Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

İnternetten İçerik Kaldırma veya Erişimin Engellenmesi Nedir?

İnternet sitesi veya web sayfasına erişimin engellenmesi; internet üzerinden yayımlanan haber, video, fotoğraf, yorum vb. içeriklerle kişilik haklarının veya özel hayatın gizliliğinin ihlali, suç işlenmesi, kamu yararı bulunması gibi nedenlerle öncelikle hukuka aykırı içeriğin bulunduğu internet sitesindeki URL’ye, ihlal bu şekilde giderilemediği takdirde tüm internet sitesine erişimin engellenmesini ifade etmektedir.

İnternetten içerik kaldırma/silme; internet üzerinden yayımlanan ve hukuka aykırılık teşkil eden haber, video, fotoğraf, yorum vb. içeriklerin kaldırılması veya silinmesidir. İçerik kaldırma/silme işlemi, ancak yer veya içerik sağlayıcı tarafından yerine getirilebilir.

İnternet üzerinden yapılan yayınların düzenlenmesi, hukuka aykırı içeriklerin kaldırılması ve internet sitelerine erişimin engellenmesine dair temel kurallar 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” ile düzenlenmiştir.

İnternet Hukukunda Sorumluluk ve Kavramlar

İnternet hukukunda, internet yoluyla yayınlanan içerikler nedeniyle kişisel sorumlulukların belirlenmesi için bazı kavramlar kullanılmaktadır. İnternetten içerik kaldırma veya erişimin engellenmesi kararı talep dilekçesinde veya 5651 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan itirazlarda şu kavramlara dikkat edilmelidir:

  • E-Tespit; Türkiye Noterler Birliği’nin 7 gün/24 saat esasına göre internette herhangi bir web sayfası veya sosyal medya hesabı üzerindeki veri veya bilgiyi URL bazlı tarama yaparak tespit etmesidir. E-tespit talep eden kişi, içeriğini tespit etmek istediği URL’yi Noterler Birliği’nin veri tabanına gönderir, kendisine bir e-tespit başvuru numarası verilir, söz konusu başvuru numarasıyla mesai saatleri içinde herhangi bir notere başvurularak online yapılan tespit kağıda dökülerek noter tarafından onaylanır. E-tespit yöntemiyle internet üzerinden işlenen suçlar veya özel hukuk uyuşmazlıklarına neden olan fiiller kesin bir şekilde tespit edilmiş olur. Noterler Birliği’nin e-tespit amacıyla kullanılan web sayfası: E-Tespit Başvuru Sayfası

  • İçerik Sağlayıcı; internet sitesine yazı yazmak, yorum yapmak, ses kaydı, fotoğraf, video veya başkaca bir şekilde internet ortamına bilgi veya içerik sağlayan herkestir. Örneğin, youtube sitesine video yükleyen herhangi bir kişi, haber sitesine yorum yapan okuyucu, gazetede makale yazarı, ekşisözlük sitesine entry giren üye vb. tüm internet kullanıcıları içerik sağlayıcı olarak nitelenir. İçerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumludur (5651 sayılı kanun m.5/2).

  • Yer Sağlayıcı; internet kullanıcılarının (içerik sağlayıcıların) giriş yaptığı web sitesinin “mülkiyet hakkı sahibi”, “işletmecisi” veya “hosting” (web sitesi içeriğinin barındırıldığı yer) hizmeti veren firma yer sağlayıcı olarak nitelendirilir. Yer sağlayıcı, internet kullanıcılarının içerik sağlamasına imkan sunar. Örneğin, Hürriyet gazetesinin sahibi veya Hürriyet gazetesine hosting hizmeti (barındırma hizmeti) veren firma yer sağlayıcıdır. Gazetenin yazarları veya haberlerin altına yorum yapan kullanıcılar da içerik sağlayıcıdır. Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. (5651 sayılı Kanun m.5). Yer sağlayıcılar listesine şurdan ulaşabilirsiniz: Yer Sağlayıcıları Listesi

  • Erişim Sağlayıcı; kullanıcılarına internet ortamına kablolu veya kablosuz erişim imkanı sağlayan Turkcell, Superonline, TTNET, Kablonet vb. gibi isimlerle internete erişim hizmeti sunan her türlü gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. Erişim sağlayıcı, belli bir ücret karşılığında kullanıcının internete bağlanmasını sağlayan firmadır. Erişim sağlayıcı gerçek veya tüzel kişileri ifade etmek üzere “internet servis sağlayıcı” (İSS) kavramı da kullanılmaktadır. Örneğin, Turkcell’den 25 TL’ye internet paketi satın alınması halinde Turkcell firması “erişim sağlayıcı”, diğer bir deyişle internet servis sağlayıcı olarak nitelendirilmektedir. Erişim sağlayıcı, kendisi aracılığıyla erişilen bilgilerin içeriklerinin hukuka aykırı olup olmadıklarını ve sorumluluğu gerektirip gerektirmediğini kontrol etmekle yükümlü değildir. Ancak, erişm sağlayıcı, herhangi bir kullanıcısının yayınladığı hukuka aykırı içerikten, haberdar edilmesi halinde içeriğe erişimi engellemekle yükümlüdür (5651 sayılı kanun m.6).

  • İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcı; kullanıcılara belli bir yerde ve belli bir süre internet ortamı kullanım olanağı sağlayan gerçek veya tüzel kişilerdir. Örneğin, bir cafenin wi-fi’sini müşterilerine kullandırması, otel, restaurant, okul vb. yerlerin internet kullandırması halinde, tüm bu mekan sahipleri “toplu kullanım sağlayıcı” olarak nitelenir. İnternet salonu, internet cafe veya kamuya açık benzeri yerlerde belirli bir ücret karşılığı internet toplu kullanım sağlayıcılığı hizmeti veren gerçek veya tüzel kişiler “ticari amaçla internet toplu kullanım sağlayıcı” olarak nitelendirilmektedir. Ticari amaçla olup olmadığına bakılmaksızın bütün internet toplu kullanım sağlayıcılar, konusu suç oluşturan içeriklere erişimin engellenmesi ve kullanıma ilişkin erişim kayıtlarının tutulması, ailenin ve çocukların korunması, suçun önlenmesi ve suçluların tespiti kapsamında gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.

  • IP Adresi (IP numarası); kullanıcının ev, işyeri veya cep telefonu ile internet bağlandığında kendisine verilen numaradır. IP adresi, internet bağlanan her bilgisayara sistem tarafından ayrı ayrı verilen bir nevi kimliktir. IP adresleri sınırlı olduğundan internet servis sağlayıcıları (erişim sağlayıcılar, örneğin TTNET), internete bağlanan kullanıcıya her seferinde ayrı bir IP adresi verir, kullanıcının internet bağlantısı kesildiğinde aynı IP adresi internete bağlanan başka bir kullanıcıya verilir.

  • Alan Adı (Domain Name); internette bulunan tüm sayfalar bir alan adına bağlı olarak yayınlanır. Örneğin, “https://barandogan.av.tr” bir alan adı olup bu alan adına bağlı ayrı içerikleri olan yüzlerce web sayfası vardır.

