Miras Sebebiyle İstihkak Davası Nedir?
(Y20HD-K.2016/7092)
Bir kimse terekenin veya terekeye giren bir malın mirasçısı olarak sahibi bulunduğunu ileri sürüp o terekenin veya o terekeye giren bir malın, terekeyi veya malı elinde bulunduran kimseden kendisine teslimini istediği ve davalı tarafından davacının miras hakkına itiraz edildiği hallerde Türk Medeni Kanununun 637. maddesi hükmüne uygun bir miras sebebiyle istihkak davası söz konusu olur.
Mirasçılar arasında elbirliği hali devam ettiği sürece birbirlerine karşı adi istihkak davası açılmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü mirasçılar bu durumda paylaşım davası açarak paylarına düşecek değerlerin kendilerine verilmesini talep edebilirler.
Somut uyuşmazlıkta davacılar ve davalı murisin alt soyudur. Davalılar, davada davacı tarafın mirasçılık sıfatına karşı koymamıştır. Tarafların mirasçılık sıfatları üzerinde bir uyuşmazlığın bulunmadığı hallerde, miras sebebiyle istihkak davasından söz edilemez. Uyuşmazlık Türk Medenî Kanununun 640 ve devam maddelerinde belirtilen mirasın paylaşılmasına ilişkindir. Paylaşma davalarında da sulh hukuk mahkemesi görevlidir.
Adi İstihkak Davası ile Miras Nedeniyle İstihkak Davasının Farkı
(Y8HD-K.2014/13057)
Mahkemece her ne kadar asıl davadaki uyuşmazlık miras sebebi ile istihkak olarak görülüp buna göre çözümlenmiş ise de; İrs uyuşmazlığı olmayan hallerde miras sebebi ile istihkak davasından söz edilemez. Bir kimse bir terekenin veya terekeye giren bir malın mirasçı olarak sahibi bulunduğunu ileri sürüp o terekenin veya o terekeye giren bir malın bu terekeyi veya malı elinde bulunduran kimseden kendisine teslimini istediği ve davalı tarafından davacının mirastan doğan hakkına itiraz ettiği hallerde Medenî Kanunun 637. maddesine uygun bir miras sebebiyle istihkak davası söz konusu olabilir. Miras sebebi ile istihkak davalarında davacı, mirasçılık sıfatına dayanan bir kimsedir. Davalı ise davacının mirasçılık sıfatına karşı itiraz eden ve terekenin tamamına veya terekeye giren bir malı elinde bulunduran bir kişidir. Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; davacılar mirasçı olduklarını iddia etmekte, davalı ise davacıların mirasçılık sıfatına itiraz etmemektedir. Bu halde miras sebebi ile istihkak davasından söz edilemez. Eldeki dava; adi istihkak davasıdır.
Mirasçılar birden fazla ise ve mirasbırakan Türk Kanunu Medenisi ve Medeni Kanunun Yürürlük tarihinden sonra ölmüş ise, tereke mirasçılara iştirak halinde (elbirliği halinde) mülkiyet şeklinde intikâl ettiğinden ya tüm mirasçılar birlikte davacı olacak ya da miras ortaklığına TMK’nun 640. maddesi gereğince, temsilci atanması temin edilecek, dava miras ortaklığı temsilcisi tarafından açılabilecektir.
Ancak; elbirliği halinde mülkiyet şeklinde mirasçılara intikâl eden tereke paylaşılmış yasaya uygun paylaşım nedeniyle mal mirasçılardan birine düşmüş, ancak üçüncü şahıs elinde ise, paylaşım sonucu mal kendisine düşen mirasçı bu takdirde malı elinde bulunduran şahsa karşı tek başına adi istihkak davası açabilecektir. Somut olayda tereke paylaşılmadığına göre mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan Medenin Kanuna göre tereke mirasçılara iştirak halinde (elbirliği halinde) mülkiyet şeklinde intikâl etmiştir. Bu halde ya tüm mirasçılar birlikte davacı olacak ya da miras ortaklığına TMK’nun 640. maddesi gereğince, temsilci atanması temin edilecek, dava miras ortaklığı temsilcisi tarafından açılabilecektir. Mahkemece davacı tarafa, tüm mirasçıların davaya katılımlarının sağlanması ya da usulüne uygun muvafakatlerinin alınması ya da miras ortaklığı temsilcisi atanması için dava açmak için süre verilmeden esas hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Y14HD-K.2016/7453)
Dava, mirasta istihkak isteğine ilişkindir. Terekeye veya bir kısmına vazıyet edenlere karşı kanuni veya mansup mirasçı sıfatı ile üstün bir hakka sahip olduğunu iddia eden kimse, miras sebebi ile istihkak davasında bulunabilir. Hakim davacının talebi üzerine hakkının muhafazası için iktiza eden tedbirleri ittihaz eyler. Bu tedbirler, teminat itası veya tapu kaydine şerh verilmesi gibi şeylerdir (TKM m. 577).
Terekeye veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı dava açan yasal veya atanmış mirasçının mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmuyorsa açılan dava adi istihkak davası olarak adlandırılmaktadır. Adi istihkak davasında miras sebebiyle istihkak davasından farklı olarak mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmadığı gibi mirasçılık sıfatıyla ilgili uyuşmazlık da mevcut değildir. Mirasçıların istihkak davası açması her zaman imkan dahilindedir.
Somut olayda; davacılar yasal mirasçı olduklarından ve mirasçılık sıfatlarına yönelik bir itiraz bulunmadığından 4721 sayılı TMK 637. maddesinde belirtilen hükümlerinin bu davada uygulanması mümkün değildir. Mirasçıların üstün hak iddiası bulunmadığından dava (adi) istihkak istemine ilişkindir.
Kamulaştırma bedelinin mirasbırakan tarafından mirasçısı olan davalıya sağlararası karşılıksız kazandırma ile verildiği davalı tarafından ispatlanamadığından mirasta denkleştirme de söz konusu değildir.
Mirasta İstihkak Davasında Zamanaşımı
(Y14HD-K.2016/6413g)
TMK’nın 639. maddesi gereğince “Miras sebebiyle istihkak davası, davacının kendisinin mirasçı olduğunu ve iyiniyetli davalının terekeyi veya tereke malını elinde bulundurduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde mirasbırakanın ölümünün veya vasiyetnamenin açılmasının üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. İyiniyetli olmayanlara karşı zamanaşımı süresi yirmi yıldır.” Bu hükümde davacı mirasçının soybağı uyuşmazlığı yahut mirasçılık sıfatına dair bir çekişmenin giderilmesi söz konusudur. Bu durumda uygulanacak zamanaşımı açıkça hüküm altına alınmıştır. Ancak dosyamızın incelenmesinde tarafların mirasçılık sıfatına dair herhangi bir çekişme mevcut olmayıp istem, murise ait hesaptan davalı tarafından çekilen bedelin tahsili istemine ilişkin olup adi istihkak niteliğindedir. Adi istihkak davasında ise zamanaşımı süresi söz konusu değildir.
(Y14HD-K.2018/5557)
Yasal veya atanmış mirasçı, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı mirasçılıktaki üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir. Bu davada hakim mirasçılık sıfatıyla ilgili uyuşmazlıkları da çözer. (TMK m.637/1)
Terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı dava açan yasal veya atanmış mirasçının mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmuyorsa, açılan dava adi istihkak davasıdır. TMK 639 maddesinde yazılı zamanaşımı süresinin adi istihkak davasında uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Mal mevcut olduğu sürece zamanaşımı yoktur.
Davacılar mirasbırakanın ilk eşinden olan altsoyu, davalılar ise murisin ikinci eşinden altsoyudur. Davalılar davada davacı tarafın mirasçılık sıfatına itiraz etmemiştir. Tarafların mirasçılık sıfatları üzerinden uyuşmazlık bulunmadığından miras sebebiyle istihkak davasından söz edilemez. Bu durumda davacıların 1186 parsel sayılı taşınmazdaki kamulaştırma bedelinden kaynaklanan talepleri bakımından; mirasçılar arasındaki adi istihkakta zamanaşımı söz konusu olmayacağından mahkemece davanın esası hakkında inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile zamanaşımdan dolayı davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mirasta İstihkak Davası Görevli Mahkeme
(Y20HD-K.2016/1793)
Dava, istihkak davasıdır. Banaz Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın terekenin tesbiti ve teslimine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Banaz Sulh Hukuk Mahkemesince ise, davanın alacak davası olduğu ve 6100 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
4721 sayılı TMK’nın 637. maddesinin birinci fıkrasında, “Yasal veya atanmış mirasçı, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı mirasçılıktaki üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir.” ve 683. maddesinin ikinci fıkrasında, “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” düzenlemeleri mevcuttur.
Dosya kapsamından, davacılar vekilinin, davacıların mirasbırakanın ölümünden sonra miras bırakanlarına ait mal ve eşyaların davalıda kaldığı ve davacılara verilmediğini ileri sürerek, mirasbırakandan kalan malların tesbiti ile davacılara teslimi, olmadığı takdirde malların bedelinin tahsilini istediği, uyuşmazlığın terekenin tespit ve teslimine ilişkin olmayıp mirasbırakandan kalan malların teslimine ilişkin olduğu, mirasçılık nedeniyle mülkiyet hakkına dayanılarak dava açıldığı ve davanın çekişmesiz yargı kapsamında da bulunmadığı anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp çözümlenmesi gerekmektedir.
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.