Çalışma Saatlerimiz
Hafta İçi 09.00 - 18.00

Bölge Adliye Mahkemesi, diğer bir deyişle istinaf mahkemesi, yerel mahkeme kararını esas ve usul açısından inceler. İstinaf incelemesi neticesinde karar kesinleşmişse; kesinleşen istinaf mahkemesi kararına karşı son çare İstinaf Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulmasıdır. Başsavcılık talep halinde veya kendiliğinden, daha önce istinaf incelemesini yapan ceza dairesi nezdinde hukuka aykırı kararın düzeltilmesi için itiraz yetkisini kullanır. İstinaf incelemesini yapmış olan ceza dairesi, başsavcılığın talebini yerinde gördüğünde ceza davası dosyasını yeniden ele alarak kararını düzeltir.

Hukuka aykırı kesinleşmiş mahkeme kararına karşı itiraz yetkisini kullanması için İstinaf Mahkemesi Başsavcılığı’na bir dilekçeyle başvurulması gerekir. Aşağıda bir İstinaf Mahkemesi Başsavcılığı’na Kararın Düzeltilmesi Başvurusu Dilekçe Örneği mevcuttur.


Kesinleşmiş İstinaf Mahkemesi Kararının Düzeltilmesi Talepli Dilekçe


BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ (İSTİNAF) CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
GÖNDERİLMEK ÜZERE
İSTANBUL 18. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NE

Yerel Mahkeme Dosya No : 2017/….ESAS

Bölge Adliye Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye (İstinaf) Mahkemesi 7. Ceza Dairesi
Dosya No : İstinaf No: 2017/….. esas - İstinaf Karar No: 2017…..karar

HÜKÜMLÜ SANIK : A.D.

D. KONUSU : 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308/A maddesi gereği Başsavcılığınızın Bölge Adliye (İstinaf) Mahkemesi 7. Ceza Dairesi nezdinde itiraz yetkisini kullanarak hakkımdaki kesinleşmiş mahkeme KARARININ DÜZELTİLMESİ talebidir.

AÇIKLAMALAR :

1.Kabule Göre; Yerel Mahkemenin Teşebbüs Aşamasında Kalan Suça TCK m.35 Hükümlerini Uygulamaması Hukuka Aykırıdır

Yerel mahkemenin maddi gerçek kabulüne göre; OXXO mağazasından çaldığım iddia edilen mamullerle ilgili suça teşebbüs hükümleri uygulanması gerekirken suç tamamlanmış gibi ceza verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay uygulamasına ve yerel mahkemece kabul edilen maddi gerçeğe göre şu hususlara dikkate edilmesi gerekir:

  • Alışveriş merkezinin çıkış kapısına yöneldiğime dair hiçbir iddia yoktur. Alışveriş merkezinin tuvaletindeyken yakalandığım ve hırsızlık suçu konusu mamulleri çaldığım iddia edilmiştir.

  • Suçun tamamlanması için alışveriş merkezinin çıkışa yönelik otopark vb. gibi bir alanına yöneldiğime dair bir iddia da yoktur.

  • Müştekilerin beyanına göre kesintisiz takip altında olduğum iddia edilmektedir.

Tüm bu nedenlerle hırsızlık suçunu işlediğim kabul edilse bile, suçun teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilerek TCK m.35 gereği ceza indirimi uygulanması gerekirdi.

Nitekim, Yargıtay suça teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiğini benzer bir olayda şu şekilde açıklamıştır:

“……Sanığın alışveriş merkezi içinde bulunan ayakkabı mağazasından suça konu ayakkabıyı koynuna koyarak ödeme yapmadan çıktığı, mağaza çalışanı müşteki … tarafından farkedilmesi üzerine müştekinin polise haber verdiği ve aynı zamanda sanığı takip etmeye başladığı, sanığın alışveriş merkezinin otoparkına yöneldiği sırada ardından gelen müşteki ile polisleri görünce suça konu ayakkabıları atarak kaçmaya çalışırken yakalandığı anlaşılmakla suçun teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilerek TCK’nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılması gerekirken kararda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır…” (Yargıtay 13. Ceza Dairesi - Karar:2015/9990).

2.Bir Avukatın Hukuki Yardımından Ücretsiz Yararlanma Hakkım Hatırlatılmadan Verilen Hüküm Hukuka Aykırıdır

08.05.2017 tarihinden yerel mahkemeye gönderdiği dilekçemde de anlaşılacağı üzere, kollukta ve mahkemede yaptığım suç ikrarı tamamen kolluğun yönlendirmesi sonucudur. Yargılamanın hiçbir aşamasında usulüne uygun bir şekilde bir avukatın hukuki yardımından yararlanabileceğim, avukat talep etmem halinde mali durumum müsait değilse, avukatlık ücretinin devlet tarafından karşılanacağı tarafıma izah edilmemiştir.

CMK m.147/1-c hükmü şu şekildedir:

“…Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir…”

Soruşturma ve kovuşturmanın hiçbir aşamasında bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkım hatırlatılmamıştır. Bir avukatın hukuki yardımından da yararlanamadığım için bu şekildeki bir savunmayla cezalandırılmayacağıma olan inancım ile gerçeğe aykırı bir yaptığım suç ikrarı hakkımdaki cezanın temel dayanağıdır. 08.05.2017 tarihli beyanımla hakkımdaki iddiaları reddetmeme rağmen bu beyanım dikkate alınmamıştır.

Kolluğun yanlış yönlendirmeleri sonucu bir avukatın hukuki yardımından yararlanmadığından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkım ihlal edilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, (Lala/Hollanda, 1994) kararında avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkının biçimsel bir şekilde kısıtlanmasını adil yargılanma hakkının ihlali saymıştır:

“…Suç isnadı altında bırakılan herkesin bir avukatın yardımından yararlanma hakkı vardır. Hollanda hukukunda olduğu gibi üst mahkemedeki yargılamaya katılmayan sanığın, yokluğunda verilen karara itiraz olanağının tanınmadığı durumlarda, bu ilke daha büyük önem taşımaktadır. Avukatla savunma hakkının kuramsal olmaktan çıkarılıp pratikte uygulanabilir ve etkili olabilmesi için, söz konusu hakkın gereksiz biçimsel koşullarla sınırlandırılmaması gerekir. Yargılama adaletini gerçekleştirmek mahkemelerin görevidir.”

Üniversite öğrencisiyim, gazetecilik okuyorum. Tüm geleceğimi etkilen bir yargılamayla ilgili bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkım yerel mahkeme tarafından hatırlatılmadığı gibi matbu ifadeler istinaf ceza dairesi tarafından ölçü olarak kabul edilmiştir. Savunma hakkımı kullanmak ve maddi gerçeği ayrıntılı anlatmak üzere istinaf ceza dairesinin kararın düzeltilmesi talebimi duruşmalı incelemesini talep ediyorum.

SONUÇ VE İSTEM :

Yukarıda açıkladığımız üzere, Başsavcılığınızın usul ve yasaya aykırı olarak hakkımda kesinleşen KARARIN DÜZELTİLMESİ amacıyla İstanbul İstinaf/Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi’ne itiraz yetkisini kullanmasını talep ediyorum.

Sanık Mehmet Demir


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd@gmail.com adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Paylaş
RSS