  • URL (Universal Resource Locator); internet kullanıcılarının internette dolaşırken adres çubuğunda gördüğü açık adrestir. Yukarıda “https://barandogan.av.tr” sitesinin bir alan adı olduğunu belirtmişttik, URL ise bu alan adına bağlı sayfalardan herhangi birnin özel adresidir. Örneğin, bir URL adresi şu şekildedir: “https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/bilisim-suclari-nelerdir.html”

  • Erişim Sağlayıcıları Birliği (ESB): 5651 sayılı kanunun suç işlenmesini düzenleyene 8. maddesi kapsamı dışındaki erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasını sağlamak üzere Erişim Sağlayıcıları Birliği kurulmuştur. Birlik özel hukuk tüzel kişiliğini haizdir (5651 sayılı Kanun m.6/A). Erişimin engellenmesi kararları uygulanmak üzere Birliğe gönderilir. Birliğe yapılan tebligat erişim sağlayıcının (turkcell, ttnet vb.) bizzat kendisine yapılmış sayılır. Birliğin web sitesi: Erişim Sağlayıcıları Birliği

  • Bilgi Teknolojileri ve İletişim Başkanlığı (BTK): Kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve mali özerkliğe sahip özel bütçeli bir kamu kurumudur. BTK, özellikle internet üzerinden suç işlenmesi, özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mahkeme kararına gerek olmadan erişimin engellenmesi kararını doğrudan verebilen özel yetkili bir kurumdur. BTK’nın web sayfası: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Başkanlığı

İnternetten İçerik (Video, Fotoğraf, Haber, Yorum vb.) Kaldırma ve Erişimi Engelleme Şartları

İnternette yayınlanan resim, video, haber, yorum vb. içeriklerin kaldırılması şartları 5651 sayılı Kanun’nun 8. ve 9. maddelerinde düzenlenmiştir. İnternet üzerinden yayımlanan içeriğin çıkarılması veya içeriğin yer aldığı web sitesinin ilgili bölümüne (URL) erişimin engellenmesi şu hallerde mümkündür:

  • Kişilik haklarının ihlali nedeniyle içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi,

  • Suç işlenmesi nedeniyle içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi,

  • Özel hayatın gizliliğinin ihlali nedeniyle içeriğin çıkarılması veya erişimin engllenmesi,

  • 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ihlali nedeniyle içeriğin çıkarılması veya erişim hizmetinin durdurulması,

  • İnternette unutulma hakkının kullanılması nedeniyle içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi,

  • Kamu yararı ve düzeni nedeniyle içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi.

Özellikle belirtelim ki; internet üzerinden yapılan yayınlar nedeniyle mağdur olan kişilerin içerik ve yer sağlayıcısına başvurarak içeriğin kaldırılmasını talep hakları vardır.

Kişilik Haklarının İhlali Nedeniyle İçerik Çıkarma ve Erişimi Engelleme

Bir kimsenin kişilik haklarını ihlal edcek şekilde video, resim, haber, yorum vb. içeriklerin internet ortamında paylaşılması halinde, kişilik hakkı ihlal edilen kişi içeriğin çıkarılmasını veya erişimin engellenmesini isteyebilir (5651 sayılı Kanun m.9/1). Kişilik haklarının ihlali, hukuken bireye karşı işlenen bir “haksız fiil” olarak kabul edilmektedir. Kişilik haklarına yapılan her saldırı bir haksız fiildir, ancak her haksız fiil suç teşkil etmez. Suç teşkil etmese bile internet yayını üzerinden yapılan her türlü kişilik hakkı ihlali nedeniyle erişimin engellenmesi kararı verilebilir. Örneğin, bir kimsenin çevresine zararlı ve kötü bir insan olduğu, borçlarını ödemediği, yalan söylediği şeklinde internet üzerinden yapılan bir yorum, kişilik haklarının açık bir şekilde ihlali niteliğinde olup hak ihlaline uğrayan kişi ilgili yorumun kaldırılması ve erişimin engellenmesi talebinde bulunabilir.

Kişilik hakları, özel hukukta kişinin doğumuyla birlikte kazandığı ve üzerine kişisel gelişimiyle birlikte her geçen gün yeni değerler kattığı kişiliğinin, maddi ve manevi bütünlüğünün, yeri geldiğinde isminin, mesleki kariyerinin, ailesinin ve hatta sosyal çevresinin üzerinde biriktirdiği, kısacası kendini gerçekleştirme yolunda elde ettiği tüm maddi ve manevi bütünlüğü üzerinde elde ettiği beşeri kazanımlarının ve zaman içinde değişen/genişleyen menfaatlerinin hukuk düzeni tarafından koruma altına alınan yönüdür (Y19CD-K.2017/4575).

  • Görevli Mahkeme: Kişilik haklarının ihlali nedeniyle içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararını vermeye görevli mahkeme, Sulh Ceza Hakimliği’dir (5651 sayılı kanun m.9/1).

  • Yetkili Mahkeme: Kişilik haklarının ihlali nedeniyle içeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi kararı vermeye yetkili Sulh Ceza Hakimlikleri şunlardır:

    • İnternet sitesinin Türkiye’de bilinen bir merkez adresi varsa, bu adresteki Sulh Ceza Hakimliği içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı vermeye yetkilidir.
    • Mağdurun yerleşim yeri ve oturduğu yer Sulh Ceza Hakimliği de içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı vermeye yetkilidir (5271 sayılı CMK m.12/5).

Sulh ceza hakimliği, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak, hâkim URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirmesi hâlinde, gerekçesini de belirtmek kaydıyla, internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin engellenmesine de karar verebilir.

Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararları doğrudan Erişim Sağlayıcıları Birliği‘ne gönderilir. Erişim Sağlayıcıları Birliği, özel hukuk tüzel kişisi niteliğindedir. Bu birliğe üye olmayan internet servis sağlayıcıları (Örn, TUrkcell, TTNET, Kablonet vb.) faaliyette bulunamazlar. Birlik tarafından erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğe erişimin engellenmesi kararının gereği derhâl, en geç 4 saat içinde erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir.

Sulh Ceza Hakimliği, kişilik haklarının ihlali nedeniyle başvuruyu en geç 24 saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.

Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği erişimin engellenmesi kararına konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının kararda yer almayan başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne müracaat edilmesi hâlinde mevcut karar bu adresler için de uygulanır (5651 sayılı Kanun m.9/9).

İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hâkim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebilir. Kararda, Birlik tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağı gösterilir (5651 sayılı Kanun m.9/10).

Kişilik Haklarının İhlali Halinde İçerik ve Yer Sağlayıcıyı Uyarma: Kişilik hakları ihlal edilen mağdur içerik sağlayıcısına (haber veya yorumu yapan, video, foroğraf vb. görselleri yükleyen kişi) buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına (internet sitesine barındırma’hosting’ hizmeti veren firma) başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebilir. Bu yöntem, sulh ceza hakimliğine başvurulmadan önce veya sonra kullanılabilir. İçerik veya yer sağlayıcı kişilik hakkı ihlaline neden olan içerikleri kaldırmadığı takdirde hukuki sorumlulukları bu duruma göre değerlendirilecektir.

Suç İşlenmesi Nedeniyle İçeriğin Kaldırılması ve Erişimin Engellenmesi

İnternet ortamında yapılan yayınlar vasıtasıyla suç işlendiğine dair “yeterli şüphe” oluştuğunda içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı verilebilir. içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı verilebilmesi için “yeterli şüphe” aranmasının nedeni, yeterli şüphe kavramının savcılık tarafından bir iddianameyle ceza davası açılmasının önşartı olmasıdır.

Aşağıdaki suçların işlendiği konusunda yeterli şüphe sebepleri varsa içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı verilebilir (5651 sayılı Kanun m.8/1):

  1. İntihara yönlendirme (madde 84),
  2. Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),
  3. Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190),
  4. Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),
  5. Müstehcenlik (madde 226),
  6. Fuhuş (madde 227),
  7. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228),
  8. 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’da yer alan suçlar.
  • Görevli Mahkeme veya Savcılık: Suç işlenmesi nedeniyle içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde Sulh Ceza Hakimliği, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir. Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı kararını 24 içinde hakimin onayına sunar ve hakim, kararını en geç 24 saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır.

  • Yetkili Mahkeme: Suç işlenmesi nedeniyle içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı vermeye yetkili Sulh Ceza Hakimlikleri şunlardır:

    • İnternet sitesinin Türkiye’de bilinen bir merkez adresi varsa, bu adresteki Sulh Ceza Hakimliği içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı vermeye yetkilidir.
    • Mağdurun yerleşim yeri ve oturduğu yer Sulh Ceza Hakimliği de içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı vermeye yetkilidir (5271 sayılı CMK m.12/5).

Sulh ceza hakimliği, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilen içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararının birer örneği, gereği yapılmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu‘na gönderilir. Erişimin engellenmesi kararının gereği, derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren “dört saat” içinde kurum (BTK) tarafından yerine getirilir.

Erişimin engellenmesi kararı, amacı gerçekleştirecek nitelikte görülürse belirli bir süreyle sınırlı olarak da verilebilir. Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesine ilişkin karara 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı, aşağıdaki hallerde hiçbir mahkeme veya savcılık kararına gerek olmadan kendiliğinden içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesine karar verme yetkisine sahiptir (5651 sayılı Kanun m.8/4):

  • İçeriği yukarıda belirtilen suçları oluşturan yayınların içerik veya yer sağlayıcısının yurt dışında bulunması halinde, içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı kurum başkanı tarafından verilir.

  • İçerik veya yer sağlayıcısı Türkiye’de bulunsa bile, çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra), müstehcenlik (madde 226) veya fuhuş (madde 227) suçlarının işlendiği konusunda yeterli şüphe sebepleri varsa, doğrudan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı verebilir.

Bu karar, erişim sağlayıcısına bildirilerek gereğinin yerine getirilmesi istenir. İçeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararının gereği, derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren “dört saat” içinde yerine getirilir.

5602 sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanun gereği şans oyunu tertip etme hak ve yetkisine sahip kurumlar (Örneğin, Milli Piyango İdaresi) ile bu hak ve yetkinin devredildiği kurum, kuruluş ve özel hukuk tüzel kişileri de kendi görev alanına giren suçların internet ortamında işlendiğini tespit etmeleri hâlinde, bu yayınlarla ilgili olarak içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı alabilirler. Örneğin, internet üzerinden alternatif piyango düzenlendiğini öğrenen Milli Piayango İdaresi, ilgili web sitesine erişimi engelleme kararını bizzat kendisi alabilir. İçeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararları uygulanmak üzere BTK’ya gönderilir. Özellikle sanal bahis veya kumar olarak nitelendirilen bahis siteleri üzerinden işlenen suçların artması sebebiyle bu şekilde erişimin engellenmesi kararı verilmektedir.

Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali Nedeniyle Erişimin Engellenmesi

5237 sayılı TCK’da özel hayatın gizlililiğini ihlal suçu 134. maddede düzenlenmiştir. Özel hayatın gizliliğinin internet üzerinden ihlali halinde daha hızlı önlem alınması önem arz etmektedir.

Özel hayat, başkalarının bilmediği ve bilmesi gerekmediği, kişinin herkesten gizlediği hayatıdır. Özel hayatın sosyal yaşamın her alanında var olduğunu özellikle vurgulamak gerekir. Birey, ister özel konutunda isterse sokak, park, iş ve alışveriş merkezleri gibi sosyal alanlarda olsun mutlaka her alanda özel hayatı vardır. Örneğin, bir kimsenin çıplak fotoğraflarının yayınlanması veya kendisine özel videolarının youtube gibi sitelere yüklenmesi özel hayatın gizliliğini ihlal teşkil eder.

İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu‘na (BTK) bizzat kendileri veya avukatları vasıtasıyla doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir.

Yapılan bu istekte; hakkın ihlaline neden olan yayının tam adresi (URL), hangi açılardan hakkın ihlal edildiğine ilişkin açıklama ve kimlik bilgilerini ispatlayacak bilgilere yer verilir. Bu bilgilerde eksiklik olması hâlinde talep işleme konulmaz (5651 sayılı Kanun m.9/A-2).

Birlik tarafından ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereği derhâl, en geç dört saat içinde ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Özel hayatın gizliliğinin ihlaline bağlı olarak “gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde” doğrudan BTK Başkanın emri üzerine erişimin engellenmesi BTK tarafından yapılır (5651 sayılı kanun m.9A/8).

Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak (URL şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanır.

İçeriğin çıkarılmasını veya erişimin engellenmesini talep eden kişiler, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğinden bahisle erişimin engellenmesi talebini talepte bulunduğu saatten itibaren yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin kararına sunar. Hâkim, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edilip edilmediğini değerlendirerek vereceği kararını en geç kırk sekiz saat içinde açıklar ve doğrudan BTK’ya gönderir; aksi hâlde, erişimin engellenmesi tedbiri kendiliğinden kalkar.

BTK Başkanı tarafından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde doğrudan verilen erişimin engellenmesi kararı, yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar.

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun İhlali Nedeniyle Erişim Hizmetinin Durdurulması

Telif haklarının internet üzerinden ihlali halinde 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK) Ek madde 4 düzenlemesi uygulama alanı bulur. Telif hakkının ihlali, başkasına ait makale, kitap, şarkı sözleri, müzik parçası, video, görsel vb. içerikleri internet üzerinden kullanma veya yayınlama gibi sayısız nedenle mümkündür. Buna göre telif hakkı ihlal edilen kişi öncelikle içerik sağlayıcısına başvurmalı, içerik sağlayıcısı ihlali gidermez ise bu kez savcılığa başvurularak servis sağlayıcının içerik sağlayıcıya sunduğu hizmeti durdurması kararı verilmesi talep edilebilir. 5846 sayılı FSEK ek madde 4 hükmü şu şekildedir:

  • Dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla servis ve bilgi içerik sağlayıcılar tarafından eser sahipleri ile bağlantılı hak sahiplerinin bu Kanunda tanınmış haklarının ihlâli halinde, hak sahiplerinin başvuruları üzerine ihlâle konu eserler içerikten çıkarılır. Bunun için hakları haleldar olan gerçek veya tüzel kişi öncelikle bilgi içerik sağlayıcısına başvurarak üç gün içinde ihlâlin durdurulmasını ister. İhlâlin devamı halinde bu defa, Cumhuriyet savcısına yapılan başvuru üzerine, üç gün içinde servis sağlayıcıdan ihlâle devam eden bilgi içerik sağlayıcısına verilen hizmetin durdurulması istenir. İhlâlin durdurulması halinde bilgi içerik sağlayıcısına yeniden servis sağlanır. Servis sağlayıcılar, bilgi içerik sağlayıcılarının isimlerini gösterir listeyi her ayın ilk iş günü Bakanlığa bildirir. Servis sağlayıcılar ile bilgi içerik sağlayıcıları, Bakanlıkça istendiği takdirde her türlü bilgi ve belgeyi vermekle yükümlüdür.

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, telif haklarının ihlali nedeniyle erişimin engellenmesi kararı verilmesini kabul etmemiştir. Ancak, savcılığın kararı üzerine servis sağlayıcının hizmeti durdurması halinde hak ihlalinin devam etmesi engellenmiş olacaktır.

İnternette Unutulma Hakkı Kapsamında Haber, Video, Görsel vb. İçerik Silme/Kaldırma

Unutulma hakkı, kişinin geçmişte yaşadığı bir olaya ilişkin haber, ses, fotoğraf, görüntü veya video kaydının internet üzerinde yapılan yayınlar vasıtasıyla kamuoyuna yansıması oluşan mağduriyetin giderilmesini amaçlamaktadır. Unutulma hakkı, geçmişte yaşanan bir olayın üzerinden uzun bir süre geçmesi nedeniyle güncelliğini yitiren haber, video, görsel veya diğer içeriklerin kaldırılması, internet web sitesinin URL’sine erişimin engellenmesi suretiyle temin edilir. Geçmişin silinmesi, bireyin arama motorlarında adeta sürekli sabıkalı görünmesini engeller. Örneğin, bir suç nedeniyle ceza mahkumiyetine uğrayıp cezasını da infaz ettikten sonra, yaşanan olayın güncelliği kalmadığı halde internet ortamında işlediği suça dair haberler gözüken kişi, unutulma hakkı çerçevesinde bu haberlerin kaldırılmasını veya haberlere erişimin engellenmesini isteyebilir.

Unutulma hakkının İnternet gazete arşivlerindeki her türlü haber yönünden uygulanmasını beklemek mümkün değildir. Nitekim özellikle basın özgürlüğü temelinde gazete arşivinin araştırmacılar, hukukçular veya tarihçiler için önem taşıyan veriler olduğu açıktır. Bu durumda bir internet haberinin unutulma hakkı kapsamındinternet’ten çıkarılabilmesi için şu olgular somut olay açısından araştırılır:

  • yayının içeriği,
  • yayında kaldığı süre,
  • güncelliğini yitirme,
  • tarihsel bir veri olarak kabul edilememe,
  • kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık tutan niteliği)
  • habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmadığı,
  • haber veya makalenin konusu, bu bağlamda haberin olgusal gerçekler ya da değer yargısı içerip içermediği,
  • halkın ilgili veriye yönelik ilgisi

Yapılacak değerlendirme sonucunda unutulmayı etkin kılacak farklı yöntemler benimsenebilir. 5651 sayılı Kanuna göre erişimin engellenmesinin kapsamının kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL vb.) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verileceği ve zorunlu olmadıkça İnternet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemeyeceği belirtilmiştir. Bu bağlamda unutulma hakkı bağlamında ifade ve basın özgürlükleri ile şeref ve itibarın korunması hakkı arasındaki dengenin sağlanması açısından 5651 sayılı Kanun kapsamında yukarıda belirtilen önlemler alınabilir. Yani, unutulma hakkı çerçevesinde talep edenin yerleşim yeri sulh ceza hakimliğine başvurularak içeriğin kaldırılması veya erişimin engellenmesi talep edilebilir (Y19CD-K:2017/5325).

Kamu Yararı Nedeniyle Erişimin Engellenmesi Kararı

Yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması sebeplerinden biri varsa, bakanlıkların talebi üzerine Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı (BTK) tarafından internet ortamında yer alan yayınla ilgili olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilebilir (5651 sayılı kanun m.8A/1). Bu şekilde internetten içerik kaldırma ve erişimin engellenmesi, idari yollardan yapılan ve talepte bulunma yetkisi sadece ilgili bakanlıkta olan bir usuldür. Örneğin, internet üzerinden sahte bal satan bir web sitesine erişimin engellenmesi ve/veya içeriğin kaldırılması talebini hem Sağlık Bakanlığı hem de Gıda, Hayvancılık ve Tarım Bakanlığı BTK’ya ileterek karar alınmasını sağlayabilir. Bu kanun maddesine dayanarak içeriğin kaldırılması ve/veya erişimin engellenmesini isteyen gerçek veya tüzel kişiler ilgili bakanlığa başvurarak bakanlığın harekete geçmesini talep edebilirler.

Başbakanlık veya ilgili Bakanlıkların talebi üzerine BTK başkanı tarafından verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı, Başkan tarafından, yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde, karar kendiliğinden kalkar (m.8A/3).

Bu madde kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilir. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilir (m.8A/4).

Erişimin Engellenmesi Kararına İtiraz Nasıl Yapılır?

Erişim engelleme, ceza muhakemesi hukukundaki koruma tedbirleri gibi hukuki sonuçlar doğurur. Erişimin engellenmesi kararına itiraz, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 267 vd. maddelerinde yer alan prosedüre göre yapılır. Erişimin engellenmesi kararına itiraz süresi, kararın tebliğ edilmesi veya öğrenilmesinden itibaren 7 gündür.

İtiraz kanun yolu, tüm koruma tedbirleri ve bu arada erişimin engellenmesi kararı açısından da uygulanan, kararı veren Sulh Ceza Hakimliğinden sonraki sıra numaralı hakimliğin itirazı incelediği bir kanun yoludur. Örneğin, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin erişimin engllenmesi kararına itiraz, İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılır.

Youtube, Facebook, Twitter, İnstagram vb. Sosyal Medyada İçerik Silme veya Kaldırma

Youtube, twitter, facebook, instagram vb. sosyal medya araçları üzerinden suç işlenmesi, kişilik haklarının veya özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi, internet ortamında unutulma hakkı, kamu yararının gerektirmesi gibi yukarıda açıkladığımız sebeplerle sulh ceza hakimliğine başvurularak erişimin engellenmesi ve içeriğin kaldırılması talep edilebilir. Yasal yollar dışında söz konusu sosyal medya araçlarının hukuka aykırılıkları gidermek üzere kendi iç mekanizmaları mevcuttur:

  • Youtube Olumsuz İçerik veya Telif Hakkı İhlali: Youtube, telif hakkı ve özel hayata müdahale niteliğindeki ihlaller için hızlı bir mekanizma geliştirmiş ve şikayet bildirimi yapıldığında ilgili video linkini ya kaldırmakta ya da içeriğini telif hakkına uygun hale getirmektedir.
  • Twitter Olumsuz İçerik Kaldırma: Twitter, sahte hesaplar kullanılması, taciz, intihar vakıaları ve gizliliğin ihlali konusunda yapılan şikayetleri değerlendirerek olumsuz içerikleri silme/kaldırma işlemi yapmakatadır. Twitter’a hak ihlallerini şurdan bildirebilirsiniz: Twitter Hak İhlali Bildirimi

  • Facebook Olumsuz İçerik Silme/Kaldırma: Facebook, video, resim, makale vb. sayısız şekilde yayın yapılan bir sosyal medya platformu olduğundan ihlallerin çeşitliliği daha fazladır. Facebook üzerinden yapılan ihlalleri şurdan şikayet edebilirsiniz: Facebook Şikayet ve İhlal Bildirimi

  • İnstagram Fotoğraf Silme/Kaldırma: İnstagram üzerinden paylaşılan fotoğraflarda özel hayatın gizliliğin ihlali veya kötüye kullanım olduğunu düşünüyorsanız, İnstagram Yardım Merkezi/Gizlilik ve Emniyet Merkezi/Bir şeyi şikayet edin butonundan şikayet edebilirsiniz.

Google, Yandex, Bing vb. Arama Motorlarında İçerik Silme veya Kaldırma

Google, Yandex, Bing vb. arama motorlarında içerik silme/kaldırma; internetten web siteleri üzerinden yayınlanan haber, fotoğraf, video vb. içeriklerin arama motorları taarfından yapılan indeks bilgilerinin kaldırılmasıdır. Arama motorları (google, yandex, bing vb.), indeksledikleri sayfaları kendi arama veritabanından kaldırdıklarında olumsuz içeriğin yer aldığı sayfalar yapılan aramalarda bulunamaz. Ancak, içerik kaynak web sayfasında yer almaya devam eder. Kaynak web sayfasındaki olumsuz içeriğin kaldırılması, ancak yukarıda açıkladığımız üzere sulh ceza hakimliğine başvurularak olumsuz içeriklerin kaldırılması veya erişimin engellenmesi yoluyla mümkündür. Ayrıca, kişilik haklarının veya özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi, internet ortamında unutulma hakkı çerçevesinde google vb. arama motorlarının yaptığı indekslerin kaldırılması için de sulh ceza hakimliğine başvurulabilir.

  • Google Arama Motorunda Haber veya Olumsuz İçerik Silme/Kaldırma: Google, özellikle çıplak resimler, müstehcen görüntüler, videolar ve diğer bazı kişisel bilgilerim rıza dışında yayınlanması halinde ilgili içeriklerin indeks bilgilerini kaldırmaktadır. Google olumsuz içerik bildirimlerini şu sayfadan kabul etmektedir: Google Olumsuz İçerik Bildirme

  • Yandex Arama Motorunda Olumsuz İçerik ve Haber Silme/Kaldırma: Yandex, hukuki sorunlar ve iletişim için Türkiye’de bir ofis kurmuştur. Sorunlarınızı bu ofise iletebilirsiniz: Yandex İletişim Ofisi. Ayrıca, yandex help center üzerinden her türlü şikayetinizi bildirebiliriniz.

  • Bing Arama Motorunda Olumsuz İçerik ve Haber Kaldırma/Silme: Bing arama motoru kişisel hak ihlallerini hızlı bir şekilde gidermketdir: Bing Sorun Bildirme

İnternetten İçerik Kaldırma ve Erişimin Engellenmesi Yargıtay Kararları


İnternet Sitesinden Hastanın Doktora İlişkin Yazısı Kaldırılır mı?

Kullanıcılar tarafından yazılan yazılar nedeniyle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia eden ilgilisi … vekili tarafından yapılan erişimin engellenmesi talebinin reddine dair Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/02/2019 tarihli ve 2019/1036 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 13/02/2019 tarihli ve 2019/1443 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı’nın 21.05.2019 gün ve 2019 - 5288 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.05.2019 gün ve KYB. 2019/56487 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.

Başvuruyu yapan ve bugüne kadar pek çok estetik cerrahi operasyon yapan doktorun, özel muayenehanesinde serbest olarak gösterdiği faaliyet, kamusal bir faaliyettir. Dolayısıyla başvuranın devlet tarafından izne ve ruhsata tabi bu faaliyetlerinin kamu hizmeti olduğu, kendisinin de kamu görevlisi olduğu tartışmasızdır. Başvuranın erişime engellenmesini istediği “www…..com” adlı internet sitesi, genellikle kadınlarla ilgili paylaşımların yapıldığı bir forum sitesidir. Başvuranın kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia ettiği forumdaki yazılar, başvuran doktorun “labioplasti” adlı cerrahi operasyonu üzerlerinde gerçekleştirdiği hastaların, başlarından geçenleri, çektikleri acıyı, ayrıca doktorun kendilerine bu operasyon sırasında gösterdiği tavır ve davranışları dile getirdikleri paylaşımlardan oluşmaktadır.

Başvuranın dilekçesi ekinde sunduğu internet sayfa çıktıları incelendiğinde; aynı operasyonu yaptığı eski hastaların, başvuran doktorun kendilerine gösterdiği tavır ve davranışlarından olumsuz şekilde etkilendiklerini, kendilerinin yeterince aydınlatılmadığını, çok ağır acı çeken ve şifa bulamayanların ise başvuran doktor hakkında yasal süreç başlattıklarını ve şikayetçi olduklarını yazdıkları, bu doktorla tanıştıklarına pişman olduklarını ifade ettikleri görülmektedir. Dolayısıyla yapılan eleştirilerin odak noktasının doktorun kamu hizmetini yerine getirirken hastalarına ilgi, saygı ve hizmetin gereği olan prosedürlere riayet göstermediği yönünde toplandığı anlaşılmaktadır. Başvuran vekilinin dilekçesinde belirtildiği gibi yorum sahiplerinin doktorun kişisel yaşamı, şeref ve haysiyetini hedef alan ifadelerinin bulunmadığı, başvuranın mesleki kariyerine ilişkin olarak ise doktorun mesleki yeterliliğine dair kötüniyetli, mesleki geçmişi ve kariyerini hedef alan ifadelere yer verilmediği görülmektedir. Sonuç olarak, başvuranı tanıyan, ondan kamu hizmeti alan kişilerin paylaşımda bulunması görüş, öneri ve şikayetlerini ifade özgürlüğü kapsamını aşmadan dile getirmelerinin normal olduğu, başvuranın talebi gibi bu yorumların bulunduğu internet ortamının erişime engellenmesinin ise demokratik toplum gereklerine aykırı ve ölçüsüz olacağı değerlendirilmiştir.

Başvuranın talebi, Sulh Ceza Hakimliğince, her ne kadar da başvuruya konu yorumları yapan kişilerin ve içerikleri yayınlayan sitenin savunma yapabilme imkanları olmadığından bahisle konuyla doğrudan doğrudan ilgisi olmayan bir Anayasa Mahkemesi kararına atıfla reddedilmiş ise de; sert bir üslupla yapılan paylaşımların eleştiri sınırları içinde kaldığı ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine de işaret edildiğinden, sonuç olarak bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin, yukarıda izah edilen nedenlerle REDDİNE, 02.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi (Yargıtay 19. Ceza Dairesi -K.2020/13553).

Haksız Rekabet, Marka Hakkına Tecavüz ve Erişimin Engellenmesinde Görevli Mahkeme

Dosya kapsamına göre,…İç ve Dış Ticaret A.Ş. vekilince, http://…..com/…bayilik-sartlari/ sayılı linkte yer alan, talepte bulunan şirketin bayilik verdiğine ilişkin gerçek dışı yazı nedeniyle erişimin engellenmesi ve tekzip metninin yayınlanması talebinde bulunulması üzerine, İstanbul 11. Sulh Ceza Hakimliğince, talebin haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz niteliğinde olması nedeniyle Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi davasına konu edilmesi gerektiğinden bahisle başvurunun reddine karar verilmiş ise de;

23/05/2007 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 1, 2, 3 ve 4 no’lu bentlerinde, yayın içeriği nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişi ya da kişilerin hangi usullerle ve hangi mercilere yayın durdurma talebinde bulunacağının aşamalarla belirlendiği, 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinde, içerik nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişinin, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak da içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebileceği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını istiyebilir” ve 25. maddesinde “Davacı, hakimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespiti istiyebilir. Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiş ise de, 5651 sayılı Kanun’un, internet ortamındaki yayınlar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğraması durumunda hangi usul ve esaslara göre mücadele edileceğini düzenlemekte olup bu yönüyle 4721 sayılı Medeni Kanuna göre özel yasa durumunda olduğu, bu hali ile 5651 sayılı Kanundaki özel düzenleme gözetildiğinde, internet ortamında yapılan saldırılar ile ilgili görevli mahkemenin Sulh Ceza Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, taleple ilgili esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,

Gereği görüşülüp düşünüldü:

5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”un “içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” başlıklı 9. maddesinin uygulanma şartları;

  • İnternet ortamında yapılan bir yayın olması,

  • Yapılan yayın içeriği nedeniyle, gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşların “kişilik haklarının” ihlal edilmesidir.

Sınai Mülkiyet Kanunu’nda yer alan düzenlemeler karşısında, marka hakkının bir fikri mülkiyet hakkı olup, mutlak hak niteliği taşıdığı ve malvarlığına dair unsurlardan olduğu ortadadır. 5651 sayılı Kanun’da koruma altına alınan “kişilik hakları” ise kategorik olarak şahıs varlığına dair haklarındandır.

Özetle, 5651 sayılı Kanun kapsamında İnternet ağı yoluyla yapılan yayınlarda korunan temel hak olan “kişilik hakkı” ile malvarlığı haklarından olan “marka hakkının” ihlali veya bu haklara yapılan saldırı fiillerinin de birbirinden ayırt edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Dolayısıyla, başvuran tüzel kişinin marka hakkına tecavüz fiili nedeniyle 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesi gereği erişimin engellenmesine karar verilemeyeceği değerlendirilmektedir.

Ayrıca 19.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun’la değişen 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinde ise düzeltme ve cevap yayınlanması usulünün artık bulunmadığı, başvuru tarihi itibariyle de (08.02.2017) bu hükmün uygulanma imkanı olmadığında tereddüt bulunmadığı anlaşılmakla,

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, yukarıda yazılı nedenlerle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma talebinin REDDİNE karar verilmiştir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi - Karar : 2018/8236).

Erişimin Engellenmesi Kararında Yetkili Mahkeme

Talep eden vekili …..Tv isimli internet sitesinde yayınlanan haberde müvekkilinin kişilik haklarını ihlal edildiğinden bahisle 5651 Sayılı Kanunun 9 uncu Maddesi gereğince Silivri Sulh Ceza Hakimliğinden içeriğe erişimin engellenmesi talebinde bulunmuş, bu taleple ilgili dilekçede müvekkilinin Silivri 6 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevinde bulunduğunu adres olarak beyan etmiş, talep konusunda Silivri Sulh Ceza Hakimliği ise; 4721 Sayılı Medeni Kanunun 25/son maddesine dayanarak talep edenin yerleşim yerinin Ankara olması nedeniyle Ankara Sulh Ceza Hakimliği’nin yetkili olduğuna karar vermiştir. Mahkemenin gerekçesi dikkate alındığında karar kanuna uygundur (Yargıtay 5. Ceza Dairesi - Karar: 2015/12839).

İnternet Sitesi Sorumlusunun İçeriği Kaldırması ve Cezai Sorumluluk

(Dava, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 71. maddesinde düzenlenen telif haklarının internet üzerinden ihlali suçuna ilişkindir.)

Katılanın “Eksik Borç Kavramının İslam Hukuku Açısından İncelenmesi” adlı doktora tezinin, katılan … Kıkbeşoğlu’nun “Soybağı Alanında Biyoetik ve Hukuk Sorunları” isimli tezinin “www…..” isimli internet sitesinde bilgileri haricinde yayınlanmasından ibaret olayda;

Sanık bahse konu internet sitesinin editörü ve sorumlusu olup site içerisindeki paylaşımların site kullanıcıları tarafından yüklendiği, sanığın eyleminin üçüncü kişilerin paylaşımlarına yer sağlama hizmeti olduğu dosya arasında bulunan 05.06.2012 tarihli bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır.

Dolayısıyla sanık, 5651 sayılı Kanun’un 2/m maddesi bağlamında “yer sağlayıcı”; sitede içerik paylaşımı yapan üçüncü kişiler ise, aynı Kanun’un 2/f maddesi uyarınca “içerik sağlayıcı” konumundadırlar.

Katılanlara ait tezlerin içerik sağlayıcılar tarafından yayımlandığı, sanık tarafından yayımlanmadığı, dosya arasında bulunan 05.11.2012 havale tarihli davaya konu içeriklerin kaldırıldığına dair internet çıktıları da göz önünde bulundurulduğunda, yer sağlayıcının 5651 Sayılı Kanunda tarif edilen ve sorumluluğunu gerektiren yasal şartların olayda oluşmadığı, unsurları itibariyle oluşmayan suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.

Kabule göre de;

Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan 5846 sayılı Kanun’un 71. maddesinde düzenlenen suçun, CMK’nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmaya tabi olması karşısında, anılan maddelerde öngörüldüğü biçimde yöntemine uygun olarak uzlaşma önerisinde bulunulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 19. Ceza Dairesi - Karar : 2017/7086).

İnternet Ortamında Yapılan Yayınlarda Cevap Hakkı (Tekzip)

Gazetesinin 27/03/2014 tarihli sayısında 18. sayfasından “Paralel Yapının 71 Polis Müdürü” başlığı ile yayımlanan, aynı gazetenin internet sayfasında yayımlanan “paralel yapının 71 polis müdürü”’ yazıları nedeniyle ilgilisi … vekilinin cevap ve düzeltme isteminin kabulü ile tekzip yazısının yayımlanmasına dair karar aleyhine kanun yararına bozma başvurusu yapılmıştır.

İnternet ortamında yapılan yayınlar ile kişilik haklarının ihlal edilmesi halinde kişilerin içerik sağlayıcısına veya buna ulaşamamaları halinde ise yer sağlayıcısına başvurarak içeriğin yayından çıkarılmasını istenebilecekleri gibi doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini talep edebilecekleri düzenlenmiş olup, internet yayını kapsamındaki yazıya karşılık hazırlanan cevabın internet ortamında yayımlanmasına karar verilebileceğine ilişkin düzenlemenin haber ve karar tarihleri itibariyle yürürlükten kaldırılmış bulunduğunun gözetilmemesi yerinde görülmemiştir. Yerel mahkeme kararının CMK nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA karar verilmiştir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi - Karar : 2016/18952).

