Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Yaş Küçüklüğü Nedeniyle Çocuklarda Şikayet ve Diğer Hakların Kullanılması

Şikayet hakkı, şahsa sıkı surette bağlı olan haklardandır. Bu nedenle, ayırt etme gücüne sahip herkes, şikayet hakkını bizzat kullanabileceği gibi yaptığı şikayetten vazgeçme hakkına da sahiptir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından ceza muhakemesi hukukunda 15 yaşından küçük çocukların ayırt etme gücüne (temyiz kudreti) sahip olmadıkları ve bazı hakları tek başına kullanamayacakları kabul edilmiştir.

Yargıtay uygulamasında yaş küçüklüğü nedeniyle çocuklar açısından şikayet hakkının kullanılması çocuğun yaşına göre iki döneme ayrılarak değerlendirilmiştir (CGK-K.2014/273) :

1. Onbeş (15) yaşından küçük çocuklar : Ayırt etme gücü (temyiz kudreti) bulunmayan ve şikayet hakkının kanuni temsilcileri tarafından kullanılması gereken çocuklardır.

2. Onbeş (15) yaşından büyük çocuklar : Ayırt etme gücü (temyiz kudreti) bulunan ve şikayet hakkını bizzat kullanabilecek çocuklardır.

Ayırt etme gücüne sahip çocuk; ceza muhakemesinde temel haklardan olan şikayet hakkı, şikayetten vazgeçme, kamu davasına katılma gibi işlemlerin yanı sıra itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma işlemlerini de bizzat yapabilir.

1) Onbeş (15) Yaşından Küçük Çocuklarda Şikayet Hakkı ve Diğer Hakların Kullanılması

Onbeş (15) yaşından küçük çocukların kural olarak ayırt etme gücüne sahip olmadıkları kabul edildiğinden, bu çocuklar açısından şikayet hakkı kanuni temsilcileri tarafından kullanılabilir. Çocuğun kendisinin şikayet hakkı veya şikayetten vazgeçme hakkı yoktur. Örneğin, velayet altındaki çocukların kanuni temsilcisi anne ve babadır, bu yüzden velayet altındaki çocuğun mağdur olduğu bir suça dair şikayet veya şikayetten vazgeçme hakkı anne ve baba tarafından kullanılabilir.

Çocuğa karşı işlenen bir suç nedeniyle velilerden (anne-baba) birinin şikayetçi olmadığı, diğerinin şikayetçi olduğu hallerde şikayetçi olunduğu kabul edilerek soruşturma veya kovuşturma işlemlerine devam edilir. Örneğin, çocuk aleyhine işlenen sarkıntılık suretiyle cinsel istismar suçunda, suçun faili de mağdur gibi çocuk ise cinsel istismar suçu şikayete tabi olacaktır. Bu suç nedeniyle annenin şikayetçi olup babanın şikayetçi olmaması halinde şikayet şartının gerçekleştiği kabul edilerek soruşturma veya kovuşturmaya devam edilir.

Yaşı küçük mağdur Türk Medeni Kanununun 335/1. maddesi gereğince anne ve babasının ortak velayeti altında olduğundan babasının yaptığı şikayetten vazgeçmeye, annesinin muvafakat etmesi gerektiğinden bu hususun yerine getirilmeden yaşı küçük mağdurun babasının şikayetten vazgeçmesi nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi, bozma nedenidir (Y12CD-K.2016/12920).

15 yaşından küçük çocuğa karşı işlenen suçlarda şikayet hakkı ve şikayetten vazgeçme konusundaki bu ilkeler; davaya katılma, itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma hakları açısından da uygulanır. Yani, onbeş (15) yaşından küçük çocuklar bu işlemleri de ancak kanuni temsilcileri aracılığıyla yapabilirler.

Mağdurun suç ve karar tarihinde 15 yaşından küçük olması nedeniyle mağdur adına şikayet hakkının ve kamu davasına katılma yetkisinin yasal temsilcisine (anne baba) ait olduğu (Y4CD-K.2021/29547).

Suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdurenin velayet hakkına sahip anne ve babası olan müştekilerin, kovuşturma evresinde verdikleri 15.10.2018 günlü duruşma ifadelerinde mevcut şikayetlerinden vazgeçtiklerini beyan etmeleri karşısında, mağdureye yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından (Y9CD-K.2021/8509).

Çocuğa karşı işlenen suç nedeniyle, anne ve baba da şüpheli veya sanık konumundaysa, çocuğun haklarını temsil etmek üzere “kayyım” atanmalıdır. Bu durumda şikayet hakkı veya şikayetten vazgeçme hakkı çocuğun temsilcisi olan kayyım tarafından kullanılır.

Suç tarihi ve beyanının alındığı tarihler itibariyle 12-15 yaş grubunda bulunan mağdur adına şikayet hakkının ve kamu davasına katılma yetkisinin, temsilcisi olan kayyıma ait olduğu, mağdurun kanuni temsilcisinin temyiz talebinin bulunmadığı, mağdurun kanuni temsilcisinin iradesine üstünlük tanınması gerektiği anlaşılmakla (Y1CD-K.2021/11172).

Özellikle belirtelim ki, bu yaş grubundaki çocukların şikayet hakkı olmasa bile, çocuk aleyhine işlenen suçlarda mağdur olarak beyanları alınabilir. Soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı olmakla birlikte, çocuklara karşı işlenen suçüstü hallerinde kişinin yakalanması şikâyete bağlı değildir (CMK m.90/3).

2) Onbeş (15) Yaşından Büyük Çocuklarda Şikayet Hakkı ve Diğer Hakların Kullanılması

Onbeş (15) yaşından büyük çocukların kural olarak ayırt etme gücüne sahip oldukları kabul edildiğinden şikayet veya şikayetten vazgeçme haklarını bizzat kullanabilirler. Örneğin, aleyhine işlenen basit tehdit suçu önce şikayet hakkını kullanan 16 yaşındaki çocuk, kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçme hakkını kullandığında velisi veya avukatı şikayete devam etmek istese bile, çocuğun beyanı doğrultusunda işlem yapılarak şikayet yokluğu nedeniyle kamu davası düşürülmelidir. Çünkü, 15 yaşından büyük çocukların ayırt etme gücü (temyiz kudreti) olduğundan; şikayetçi olma, şikayetten vazgeçme, kamu davasına katılma, itiraz, istinaf, temyiz gibi ceza muhakemesi işlemlerini bizzat yapabilirler. Tüm bu işlemler yapılması şahsa sıkı surette bağlı ceza muhakemesi işlemleri olup bizzat hak sahibi tarafından kullanılmalıdır.

Kovuşturma aşamasında mahkemece beyanının alındığı 02.03.2016 duruşma tarihi itibariyle 15 yaşını doldurduğu anlaşılan mağdurun yaşı itibariyle şikayet hakkı ve kamu davasına katılma yetkisinin kendisine ait olduğu ve mağdurun ve velisinin duruşmada sanıktan şikayetçi olmadığını beyan ettiği anlaşılmakla, katılan sıfatını almayan mağdurun hükümleri temyiz hakkı bulunmadığından (Y6CD-K.2021/19534).

3) Yargılama Esnasında Çocuğun Yaşının Büyümesi Halinde Hakların Kullanılması

Kural olarak 15 yaşından büyük herkes, ceza muhakemesi sürecindeki tüm haklarını bizzat kullanabilir.

Yargılama devam ederken çocuğun yaşının büyümesi halinde, çocuk yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle hangi yaş grubunda ise o yaşa grubunun kullanabileceği hakları tek başına kullanabilir. Örneğin, 14 yaşındayken suçun mağduru olarak annesinin yaptığı şikayet başvurusu nedeniyle 2 yıl sonra açılan kamu davasına, 16 yaşındayken kendisi davaya katılma hakkını kullandığını beyan ederek katılabilir, hükme itiraz edebilir, istinaf veya temyiz kanun yollarına başvurabilir.

Mağdurun 18 yaşını bitirmesi ile anne babanın velayet hakkı da sona ereceğinden, velayet hakkı çerçevesinde sahip oldukları davaya müdahil olma hakkı da ortadan kalkar. Mağdur 18 yaşını bitirdikten sonra davaya katılma, hükme itiraz etme, hükmü istinaf veya temyiz etme gibi hakları bizzat kullanmalıdır.

Mağdurenin hüküm tarihinde on sekiz yaşını bitirmesi nedeniyle velayet hakkı sona eren müştekilerin buna bağlı katılan sıfatlarının da hükümsüz hale gelmesinden dolayı, vekilin mahkemece verilen kararı temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE (Y9CD-K.2021/9966).

Onbeş (15) yaşından büyük çocuklar istinaf veya temyiz haklarını kullanmak istemediklerinde avukatlarının veya kanuni temsilcilerinin mahkeme kararını istinaf veya temyiz etmelerinin hukuki bi değeri yoktur, çocuğun iradesiyle çelişen bu temyiz talebi yok hükmündedir.

Suç tarihinde on beş yaşından büyük mağdurenin dosyaya sunduğu 30.10.2019, 05.11.2019 günlü dilekçelerinde mevcut şikayetinden vazgeçtiğini beyan etmesi karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükümleri temyize hakkı bulunmadığından (Y9CD-K.2021/9419).

On beş yaşından büyük mağdurların kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan şikayet ve davaya katılma hakkını bizzat kullanabilecekleri, bu itibarla 15 yaşını doldurmuş olan mağdureye gerekçeli karar tebliğ edilmesine rağmen kararı temyiz etmediği ve yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin bu nedenle hükmü temyize hakkı bulunmadığından, (Y8CD-K.2021/21771).

Kayden 01.01.1998 doğumlu olup, kovuşturma evresinde ifadesinin alındığı 26.06.2014 günlü duruşmada on yedi yaşı içerisinde bulunan mağdurenin, mevcut şikayetinden vazgeçtiğini beyan etmesi karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükümleri temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE (Y14CD-K.2021/3595).

Anne/Babanın Doğrudan Mağdur Olduğu Suçlarda Şikayet Hakkının Kullanılması

Bazı suçlarda, suç çocuğu karşı işlense bile, velayet hakkına sahip anne-baba suçun doğrudan mağduru olarak kabul edildiğinden şikayet hakkı da sadece anne ve babaya aittir. Yaşı küçük çocuğun şikayetten vazgeçmesi veya katılma talebinde bulunmaması sonuca etkili değildir. Örneğin, TCK 234’te düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun doğrudan mağduru anne ve babadır. Şikayet hakkı veya şikayetten vazgeçme hakkı doğrudan anne ve baba tarafından kullanılmalıdır. Burda çocuğun yaşının hiçbir önemi yoktur, anne-baba doğrudan çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun mağduru olarak kabul edildiğinden şikayet veya şikayetten vazgeçme hakkı davanne ve babaya ait bir haktır.

TCK’nın 234/3. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun mağdurunun kaçırılan yada alıkonulan çocuğun kanuni temsilcisi olması, sanıkla rızaen kaçan ve nüfus kayıt örneğine göre suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunduğu anlaşılan mağdurenin suçtan zarar görmesinin söz konusu olmaması, şikayet hakkının mağdurenin kanuni temsilcilerine ait olması ve mağdurenin annesi olan katılanın sanıktan şikayetçi olduğu gözetilerek, sanık hakkında CMK’nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınarak TCK’nın 234/3. maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir (Y8CD-K.2021/17436).

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda korunan hukuki yarar, velinin aile hukukundan kaynaklanan velayet hakkı olup şikayet hakkının yaşı küçük çocuğun kanuni temsilcisine ait olması ve çocuk Nagihan’ın babası Ersan’ın tüm aşamalardaki ifadelerinde sanıktan şikayetçi olduğunu bildirmesi karşısında, adı geçen sanığın müsnet suçtan mahkumiyeti yerine Nagihan’ın alınan ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığı gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi (Y8CD-K.2021/9712).

Şikayet Hakkının Bölünmezliği İlkesinin Çocuklarda Kullanılması

Mağdur çocuk aleyhine işlenen şikayete tabi suçlarda, şikayet hakkı kullanıldıktan sonra, bir kişi hakkındaki şikayetten vazgeçme, suça iştirak eden tüm şüpheli veya sanıklar açısından da geçerlidir. Örneğin, çocuğa karşı şikayete tabi basit yaralama suçu işleyen A, B ve C hakkında şikayetçi olduktan sonra açılan kamu davası sırasında sadece A hakkındaki şikayetten vazgeçilse bile tüm sanıklar hakkında şikayetten vazgeçilmiş sayılır.

