0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma Nedir? (TCK 34)

Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisi etkisiyle suç işlenmesi hali bir şahsi cezasızlık sebebidir. Bu şekilde suç işleyen kişinin kusur yeteneği bulunmadığından cezai sorumluluğu da yoktur.

İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi, işlediği fiilin tüm sonuçlarından sorumludur. Bu kişi, TCK m.34’te yer alan şahsi cezasızlık sebebinden yararlanamaz.

Uyuşturucu madde bağımlılığı, tek başına şahsi cezasızlık sebebi değildir. Uyuşturucu bağımlılığı olan kişi, uyuşturucu maddeyi özgür iradesiyle almaktadır. Bu nedenle, failin sadece uyuşturucu madde bağımlılığı ileri sürülerek TCK m.34 hükümlerinin uygulanması istenemez. Ancak, uyuşturucu bağımlısı kişilerde akıl hastalığı seviyesinde (örn, psikozlar) rahatsızlıklar bulunabilir. Bu gibi hallerde ceza ehliyetinin tespiti amacıyla adli rapor alınması gerekir.

Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma Halleri

TCK 34. madde gerekçesine göre; kişi, gerçekleştirdiği davranışın hukukî anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyen bir nedenin etkisine bilinci olmaksızın veya iradesi dışında girmiş olabilir. Örneğin, kimyasal madde üretiminin yapıldığı bir tesiste çalışan kişiler, kimyasal maddelerden yayılan kokunun etkisinde kalarak, geçici bir süre algılama ve irade yeteneğini tümüyle yitirmiş olabilir. Bu gibi durumunda, kusur yeteneğinin olduğundan söz edilemez.

Yine yatağında bebeğini emzirdiği sırada uykuya dalan anne, uykudayken bebeğin havasızlıktan dolayı ölümüne neden olabilir. Bu durumda ölüm olayının gerçekleştiği anda anneye izafe edilecek bir fiil bulunmamaktadır. Yani, uyku hâlinde iken kişi hareket yeteneğini yitirmektedir. Ancak, annenin bu ölüm neticesinden dolayı sorumluluğunu belirlerken, uyku hâlindeki davranışlarını değil, uykuya geçmeden önceki dönemde gerçekleştirdiği davranışları göz önünde bulundurmak gerekir. Anne, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, emzirmek üzere bebeğini yatağına almış ve bu esnada uyuya kalmıştır. Aynı şekilde, hipnotik telkin altına girmiş olan kişinin de bu hâldeyken hareket yeteneğinin varlığından söz edilemez.

Kişi, alkol veya uyuşturucu madde almak kastıyla hareket etmemesine rağmen, yanılarak bu maddeleri almış olabileceği gibi, alkol veya uyuşturucu madde almaya zorlanmış da olabilir. Gerek bilmeyerek gerek zorla alınan alkol veya uyuşturucu maddenin etkisindeyken işlenen suç açısından kişinin kusur yeteneği bulunmamaktadır. Ancak, belirtmek gerekir ki, geçici bir neden olarak istemeyerek alkol veya uyuşturucu madde alınması dolayısıyla failin taksirinin dahi olmaması gerekir.

Kişinin algılama yeteneğini etkileyen sistemik hastalıkları da geçici neden olarak kabul etmek gerekir. Örneğin diyabet, gebelik sonrası ortaya çıkan psikozlar ve üremi gibi hastalıklar, kişinin algılama yeteneğini ortadan kaldırabilmektedir.

Kişi, önceden kararlaştırdığı suçu işlemeye başlamadan önce, isteyerek alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde alabilir. Keza, kişi herhangi bir suç işlemeyi kastetmediği hâlde, isteyerek alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde almış ve bu maddelerin etkisinde iken bir suç işlemiş olabilir. Bu durumlarda, işlediği suç açısından kişinin kusur yeteneğinin var olduğu kabul edilir.

Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma Halinde Ne Karar Verilir?

Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle suç işleyen kişinin kusur yeteneği yoktur. Kusur yeteneği bulunmayan kişinin işlediği fiil nedeniyle cezalandırılması mümkün değildir.

CMK’nın 223/3-a maddesine göre ceza ehliyetini tam etkileyen “geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle” suç işleyen kişinin kusurunun bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. Bu kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanır.

Geçici Nedenler, Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlığı Etkisinde Olma Yargıtay Kararları


İradi Alınan Alkol ve Uyuşturucu Etkisi Altında Suç İşleme

Suç tarihinde gece vakti müştekiye ait iş yerinden 35-40 adet cep telefonunu çalması şeklinde gerçekleşen olayda, suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olduğu, TCK’nın 34/2. maddesine göre, iradi olarak alınan alkolün cezai ehliyeti etkilemediği ve suç kastını ortadan kaldırmadığı, sanığın çalmış oldukları cep telefonlarından 12 tanesinin yerini kolluk görevlilerine göstererek müştekiye iadesini sağlamış ise de, müştekinin kısmi iadeye rızasının bulunmadığı, dolayısıyla etkin pişmanlık koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla; istinaf isteminin esastan reddine dair karar hukuka uygun bulunmuştur (Yargıtay 2. Ceza Dairesi - Karar : 2019/11680).

TCK’nın 34/2. maddesine göre, iradi olarak alınan uyuşturucunun cezai ehliyetini etkilemediği ve suç kastını ortadan kaldırmadığı, sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf isteminin düzeltilerek esastan reddine dair karar hukuka uygun bulunmuştur (Yargıtay 17. Ceza Dairesi - Karar : 2018/9703).

İradi Uyuşturucu Kullanma Halinde Uyuşturucu Bağımlılığı Araştırılmaz

SUÇ: Hırsızlık, mala zarar verme

Sanığın soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan savunmalarında, uyuşturucu bağımlısı olduğunu, suç tarihinde eroin krizine girdiğini beyan ettiği, sanığın savunmasından iradi olarak uyuşturucu aldığı ve bunun etkisiyle suç işlediğinin anlaşılması karşısında, sanığın savunması ve TCK’nın 34/2. maddesi birlikte değerlendirildirilerek; tebliğnamede yer alan; sanığın alkol veya uyuşturucu yahut uyarıcı madde bağımlılığının olup olmadığı, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmasına neden olacak herhangi bir akıl hastalığının bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınması yönündeki düşünceye iştirak edilmemiştir (Yargıtay 17. Ceza Dairesi - Karar : 2018/4447).

Uyuşturucu Bağımlılığı ve Akıl Hastalığının Etkisi Altında Suç İşleme

Sanığın, uyuşturucu bağımlısı olduğunu iddia etmesi ve Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliği’nin 24.10.2007 tarihli yazısında “Karışık madde kullanımı + Antisosyal Kişilik Bozukluğu” tanısıyla olay öncesinde anılan hastanede tedavi gördüğünün belirtilmiş olması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 32 ve 34. maddeleri ışığında, sanığın suç tarihinde işlediği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinde tamamen ya da önemli derecede azalma olup olmadığı araştırılıp, yöntemince raporla saptandıktan sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi - Karar : 2011/6572).

Sanığın olay tarihinde uyuşturucu madde bağımlısı olduğu ve tedavi gördüğü, uyuşturucu krizine girdiği zamanlarda ne yaptığını bilmediğinin sanık ile mağdur tarafından beyan edilmesi karşısında, suç tarihi itibariyle TCK’nın 32 ve 34. maddeleri uyarınca “akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış veya önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda usulünce sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar : 2017/5506).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS