Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Duruşmanın Başlaması ve Duruşmada Hazır Bulunacaklar (CMK 191)

Av. Kadir Tunç1

Ceza muahkemesinin amacı her ne kadar maddi gerçeğe ulaşmak ise de bu maddi gerçeğe ulaşmanın bir usulü vardır. Ancak usulüne uygun olarak yapılmış bir yargılama adalete hizmet eder. Duruşma bir mayın tarlası gibidir. Her yerde insan haklarına ilişkin düzenlenen hak ve özgürlükler düzenlenmiş olup bu mayınlardan bir tanesine bile basılması adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelecektir. Maddi gerçeğe ulaşılmaya çalışırken bu hak ve özgürlüklerden bir tanesini bile ihlal etmeden gerçeğe ulaşmak gerekmektedir. Amaç kutsal olduğu kadar bu amaca giden yolda kutsaldır. Tüm ceza muhakemesine hakim olan bu düşünce duruşmada en belirgin şekilde kendini göstermektedir. Duruşmada yapılabilecek olan usuli bir hata daha önce yapılmış olan usulüne uygun bir işlemi sakatlayabilir ya da yok edebilir.

1-Duruşmanın Başlaması

MADDE 191. - (1) Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız olarak alınır. Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar.

(2) Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar.

Duruşma hazırlığı aşamasında mahkemenin belirlemiş olduğu gün ve saatte, yargılamayı yapacak heyet yâda yargıç, C, Savcısı ve zabıt kâtibinin duruşma salonunda hazır bulunmasıyla oturum açılır. Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadıkları, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanır. Sanık tutuklu ise duruşmaya bağsız olarak alınır. Taraflar yerlerine alınır. Duruşmada sanığın yeri, sanıklar için ayrılmış olan ve sanık sandalyesi olarak tabir edilen yer olarak belirtilmiş ise de sanığın, müdafiinin yardımından yararlanabilmesi için müdafiinin yanında oturması daha doğru olur. Uluslararası düzenlemelerde öngörülen kural, sanık ile avukatının yan yana oturması olup, silahların eşitliği de bunu gerektirmektedir. Sanık ile müdafiinin duruşma salonunda, katılan ile vekili gibi yan yana oturmasına engel yasal bir düzenleme yoktur. Yalnız duruşma salonlarının düzeni bu duruma engel olacak şekilde dizayn edilmiştir. Böyle bir talep durumunda ise hâkimin takdiri söz konusu olmaktadır. Hâkim güvenlik ve benzeri nedenlerle bu hakkın kullanılmasına engel olabilmektedir. Benzer bir durum savcının bulunduğu yer içinde geçerlidir. Savcının hâkimlerle aynı sıra ve yükseklikte oturması şekli de olsa adil yargılanma ve silahların eşitliği prensibine aykırılık teşkil etmektedir. Yıllardan bu yana süre gelen bu “marangoz hatasının” düzeltilmesi gerekmektedir. Katılan ve vekili için tanınan bu hakkın sanığa da tanınması gerekmektedir.

1412 sayılı CMUK’tan farklı olarak getirilen yeni ve önemli hüküm iddianamenin kabulü kararının okunmasıdır. İddianamenin kabulü kararı, kovuşturma evresine geçişi gösterirken, iddianamenin kabulü kararının okunması ile de duruşma başlar. Uygulamada zabta “iddianamenin kabulü kararı okundu” dedikten sonra diğer işlemlere geçilir. İddianamenin kabulü kararının okunmaması durumunda duruşmada başlamamış olacağından yapılan işlemler hukuken yok hükmünde olması gerekir. Bu işlemlerin yeniden yapılması zorunludur.

Kimin geldiği, kimin gelmediği, davetiyenin ya da zorla getirilme kararının tebliğ edilip edilmedikleri hususları, bunlara konulan notlar okunarak tutanağa geçirilir. Tanıklar dışarı çıkarıldıktan sonra sanığın sorgusuna geçilir.

Yer yönünden yetkisizlik (CMK m. 18/1.f.) ve şüphe nedeniyle hakimin reddi (CMK m. 25/1.f.) istemlerinin, sanığın sorgusuna geçilmeden önce yapılması gerekir. 2

İddianame okunmadan ve okunmuş ise bu hususu tutanağa geçirilmeden sanığın sorguya çekilmesi Cmuk’un 236. maddesine muhalefet edilmesi hukuka aykırıdır.3

2-Duruşmada Hazır Bulunacaklar

CMK m.188 – (1) Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafiin hazır bulunması şarttır. (Ek cümle: 3/10/2016-KHK-676/5 md.) Müdafiin mazeretsiz olarak duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilir.

(2) (Mülga: 18/6/2014 - 6545/103 md.)

(3) Bir oturumda bitmeyecek davada, herhangi bir nedenle bulunamayacak üyenin yerine geçmek ve oya katılmak üzere yedek üye bulundurulabilir.

Kanun duruşmada mutlaka bulunmaları zorunlu olanları hükme katılacak hâkimler, Cumhuriyet savcısı, zabıt kâtibi ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâl¬lerde müdafii belirtmiştir. Bunların duruşmada olmaları şarttır. Aksi halde celse kapatılarak duruşma ertelenir.

Maddede doğrudanlık ve kesintisizlik ilkelerine yer verilmiştir. Maddenin son fıkrası önemli bir konuya değinmektedir. AİHM’ nin kararlarına ve adil yargılama ilkesine göre, bütün kovuşturma evresinde aynı yargıçların görev yapmaları ve hükmü vermeleri gerekir. Doğrudanlık, mahkemenin kanıtlarla aracısız ilişkiye geçmesidir.

İlçedeki tek C.savcısının mağdur sıfat ile ifadesine başvurulacağı sırada, iddia makamı boş kalacağından, hukuksal olanaksızlık karşısında davanın başka bir yere nakli uygun olacaktır.4

CMK’nun 188/1 maddesine göre müdafiin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi veya duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilir.

Sanığa müdafii tayin edildiği halde bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında müdafii hazır bulundurmaksızın CMK’nun 188/1 maddesine muhalefet edilerek karar verilmesi hukuka aykırıdır.5

3-Birden Çok Cumhuriyet Savcısı Ve Avukatın Duruşmaya Katılması

CMK m.189- (1) Birden çok Cumhuriyet savcısı ve birden çok avukat aynı zamanda duruşmaya katılabilecekleri gibi aralarında işbölümü de yapabilirler.

C. Savcısı katılmadan duruşma yapılamaz. Yine kanunun zorunlu müdafiliği aradığı durumlarda da duruşma yapılamaz. Duruşmaya bir C. savcısının katılması yeterlidir. Nitekim savcılık makam olarak temsil edilir. Dosyanın karmaşık, kapsamlı olması durumunda yada dosyaya özel bir önemin verilmesinin gerektiği durumlarda birden çok C. savcısı duruşmaya katılabilir. C. Başsavcısının yaptığı işbölümüne göre ve değişerek de duruşmaya katılabilirler.

1421 sayılı yasada “birkaç” denemekteydi. Bu da bir sınırlamaya neden olmaktaydı. Bunun yerine “birden çok” denilerek sınırlama kaldırılmıştır. Müdafilik açısından da bir sınırlama söz konusu olmayıp duruşma salonunun imkan ve olanakları çerçevesinde birden çok müdafii sanığı savunabilir.

C. savcısının suçtan zarar gören sıfatı ile duruşmada bulunmasına yasal bir engel yoktur. Ancak mağdur sıfatı ile anlatımına başvurulduğu takdirde, savcılık makamının başka bir C. savcısı tarafından doldurulması gerekir.6

Ceza muhakemesinde duruşma, sanığın savunma hakkı açısından önemli bir evre olduğundan yargılanan kişinin bir ceza avukatı vasıtasıyla temsil edilmesi hak kayıplarını engelleyecektir.


Avukat Baran Doğan

  1. Av. Kadir Tunç, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2003 yılında mezun olmuştur. 2005 yılından beri İstanbul’da serbest avukatlık yapmaktadır. 

  2. Parlar ve Hatipoğlu, A.g.e.s. 984 

  3. Yaşar, A.g.e.s 995 (1.CD., 2.6.1997, 1874-2013) 

  4. Yaşar, A.g.e, s.984 (Düşünce Ceza İş.8.1.1973-1108. Malatya C.savcılığınca gönderilen yazı). 

    1. CD., 08.11.2006, 2602-4788

  5. CİGM., 18.4.1979-20816 Yaşar, A.g.e.s.984 

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS