Çocuk Pornografisi (Çocuğa Karşı Müstehcenlik) Suçu Nedir? (TCK 226/3)
Çocuk pornografisi suçu, diğer bir deyişle çocuğa karşı müstehcenlik suçu; çocuklarla ilgili toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlaka aykırı nitelikteki müstehcen eylemleri cezalandırmaktadır. Çocuk pornografisi suçu, 5237 sayılı TCK’nın 226. maddesinin 3. fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir:
TCK m.226/3
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere TCK m.226/3’te çocuk pornografisi suçu oluşturan iki ayrı suç tanımlanmıştır:
1. Çocuk Pornografisinin Üretilmesi Suçu: Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukların kullanılması çocuk pornografisi suçu olarak kabul edilmiş olup cezası beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıdır. Kanunda üretmek fiili geniş anlamda ele alınmaktadır. Örneğin, cep telefonuyla bir çocuğun çıplak görüntülerini çekip kaydetmek çocuk pornografisinin üretilmesi suçuna vücut verir.
2. Üretilmiş Pornografik Ürünün Bulundurulması veya Dolaşıma Sokulması: Üretiminde çocukların kullanıldığı pornografik ürünlerin ülkeye sokulması, çoğaltılması, satışa arzı, satışı, nakli, depolanması, ihracı, bulundurulması ya da başkalarının kullanımına sunulması fiillerinin cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır.
Çocuklara ait pronografik ürünlerin (resim, video vs.) basın yayın yoluyla yayınlanması veya başka çocukların görmesinin, dinlemesinin veya okumasının sağlanması, TCK’nın 226. maddesinin 5. fıkrasında cezayı ağırlaştıran neden olarak düzenlenmiştir:
TCK m.226/5
(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Çocuk Pornografisi Suçunun Unsurları
1. Çocuk Pornografisinin Üretilmesi Suçunun Unsurları (TCK 226/3-1.cümle)
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) anlamında çocuk henüz onsekiz yaşını doldurmamış olan kişidir (TCK m.6). Bu nedenle 18 yaşından küçük tüm çocuklara ilişkin müstehcen ürünler çocuk pornografisi suçunun konusu olarak kabul edilmektedir. Esasen, müstehcen üründe kullanılan kişinin gerçek bir çocuk olması da şart değildir; çocuk gibi görünen veya çocuğa benzetilen veya çocuk olarak tasvir edilen bir kişinin kullanılması da çocuk pornografisi suçunun meydana gelemesi için yeterlidir. Örneğin, tamamen yapay içerikli bir çizgi film dahi çocuk pornografisi suçunun konusu olabilir. Çocuk pornografisi suçunun mağduru çocuğun cinsiyeti önemli değildir, kız veya erkek çocuğu olabilir. Hatta suç, bir çocuk tarafından başka bir çocuk aleyhine işlenebilir.
Çocuk pornografisi suçunda çocuğun rızasının bulunup bulunmadığı veya yaşının bir önemi yoktur. 18 yaşın altında olmak şartıyla çocuğun hangi yaşta bulunduğu suçun meydana gelmesi bakımından etkiye sahip değildir. Örneğin, cinsel istismar suçunda 15 yaşın üstündeki çocuğun rızası eylemi hukuka uygun hale getirebilir. Ancak, çocuk pornografisi suçunda mağdurun rızası hiçbir yaşta eylemi hukuka uygun hale getirmez, mağdurun rızası olsa bile fail cezalandırılır.
Suçun konusu sadece çocukların kullanıldığı görüntüler değidir, çocukların kullanıldığı müstehcen yazı veya sözler (sesler) de pornografisi suçuna vücut verir.
Çocuğun görüntüsünün, resminin veya sesinin kullanılması, yazı veya ses içeriğinde çocuğun yer alması bu suçun oluşumu için yeterlidir. Maddede geçen üretmek tabirinden, müstehcen nitelikteki görüntü, yazı veya sözlerin meydana getirilmesi anlaşılmalıdır Burada çocuğun kullanılması ise çocuğun filmin çekiminde dekorcu vs. şekilde çalışması değil, ürünün oluşturulmasında ve içeriğinde bulunmasını ifade eder. Burada çocuğun, ürünün müstehcen nitelikteki bir bölümünde yer alması, suçun oluşması için yeterlidir. Çocuğun cinsel aktivitede bulunması önemli değildir. Örneğin müstehcen olacak şekilde bir kız bir erkek çocuğunun insanları tahrik edecek tarzda, cinsel organlarının görünür tarzda resimlerinin çekilmesi veya çocukların müstehcen sayılacak şekilde birbirlerine sarılmalarının görüntüsünün verilmesi eylemin suç oluşturması için yeterlidir.
5237 sayılı Kanun’un 226. maddesinin üçüncü fıkrasında müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukların kullanılması yaptırım altına alınmıştır. Kanun koyucu bu suçun oluşumu için müstehcen ürünlerin profesyonel olarak hazırlanmasını aramamıştır. Yine müstehcen ürünlerin şekli şartları ya da bu ürünlerin üretiliş şekil ve amaçları konusunda bir sınırlama getirmemiştir. Buradaki müstehcen ürün içeriğinde müstehcenlik unsuru olarak çocuğun kullanıldığı resim, film, video, fotoğraf, grafik, imge, heykel, çizgi film, animasyon gibi görsel veya sesli ürünler ile şarkı sözü, roman, hikaye gibi yazılı ürünleri ifade etmektedir. Bu konuda bir sınırlama söz konusu değildir (YCGK-K.2023/591).
Cinsel arzuları tahrik ve istismar eden, toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı niteliktekteki çocuklara ait müstehcen görüntüler çocuk pornografisi suçunun unsurudur. Suçun oluşması için çocuklara yönelik cinsel davranışlar sergilenmeli ve cinsel arzuların tatminine yönelik hareketler yapılmalıdır.
TCK’nın 226/3-1.cümlesindeki düzenlemede “müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanmak” suç olarak tanımlanmıştır. Üretmek kelime anlamıyla oluşturmak, yaratmak ve meydana getirmek anlamlarına da gelmektedir Çocuğun müstehcenlik içeren görüntüsünün, resminin veya sesinin kullanılması, yazı veya ses içeriğinde çocuğun yer alması bu suçun oluşumu için yeterlidir. Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 24.03.2015 tarihli ve 2014/14-603 Esas, 2015/66 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere TCK’nın 226/3-1.cümlesindeki suçun oluşumu için önemli olan bir çocuğun müstehcen ürün üretiminde kullanılması olup, bu düzenlemede, suçun oluşumu için müstehcen görüntülerin profesyonel olarak hazırlanması aranmamakta, müstehcen ürünlerin şekli şartları ya da bu ürünlerin üretiliş biçimi ve amaçları konusunda bir sınırlama getirilmemektedir. Ayrıca suçun unsurlarının oluşması bakımından müstehcen ürünlerin izlenmesi, izlettirilmesi, satılması ve dağıtılması gibi bir zorunluluk da söz konusu değildir. Bu mahiyetteki müstehcen ürünlerin hiç izlenmemiş olması ya da bireysel amaç için üretilmiş olması da sonucu değiştirmeyecektir (Y4CD-K.2021/29897).
Çocuk pornografisi üretme suçuna bazı örnekler şunlardır:
-
Bir çocuğun pornografik fotoğrafını çekmek,
-
Çıplak şekilde çocuğu konu mankeni olarak kullanıp resmini yapmak,
-
Çocuğu çıplak vaziyette videoya çekmek,
-
Çocuğun kendisinin cinsel bölgelerini çekmesini ve çektiği videoyu göndermesini sağlamak,
-
İnternet üzerinden canlı yapılan karşılıklı bir konuşma sırasında çocuğun çıplak vaziyette cinsel organlarını çekip telefona veya bilgisayara kaydetmek,
-
Çocukla girdiği cinsel ilişkiyi kaydetme,
-
Çocuğun etek altı görüntülerini içeren video çekme.
Yukarıdaki tüm fiillerin cezası, TCK m.226/3-1.cümle gereği, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıdır.
2. Üretilmiş Pornografik Ürünün Bulundurulması, Depolanması veya Dolaşıma Sokulması (TCK 226/3-2.cümle)
Üretiminde çocukların kullanıldığı pornografik ürünlerin ülkeye sokulması, çoğaltılması, satışa arzı, satışı, nakli, depolanması, ihracı, bulundurulması ya da başkalarının kullanımına sunulması fiillerinin cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır (TCK 226/3-2.cümle).
Yargıtay uygulamasında, TCK md.226/3-ikinci cümle metninin unsurunu oluşturan seçimlik hareketler şu şekilde açıklanmaktadır (Yargıtay CGK):
a) Ülkeye sokmak; ithal etmek, yabancı bir ülkeden yurda getirilmesini ifade etmektedir. Ülkeye ne şekilde sokulduğunun bir önemi bulunmamakla birlikte internet ve benzer yolların kullanılması durumunda TCK’nun 226. maddenin beşinci fıkrası üzerinde durulmalıdır. Ayrıca failin ticari bir amaç güttüğü de değerlendirilmelidir.
b) İhraç etmek; müstehcen ürünün Türkiye’den başka bir ülkeye çıkarılmasıdır.
c) Çoğaltmak; kopyalamak, sayı ve miktarını arttırmak anlamlarına gelmektedir. Ne kadar bir miktar arttırıldığında çoğaltmadan söz edileceği konusunda kanunda bir hüküm bulunmamakla birlikte kişisel kullanım olarak değerlendirilemeyecek bir miktar olması gerekir.
d) Başkalarının kullanımına sunmak; çocukların kullanıldığı müstehcen ürünü bir kimseye kullanması gayesiyle verme, gönderme veya bir şekilde kullanımına sunma anlamına gelmektedir. Kiralama ve ödünç verme durumunda da başkalarının kullanımına sunma söz konusudur.
e) Bulundurmak; hazır bulunmasını sağlamak, çocukların kullanıldığı müstehcen ürün üzerinde fiili egemenlik kurması olarak anlaşılabilir. Burada failin saikinin bir önemi yoktur. Bu nedenle ticari veya şahsi bir amaca yönelik olabilir.
f) Depolama; müstehcen ürünün bir yerde saklanarak korunmasını ifade eder.
g) Satışa Arzetmek; müstehcen ürünü satışa hazır halde bulundurmak, piyasaya sunmak anlamlarına gelmektedir.
h) Satmak; müstehcen ürünün bir başkasına bedel karşılığı devredilmesini ifade etmektedir.
ı) Nakletmek, müstehcen ürünün bir yerden başka bir yere taşınması anlamına gelir.
Yukarıdaki seçimlik hareketlerden herhangi birinin işlenmesiyle TCK 226/3-2.cümle’deki çocuk pornografisi suçu tamamlanmış olur. Birden fazla seçimlik hareketin yapılması tek suç olaraka kabul edilmeli, ancak failin cezası TCK m.61 gereği alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmelidir.
Depolamak/Bulundurmak İle İzlemek/Dinlemek Kastının Tespiti: Müstehcenlik suçunda ürünlerin depolanması veya bulundurulmasının söz konusu olabilmesi açısından, tek bir müstehcen ürünün tespiti bile yeterli olacaktır. Ancak kanunilik ilkesi gereği, depolama veya bulundurma eylem ve amacı olmaksızın, salt görüntülere bakmak, seyretmek veya dinlemek suretiyle bu suçlar işlenemez. Dolayısıyla bilgisayarların işletim sistemleri ile internet tarayıcılarının özellikleri gereği müstehcen verilerin bir internet sitesinin ziyaret edilmesi sırasında otomatik olarak ilgili sistem dosyasına geçici bir şekilde kaydedilmiş olması halinde iradi olmayan bu işlem nedeniyle kural olarak suçun manevi unsuru olan depolama veya bulundurma kastının varlığı söz konusu değildir. Fakat kullanıcı tarafından gizlenmek maksadıyla müstehcen verilerin bilerek sistem dosyaları arasına geçici internet dosyaları (temporary internet files) atıldığının veya internet sitelerini ziyareti sırasında görüntülerin otomatik olarak bu dosyalarda biriktiği bilincinde olan failin daha sonra bu dosyaları açarak görüntüleri yeniden kullandığının teknik olarak tespiti gibi halleri istisna olarak düşünmek gerekir. Aynı şekilde, müstehcen görüntülerin, internet ortamından yada başka bir yolla (örneğin başka bir şahıstan temin edilen video dosyasının flash bellek aracılığıyla bilgisayara atılması), seyretmek amacıyla indirip-yükledikten sonra silinmesi ile de suç oluşmayacaktır. Zira silinen bu verilerin ancak özel yazılımlar aracılığıyla geri getirilmesi mümkün olup yine depolama veya bulundurma kastı yoktur. Ancak, failde önceden depolama veya bulundurma iradesinin bulunup bulunmadığı kastının ortaya çıkarılması açısından, görüntülerin temin edildikten sonra ne kadar süre tutulduğu, görüntülerin sayısı, silinen veriler için ayrı bir tasnifleme yapılıp yapılmadığı (örneğin özel isimler verilen klasörlerde tutma gibi), daha profesyonel kullanıcılar açısından, silinen verileri geri getirip tekrar tekrar kullanmak amacıyla sistemde özel bir yazılım bulundurulup bulundurulmadığı gibi hususların teknik olarak incelenip araştırılması gereklidir (Y4CD-K.2021/23109).
3. Çocuk Pornografisi Suçunda Cezayı Artıran Haller (TCK 226/5)
5237 sayılı TCK’nın 226. maddesinin 5. fıkrasına göre; Çocuklara karşı müstehcenlik (pornografi) ihtiva eden ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Özellikle belirtelim ki, cezayı ağırlaştıran yayın kavramı sadece gazete, dergi veya internet sitesini değil, aynı zamanda internet üzerinden yayın yapan sosyal medya hesapları ve uygulamaları (X, İnstagram, Facebook, Tiktok, Telegram, Whatsapp vb.) da kapsamaktadır.
Müstehcen ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayma suçunda, yayma eylemi internet vasıtasıyla gerçekleşmiş ise, bu içeriğe belirsiz sayıda kişinin ulaşma imkanının bulunması gerekmektedir. Ürünün yalnızca belirli bazı kişilere ulaştırılması veya internetin bireysel bir iletişimi gerçekleştirilmek amacıyla kullanılması hallerinde TCK’nın 226/5. maddesindeki yayma suçunun unsuru gerçekleşmeyecektir (Y4CD-K.2021/9009).
Üretilmiş pornografik içeriklerin başka çocuklar tarafından görülmesini, dinlenmesini veya okunmasını sağlayan kişi de altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Örneğin, bir çocuğa başka bir çocukla girdiği cinsel ilişkiyi izleten kişi bu şekilde cezalandırılacaktır.
Çocuk Pornografisi Suçunun Cezası
-
Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK m.226/3-birinci cümle).
-
Çocuk pornografisi ürünlerini ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK m.226/3-ikinci cümle)
-
Çocuk pornografisi ürünlerinin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK m.226/5).
Çocuk pornografisi suçu işleyen fail hapis cezası ve adli para cezası ile ayrı ayrı cezalandırılacaktır.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Çocuk pornografisi suçunun cezası adli para cezasına çevrilemez.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Çocuk pornografisinin üretilmesi suçunun cezası 2 yılı geçtiğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkün değildir. Ancak, çocuk pornografisi bulundurma, depolama veya çeşitli şekillerde dolaşıma sokma (TCK m.226/3-ikinci cümle) fillerinin cezası en alt sınırdan belirlendiği takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi olasılığı mevcuttur.
Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Çocuk pornografisinin üretilmesi suçunun cezası 2 yılı geçtiğinden cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkün değildir. Ancak, çocuk pornografisi bulundurma, depolama veya çeşitli şekillerde dolaşıma sokma (TCK m.226/3-ikinci cümle) fillerinin cezası en alt sınırdan belirlendiği takdirde cezanın ertelenemsi kararı verilmesi olasılığı mevcuttur.
Çocuk Pornografisi Suçu Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
TCK md. 226/3’te düzenlenen çocuk pornografisi suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Kamu davasına şikayetçi olarak müdahil olan herhangi bir kimse varsa bile şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. TCK md.226 maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesi ve 5. fıkralarının dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. TCK m.226/3-ikinci cümle’de yer alan çocuk pornografisi suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Çocuk Pornografisi Suçu Görevli Mahkeme
Çocuk pornografisi suçu hakkında yargılama yapma görevi asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Çocuk Pornografisi Suçu ve Erişim Engelleme
5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” 8. madde gereği, internet ortamında yapılan ve içeriği müstehcenlik suçu oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verilebilir.
Erişimin engellenmesi kararı kural olarak adli organlar tarafından verilmesi gereken bir karardır. Erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde Sulh Ceza Hakimi, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir. Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da erişimin engellenmesine karar verilebilir.
Erişimin engellenmesi kararının bir yargı kurumu tarafından verilmesi gerektiği genel kuralın istisnalarından biri çocuk pornografisi suçudur. Çocuk pornografisi suçu işlendiği hususunda yeterli şüphe sebebi varsa idari yol ile de erişimin engellenmesi mümkündür. İdari bir kurum olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), yargı kararı olmadan da kendiliğinden erişimin engellenmesi kararı verebilir.
Cinsel İstismar Suçu ile Çocuk Pornografisi Suçu Arasındaki Fark
Çocuğun cinsel istismarı suçu, kanunda belirlenen belli yaştaki çocuğun bedenine fiziksel temasta bulunma şeklinde cinsel davranışlar sergilenmesi ile oluşur (TCK 103/1). Çocuk pornografisi suçunda ise çocukla fiziksel temas kurulmamakta, çocuk sadece pornografik ürünün üretiminde kullanılmaktadır.
Cinsel istismar suçları açısından çocuk kavramı üç ayrı kategoride ele alınmaktadır:
-
15 yaşını tamamlamamış çocukların cinsel istismarı TCK m.103’gereği cezalandırılır.
-
15 yaşını tamamlamış olmakla birlikte kendisine yönelen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocukların cinsel istismarı TCK m.103 gereği cezalandırılır. 15 yaşını tamamlayan bir çocuk kendisine yönelen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayarak özgür iradesi ile cinsel aktivitede bulunuyorsa TCK m.103’teki cinsel istismar suçu oluşmaz.
-
15-18 yaş grubunda olan çocukların, sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak cinsel istismarı TCK m.103’çerçevesinde cezalandırılır. Cebir, tehdit veya hile olmadan çocuğun özgür iradesine dayanan cinsel aktiviteler cinsel istismar suçu olarak kabul edilmez, TCK m.103 gereği cezalandırılmaz.
Çocuk pornografisi suçu açısından ise çocuğun hangi yaşta olduğunun bir önemi yoktur. 18 yaşından küçük olmak şartıyla her yaştaki çocuğun müstehcen ürünlerin üretilmesinde kullanılması veya üretiminde çocukların kullanıldığı pornografik ürünlerin ülkeye sokulması, çoğaltılması, satışa arzı, satışı, nakli, depolanması, ihracı, bulundurulması ya da başkalarının kullanımına sunulması fiilleri çocuk pornografisi suçu olarak nitelendirilerek TCK 226/3-1.cümle veya 2. cümle gereği cezalandırılmaktadır.
NCMEC Raporunun Delil Değeri
NCMEC (National Center For Missing and Exploited Children)’in Türkçe karşılığı Ulusal Kayıp ve Sömürülen Çocuklar Merkezi’dir. NCMEC, ABD merkezli bir sivil toplum kuruluşudur. NCMEC, kayıp ve sönmürülen çocuklara karşı suç işleyen kişilerin tespiti amacıyla bir sistem oluşturmuş ve oluşturduğu sistem tüm dünyada dikkate alınan son derece güvenilir bir sivil toplum kuruluşudur. 1998’de çocukların çevrimiçi cinsel istismarıyla ilgili raporlarda artış yaşanmaya başladıktan sonra NCMEC, CyberTipline’ı kurdu. CyberTipline, internet servis sağlayıcılarının (ISS) şüpheli çocuk cinsel istismarı olaylarını bildirmeleri için çevrimiçi bir mekanizma kurmuştur. İnternet servis sağlayıcıları çocuk pornografisi veya istismarıyla bağlantılı her türlü bilgiyi (IP dresleri vs.) NCMEC’e vermektedir. İnternet servis sağlayıcıları dışında bireyler veya diğer kurumlar tarafından da NCMEC’e ihbarlar yapılabilmektedir. NCMEC’in CyberTipline’ı, çocukların çevrimiçi istismarı için ABD’nin merkezi raporlama sistemidir. Kamu ve internet servis sağlayıcıları, çocukların cinsel eylemler için şüpheli çevrimiçi kandırılması, çocuk cinsel tacizi, çocuk cinsel istismarı materyali, çocuk seks turizmi, çocuk seks ticareti, bir çocuğa gönderilen istenmeyen müstehcen materyaller, yanıltıcı alan adları ve internetteki yanıltıcı kelimeler veya dijital görüntüler hakkında bildirimlerde bulunmaktadır. NCMEC, müstehcen materyale dair aldığı her bilgiyi veya bir çocuğa yönelik çevrimiçi istismar ihbarını titizlikle inceler. NCMEC personeli, bilinmiyorsa hem failin hem de mağdurun yerini belirlemeye çalışır ve davayı takip etmek için olay raporunu ilgili kolluk kuvvetlerine iletir.
ABD merkezli NCMEC’in CyberTipline’ı, kurulduğu günden bu yana çocuklara karşı işlenen suçlarla ilgili milyonlarca rapor hazırladı ve faillerin yakalanabilmesi için dünyanın çeşitli ülkelerine bu raporları gönderdi. NCMEC raporları Türkiye’deki kolluk kuvvetlerine (polis) de gönderilmekte, kolluk kuvvetleri hızlı bir şekilde harekete geçerek failin adresinde arama yapmakta ve suç delillerini elde etmeye çalışmaktadır. Türkiye’de çocuk pornografisi suçlarına ilişkin ceza davalarında NCMEC raporu önemli bir delil olarak kullanılmaktadır. Yargıtay, ceza yargılamalarında NCMEC raporunu delil olarak kabul etmektedir:
ABD Ulusal Kayıp ve Sömürülen Çocuklar Merkezi tarafından yapılan bildirim üzerine yapılan soruşturmada, National Center For Missing and Exploited Children (NCMEC)’e üye servis sağlayıcıları tarafından (Facebook, Twitter vs.) çocuk pornografisi yüklemelerinin bildirildiği, kullanıcının “ailbereket29@outlook.com” isimli e-mail adresinden bağlanan, “95.10.161.419” giriş IP ile “alibereket07-2796960441-2014-11-03-10306” Zip uzantılı yüklenen dosya bilgisinin olduğu, sanığın savunmasında bildirilen IP adresinin kendisi tarafından kullanıldığını beyan etmesi ve el konulan 2 no.lu materyal (250 GB harici harddisk) üzerinde Antalya Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün yapmış olduğu incelemede NCMEC tarafından rapor ekinde gönderilen resimlerin bire bir eşleştiğinin bildirilmesi, aynı materyal içerisinde yapılan incelemede birçok çocuk pornosuna ait olan ve olabileceği düşünülen resme rastlanıldığının tespiti, Yerel Mahkemece yapılan değerlendirmede ise fotoğraflardaki şahısların ilk bakışta çocuk olduğuna dair bir kanaatin oluşmadığı, birçok görüntüde şahısların cinsel organları dışında vücutlarının ve yüzlerinin görünmediğinin belirtildiği görülmekle,
Uyuşmazlığın sağlıklı bir biçimde çözümü için sanıktan ele geçirilen 2 no.lu materyal (250 GB harici harddisk) üzerinde konusunda uzman bilirkişilerce inceleme yapılması sağlanıp, müstehcen olduğu değerlendirilen görüntülerin tamamı hakkında detaylı bilirkişi raporu aldırılarak, bu görüntülerde çocukların kullanılıp kullanılmadığının tespiti, ABD Ulusal Kayıp ve Sömürülen Çocuklar Merkezi National Center For Missing and Exploited Children (NCMEC) tarafından rapor ekinde gönderilen resimlerle sanıktan elegeçirilen görüntülerin karşılaştırması yapılarak Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri yada benzeri internet siteleri üzerinden bu görüntülerin paylaşılıp paylaşılmadığının tespiti, sonucuna göre Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde TCK’nın 226. maddesi fıkralarından hangisinin uygulanacağı tartışılarak, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek, eksik inceleme ve yerinde görülmeyen gerekçeyle sanığın beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/14214 E. , 2020/21479 K.).
Çocuk Pornografisi (Çocuğa Karşı Müstehcenlik) Suçu Yargıtay Kararları
Rızayla da Olsa Çocuğun Cinsel İçerikli Müstehcen Görüntüsünü Çekmek Suçtur (TCK 226/3-1.Cümle)
Sanığın, 15 yaşını bitirmiş olup da 18 yaşını tamamlamamış olan katılanın rızası ile kaydettiği müstehcen görüntülerini, rızasına aykırı olarak silmeyerek telefonunun hafızasında saklamaya devam etmesi nedeniyle eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 134. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, sanığın bu eyleminin müstehcen görüntü üretimi niteliğinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Görüldüğü üzere, uluslar arası sözleşmelere ve yükümlülüklere paralel bir düzenleme içeren 5237 sayılı Kanun’un 226. maddesinin üçüncü fıkrasında müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukların kullanılması yaptırım altına alınmıştır. Kanun koyucu bu suçun oluşumu için müstehcen ürünlerin profesyonel olarak hazırlanmasını aramamıştır. Yine müstehcen ürünlerin şekli şartları ya da bu ürünlerin üretiliş şekil ve amaçları konusunda bir sınırlama getirmemiştir. Buradaki müstehcen ürün içeriğinde müstehcenlik unsuru olarak çocuğun kullanıldığı resim, film, video, fotoğraf, grafik, imge, heykel, çizgi film, animasyon gibi görsel veya sesli ürünler ile şarkı sözü, roman, hikaye gibi yazılı ürünleri ifade etmektedir. Bu konuda bir sınırlama söz konusu değildir.
5237 sayılı Kanun’un 226. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen suçla müstehcenliğe karşı çocuğun korunması amaçlanmaktadır.
Kanun koyucu 5237 sayılı Kanun’un 226. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesindeki suçun oluşumu için müstehcen görüntülerin profesyonel olarak hazırlanmasını aramamış, müstehcen ürünlerin şekli şartları ya da bu ürünlerin üretiliş biçimi ve amaçları konusunda bir sınırlama getirmemiştir. Bunun yanında suçun unsurlarının oluşması bakımından müstehcen ürünlerin izlenmesi, izlettirilmesi, satılması ve dağıtılması gibi bir zorunluluk da söz konusu değildir. Bu müstehcen ürünlerin hiç izlenmemiş olması ya da bireysel amaç için üretilmiş olması da sonucu değiştirmeyecektir. Önemli olan bir çocuğun müstehcen ürün üretiminde kullanılmasıdır. Bu nedenlerle 15 yaşından büyük, 18 yaşından küçük katılan ile girdiği cinsel ilişkiyi kayda alan, katılanın çıplak fotoğraflarını çeken ve katılanın rızası olmaksızın bu kayıtları cep telefonu hafızasında saklayan sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 226. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesindeki müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukların kullanılması suçunu oluşturduğu ve hukuki anlamda tek olan fiili ile birden fazla suç oluştuğundan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 44. maddesi uygulanmak suretiyle oluşan suçlardan en ağır cezayı gerektiren aynı Kanun’un 226. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi uyarınca ceza tayin edilmesi gerektiği kabul edilmelidir (Ceza Genel Kurulu 2019/216 E. , 2023/591 K.).
Sanığın onsekiz yaşından küçük mağdureyle cinsel ilişkiye girerken bu ilişkilere dair ve mağdureye ait müstehcen içerikli müstakil görüntüleri kaydederek bilgisayarında ve hafıza kartında bulundurduğunun anlaşılması karşısında, söz konusu fotoğraf ile videoları üreten ve bilgisayar ile hafıza kartında bulunduran sanığın eylemlerinin TCK’nın 226/3-c.1. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyetine karar verilmesi yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan beraatine hükmedilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2017/291 E. , 2017/1378 K.).
Cep Telefonuyla Cinsel İlişki Görüntülerini Kaydetme Suçu
Suça sürüklenen çocuğun olay tarihinde on dört yaşındaki mağdurenin cinsel ilişki esnasındaki görüntülerinin cep telefonuyla çekmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 226/3-c.1. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Kanunun 134/1. maddesi uyarınca şikayetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşmesine kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/2903 E. , 2022/7502 K.).
Suça sürüklenen çocuk …‘in, mağdurenin çıplak görüntülerini telefonuna kaydedip ifşa etmek şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 226/3-c.1. maddesinde düzenlenen müstehcenlik ve 134/1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturduğu; tek eylemle birden fazla suçun oluşması nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında aynı Kanunun 44. maddesinde yer alan fikri içtima hükmüne göre bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören TCK’nın 226/3-c.1. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde aynı Kanunun 134/2. maddesi ile mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/13170 E. , 2018/439 K.).
sanığın, onaltı yaşı içersinde bulunan mağdurenin çıplak ve cinsel ilişki halindeki görüntülerini cep telefonuyla çekip kaydetme şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 226/3-birinci cümlesinde düzenlenen müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyeti yerine oluşa uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/10412 E. , 2017/4964 K.).
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.03.2015 tarihli, 2014/14-603-2015/66 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; mağdurun cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak görüntülerini, onun bilgisi dışında, cep telefonu ile kaydeden sanığın eyleminde TCK’nın 134/1. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yanı sıra toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki müstehcen görüntüyü içeren ürünün üretiminde 16 yaşındaki mağdur çocuğun yer almasından dolayı TCK’nın 226/3-1. maddesinde tanımlanan müstehcenlik suçunun da oluştuğu, bir fiili ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın, TCK’nın 44. maddesi gereğince, daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yasal ve yeterli olmayan gerekçelere dayalı olarak, sanık hakkında, TCK’nın 134/1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/15237 E. , 2017/3123 K.).
Çocukla Girdiği Cinsel İlişkiyi Kaydetme Suçu
Sanığın, olay tarihinde on yedi yaşındaki mağdureyle girdiği cinsel ilişki sırasındaki görüntülerini kaydetmesi eyleminin TCK’nın 226/3-c.1. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/10057 E. , 2022/6812 K.).
Çocuğun Çıplak Ekran Görüntülerinin Alınması
Sanık ile mağdurun messenger üzerinden görüntülü konuşma sırasında , mağdurun çıplak halde bulunduğuna yönelik kalıntı dosyalarının bulunduğu, mağdurun çıplak fotoğraflarını birden çok kez sanığa gönderdiği ve görüntülü konuşmaları esnasında mağdurun çıplak vaziyete olduğu, ve sanığın çıplak haldeki mağduru izlediği” şeklindeki eylemin; dosyadaki sanığın telefon inceleme raporunda da belirtildiği üzere sabit olduğu, görüntülerde sanığın çıplak vaziyetteki mağduru izlediği ve telefona ekran görüntüsü aldığının, cache kalıntı dosyalarının bulunduğunun anlaşıldığı sabit olup sanığın sabit olan eyleminin TCK 226/3-1. Cümlesindeki müstehcen görüntü içeren ürünün ekran görütüsü alarak üretiminde çocuğun kullanılması suçunu oluşturduğu anlaşılmış ve 5237 sayılı TCK.nun 226/3-1.cümle maddesi gereğince cezalandırılması yoluna gidilmiş, sanığın eylemini bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda mağdur …‘a karşı zincirleme şekilde gerçekleştirdiği anlaşılmakla TCK 43/1 maddesi uyarınca sanığa verilen cezanın takdiren 1/4 oranında arttırım yapılmıştır.” şeklindeki gerekçeyle hüküm kurulmuştur. Mağdurenin çıplak fotoğraflarını ve görüntülerini sanıkla paylaştığı olayda müstehcenlik suçunun tek suç oluşturacağı gözetilmeden 5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi uyarınca hüküm kurulurken aynı Kanunun 43 üncü maddesi gereği cezada arttırım yapılması hukuka aykırı bulunmuştur (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2022/15305 E. , 2023/2502 K.).
Çocuk Pornografisi Suçunda Teknik Delil
Oluşa göre, “sanığın internet kafede müstehcen çocuk fotoğraflarını indirip kendi elektronik posta hesabına nakletmesi” biçiminde gerçekleştiği kabul edilen olayda, sanığın yükletilen suçu işleyip işlemediği konusunda zorunlu olarak yerine getirilmesi gereken ve objektif delil niteliğinde olan teknik incelemede suça konu görüntülere rastlanmadığı gibi, görüntülerin çocuklara ait olup olmadığı hususunda da tarafsız bilirkişi incelemesi yapılamadığı ve bu durumuyla sanığın “müstehcen çocuk görüntülerini depolama” eylemini gerçekleştirdiğini gösteren delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında soyut tanık beyanlarına dayanılarak TCK’nın 226/3. maddesinden hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/24576 E. , 2016/7300 K.).
Çocuktan Çıplak Görüntülerini Çekip Göndermesini İsteme
Sanığın çocuk katılandan çıplak fotoğraflarını çekip göndermesini istemesi, gelen fotoğrafları da bilgisayarına kaydetmesi biçiminde gerçekleştiği kabul edilen eylemin, fotoğrafların müstehcen içerikli olması, müstehcen içerikli bu ürünün üretiminde çocuk olan katılanın kullanılması karşısında, eylemin TCK’nın 134. maddesine göre özel hüküm niteliğinde olan TCK’nın 226/3. maddesinin birinci cümlesinde düzenlenen ve iddianamede de yer verilen “müstehcen görüntüleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanma” suçunu oluşturduğu ve sanığın bu madde uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesinin gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında suçun nitelemesinde yanılgıya düşülerek, TCK’nın 134. maddesinde yazılı olan özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/35846 E. , 2016/3732 K.).
Sanığın facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde yaşı küçük katılan … ile arkadaşlık kurması, ve katılanın üst kısmı çıplak haldeyken çekilmiş fotoğrafını kendisine göndermesini sağlaması şeklinde gerçekleşen olayda, görüntülerdeki katılanın on sekiz yaşından küçük bir çocuk olduğu ve sanık tarafından kaydedilmiş görüntülerin tespiti karşısında, eylemin TCK’nın 226/3- ilk cümlesindeki müstehcen görüntülerin üretilmesinde çocukların kullanılması suçunu oluşturduğu ve bu eylem için anılan Kanun maddesinde öngörülen cezanın, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası olarak düzenlendiği gözetilmeden, hükümdeki temel ceza 2 yıl hapis ve 5 gün adli para cezası olarak takdir edilip aynı Kanunun 62. maddesi gereğince de indirim yapılmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/32664 E. , 2021/29357 K.).
Rızası Geçersiz 12-15 Yaş Grubu Çocuğun Çıplak Resmini İsteme (TCK 226/3-1)
Sanığın sübut bulan eyleminin suç tarihinde 13 yaşında olan ve hukuken rızası geçersiz olan mağdurun cinsel organlarının gözüktüğü çıplak resmini sanığın istemesi üzerine çekip sanığa göndermesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 134/1-2. cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal ve aynı Kanun’un 226/3-1. cümlesindeki müstehcen görüntünün üretiminde çocukların kullanılması suretiyle müstehcenlik suçunu oluşturduğu, TCK’nın 44/1. maddesi gereğince daha ağır cezayı gerektiren TCK’nın 226/3-1. cümlesindeki müstehcenlik suçundan ek savunma hakkı tanınarak sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK’nın 136/1. maddesinde düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (12. Ceza Dairesi 2021/2328 E. , 2024/2116 K.).
Çocuğun Gönderdiği Çıplak Fotoğrafı Başkasına Gönderme (TCK 226/3-c.2)
Mağdurenin suç tarihinde on sekiz yaşından küçük olduğunun kabul edilmesi karşısında sanık …‘ın bir gün mağdurenin kendisine cep telefonundan gönderdiği çıplak resmini tanık …a telefonla yollaması şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 226/3-c.2. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilerek karar verilmesi yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Kanunun 136 maddesi ile hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/5003 E., 2021/352 K.).
Mağdur Çocukların Etek Altı Görüntülerini Kaydetme Suçu
Sanığın, yaşı küçük mağdurların haberleri olmadan etek altı görüntülerini cep telefonuna kaydetmesi şeklindeki eylemlerinin, mağduru sayısınca TCK’nın 226/3. maddesinin ilk cümlesindeki müstehcen görüntülerin üretilmesinde çocukların kullanılması suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşerek TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlâl suçundan açılan davada, şikayet yokluğu gerekçesiyle düşme kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/31435 E. , 2021/29897 K.).
İnternet Üzerinden Çocuk Pornografisi Suçu Cezası
Sanığa ait dijital materyaller içeriğinde çocukların kullanıldığı, 74389 adet resim ve 146 adet çocuk pornografisi içerikli video dosyasının klasörlere ayrı ayrı tasniflenerek depolandığı, içeriğinde de büyük erkek şahıslar ile küçük kız çocuklarının pornografik içerikli fotoğrafları ile video görüntülerinin bulunduğu, video ve resim dosyalarındaki kız çocuklarının 3-15 yaş grubu aralığında olduğu, bahse konu depolanan görüntülerin, veri paylaşımını sağlayan “skype” isimli internet programı aracılığıyla tespiti yapılamayan diğer kullanıcılara gönderildiğinin ve alındığının, aynı programda bulunan mesajlaşma içeriği ve transfer kayıtlarında çocuk pornografisi içerikli kayıtların olduğunun tespit edildiği olayda, her ne kadar sanığın eylemi TCK’nın 226/3. maddesinin son cümlesi ve 226/5. maddesindeki iki ayrı suçu oluştursa da, TCK’nın 44. maddesinde tanımlanan fikri içtima kuralı gereğince en ağır cezayı öngören ve sanığın bu görüntüleri internet ortamında yayınlaması nedeniyle TCK’nın 226/5. fıkrasıyla uygulama yapılması gerektiği gözetilmeyerek, TCK’nın 226/3. maddesinin son cümlesi uyarınca yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/18011 E. , 2021/4929 K.).
Twitter (X) Üzerinden Çocuğa Ait Çıplak Görüntü Paylaşılması
Sanığın, çocukların kullanıldığı müstehcen içerikli görüntüleri twitter adlı sosyal paylaşım sitesinde paylaştığının anlaşılması karşısında, eyleminin TCK’nın 226/5. maddesine uyduğu gözetilmeyerek, aynı Kanun’un 226/3. maddesinin son cümlesi uyarınca mahkûmiyetine karar verilerek eksik ceza tayin edilmiş ve TCK’nın 226/3. maddesinde öngörülen temel adli para cezasına hükmedilmemiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacaktır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/12758 E. , 2020/14419 K.).
Zincirleme Çocuğa Karşı Müstehcenlik Suçu
Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kez 10 yaşında olan mağdureye kendisinin çıplak fotoğraflarını çektirmesi ve bu fotoğrafları mesaj yoluyla göndermesini sağladıktan sonra cep telefonunda bulundurması şeklindeki eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 226/3-c.1, 43/1. maddelerinde düzenlenen müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde cinsel taciz suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/6168 E. , 2022/7381 K.).
Çocuğun Çocuğa Karşı Müstehcenlik Suçu
Suç tarihinden önce arkadaşlık kurduğu on beş yaşından küçük mağdureyi ikna suretiyle cinsel bölgelerine ait çektiği müstehcen resimleri cep telefonundan kendisine göndermesini sağlayan suça sürüklenen çocuk hakkında müstehcenlik suçundan (5237 sayılı TCK’nın 226/3-c.1. maddesi) dolayı dava zamanaşımı süresi içerisinde dava açılması mümkün görülmüştür (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/11941 E. , 2021/1149 K.).
Müstehcen Görüntülerin Üretiminde Çocuğu Kullanma Suçu (TCK 226/3-c.1)
Oluşa uygun kabule, Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulundan alınan raporda sanığa ait cep telefonu hafıza kartında bulunan bir fotoğraf ile beş adet filmde on dört yaşından küçük kız çocuğu bulunup, müstehcen görüntülerde kullanıldığının belirtilmesi ve tüm dosya içeriğine göre sanığın sübuta eren çocuk mağdureye cinsel istismarda bulunduğu anları cep telefonuyla kaydedip, hafıza kartında kayıtlı tutarak depolaması eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince aynı Kanunun 226/3-c.1 maddesinde yer alıp, daha ağır cezai yaptırım öngören müstehcen görüntülerin üretiminde çocuğu kullanma suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyeti yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek TCK’nın 226/3-c.2. maddesi uyarınca hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/8428 E. , 2022/77 K.).
Sanığın, olay tarihinde on dört yaşındaki mağdurun banyoda çıplak görüntülerini cep telefonuyla çekerek CD’ye kaydetmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 226/3-c.1. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Kanunun 134/1. maddesi ile mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/4160 E. , 2020/6274 K.).
Sanığın 14 yaşında olan kızının banyo yaptığı sırada fiziksel ve cinsel mahremiyetine ilişkin özel hayat kapsamındaki görüntüsünü rızası dışında dışında kaydetmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 134/1-2.cümlesinde düzenlenen ses veya görüntülerin kaydedilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlali suçunun yanı sıra toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki 14 yaşındaki mağdura ait müstehcen görüntünün kaydedilmesi nedeniyle aynı Kanun’un 226/3-1.cümlesinde düzenlenen müstehcen görüntünün üretiminde çocuklarının kullanılması suçununda da oluştuğu, sanığın mağdura ait müstehcen görüntüyü bilgisayara aktararak depolaması eyleminin TCK’nın 226/3-2.cümlesinde düzenlenen çocuklarının kullanıldığı müstehcen görüntülerin depolanması suçu oluşturduğu ve sanığın mağdurun yüz bölgesinin cinsel organları gözüken iki kadının yan yana olduğu resimdeki kadınlardan birinin yüzüne yapıştırması eyleminin ise TCK’nın 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçunu oluşturması nedeniyle TCK’nın 44/1. maddesinin yollaması ile aynı Kanun’un 226/3-1. cümlesi ve TCK’nın 226/3-2.cümlesi gereğince ayrı ayrı mahkûmiyete karar verilmelidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/2136 E. , 2024/2115 K.).
Müstehcen Çocuk Görüntülerini Depolama Suçu (TCK 226/3-c.2)
Sanık hakkında bilgisayarında müstehcen çocuk görüntülerini depolama eyleminden dolayı TCK’nın 226/3-c.2. maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle açılan kamu davası ile ilgili hüküm kurulmamış ise de dava zamanaşımı süresi içerisinde mahkemece bu hususta karar verilmesi mümkün görülmüştür (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/7603 E. , 2021/160 K.).
Sanığın on beş yaşındaki mağdurenin kendisine cep telefonundan gönderdiği çıplak resimleri telefonunda depolaması şekilde sübuta eren eyleminden dolayı 5237 sayılı TCK’nın 226/3-c.2 maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Kanunun 226/3-c.1 maddesiyle hüküm kurulması karşısında anılan karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/20108 E. , 2022/6668 K.).
Dosya kapsamına göre; sanığın internet üzerinden tanıştığı yaşı küçük katılan ile görüntülü olarak yaptığı görüşmelerde katılana kendi cinsel organını göstermesi ve katılanın da kendi cinsel organına dokunmasını sağlaması ile elde ettiği katılana ait müstehcen görüntüleri bilgisayarına depolaması şeklinde gerçekleşen eyleminin hem TCK’nın 226/3. maddesinde düzenlenen müstehcenlik, hem de aynı Kanunun 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçlarını oluşturduğu ve TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince sanığın daha ağır olan müstehcenlik suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden ayrıca cinsel taciz suçundan da hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/16876 E. , 2020/5568 K.).
Öğretmeninin Çocuğun Müstehcen Görüntülerini Başkasına Göndermesi
Mağdurenin aşamalardaki ifadeleri, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İnece Beldesi Ortaokulunda müdür vekili ve fen bilgisi öğretmeni olarak görev yapan sanığın, ayrıca mağdureye matematik özel dersi de verdiği ve öğrencisi olduğunu bildiği mağdure ile gerçek kimliğini saklayarak sanal ortamda arkadaşlık kurduğu, kendisini …olarak tanıtmasından sonra 2013 yılı Eylül ayından itibaren on dört yaşı içerisindeki mağdure ile sevgili olarak konuşmaya devam ettiği, cinsel içerikli konuşmalar yaptıkları, mağdurenin müstehcen nitelikteki fotoğraflarını sanığa gönderdiği, çocuk yaşta bulunan mağdurenin kendisine gönderdiği müstehcen görüntülerden birini internet ortamında yine çocuk yaştaki tanık Simge’ye göndererek onun da görmesini sağladığı anlaşılan sanığın eylemlerinin kül halinde TCK’nın 226/3-c.1 maddesinde yer alan müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, sanık hakkında kişisel verilerin kaydedilmesi ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilmesi suretiyle ve dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/12163 E. , 2022/10877 K.).
Çocuğun Müstehcen (Pornografik) Görüntülerini Bulundurma Suçu
Sanığın kullanımındaki cep telefonunda; 16 yaşındaki mağdurun cinsel organlarını gösteren, toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki birden fazla müstehcen görüntünün bulunduğunun tespit edilmesi, sanığın da cep telefonunda sakladığı bir kadının vajina, anüs ve göğüs bölgelerini gösteren çıplak resimlerin mağdur tarafından kendisine gönderildiğini beyan etmesi karşısında, sanığın sübut bulan eyleminin TCK’nın 226/3-2. maddesindeki müstehcenlik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, eylem salt özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilip, yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle sanık hakkında beraat kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/328 E. , 2015/11331 K.).
Sanığın bilgisayarının ana hafızasında tespit edilen ve üretiminde çocukların da kullanıldığı müstehcen içerikli fotoğrafların TCK’nın 226/3. maddesinin ikinci cümlesini ihlal niteliğinde olduğu gözetilmeden, bilirkişinin, “fotoğrafların içeriğinin muhtemelen yanlışlıkla ya da reklam nedeniyle bulunduğu” şeklindeki soyut raporuna dayanılarak, dosya kapsamıyla uyuşmayan gerekçelerle sanığın beraatına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/29059 E. , 2016/9201 K.)
Mağduru Korkutarak Çıplak Görüntülerini Almak ve Bilgisayara Depolamak
Sanığın özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK’nın 134/1. maddesi gereğince cezalandırılmasının talep edildiği 13.09.2011 tarihli iddianamede; sanığın, facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde, kendisini 22 yaşında bir bayan olarak tanıtıp, 15 yaşından küçük mağdurla, doğrudan internet adresleri üzerinden iletişime geçtikten sonra, MSN tabir edilen ve direk görüşme imkanı sağlayan program aracılığıyla kameralı sohbet yapmaya başladığı mağduru korkutarak, onun üzerindeki elbiseleri çıkartmasını sağlayıp, ondan cinsel davranışlarda bulunmasını istediği ve bu yolla aralarında mağdurun da bulunduğu birçok kız çocuğuna ait cinsel içerikli görüntüleri bilgisayarına depoladığının iddia edilmiş olması karşısında, iddianamedeki anlatımın içeriğinden sanık hakkında TCK’nın 226/3. maddesinde tanımlanan müstehcenlik suçundan da dava açıldığı anlaşılmakla,
Tehdit ve Şantajla Mağdur Çocuğun Müstehcen Görüntülerini Kaydetme
Sanığın olay tarihinde onaltı yaşı içerisinde bulunan mağdureyi tehdit edip şantajda bulunarak cep telefonu ile çektirdiği çıplak haldeki görüntü ve fotoğraflarını kendisinin cep telefonuna göndermesini sağlayıp, bunları cep telefonuna kaydederek depoladığının anlaşılması karşısında, sanığın telefonuna kaydederek depoladığı mağdureye ait müstehcenlik içeren görüntü ve fotoğraflar hem TCK’nın 226/3. maddesinde düzenlenen müstehcenlik, hem de özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturacağından, tek eylemle birden fazla suçun oluşması nedeniyle sanık hakkında TCK.nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören TCK’nın 226/3. maddesi uyarınca mahkûmiyet hükmü kurulması gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/4257 E. , 2016/6196 K.).
Başkasına Gönderme Fiili ile Yayınlama Arasındaki Fark
Aksi ispat edilemeyen sanık savunması ve 14.12.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; sanığın kendisine gönderilen resimleri kendisinde bulunan çocuğu ait müstehcen görüntü ile montajlayıp tekrar mesaj yolu ile montaj yapılmasını isteyen kişiye göndermesine konu olayda, sanığın söz konusu müstehcen görüntüyü basın yayın yolu ile sayısız kişinin görmesini sağlayacak şekilde paylaşmayıp, ilgili kişiye direkt mesaj yolu ile göndermesi nedeniyle sübut bulan eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 226/3-2. cümlesinde düzenlenen müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek aynı maddenin 5. fıkrasında düzenlenen müstehcenlik suçundan yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2023/2987 E. , 2024/404 K.).
Şantaj Suçu ile Çocuğa Karşı Müstehcenlik Suçunun Birlikte İşlenmesi
Sanık …’in, mağdur çocuk Seda’ya şantajda bulunarak, korkuya kapılan mağdur çocuğun çıplak fotoğraflarını çekip, kendisine göndermesini sağlaması biçiminde sanığa yüklenen eylemlerin sübut bulduğu gözetilerek, sanık hakkında TCK’nın 107/2. madde ve fıkrasındaki şantaj ile müstehcen görüntüyü içeren ürünlerin üretiminde 16 yaşındaki mağdur çocuğun yer almasından dolayı TCK’nın 226/3-1. madde, fıkra ve cümlesindeki müstehcenlik suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülüp, dosya kapsamına uygun düşmeyen yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/11649 E. , 2022/2670 K.).
Çocuğa Karşı Müstehcenlik (Çocuk Pornografisi) Suçunda İçtima
Sanığın, mağdurenin çıplak görüntülerini cep telefonuna kaydetmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 226/3-c.1. maddesinde düzenlenen müstehcenlik ve 134/1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturduğu; tek eylemle birden fazla suçun oluşması nedeniyle sanık hakkında aynı Kanunun 44. maddesinde yer alan fikri içtima hükmüne göre bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören TCK’nın 226/3-c.1. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde aynı Kanunun 134/1. maddesi ile mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (14. Ceza Dairesi 2018/8071 E. , 2018/6663 K.).
Çocukların kullanıldığı ve doğal olmayan yoldan yapılan cinsel ilişki görüntülerinin yer aldığı CD’leri bulundurmak şeklindeki sanığın eylemi TCK’nın 226/3. maddesinin ikinci cümlesindeki ve 226/4. maddesindeki iki ayrı suçu oluştursa da, aynı Kanunun 44. maddesinde tanımlanan fikri içtima kuralı gereğince en ağır cezayı öngören TCK’nın 226/3. maddesinin ikinci cümlesinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde her iki suçtan ayrı ayrı mahkûmiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/12649 E. , 2017/1957 K.).
Sanığın yaşı küçük katılan …’a ait çıplak fotoğrafları, katılanın kullanımında olan “facebook” isimli sosyal paylaşım sitesinde bulunan hesap içeriğine girerek alması şeklinde gerçekleşen eylemde, sanığın aşamalardaki ikrarı da dikkate alınarak, sanığın yaşı küçük katılana ait müstehcen içerikli görüntüleri depoladığı, eylemin hem TCK’nın 226/3. maddesinin son cümlesinde tanımlanan müstehcenlik, hem de özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturacağından, tek eylemle birden fazla suçun oluşması nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca, bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören TCK’nın 226/3. maddesi uyarınca mahkûmiyet hükmü kurulması gerekirken, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/15349 E. , 2021/5904 K.).
Sanığın yaşı küçük katılan …’a ait çıplak fotoğrafları katılanın akrabaları olan Hasan Arslan, Emine Kul, Yılmaz Kul ve yaşı küçük katılanın arkadaşları Salih Elmas ve …‘e facebook üzerinden gönderdiği bu suretle mağdurenin müstehcen görüntülerini depolamak ve yayınlamak suçlarını ayrı ayrı işlediğinin iddia olunduğu olayda, sanığın savunmasında “…akrabalarını uyarmak amacıyla Hasan Arslan, Yılmaz Kul ve …‘e bu fotoğrafları gönderdim, …, ben facebook adresinde herhnagi birşeyi silmedim, sadece oradan elde ettiğim fotoğrafları başka yere gönderdim” şeklinde ikrar içeren beyanı karşısında, her ne kadar sanığın eylemi TCK’nın 226/3. maddesinin son cümlesi ve 226/5. maddesindeki iki ayrı suçu oluştursa da, TCK’nın 44. maddesinde tanımlanan fikri içtima kuralı gereğince en ağır cezayı öngören ve sanığın bu görüntüleri internet ortamında yayınlaması nedeniyle TCK’nın 226/5. fıkrasıyla uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, suçun vasfında hataya düşülerek, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle, sanığa atılı eylemin TCK’nın 134. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında kaldığı, sanık hakkında bu suçtan verilmiş bir mahkumiyet bulunduğundan, bu eylem nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlali suçundan ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığı şeklinde karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/15349 E. , 2021/5904 K.).
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.