Unutulma Hakkı ve İnternet Sitesine (URL’ye) Erişimin Engellenmesi

….isimli internet sitelerinde yayımlanan “Manken olmak için geldiler, fuhuş batağına düştüler”, “Uluslararası fuhuş davasında 3 tahliye” , “İnsan ticareti operasyonunda 8 kişi tutuklandı” başlıklarıyla yayımlanan yazılar nedeniyle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia eden ilgilileri … ve …‘nın avukatları tarafından yapılan yazı içeriğine erişimin engellenmesi talebinin reddine dair karara yapılan itirazın da reddedilmesi üzerine kanun yararına bozma başvurusu yapılmıştır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/6/2015 tarihli ve E.2014/4-56, K.2015/1679 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir :

“…Unutulma hakkına gelince; unutulma hakkı ve bununla ilişkili olan gerektiği ölçüde ve en kısa süreliğine kişisel verilerin depolanması veya tutulması konuları, aslında kişisel verilerin korunması hakkının çatısını oluşturmaktadır. Her iki hakkın temelinde bireyin kişisel verileri üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesini, geçmişin engeline takılmaksızın geleceğe yönelik plan yapabilmesini, kişisel verilerin kişi aleyhine kullanılmasının engellenmesini sağlamak yatmaktadır. Unutulma hakkı ile geçmişinde kendi iradesi ile veya üçüncü kişinin neden olduğu bir olay nedeni ile kişinin geleceğinin olumsuz bir şekilde etkilenmesinin engellenmesi sağlanmaktadır. Bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz etkilerden kurtularak geleceğini şekillendirebilmesi bireyin yararına olduğu gibi toplumun kalitesinin gelişmişlik seviyesinin yükselmesine etkisi de tartışılmazdır.

Unutulma hakkı; üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir…”

Yukarıda yapılan açıklamalar ve genel ilkeler bağlamında somut olay değerlendirildiğinde;

  • Başvuruya konu haberlerin ilk kez yayınlandıkları tarihte, her hangi bir eleştiri veya yorum yapılmaksızın internet üzerinde yorumsuz biçimde yayınlanmalarının, olay tarihinde kişilik haklarına karşı bir saldırı veya ihlal içermediği, bu haliyle ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceği,
  • Başvuranların beraat etmeleri sonucu, aradan geçen dokuz yıl sonra, haberin “güncellik” değerini yitirdiği, dolayısıyla haberin o tarihte “gerçeklik ve doğruluk” kriterlerini karşılamasının artık bir önemi kalmadığı,
  • Habere konu olan yargılama sürecinin tüm aşamalarıyla sona ermesiyle birlikte, habere konu olan kişiler için haksızlık içeren durumun, toplum tarafından öğrenilmesinin, geçmişte gerçeklik ve doğruluk payı varmış gibi ifşa edilmesi anlamına gelebileceği, dolayısıyla adı geçen habere istenildiği zaman ulaşılmasının, toplum açısından yanlış algılamaya yol açabileceği,
  • Başvuranların beraatle sonuçlanan bir yargı sürecinde gözaltına alınması ve tutuklanması süreçlerine dair haberin basının arşivinde bulunmasının, haberin kamu yararı için gelecekte hatırlanması veya istatistiki açıdan değerlendirilmeye alınması gibi işlevi de taşımadığı, dolayısıyla haberin yayında kalmasının, toplumun ilerlemesi, gelişmesi için bir katkı sağlamayacağı gibi, kamu yararına toplum hafızasında yer etmesi gibi bir etkisi de olmadığı,
  • Haberin içeriğini oluşturan kişilerin; toplumu temsil ve topluma hizmet etme gayesiyle seçilmiş veya atanmış siyasilerden olmadığı gibi, topluma kendini anlatma ve toplumu aydınlatma gayesiyle eser veren sanatçılardan veya aydınlardan da olmaması nedeniyle, suç geçmişlerine dair bilgilerin kamuyu ilgilendirmediği, ayrıca bu bilgilerin sadece devletin belirli organlarınca kayıt altında tutulabileceğinin,
  • Başvuranların isimlerinin ad ve soyadı şeklinde açıkça yazılması suretiyle “örgüt, fuhuş ve insan ticareti” gibi kelimelerin yanında anılmaya devam etmesinin, şeref ve haysiyetlerine karşı bir eylem olduğu gibi, bu nedenle gözaltına alındıkları bilgisinin arşivlenmesinin kişisel verilerin izinsiz olarak işlenmesi ve yayınlanması anlamına geleceği,
  • Yukarıda yer alan değerlendirmeler karşısında, başvuranların istememesine rağmen, geçmişlerinde yer eden olumsuz tecrübelere dair haberlere, toplum tarafından istenen her anda kolaylıkla ulaşılmasının başvuranların kişilik haklarını zedelediği, sonuç ve kanaatine varıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, kanun yararına bozma isteminin CMK’nın 309/4-a gereği KABULÜNE katat verilmiştir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi - Karar : 2017/5325).

Kişilik Hakkının İhlali Nedeniyle İnternet Web Sitesine Erişimin Engellenmesi

www……. adlı internet sitesinde ve facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde G.. Ş.. isminde sahte hesap açılarak, İstanbul Barosu avukatlarından G.. Ş.. hakkında yayımlanan yazılar ve içerikler nedeniyle ilgilisi G.. Ş..’ın sözkonusu sitelere erişimin engellenmesi talebinin reddine dair Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı aleyhine kanun yararına bozma istemini içeren yazı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 9/1. maddesinde “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.” ve anılan maddenin 3. fıkrasında “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebilir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, söz konusu internet sitesi ve facebook hesabının avukat olan G.. Ş..’ın mesleki onur ve şerefini tahkir etmek amacıyla kurulup bu doğrultuda yayın yaptığının anlaşılması karşısında itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliğinin sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309/4. maddesi uyarınca BOZULMASINA karar verilmiştir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi - Karar:2015/6748).

İçeriğin İnternet Sistesinden Çıkartılması Kararı Vermeye Görevli Mahkeme

Davacı, internet sitesindeki yayın nedeniyle kişilik haklarının zarara uğradığını belirterek, sitedeki yayının tedbir yoluyla içerikten çıkarılmasını ve uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir. 5651 sayılı yasa, internet ortamındaki yayınlar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğraması durumunda hangi usul ve esaslara göre mücadele edileceğini düzenlemekte olup bu yönüyle 4721 sayılı Medeni Kanuna göre özel yasa durumundadır. Özel yasada bir düzenlemenin varlığı halinde öncelikle uygulanacağı da hukukun genel kuralıdır. Kaldı ki özel yasa somut olaya ilişkin görev yönünden mahsus bir düzenleme de içermektedir. Şu halde, 5651 sayılı yasadaki özel düzenleme gözetildiğinde bu konuda görevli mahkemenin sulh ceza mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. Yerel Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi - Karar:2013/10004).

Erişimin Engellenmesi Kararına İtiraz Süresi

Dosya kapsamına göre, Osmaniye Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/01/2016 tarihli kararı ile erişimin engellenmesine karar verildiği ve kararın hüküm kısmında sadece kararın bir suretinin talep edene tevdiine şeklinde açıklamanın yer aldığı, anılan karara … Yayıncılık İletişim A.Ş. vekili tarafından 06/12/2017 tarihinde yapılan itirazın süresinden sonra yapıldığından bahisle reddine karar verildiği, ancak Osmaniye Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/01/2016 tarihli kararının ilgili … Yayıncılık İletişim A.Ş.’ye tebliğ edilmediği anlaşıldığından, 06/12/2017 tarihli dilekçenin öğrenme üzerine verilmiş itiraz dilekçesi olarak kabulüyle yapılan itirazla ilgili olarak esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın süreden reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,

Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 5651 Sayılı Kanun’un “İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” başlıklı 9. maddesi;

“…(3) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebilir.

(4) Hâkim, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak, hâkim URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirmesi hâlinde, gerekçesini de belirtmek kaydıyla, internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin engellenmesine de karar verebilir.

(5) Hâkimin bu madde kapsamında verdiği erişimin engellenmesi kararları doğrudan Birliğe gönderilir.

(6) Hâkim bu madde kapsamında yapılan başvuruyu en geç yirmi dört saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.”,

5271 Sayılı Kanun’un “İtiraz usulü ve inceleme mercileri” başlıklı 268. maddesi;

“(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35. maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263. madde hükmü saklıdır.

(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.” hükümlerini amirdir.

Kanun koyucunun, 5651 Sayılı Kanun’un 9. maddesinde, erişim sağlayıcıları birliğine gönderilecek tüm karalarda, adı geçen internet sitelerinin yetkililerine veya temsilcilerine ulaşılmasını zorunlu kılmadığı, kararın verildiği anda erişim sağlayıcıları birliğine gönderildiği, karardan her ne suretle olursa olsun haberdar olan ilgililerin ise CMK’nun 268. v.d. maddeleri gereği itiraz yoluna başvurabileceklerini düzenlemiştir. Buna göre, itiraz yolunun bir koruma tedbiri mahiyetinde verilen erişimin engellenmesi kararlarının yerine getirilmesinden sonra da uygulanabileceğinin öngörüldüğü değerlendirilmiştir.

Kanun yararına bozmaya konu olan dosya incelendiğinde; “erişimin engellenmesi” kararına karşı, “www……com.tr” internet sitesi sorumlusu sıfatıyla itiraz eden … Yayıncılık İletişim A.Ş. Yetkilisinin itirazlarının, itiraz merci olan Osmaniye 2. Sulh Ceza Hakimliğince; öncelikle adı geçen internet sitesinin yetkilisi olduğunu iddia eden itiraz eden şirketin buna dair sunduğu bilgi ve belgeleri araştırması, şayet yetkili ise sadece “www……com.tr” adresinde yayınlanan haber yönünden itirazın içeriğine dair denetleme yapması gerekirken, 09.01.2018 tarihli ve 2018/140 D.İş. sayılı kararla, itirazın süresinde yapılmadığından bahisle usulden reddine karar verilmesinin Kanun’a aykırı olduğu anlaşılmakla…. Osmaniye 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/01/2018 tarihli ve 2018/140 değişik iş sayılı kararının CMK’nun 309/4-a. maddesi uyarınca BOZULMASINA, karar verilmiştir. (Yargıtay 19. Ceza Dairesi - K. 2019/7235).

Ölen Çocuğun Tedavi Sürecindeki Hataları Anlatan Habere Erişim Engellenemez

Kişilik haklarının ihlal edilip edilmediğine dair 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinde düzenlenen çekişmesiz yargıya başvuru aşamasında, Sulh Ceza Hakimliklerince araştırılması gereken hususlar; sırf başvuruya konu ifadeden hareketle, ilk bakışta kişilik haklarını ihlal eden ifadelerin kullanılıp kullanılmadığı ve kişilik haklarının ihlal edildiği kabul edilebilirse, bu kez de ihlalde başkalarının “ifade ve basın özgürlüğü” gibi bir hukuka uygunluk sebebinin bulunup bulunmadığının ortaya konulmasıdır. İnternet içeriğine erişimin engellenmesi tedbiri, başvuranın kişilik haklarını ihlal ettiği mahkeme kararıyla tespit edilen bir internet yayınına toplumun erişiminin derhal engellenmesi amacıyla düzenlenmiş bir tedbirdir. Erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanması için yayının içeriğinde kişilik hakkına yönelen bir suç unsuru bulunması şartı aranmadığı gibi yayın içeriğinde bir suç işlenmişse dahi yürütülecek ceza muhakemesinin sonucu beklenmeksizin erişimin engellenmesi tedbirine bir koruma tedbiri olarak hükmedilebilecektir. Erişimin engellenmesine konu edilen ve başvuranın kişilik hakkını ihlal ettiği tespit edilen internet yayınının “bir an önce” internet ortamından kaldırılması, gerek kişilik haklarının gerekse kamu düzeninin korunması açısından elzemdir. Ancak verilecek kararlarda ifade ve basın özgürlüğünün zedelenmemesi de gözetilmesi gereken bir diğer husustur.

Dosya içeriğinde bulunan Adli Tıp Kurumu raporunda; doğum eyleminde ve doğum sonrası çocuğun tedavisi ile ilgilenen sağlık personelinin uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, sağlık hizmetini sağlık personeli aracılığı ile yürüten idareye atfı kabil kusur bulunmadığının belirtildiği, ailenin kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde devlet hastanesi aleyhine idare yargıda açtığı davada tazminata hükmedildiği, yapılan istinaf başvurusunun kabul edilerek tazminata ilişkin kararın bozulduğu, Danıştay tarafından ise henüz bir karar verilmediği, yine olayda doktorun taksir boyutuna ulaşan bir kusuru olmadığı, bu nedenle doktor hakkında ceza soruşturması izni verilmediği gibi çocuğun vefatı sonrası taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan yapılan soruşturma sonucunda işleme konulmama kararı verildiği, çocuğun vefatı sonrası düzenlenen adli raporda ise ölümün kendisinde mevcut sistemik hastalıklara bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği kanaati bildirildiği anlaşılmıştır.

Kamu görevlileri, ifade ve basın özgürlüğü yönünden, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle, yaptıkları faaliyetlerin hukuk sınırları içinde kalması şartıyla, siyasetçilere veya kamuya mal olmuş ünlülere nazaran daha fazla; sıradan kişilere nazaran daha az korunmaya muhtaç kişilerdir. Keza erişimin engellenmesi talep edilen içeriğin yer aldığı videonun ilgili televizyon kanalının 04.10.2020 tarihli haber bülteninde başka içeriklerin de yer aldığı toplam 46 dakika 33 saniye süreli içeriklerden bir tanesi olduğu, içerikte; gerek doğum sırası ve sonrası yaşananları gerekse haberde yer verilen ailenin çocuklarının vefatı sonrasında düzenlenen adli raporu konu almakta olup haberde geçen ifadelerin tümünün somut bir olaya dayandığı, sırf başvuranı karalama veya kötüleme niyetiyle değil, yaşanan acıları ortaya koymak amacıyla yapıldığı, dolayısıyla haberin basın özgürlüğü sınırları içinde kaldığı, bununla birlikte haber içeriğinde başvuranın isim ve kimlik bilgilerine dahi yer verilmediği, bu hali ile başvuruya konu habere erişimin engellenmesinin hukuka uygun olmayacağı değerlendirilmiştir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/20743 E. , 2021/16395 K.).

İnternetten içerik kaldırma ve erişimin engellenmesi; ihlalin konusu olan haber, makale, video, resim, fotoğraf ve diğer görsellerin kaldırılması, ilgili web sitesine internet üzerinden erişimin kısıtlanması gibi temel hak ve özgürlükleri doğrudan ilgilendiren bir talep olduğundan bir bilişim avukatı vasıtasıyla yasal yollara başvurulmasında yarar vardır.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS