Bilişim Yoluyla İnternet Üzerinden Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Nedir? (TCK 158/1-f)
Sosyal medya veya internet üzerinden dolandırıcılılık suçu, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenen bir nitelikli dolandırıcılık suçudur (TCK m.158/1-f). Uygulamada bu suça “internet dolandırıcılığı suçu” da denilmektedir.
Bilişim yoluyla dolandırıcılık suçu; instagram, facebook, twitter vb. uygulamalar ve sosyal medya hesapları aracılığıyla işlendiği gibi e-mail (e-posta) göndermek gibi başka sayısız yöntemle de internet üzerinden işlenebilmektedir. Özellikle belirtelim ki, büyük alışveriş siteleri olan trendyol, sahibinden.com vb. platformların internet siteleri üzerinden icra edilen tüm dolandırıcılık fiilleri, TCK m.158/1-f kapsamında bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenen nitelikli dolandırıcılık suçu olarak kabul edilmektedir.
Sanığın eylemini internet ilanı vererek gerçekleştirmesi karşısında, eyleminin TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin suç vasfında hataya düşülerek basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Y15CD-K.2017/12264).
İnternet ve sosyal medya üzerinden işlenen her türlü dolandırıcılık suçu, TCK m.158/1-f maddesine göre bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu hükümleri gereği cezalandırılacaktır:
TCK m.158/1-f
1) Dolandırıcılık suçunun;
…
f) Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
…
İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Bilişim Yoluyla İnternet Üzerinden Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Unsurları
Bilişim sistemi, “verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistem” olarak tanımlanmaktadır. Bilişim sistemi denince akla önce bilgisayar ve internet gelmekte ise de, bilişim sisteminin kapsamı çok geniş olup, bilginin toplanmasında, işlenmesinde, depolanmasında, ağlar aracılığıyla bir yerden bir yere iletilip kullanıcıların hizmetine sunulmasında kullanılan iletişim ve bilgisayarlar dâhil bütün teknolojileri kapsar (Y23CD-K.2016/7406).
Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılarak dolandırıcılık suçunun işlendiğinin kabul edilebilmesi için mağdurun bilişim sistemine güvenerek hareket etmesi, fail ile yüz yüze gelmeden bilişim sistemi vasıtasıyla iletişim kurması gerekmektedir. Örneğin, bir alışveriş sitesi üzerinden cep telefonu satıldığını gören mağdurun hileli hareketlerle aldatılarak cep telefonu bedelinin kendisinden alınması halinde TCK m.158/1-f gereği bilişim sisteminin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu meydana gelir. Mağdur, failin iletişim bilgilerine web sitesi üzerinden ulaştıktan sonra bu bilgilerle örneğin telefonla arayarak veya e-mail göndermek suretiyle iletişime geçse bile bilişim yoluyla nitelikli dolandırıcılık suçu vücut bulur.
Sosyal medya dolandırıcılığı olarak adlandırılan sosyal medya üzerinden (instagram, facebook, twitter, youtube, whatsapp vb.) yapılan dolandırıcılık fiilleri de TCK m.158/1-f gereği bilişim yoluyla dolandırıcılık suçu çerçevesinde cezalandırılmaktadır.
Yargıtay’a göre bilişim yoluyla internet üzerinden işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için şu şartların bir arada bulunması gerekir:
1) Failin bazı hileli davranışlar yapması,
2) Failin yaptığı hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,
3) Failin hileli davranışlar neticesinde mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi veya başkası lehine haksız bir yarar sağlaması.
Fail kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar yapmalı, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile eylem arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve zarar da nesnel ölçüler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik bir zarar olmalıdır. Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçunu diğer mal varlığına karşı işlenen suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuki konusu olan bu suç işlenirken, sadece mal varlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır.
Bilişim yoluyla işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun unsuru olan hile, maddi olmayan yollarla karşısındakini aldatan, hataya düşüren, düzen, dolap, oyun, entrika ve bunun gibi her türlü eylem olarak kabul edilebilir. Bu eylemler bir gösteriş biçiminde olabileceği gibi, gizli davranışlar olarak da ortaya çıkabilir. Gösterişte, fail sahip bulunmadığı imkânlara ve sıfata sahip olduğunu bildirmekte, gizli davranışta ise kendi durum veya sıfatını gizlemektedir. Ancak sadece yalan söylemek, dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Kanun koyucu yalanı belirli bir takım şekiller altında yapıldığı ve kamu düzenini bozacak nitelikte bulunduğu hallerde cezalandırmaktadır. Böyle olunca hukuki işlemlerde, sözleşmelerde bir kişi mücerret yalan söyleyerek diğerini aldatmış bulunuyorsa bu basit şekildeki aldatma, dolandırıcılık suçunun oluşumuna yetmeyecektir. Yapılan yalan açıklamaların dolandırıcılık suçunun hileli davranış unsurunu oluşturabilmesi için, bu açıklamaların doğruluğunu kabul ettirebilecek, böylece muhatabın inceleme eğilimini etkisiz bırakabilecek yoğunluk ve güçte olması ve gerektiğinde yalana bir takım dış hareketlerin eklenmiş bulunması gerekir. Esasen, hangi davranışların hileli olup olmadığı konusunda genel bir kural koymak oldukça zor olmakla birlikte, bu konuda olaysal olarak değerlendirme yapılmalı, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır (Yargıtay CGK-K.2022/506).
Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş, gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişiye ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması, yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde, yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması sözkonusu olabilecektir (YCGK-K.2013/140).
Bilişim Yoluyla Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Cezası
Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle internet üzerinden nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası şu şekildedir (TCK m.158/1-f):
-
Bilişim yoluyla dolandırıcılık suçu işleyen faile, 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilir.
-
Hapis cezasına ek olarak fail hakkında adli para cezasına hükmedilir. Fail hakkında 5000 güne kadar adli para cezasına hükmedilebilir. Ancak, hükmedilecek adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Sosyal medya dolandırıcılığının cezası da TCK 158/1-f maddesine göre belirlenmektetir. Buna göre, sosyal medya dolandırıcılığı suçunun cezası 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıdır, ayrıca hükmedilmesi gereken adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Bilişim Yoluyla İnternet Dolandırıcılığı Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, şüpeli veya sanığın işlediği suçtan dolayı sonradan pişman olması ve suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi nedeniyle hakkında ceza indirimi yapılmasını sağlayan bie ceza hukuku kurumudur.
Bilişim yoluyla internet dolandırıcılığı suçu, hile ve desise ile mağdurun kandırılarak malvarlığı değerlerinin elinden alınması nedeniyle meydana gelir. Nitelikli dolandırıcılık suçunun bir türü olan bilişim yoluyla internet dolandırıcılığı, mağdurlara büyük ekonomik zararlar vermektedir. Bu şekildeki dolandırıcılık suçunun meydana getirdiği zararlar giderildiği takdirde etkin pişmanlık nedeniyle ceza indirimi mümkündür .
Dolandırıcılık suçu nedeniyle oluşan zarar giderildiğinde etkin pişmanlık nedeniyle ceza indirimi aşağıdaki gibi uygulanır (TCK 168/1-2):
-
Fiili işleyen kişi, azmettiren veya suça yardım eden; mahkemede dava açılmadan önce yani savcılık aşamasında mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse, suça ilişkin cezada 2/3 oranına kadar ceza indirimi yapılır.
-
Fiili işleyen kişi, azmettiren veya suça yardım eden mahkemede dava açıldıktan sonra, fakat hüküm verilmeden önce mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse kendisi hakkında 1/2 oranına kadar ceza indirimi yapılır.
Bilişim Yoluyla İnternetten Dolandırıcılık Suçu Şikayet Süresi ve Dava Zamanaşımı
İnternetten bilişim yoluyla nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-f) (sosyal medya dolandırıcılığı dahil) takibi şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Bu nedenle, suçun herhangi bir şikayet süresi yoktur. Suç, dava zamanaşımı süresi içinde her zaman şikayet edilebilir. Şikayet başvurusu olmasa bile herhangi bir şekilde suçu öğrenen savcılık resen soruşturma yapar. Bu suçta daha sonra şikayetten vazgeçme, kamu davasının düşmesi neticesine yol açmaz. Şikayetten vazgeçme halinde de yargılamaya devam edilir.
İnternetten bilişim yoluyla nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-f) (sosyal medya dolandırıcılığı dahil) olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Fail ve fiilin öğrenilmesinden itibaren 15 yıl içinde soruşturma başlatılmadığı takdirde suç dava zamanaşımına uğrar.
Bilişim Yoluyla İnternet Dolandırıcılığı Suçunda Uzlaştırma
Ceza hukukunda uzlaştırma, ceza soruşturması ve davasında tarafsız bir kimsenin arabuluculuğuyla uyuşmazlığın çözülmesi için suçun mağduru ve failinin iletişim kurduğu süreçtir (CMK md. 253/1).
İnternet veya sosyal medya üzerinden bilişim yoluyla dolandırıcılık suçu, uzlaştırma kapsamında olan suçlardan değildir. Soruşturma neticesinde suçun vücut bulduğu anlaşıldığında fail ile mağdur arasında uzlaştırma işlemleri yapılamaz, doğrudan dava açılması gerekir.
Bilişim Yoluyla İnternet Dolandırıcılığı Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının sonraya bırakılması, sanığın 5 yıl gözlenmesi ve sanık hakkında verilen hükmün bu süre boyunca hiçbir sonuç doğurmaması, sanığın bu sürede yeni bir suç işlememesi halinde hakkındaki davanın düşmesi olarak açıklanabilir.
İnternet ve sosyal medya üzerinden bilişim yoluyla dolandırıcılık suçunda, mağdurun zararının giderilerek etkin pişmanlık hükümlerinin uygulandığı hallerde hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilebilir.
Bilişim Yoluyla Dolandırıcılık Suçunda Cezanın Ertelenmesi veya Adli Para Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. İnternet ve sosyal medya üzerinden bilişim araçları kullanılarak yapılan dolandırıcılık suçunda hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilir.
Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. İnternet ve sosyal medya üzerinden bilişim yoluyla dolandırıcılık suçunda hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya daha az hapis cezası olduğunda ertelenmesi de mümkündür.
Görevli Mahkeme ve Yargılama Usulü
İnternetten ve sosyal medya üzerinden bilişim yoluyla dolandırıcılık suçu nedeniyle yapılan yargılamalar ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
İnternetten ve sosyal medya üzerinden bilişim yoluyla dolandırıcılık suçunda genel yargılama usulü uygulanmaktadır.
Sosyal Medya ve İnternet Dolandırıcılığı Suçu Nasıl İspatlanır?
Kimliği belli veya belirlenebilir hesaplar, cihazlar veya uygulamalar üzerinden yapılan bişim yoluyla sosyal medya veya internetten dolandırıcılığı suçu fiillerinin ispatı kolaydır. Savcılık doğrudan kolluk üzerinden gerekli tahkikatı yaparak faillere kolaylıkla ulaşabilmektedir.
Failin tam olarak belirlenemediği hallerde bazı araştırmalar yapılması gerekmektedir. Failin sosyal medya hesabı üzerinden IP adresinin araştırılarak bulunması ve IP adresi üzerinden failin gerçek adresine ulaşabilmek en kolay yoldur. Ancak, twitter, instagram, facebook gibi şirketler kullanıcıların IP adreslerini soruşturma makamlarıyla paylaşmamaktadır. Ancak, hesabın kime ait olduğu bazı verilerle ortaya konulabiliyorsa ilgilinin cezai sorumluluğu doğmaktadır.
Özellikle sosyal medya hesapları üzerinden yapılan dolandırıcılık suçlarında sosyal medya hesabı ile ilgili kolluk tarafından açık kaynak araştırması yapılarak şüphelilerin kimlik bilgilerinin kolluk marifeti ile tespitinin sağlanması uygulanan genel bir yöntemdir. Polis, bu tarz suçların faillerini sosyal medya hesapları üzerinde araştırmalar yaparak bulmaya çalışmaktadır. Sosyal medya hesapları üzerinde el ettiği dataları emniyette bulunan datalar ile kıyaslayarak faili bulmaya çalışmaktadır. Örneğin, sosyal medya hesaplarına kaydedilen cep telefonlarının belli hanelerine ulaşılabilmektedir. Yer, zaman ve sosyal medya hesabından elde edilen diğer bilgiler kullanılarak elde edilen birkaç haneli cep telefonunun kime ait olduğu bulunmaya çalışılmaktadır.
Bazı durumlarda polis suçun faili olup olmadığı tam olarak tespit edilemeyen bazı kişilere ulaşmaktadır. Bu durumda, şüpheli bu şahısların bilgisayar, tablet ve cep telefonlarına el konularak bu materyallar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak fail tespit edilmeye çalışılmaktadır. İnternet veya sosyal medya üzerinden bilişim yoluyla dolandırıcılık suçu, çoğu zaman bilişim sistemleri kullanılarak işlendiğinden cep telefonu, tablet, laptop, masaüstü bilgisayarı vb. materyaller de önemli delil elde etme araçları olabilmektedir.
İnternetten ve Sosyal Medya Üzerinden Dolandırıcılık Suçu Yargıtay Kararları
İnternet Üzerinden İlan Vermek Suretiyle İşlenen İnternet Dolandırıcılığı Suçu Ağır Ceza Mahkemesi’nce Yargılanır
Sanığın, internet üzerinden çiftlik işlerine bakacağına dair ilan verdiği, çiftliğine çoban arayan katılan …’in telefon ile sanığa ulaştığı, sanık ve katılanın iş konusunda anlaştıkları, sanığın çiftliğe gelebilmek için parasının olmadığını beyan ederek 300 TL para talep etmesi üzerine katılanın bu parayı akrabası Kadir vasıtasıyla sanığın vermiş olduğu … hesabına yatırdığı, ancak katılanın sanığa bir daha ulaşamadığının iddia edildiği somut olayda, sanığın internette ilan vermek suretiyle atılı suçu işlediğinin iddia edilmesi karşısında eyleminin TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen suçu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla mahkumiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi- K.2021/11333).
Sanığın “www.sahibinden.com” isimli internet sitesinde verdiği satılık cep telefonu ilanı üzerine müştekinin sanık ile irtibat kurduğu ve sanığın bu şekilde atılı suçu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, yargılamaya devamla sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi-K.2021/9591).
Sanığın instagram adlı sosyal paylasım sitesinde verdiği ayakkabı satış ilanını gören katılanın sanık ile instagram ve whatsapp aracılığı ile irtibata geçerek alım satım konusunda anlaştıkları, ardından 260 TL paranın sanık tarafından çekildiği, sonrasında sanığın orjinal ürün göndermediği gibi ürünü iade de almadığı ve bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul edilmesi karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesi gereği “bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/2148 E. , 2019/4914 K.).