Yaşı küçük Sinem’in anne ve babası olan mağdurların 10.07.2012 tarihli oturumda sanıklardan X’den şikayetçi olduklarını, Y’den şikayetçi olmadıklarını davaya katılmak istediklerini bildirdikleri anlaşılmış ise de; 5237 sayılı TCK’nın 73/5. maddesindeki düzenlemeye göre iştirak halinde işlenen suçlarda müştekinin şikayetin bölünmezliği kuralı gereği aynı olaya ilişkin olan şikayetten vazgeçme diğer sanıklara sirayet edeceğinden sanıklardan X hakkındaki şikayetinden vazgeçen mağdurların davaya katılma ve hükümleri temyize hakkı bulunmadığı gibi mahkemece verilen katılma kararının da mağdurlara bu hakkı vermeyeceği anlaşılmakla (Y8CD-K.2021/17157).

Ancak, takibi şikayete bağlı olmayan, yani resen soruşturulan suçlarda şikayetten vazgeçme sirayet etmez. Örneğin, A ve B’nin iştirak halinde çocuk aleyhine işlediği yağma suçunda, mağdur çocuğun fail A hakkında şikayetçi olup davaya katılması, fail B hakkında şikayetten vazgeçmesi mümkündür. Çünkü, takibi şikayete bağlı olmayan suçlarda bir kişi hakkındaki şikayetten vazgeçme, vazgeçilmeyen diğer suç ortağını etkilemez.

Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20/06/2000 tarih 2000/120 (E) 200/137 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi, şikayetten vazgeçmeyle davaya katılma ayrı kurumlar olup müdahale yoluyla davada sirayet kabul edilmemiştir. Şikayetten vazgeçmede sirayetin kıyas yoluyla müdahaleden vazgeçmeye uygulanması olanaksızdır. Birden fazla sanığı olan bir davada şikayetçinin bu sanıklardan bir kısmı hakkındaki davaya katılıp diğerleri hakkındaki davalara katılan olmaması mümkün olduğu gibi bir kısım sanıklar hakkındaki talebinden vazgeçmesi de olanaklıdır. (Y4CD-K.2021/23141).

Davaya Katılma Hakkı Bakımından Yaşı Küçük Çocuk ile Kanuni Temsicinin veya Vekilin İradesinin Çelişmesi

Uygulamada oluşan tereddütlerin giderilip yeknesak bir uygulamanın sağlanabilmesi için, herhangi bir malüllüğü bulunmayan çocukların mağdur oldukları suçlara ilişkin olarak beyanda bulundukları tarihte 15 yaşından küçük olmaları halinde ceza muhakemesinde davaya katılma bakımından ayırt etme gücüne sahip olmadıkları, 15 yaşından büyük olmaları halinde ise bu yeteneğe sahip oldukları kabul edilmelidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 03.06.2008 gün ve 56-156 sayılı kararında 14 yaşındaki, 27.01.2009 gün ve 145-8 sayılı kararında da 10 yaşını tamamlamayan küçüğün cinsel istismar suçunda katılma açısından ayırt etme gücünün bulunmadığına karar verilmiştir.

Katılma konusunda ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük veya kısıtlının kanuni temsilcisinin iradesi ile mağdura CMK’nun 234/2. maddesi uyarınca görevlendirilen vekilinin iradesi çeliştiği takdirde hangisinin iradesine üstünlük tanınacağının belirlenmesine gelince;

CMK’nun 261. maddesinde avukatın, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak şartıyla kanun yollarına başvurabileceği belirtilmektedir. Maddede belirtilen avukat tabirine baro tarafından mağdurlara görevlendirilen avukatlar da dahildir. Bu düzenlemede kanun yollarına başvurusu yetkisi açısından ele alındığı üzere, kanuni temsilci asil gibi olup, vekilin yetkileri asilden fazla olamayacaktır. Bu nedenlerle, katılma konusunda ayırt etme gücü olmayan mağdur küçük veya malulün kanuni temsilcisi ile CMK’nun 234/2. madde ile görevlendirilen vekilin iradelerinin çelişmesi halinde kanuni temsilcinin iradesine üstünlük tanınmalıdır. Mağdurun kanuni temsilcisinin, mağdura karşı işlenen suçun sanıklarından birisi olması veya sanıkla arasında akrabalık ilişkisi bulunması gibi kanuni temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaatinin çatışması durumunda ise Medenin Kanunun 426/2. maddesi uyarınca işlem yapılmalı ve kayyım atanması sağlanmak suretiyle, kayyımın iradesine üstünlük tanınarak mağdurun davaya katılıp katılmayacağı sorunu çözümlenmelidir.

Tüm bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Mağdurun kanuni temsilcisi ile mağdura CMK’nun 234/2. maddesi uyarınca görevlendirilen vekilin iradelerini çelişmesi halinde, kanuni temsilcinin iradesine üstünlük tanınması gerektiğinden, somut olayda aklen malul olup ayırt etme gücü bulunmayan yaşı küçük mağdurun kanuni temsilcileri olan anne ve babasının kamu davasına katılmak istemediklerini beyan etmeleri karşısında, mağdura CMK’nun 234/2. maddesi uyarınca barodan görevlendirilen vekilin mağdur adına davaya katılmayı isteme hakkı bulunmamaktadır (YCGK-K.2014/273).

15 Yaşından Büyük Çocuğun Velisinin Davaya Katılma Hakkı Yoktur

Özel hayatın gizliliği hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklardan olması nedeniyle şikayet hakkının ve kamu davasına katılma yetkisinin, kayden 02.02.1986 doğumlu olup, suç tarihi itibariyle 15 yaşından büyük, medeni hakları kullanmaya ehil ve özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği iddia olunan katılan mağdur …’ye ait olması karşısında, katılan mağdurun babasının ve kardeşinin soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçtan dolayı doğrudan zarar görmedikleri ve katılan mağdura yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan açılan davaya katılma haklarının bulunmadığı gözetilmeksizin, katılan mağdurun babasının ve kardeşinin katılma istemlerinin kabulüne karar verilerek, CMK’nın 237/1. madde ve fıkrasına uyulmaması, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12816 E. , 2022/5673 K.)

Çocukların Şikayet Hakkı ve Şikayetten Vazgeçme Soruları

1) 18 yaşından küçüklerin şikayet hakkını kullanma süresi nedir?

Şikayet hakkı, fiil ve faili öğrenmeden itibaren 6 ay içinde kullanılmalıdır. Şikayet hakkına sahip çocuk 6 ay içerisinde bu hakkını kullanmadığı takdirde şikayet hakkı ortadan kalkar. Çocuğun 15 yaşından küçük olması halinde şikayet süresinin başlayabilmesi için kanuni temsilcisinin de fiili ve faili öğrenmesi gerekir. Kanuni temsilcinin çocuğa karşı işlenen fiili ve faili öğrendiği tarihten başlamak üzere 6 ay içinde şikayetçi olma hakkı vardır.

2) 15 yaşından küçük çocuğun şikayet hakkı nasıl kullanılır?

Ceza muhakamesinde 15 yaşından küçük çocukların ayırt etme gücünün (temyiz kudreti) olmadığı kabul edilmektedir. Bu nedenle, 15 yaşından küçük çocuklar şikayet hakkını kanuni temsilcileri vasıtasıyla kullanabilirler.

3) 12 yaşından küçüklerin şikayet hakkı var mıdır?

Hukuken herkesin kendisine karşı işlenen bir suç nedeniyle şikayet hakkı vardır. Bu nedenle, 12 yaşından küçüklerin de şikayet hakkı vardır. Ancak, 15 yaşından küçük tüm çocuklarda şikayet hakkının kullanılması kanuni temsilciye (anne-baba) aittir. Kanuni temsilci, çocuk aleyhine işlenen suçlarda şikayet başvurusu yapmanın çocuğun yararına olup olmadığını takdir ederek bir karar verecektir.

4) Çocuklarda şikayetten vazgeçme nasıl olur?

Çocuklarda şikayet hakkının kullanımı hangi ilkelere tabi ise, şikayetten vazgeçme de aynı ilkelere tabidir. Örneğin, şikayet hakkını bizzat kullanan 15 yaşından büyük çocuk, şikayetten vazgeçme hakkını da bizzat kullanabilir.

Belirtmek gerekir ki, yaş küçüklüğü nedeniyle şikayet hakkını kanuni temsilcisi vasıtasıyla kullanan çocuğun yaşı onbeşi (15) geçtiğinde şikayetten vazgeçme hakkını bizzat kullanabilir.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS