İstinaf Kanun Yolu Nedir? (HMK 341-360)
İstinaf, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararların hem olay yönünden hem de hukuki yönden üst dereceli mahkeme tarafından denetlenmesidir. İstinaf kanun yoluna başvurulduğunda hukuk davası üst dereceli İstinaf Mahkemesi tarafından ikinci kere incelenerek yerel mahkemenin kararı denetlenir.
İstinaf bir kanun yolu olmakla birlikte temyiz kanun yolundan farklı olarak ilk derece mahkemesinin kararının denetlenmesi yanında aynı zamanda gerektiğinde yeni bir yargılama yapılması ve hüküm mahkemesi gibi karar verilmesi söz konusudur. İstinafın kapsamını Kanun’un 355. maddesi belirlemiş olup bu madde hükmü dikkate alındığında kamu düzenine aykırılık hâlleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılır; bu kapsamda istinaf sebebi ile bağlı kalınmak kaydı ile bu konudaki delillerin toplanması ve incelenmesi söz konusu olur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama tümüyle tekrarlanmayıp sadece yanlışlık ya da eksiklik tespit edilen noktalarda yargılama yapılarak deliller toplanıp değerlendirildikten sonra, kararın düzeltilmesi sağlanmaktadır. Nitekim Kanun’un 357. madde hükmüne göre, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz (HGK-K.2020/919).
Temyiz, istinaf mahkemesi kararlarının hukuki denetim açısından incelenmesini amaçlayan bir kanun yoludur. İstinaf mahkemesi, tarafından istinaf incelemesi sonucunda verilen karara karşı, belli yasal koşullar varsa, temyiz incelemesi için Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabilir. Böylece üç dereceli bir inceleme sistemi kurularak hukuk veya ceza davası neticesinde verilen kararın yeterince denetlenmesi sağlanmak istenmiştir.
“Ceza Davası İstinaf Kanun Yolu başvuru şartları Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK), bu yazımızın konusu olan hukuk davaları için istinaf kanun yolu başvuru şartları ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenmiştir.
İstinaf Mahkemesine Nasıl Başvurulur?
Davasız yargılama olmaz ilkesi gereği, istinaf incelemesi için mutlaka bir istinaf başvurusu yapılmış olması gerekir. İlk derece mahkemesi bir hükmü kendiliğinden istinaf incelemesi için istinaf mahkemesine göndermez.
İstinaf başvurusu, kararı veren yerel mahkemeye bir istinaf dilekçesi verilerek yapılabilir. Ayrıca, kararı veren mahkemenin katibine beyanda bulunularak da istinaf başvurusu yapılabilir. Kararı veren ilk derece mahkemesinin katibine beyanda bulunulduğunda, katip istinaf başvurusu talebini bir tutanağa bağlar ve tutanak hakim tarafından onaylanarak istinaf başvurusu alınmış olur.
İstinaf Başvuru Süresi Nedir?
İstinaf başvuru süresinin başlaması için hükmün usulüne uygun bir şekilde taraflara tebliğ veya tefhim edilmesi gerekir. Usulüne uygun yapılmayan tefhim (duruşmada hazır olan tarafa kararı bildirme) veya tebliğ, istinaf başvuru süresinin işlemeye başlamasını engeller.
Hukuk davası için istinaf başvuru süresi, hükmün usulüne uygun tebliğinden itibaren iki haftadır (HMK md. 345).
İstinaf ile Temyiz Arasındaki Farklar Nelerdir?
İstinaf kanun yoluna başvurulduğunda, istinaf mahkemesi dava ile ilgili hem vakıaları el alır hem de hukuki denetim yapar. Yani, istinaf mahkemesi yerel mahkeme tarafından toplanmamış bir delili toplayabilir, yeniden tanık dinleyebilir veya keşif yapabilir. İstinaf mahkemesi, hukuk veya ceza dava dosyasında mevcut olan ve topladığı diğer tüm delillerle birlikte hukuki denetim de yaparak istinaf incelemesi netcesinde kararını verir.
Temyiz incelemesi ise, Yargıtay’ın istinaf mahkemesi tarafından verilen kararı sadece hukuki yönden denetlemesi anlamına gelmektedir. Yargıtay, temyiz incelemesi ile kanunun olaya doğru uygulanıp uygulanmadığını denetler. Yani, yargıtay ilgili kanun maddelerinin dosyadaki delillerle oluşan maddi vakıaya yerinde uygulanıp uygulanmadığı yönünde hukuki bir denetim yapar. Yargıtay temyiz incelemesi aşamasında delil toplayamaz, tanık dinleyemez, keşif yapamaz.
İstinaf mahkemesi, istinaf incelemesi ile yeniden bir karar verir. Teknik açıdan yerel mahkeme kararının bozulması veya onanması söz konusu değildir. İstinaf mahkemesi, hukuk veya ceza davasını yeniden ele alarak yeni bir karar verir. Temyiz incelemesi ile Yargıtay, istinaf mahkemesi kararını sadece hukuki yönden değerlendirerek onama veya bozma kararı verir. Yargıtay, istinaf mahkemesi tarafından verilen kararı bozduğunda, yeni bir karar verilmek üzere dava dosyasını geri gönderir.
Hemen belirtmek gerekir ki, istinaf ve temyiz olağan kanun yolları olduğundan, hukuk davası için “karar düzeltme” kanun yolu ortadan kalkmıştır.
İstinaf Dilekçesinde İstinaf Nedenleri Gösterilmeli midir?
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre yapılan istinaf başvurularında istinaf nedenleri gösterilmelidir. İstinaf dilekçesinde istinaf sebepleri gösterildiği takdirde, istinaf mahkemesi istinaf incelemesini bu nedenlere hasrederek yapacaktır.
İstinaf dilekçesinde hiçbir sebep gösterilmediği taktirde, istinaf mahkemesi sadece kamu düzenini ilgilendiren konularla sınırlı bir istinaf incelemesi yapacaktır (HMK m.355).
HMK 342/2. maddesi istinaf dilekçesinde bulunması gereken hususları düzenlemektedir. Anılan maddenin e fıkrasına göre, istinaf yoluna başvuran taraf istinaf dilekçesinde, başvuru sebeplerini ve gerekçesini göstermek zorundadır. İstinaf yoluna başvuran vekili, istinaf dilekçesinde başvuru sebeplerini ve gerekçesini göstermemiştir. HMK 342/3. maddesi uyarınca, istinaf sebebi içermeyen dilekçeler, HMK 355. maddesine göre değerlendirilir. HMK 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, kamu düzenine aykırılık varsa, resen dikkate alınır. HMK nun 352/1 maddesi ise, “Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince …. başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir” hükmünü düzenlemiştir. Bu kapsamda, ilk derece mahkemesince verilen kararda kamu düzenine aykırılık bulunmadığı, istinaf dilekçesinde istinaf sebeplerinin de bulunmadığı anlaşıldığından, HMK 352. maddesi gereğince istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir (İstanbul BAM 13 HD-Karar:2018/738).
Kural olarak istinaf sebeplerinin istinaf dilekçesinde gösterilmesi gerekir. Ancak istinaf süresi içinde verilecek bir ek dilekçe ile istinaf dilekçesindeki sebeplere ek sebepler ilave edilebilir. İstinaf süresi içinde yapılan ek talepler istinaf incelemesine konu edilmek zorundadır (Y9HD-K.2022/5207)
Hukuk Davası İçin İstinaf Başvuru Şartları
Hukuk davaları için istinaf kanun yoluna başvuru şartları HMK md. 341’de düzenlenmiştir. İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Buna göre;
-
İlk derece hukuk mahkemelerinin, miktar veya değeri 28.250 TL’yi (2024 yılı için) geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararları kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf kanun yoluna başvurulabilir (HMK md. 341/2).
-
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda 28.250 TL’lik kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir (HMK md. 341/3).
-
Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 28.250 TL’yi geçmeyen taraf, istinaf kanun yoluna başvuramaz (HMK md. 341/4).
-
Kural olarak yerel mahkemelerin verdiği ara kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvuru yapılamaz. Ancak, bu ara kararları da son karar aleyhine istinaf başvurusu yapılması halinde istinaf incelenmesinde hüküm ile birlikte denetlenir.
-
İhtiyati haciz, ihtiyati tedbir birer ara karar olmasına rağmen bu ara kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir (HMK md. 341/1).
İstinaf dilekçesinde istinaf sebebi ve gerekçesi mutlaka açıklanmalıdır (HMK md. 342/2). Çünkü, istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeple sınırlı olmak üzere yapılır. İstinaf mahkemesi, ancak kamu düzenini ilgilendiren bir durum varsa kendiliğinden inceleme yapabilir (HMK md. 355). Kamu düzenine ilişkin hususları taraflar da her zaman ileri sürebilirler.
İstinaf başvurusu süresini kaçıran veya istinafa başvuru hakkı olmayan taraf, diğer tarafın istinaf başvurusu üzerine, iki hafta içerisinde vereceği cevap dilekçesi ile katılma yoluyla istinaf başvurusu yapabilir. Ancak, istinaf yoluna asıl başvuran kişi bu isteminden vazgeçerse veya istinaf mahkemesi istinaf istemini esasa girmeden reddederse katılma yolu ile istinafa başvuran kişinin de talebi reddedilmiş olur (HMK md. 349).
İstinaf İncelemesinin Aşamaları
Hukuk davası istinaf incelemesi şu aşamalardan oluşur:
1. Ön İnceleme Aşaması: İstinaf mahkemesi, esasa girmeden önce hukuk dava dosyası üzerinden ön inceleme yapar. Ön inceleme neticesinde gerekli şartlar varsa davanın esası ile ilgili incelemeye geçecektir. İstinaf mahkemesi, aleyhine istinaf başvurusu yapılan kararın kesin bir karar olup olmadığı, başvurunun süresinde yapılıp yapılmadığı, dilekçenin asgari şartlara sahip olup olmadığı, harç ve giderlerinin usulüne uygun yatırılıp yatırılmadığını inceler. Kamu düzenini ilgilendiren nedenler yoksa, istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde istinaf sebebi ve gerekçesi gösterilmelidir. İstinaf mahkemesi, istinaf başvuru dilekçesinde istinaf sebebi ve gerekçesinin gösterip gösterilmediğini ön inceleme aşamasında değerlendirir. Şartlar yerine getirilmemişse istinaf başvurusu esasa girilmeden reddedilir. Eksiklik bulunmayan dosya istinaf incelemesine alınır (HMk md. 352).
2. Esastan İstinaf İncelemesi Aşaması: İstinaf başvurusu yoluyla bölge adliyesi mahkemesine getirilen dosyanın ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra, inceleme mahkeme heyetince veya görevlendirilecek üye tarafından yapılabilir. İstinaf incelemesinin heyet veya üye tarafından yapılacağına, dava dosyasının özelliğine göre bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesi tarafından karar verilecektir (HMK md. 354). İstinaf mahkemesi, esastan incelemeyi kural olarak istinaf başvurusundaki sebeplere bağlı olarak yapar (HMK md. 354). Mahkeme, kamu düzenini ilgilendiren hallerde kendiliğinden de istinaf incelemesi yapabilir. İlk derece mahkemesinin açıkça hatalı ve yeniden duruşma yapılmasına gerek olmayan kararlarına ilişkin istinaf incelemesi dosya üzerinden duruşma açılmadan yapılır.
3. Esastan İstinaf İncelemesinde Duruşma: Kural olarak her türlü istinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmalıdır (HMK md. 356). İstinaf başvurusu yapsın veya yapmasına davanın tarafı olan herkes duruşmaya davet edilerek savunma hakkı tanınmalıdır. Duruşma davetiyesine mazeretsiz gelmemenin sonuçları yazılmalı, tarafların mazereti varsa duruşma başka bir güne bırakılmalıdır. Ancak, uygulamada duruşmalı yapılan istinaf incelemesi oranı %5’i bile bulmamaktadır.
Hukuk Davası İstinaf İncelemesine Konu Olamayacak İşler
HMK’nın kabul ettiği istinaf incelemesi sistemi “dar istinaf sistemi” olarak nitelendirilmektedir. Bu nedenle, istinaf mahkemesi istinaf incelemesi yaparken ilk derece mahkemesinin yaptığı gibi bir vakıa incelemesi ve yargılama yapamaz. Aşağıdaki hususlar hukuk davasının istinaf incelemesinde ileri sürülemez:
1. İstinaf Aşamasında Yeni Vakıalar İleri Sürülemez
İlk derece mahkemesinde usulüne uygun bir şekilde ileri sürülmeyen vakıalar, istinaf incelemesini yapacak olan istinaf mahkemesi önünde de ileri sürülemez. Karşı tarafın muvafakati veya ıslah dahi yeni vakıa ileri sürme imkanı vermez. Yerel mahkemede ileri sürülmeyen vakıaların istinaf mahkemesinde ileri sürülememesi kuralı temel kural olmakla birlikte birkaç istisnası mevcuttur. Kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda (örneğin, aile mahkemesinin görev alanına giren davalarda), kamu düzenine ilişkin hususlar, ilk derecede yargılama yapılırken mevcut olmayıp istinaf aşamasında ortaya çıkan vakıalar, yerel mahkemede ileri sürülmese bile istinaf incelemesine konu edilebilirler.
2. İstinaf Aşamasında Yeni Deliller İleri Sürülemez
Yerel mahkemedeki yargılamada dayanılmayan delillere istinaf mahkemesindeki incelemede de artık dayanılmaz. Ancak, yerel mahkemede usulüne uygun bir şekilde gösterilen, ama yerel mahkemece reddedilen delillere istinaf mahkemesindeki inceleme sırasında da dayanılabilir. Zorunlu haller (mücbir sebepler) nedeniyle yerel mahkemede gösterilemeyen delillere istinaf mahkemesindeki incelemede dayanılabilir.
3. İstinaf Aşamasında Islah, Davaya Müdahale, Birleştirme, Ayırma
- Islah, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmesi gereken usuli bir araçtır. İstinaf mahkemesinde ıslah yapılamaz.
- İstinaf mahkemesinde karşı dava açılamaz, çünkü istinaf incelemesi açılmış bir dava ile ilgili yerel mahkemenin vermiş olduğu karar ile ilgilidir.
- İlk derece mahkemesinde birleştirilmeyen davalar, istinaf mahkemesinde istinaf aşamasında birleştirilemez.
- İstinaf mahkemesinin istinaf incelemesi sırasında “davaya müdahale” talebinde bulunulamaz.
4. İstinaf Aşamasında İddia ve Savunmanın Değiştirilmesi veya Genişletilmesi Yasaktır
İstinaf kanun yolu, daha önce açılmış davanın sınırları çerçevesinde, üst derece mahkemesinde yeni bir yargılama yapılması imkanı verir. Taraflar, ilk derece mahkemesi aşamasında iddia ve savunmalarını ortaya koymuşlardır. Daha önce ileri sürülen iddia ve savunmaya ilişkin talep sonucu istinaf incelemesi sırasında değiştirilemez veya genişletilemez. İstinaf incelemesinde talep arttırılamaz, ancak talebin azaltılması mümkündür.
İstinaf Mahkemesinin İstinaf İncelemesi Neticesinde Verebileceği Kararlar
İstinaf mahkemesi önüne gelen davanın tahkikatı yapıldıktan sonra karar verme aşamasına geçilecektir. İstinaf mahkemesine yapılan istinaf başvurusu hukuki niteliği itibariyle bir davadır. Ancak, istinaf başvurusu ile açılan bu davanın şartları ve sınırları HMK (Hukuk Muhakemeleri Kanunu) ile yukarıda açıkladığınız şekilde çizilmiştir. İstinaf mahkemesi, hüküm verirken hem önüne gelen uyuşmazlığı (davayı) çözmeye çalışmalı hem de üst bir mahkeme olması nedeniyle içtihat oluşturacak şekilde karar vermelidir.
İstinaf mahkemesi istinaf incelemesi neticesinde şu kararları verebilir:
1. Yerel Mahkeme Kararının Esası İncelenmeden Kaldırılması ve Dosyanın Geri Gönderilmesi (HMK md. 353/1)
İstinaf mahkemesi, usuli bazı nedenler varsa istinaf başvurusunun esasını incelemeden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verebilir (HMK md. 353/1-a).
İstinaf mahkemesi şu usuli gerekçelerle istinaf başvurusunun esasını incelemeden gönderme kararı verebilir: a-) Haklı bir hakimin reddi sebebi ileri sürülmesine veya hakimin davaya bakmasının yasak olduğu hallerin bulunmasına rağmen hakimin davaya bakması, b-) Görev ve yetki sorunu bulunması, b-) Yerel mahkemenin usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi, c-) Usule aykırı olarak davaların birleştirilmesine, ayrılmasına veya mercii tayinine karar verilmesi. d-) Yerel mahkemenin tarafların gösterdiği delilleri hiç toplamamış veya hiç değerlendirmemiş olması.
2. Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Kısmen veya Tamamen Davanın Kabulü Kararı (HMK md. 353/1-b)
İstinaf mahkemesi, davanın esasına girerek yerel mahkeme kararını kaldırabilir. İstinaf mahkemesi, yerel mahkemenin verdiği kararı kaldırarak davanın kısmen veya tamamen kabulüne karar verebilir.
Bu halde yerel mahkemenin davanın reddine karar vermiş olması gerekir. İstinaf mahkemesi, davanın haksız yere reddedildiği kanaatine varırsa, uyuşmazlığı esastan çözecek olan “davanın kısmen veya tamamen kabulüne” karar verir.
3. Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Davanın Esastan Reddine Kararı (HMK md. 353/1-b-1)
İstinaf mahkemesi, yaptığı esastan inceleme neticesinde yerel mahkemenin hukuka aykırı bir şekilde davacının davasını kabul ettiği kanaatine varırsa, yerel mahkeme kararını kaldırır ve davacının hukuk davasının esastan reddine karar verir.
Bu halde yerel mahkeme, davacının açmış olduğu hukuk davasının ya kısmen ya da tamamen kabulüne karar vermiştir. İstinaf mahkemesi, bu kabul kararını kaldırarak davayı esastan reddetmektedir.
4. Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılarak Düzeltilmesi (HMK md. 353/1-b-2)
İstinaf mahkemesi, yerel mahkeme kararının usul ve esas açısından doğru olduğu kanaatine varıp da yeniden yargılama yapılmasına gerek olmayan hallerde veya hukuki gerekçede hata yapılmış olması halinde yerel mahkeme kararını tamamen kaldırmaz veya esastan yeni bir karar vermez. Bu halde istinaf mahkemesi, istinaf başvurusunu kabul ederek yerel mahkeme kararını düzeltmekle yetinir.
Düzelterek karar verme hususunda Yargıtay’ın içtihatlarında yer alan düzelterek onama halleri esas alınabilir. Örneğin, harç ve giderlerin noksan yazılması, maddi hatalar yapılması, basit hesap hataları yapılması, avukatlık ücretine hükmedilmemesi halinde istinaf mahkemesi yerel mahkeme kararındaki eksikliği gidererek hükme ekler, yani hükmü düzelterek karar verir.er, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına
5. İstinaf Başvurusunun Reddi Kararı (HMK md. 353/1-b-1)
İstinaf mahkemesi, bir üst derece mahkemesi olarak yerel mahkeme kararını denetleyerek, kararın usul veya esas açısından hiçbir eksiklik içermediği kanaatine varırsa istinaf başvurusunu reddeder.
İstinaf mahkemesi, ön incelemede de dikkate alarak davayı reddedebileceği hallerde, yani istinaf başvurusunun süresinde yapılmamış olması, istinaf başvurusu için gereken şartlar yerine getirilmemiş, başvuru sebepleri ve gerekçesi gösterilmemişse istinaf başvurusunu reddedebilir.
İstinaf Mahkemesinde İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz Kararı
İhtiyati tedbir veya ihtiyati haciz geçici koruma kararlarıdır. İhtiyati tedbir veya ihtiyati haciz, davanın esasını çözmemekte sadece geçici olarak talep eden tarafa dava sonundaki hakkını alabilmesini temin amacıyla imkan tanımaktadır.
Yerel mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararına karşı öncelikle kararı veren mahkemeye 7 gün içinde itiraz edilmelidir (HMK md. 394). Yerel mahkeme, itiraz başvurusu üzerine ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararını kaldırabilir. Ancak, yerel mahkeme itiraz başvurusunu reddettiğinde bu karara karşı istinaf mahkemesine istinaf başvurusu yapma hakkı doğar (HMK md.391/3). İhtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararlarına karşı, iki haftalık istinaf kanun yoluna süresi içinde istinaf mahkemesine istinaf başvurusu yapılabilir. İlk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan istinaf başvurusu öncelikli olarak incelenir ve istinaf mahkemesinin bu konuya dair verdiği karar kesindir.
İstinaf mahkemesinden de ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz şeklindeki koruma kararları vermesi istenebilir. Daha önce yerel mahkemede ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz talep edilip edilmemesinin önemi yoktur, ilk kez istinaf mahkemesinden de geçici koruma kararı niteliğindeki bu kararlar talep edilebilir.
İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay Kararları
İstinaf Sebepleri, İstinaf İncelemesinin Kapsamı ve Sonuçları
6100 sayılı HMK’nın 341. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Görüldüğü üzere taraflar arasındaki uyuşmazlığın esasını çözen nihai kararlar yanında usuli nihai kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvuru mümkün olduğu gibi, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü hâlinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı da istinaf başvurusu yapılabilecektir. Kanun’un 341. maddesinin devam eden fıkralarında ise hangi kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurabileceği, hangi hâllerde bu kanun yolunun kapalı olduğu ayrıntıları ile düzenlenmiştir.
6100 sayılı Kanun’da istinaf sebepleri gösterilmemiştir. Bununla birlikte istinaf kanun yolunu düzenleyen 341 ila 360. maddelerden hareketle istinaf sebeplerini tespit etmek mümkündür. Şöyle ki, özellikle 342, 352, 353 ve 355. maddelerdeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, genel olarak istinaf sebeplerinin, ilk derece mahkemesince vakıaların incelenmesi, vakıaların ispatı için ileri sürülen ve toplanan delillerin değerlendirilmesi, yargılama usulü ve hukukun uygulanması ile ilgili noktalardaki kabulüne ilişkin eksiklik ya da yanlışlıklar sebebi ile istinaf kanun yoluna başvurulabileceği sonucu çıkmaktadır. Başka bir anlatımla, vakıaların tespit ve değerlendirilmesindeki hatalar ile hukukun uygulanmasından kaynaklanan yanlışlıklar istinaf sebebi olacaktır.
İstinaf bir kanun yolu olmakla birlikte temyiz kanun yolundan farklı olarak ilk derece mahkemesinin kararının denetlenmesi yanında aynı zamanda gerektiğinde yeni bir yargılama yapılması ve hüküm mahkemesi gibi karar verilmesi söz konusudur. İstinafın kapsamını Kanun’un 355. maddesi belirlemiş olup bu madde hükmü dikkate alındığında kamu düzenine aykırılık hâlleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılır; bu kapsamda istinaf sebebi ile bağlı kalınmak kaydı ile bu konudaki delillerin toplanması ve incelenmesi söz konusu olur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama tümüyle tekrarlanmayıp sadece yanlışlık ya da eksiklik tespit edilen noktalarda yargılama yapılarak deliller toplanıp değerlendirildikten sonra, kararın düzeltilmesi sağlanmaktadır. Nitekim Kanun’un 357. madde hükmüne göre, bölge adliye mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.
Duruşma yapılmasına gerek olmayan, usuli hataların bulunduğu Kanun’un 353. maddesinin (a) fıkrasının 1 ila 6. bentleri arasında düzenlenen durumlarda bölge adliye mahkemesi istinaf incelemesi yaparak ilk derece mahkemesinin kararını kaldırıp dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kanaatine varılması hâlinde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilecektir (6100 sayılı HMK m. 353/b-1).
Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunda ileri sürülen sebeplerin doğru olduğuna kanaat getirirse bu durumda ilk derece mahkemesinde dava reddedilmiş ise, red kararını kaldırarak davanın kısmen ya da tamamen kabulüne; dava kabul edildiği hâlde reddi gerekmekte ise kabul ya da kısmen kabul kararını kaldırarak red kararı verir (Hukuk Genel Kurulu- Karar: 2021/396).
İstinaf Başvurusu Yapmayan Tarafın Talepleri Dikkate Alınmaz
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, müvekkilinin tek zararının bundan ibaret olmadığını, davacının yurt dışındaki müşterisine davalının taklit ve düşük kalitede mal satması nedeniyle müvekkilinin bu pazarı kaybetmiş olması nedeniyle de zararının oluştuğunu, bu zararın hesaplanması gerektiğini ileri sürmüş ise de yukarıda belirtildiği gibi istinaf başvurusunu sadece davalı taraf yapmış, davacı taraf istinaf kanun yoluna başvurmamıştır. Böylece davacı taraf ilk derece mahkemesinde hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama tarzını belirlemiş olup o raporda ve ilk derece mahkemesi kararında yer almayan bir tazminat kalemini istinaf aşamasında talep etmesi hukuken mümkün değildir. Çünkü HMK.m. 355 uyarınca istinaf incelemesi istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılır ve istinaf yoluna başvuran aleyhine değerlendirme yapılamayacağı gibi davacı tarafın istinaf sebebi yapmadığı bir hususta istinaf mahkemesinin karar vermesi mümkün değildir. Bu nedenle davacı vekilinin bu konudaki ek bilirkişi incelemesi talepleri reddedilmiştir. (İstanbul BAM 15. HD - Karar : 2018/763).
İstinaf Dilekçesinde İstinaf Sebebi Gösterilmelidir
HMK 342.maddenin e fıkrası gereğince istinaf yoluna başvuran başvuru sebep ve gerekçelerini dilekçesinde göstermek zorundadır. Somut olayda ise başvuran davacının gerekçeli kararın tebliğine rağmen istinaf başvuru sebeplerini gösterir dilekçe sunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı HMK 342/2/e hükmünden kaynaklanan somut sebep ve gerekçe gösterme yükümlülüğünün yerine getirmemiştir. Dilekçe görülebilirlik koşullarına sahip olmadığı için HMK 352.madde gereğince red edilmelidir.
Hal böyle olunca HMK 355.madde çerçevesi içerisinde yapılan incelemede de kamu düzenine aykırı herhangi bir sebep bulunmadığından davalının istinaf talebinin HMK 352.madde gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Gerekçesi yukarda açıklandığı üzere HMK 355.madde çerçevesi içerisinde yapılan incelemede de kamu düzenine aykırı herhangi bir sebep bulunmadığından davalının istinaf dilekçesinin HMK 352-342/e maddeleri gereğince REDDİNE karar verilmiştir (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi - Karar: 2017/1201).
İstinaf Sebebinin Gösterilmemesi ve Kamu Düzeniyle Sınırlı İnceleme
E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge adliye mahkemesince; davalı vekilinin gerekçeli kararın tebliğinden sonra kanun yoluna başvurma nedenlerini belirteceklerini bildirir dilekçe sunduğu, dilekçede gerekçeli kararın tebliğinden sonra gerekçeli temyiz sebeplerinin bildirileceğinin belirtildiği, davalı vekiline 12.08.2016 tarihinde gerekçeli kararın tebliğ edilmesine rağmen gerekçeli kanun yoluna başvurma nedenlerini gösterir dilekçenin sunulmadığı, Uyap sisteminde de böyle bir dilekçenin bulunmadığı, istinaf yolu sebepleri ve gerekçeleri belirtilmediğinden HMK’nun 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine bir aykırılık da tespit edilemediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin reddine karar verilmiştir.
F) Temyiz:
Bölge adliye mahkemesi kararını davalı temyiz etmiştir.
G) Gerekçe
Davalının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf sebeplerini açıkça belirtmeden yalnızca gerekçeli kararın tebliğinden sonra gerekçelerini bildireceğini belirtmek suretiyle istinaf yoluna başvurduğu, gerekçeli kararın tebliğinden sonra da gerekçeli dilekçenin sunulmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun bu nedenle reddedildiği, 6100 sayılı HMK’nun 352. ve 355. maddeleri uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, hükmün onanmasına şekilde karar verilmiştir (Yargıtay 22. HD - Karar : 2017/1463).
İstinaf İncelemesi ve Gerekçeli Karar Zorunluluğu
İstinaf incelemesi yapılabilmesi için delillerin değerlendirildiğini gösterir biçimde usulüne uygun gerekçeli karar bulunması zorunludur. Talep, gerekçeyle hüküm arasında çelişki bulunması halinde istinaf incelemesi yapılabilecek usulüne uygun bir karar bulunmadığı için delillerin hiç değerlendirilmediğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca, HMK’nın 353/l-a-6 maddesi uyarınca tarafların istinaf başvurularının kabulüne, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir (Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi - Karar:2017/738).
İstinaf Mahkemesinin Eksikliği Gidererek Karar Vermesi
Bölge Adliye Mahkemesi, “davacının iş akdinin feshi tarihindeki gerçek ücretinin; meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı süreler, meslek ünvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, TÜİK, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından ve özellikle ilgili meslek odalarından araştırıldıktan sonra karar verilmek üzere MAHKEMESİNE İADESİNE, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı yasanın 353/1-a.6 maddesi hükmü gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA” karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’un 353/a-6 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin, yerel mahkeme kararının esasını incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verebilmesi için “Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen delilleri hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” gerekir. İstinafın amacı ilk derece yargılanmasını ve mahkemenin nihai kararlarını denetleyerek tespit edilen hataları ve eksiklikleri maddi vakıa ve hukuki açıdan denetleyerek gidermektir. İstinaf mahkemesi bir hata veya eksiklik olmadığı müddetçe, ilk derece mahkemenin vakıa tespitleri ve dava malzemesi ile bağlıdır. Eksik delil toplama veya eksik değerlendirme var ise maddi vakıa denetimi kapsamında bunları gidermeli, toplamalı ve karar vermelidir. Somut uyuşmazlıkta yerel mahkeme tazminat ve alacaklara esas ücreti belirlemiş ve hesaplayıp hüküm altına almıştır. Hesabın unsuru olan tazminat ve alacaklara esas ücret hatalı veya eksik belirlenmiş ise Bölge Adliye Mahkemesi bu eksikliği kendisi gidermeli, tamamlamalı ve sonuca göre karar verilmelidir. Bu usul ekonomisinin gereği olduğu gibi ikinci derece yargılama yapmanın da sonucudur. Madde yerel mahkemenin kararının kaldırılmasını ve yeniden görülmesi için dosyanın gönderilmesini, delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmesine bağlamıştır. Emsal ücret araştırılmamasında delillerin hiç toplanmadığından veya değerlendirilmediğinden söz edilemez. O nedenle Bölge Adliye Mahkemesinin bu yöndeki nitelendirmesi hatalı ise de anılan mahkeme uyarınca Bölge Adliye Mahkemelerinin yerel mahkemeye geri gönderme kararı kesin olduğundan ve kesin kararların temyiz incelemesi yapılamayacağından, temyiz isteminin açıklanan bu gerekçe ile REDDİNE, 27.03.2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.(Yargıtay 9.HD - 2017/5190 Karar).
Dava Arkadaşlığı Varsa İstinaf Kesinlik Sınırı Nasıl Belirlenir?
İstinaf sebepleriyle bağlı kalınarak yapılan değerlendirmede; dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
6456 sayılı Kanunun 45.maddesi ile değişik 5684 sayılı kanunun 30/12.maddesi gereğince; Beşbin Türk Lirası altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları kesindir. Beşbin türk lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı komisyonca ilgiliye bildirimden itibaren 10 gün içerisinde bir defaya mahsus olmak üzere komisyon nezdinde itiraz edilebilir. İtiraz üzerine Sigorta Tahkim İtiraz Hakem Heyetinin 40.000,00 Türk Lirasını geçmeyen uyuşmazlıklar hakkında verdiği kararlar ise kesindir. 40.000,00-TL’nin üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir” hükmünü içermektedir.
Bunun yanında başvuru dava sahipleri zorunlu dava arkadaşı olmayıp ihtiyari dava arkadaşı olduklarından kesinlik sınırı her bir davacı için ayrı ayrı belirlenir (Yargıtay 17.HD 15.06.2017 tarih ve 2015/821E-2017/6811K ilamı)
Temyize konu olan alacağın her bir davacı yönünden 40.000,00-TL’nin altında olduğu, İtiraz Hakem Heyetince de bu yönde karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından istinafa getirildiği, bu sebeple ihtilaf miktarının davada ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması sebebiyle her bir davacı yönünden 40.000,00-TL’nin altında olduğu anlaşıldığından karar kesin niteliktedir.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkındahakem heyetince bir karar verilebileceği gibi 01/06/1990 gün 3/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca Yargıtay (istinaf dairesince) de istinaf isteminin reddine karar verilebildiği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir (Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi - Karar : 2018/315).
İstinaf İncelemesi, İstinaf Sebebi Gösterilmemesi ve Kamu Düzeni
6100 sayılı Kanun’da istinaf sebepleri gösterilmemiştir. Bununla birlikte istinaf kanun yolunu düzenleyen 341 ila 360’ncı maddelerden hareketle istinaf sebeplerini tespit etmek mümkündür. Şöyle ki, özellikle 342, 352, 353 ve 355’inci maddelerdeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, genel olarak istinaf sebeplerinin ilk derece mahkemesince vakıalar, vakıaların ispatı için ileri sürülen ve toplanan delillerin değerlendirilmesi, yargılama usulü ve hukukun uygulanması ile ilgili noktalardaki kabulüne ilişkin eksiklik ya da yanlışlıklar sebebi ile istinaf kanun yoluna başvurulabileceği sonucu çıkmaktadır. Başka bir anlatımla, vakıaların tespit ve değerlendirilmesindeki hatalar ile hukukun uygulanmasından kaynaklanan yanlışlıklar istinaf sebebi olacaktır.
İstinaf bir kanun yolu olmakla birlikte temyiz kanun yolundan farklı olarak ilk derece mahkemesinin kararının denetlenmesi yanında aynı zamanda gerektiğinde yeni bir yargılama yapılması ve hüküm mahkemesi gibi karar verilmesi söz konusudur.
İstinafın kapsamını Kanun’un 355’inci maddesi belirlemiş olup bu madde hükmü dikkate alındığında kamu düzenine aykırılık hâlleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılır; bu kapsamda istinaf sebebi ile bağlı kalınmak kaydı ile bu konudaki delillerin toplanması ve incelenmesi söz konusu olur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama tümüyle tekrarlanmayıp sadece yanlışlık ya da eksiklik tespit edilen noktalarda yargılama yapılarak deliller toplanıp değerlendirildikten sonra, kararın düzeltilmesi sağlanmaktadır. Nitekim Kanun’un 357’nci madde hükmüne göre, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kanaatine varılması hâlinde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilecektir (6100 sayılı HMK m. 353/b-1).
Duruşma yapılmasına gerek olmayan, usuli hataların bulunduğu Kanunun 353
üncü maddesinin (a) fıkrasının 1 ila 6’ncı bentleri arasında düzenlenen durumlarda bölge adliye mahkemesi istinaf incelemesi yaparak ilk derece mahkemesinin kararını kaldırıp dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verir.
Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunda ileri sürülen sebeplerin doğru olduğuna kanaat getirirse bu durumda ilk derece mahkemesinde dava reddedilmiş ise, red kararını kaldırarak davanın kısmen ya da tamamen kabulüne; dava kabul edildiği hâlde reddi gerekmekte ise kabul ya da kısmen kabul kararını kaldırarak red kararı verir (Yargıtay HGK - Karar : 2018/1607).
İstinaf Süresi İçinde İkinci Kere İstinaf Dilekçesi Verilebilir
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. (HMK mad. 355)
Davalı-birleşen dosyada davacı vekiline, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararı 02.11.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, karar, davalı-birleşen dosyada davacı vekili tarafından, süresi içinde 15.11.2017 tarihinde istinaf edilmiş, davalı-birleşen dosyada davacı vekili tarafından istinaf başvuru süresi içinde verilen 16.11.2017 havale tarihli ek dilekçe ile ilk dilekçede ileri sürmediği, davacı-birleşen dosyada davalının banka hesabının İsviçre Frangı hesabı olduğu, bu banka hesabı üzerinden, davalı-birleşen dosyada davacı lehine banka hesabının Türk Lirası hesabı olarak kabul edilerek katılma alacağı hesabı yapıldığı, İsviçre Frangının günümüz güncel kuru üzerinden TL’ye çevrilerek, faiziyle tahsil edilmesi gerektiği itirazını da ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönüyle de kaldırılması gerektiğini talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf yoluna başvuran tarafın yasal süre içerisinde olsa dahi sunacağı diğer dilekçelerin, istinaf dilekçesi mahiyetinde olmayıp, bu dilekçelerle belirtilen istinaf sebeblerinin Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmeye alınmasının mümkün olmadığı, bu nedenle 15.11.2017 tarihli istinaf sebepleri doğrultusunda inceleme yapılırken ek istinaf sebeplerini içerir 16.11.2017 tarihli dilekçedeki itirazların dikkate alınmayacağı değerlendirmesini yapmış ise de, davalı-birleşen dosyada davacı vekilince istinaf başvuru süresi içinde sunduğu ikinci bir dilekçe ile ilk dilekçede ileri sürmediği vakıa hakkında istinaf talebinde bulunmasında yasal bir engel olmadığından, davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin ek istinaf dilekçesi içeriğindeki banka hesabına yönelik itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin banka hesabına yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmemesi doğru görülmemiştir (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi - Karar: 2019/9846).
İstinaf Mahkemeleri ve Yargı Çevreleri
İstinaf mahkemeleri, “Adli İstinaf Mahkemesi Kuruluş Kanunu” ile kurulmuştur.
Türkiye’de kurulan istinaf mahkemelerinin web adresleri aşağıdadır:
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.