İnternetten Web Sitesi Üzerinden İlan Vererek Bilişim Yoluyla Nitelikli Dolandırıcılık Suçu
Bilişim sistemlerinin aynı anda birçok kişiye ulaşmasındaki çabukluk ve sağladığı kolaylığa dayanarak “www…..com” adlı internet sitesinde araç satışı için ilan veren sanığın, Bursa’da yaşayan ve ilanı internet üzerinden görerek kendisini arayan katılanın önce kaparo adı altında 150 Lira, ardından aralarında vardıkları anlaşma gereği Edirne’ye gelen katılana eşinin doğum yaptığı için hastanede olduğu ve yanına gelmesi için paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek iki defada 2.350 Lira parayı PTT şubesi aracılığı ile göndermesini sağlaması, daha sonra da telefonunu kapatarak katılanla olan irtibatını kesmesi şeklinde meydana gelen olayda; bilişim sisteminin araç olarak kullanılması suretiyle gerçekleştirilen eylemlerin TCK`nun 158. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir (YCGK - Esas : 2012/15-1407, Karar : 2013/140).
Sanığın www.araba.com adresine kendisiyle ilgisi bulunmayan … plakalı araçla ilgili satış ilanı verdiği, katılanın bu ilanı okuyup aradığı, telefonla 8.000 TL’ye anlaştıkları, 500 TL kaporayı hesabına havale istediği, katılanın hesaba bu miktarı havale ettiği ancak sanığa bir daha ulaşılamadığı sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği anlaşıldığından nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Katılanın internette gördüğü ilanda verilen numaralardan, sanıkla irtibat kurduğunu beyan ettiği, sanığın da internete ilanı kendisinin verdiğini kabul etmiş olması ve oluşun da mahkemece bu şekliyle kabul edilmesi karşısında, sanığın eyleminin TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen “Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/9068 E. , 2016/8100 K.).
İnternet İlanında Cep Telefonu Yerine Kol Saati Göndermek
Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın İnternet üzerinden verdiği telefon ilanını gören müştekinin ilandaki irtibat numarasındaki kişiyle telefonda görüştüğü ve Samsung… marka telefon için sipariş verdiği, siparişin sanık tarafından kapıda ödemeli olarak PTT kargosuyla müştekiye gönderildiği, müştekinin 190 TL’yi ödeyerek kargoyu teslim aldığı, kutuyu açtığında içinden bir adet kol saati çıktığı, sanığın PTT posta çeki hesabına ait hesap bildirim cetvel dökümüne göre müştekinin vermiş olduğu paranın 189 TL’sinin aynı gün sanığın hesabına aktarıldığının anlaşıldığı, bu suretle sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık savunması, müşteki beyanı, PTT yazısı, dekontlar, posta çeki hesabı hareketleri dökümü ile dosya kapsamından, sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğine yönelik mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir (Y15CD - Esas : 2017/35531, Karar : 2020/12956).
İnternet Üzerinden Bilişim Sistemleri Araç Olarak Kullanılan Hallerde Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Oluşur
Katılan …‘in … isimli internet sitesinden satılık araç gördüğü ve ilanda yer alan telefon numarasını aradığı, telefonla yaptığı pazarlık üzerine anlaştıkları ve kendisinden istenilen 100 TL kaporayı söylenilen hesap numarasına gönderdiği, katılan görüştüğü telefon numarasını tekrar aradığında telefonlarına cevap verilmediği, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.06.2013 tarih ve 2013/15-239 esas, 2013/289 sayılı kararında açıklandığı üzere, sanığın internet sitesine ilan vererek bu sistem üzerinden katılandan menfaat temin etmesine göre, bilişim sistemi olan internetin araç olarak kullanıldığının anlaşılması karşısında; eyleminin TCK’nin 158/1-f maddesindeki “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, yasaya aykırı, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi-K.2021/10106).
Bilişim Sistemlerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu (TCK 158/1-f)
Sanığın, internet üzerinden 100 TL karşılığında … Galaxy S5 marka cep telefonu siparişi veren müştekiye dürbün gönderdiği, şikayet üzerine bloke konulan paranın müştekiye iade edildiği ve sanığın bu şekilde dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediği iddia olunan olayda; sanığa yüklenen eylemin Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 16/04/2013 tarih ve 2012/15-1407; 2013/140 E. K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde öngörülen bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, yargılamaya devamla sanığın beraatine hükmedilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi-K.2021/9598 K.
İnternetten Elektronik Kitle Haberleşme Araçlarının Kullanulması Suretiyle (Bilişim Yoluyla) Nitelikli Dolandırıcılık Suçu
Sanıkların kabul edilen eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 6. maddesinde tanımlanan basın ve yayın yolu ile deyimi kapsamındaki elektronik kitle iletişim araçlarından olan görsel nitelikteki “sahibinden.com” adlı internet sitesindeki detaylı ilan yoluyla gerçekleşmiş olması nedeniyle, eylemin TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden TCK’nın 157/1 maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçundan hüküm kurulmuş olması, bozma nedenidir (Yargıtay (Kapatılan)15. Ceza Dairesi-K.2021/6492).
Bilişim Sistemlerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu Daha Fazla Ceza Gerektiren Nitelikli Haldir
Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişiye ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkânını azaltması nedeniyle nitelikli hâl sayılmıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması hâlinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi hâlde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
“www.sahibinden.com” adlı internet sitesinde satılık bilgisayar için ilan veren sanık …‘in, bu ilanı görüp arayan katılan …‘a kendisini Hasan K. ismi ile tanıtıp bilgisayar karşılığında 700 TL göndermesi gerektiğini söyleyerek annesine ait hesap numarasına paranın havale edilmesini sağladığı olayda; sanığın hem bilişim sistemini araç olarak kullanmak hem de basın ve yayın aracının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle suçu işlediği anlaşıldığından, sanığın bu eylemi ile TCK’nın 158. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde düzenlenen “bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” ve aynı fıkranın (g) bendinde düzenlenen “basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık” olmak üzere dolandırıcılık suçunun iki farklı nitelikli hâlinin oluştuğu, bu durumda aynı fıkranın son cümlesi uyarınca suçun daha ağır cezayı içeren nitelikli hâli olan “bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçundan hüküm kurulması gerektiği kabul edilmelidir (Ceza Genel Kurulu-K.2021/68).
İnternet İlanına Dair Delil Bulunmayan Hallerde Olay Basit Dolandırıcılık Olarak Nitelendirilmelidir
Sanığın, www…com isimli İnternet sitesinde “…” rumuzuyla süs balığı ilanı verdiği, ilandaki numarayı arayan mağdurun sanıkla 2.600 TL karşılığında anlaştıkları ve mağdurun 1.200 TL yi sanığın hesabına aynı gün saat 11.37’de gönderdiği, sanığın da saat 12.56’da parayı çektiği, ancak mağdurun daha sonra sanığa ulaşamadığı, bu suretle sanığın üzerine atılı bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; sanığın, internetten ilan vermek suretiyle satış yaptığı iddia edilmiş ise de, söz konusu ilanın yapıldığına dair dosyada mağdurun beyanından başka bir delil bulunmadığı, söz konusu ilanın soyut nitelikte olması halinde, eylemin basit dolandırıcılık suçu kapsamında kalacağı, ayrıntılı ve özellikleri belirtilmek suretiyle satış yapılması halinde ise, nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşacağı, sanığın mağdurla süs balığı sattığını ancak karşılıklı takas ettiklerini savunduğu, ancak bu durumun mağdura sorulmadığı anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, sanığın hangi İnternet sitesinde ilan verdiği, bu ilanın içeriğinin ne olduğu, satışa çıkarılan ürünün ayrıntılı özelliklerinin ilanda yer alıp almadığının araştırılması, söz konusu ilanın onaylı bir suretinin dosyaya konulması, mağdura sanığın savunmasının doğru olup olmadığının sorulmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11CD -Karar : 2021/7091).
Bilişim Sistemlerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Yanlış Vasıflandırılması
Sanığın, internet üzerinden verdiği satılık cep telefonu ilanı üzerine katılanın sanıkla irtibata geçtiği, satış konusunda anlaşmaları üzerine ilandaki Samsung marka telefon için sanığın hesabına 1.200 TL yatırdığı, karşılığında kargoyla bedeli daha düşük olan Blackberry marka telefon geldiğini görmesi üzerine katılanın telefonu geri gönderdiği, ancak kargonun adreste teslim alan olmadığından iade edildiği; sanığın, ilan verdiği Samsung marka cep telefonu için katılan kendisini aradığında bu telefonun satıldığını, isterse Blackberry marka cep telefonunu gönderebileceğini söylediğini, katılanın kabul etmesi üzerine bu telefonu gönderdiğini, katılanın daha sonra kendisini arayarak bu telefonu iade etmek istediğini söylediğini, kendisinin bunu kabul etmediği yönündeki beyanına, tarafların görüşmesinin 02/10/2013 günü saat 00:16-00:31 arasında gerçekleştiği, internet ilanının aynı gün 11:55’te kapatıldığı, sanığın ilandaki Samsung marka telefonu başkasına sattığına dair delil gösterememesi nedeniyle itibar edilmediği, bu şekilde sanığın dolandırıcılık kastı ile hareket ederek ilan verdiği ve gönderdiği telefonlar arasındaki fiyat farkını menfaat olarak temin etmek suretiyle üzerine atılı suçu işlediği edilen olayda; sanık savunmaları, katılanın aşamalarda değişmeyen beyanları, internet sitesine ait ilan kaydını içerir belgeler, banka cevabı ve dekont örneği, kargoya ait belgeler ve dosya kapsamı itibariyle, sanığın internet yoluyla ilan vermek suretiyle katılana, almak istediği telefon dışında, ekonomik değeri daha düşük olan başka bir telefonu göndermek suretiyle baştan itibaren dolandırma kastıyla hareket ettiği; sanığın, ilandaki cep telefonunu başkasına sattığı için katılan ile sonradan gönderilen Blackberry marka telefon konusunda anlaştıkları yönündeki savunmasına, katılan ile sanığın görüşme saatleri ve ilanın kaldırılma saati ve telefonu başkasına sattığına yönelik dosyaya delil sunulmadığı, ayrıca katılanın Blackberry marka cep telefonunu piyasadan çok daha düşük fiyata alması mümkün iken piyasa değerinin iki katına almayı kabul etmesinin hayatın olağan akışına ve internet yoluyla daha uygun bedelle telefon alma amacına uygun olmadığı gerekçeleri ile itibar edilmediği kabulü ile sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiş; açıklanan ve sanığın UYAP sorgulasında tespit edilen benzer nitelikteki eylemleri nedeniyle, taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu gerekçesi ile bozma isteyen tebliğname görüşüne iştirak edilmemiştir.
Sanığa yüklenen eylemin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 16/04/2013 tarih ve 2012/15-1407 E. 2013/140 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde öngörülen bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu kapsamında kaldığı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay 15CD-Karar : 2021/3856).
Bilişim Suretiyle Dolandırıcılık Suçunun Konusu İlan Verenin IP Numarasının Tespiti
Sanığın, 28/06/2010 tarihinde “sahibinden.com” isimli internet sitesinde görmüş olduğu Iphone marka cep telefonunu 950 TL karşılığında satın almak için arayan katılana kendisini Osman Kılıç olarak tanıttığı ve anlaşmaya vardıkları, katılanın bankamatik cihazından cebe havale yoluyla 950 TL parayı havale etmesine rağmen sanığın cep telefonunu katılana göndermediği, dolandırıcılık suçuna konu paranın Etimesgutta bulunan bankamatik cihazından sanık tarafından 28/06/2010 tarihinde çekildiği ve sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanığın aşamalarda suçlamaları kabul etmemesi, katılan tarafından yatırılan parayı bankamatik cihazından çeken şahsın kamera görüntüsüne ulaşılamaması karşısında; www. sahibinden.com adlı sitedeki davaya konu ilanın hangi IP numarası kullanılarak verildiğine ilişkin belgelerin internet sitesi yöneticilerinden istenmesi, IP numarasının kimin adına olduğunun ve ayrıca işlem yapılan üyelik kaydına ilişkin bilgilerin tespit edilmesinden sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- Sanığa yüklenen eylemin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 16/04/2013 tarih ve 2012/15-1407; 2013/140 E. K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde öngörülen bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu kapsamında kaldığı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini, bozma nedenidir (Yargıtay 15CD- Esas : 2017/30658 Karar : 2021/928).
İnternet Dolandırıcılığı Suçu (158/1-f)
Denizcilik Ltd. Şti isimli şirketin yetkilisi olan ve hakkında beraat hükmü verilen … tarafından şirket adına gazeteye eleman alındığına ilişkin ilan verildiği, katılanın da ilandaki telefonu aradığında sanığın PTT hesap numarası verilerek bu hesaba 300 TL para yatırmasını ve 14/08/2009 tarihinde gelip işe başlamasını söylediği, katılanında söz konusu parayı sanığın verdiği hesaba yatırdığı ve bu paranın 24/08/2010 günü sanık … tarafından Büyükçekmece PTT’den çekildiği, fakat katılanın işe alınmadığı ve göndermiş olduğu parayı da sanığın kendisine mal edindiği, bu şekilde sanığın haksız menfaat temin etmek suretiyle TCK’nun 158/1-h maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın aşamalardaki savunmasında; şirkette işçi sıfatıyla çalıştığını, şirket yetkilisinin gazeteye eleman arandığına dair ilan verdiğini beyan ettiği; katılanın alınan ifadesinde ise; internetten iş ilanı araştırırken … Denizcilik Ltd. Şti‘nin eleman alınacağına ilişkin internette verilen ilanı üzerine şirketi aradığını ve sanık ile görüştüğünü belirtmesi, mahkemece ‘sanığın internette eleman arandığı yönünde ilan verdiği, iddianameye zuhulen gazete ilanı olarak geçtiği, sanığın eylemi gerçekleştirirken interneti dolandırıcılıkta kullanması nedeniyle eyleminin 158/1-f maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğuna’ ilişkin gerekçesi ve kabulü ile sanığın ilgili şirkette işçi sıfatıyla çalışması, dosya içerisinde gazete ya da internet ilanı örneğinin bulunmaması karşısında; gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tespiti bakımından; ilanın gazetede mi yoksa internette mi verildiğinin araştırılması; gazetede verildiğinin tespiti halinde eylemin TCK’nun 158/1-g maddesinde düzenlenen basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, internette verilmesi halinde TCK’nun 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, ilanın nerde verildiğinin tespit edilememesi halinde eylemin TCK’nun 157/1 maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/607 E. , 2017/19611 K.).
İnternet Üzerinden Sahte Satış Yapmak Bilişim Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçudur
İnternet sitesi tasarımcısı olan sanık …‘nın gerçekte satışını yapmadığı halde bayıltıcı sprey satışına ilişkin bir site kurduğu, katılanın ihtiyacı üzerine site üzerinden sanıkla iletişime geçerek 75 TL parayı sanığın hesabına yatırmasına rağmen, sanığın ürünü göndermediği, sanığın bu şekilde bir satış da yapmadığı, bu şekilde sanığın bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda; Savunma, katılan anlatımı, dekont örnekleri, internet sitesine ilişkin çıktılar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın eyleminin bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/9638 E. , 2016/9816 K.).
Sanığın, “dogubanks4.net” adlı internet sitesinde cep telefonu satışı için verdiği ilandan kendisini arayan katılan ile iletişime geçerek, 7 adet cep telefonu karşılığı 1.050,00 TL parayı posta çeki hesabı aracılığı ile kendisine göndermesini sağladığı, karşılığında cep telefonları yerine kıymeti olmayan 7 adet saat gönderdiği ve cep telefonunu kapatarak katılan ile olan irtibatını kesmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin kabul edildiği olayda; sanığın savunmaları, katılan beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın bilişim sistemini aracı kılarak haksız menfaat sağlamak sureti ile üzerine atılı bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği sabit olduğuna yönelik mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/11438 E. , 2020/668 K.).
Yüz Yüze Gelmeden İnternetten Dolandırıcılık Suçuna Maruz Kalan Kişiye Karşı İşlenen Suç Nitelikli Dolandırıcılık Suçudur
Katılanın kredi çekmek istediği ancak talebi bankalarca reddedilince internette yaptığı araştırma sonunda …. isimli finans şirketinin internet adresini görüp verilen telefon numarasını arayarak kendisini …. olarak tanıtan kişi ile görüşüp 20.000TL kredi almaya karar verdiği, telefondaki kişinin bu kredinin karşılığında 2350 TL. Masrafın peşinen ödenmesi gerektiğini belirtmesi üzerine katılanın buna inanıp şahsın verdiği sanığa ait olan banka hesabına 2350TL yatırdığı, paranın sanık tarafından çekildiği ve harcandığı ancak kredinin katılana yatırılmadığının sabit olduğu olayda; katılanın sanığa …. Finans isimli internet sitesinden ulaşmış olması ve yüzyüze gelmeksizin bu internet sistemi üzerinden verilen telefon numarası ile iletişim kurup hileye maruz kalmış olması karşısında eylemin bilişim sisteminin sağladığı kolaylıktan faydalanılarak nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturmasına rağmen vasıfta hataya düşülerek basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/8467 E. , 2020/8714 K.).
İnternetten Bilişim Yoluyla Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Unsurları
Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğü’nde, “elektronik beyin” veya “bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş sistem” olarak adlandırılan bilgisayar; “çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran, bilgileri depolayan elektronik araç, elektronik beyin” anlamına gelmektedir. İnternet ise, dünya üzerindeki milyonlarca bilgisayarın birbirlerine bağlanmaları ile oluşan global bir bilgisayar ağları sistemini ifade eder. Bilişim de; “insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi, bilginin elektronik cihazlarda toplanması ve işlenmesi bilimi” olarak tanımlanmaktadır. Yerleşmiş yargısal kararlar ve öğretideki baskın görüşlere göre de, bilişim sisteminin, verileri toplanıp yerleştirdikten sonra otomatik işleme tabi tutma imkanı veren manyetik sistemler olduğu kabul edilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda bilişim suçları; “Bilişim alanında suçlar” bölümünde düzenlenmekle beraber ayrıca, çeşitli bölümlerde de bilişim sistemleriyle işlenmesi mümkün olan suç tiplerine yer verilmistir. “Bilişim alanında suçlar” bölümünde yer alan 243. maddesinde bilişim sistemine girme, 244. maddesinde sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, 245. maddesinde banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları düzenlenmiştir. Bunun yanında, “Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar” bölümünde yer alan 135. maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesi, 136. maddesinde kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, 138. maddesinde ise verilerin yok edilmemesi suçları bilişim suçu olarak nitelendirilebilecek şekilde düzenlenmiştir. Öte yandan, 132. maddesinde haberleşmenin gizliliğini ihlal, 124. maddesinde haberleşmenin engellenmesi, 125/2. maddesinde hakaret, 142/2. maddesinin (e) bendinde hırsızlık, 158/1. maddesinin (f) bendinde dolandırıcılık, 226. maddesinde müstehcenlik, 163. maddesinde karşılıksız yararlanma suç tiplerinin bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmeleri mümkün kabul edilmiştir.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi açısından dolandırıcılık suçu üzerinde durulmalıdır. 5237 sayılı TCK’nun “Dolandırıcılık” başlıklı 157. maddesi; “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir” şeklinde düzenlenmiş, suçun daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli hallerine ise 158. maddede yer verilmiştir.
Malvarlığının yanında irade özgürlüğünün de korunduğu dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
1) Failin bir takım hileli davranışlarda bulunması,
2) Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,
3) Failin hileli davranışlar sonucunda mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi veya başkası lehine haksız bir yarar sağlaması, Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Fail kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar yapmalı, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve zarar da, nesnel ölçütler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik zarar olmalıdır. Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçunu malvarlığına karşı işlenen diğer suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuki konusu olan bu suç işlenirken, sadece malvarlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Madde gerekçesinde de, aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyiniyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilendiği ve irade özgürlüğünün ihlâl edildiği vurgulanmıştır.
Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu TCK’nun 158/1-f maddesinde; “(1) Dolandırıcılık suçunun;….f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,…İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adlî para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz” şeklinde düzenlenmiştir.
Madde gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin ya da birer güven kurumu olan banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması, dolandırıcılık suçunun işlenmesi açısından önemli bir kolaylık sağlamaktadır” açıklamalarına yer verilmiş olup, bu bentte bilişim sistemleri ile banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık olmak üzere birden fazla nitelikli hal kabul edilmiştir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişiye ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması sözkonusu olacaktır.
Basın ve yayın araçlarından yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçu ise TCK’nun 158/1-g maddelerinde; “(1) Dolandırıcılık suçunun; …..g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,….. İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur” şeklinde düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, dolandırıcılık suçunun basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi bu suç açısından bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Bilişim sistemlerinin aynı anda birçok kişiye ulaşmasındaki çabukluk ve sağladığı kolaylığa dayanarak “www.sahibinden.com” adlı internet sitesinde emsallerine göre fiyatını da ucuz göstererek araç satışı için ilan veren sanığın, bu ilanı görüp kendisini telefonla arayan şikayetçiden kapora adı altında 250 Lira alması şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın bilişim sistemini araç olarak kullanmak suretiyle suçu işlediği anlaşılmakla, eylemin TCK’nun 158. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde düzenlenmiş olan nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle, sanığın bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkûmiyetine ilişkin yerel mahkeme hükmünde bir isabetsizlik yoktur (Ceza Genel Kurulu 2013/15-239 E. , 2013/289 K.).
İnternet Ortamında Tanıştığı Kişiyle Whatsapp, Tango ve Cep Telefonuyla Görüşme Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık
Katılanın, 2013 yılında internette “İmatchu” isimli bir program aracılığı ile kendisini Kocaeli Üniversitesi’nden mezun Kayseri’de İngilizce öğretmenliği yapan biri olarak tanıtan sanık ile görüşmeye başladığı, sanığın samimiyet kurduktan sonra katılana “…” isimli bir doktor arkadaşı ile tanıştırmak istediğini söyleyip telefon numaralarını verdiği, katılanın 10/01/2014 tarihinden itibaren meçhul … olarak bildiği kişiyle yüz yüze gelmeden telefon, whatsapp, tango vs. üzerinden görüştüğü, 19/03/2014 tarihinde telefonda görüştüğü … isimli şahıs arkadaşı olan sanığın kendisinden 400 TL para istediğini, bu parayı sanığın hesabına göndermesini, daha sonra parayı ona geri ödeyeceğini beyan etmesi üzerine katılanın sanığın Ziraat Bankası Çine Şubesinde bulunan hesabına 400 TL gönderdiği, aradan on gün geçtikten sonra katılanın tesadüfen facebook üzerinde konuştuğu sandığı …‘nın hesabının aktif olduğunu görüp arkadaş olarak eklediği, ancak …‘nın arkadaşlık teklifini kabul etmemesi üzerine durumdan şüphelenerek tanık …‘nın cep telefonuna ulaştığı, tanığı aradığında görüştüğü kişinin tanık olmadığının ve resmini ve ismini sanığın kullandığını ve parayı kendisinin istemediğini öğrendiği, bu surette sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda,
Katılanın sanıkla ve meçhul … adlı şahısla yüz yüze bir görüşmesi olmadan internet ortamında ve telefonda görüşme yaparak bahse konu parayı sanığın hesabına göndermesi şeklinde gerçekleşen eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 158/1-f maddesinde düzenlenen “Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekir (Yargıtay 15CD Esas : 2021/1595 Karar : 2021/3178).
Sosyal Medya İnstagram ve Whatsapp Üzerinden İnternet Dolandırıcılığı Suçu (TCK 158/1-f)
Sanığın instagram adlı sosyal paylasım sitesinde verdiği ayakkabı satış ilanını gören katılanın sanık ile instagram ve whatsapp aracılığı ile irtibata geçerek alım satım konusunda anlaştıkları, ardından 260 TL paranın sanık tarafından çekildiği, sonrasında sanığın orjinal ürün göndermediği gibi ürünü iade de almadığı ve bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul edilmesi karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesi gereği “bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 15CD Esas : 2019/2148, Karar : 2019/4914).
Sanık ile Mağdur Yüz Yüze Gelmişse Bilişim Yoluyla Nitelikli Dolandırıcılık Söz Konusu Olmaz
5237 sayılı TCK’nın 158/1-h maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmasının gerektiği, dosya incelenmesinde ise sanıkların faaliyetini bir şirket kuruluşu olmaksızın icra ettiği ve somut olayda şirketin veya tacir sıfatının kullanılmayarak haksız menfaat temin edilmiş olması sahibinden.com isimli internet sitesinden de ilan verilmesine rağmen, tarafların yüz yüze de gelmeleri karşısında; nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla; sanıkların eyleminin 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma kapsamına giren 5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükümleri verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 15CD - Esas : 2017/34233, Karar : 2021/3775).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.