Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Suçluların İadesi (Geri Verilmesi) Nedir? (6706 SK m.10)

Suçluların iadesi, diğer bir deyişle geri verilmesi; yabancı ülkede işlenen bir suç nedeniyle hakkında adli merciler tarafından ceza soruşturması veya kovuşturması başlatılan ya da mahkumiyet kararı verilen bir “yabancının”, ilgili ülkenin talebi üzerine, soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlandırılabilmesi ya da hükmedilen cezanın infazı amacıyla talep eden devlete iade edilmesidir (6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu m.10/1).

Özellikle vurgulayalım ki, suçluların iadesi kurumu yabancı uyruklu kişiler açısından geçerlidir. Uluslararası hukukun genel bir ilkesi olarak hiçbir devlet vatandaşını iade etmez, yargılanması gerekiyorsa kendi mevzuatına göre yargılar. Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez (TC Anayasası m.38/son).

Türkiye’de daha önce 5237 sayılı TCK m.18 ile düzenlenen suçluların geri verilmesi şartları, bu maddenin yürürlükten kaldırılmasıyla Anayasa m.38/son ve 6706 sayılı kanun ile yeniden düzenlemiştir. İç mevzuatındaki düzenlemeler dışında, Türkiye, Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi (SİDAS) ve Ek 2 Nolu Protokolü de imzalayarak taraf olmuştur.

İade (Geri Verme) Kapsamındaki Suçlar Nelerdir?

Talep eden devlet hukuku ile Türkiye hukukuna göre, soruşturma veya kovuşturma aşamasında üst sınırı bir yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlardan dolayı iade talebi kabul edilebilir. Kesinleşmiş mahkûmiyet kararları bakımından iade talebinin kabul edilebilmesi için hükmolunan cezanın en az dört ay hürriyeti bağlayıcı ceza olması gerekir. İadesi istenen kişinin birden fazla suçu bulunması hâlinde, bunlardan bazılarının cezası belirtilen sürelerin altında olsa dahi birlikte iadeye konu edilebilir (6706 S.K. m.10/2).

Aynı kişi hakkında birden fazla devlet tarafından iade talebinde bulunulması hâlinde, suçların ağırlığı ve işlendiği yer, taleplerin geliş sırası, kişinin vatandaşlığı ve yeniden iade edilme ihtimali gibi şartlar dikkate alınarak, iade taleplerinden hangisinin öncelikli olarak işleme alınacağı Adalet Bakanlığı tarafından belirlenir (6706 S.K. m.10/3).

İade hâlinde, kişi ancak iade kararına dayanak teşkil eden suçlardan dolayı yargılanabilir veya kişinin mahkûm olduğu ceza infaz edilebilir (6706 S.K. m.10/4).

Yabancı, iade sürecinde Adalet Bakanlığı görüşü alınmadan sınır dışı edilemez. Özellikle belirtelim ki, yabancı, Adalet Bakanlığı görüşü alınmadan, iade talebi reddedilen devlete sınır dışı edilemez (6706 S.K. m.12).

İade Konusunda Karar Vermeye Yetkili ve Görevli Mahkeme

İade talebi hakkında karar vermeye, kişinin bulunduğu yer ağır ceza mahkemesi yetkilidir. Kişinin bulunduğu yer belli değilse, Ankara ağır ceza mahkemesi yetkilidir (6706 S.K. m.15).

Cumhuriyet başsavcılığı, iade talebine ilişkin karar vermek üzere ağır ceza mahkemesinden talepte bulunur.

İade (Geri Verme) Amacıyla Gözaltı, Tutuklama vb. Koruma Tedbirleri

Ağır ceza mahkemesi iade sürecinin her aşamasında iadesi talep edilen kişi hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uyarınca koruma tedbirlerine karar verebilir. (6706 S.K. m.16). İade amacıyla, iadesi istenen şahıs hakkında yakalama, gözaltı, tutuklama, arama, elkoyma vb. gerekli her türlü koruma tedbiri uygulanabilir.

İade sürecinde kişinin tutuklanması durumunda teslime kadar geçen süre içindeki tutukluluk durumu, ağır ceza mahkemesince en geç otuzar günlük sürelerle incelenir. Ağır ceza mahkemesinin iade talebinin kabulüne ilişkin kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde 19 uncu maddeye göre iade kararı verilmemesi hâlinde kişi hakkındaki koruma tedbirleri kaldırılır. Toplam tutukluluk süresi, kişinin iade talebine konu suçtan dolayı alabileceği veya mahkûm olduğu cezanın infaz süresini geçemez.

Suçlunun İadesi (Geri Verilmesi) Usulü

Ağır ceza mahkemesince iade talebinin kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi hâlinde, bu kararın yerine getirilmesi, Dışişleri ve İçişleri bakanlıklarının görüşü alınarak Adalet Bakanının teklifi ve Cumhurbaşkanının onayına bağlıdır. Adalet Bakanlığı iade talebinin kabul veya ret edildiğini, talep eden devlete ve iadesi talep edilen kişiye bildirir (6706 S.K. m.19).

İadesine karar verilen kişinin, talep eden devlet makamları ile kararlaştırılan tarihte haklı bir neden olmaksızın teslim alınmaması hâlinde, bu tarihten itibaren otuz gün sonra mahkemece kişi hakkında verilen koruma tedbirleri kaldırılır (6706 S.K. m.20/2).

İadesine karar verilen kişi hakkında, başka bir suç nedeniyle Türkiye’de ceza soruşturması veya kovuşturması ya da infazı gerekli bir hapis cezası bulunması veya kişinin seyahat edebilecek durumda olmaması hâlinde, Adalet Bakanlığı tarafından teslimin ertelenmesine karar verilebilir. Bu karar, kişiye ve talep eden devlete bildirilir.

İade talebine konu suç bakımından ispat aracı olarak yararlı görülen veya suçun işlenmesiyle elde edilen ve kişi yakalandığında üzerinde ele geçen ya da daha sonra ortaya çıkan eşya, talep eden devlete teslim edilebilir. İadesi talep edilen kişinin ölümü, kaçması veya benzer sebeplerle iade hakkında bir karar verilememesi hâlinde de eşyanın teslimi gerçekleştirilebilir.

Türkiye’de yürütülmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bakımından zorunlu olduğu takdirde eşyanın teslimi ertelenebilir.

İyiniyetli üçüncü kişilere ait eşyanın teslim talepleri yerine getirilmez.

Suçluların İadesi (Geri Verilmesi) Talebinin Kabul Edilemeyeceği Haller

Suçluların iadesinin kabul edilemeyeceği hâller şunlardır:

  • Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, iadesi talep edilen kişinin Türk vatandaşı olması (6706 S.K. m.11/1-a).

  • İadesi talep edilen kişinin ırkı, etnik kökeni, dini, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasî görüşleri nedeniyle bir soruşturma veya kovuşturmaya maruz bırakılacağına veya cezalandırılacağına ya da işkence veya kötü muameleye maruz kalacağına dair kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması (6706 S.K. m.11/1-b).

  • İade talebine esas teşkil eden fiilin (6706 S.K. m.11/1-c);
    • 1) Düşünce suçu, siyasî suç veya siyasî suçla bağlantılı bir suç niteliğinde olması,
    • 2) Sırf askerî suç niteliğinde olması,
    • 3) Türkiye Devletinin güvenliğine karşı, Türkiye Devletinin veya bir Türk vatandaşının ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş bir tüzel kişinin zararına işlenmesi,
    • 4) Türkiye’nin yargılama yetkisine giren bir suç olması,
    • 5) Zamanaşımı veya affa uğramış olması.
  • İadesi talep edilen kişi hakkında, talebe konu fiil nedeniyle daha önce Türkiye’de beraat veya mahkûmiyet kararı verilmiş olması (6706 S.K. m.11/1-ç).

  • İade talebinin, ölüm cezası veya insan onuru ile bağdaşmayan bir ceza gerektiren suçlara ilişkin olması.(6706 S.K. m.11/1-d).

Düşünce suçu, siyasî suç veya siyasî suçla bağlantılı bir suç niteliğindeki bir suç kapsamındaki iade talebinin dayanağını teşkil eden fiilin bütün unsurları, özellikle işleniş şekli, suçun işlenişinde kullanılan araçların veya ortaya çıkan sonuçların ağırlığı dikkate alınarak fiil siyasî suç olarak kabul edilmeyebilir. Soykırım suçu ve insanlığa karşı suçlar, siyasî suç olarak kabul edilmez. (6706 S.K. m.11/2).

İade talebinin, ölüm cezası veya insan onuru ile bağdaşmayan bir ceza gerektiren suçlara ilişkin olması halinde, talep eden devlet tarafından, öngörülen cezanın infaz edilmeyeceğine dair yeterli teminat verilmesi hâlinde, iade talebi kabul edilebilir.(6706 S.K. m.11/3).

İadesi talep edilen kişinin, talep tarihinde on sekiz yaşını doldurmamış olması, uzun zamandan beri Türkiye’de bulunuyor olması veya evli bulunması gibi kişisel hâlleri nedeniyle, iadenin kişinin kendisini veya ailesini, fiilin ağırlığı ile orantısız şekilde mağdur edecek olması durumunda iade talebi kabul edilmeyebilir (6706 S.K. m.11/4).

Suçluların İadesi (Geri Verilmesi) Yargıtay ve AİHM Kararları


Terör Örgütü Üyesinin İadesi

1-6706 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca temyize tabi hükmün, yargılamasının duruşmalı olarak yapılması gerektiği gözetilmeyerek duruşma açılmaksızın tensiple karar verilmesi,

2-6706 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde düzenlenen rızaya dayalı iade edilmesi hususunu kabul edip etmediği hakkında, mahiyeti ve hukuki sonuçları hatırlatılmak suretiyle, sanığın beyanının alınması gerektiğinin gözetilmemesi,

3-Sanığın iadesine konu silahlı terör örgütü olduğu iddia edilen örgütün kuruluşu, yapısı, amacı, faaliyetleri ile eylemleri hakkında somut bilgi ve belgeler temin edilmeden; iade dosyasındaki tanık beyanlarının aslı veya onaylı örnekleri getirtilmeden; fotoğraflardaki patlayıcı oldukları belirtilen maddelerin ne surette ele geçirildiği, niteliği ve patlayıcı madde olup olmadığına dair uzman kişilerce hazırlanan inceleme raporları bulunup bulunmadığı tespit edilmeden; ayrıca iade talebine dayanak beyan sahiplerinden bir kısmının iadeyi talep eden Çin Halk Cumhuriyeti tarafından idam edildiğine dair savcılıktaki savunmasının doğru olup olmadığı usulünce araştırılmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 16. Ceza Dairesi - Karar : 2017/211).

Haklarında Yakalama Müzekkeresi Bulunan Suçluların iadesi

Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşları … ile …‘in, “teşekkül halinde önceden tasarlayarak ve kasten öldürmeye teşebbüs, silah ticareti, patlayıcı madde, çeşitli suç aletleri bulundurma” suçlarından haklarında soruşturma başlatıldığı ve Azerbaycan adli makamlarınca düzenlenen 22.07.2009 tarihli yakalama müzekkerelerine istinaden çıkarılan kırmızı bültenlerle uluslararası seviyede Azerbaycan’a iadeleri amacıyla aranmakta oldukları anlaşılmıştır. Ülkemize giriş yapan ve 27.02.2013 tarihinde İstanbul’da yakalanan … ile …‘in, Türk adli makamlarınca tutuklandıkları, Azerbaycan adli makamlarının T.C Adalet Bakanlığı aracılıyla, Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi uyarınca iadelerini talep ettiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının geri vermeye ilişkin talebi üzerine yapılan yargılama sonunda, Türk vatandaşı olmayan … ile … hakkında verilen hükümlerin incelenmesinde;

6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi hükümleri uyarınca, Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşları … ile …‘in “teşekkül halinde önceden tasarlayarak ve kasten öldürmeye teşebbüs, silah ticareti, patlayıcı madde, çeşitli suç aletleri bulundurma” suçlarından hakkında hükmolunan cezanın infazı amacıyla Azerbaycan Cumhuriyetine geri verilmesine dair kurulan hükümde düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, … ve …‘in yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle, hükümden sonra 23.04.2016 tarih ve 6706 sayılı Kanunun 36. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nun 18. maddesinin yürürlükten kaldırılmış olması bozmayı gerektirmekte ise de 6706 sayılı Kanun hükümlerinin somut dosya yönünden sanığın hukuki durumunda herhangi bir değişiklik getirmediğinin açıkça anlaşılması karşısında bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının mahsus bölümünde yer alan “5237 sayılı TCK’nun 18. maddesi” ibaresinin “6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu” ibaresi ile, “5237 sayılı TCK’nun 18/4. maddesi” ibaresinin “6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu’nun 18/1. maddesi” ibaresi ile, “5237 sayılı 18/7” ibaresinin “6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanununun 16/1-2. maddesi” ibaresi ile değiştirilmesine, “5237 sayılı TCK’nun 15. maddesi uyarınca bu kararın kesinleşmesi halinde yerine getirilip getirilmemesi hususunun Bakanlar Kurulu Kararının takdirine bağlı bulunduğuna” ibaresinin hükümden çıkarılmasına” karar verilmesi suretiyle DÜZELTİLEN hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, 22/01/2018 gününde oybirliği ile karar verildi (Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Karar: 2018/108).

Suçlunun ABD’ye İadesi Hakkında AİHM Kararı

Başvuru no.71537/14
Harkins/Birleşik Krallık Kararı

Bu dava, başvuranın Amerika Birleşik Devletlerinde birinci dereceden cinayetten dolayı yargılanması için başvuran hakkında çıkarılan iade kararıyla ilgilidir. Birleşik Devletlerde, birinci dereceden cinayetten mahkum edilmenin, şartlı tahliye olmaksızın zorunlu hapis cezası gerektirmesi nedeniyle; başvuran, iade edilmesinin, Sözleşme’nin 3. (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamelenin yasaklanması) ve 6. maddelerinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edilmesine neden olacağını ileri sürmektedir.

Terör Suçlusunun ABD’ye İadesi Sözleşmenin 3.Maddesinin İhlali

Trabelsi/Belçika AİHM Kararı

Bu dava, İç Tüzüğün 39. maddesi uyarınca, Mahkeme tarafından geçici bir tedbir alınmasının öngörülmesine rağmen, bir Tunus vatandaşının Belçika’dan, terör suçlamalarıyla yargılandığı ve müebbet hapis cezasına tabi olduğu Birleşik Devletlere iade edilmesiyle ilgilidir. Başvuran özellikle, Amerika Birleşik Devletlerine iade edilmesinin, Sözleşme’nin 3. maddesine aykırı bir muameleye maruz bırakılmasına neden olacağı konusunda şikayette bulunmuştur. Bu hususta, iadesinin istendiği bazı suçların, fiilen indirgenemez olan maksimum müebbet hapis cezası gerektirdiğini ve mahkum edilmesi durumunda, hiçbir zaman tahliye olamayacağını ileri sürmüştür. Mahkeme, başvuranın Birleşik Devletlerde tabi olduğu müebbet hapis cezasının, Birleşik Devletler hukuku kapsamında bu tür hapis cezasının incelenmesi için yeterli bir mekanizma öngörülmemesinden dolayı indirgenemez nitelikte olduğu ve bu durumun, başvuranın Birleşik Devletlere iade edilmesi durumunda Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edilmesine neden olduğu kanısına varmıştır. Mahkeme özellikle, yetişkin bir suçluya yönelik olarak müebbet hapis cezası uygulanmasının, orantısız olmaması koşuluyla, Sözleşme’nin herhangi bir hükmü tarafından yasaklanmadığını yinelemiştir. Diğer taraftan, bu tür bir cezanın 3. maddeye uygun olabilmesi için, hukuken ve fiilen indirgenemez nitelikte olmaması gereklidir. Mahkeme bu koşulu değerlendirmek amacıyla, müebbet hapse mahkum edilen bir kişinin, serbest bırakılma ihtimali bulunup bulunmadığını tespit etmek durumundadır. Ayrıca, ilgili mahkum cezanın başlangıcında inceleme ihtimalinin koşulları hakkında bilgilendirilmelidir. Mahkeme ayrıca, bir kişinin yasaklanan kötü muameleye maruz kalma riski taşıması durumunda, 3. maddenin Sözleşmeci Devletlere, kişinin söz konusu Devlete gönderilmemesi konusunda bir yükümlülük yüklediğini yinelemiştir. Mahkeme somut davada, başvuranın suçlandığı terör suçlarının ciddiyeti ve yargılamayı yürüten mahkemenin ilgili tüm ağırlaştırıcı ve hafifletici unsurları dikkate almasının ardından ceza verebileceğini göz önüne alarak; takdir yetkisine bağlı müebbet hapis cezasının orantısız olmayacağı kanısına varmıştır. Ancak Mahkeme Birleşik Devletler makamlarının, başvuranın indirgenemez müebbet hapis cezasına mahkum edilmeyeceği konusunda herhangi bir güvence vermediklerine karar vermiştir. Mahkeme ayrıca, verilen güvenceler dışında, Amerika Birleşik Devletleri mevzuatının müebbet hapis cezalarında indirim yapılmasına ilişkin olarak çeşitli olanaklar ve başvurana serbest bırakılma olanağı sunarken (Başkan affı sistemi dahil); bu mevzuatın Sözleşme’nin 3. maddesi anlamında bu tür cezaların incelenmesi konusunda herhangi bir mekanizma öngörmediğini kaydetmiştir.

Kasten Öldürme Suçunda Suçlunun ABD’ye İade

Nivette/Fransa AİHM Kararı

Kız arkadaşını öldürdüğünden şüphelenilen ve Amerikan vatandaşı olan başvuran özellikle, erken tahliye imkânı olmaksızın müebbet hapis cezasına mahkum edilmesi durumunda Birleşik Devletlere sınır dışı edilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinin ihlal edilmesine neden olacağını ifade etmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle başvurunun kabul edilemez olduğunu beyan etmiştir. Sacramento Bölge Savcısı, koşullar ne olursa olsun, Kaliforniya Eyaletinin ölüm cezası veya erken tahliye imkânının bulunmayacağı müebbet hapis cezasının verileceği özel koşullardan birinin uygulamamasını sağlayacağı konusunda yemin ederek taahhütte bulunmuştur ve söz konusu taahhüdü kendisinin yerine geçen kişiler ve Kaliforniya eyaleti için bağlayıcıdır. Mahkeme bu nedenle Fransa Hükümetine verilen taahhütlerin, başvuranın erken tahliye imkânı olmaksızın müebbet hapis cezasına mahkum edilmesi tehlikesini önleyecek nitelikte olduğunu tespit etmiştir. Bu nedenle başvuranın iade edilmesi, başvuranı Sözleşme’nin 3. maddesi kapsamında yasaklanmış bir muamele veya ceza riskine maruz bırakmayacaktır.

Einhorn/Fransa AİHM Kararı

Amerikan vatandaşı olan başvuran eski partnerini öldürmekle suçlanmasının ardından Birleşik Devletleri terk etmiştir. Gıyabında cinayetten suçlu bulunmuş ve müebbet hapis cezasına mahkum edilmiştir. Fransa Hükümeti, Pensilvanyaya dönmesi halinde yeni ve adil bir yargılamadan faydalanacağı ve ölüm cezasına mahkum edilmeyeceği gerekçesiyle başvuranı iade etmeyi kabul etmiştir. Başvuran karara itiraz etmiş ve Fransa Yargıtayı itirazı reddetmiştir. Başvuran Mahkeme önünde, iade kararının Sözleşme’nin 3. maddesine aykırı olduğunu ve özellikle, şartlı tahliye veya cezada indirim imkânı olmadan müebbet hapis cezası çekeceğinin muhtemel olduğunu ileri sürmüştür. Mahkeme açıkça dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle başvurunun kabul edilemez olduğunu beyan etmiştir. Mahkeme, indirgenemez bir hapis cezasının uygulanmasının Sözleşme’nin 3. maddesi kapsamında bir husus ortaya çıkaracağının göz ardı edilemeyeceğini yineleyerek ve bu hususta Avrupa Konseyi’nin konu hakkındaki belgelerine atıfta bulunarak; bir bireyin, erken tahliye olanağı olmaksızın müebbet hapis cezasına mahkum edilme riskiyle karşı karşıya kalacağı bir devlete iade edilmesinin, Sözleşme’nin 3. maddesi kapsamında bir husus doğuracağının dikkate alınması gerektiği sonucuna varmıştır. Ancak Mahkeme mevcut davada, Pensilvanya Valisinin müebbet hapis cezasını, şartlı tahliye imkânı bulunan başka süreli bir cezaya çevirebileceğini kaydetmiştir. Sonuç olarak, Pensilvanya’da müebbet hapis cezası çeken mahkumlar bakımından şartlı tahliye imkanının kısıtlı olmasına rağmen, başvuranın Pensilvanya’da yeniden yargılandıktan sonra müebbet hapis cezasına mahkum edilmesi durumunda, şartlı olarak tahliye edilemeyeceği sonucuna varılmayacak olup; bu tür bir çıkarımda bulunmak için herhangi bir delil ortaya konmamıştır.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS