gerekmektedir. Başka bir ifade ile tescilli bir markanın tescilden doğan korumadan yararlanabilmesi, tescil edildiği şekilde ve tescil edildiği veya benzeri mal ve/veya hizmetlerde kullanılması ile mümkündür. Buna göre, örneğin; sadece giysiler sınıfında tescil edilmiş bir marka, inşaat hizmetleri sektöründe kullanıldığında marka hakkına tecevüz suçundan bahsedilmeyecek; şikayet ve bu konuda açılmış bir dava var ise somut olayın özelliğine göre Türk Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet suçu gündeme gelebilecektir (Y7CD-K.2022/506).

Marka hakkına tecavüz suçu bir tehlike suçu niteliğinde olduğundan suçun vücut bulması için bir zararın meydana gelmesi aranmaz. Örneğin, tescilli markaya ait ürünler satışa arz etmek üzere bir depoda tutulsa bile, marka hakkına tecavüz suçu vücut bulacaktır. Çünkü, marka hakkına tecavüz suçunun oluşabilmesi için somut bir zararın meydana gelmesi şart değildir.

Marka hakkına tecavüz teşkil eden fiiller, 6769 sayılı kanunun 29. maddesinde tek tek sayılmıştır. Ancak, bu maddedeki marka hakkını ihlal eden tüm fiiller marka hakkına tecavüz suçunun oluşmasına neden olmaz. Kanunda, sadece iktibas ve iltibas suretiyle marka hakkına yapılan tecavüzler suç olarak düzenlenmiştir. İktibas, markanın aynı şekilde taklit edilmesidir. İltibas ise, asıl marka ile karıştırılmaya yol açacak fiiller icra edilmesidir.

1. İktibas Suretiyle Marka Hakkına Tecavüz Suçu: İktibas, markanın bire bir taklit edilmesidir. Tescilli bir marka ile aynı olduğuna dair bağ kuran her türlü işaretin suça konu ürünler üzerinde kullanılması iktibas olarak kabul edilmektedir. İktibas; tescilli markanın aynısının veya ayırt edilemeyecek derecede benzerinin herhangi bir izin veya hak sahibi olunmadan tescilli markanın tescil edildiği aynı çeşit mal veya hizmetlerde kullanılmasıdır. Örneğin, tasarım, renk, şekil ve yazılar bakımından tescilli olan bir markanın tıpatıp aynısı olan, ancak küçük bir ayrıntı olarak üzerine bir çizgi çizilerek üretilmiş olan tişört tescilli markayla ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik oluşturacağından iktibas suretiyle marka hakkına tecavüz suçu meydana gelmiş olacaktır (6769 sayılı Kanun m.30/1). Tescilli markanın aynısı veya büyük ölçüde benzerinin aynı veya aynı çeşit mal veya hizmetlerde kullanılmasıyla iktibas suretiyle marka hakkına tecavüz suçu oluşur. İktibas suretiyle marka hakkına tecavüz suçunun meydana gelebilmesi için tescilli markanın tescil edildiği mal ve hizmet türünde taklit yapılmış olmalıdır.

2. İltibas Suretiyle Marka Hakkına Tecavüz Suçu: İltibas, bir benzerini kullanmak suretiyle tüketiciler tarafından markanın karıştırılmasına neden olmaktır. İltibas, tüketicinin markayı karıştırma ihtimalidir. İltibas halinde taklit ürünün tescilli markayla bir benzerliği mevcuttur ve bu benzerlik karıştırılma ihtimaline neden olmaktadır. Bu benzerlik, ilk görünüm itibariyle ilk bakışta anlaşılamayacak bir benzerlik şeklinde olmalıdır. Taklit ürünün tüketici nezdinde bıraktığı genel izlenim tescilli marka ile karıştırılmasına neden oluyorsa iltibas mevcuttur.

Marka hakkına tecavüz suçu, seçimlik hareketli suçlardandır. 6769 sayılı Kanunun 30. maddesi ile marka suçlarının kapsamı genişletilmiştir. Buna göre, başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek aşağıdaki seçimlik hareketlerin yapılmasıyla marka hakkına tecavüz suçu vücut bulur:

  • Mal üretme veya hizmet sunma,
  • Satışa arz etme veya satma,
  • İthal veya ihraç etme,
  • Ticari amaçla satın alma, bulundurma, nakletme veya depolama.

Tescilli bir markanın iktibas veya iltibas yoluyla taklit edilip edilmediği bilirkişi raporuyla ortaya konulmalıdır. Bilirkişi, taklit ürün ile tescilli markayı tüm özellikleri bakımından karşılaştırıp iktibas veya iltabasın mevcut olup olmadığını net bir şekilde tespit etmelidir:

Tescilli bir markanın iktibas veya iltibas yolu ile taklit edilip edilmediğinin tespiti açısından ise; sanıktan ele geçirilen taklit ürünün, varsa ve elde edilmesi olanaklı ise orijinal ürünün, olanaklı olmaması halinde ise, Türk Patent ve Marka Kurumundan getirtilecek marka tescil belgelerinin renkli ve onaylı suretleri ile karşılaştırmayı sağlayacak fotoğrafların elde edilerek dosyaya eklenmesi ve bu şekilde bilirkişi raporu ve bu rapora dayanak olan hükmün temyiz denetimine sunulması gerekmektedir (Y19CD-K.2021/6735).

Marka Hakkına Tecavüz Suçu ve Diğer Marka Suçlarının Cezası

Marka hakkına karşı işlenen suçlar, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 30. maddesinde düzenlenmiştir. Marka hakkına karşı işlenen suçlar şunlardır:

1. Marka Hakkına Tecavüz Suçu Cezası: 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 30/1. maddesinde marka hakkına tecavüz suçu teşkil eden fiiller ve cezalar düzenlenmiştir. Kanuna göre; başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticariamaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır (6769 sayılı Kanun m.30/1).

2. Marka Koruması İşaretini Kaldırma Suçu Cezası: Marka koruması olduğunu belirten işareti mal veya ambalaj üzerinden yetkisi olmadan kaldıran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır (6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.30/2).

3. Marka Hakkı Üzerinde Yetkisiz Tasarrufta Bulunma Suçu Cezası: Yetkisi olmadığı hâlde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek, lisans veya rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır (6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.30/3).

Yukarıda yer alan marka hakkına karşı işlenen suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Marka hakkına tecavüz suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası, belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Marka hakkına tecavüz suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Marka hakkıana tecavüz suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.

Şikayet Hakkı, Zamanaşımı ve Uzlaşma

Şikayet hakkı, bir suçun savcılık tarafından soruşturulması veya mahkeme tarafından kovuşturulması için suçtan zarar gören veya mağdura tanınan kişiye sıkı surette bağlı bir kamu hukuku hakkıdır. Marka hakkına karşı işlenen tüm suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabidir.

Marka hakkına tecavüz suçu da şikayete tabi suçlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle, şikayet süresi, fail ve fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 aydır. Kamu davası açıldıktan sonra şikayetten vazgeçme kamu davasının düşmesi sonucunu doğurur.

Marka hakkına tecavüz suçlarında şikâyet hakkı, sadece marka sahibine ait bir haktır. Tescilli markanın sahibi olan ve marka korumasından doğan hakları tecavüze uğrayan gerçek veya tüzel kişiler şikâyetçi olabilir. Başka bir ifade ile, şikâyet hakkını kullanacak marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tutulan marka sicilinde, adına markanın tescil edildiği gerçek veya tüzel kişidir. Şikayet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan bu hakkın başkaları tarafından kullanılması mümkün değildir. Hak sahibi kişiler şikayet tarihinde, şikayette bulunma yetkisini veren vekaletname bulunmak koşulu ile avukatları vasıtasıyla da şikayette bulunabilir. (YCD-K.2022/13358).

Marka hakkına tecavüz suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Marka hakkına tecavüz suçu, uzlaşma prosedürünün uygulanabileceği suçlardandır.

Marka Hakkına Tecavüz Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olması, suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi ve ceza adaletine olumlu davranışlarıyla katkı sunması halinde hakkında cezaya hükmolunmaması veya ceza indirimi yapılmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur.

Marka hakkına tecavüz suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekir (CGK-K.2020/444):

1- Fail tarafından başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malın satışa arz edilmesi veya satılması,

2- Satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi,

3- Satışa arz edilen veya satılan malın nereden temin ettiğini bildirerek;

  • a- Üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve
  • b- Üretilmiş mallara el konulmasını sağlaması.

Marka hakkına tecavüz suçu bakımından etkin pişmanlık hükümleri kanun ile düzenlenmiştir. Buna göre; başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malı, satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi ve bu suretle üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilmiş mallara elkonulmasını sağlaması hâlinde hakkında cezaya hükmolunmaz (6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.30/7).

Marka Hakkına Karşı İşlenen Suçlarda Görevli Mahkeme

Marka hakkına karşı işlenen suçlarda, yargılama yapmakla görevli mahkeme Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi olarak düzenlenmiştir.

Fikri Sınai Haklar ve Ceza Mahkemesi, özel mahkeme statüsünde bir mahkeme olup 5271 sayılı Ceza Muhakamesi Kanunu’nun öngördüğü usul hükümlerine göre yargılama yapmaktadır. Marka hakkına karşı işlenen suçlarda, özellikle marka hakkına tecavüz suçunda araştırma ve delil toplama faaliyetleri özellik arz ettiğinden özel nitelikli bu mahkeme yargılama yapmaya görevli kılınmıştır.

Marka Hakkına Tecavüz Suçu/Marka Suçları Yargıtay Kararları


Marka Hakkına Tecavüz Suçunda Avukatın Takip Yetkisi

Dosya içerisinde mevcut olan, Polo Lauren Company LP. firmasının yetkilisi tarafından … irtibat bürosu yetkilisi …’e verilen asıl vekâletnamenin içeriğinde “Bir gümrük süreci ya da başka bir süreci takip etme anlaşması vaka bazında mektup, faks veya e-posta iletişimi ile yapılacaktır.” şeklindeki kısıtlamanın bulunması karşısında, Polo Lauren Company LP. vekilinden; iş bu dava dosyasında şikayet hakkının kullanılması amacıyla marka sahibi Polo Lauren Company LP. firmasının yetkilileri tarafından kendilerine verilmiş izin içeren mektup, faks veya elektronik posta iletisinin tercüme edilmiş aslının veya onaylı örneklerinin bulunup bulunmadığının sorulduktan sonra sonucuna göre Polo Lauren Company LP. firmasının davaya katılma hakkı bulunup bulunmadığı ve sanık hakkında TCK’nun 43/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - Karar : 2022/15974).

Hak sahibi kişiler şikâyet tarihinde, şikâyette bulunma yetkisini veren vekâletname bulunmak koşulu ile avukatları vasıtasıyla da şikâyette bulunabilir. Davaya vekâlet konusu 6100 sayılı HMK’nun 71-83. maddelerinde düzenlenmiş olup, hem HMK’da hem de Türk Borçlar Kanununda vekâletnamelerin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı kabul edilmiştir. Şikâyet hakkını kullanma konusunda asıl olanın vekâlet verenin iradesi olduğu yönündeki ilke ışığında somut olaya gelince; katılan firmalar vekilinin, sanıklar hakkında şikâyet hakkının kullanılması amacıyla ve şikayet tarihini kapsar şekilde marka sahibi firmaların yetkilileri tarafından kendilerine verilmiş izin içeren mektup, telefaks veya elektronik posta iletisi aslını veya tercümesinin onaylı örneklerini dosyaya ibraz edemediği, şikayet tarihinden sonra düzenlenen vekaletnamelerin de sonuca etki etmeyeceği anlaşıldığından, marka sahibi firmaların sanıklar hakkında şikâyet tarihi itibarıyla hukuken geçerli bir şikâyetlerinin bulunmadığı gözetilerek davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi - K.2022/12916).

Tek Oyuncak Yakalansa Bile Marka Hakkını İhlal Suçu Oluşur

14.04.2015 tarihli arama ve el koya tutanağına göre sanığın işlettiği Efe Kitap Kırtasiye adi iş yerinde yapılan aramada, üzerinde katılan firma adına tescilli marka bulunan bir adet oyuncağın ele geçirilmesi, sanığın savunmalarında bu oyuncağı pazarlamacı bir kişinin numune olarak bıraktığını, daha sonra tekrar uğrayıp başka ürün getirip fatura keseceğini ve taklit olduğunu bilmediğini beyan ederek atılı suçlamayı tevil yollu ikrar etmesi, 09.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda yer alan fotoğraflardan suça konu eşya üzerinde katılan adına tescilli markanın iktibas yolu ile taklit edildiğinin anlaşılması ve yaptığı iş gereği sanığın, katılan firma adına tescilli markayı taşıyan ürünlerin taklit olduklarını bilebilecek durumda olması karşısında; yüklenen suçun unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçe ile sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/8033 E. , 2022/13734 K.).

Marka Hakkını İhlal Suçunda Taklit Ürünlerin Müsadere Edilmesi Kararı

Dosya kapsamına göre, marka hakkına tecavüz suçundan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 30/1. maddesi uyarınca sanığın mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, suça konu taklit ürünlerin ise 5237 sayılı Kanun’un 54/1. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmiş ise de, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 10/07/2019 tarihli ve 2019/14651 esas, 2019/10774 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere suça konu taklit ürünlerin üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımının başlı başına suç oluşturduğu nazara alındığında anılan taklit ürünlerin 5237 sayılı Kanun’un 54/4. maddesi uyarınca müsadere edilmesi gerektiği,

Müsadere edilen eşya hakkında 5237 sayılı Kanun’un 54/1. maddesi uyarınca müsadere kararı verilebilmesi için müsadere konusu eşyanın bizatihi suç oluşturmayıp suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşya olmasının gerekmesi, anılan fıkra uyarınca verilen müsadere hükmünü mahkûmiyet hükmüne bağlı kılacağı için mahkûmiyet hükmünün ortadan kalkması durumunda bağlı olduğu hükümle birlikte ortadan kalkacağı,

Bu itibarla somut olayda denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet hükmü ortadan kaldırılarak, davanın düşmesine karar verileceği ve bu durumun üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı başlı başına suç teşkil eden taklit ürünlerin de yeniden sanığa iadesi sonucunu doğuracağından, 5237 sayılı Kanun’un 54/4. maddesi uyarınca müsadere kararı verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/3173 E. , 2021/3282 K.).

İnternette Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabet Suçu

Dosya içerisinde mevcut bilgi ve belgelere göre, işaretin internet ortamında “sadece” alan adı olarak kullanılması, marka hakkına tecavüz suçunun seçimlik hareketleri arasında sayılmadığından, sanığın web sitesi içeriğinde katılan şirket adına tescilli “ulusoy” markasını kullanmayıp, www….com şeklindeki domain adresinde kullanmaktan ibaret eyleminin marka hakkına tecavüz suçunu oluşturmayıp, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet suçu oluşturup oluşturmayacağı tartışılıp değerlendirilmeden suç vasfında yanılgaya düşülerek yazılı şekilde marka hakkına tecavüz suçundan dolayı hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2021/4403 E. , 2021/7178 K.).

Saka markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli sahibi olan katılan … vekilinin 28.10.2013 havale tarihli dilekçesi ile; sanık ile imzaladıkları bayiilik sözleşmesi uyarınca sanığın … Dağıtım ünvanı ile Adana’daki bayiileri olarak çalıştığı halde, katılan şirket tarafından üretilmeyen suların doldurulduğu damacanaları, katılan şirket tarafından imal edilen damacana kapaklarına benzer şekil ve renkte kapaklar ile kapatarak … marka suymuş gibi piyasaya sürdüğünden bahisle şikayetçi olması üzerine sanık hakkında marka hakkına tecavüz suçundan soruşturma yapılarak kamu davası açılmış ve Yerel Mahkemece marka hakkına tecavüz suçunun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle sanık hakkında beraat kararı verilmişse de; iddianame içeriği ve tüm dosya kapsamına göre, sanığa isnat edilen eylemin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet suçunu oluşturup oluşturmadığı hususunun karar yerinde tartışılıp belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/2729 E. , 2018/12297). K.

Marka Suçunda Orjinal Markanın Temin Edilememesi

Şikayetçi şirketin yapılan ihtarlara rağmen orijinal ürünleri dosyaya ibraz edemediği ve üretimin sonlandırılması nedeniyle orijinal ürünlerin piyasadan da temin edilmediği, hükme esas alınan 13/02/2015 tarihli bilirkişi raporunda, orijinal ürün örneklerinin şikayetçi şirket tarafından dosyaya sunulamaması nedeniyle orijinal ürünlerin görünümü ve markaların bu ürünlerde kullanılması konusunda herhangi bir değerlendirmenin yapılamadığının belirtildiğinin anlaşılması karşısında; sanığın savunmalarında dava konusu ürünleri fatura karşılığı satın aldığını ve taklit ürün satmadığını beyan ettiği de gözetilerek; sanığın, şikayetçi firma adına tescilli markanın iktibas veya iltibas yolu ile taklit edilerek üretilmiş ürünlerini sattığına dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı gözetilerek, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/15747 E. , 2022/1772 K.).

İltibas Suretiyle Marka Hakkına Tecavüz Suçunun Unsurları

Katılan vekilinin şikayeti üzerine, sanığa ait iş yerinde yapılan aramada ele geçirilen üç çift spor ayakkabısı üzerinde bulunan markanın, katılan şirket adına tescilli markalar ile iktibas veya iltibas yaratacak şekilde taklit edildiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın aşamalarda suça konu ayakkabılar üzerindeki markaların katılan adına tescilli marka ile ilgisinin bulunmadığını savunması, dosyada mevcut bilirkişi raporu ile dosyada yer alan fotoğrafların incelenmesinde dava konusu ayakkabıların dil kısmında “…”; iç kısımlarında “…” markalarının gözle görünür şekilde ön planda olduğunun ve katılan adına tescilli olup şikayete konu edilen markaların ayırt edici gücünün zayıf olduğunun anlaşılması karşısında; suça konu ürünler ile orijinal ürünler arasında genel görünüm ve insan duyularında bıraktıkları izlenim bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ortalama tüketiciler yönünden iltibas oluşturmayacağı gözetilmeden, yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/16532 E. , 2022/7722 K.).

Sanığın aşamalarda ele geçen ürünlerin Hummel markalı değil Adidas markalı olduğunu savunması, dosyada mevcut bilirkişi raporu ile dosyada yer alan fotoğrafların incelenmesinde suça konu eşofmanaltlarının iç etiket ve sol cep kısmında Adidas markasının gözle görünür şekilde ön planda olduğunun, yan kısmında bulunan ve katılan … adına tescilli olup şikayete konu edilen şekil markasının ise ayırt edici gücünün zayıf olduğunun anlaşılması, Adidas markası yönünden sanık hakkında şikayet bulunmaması karşısında; suça konu ürünler ile orijinal ürünler arasında genel görünüm ve insan duyularında bıraktıkları izlenim bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ortalama tüketiciler yönünden … firması adına tescilli marka ile iltibas oluşturmayacağı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/17306 E. , 2022/15119 K.).

Marka Suçlarında İltibas veya İktibasın Tespiti Amacıyla Bilirkişi İncelemesi

Türk Patent ve Marka Kurumundan bu suça konu ürün üzerinde kullanılan markalara ait tescil belgelerinin onaylı örnekleri getirtildikten sonra konusunda uzman bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak; sanığa ait işyerinde ele geçirilen pijama takımı üzerinde kullanılan markaların, katılan firmanın 25. emtia sınıfı (giyim) yönünden tescilli olan marka veya markalarıyla iktibas veya iltibas oluşturacak şekilde taklit olarak kullanılıp kullanılmadığı ve kullanılmış ise katılanın hangi marka veya markalarına tecavüz edildiği belirlenip, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesine göre sanığın üzerine atılı suçun uzlaştırma kapsamında olan suçlardan olduğu hususu da gözetilerek; sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, yerinde görülmeyen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/17246 E. , 2022/14226 K.).

Konusunda uzman bir bilirkişiden yeniden rapor alınarak; sanığa ait işyerinde ele geçirilen ürünler üzerinde kullanılan marka veya markaların, katılan firma adına tescilli olan markalarla iktibas veya iltibas oluşturacak şekilde taklit olarak kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise katılanın hangi marka veya markalarına tecavüz edildiği, bu markaların suç tarihi itibariyle geçerli olup olmadığı ve marka tescil korumasının emtia grubunu kapsayıp kapsamadığı belirlenerek, suça konu ürünlerde kullanıldığı iddia olunan marka ve logolar ile orjinal ürünlerde yer alan marka ve logoların karşılaştırılabilmesi için örnekleri veya resimlerinin de temyiz denetimine olanak verecek şekilde dosyaya eklenmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik kovuşturma ile ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/16994 E. , 2022/11853 K.).

Öncelikle Türk Patent ve Marka Kurumundan suça konu ürünler üzerinde kullanılan marka veya markaların Resmi Marka Gazetesinde yayınlanma tarihi ile suç tarihinde geçerli bulunup bulunmadıklarının tespiti açısından marka tescil belgelerinin emtia listesi ile birlikte onaylı ve renkli örnekleri getirtilip, konusunda uzman bir bilirkişiden yeniden rapor alınarak; sanığa ait işyerinde ele geçirilen ürünler üzerinde kullanılan marka veya markaların, katılan firma adına tescilli olan markalarla iktibas veya iltibas oluşturacak şekilde taklit olarak kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise katılanın hangi marka veya markalarına tecavüz edildiği, bu markaların suç tarihi itibariyle geçerli olup olmadığı ve marka tescil korumasının emtia grubunu kapsayıp kapsamadığı belirlenerek, suça konu ürünlerde kullanıldığı iddia olunan marka ve logolar ile orjinal ürünlerde yer alan marka ve logoların karşılaştırılabilmesi için örnekleri veya resimlerinin de temyiz denetimine olanak verecek şekilde dosyaya eklenmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik kovuşturma ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/17566 E. , 2022/16641 K.).

İnternet Üzerinden İşlenen Marka Suçlarında Araştırma

Müşteki vekilinin Cansuyu markasının müvekkili adına tescilli olduğunu, markalarının taklit edilmek suretiyle bazı ürünlerin haksız rekabet oluşturacak şekilde gittigidiyor.com adlı platform üzerinden satışa sunulduğunu tespit ettiklerini belirterek şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma sonunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekiye ait taklit herhangi bir ürün bulunamadığı, bu hali ile müştekinin iddiasının soyut kaldığı, şüpheli hakkında kamu davası açmaya yeterli her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, şüphelinin ifadesinde yaklaşık iki yıldır internet üzerinden satış yaptığını, diğer mallar gibi şikayete konu ürünleri de çevre esnafından temin edip, üzerine kar marjı ekleyerek sattığını, gittigidiyor isimli internet sitesinden şikayete konu ürünlerin satışının durdurulduğunun kendisine iletilmesi üzerine anılan ürünlerin tescilli markaya ait olduğunu öğrendiğini ve o günden itibaren de ürünlerin satışını yapmadığını beyan etmesi karşısında, şikayet dilekçesi ekinde sunulan internet sayfa görüntüleri nazara alınarak, paylaşımların yapıldığı internet hesabı ile ilgili açık kaynak araştırması yaptırılarak anılan ürünlerin hala satışa arz edilip edilmediğinin tetkiki, şüpheli firmaya ait defter ve belgelerin incelenerek irsaliye faturalarından anılan ürünlerin nereden temin edildiğinin tespiti, gerekli görülmesi halinde mağazada arama yapılarak taklit ürünlerin bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerekir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/2222 E. , 2022/6472 K.).

Marka Hakkına Karşı İşlenen Suçlarda İmaj ve İltibas

Katılan vekilinin şikayeti üzerine, sanığa ait iş yerinde 06.03.2015 günü yapılan aramada; etiketlerinde “Zerra Fashion”” ibaresi yazılı olan ve katılan adına tescilli 176460 numaralı ekose desenli şekil markası taklit edilerek üretildikleri iddia edilen toplam 65 adet tekstil ürününün ele geçirildiği, alınan bilirkişi raporunda suça konu ürünler ile katılana ait orijinal ürünler karşılaştırılarak, suça konu ürünlerin katılanın 176460 tescil numaralı markası ile iltibas edilmek suretiyle kullanıldığının tespit edildiği ve yapılan yargılama neticesinde sanığın … mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de;

Marka birden çok unsur içerdiği takdirde markanın asıl unsurunu, bütünü itibariyle görünüşü ve ayırt ediciliğini vurgulayan imaj oluşturur. Dosyada mevcut orijinal ve taklit olduğu iddia edilen ürünlere ait renkli fotoğrafların incelenmesinde; suça konu ürünler ile orijinal ürünler arasında renk, genel görünüm ve insan duyularında bıraktıkları izlenim bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ortalama tüketiciler yönünden iltibas dahi oluşturmayacağı, aksi kabulün tüm ekose desenli kumaşların katılanın tekeline bırakılması sonucunu doğuracağı ve bu durumun hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleriyle bağdaşmayacağı ve dava konusu ürünlerin yaka ve iç etiketlerinde “Zerra Fashion” ibaresinin de bulunduğu gözetilerek, sanığın beraati yerine, yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi - Esas : 2020/3915 Karar : 2021/5406).

Marka Hakkına Karşı İşlenen Suçlarda Tescil İlkesi

Türk marka hukukunda tescil ilkesi gereği, marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tutulan marka siciline tescil işlemini yaptırarak bu hakkı kazanacak ve böylece marka korumasından yararlanacaktır. Ceza hukuku bakımından tescil ilkesi zorunludur ve istisna olabilecek bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. Tanınmış markalar tescil edilmedikleri mal ve hizmet sınıflarında hukuki yoldan korunsa da; suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği marka tanınmış olsa dahi cezai korumasının tescille sınırlı olması gerekmektedir.

Başka bir ifade ile tescilli bir markanın tescilden doğan korumadan yararlanabilmesi, tescil edildiği şekilde ve tescil edildiği veya benzeri mal ve/veya hizmetlerde kullanılması ile mümkündür. Buna göre, örneğin; sadece giysiler sınıfında tescil edilmiş bir marka, inşaat hizmetleri sektöründe kullanıldığında marka hakkına tecavüz suçundan bahsedilmeyecek; şikayet ve bu konuda açılmış bir dava var ise somut olayın özelliğine göre Türk Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet suçu gündeme gelebilecektir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/16548 E. , 2022/8159 K).

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS