0 212 652 15 44
Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Uluslararası Suçlar Nelerdir?

Savaş suçları, 2002’den beri yürürlükte bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü’nün 8. maddesinde düzenlenmiştir. Türkiye, Statü’ye taraf olmasına rağmen iç hukukunda gerekli onay prosedürünü yerine getirmediğinden Statü henüz Türkiye açısından yürürlükte değildir.

Savaş suçları, Uluslarası Ceza Mahkemesi’nin yargılama yetkisine sahip olduğu uluslararası suçlardandır. Savaş suçu dışındaki uluslararası suçlar şunlardır:

Uluslararası Ceza Hukukunda Savaş Suçları

a) Silahlı Çatışma Kavramı

Hugo Grotius’a göre savaş, bir toplumun, bir ulusun veya devletler topluluğunun isteklerini diğer bir ulus ve devletler topluluğuna zorla kabul ettirmek amacıyla giriştikleri bir mücadeledir.

Silahlı çatışma kavramının ise “devletler arasında silahlı güce başvurulduğunda veya hükümet otoriteleriyle örgütlü silahlar arasında veya bir devlet içinde bu tür gruplar arasında uzayan silahlı şiddet bulunduğunda” söz konusu olacağı ifade edilmektedir.

Silahlı çatışma hukuku, Statü’nün tanımladığı savaş suçlarının anlaşılması açısından da yol göstericidir. Doktrinde silahlı çatışma hukukunun temel ilkeleri, savaşçı statüsünde savaşa katılanlarla fiilen savaşa katılmayanları ayırt etme (distinction), bir savaşta hedefe ulaşmak için yeterli askeri gereklilik (military necessity) dışında güç kullanmama, gereksiz acıya sebebiyet vermeme (unnecessary suffering) ve orantılılıktır (proportionality). Ayrıca bu dört temel ilkeye, Cenevre Sözleşmeleri’nde düzenlenen savaş esirlerine insanca davranılması zorunluluğu, esirlerin belirli durumlarda adil yargılanma hakları olduğu ve işkencenin bir suç olarak kabul edilmesi eklenebilir.

İster savaş olarak tanımlansın ister silahlı çatışma, 1949 Cenevre Sözleşmelerine kadar sadece devletler arasında meydana gelen çatışmalar uluslararası hukuk metinlerinde düzenlenmiştir. 1949 Cenevre Sözleşmelerinin ortak 3. maddesi silahlı iç çatışmaları da silahlı çatışma hukuku kapsamına almıştır. Silahlı iç çatışmalar, doktrinde uluslararası olmayan silahlı çatışmalar olarak değerlendirilmektedir .Fakat, uluslararası olmayan silahlı çatışmalar kavramının tanımı Cenevre Sözleşmelerinden çok daha sonra 1977 Ek II. Protokol ile yapılmıştır. Protokolün 1. maddesine göre, “bir Yüksek Akit tarafın ülkesinde kendi silahlı kuvvetleriyle muhalif silahlı kuvvetler veya sorumlu komuta altında olan, devamlılık arz eden ve planlı askeri operasyonlar yapmalarına ve bu Protokolü uygulamalarına imkan verecek şekilde bu Yüksek Akit tarafın ülkesine ait bir kısmı üzerinde kontrolü elinde bulunduran diğer örgütlü silahlı gruplar arasında cereyan eden tüm silahlı çatışmalara” uluslararası olmayan silahlı çatışma denilmektedir. Silahlı çatışmanın niteliği uluslararası olsun veya olmasın, öncelikle sivillerin yaşam hakkının güvence altına alınması gerektiğinden her iki durumda da aynı kuralların uygulanması gerektiği ileri sürülmektedir .

b) Statü’de Savaş Suçları

Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü’nde savaş suçları 8. Maddede düzenlenmiştir. Bu maddede hem uluslararası silahlı çatışmalar hem de iç silahlı çatışmalar esnasında işlenebilecek suçlar tanımlanmıştır. Statü hazırlanırken hangi fiillerin savaş suçu kabul edileceği tartışılmış, bazı devletler uluslararası örf ve adet hukukuyla tanınmış fiillerin savaş suçları olarak tanımlanmasını istemişlerdir. Bazı devletler, 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokollerde sayılan fiillerin savaş suçları olarak kabul edilmesini önermişlerdir. İç çatışmaların savaş suçu olarak kabul edilip edilmeyeceği de tartışılmıştır .

Netice itibarıyle, Statü’de savaş suçu fiilleri uluslararası silahlı çatışmaları ve iç silahlı çatışmaları kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. Suç fiilleri, toplam 40 adet olup suçlar sınırlayıcıdır. Savaş suçu sayılan tüm fiiller genel olarak dört başlık altında toplanmıştır.

(1) 1949 Cenevre Sözleşmelerinin Çok Ciddi Şekilde İhlali

1949 Cenevre Sözleşmeleri savaş hukukunu ve savaş sırasındaki yasak eylemleri en geniş düzenleyen sözleşmelerdir. Bu sözleşme metinleri, uluslararası hukuk literatüründe ve uygulamasında yerleşik bir şekilde kabul görmektedir. Birçok devlet bu sözleşmelere katıldıktan sonra iç hukukunu da buna göre düzenlemiştir . Statü’nün 8. maddesi de Cenevre Sözleşmeleri’nde mevcut aşağıdaki 8 suç fiilinin, yine Cenevre Sözleşmeleri’nde koruma altında bulunan şahıslara veya mallara karşı işlenmesi halinde savaş suçu saymıştır:

i) Kasten öldürme;

ii) Biyolojik deneyler dahil işkence veya insanlık dışı muamele;

iii) Vücuda veya sağlığına kasten büyük ıstırap verme veya ciddi yaralamaya sebep olma;

iv) Askeri gereklilik olmadan, yasadışı ve keyfi olarak mülkiyetin yaygın yok edilmesi veya sahiplenilmesi;

v) Bir savaş esirinin veya koruma altındaki bir diğer şahsın, düşman devlet silahlı kuvvetlerinde hizmet etmeye zorlanması;

vi) Bir savaş esirinin veya koruma altındaki bir diğer şahsın, kasti olarak adil ve olağan yargılanma hakkından yoksun bırakılması;

vii) Hukuka aykırı sürgün ya da nakletme ya da hukuka aykırı alıkoyma

viii) Rehin alma.

Statü, Cenevre Sözleşmeleri’ne atıf yaptığına göre yukarıdaki fiillerin Cenevre Sözleşmeleri ışığında değerlendirilmesi gerekir. Fiillerin ihlal teşkil edip etmediği, ihlal teşkil ediyorsa ağırlık derecesi; fiilin icra edilmesi açısından askeri gereklilik olup olmadığı, oluşan zarar da dikkate alınarak değerlendirilecektir .

(2) Uluslararası Silahlı Çatışmalarda Uygulanabilir Yasa ve Geleneklerin Diğer Ciddi İhlali

Statü’nün 8/2-b maddesiyle, uluslararası çatışmalarda uygulanabilir kural ve adetlerin diğer ciddi ihlalleri de savaş suçu sayılmıştır. Bendin başlığından anlaşılacağı üzere bu bent yalnızca uluslararası silahlı çatışmalarda uygulanabilir. Uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda maddenin başka bentleri uygulanabilir, ama bu bendin uygulanması mümkün değildir. Bu bentte Cenevre Sözleşmesi’nde tanımlanmamış bazı fiillere yer verilmiştir. Bu fiiller oldukça geniş kapsamlı olarak aşağıdaki şekilde sayılmıştır:

i) Çarpışmalarda doğrudan yer almayan sivil bireylere ya da sivil nüfusa karşı kasten saldırı yöneltilmesi;

ii) Askeri olmayan, yani askeri maksatlı olmayan sivil hedeflere karşı kasten saldırı düzenlenmesi;

iii) Uluslararası silahlı çatışmalar hukuku çatısı altında, siviller ya da sivil nesnelere sağlanan korumadan yararlanma hakları olduğu sürece, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne göre, barış gücü ya da insani yardıma tahsis edilmiş görevli personel, tesis, malzeme, birlik veya araçlara kasten saldırı yöneltilmesi;

iv) Tahmin edilen somut ve doğrudan askeri avantajlara kıyasla, aşırı olacak şekilde, sivillerin yaralanmasına veya ölmesine veya sivil nesnelerin zarar görmesine yol açacağı ve geniş çapta, uzun vadeli ve ağır bir biçimde doğal çevreye zarar vereceğinin bilincinde olarak saldırı başlatılması;

v) Savunmasız veya askeri hedef oluşturmayan kent, köy, yerleşim yeri veya binaların bombalanması veya bu yerlere herhangi bir araçla saldırılması;

vi) Silahını bırakmış, kendisini savunma araçlarından yoksun ve isteğiyle teslim olmuş bir askeri öldürme veya yaralama;

vii) Teslim bayrağını, Birleşmiş Milletler veya düşman bayraklarını, askeri rütbelerini ve üniformalarını, yine aynı şekilde Cenevre Sözleşmeleri’nin ayırt edici amblemlerini, uygunsuz şekilde kullanarak ölüme veya ciddi yaralanmaya sebebiyet verme;

viii) İşgalci devletin kendi sivil nüfusunun bir bölümünü işgal ettiği topraklara doğrudan veya dolaylı olarak nakletmesi veya işgal edilen topraklardaki nüfusun tamamının veya bir kısmının bu ülke içinde veya dışında sürülmesi veya nakli;

ix) Askeri amaçlı olmaması koşuluyla din, eğitim, sanat, bilim veya yardım amaçlarıyla kullanılan binalara, tarihi eserlere, hastanelere ve hasta ve yaralıların toplandığı yerlere kasten saldırı düzenlenmesi;

x) Karşı tarafın hakimiyeti altında bulunan kişilerin tıp, diş veya hastane tedavisi gerekliliği olmadan, kişisel çıkarlarına aykırı bir şekilde ölüme yol açabilecek veya sağlığı ciddi tehlikeye düşürebilecek nitelikte tıbbi veya bilimsel deneylere tabi tutulması veya fiziksel sakatlanmaya maruz bırakılması;

xi) Düşman ulus ya da orduya bağlı bireylerin haince öldürülmesi veya yaralanması;

xii) Merhamet gösterilmeyeceğini ilan etme;

xiii) Savaşın gereklilikleri elkoyma veya imha etmeyi zorunlu kılmadıkça düşman mülkiyetinin imha edilmesi veya bu mallara el konulması;

xiv) Düşman taraf uyruklu kişilerin, mahkemelerdeki hak ve eylemlerinin ortadan kaldırıldığını, askıya alındığını veya kabul edilemez olduğunu ilan etme;

xv) Düşman taraf uyruklu kişileri, savaş başlamadan önce savaşan tarafın hizmetinde bulunmuş olsalar bile kendi devletlerine karşı savaş hareketlerinde yer almaya zorlama;

xvi) Saldırı sonucu ele geçirilmiş olsa bile bir kenti ya da yeri yağmalama; xvii) Zehir veya zehirli silahların kullanılması;

xviii) Boğucu, zehirli veya diğer gazlar ile benzeri sıvı, malzeme veya cihazlar kullanılması;

xix) Çekirdeği tam kapatmayan veya yararak ayrılan mermiler gibi insan vücuduna kolayca giren veya vücutta parçalanan mermi kullanılması;

xx) Gereksiz yaralanmaya veya ıstıraba yol açan veya 121 ve 123. maddeler hükümlerine uygun olarak bu Statü’ye bir ek şeklinde dahil edilmesi ve geniş yasaklamaya tabi olması halinde, kendiliğinden ve ayrım yapmadan uluslararası savaş hukuku ihlalleri oluşturan silah, mermi, malzeme veya savaş yöntemleri kullanılması;

xxi) İnsan onuruna hakaret eder nitelikte, özellikle aşağılayıcı ve küçük düşürücü davranışlar;

xxii) 7.maddenin 2(f) paragrafında tanımlandığı gibi ırza geçme, cinsel köleleştirme, fahişeliğe zorlama, hamileliğe zorlama, kısırlaştırmaya zorlama veya Cenevre Sözleşmeleri’ni ciddi şekilde ihlal eden diğer cinsel şiddet çeşitlerine başvurulması;

xxiii) Belli noktaları, alanları veya askeri güçleri askeri operasyonlardan muaf tutmak için, bir sivilin veya diğer korunmuş bir kimsenin varlığının kullanılması;

xxiv) Uluslararası hukuka uygun bir şekilde, Cenevre Sözleşmeleri’nin ayırt edici amblemlerini kullanan binalara, malzemeye, sağlık ve ulaşım birimlerine kasten saldırı düzenlenmesi;

xxv) Cenevre Sözleşmeleri ile sağlanan yardım malzemelerini bilerek engelleme dahil olmak üzere, yaşamları için vazgeçilmez maddelerden mahrum etmek suretiyle sivillerin aç bırakılmasının, bir savaş yöntemi olarak kullanılması;

xxvi) 15 yaşından küçük çocukların ulusal silahlı kuvvetlere çağırılması, askere alınması veya çatışmalarda aktif olarak kullanılması.

Statü’nün yukarıda açıkladığımız 8/2-b maddesi, 1899 ve 1907 tarihli La Haye sözleşmelerinden, nispeten yeni uluslararası örf ve adet hukukundan ve Cenevre Sözleşmelerine Ek Protokollerden alıntı yapılarak veya esinlenerek hazırlanmıştır .

(3) Uluslararası Nitelik Taşımayan Bir Silahlı Çatışmada, 1949 Cenevre Sözleşmeleri’nin Ortak 3. Maddesinin Ciddi İhlalleri

Bir çatışmanın uluslararası nitelik taşıması savaş suçu açısından belli ölçülerde önemli olsa da uluslararası nitelik taşımayan çatışmalarda da savaş suçu işlenmesi mümkündür. Uluslararası nitelik taşımayan silahlı çatışmaya Suriye Savaşı örnek gösterilmektedir .

Cenevre Sözleşmelerinin tamamında ortak hükümler içeren 3. maddeye aynı metin kullanılarak yer verilmiştir. Bu maddenin ciddi ihlalleri, yani çatışmalarda aktif olarak yer almayan kişilere, silahlarını bırakmış silahlı kuvvetler mensupları dahil hastalık, yaralanma, tutulma veya herhangi bir nedenle çatışma dışı kalmış (hors de combat) kişilere karşı işlenen aşağıdaki fiiller savaş suçu kabul edilmiştir (Statü md. 8/2-c):

i) Yaşam hakkına ve kişiye karşı şiddet, özellikle her türlü öldürme, sakat bırakma, zalimane muamele ve işkence;

ii) İnsan onuruna hakaret eden, özellikle aşağılayan ve küçük düşürücü davranışlar;

iii) Rehin alma;

iv) Kanuna dayalı ve gerekliliği genel kabul görmüş hukuksal güvencelere sahip, olağan bir mahkeme kararı olmadan cezalandırma ve infaz.

Yukarıdaki hükümler, yalnızca uluslararası nitelikte olmayan silahlı çatışmalara uygulanır. Bu nedenle ülke içinde gerçekleşen gösteriler, münferit ve zaman zaman meydana gelen şiddet hareketleri veya benzer nitelikteki diğer fiiller gibi iç karışıklıklar ve gerginliklere uygulanmaz (Statü md. 8/2-d).

(4) Uluslararası Nitelikte Olmayan Ancak Silahlı Çatışmalarda Uygulanabilir Hukukun Ve Teamüllerin Diğer Ciddi İhlalleri

Uluslararası hukukun temel ilkelerinden biri olan devletlerin eşit egemenliği ilkesi Statü’de birçok vesileyle yer bulmuştur . Devletlerin içişlerine karışmadan uluslararası hukukun güvence mekanizmaları kurulmaya çalışılmıştır. Aşağıdaki filler, uluslararası karakterde olmayan ancak silahlı çatışmalarda uygulanabilir hukukun ve teamüllerin diğer ciddi ihlalleri olarak kabul edilmiştir (Statü md. 8/2-e):

i) Çarpışmalarda doğrudan yer almayan sivillere karşı veya sivil nüfusa karşı kasten saldırı düzenlenmesi;

ii) Uluslararası hukuka uygun bir şekilde Cenevre Sözleşmelerinin ayırt edici amblemlerini kullanan personele, malzemeye, tıbbi birimlere ve nakliye araçlarına kasten saldırı düzenlenmesi;

iii)Silahlı çatışma hukukuna göre, sivillere ve sivil nesnelere sağlanmış korumaya hak kazanmaları şartıyla, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne uygun bir şekilde insani yardımda veya barış gücü görevinde bulunan personele, tesislere, malzemeye, birimlere veya araçlara karşı kasten saldırı düzenlenmesi;

iv) Askeri amaçlı olmaması koşuluyla dini, eğitim, sanat, bilim veya hayır amaçlarıyla kullanılan binalara, tarihi eserlere, hastanelere ve hasta ve yaralıların toplandığı yerlere bilerek saldırı düzenlenmesi;

v) Saldırı sonucu ele geçirilmiş olsa dahi, bir kenti ya da yeri yağmalama;

vi) 7.maddenin 2(f) paragrafında tanımlandığı gibi ırza geçme, cinsel köleleştirme, fahişeliğe zorlama, hamileliğe zorlama, kısırlaştırmaya zorlama veya Cenevre Sözleşmeleri’ni ciddi şekilde ihlal eden diğer cinsel şiddet çeşitlerine başvurulması;

vii)15 yaşından küçük çocukların, ulusal silahlı kuvvetlere çağırılması, askere alınması veya çatışmalarda aktif olarak kullanılması;

viii)Çatışmadan kaynaklanan nedenlerden dolayı, sivillerin güvenliği veya askeri nedenler gerektirmedikçe sivillerin yer değiştirilmesi talimatı verilmesi;

ix) Karşı tarafın savaşanlarını haince öldürme veya yaralama;

x) Merhamet gösterilmeyeceğini ilan etme;

xi) Karşı tarafın hakimiyeti altında bulunan kişilerin tıp, diş veya hastane tedavisi gerekliliği olmadan, kişisel çıkarlarına aykırı bir şekilde ölüme yol açabilecek veya sağlığı ciddi tehlikeye düşürebilecek nitelikte tıbbi veya bilimsel deneylere tabi tutulması veya fiziksel sakatlanmaya maruz bırakılması;

xii)Savaşın gereklilikleri elkoymayı veya imha etmeyi zorunlu kılmadıkça düşman mallarının imha edilmesi veya bu mallara el konulması;

xiii)Zehir ya da zehirlenmiş silahlar kullanılması;

xiv) Boğan, zehirli ya da diğer gazların ve buna benzer her türlü sıvı, madde veya aletlerin kullanılması;

xv) Çekirdeği tamamen kaplamayan sert kovanlı ya da yarıkları olan mermiler gibi, insan vücudunda patlayan ya da ilerleyen mermilerin kullanılması.

Savaş suçları, devlet görevlilerinin en çok işlediği ve çeşitli meşruiyet gerekçeleri sundukları suçlardır. Bu suçlara karşı etkin soruşturmalar için Ceza avukatı olarak faaliyet gösteren kişilerin sahada iyi çalışarak elde ettikleri bilgileri hukuksal bir formülasyonla birlikte mahkemeye sunması önem arzetmektedir.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS