Şüpheli, Sanık, Tutuklu, Hükümlü, Hükümözlü Nedir?
Şüpheli Nedir? Sanık Ne Demek? Tutuklu veya Hükümlü Nedir? Sanık Kimdir? Hükümlü ile Tutuklu Arasındaki Fark Nedir? Hükümözlü veya Hükmen Tutuklu Ne Anlama Gelir?
Şüpheli, Sanık, Tutuklu, Hükümlü ve Hükümözlü Nedir? (CMK 2/1-a)
Şüpheli, soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişidir.
Sanık, kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişidir.
Tutuklu, soruşturma veya kovuşturma aşamasında kaçma veya delilleri karatma şüphesi vb. nedenlerle tutuklanarak hürriyeti kısıtlanan kişidir.
Hükümlü, ceza yargılaması neticesinde hakkında verilen mahkumiyet hükmü kesinleşen kişidir.
Hükümözlü, yerel mahkemece verilen mahkumiyet hükmü henüz kesinleşmemiş ancak halen tutuklu bulunan kişidir. Hükümözlülere "hükmen tutuklu" da denilmektedir.
Her kavram ayrı ayrı aşağıda kısaca açıklanmıştır.
Şüpheli Nedir?
Cumhuriyet savcısı tarafından hakkında soruşturma yürütülen, yani suçu işlediğine dair hakkında şüphe bulunan kişiye “şüpheli” denir. Savcılığın hakkında soruşturma yürüttüğü kişi, ister cezaevinde tutuklu olsun isterse tutuksuz olsun “şüpheli” sıfatıyla anılır. 5271 sayılı Ceza Muhakamesi Kanunu (CMK), “şüpheli, soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişiyi ifade eder” hükmünü taşımaktadır. (CMK m.2/1-a).
Hakkında soruşturma yapılan kişi hakkındaki delillerin niteliği ne olursa olsun, suçu işlediği delillerden açıkça anlaşılsa bile, iddianame ile hakkında dava açılana kadar kişi şüpheli konumundadır. Şüpheli yerine özellikle medya tarafından “zanlı” ifadesi de kullanılmaktadır.
Şüpheli Hakları Nelerdir?
Şüphelinin bazı temel hakları şunlardır:
-
Şüpheliye hakkındaki soruşturmanın konusu suç anlatılmalıdır.
-
Şüphelinin bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkı vardır. Avukat tutmak için mali imkanı yoksa, kendisine baro tarafından ücretsiz bir avukat görevlendirilir.
-
Yakalama kararı ile özgürlüğü kısıtlanan şüphelinin yakınlarından istediği herhangi bir kişiye yakalandığına dair bilgi derhâl bildirilmelidir.
-
Şüphelinin susma hakkı vardır.
-
Şüpheden kurtulmak için somut delillerin toplanmasını isteme ve lehine olan delilleri ileri sürme hakkı vardır.
Şüpheli kişi hakkında yakalama veya gözaltına alma işlemi yapılabilir. Gözaltına alma, kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığı ve zorunluluk arz etmesi nedeniyle hakim önüne çıkarılıncaya kadar özgürlüğünün kolluk tarafından kısıtlanmasıdır (CMK m.91).
Sanık Nedir? (CMK 2/1-b)
Yürütülen soruşturma neticesinde şüpheli hakkında dava açılmasını gerektirecek kadar delil elde edildiğinde savcılık tarafından iddianameyle yetkili ve görevli mahkemeye kamu davası açılır. Mahkeme, savcılık tarafından hazırlanan iddianameyi kabul ederek yargılamaya başlamaya karar verdiğinde, soruşturma aşamasında “şüpheli” olan kişi, mahkemede kovuşturma aşamasında “sanık” olarak nitelenir. 5271 sayılı Ceza Muhakamesi Kanunu (CMK), “Sanık, kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiyi, ifade eder” demektedir (CMK m.2/1-b).
Mahkemede kovuşturmanın başlamasından hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiye “sanık” denilmektedir. Sanık; iddianameyle hakkında dava açılmış, fakat hakkındaki mahkeme kararı kesinleşmemiş “şüpheli kişi” olarak da tarif edilebilir.
Sanık Hakları Nelerdir?
Sanık, şüphelinin soruşturma aşamasında sahip olduğu temel haklardan kovuşturma aşamasında yararlanır.
-
Sanığa suç isnadı anladığı dillden en kısa sürede anlatılmalıdır.
-
Sanığın bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkı vardır. Avukat tutmak için mali imkanı yoksa, kendisine baro tarafından ücretsiz bir avukat görevlendirilir.
-
Yakalama işlemi ile hürriyeti kısıtlanann sanığın yakınlarına haber verme hakkı vardır.
-
Sanık susma hakkına sahiptir.
-
Sanığın ileri sürdüğü delillerin toplanmasını isteme hakkı vardır.
Tutuklu Nedir? (CMK 100)
Tutuklama, kişi özgürlüğüne sınırlama getiren en ağır yargılama tedbiridir. Hakkındaki soruşturma veya kovuşturma devam etmekle birlikte, kaçma veya delilleri karatma şüphesi gibi nedenlerle tutukevine konularak hürriyeti kısıtlanan kişiye “tutuklu” denir.
Tutukluluk, soruşturma aşamasında şüpheli veya kovuşturma aşamasında sanık hakkında uygulanan geçici bir tedbirdir. Şüpeheli veya sanık, hakkında kesin hüküm olmayan, yani yargılama prosedürü devam eden kişilere denilmektedir.
Tutuklu Hakları Nelerdir?
Tutuklunun bazı temel hakları vardır:
-
Tutuklunun masumiyet karinesinden yararlanma hakkı vardır. Masumiyet karinesi, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olamyan kişilerin suçsuz kabul edilmesi anlamına gelir.
-
Tutuklunun savunma ve bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkı vardır. Susma hakkı da savunma hakkının bir parçasıdır.
-
Tutuklunun delillerin toplanmasını isteme hakkı vardır.
-
Hakkında verilen hüküm aleyhine istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurma hakkı vardır.
Tutukluluk, sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün istinaf veya temyiz incelemesinde de geçerek kesinleşmesiyle hükümlülüğe döner.
Hükümlü Nedir?
Hükümlü, mahkemede yapılan yargılama neticesinde hakkında verilen mahkumiyet hükmü kesinleşen kişidir.
Tutuklu ile hükümlü arasındaki temel fark, hükümlü hakkında kesinleşmiş bir ceza mahkumiyeti kararı olması nedeniyle hükmün infazı aşamasına geçilmiş olmasıdır.
Hükümlü Hakları Nelerdir?
Hükümlü kişinin de bazı temel hakları vardır:
-
Hükümlünün belli şartların gerçekleşmesi halinde cezanın infazını erteleme hakkı vardır.
-
Cezaevi idaresi mahkeme kararında belirtilen hükmü infaz etmelidir. İnfaz aşamasında hükümlü hakkında mahkeme kararına ek herhangi bir yükümlülük getirilemez.
-
Hükümlü hakkındaki hapis cezasının infazı, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilmelidir (5275 sayılı İnfaz Kanunu m.6/1-b).
-
Hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerinin korunması için cezaevi idaresi tarafından her türlü koruyucu tedbirin alınması zorunludur.
-
Hükümlü, cezaevi idaresinin veya kurullarının her türlü kararına karşı İnfaz Hakimliği'ne itiraz etme hakkına sahiptir.
Hüküm Özlü veya Hükmen Tutuklu Nedir?
Hükümözlü, mahkemede yapılan yargılama netcesinde hakkında verilen mahkumiyet hükmü kesinleşmemiş ancak halen tutuklu bulunan kişidir. Uygulamada, hakkında mahkeme tarafında karar verilen ve dosyası istinaf veya temyiz incelemesi için üst mahkemede olup halen tutuklu olan kişi hüküm özlü olarak kabul edilmektedir.
Hükümözlü deyimi, kanunlarda yer alan bir deyim değildir. Uygulamada cezaevlerinde mahkumları sınıflandırmak üzere bakanlık ve cezaevi idareleri tarafından kullanılan bir terimdir. Mevzuata 22.01.2007 tarihli 45/1 nolu "Ceza İnfaz Kurumlarının Tahsisi, Nakil İşlemleri ve Diğer Hükümler" konulu genelge ile, ilk derece mahkemelerince mahkumiyet kararı verilen fakat cezaları henüz kesinleşmeyen sanıklarla ilgili dolaylı bir şekilde "hükümözlü" sıfatının kullanılmasıyla girmiştir. Ancak, Yargıtay kararlarında da sıklıkla hakkında mahkumiyet kararı kesinleşmeyen tutuklular için "hükmen tutuklu" deyiminin kullanıldığı görülmektedir.
Koşullu salıverilme, denetimli serbestlik, açık cezaevine geçiş gibi uygulamalar hükümözlüler için geçerli değildir.
Şüpheli, Sanık, Tutuklu, Hükümlü, Hükümözlü Yargıtay Kararları
Şüpheli ve Sanık İçin Zorunlu Müdafi (Avukat) Bulundurulması Gereken Haller
a) Şüphelinin/sanığın 18 yaşını doldurmamış olması (CMK md. 150/2), b) şüphelinin/sanığın sağır ve dilsiz olması (CMK md. 150/2), c) şüphelinin/sanığın kendisini savunamayacak derecede malul olması (CMK md. 150/2), d) soruşturma ve kovuşturma yapılan suçun cezasının alt sınırının 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi (CMK md. 150/3), e) şüphelinin/sanığın tutuklanma talebiyle sorguya sevk edilmesi (CMK md. 101/3), f) kaçak sanık hakkında duruşma yapılması (CMK md. 247/3), şüphelinin/sanığın resmi bir kurumda kusur yeteneğinin araştırılması için gözlem altına alınmasına karar verilmesi (CMK md. 74/2) ve ğ) sanığın duruşmanın düzenini bozduğu hallerde yargılamaya yokluğunda devam edilmesi (CMK md. 204) hallerinde, şüphelinin sanığın müdafii yoksa istemi olup olmadığına bakılmaksızın ve hatta istememesi halinde Baro tarafından bir müdafii görevlendirilir ki, buna 'zorunlu (mecburi) müdafii' denir (Ceza Genel Kurulu 2021/27 E. , 2021/297 K.).
Sanık veya Şüphelinin Savunma Hakkı
Şüpheli veya sanık konumundaki kişileri koruyabilmek amacıyla ortaya çıkan savunma hakkı ise, bir suç isnadı ile iddia ve yargılama makamları karşısında bulunan şüpheli veya sanığa, bu suçlamadan kurtulması için tanınan düşüncelerini açıklayabilme hakkı olarak ifade edilmiştir. Ceza muhakemesi hukuku anlamında savunma, şüpheli veya sanığın yararına olarak yürütülen, hakkındaki suç isnadına karşı konulması ile fiili ve hukuki korumayı amaçlayan bir faaliyettir.
Savunma hakkının güvencesi olan Anayasa’nın 36. maddesinde her ne kadar müdafi ile savunulma hakkından açıkça ve ayrıca bahsedilmemiş ise de meşru yol olan savunmaya aracı konumda müdafi yer almaktadır. Böylece bir anlamda bu madde müdafi yardımından yararlanmanın anayasal güvencesi sayılmaktadır. Şüpheli veya sanık veya onların müdafileri gerek uluslararası sözleşmelerle gerekse Anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkını kullanırken baskı altında olmamalıdırlar. Bu hakkını kullanan şüpheli veya sanığın veya onların savunmasını üstlenen müdafinin, bu görevini yerine getirirken herhangi bir yaptırım ile karşılaşma riski bulunmamalıdır. Ancak bunun güvencesiyle gerçek bir savunmadan bahsedilebilecektir.
Nitekim ülkemizin de kabul ettiği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkının asgari şartlarını gösteren 6. maddesinin 3/c bendinde; “Bir suç ile itham edilen herkes:... c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddi olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek, …haklarına sahiptir” denilmek suretiyle, sanığın kendisini bizzat savunma hakkının yanında, müdafi tayin etme yetkisi ile belirli şartlarda müdafiden ücretsiz yararlanabilme hakkının da bulunduğu belirtilmiştir. Bu açıdan, savunma hakkı “meşru bir yol”, müdafi de savunma hakkının kullanılması bakımından “meşru bir araçtır” (Ceza Genel Kurulu 2016/987 E. , 2021/557 K.).
Şüpheli veya Sanığın Avukatının Vekaletname İbrazı Zorunlu Değil
5271 sayılı CMK’da ister koşullarının oluşması üzerine kanun gereği baro tarafından atanmış olsun isterse vekâletname ile görevlendirilsin, şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukat “müdafi” olarak kabul edilmiştir. Şüpheli veya sanık ile avukat arasındaki iç ilişki bakımından bir vekâlet ilişkisi bulunması “müdafi” kavramının tanımlanmasında dikkate alınmamıştır. Buna göre; avukat, temsil ettiği kişilerin sıfatına göre “vekil” veya “müdafi” olarak ceza muhakemesindeki yerini alacaktır. 5271 sayılı CMK, “müdafi” tanımlamasında bir değişiklik getirmesine karşın şüpheli, sanık veya hükümlü arasında ilişkinin kurulabilme yönteminde bir değişiklik yapmamıştır.
5271 sayılı CMK’nın “Şüphelinin veya sanığın müdafi seçimi” başlıklı 149. maddesi;
“Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir; kanunî temsilcisi varsa, o da şüpheliye veya sanığa müdafi seçebilir...” biçiminde,
Aynı Kanun'un "Müdafiin görevlendirilmesi" başlıklı 150. maddesi;
"(1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.
(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.
(3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.
(4) Zorunlu müdafilikle ilgili diğer hususlar, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü alınarak çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." şeklinde,
Anılan Kanun'un "Müdafi ile görüşme" başlıklı 154/1. maddesi;
"(1) Şüpheli veya sanık, vekâletname aranmaksızın müdafii ile her zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir. Bu kişilerin müdafii ile yazışmaları denetime tâbi tutulamaz." biçiminde,
Aynı Kanun'un "Müdafiin görevlendirilmesinde usul" başlıklı 156. maddesi ise;
“(1) 150 nci maddede yazılı olan hâllerde, müdafi;
a) Soruşturma evresinde, ifadeyi alan merciin veya sorguyu yapan hâkimin istemi üzerine,
b) Kovuşturma evresinde, mahkemenin istemi üzerine,
Baro tarafından görevlendirilir.
- Yukarıda belirtilen hâllerde müdafi soruşturmanın veya kovuşturmanın yapıldığı yer barosunca görevlendirilir.
(3) Şüpheli veya sanığın kendisinin sonradan müdafi seçmesi halinde, baro tarafından görevlendirilen avukatın görevi sona erer.” hükmünü içermektedir.
CMK'nın 153. maddesinin 1. fıkrasında; müdafinin dosyayı inceleme yetkisi düzenlenirken, "müdafi soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir" şeklinde düzenlenmiş olup şüpheli veya sanığa hukuki yardımda bulunan avukatın mahkemeye vekâletname ibraz etmesi gibi bir zorunluluk getirilmediği anlaşılmaktadır (Ceza Genel Kurulu 2022/261 E. , 2022/510 K.).
Avukat Baran Doğan
UYARI
Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.